28 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

28 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Mayıs 1938 CUMHURtYET Hâdiseler arasında BEYNELMtLEL PORTRELER Küfür ve argo Ispanya Fransa hududunda Birçok tayyareler Serber şehrini bombardıman etti Fransız Hariciye Nezareti, tayyarelerin hüviyeti tesbit edildikten sonra derhal protestoda bulunacak Paris 27 Dün gece saat 21,30 a doğru Serber üzerine birçok tayyare gelerek istasyona ve civar yollara 10 tane bomba atmış ve bu yüzden Yolnu istasyon binasının pencere camlan kırılmıştır. İki kişi hafif surette yaralanmıştır. Tayyareler bir saat sonra tekrar gel mişlerse de müdafaa toplarının ateşi karSisında kaçmışlardır. bin geri çekilmesini müteakıb muhariblik haklannın verilmesi, diğer taraftan gö nüllüler bir nisbet dahilinde geri alınacaktir. Sovyetler yalnız bu noktayı kabul etmişlerdir. 3 Gönüllülerin geri alınmasını mürakabe edecek olan iki komisyonun hareketinden 15 gün sonra Fransız ve Portekiz hududlarında kara kontrolünün yeniden tesisi. Geri alma işleri nihayet 30 gün zarfında başlamazsa Fransa serbestçe hareket etmek hakkını iktisab edecektir. 4 Kara kontrolü ile beraber deniz kontrolünün de başlaması. Talî komite gelecek salı ve perşembe günleri toplanarak bu plânın tatbiki için ihtiyar edilecek masraflar meselesini gö rüşecek, cumhuriyetçilerle Frankistler nezdine gönderilecek olan komisyonlann azasını seçecektir. dam öldürmek meşru değil dir; fakat nefsi müdafaanın öyle zarurî bir yeri ve öyle zarurî bir anı vardır ki, orada ve o zaman adam öldürmek yalnız meşru olmakla kalmaz, mukaddes bir hak da olur. Küfretmek de meşru değildir; fakat hakarete uğnyan adamın şerefini müdafaa için ihtiyar edeceği ifade şiddeti mazur, hatta bazan da takdire lâyık görülebilir. Bunun için, ben matbuatta müdafaa küfürlerini terbi ye ve nezahet bakımından ayıbhyanlara hiçbir gün reyimi vermedim. Bir isnada ve hakarete cevab olarak yazı da ihtiyar edilen zarurî ifade şiddeti, hezil veya hiciv gibi san'atkârane bir şekil aldığı takdirde hususî bir kıymet de kazanabilir. Bundan başka, bir insana eşek demek hakarettir; fakat bir eşeğe eşek demek hakaret değildir. Namuslu bir adama hırsız, bir ilim adamına cahil demek de hakarettir; fakat, bilhassa matbuatta bir hırsıza hırsız, bir cahile cahil demek, hakaret değil, sosyal bir vazifedir: lsbat etmek şartile! Bizim sıkı matbuat kanunumuz bile, bazı vaziyetlerde, isbat etmek şartile buna izin veriyor. . . Argo aleyhindeki yazılarım üzerine, bir okuyucumun bana: «Siz küfrü müdafaa etmiştiniz, şimdi argonun aleyhinde bulunuyorsunuz, bu tezadı izah eder misiniz?» diye sormuştu. Şimdiye kadar yazdıklanmdan da anlaşılır ki ben mutlak değil, zarurî ve meşru bir ifade şiddetine taraftanm. Nitekim, adam öldürmeğe de taraftar olmadığım halde, nefsi müdafaa zaruretinin insanı sevkedeceği meşru cinayetler olabileceğini de kabul etmez değilim. Bundan başka, küfür, hiciv, argo ve halk tabirleri ayrı ayrı şeylerdir. Bir insana «şerefsizlik» isnadı küfürdür; fakat ne hicivdir, ne argodur, ne de halk tabiridir. Dün bir sabah gazetesinin kadın muharriri, argoya dair yazdığım son makalenin bazı cümlelerini tahrif ederek almış ve kısacası, benim küfrü edebiyata, gazeteciliğe ve Ume