29 Ağustos 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

29 Ağustos 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Ağustos 1938 CUMHURtYET TURKİNKILABINABAKISLAR 23 Istanbulun plâj ihtîyacı Şehirde ancak 27 deniz hamamı olduğu anlaşıldı PENCERESiNDEN laturka musikinin yaşamasını ve yaşatılmasını istiycnlerden biri de bendim. Çünkü her şahsın Nihayet Avrupa kafasını olduran ü yarak Avrupalı kafasını doğurdu: Aris gülmesinde ve ağlamasında nasıl bir huİstanbulda deniz hamam. ihtiyacım çüncü büyük tesir, hıristiyanhk, Romanın to, Eflâtun ve Öklid isimlerinin manası susıyet varsa duyguları ve düşünceleri Yazan: SEUM SIRR! TARCAN fethettiği sahaları kaplamağa başlıyor. olan her yerde, İsa ve Saint Paul isim karşılıyacak tedbirleri almak üzere Beleya şakrak bir kahkaha, ya yanık bir figan Telkin, zannederim Ondokuzuncu as dınde ıyılık hıs:edeı. Onun ümid ve ceBu iki istilâ, birbirinden pek ayn şeyler lerinin ibadetle anıldığı her yerde, Sezar, diye tarafından bir komisyon teşkil edildihalinde aksettiren musikide de millî bir olmakla beraber aralarında büyük bir Trajan ve Virjil'in iz bırakmış olduğu ği malumdur.Bu komisyon gelecek seneye rın sonlarında tababetin (pyschotherapıc) saret veren sözleri hastaya ılâç kadar teeda bulunması lâzım geleceğine inanankadar halkın ucuz deniz banyosu yapa kısmında mühim bir rol oynamağa başla sir eder. benzeyiş vaçhr. Roma, ctvis romanus'un her yerde bir avrupa vardır. Birbiri arkalardanım. Şiirimizde aruzun oynadığı roHastanelerden birinin iki kıymetli taimtiyazlannı her ırktan ve her dilden in sından Yunanlaşmış, Romalaşmış, hıris • bilmesi için icab eden tedbirleri alacak mıştır ve gene zannederim telkını fen lü musıkımızde de yabancı usuller oynatır. Komisyonun yaptığı tetkikata naza çerçevesi içinde ılk tetkik edenlerden bin bıbinden biri gayet sen, şakrak, alaycı, sanlara kabul ettirmiş ve tanrılar artık yal tiyanlaşmış her yer Avrupadır. ran îstanbulda 27 yerde deniz hamamı (Bernheim), diğerı de (Charcot) olmuş sakacı tabiatli ımiş. Hasta koğuşlarını mış ve Türk musikisi aruzla yazılan şnrnız bir kabileye, bir semte, bir dağa, bir Avrupahmn zekâsmı, dış ve iç ahlâkını dolas'rken her hasta ıstırabını unutur, ler gibi özünden birçok güzellikler kayşehre veya bir mabede bağlı olmaktan disiplin altma alan bu üç tesir, onun ve plâj vardır. Fakat bu plâj ve deniz tu. Telkinin alkoliklerde, morfinoman onun yüzünü görmekle teselli bulunnuş. betmiş olabilir. Fakt yegâh, dügâh, şeşçıkarak umumî ve müşterek bir Vıale gel yaratacağı medeniyetin temellerini ataoil hamamlarınm ekserisi şehrin kesif halk agaz, rast, ısfahan, mahur, rehavî, ırak, mişlerdi. Hıristiyanhk da, Romada fena mesi için zaruri kıymet sistemini hatırla tabakasmın bulunduğu mıntakalardan u larda, histeriklerde, nevrasteniklerde da Tedavi ettiği hastaların her birine tatlı hüseynî, neva, saba, muhayyer gibi isimgözle görülmüş olduğu halde, onun gibi mıştır. Fakat bu üç tesir arasında Avru zaktadır. Buralara gitmek için saatler fe ha bazı dimağî maluliyetlerde şifali tesir bırkaç söz söyler, hatırmı sorar, rengıni lerle anılan makamlann