kadar yükseltenlerden olduğum halde argodan ve halk tabirlerinden şikâyetüni garib bulmuş.Ayni zamanda bir okuyucuma da cevab vermiş olmak için bu satırlan yazdım. Okuyucumun beni anhyacağından eminim; fakat beni anlamamakta hususî maksadlan ve hesablan olduğunu tahmin ettiğim bazı meslektaşlann idrak mertebeleri hakkında hiçbir teminat veremem. Eduard Beneş Çekoslovakya bugün en büyük evlâdının 54 üncü yaşını tes'id ediyor. Cumhurreisi M. Eduard Beneş, bugünkü 28 mayıs tarihinde 54 yaşını idrak etti. Toprağın çocuğu olduğunu, memleke tinin en yüksek mevkiini işgal ettiği halde topraktan ayrılamayışile ispat eden M. Benes, on bir çocuklu fakir bir Çek çiftçisinin oğludur. Dünyaya gelirken, İngiliz lerin dediği gibi «ağzında gümüş kaşıkla» gelmemiştir. Onun bütün çocukluğu ve bütün tahsil çağı, mahrumiyetin binbir türlü acısı içinde geçmiştir. Daha pek genc yaşında iken siyaset çarkının dişlerini mahir bir makinist gibi işletmeğe başlıyan Eduard Benes, müte veffa Cumhurreisi Mazarik'in refakahnde memleketin kurtuluşunu hazırladık tan ve mukadderatını talihine bağladığı o büyük insanın peşinde, ikbale doğru derece derece yükseldikten sonra, çocukluğile siyaset gemisi kaptanhğı arasındaki yıllar devamınca uzak kaldığı tabiate avdet fırsatını bulmuş bir bahtiyardır. Denilebilir ki, Çekoslovak Cumhurreisi, devletin en yüksek makamının, omuzlarına tahmil ettiği yükü, uğrunda durmadan savaştığı topraktan kuvvet alarak daha emin, daha mutmain, daha kolay taşı yor. Eduaıd Benes'i, bir tek vasfile tarif etmek, onun hakkında yazılabilecek sahifelerle yazıya muadil olur. Bu tek vasıf, Çekoslovak yurduna bağlılıktır. Ve bu vasfı, onun resmî ve hususî hayatımn h°r safhasında görürüz. Çocukluk çağında baba bucağına, tahsil çağmda mektebe, gencliginde vazifeye, Harbi Umumide, Mazarik'le beraber atıldığı mücadele esnasında yurd ve istiklâl davasına, siyasî hayatında memleket işlerine ve bugün Çekoslovak vatanının yüksek menfaatlerine, Çekoslovak toprağına, ailesine ve yuvasma bağlılığındaki derinlik M. Be neş'in bütün varlığının ifadesidir. Onu, Tabar'daki malikânesinde görenler, karşılarına çıkan kolları sıvalı, alnı terli adamın, Çekoslovakya Cumhurreisi olduğuna ihtimal veremezler. Eduard Beneş, Çekoslovak toprağının sinesindeyken, onun en müşfik, en hürmetkâr ve en mütevazı çocuğudur. Çekoslovak toprağı ve Benes, bir ana ile oğul kadar biribirine kaynaşmış iki vücuddur. *** Üstadı ve selefi gibi bir köy çocuğu olan M. Beneş, Bohemya'nın batı tarafmda, Kozlan kasabasmda dünyaya gelmiştir. Kendisinden evvel, babasımn fakir damı altında dünyaya adım atan sekiz kardeşinin arasına katıldığı 1884 yılında, ismini kütüğe kaydeden nüfus memuru, ona, ayni zamanda Avusturya tabiiyetini de giydirmişti. Eduard Beneş, hayli verimsiz bir toprak olan bu çiftlik köşesinde, o zamanki köylü çocuklarmın yaşadığı yorucu, mahrumiyet dolu hayab sürmüş, tarla işlerine yardım ederek büyümüştü. On iki yaşına kadar, bütün bilgisi toprak işinden, hayatımn sahası çiftlik sınmndan, işittiği memleket ismi civardaki Pilsen köyünden öteye geçmedi. Beneş, bu yaşa kadar, dimağınm geniş ve derin kabiliyetini bir köy mektebinin cılız programile doldurmağa yelten İHEM NALINA MIHINA Adam öldürme suçile mücadele l \ M. Eduard Beneş dikten sonra, istidadının çok daha geniş ufuklara ihtiyacı olduğunu görenler, onu, Prag'da muallimlik eden büyük kardeşinin yanına gönderdiler. Prag Koleji Beneş için her itibarla bir mekteb oldu. Hayatı orada öğrendi; müliyetin ne demek olduğunu orada hissetti; o güne kadar maddî yorgunluklarından başka cephesini bilmediği ve yalnız maddeten bağh olduğu yurd toprağına, ondan daha kuvvetli ve kalbden giden bir rabıta ile de bağlı olduğunu orada anladı. Bu duygular, onu birdenbire tahsilin ve sporun fedaisi haline getirmişti. Eduard Beneş'in, meşhur Slavya kulübünün bir maçına iştirak ettiği gün, düşerek bacağı kınldıktan sonra, hastanede kendine gelince, ilk söz olarak: Kazandık mı? Sualini sorması, onun, bugün hâlâ değişmiyen o zamanki haleti ruhiyesini çok güzel gösteren bir misaldir. Benes, derste, sporda ve sonra siyasette hiçbir za man heveskâr kalmamış, daima ön safta ve hedefe candan bağlı bir gönüllü ola rak çarpışmıştır. Harbi Umumî, Beneş'i, kırık ayağile, askerlik hizmeti yapamıyacak bir vazi yette buldu. Bunda, belki de, ferdlerin mukadderatına olduğu kadar milletlerin mukadderatına da hâkim olan tesadüfün bir cilvesi vardır. Onun cepheden bir daha dönmiyen gender arasına katılma ması, Çekoslovakyaya bugünkü Eduard Benes'i kazandırdı. Bugünkü Reisicumhur Benes, Umumî Harbin barut dumanlarına katılmaması sayesinde, bütün harb müddetince, Çekoslovakyanın kurtuluşu uğrunda çalışmak fırsatım bulmuştur. Eduard Benes'in, siyasî ve millî aki deleri, bakaloreasını verip, profesör olmak kararile Prag Üniversitesine girdiği tarihte, hakikî manasile tebcllür etmeğe başlamıştır. Genc milliyetçinin, müteveffa Mazarik'le ilk tanışıklığı bu tarihte ol muştur.. Onu, tahsilini ikmal etmek üzere Fransaya gitmeğe teşvik eden Mazariktir. Beneş'in siyaset sahasındaki devamlı muvaffakiyetleri, Mazarik'le birlikte Çekoslovak istiklâlini kurtarmağa teşebbüs ettikleri andan başlıyarak Cumhurreisliğinde onu istihlâf edeceği ana kadar devam etmiştir. Bugün, Avrupa siyaset âleminin bulanık semasmda, harb bulutlanm uzaklaştınp sulha geniş ufuklar açmağa çalışan kuvvetli ve azimkâr ellerden birini onun teşkil ettiği şüphesizdir. Tayyarelerin hüviyeti Fransa hududda tahkimat yapıyor Paris 27 Dün gece Frankocu olduklan iddia edilen İspanyol tayyareleri tarafmdan Serber'in bombardımanı hakkında Hariciye Nezaretine henüz resmî rapor gelmemiştir. Hariciye Nezareti bu raporu ahr almaz, eğer tayyarelerin hüviyeti tesbit ediliyorsa, alâkadar makamat nezdinde derhal protestoda bulunacaktır. Paris 27 (Hususî) Fransız hükumeti, îspanya hududundaki hava ve deniz kuvvetlerini takviyeye karar vermiştir. Bugün hudud mmtakasına yeni hava dâfi toplan, hudud limanlarına da asrî harb gemileri gönderilmi$tir. Fransada akitler Prag 27 Fransız gazeteleri, ademi müdahale komitesinde elde edilen anlaşma ile meşgul olmaktadır. Sağ cenah gazeteleri bu anlaşmadan dolayı memnuniyetlerini bildirmekte, sol cenah gazeteleri ttalyan zayiatt ise yalnız Franko lehine olan bu anlaş Roma 27 (Hususî) Bugün neşre mayı şiddetle tenkid eylemektedir. îngilterenin bir tesebbüsü dilen resmî bir tebliğe göre, îspanyada cereyan eden muharebelerde 7000 îtalLondra 27 îngiltere hükumeti tan zabit ve askeri ölmüş, 2500 