hepsinde, süzüher tarafa ve bütün ırklar arasına uzan payı Asyadan açıkça ayıran şey ruristi da etmek mecburiyeti vardır. Asıl arzu leri olduğunu doktorlardan işitiyoruz. daha iyi gördüğünü söyler, yakında iyi lüp geldikleri kaynaklardan ziyadej mağa başladı. Roma, düşmanlanna site yanlıktır. Çünkü insanlan fıkirlerden zi edilen halkın bir, iki saatlik bir müddet Ben burada yalnız telkinin ruhî tesirlerin olacağım tebşir eder. Samimî bir dost Türk dehasının sesi duyulur. Zaten bu esasmı kabul ettirmiş olduğu gibi hıristi yade duygular birbirinden ayırır. Din, içinde hemen deniz banyosu yapabilme den ve bazı müşahedelerimden bahsetmek muamelesi gösterirmiş. Onun güler yümakamlardan çoğu isimlerinin yabancı zünü gören hasta canlanırmış. yanhk da, içine girdiği kavimlere vaftiz hassasiyet halini almış bir felsefeden doğ sine imkân hazırlamaktır. Evvelce deniz istiyorum. Bazı meraklı kimseler vardır. Ayna Diğeri bunun tamamile aksi. Asık görünmesine rağmen Türk s^n'atkârlar yolile yeni bir insan haysiyeti getiriyor ma müşterek bir duygudur. îki bin sene banyosuna ehemmiyet verilmediği za tarafından icad olunmuştur. Meselâ fe du. denberi Avrupalı, ondan evvel bir düzlük manlarda bile Yenikapı, Kumkapı, Halic ellerinde, dillerıne bakarlar, yüzlerinm çehreli, çatık kaşh, kaba tavırlı imiş. rengini tetkik ederler, kendilerini dinler Tababetin bütün inceliklerini bilir, fakat rahnâk makamını Ondokuzuncu asrm ılk îşte artık ilk vahdetini bulmuş bir Av halinde kaybettiği ruhunu bir derinlik ha hatta eski köprü altında deniz hamamlan ler. Muttasıl ilâç alırlar. Yemeklerde gönül almasını, hoş muamele ehnesini bil yıllarında yetişen Şakir Ağa; suzidü'âra, rupah: Müşterek bir hukuk, müşterek bir linde kazanmıştır: Hıristiyanhk duygusu vardı. İstenilen ağır şartlar dolayısile Bohab yutarlar, şurub içerler, cebleri küçük mezmiş. Meselâ hastayı dikkatle muaye hüseynî, kürdî gibi birkaç makamı da allah; dünya için bir tek kanun, ahiret nun kudr^ti buradadır. Modern in«ana ğazın Anadolu sahilinde tek deniz hamabir eczane dolabı gibidir. Ben hastayım! ne eder, he.r tarafmı dinler, kaşmı gözü Uçüncü Selim musiki âlemine ihda etkıyas edilirse hıristiyanhktan evvelki a mı kalmamıştır. Üsküdar, Çengelkök, için bir tek hâkim. Ben hiç iyi değilim! Ben fenayım! söz nü oynatır, başını sallar, hiçbir şey söymişlerdir. Sözün kısası şudur ki İran muFakat Roma istilâsı ancak siyasî pren dam çocuk gibi kalır. Isadan sonra Av Kanhca, Hisar ve Beykozdaki deniz ha leri dillerinden düşmez. lemeden tabeleye müşahedesini yazar, sikisini Istanbula nakletmiş olmakla şöhsipte kalmış, insanların yalnız dış itiyad rupa satıhlardan hacimlere geçmiş gibi mamlan ortadan kalkmıştır. Rumeli saAyni hal fazla meraklı annelerde de geçermiş. Tabiî onun bu ters bakışlann retlendirilen Şah Kulu'nun ve bütün üslarını hükmü altma almıştı; hıristiyan is dir. İster Pascal, ister Shakespeare, ister hilinin orta kısmı da deniz hamamuıdan görülür. Ankarada üç çocuklu bir anne dan zavalh hastalar bütün ümid ve cesa tadlannın bugünkü Türk musikisindeki tilâsı vicdanların içini de fethetmeğe ko Goethe, ister