kişi de Barselona'daki sefirini Gractend vapu yaralanmış, kaybolmuş veya esir düşmüş runda bulunmakta olan ltalyan müşahi tür. dinin serbest bırakılmasım taleb etmeğe Ademi müdahale projesinin ve bu müşahidin ne gibi ahval ve şerait esasları dahilinde tevkif edilmiş olduğu hakkında Londra 27 Talî ademi müdahale izahat istemeğe memur etmiştir. komitesinin kabul ettiği projenin başlıca Tahkik edilen bir hâdise ahkâmı şunlardır: Londra 27 Ademi müdahale ko 1 Gönüllülerin asker, bahriyeli, tay mitesi, Valânsiya limanında Franko tayyareci ve sivil eksper olmak üzere dört yareleri tarafından bombardıman edilerek smıfa taksim edilerek geri ahnması, batırılan GreatEnd vapuru hâdisesi 2 En az ecnebi muharibi bulunan hakkında tahkikatta bulunmağa İngiltere İspanyol tarafma 10,000 ecnebi muhari hükumetini memur etmiştir. IIIIIHIHimitııiiMiıı ün geçmiyor ki gazetelerimizde, tüyler ürpertici bir cinayet haberi olmasın? Her gün, bir cinayet oluyor, demekte asla mubalâğa yoktur; hatta bazı günler, gazetelerde, birkaç vatandaşm, ekseriya bir hiç için, canına kıyıldığını esefle okursunuz. Adam öldüren çocuklar bile görüyoruz. Cinayetlerin çoğalması, memleket için çok acı birşeydir. Her cinayette en az bir adam maddeten, bir adam da manen ölür. Ekseriya, iki aile sefil olur. Her adam öldürmenin ruhlarda doğurduğu korku, ıstırab ve heyecanın içtimaî za rarları ise ölçülemiyecek kadar büyük tür. Adliye Vekilimiz Şükrü Saracoğlu, bu içtimaî yaraya parmağını basmış ve Büyük Millet Meclisinde, Adliye bütçesinin müzakeresi münasebetile 1937 senesinde 2,593 adam öldürme cürmü (günde 7 cinayetten fazla) işlendiğini söyle * dikten sonra demiştir ki: « Adam öldürmek suçunun, Gç sene içinde süratle eksilmesini, meşhud suçlar, kanununa, halkın içtimaî seviyesinin tcd* ricen yükselmesine, tedris, talim ve iev biıje sahasmın gittikçe genişlemesine med' mınuz. Burada lenakus çok bariz, çok canlı ve çok $auam şükran olmakla heraber, memleketimizde, bu cürüm hiçbir memleketle mukayese edilemiyecek kadar, çoktur. «Mahkum ve mevkuflar arasında, en büijük rakamı, maalesef katiller tutuyor* Türk ceza evlerindeki 19,000 mahku • mun 8000 ini katiller ve tevkifhaneler deki 10,000 mevkufun da 3800 ünü katil maznunları te$kil etmektedir. «İçtimaî bünııemizin büyük yarasınt apaçık söylemek ve bunu millele, mec lise, hükumete ve matbuata mal etmek suretile ve ancak elbirliğile bu büyük yaraya bir ilâc bulunabileceği kanaatindevim. Katil davalarımn son iki sene içinde ve s.auam şükran bir derecede azalma • sma rağmen, uara hâlâ üstünde durula • cak kadar ağırdır. Bunun için, Adliye Vekâletiniz katil cürmünün saiklerini toplamakta jaifda mülâhaza etmiftir. Içtimai biiuük bir derdle karşı karşıuayız. Bu derdin tedavisi için Adliye Vekâleti vaki olacak telkin ve ir$adları memnuniyetle kar$ılıuacaktır.» Adliye Vekilimizin bu korkunc içtimaî yaranın üzerinde cesaretle durması, bizde, hiçbir memleketle mukayese edile* miyecek kadar çok olan adam öldürme suçunu azaltmak için tedbirler alınaca ğını göstermektedir. Büyük bir tetkik ve tetebbüe ihtiyao gösteren böyle mühim bir mevzuu bu sütunda kesip atmağa imkân yoktur. Fa j kat, bizde cinayetlerin fazlalığı, aflarra bolluğu, katillere verilen cezaların az * lığı, katil davalarımn uzun sürmesi, (ge. çenlerde gazeteler bir katilin yedi ser sonra idam edildiğini yazdılar) sarhoşlı kabadayılık, kan gütme, cehalet, manet ve ahlâkî müeyyidelerin gevşemesi gibi sebeblerden ileri geldiğine şüphe yoktur, Bazı kanunlarımız, içtimaî bünyemize hiç uygun değildir. Ecnebi kanunlarınur tercümesinden ibaret kalan bu kanunları, millî kanunlar haline getirmek lâzımdır* Bizzat Adliye Vekilimizin dediği gibi kanunlarımızın milletin bünyesine intıbak edemiyen yerlerini o bünyeye uygun bir hale getirmelidir. En ağır bir suç olan adam öldürme cürümlerinin cezaları, tenzilât yapıla yapıla o kadar azahyor ki katle müsaid fena ruhlara, ceza hiçbir korku vermiyor. Böyleleri adam öldürmekten çekinmiyorlar. Memlekette irfan ilerledikçe şüphesiz adam öldürme suçları da azalacaktır. Fakat, bu azalmayı daha kısa zamanda elde etmek mecburiyetindeyiz. Bunu da, en ziyade Adliyemizden ve Adliye Vekilimizin yaptıracağı tetkiklere dayanarak' hazırlanacak kanunlardan bekliyoruz. Adam öldürme suçile büyük ve esaslı bir mücadeleye girişmek lâzımdır. Meksikadaki isyan Çekoslovakya ile devam ediyor Almanya arasında meğe muvaffak oldular Dün yeniden birer Asiler dün bir hattı kes protesto teati olundu Londra 27 (Hususî) Meksika isyanı el'an devam etmektedir. Cedillo taraftarları San Justo devlet topraklanna girerek Meksika şehrin birleşik devletlere bağlıyan şimendifer hattım kesmişlerdir. Meksikaya giden Teksas treni San Lui de Potosi'nin 30 mil cenubunda yoldan çıkmıştır. Birkaç yaralı vardır. Berlin 27 (Hususî) Pragdaki Al man elçisi bugün Çekoslovakya Hari ciye Nazırı M. Krofta'yı ziyaret ederek bir nota vermiştir. Alman notası bu sabah uçuşlar yapan B. 92 işaretli bir Çekoslovak askerî tayyaresinin cenubî Avusturya hududunu tecavüzle Al man toprakları üzerinde uçuşlar yaptığını bildirerek, bu hareketi şiddetle protesto etmiştir. M. Krofta, bu hususta derhal tahki kat yapılacağım bildirmiştir. Diğer taraftan, Berlindeki Prag el çisi de Alman tayyarelerinin Çekoslo vakya toprakları üzerinde uçuşlar yaptığını bildirerek Alman hükumetine bir protesto notası vermiştir. PEYAM1SAFA Japon kabinesinde Harbiye Nazırı ile Genel Kurmay Başkanı dün istifa ettiler Londra 27 (Hususî) Japon Harbiye Nazırı General Sukiyama ile şimalî Çindeki Japon orduları Erkânıharbiye reisi istifa etmislerdir. Teslim olan âsiler Londra 27 Federal ordunun gittikje artan tazyikı karşısında, General Cedillo isyanı tamamile sb'nmek üzeredir Son 36 saat zarfmda, Cedillo hareketine mensub bir şefle 1300 nefer teslim ol muştur. (a.a.) Harb vaziyeti Almanyanın Isviçreye karşı beslediği emeller Lozan 27 La Gazet dö Lozan, başmakalesinde Almanyanın İsviçreye aid emellerini meydana çıkarmakta ve Almanlar tarafmdan yapılan bazı neşri yata bilhassa Almanya ve İsviçredeki nazi partisinin bazı şubelerinde Alman kolonisine verilen akşam derslerine devam eden muallim ve talebeler için nesredilen aylık bültene itiraz etmektedir. Bu gazetede bildirildiğine göre, bültenin nisan ayına mahsus nüshasmda neşredilen bir haritada büyük Almanya, İsviçreyi hemen tamamile hudud larımn içine almış olarak gösterilmektedir. Essen'de çıkan Nasyonal Zey tung'un da 10 nisan tarihli nüshasında böyle bir haritanın mevcrud olduğu bu