Bach, ister Michel Ange, mahrumdur. Teşekkül etmiş olan komis hisseleri devede kulak denilecek kadar ister Nevvton, kim olursa olsun, Avrupa yon bu ihtiyacları karşılıyacak tedbirler tanırım. Evlâdlarına çılgmcasına düşkün retlerini kaybeder ve büyük bir ye'se şuyordu. azdır. da akidesi bakımından en az hırislijan alacaktır. Sarayburnunda, bugün Beşik dür. Aksi gibi hastalık evlerinin e.n sadık düşerlermiş. Bunun için de ilkönce derunî bir ahlâk bekçisidir. Şeytan, zeki sevimli bir oğlu Bazı hekimler şöyle düşünür: Hastainsan bile en çoğu kadar deıindir. taş stadında olduğu gibi bir yüzme havuİşte bu sebeble musikimizin tarihî bir getirdi. Roma, haklan ve hıristiyanhk, var. Ona günde kırk kere belki tekrar e dan vaziyeti saklamak doğru değildir. zu inşası mutasavverdi. Bu tasavvurun varhğımız olarak korunmasmı temenni vicdanlan birleştirmişü. O tehhkeyi bilmeli, ona göre kendini kulAvrupanın inhitatı bir kelimeden baş vücude getirilmesi, Yenikapı, Kumkapı der: Bu yeni din insanlara kendi içlerini Nejad yavrum, senin gene benzin Ianmalı! Fevkalâde dikkat ve ihtimam ıs edip duruyordum. Bu, alafranga musikika birşey değildir. Ancak yığınları idare sahillerinde deniz hamamlan inşası mutaye kulaklarımızı tıkamak manasını taşr yoklamalarını emrediyordu. Asırlardanetmek için doğmuş ferdlerin inhitatı müm savverdir. Şirketi Hayriyenin de Anado uçuk! Kendini üşüttün mü? Gel baka tiyen bir hastaya bir şeyin yok, bir kaç yan bir temenni değildi, birini korumak, beri Hindlilerin ve sonradan Iskenderiye kün olabilir. Fakat bu hâkim kafalar da luhisarınm Göksu deresi ağzile Bofazin yım terli misin? Başın ağrıyor mu? H a ! güne kadar ayağa kalkacaksın! demek öbürünü de kazanmak kaygusuna dayamistiklerinin, her biri kendi tarzında, geher zaman ve yalnız Avrupada bulunur. diğer bazı yerlerinde plâjlar vücude ge H a ! Söyle neden öyle durgunduruyor onu ümid verici, hatta belki kayıdsızlığa nişlettikleri, derinleştirdikleri derunî hanan muvazeneli bir dilekti. Fakat bugün sun? Haydi ceketini sırtma giyî sevkedici sözlerle teselli etmek bile, hasAsyada bir tane bile yoktur. Varsa bile tireceği haber alınmıştır. yatı, hıristiyanhk Avrupahlara tanıtmağa taya fenalık etmek demektir ki bu vicdan alaturka musikiyi sevmekten, aramaktan Sonra bana dönerek: kullandığı bütün vasıtalar Avruşadan başlamıştı. Garb zekâsının önüne en ince, Ah bay amcası, Nejad hiç kendi lı bir tabibin yapacağı şey değildir, der vazgeçtim. Çünkü koca îstanbulun bir gelir ve o, bunlan Avrupa dehasına borcen karışık, en dolambaclı meseleleri koçok köşelerinde satıhğa çıkarılmış ve dişili ne bakmaz. Daha öksürükten yeni kurtul ler. ludur. Yalnız şu son yüzyıla bakılsa göyuyordu: Akıl ve iman arasındaki müna{Baştarajı l Inci sahifede) du! Bizim evde ben hastabakıcılık yapıBöyle bir mülâhaza bir dereceye kadar erkekli heyetler tarafından «san'at» namı rülür ki bütün hâkim düşünceler ve kuvsebet; hürriyet, esaret, af ve müsamaha; Bu programa göre, Millî Müdafaa yorum. Biri kalkınca öbürü yatıyor! Ne doğrudur. Eğer tabıb teşhiste yanılmamış altında rakı mezesi yapılmış olan alaturka maddî ve ruhî, dünyevî ve ruhanî kud vetler Atlas denizile Karadeniz aresmda Vekâletinin tayin edeceği miktarda bir bir misafirliğe gıdebiliyorum, ne kitnse i sa ve sözlerının hastanm haletı ruhiyesin musikinin artık sarhoş yavesi gibi kıyretler arasındaki ihtilâflar ve uzlaşma zuhur etmiştir. llmin enerjiler arasın askerî kıt'a, hava filosu, Afyon, Kütah le görüşebiliyorum ı Bu çocuklar sağ ol de hüsnü tesir yapacağından emin ise! metsizlendiğine iman getirdım. imkânlan; kadının vaziyeti ve erkekler da bir tanesi yoktur ki bir garblı tarafın ya, Manisa ve Bahkesir vilâyetinden sun beni serseme çevirdiler. Fakat çok defa yüzde doksan kendisinYalnız anlamadığım, anhyamadığım arasında müsavatm şartlan ilâh... gibi dan yakalanmamış olsun. Evvelâ anla müretteb ath halk kıt'aları, Afyon, MaKadıncağız öyle fena telkinle çocuk den ümid kesilen bir hastanm manevivabir nokta var: Kurtlu et, küflü peynir, « mak, sonra çalışmak, sonra gene anlamak insan mevzuunu içine alan ve onu allanı:a ve îzmir izci grupları, Ankaradan ve lannı büyütüyor ki hakikaten en küçük tını takviye edici sözler kuvvetli bir hın büründüğü sırra kadar ulaştıran bü lâzımdır. Şarkm ve fakirlerinin esrarı şehrimizden gidecek talebe grupları, Ege bir rüzgâr, bir kurander onları yatağa ilâç kadar müessir olur. Bir tabibin en kokmuş yağ satılmasma müsaade etmiyea j belediyemiz; koca bir ilmi, koca bir san 4 tün dünya ve kâinat problemlerini yeni bomboştur. Eğer Avrupalılar olmasaydı bölgesi şehirlerınden gelecek üçer kişilik düşürüyor. büyük vazifesi haslasını iyi etmek için Asya kendi hakkının ne olduğunu bile baştan ortaya çıkarıyor, milyonlarca inBu gibi annelerin sevgiden doğan bu bütün bilgisini kullanmak değil midir? atı tefessüf ve taaffün ettirerek kulakla \ heyetler, o gün Meçhul Asker abidesi san ruhunu diriltiyor, kendi mihrakı etra asla bilmiyecekti. Asyalı denilen insan, önünde toplanacaklardır. Halk ve genc korkuları, bu fazla şefkatlerile yavrula İtimad ve ümidin tedavide büyük rolünü ra sunan, millî zevki ifsad eden bu musiki dolandırıcılannı neden başıboş bırakıfında silkeledikten sonra kendine çeki sahib olmak istediği toprağm haritasını bi lifc adına birer hitabe irad olunduktan nna nasıl bir kötü telkinde bulundukla kım ınkâr edebıhr? îe çıkarmaktan âcizdir. yordu. Artık, hıristiyanlann allahı, yalsonra şehidlerimizin aziz hatıralan anı rından haberleri yoktur. O çocuklar büBu telkin kudretiryn en büyük misa yor?.. Halkın midesi gibi zevkini de konız unsurların nizamını ve hendesî hakiyüdüklfri vakit bülün ömürlerini kurun lini Çarlık Rusyasında seyahat ederken rumak gerekıir. Gcrçi bu zevke muzıı »caBuraya kadar, Avrupaya aid fikirler, lacaktır. katleri yaratan bir kudretten ibaret değil isimlerini evvelce zikrettiğim Avrupalı tu içinde geçirirler. Kief şehrinde Lavra kilisesinde görmüş leri ırlıyan hani, anıran da denebiür ? Halkevlerinde, radyoda di, bunu payenler ve epiküryenler böyle müelliflerden iktıbas, nakil ve hulâsa Telkinin büyük kudretini azçok hepi tüm. Orada hinbir derde deva veren ev kimselerin kendilerini dinlcmeğe halkı O gün için, Afyon ve lzmir arasında düşünedursunlar; artık hıristiyanlann almiz nefsimizde lecrübe etmişizdir. Bazan hyalar yatıyor. Mukaddes çeşmeden bir zorlamadıklannı, istemiyenlerin o yerlere edilmiştir. Böyle yapmaktan bir maksa gidış, geliş trenleri tertib olunmuştur. Aylahı, insanlara iyilık dağıtan bir kudretbir sinema veya tiyatroda bir acıklı facıa tas su içenler şifa buluyormuşü Birkaç gitmemekte muhtar olduklarını ileri südım da Avrupa kafasının kendisi hak rıca, Dumlupınar istasyonundan mera ten ıbaret de değildi; bunu da yahudiler seyrettiğimiz zaman o gün o gece, hatta günlük yoldan akın, akın gelen hastalar renler bulunacaktır. Lâkin yemek, içmek kındaki hükümlerini ortaya koymaktı. Bu sim yerine kadar hususî nakil vasıtaları, böyle düşünedursulnar; fakat İbrahimin ejtesi gün onun tesiri altında kahrız. O iyl olup memleketlerine dönüyormuş! ve okumak gibi güzel bir nağme dinîemek j kafayı vücude getiren tesirlere göz attık merasime istirak edecek heyetleri ve halk acı, o elemli levha günlerce gözümüzün Bana orada papaz birçok koltuk değ de tabiî ihtiyaclardandır. O halde ha'kın * allahı, îshakm allahı, Yakubun ailahı, ^ tan sonra «şark» tabirinden anlaşılabıle kütlelerinı taşıyacaktır. önünden gitmez. Gördüklerifcniz aklımı nekleri gösterdi. hıristiyanlann allahı aşk ve teselli allahıyiyeceğile, içeceğile, hatta icabında okucek manalara da biraz vuzuh vermek isGece, bütün Halkevlerinde, konfe za geldikçe kaşlanmız çatılır. dır; ona inananların ruhunu ve kalbini Bunların sahibleri buraya alil ola yacağile ilgilenen belediye, musiki ihli i doldumjr, tevazula, sevincle, itimadla, tiyorum. Ancak bu iki âlemi de mümkün ranslar verilecek, Ankara ve Istanbul radİsveçte beden terbiyesi mektebinde rak geldiler ve yürüyerek gittıler! dedi. yacına da alâka göstermeli ve hiç olmazolduğu kadar tayin ve birbirile mukaye yolarında bu büyük tarihî gün etrafında tahsilde iken teşrih amelıyatı görmek üaşkla doldurur. Hâlâ bugün memleketimizde gizli, sa Konservatuarda imtihan geçirerek ve ; se edebildikten sonra, tarihinin en büyük neşriyat yapılacaktır. zere hocamız bizi ilk defa bir kadavranın gizli fala bakıp istikbali söyliyen, veya sika almıyan kadınlan, erkekleri şurada Mutlak kıymet olarak insan ruhunun işkencelerini ikisi arasında sıkıştığı için Şehrimizden gidecek mümessiller yanına götürdüğü zaman fena halde tik okuyup üflemekle ağrıları, sızıları dindiburada terennüm ( ! ! ! ) etmekten menetselâmetinden başka birşey tammıyan bu çjeken Türk milletinin bahtı üstünde bir İstanbul Parti ve Halkevlerini temsil sinmiştim. Aradan bunca yıl geçtiği hal ren, ipnotizma ile masaları yürüten, er melidir. din, Avrupaya zekâ disiplini getiren Yu hükme varmak imkânı olacaktır. etmek üzere Beyoğlu Halkevi başkanı de hâlâ o kerih koku burnumda, ölünün vahı davet edip onlarla konuşan kimsenan ve içtimaî nizam fikrile birlikte site Bu, yapılır mı, yapılamaz mı, bilmi • » lerin meharetleri telkinden başka nedir? Ekrem Tur, Şe'nir Meclisi namma da a kafası gözümün önündedir. PEYAM1 SAFA disiplini getiren Roma tesirlerini tamamlıyorum. Lâkin ben alaturka musikinia Uzun müddet sinir, mide veya karacivukat Esad seçilmişlerdir. MümessilleriYalnız bu müessir kuvveti hecn ken miz, pazartesi akşamı Afyona hareket e ğer rahatsızlığı çekerek gündengüne eri dimize, hem başkalarına karşı faydalı şuraya, buraya zararlı bir mantar bollumiş, sararıp solmuş bir dostunuza tesa bir şekilde kullanmayı bilmeliyiz. ğile ve bilinmez ne cür'etle serpilmiş tefli, deceklerdir. düf ettiğiniz zaman: cümbüşlü saz takımları tarafından sarKendi kendimize: Buradaki merasim Aman azizim sen böyle ne oldun? Dünden bugün daha iyiyim, daha hoş yavesine çevrildiğini gördükten sonra Şehrimizde yapılacak olan merasime Tanıyamıyacaktım! Nekadar zayıflamış kuvvetliyim, daha neş'eliyim, daha çalış onun meddahı olmaktan vazgeçtim. aid program da tesbit edilmiştir. Istanbul sın! kanım. Ben talihli bir adamım, ben Bundan sonra yaşasın Vagner, yaşasın Komutanı, o sabalı saat 8,30 dan 9 a Demek, o zavallmın kafasma bir sopa mes'ud bir adamım. Başladığımı başarı Bethoven, yaşasın Mozar diyeceğim ve kadar askerî birlik ve müessese âmirlerivurmakla müsavidir. Halbuki hasta kıs nm. Becerikliyim, hastalık bende barına Dedeleri, Vardakosta Ahmed Ağaîarı, ni, 9 dan 9,30 a kadar Vilâyet ve Parti mı çocuk gibi daima ümid verici, teselli maz, gencim, dincim, ümidle doluyum! Tanburî Cemilleri, Neyzen Asımları ileri gelenlerinin, teşekküller mümessil edici, cesaretlendirici sözlere muhtacdır. Kendime güvenirim; demeliyiz ve bunyalnız kitablarda dinliyeceğim. lerinin tebriklerini Komutanlık binasın Bazı hekimler vardır. Tahsilleri mü lan yüksek sesle her sabah tekrar etmelida kabul edecek, saat 9,45 te de BeyaM. TURHAN TAN kemmeldir. Âlim ve fazıldırlar; fakat yiz. zıdda geçid resminde bulunacak, kıt'amizaclan sert, suratları asık, muamele Cesareti artıran, ümidleri takviye e lan teftiş ve tebrik edecektir. leri dürüşttür. Bu gibilerin hastalar üze den, bizi çalışmaya, mücadeleye sevke Sabık Rumen Maliye Nazırı Bu teftişi müteakıb, kıdemsiz bir su rindeki fena tesirini en müessir ilâclar giden bu sağlam fikirleri başkalarına da gitti bay, 30 ağustos tarihini anlatan kısa bir deremez. telkin etmek ve herkese daima nikbinlik nutuk söyliyecek ve sonra komutan da Şehrimizde bulunmakta olan sabık Halbuki onlarm yanında güler yüzlü, aşılamak vatanı seven, onun selâmetinı bir nutuk irad edecektir. Romanya Maliye Nazırı ve Türk Rutath dilli, neş'eli tabibler de vardır ki, istiyen her Türkün borcudur. men Ticaret Odası reisi Stovesko dün Saat tam 10,45 te geçid resmi başlı hasta daha onların yüzünü görmekle kenSELÎM SIRRl TARCAN şehrimizden ayrılmıştır. yacak, kıt'alar Taksime giderek abide Mısafir nazır şerefine dün Deniz ku >'• etrafında mevkilerini alacaktır. Taksim Bursanın en giizel nahiyelerinden Gürsuda geftali pazan lübünde Bükreş Elçimız Suphi TanrıÖdeki merasime bandolann çalacağı ls Bursa (Hususî) Meşhur Bursa şef fazla ihrac edilmişken bu sene bu ra tiklâl marşile başlanacak, getirilen çelenkven tarafından bir zhafet verilmiştir. talileri bu sene 80 kuruşa kadar çıkmış kamı bulamamıştır. Bu ziyafette Meclis ikinci reisi Hasan Ziraat Vekâleti, şehrimize iktısad ler abideye konularak merasime nihayet tır