gazete tarafından ilâve edilmekte dir. (a.a.) Eski Avusturyamn Amerikaya olan borcları Vaşington 27 Piyasa murakabe komisyonu, eski Avusturya borclarmı nasıl ödeyeceğine dair izahat vermediği takdirde Almanyanın Amerika piyasasında ihrac etmekte olduğu istikraz tahvilâtmm geri kalan kısmını menede cektir. Fransız meclisi ay somında toplanıyor Paris 27 16 nisanda paskalya tati Iine başlıyan parlamento, 31 mayısta yeniden toplantılarına başlıyacaktır. Hankov 27 Lungai boyunca Çin ordusu yaptığı bir mukabil taarruz neticesinde Yifen ve Peişai mevkilerini düşmandan geri almıştır. Çinlilerin son günler içinde elde ettiği muvaffakiyet Japonların Lungai'yi kesmek teşebbüs[Baştarafı 1 inci sahifede] Paris ve Londra sefirleri lerini kat'î surette akim bıraktırmıştır. Vali Muhiddin Üstündağ. Kolordu KuSimdi bu mmtakada şark istikametinde Başvekilin nezdinde mandanı Korgeneral Halis Bıktay, BiPrag 27 Başvekil Hodza, Çekoslo Tanşan'a kadar düşmandan tamamile rinci Ordu sıhhiye müfettişi General Dr. temizlenmis bulunuyor. vakyanın Paris ve Londradaki orta el Suphi Yakar, Korgeneral Cemil Cahid, Amoy hâdisesi ve İngiltere çilerini kabul ederek kendilerile uzun Londra 27 Japonların geçende A diğer komutanlar; şehrimizde bulunan müddet görüşmüştür. Bu elçiler Başvekile Çekoslovakya meselesinde Fran moy'da karava çıkmaları esnasmda ce meb'uslar, Merkez Kumandam General sanın ve îngilterenin hattı hareketleri revan eden hâdiselere dair tanzim edi İhsan İlgaz, Üniversite Rektörü, Polis len raporlarm sıhhatini teyid etmesi Müdürü Salih Kılıç, mülkî ve askerî erni anlatmışlardır. hükumet tarafmdan Amoy'daki İngiliz kândan birçok zevat, Atatürkü karşıla Yarınki intihabat konsolosundan taleb edilmiştir. Bu hâ mağa gelen kesif kalabahk arasında seçiPrag 27 Önümüzdeki pazar 2480 diseler hakkında Avam Kamarasmda nahiyede intihabat yapılacaktır. Bu na Butler tarafmdan yapılan beyanatı Ja hyorlardı. Büyük Şefi hâmil olan hususî tren, sahiyelerin 697 si Almandır ve buralarda ponların siddetli bir protestosu takib at tam 10,35 te, ağır ağır gara girdi.. Bu muhtelif partiler tek bir liste üzerinde etmistir. Butler, konsolostan istediği anlaşmışlardır. (a.a.) malumatı alır almaz Avam Kamarasm esnada, Atatürk, vagonlarmın pencere Parlamento içtimat tehir edildi da yeniden beyanatta bulunacak ve sinde göründüler. Gayet neş'eli idiler. Prag 27 (Hususî) Kabine bugün M. bundan evvelki raporlarda yanlışlık İstikbale gelenlere iîtifat ederek, hepsinin Hodza'mn riyasetinde toplanarak 31 varsa bunları tashih edecektir. (a.a.) ayrı ayrı ellerini sıktıktan sonra; refakatmayısta akdedilecek olan parlamento lerinde Genel Kurmay Başkanı Mareşal Plânörle Alpler aşıldı içtimamı intihabattan sonraya, yani Fevzi Çakmak ve mutad zevat bulunduBern 27 Milâno tipinde ve Alman ğu halde; garın iç kapısma doğru ilerlehaziranın 15 ine tehire karar vermiştir. Harh tarafmdan sevk ve idare edilmek diler. Bu sırada, küçük «Ülkü» yü de Yunan donanmasının te olan bir Alman plânörü, iştirak et yanlarına almışlardı. Şefin trenden indiği manevraları miş olduğu beynelmilel yelkenle uçuş görülünce, kesif genclik safları ve halk Atina 27 (Hususî) Yunan donan müsabakasmda Alpları aşmağa muvaftabakalan arasında, bir sevinç kaynaş ması yazlık manevralar yapmak üzere fak olmuş ve Major gölü yakmında İtalyarm Ege denizine açılacaktır. Bir ay yan toprağında yere inmiştir. Bu plâ ması oldu. Bütün başlar, Ona doğru uzadevam edecek olan bu manevralara Ve nör, geçen sene Salzburg Uden sefe nıyor, herkes Onu görmek, Onu alkışlarini yapmış olan tayyare ve pilot da ay mak istiyordu. Gencler, Atalannı alkışlaliahd da istirak edecektir. mağa da doyamıyarak, hep bir ağızdan, ni seferi icra etmiş olan pilottur. Bir Fransız hava heyeti «Sağol Atatürk! Yaşa Atatürk!» diye Beynelmilel kılıç Londraya gidiyor haykınyorlardı. Bu coşkunluk, gencliğin müsabakaları Londra 27 (Hususî) Fransız hava Atasına karşı olan sarsılmaz bağlılığmın kuvvetleri Erkânıharbiye reisi General Prag 27 Dün akşam Piestani'de ya yeni bir ifadesi idi. Giyomo'nun riyasetinde bulunan bir pılan beynelmilel kılıc müsabakasmı 7 Atatürk, candan gelen bu sevgi tezaFransız askerî heyeti önümüzdeki pa galibiyetle ve hiçbir mağlubiyete uğ zar günü Londrayı ziyaret edecektir. ramadan îtalyalı Oldo Montanı kazan hürlerine mukabelede bulundular. Garın merdivenleri inilirken Atatürkün etrafı, Fransız heyeti İngiliz Erkânıharbiye mıştır. Gene İtalyanlardan Maseiyotta ile daha geniş bir sevgi hâlesi ile sarıldı. sile temaslarda bulunarak, îngiliz hava Perenno, ikinci ve üçüncü olmuşlardır. Halk, Atasına âdeta susamıştı. Bu sıratesisatını gözden geçirecektir. Büyük Önder şehrimizde da, Büyük Şef, Mareşalla ayakta birkaç dakika kadar konuştular. îstanbul Kumandam Korgeneral Ha lis, Atatürke, misafirimiz Yugoslav Harbiye Nazırı General Mariç'in ziyaretleri etrafında bazı maruzatta bulundu. Büyük Şef, Mareşal Çakmağa: « Birlikte geliyor musunuz?» diye sordular. Mareşal, Kadıköyünde bazı işleri ol duğunu söyliyerek müsaadelerini istedi. Büyük Şef, bunun üzerine; kendisinin elini sıkarak ve diğer askerî ve sivil erkâna veda ederek, rıhtımda bekliyen «Acar» motörüne bindiler. Sahile toplanan halkın geniş bir uğultu halinde uzayıp giden alkışları arasında motör rıhtımdan aynldı ve Atatürk, buradan doğruca Dolmabahçe sarayını şereflendirdiler. Ulu Önderimiz, dün akşam geç vakte kadar sarayda mesgul olmuşlar ve bir yere çıkmamışlardır. Prens PoPun nutkunun bir tahlili Belgrad 27 «Yugosla\yanm te meli» başlığı altında Samvprava gazetesi, Kraliyet muhafız kuvvetleri süvari livasmın yüzüncü yıldönümü münasebetile evvelki gün Naib Prens Pol tarafmdan, söylenen nutkun ehemmiyetini tebarüz ettirmekte ve şöyle demektedir: «Bu mürr^az kıt'aya mensub o lan Naib \ens Pol bu münase « betle manidar bir nutuk söylemiştir. Naib Prensin, milletimizin zihayat bir sembolü olan genc Kralm etrafında bizi birleşmeğe davet eden sözleri bir şövalye anlayışile tarihî vazifesini yapan Prensin bütün sözleri gibi Yugoslavyada heye • canlı bir akis bırakacakür.» Türk İngiliz malî münasebatının inkişafı [Baştarafı 1 inci saM1ede\ Başvekil M. Çemberlayn, Türk îngiliz malî anlaşması hakkında yakmda Avam Kamarasında beyanatta bulunarak izahat verecektir. Gazeteler, anlaşma hakkında hara retli neşriyatta bulunarak, Türk îngiliz malî teşriki mesaisinin iki mem leket arasındaki ticarî münasebatm inkişafına fevkalâde yardım edeceğini tebarüz ettirmektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: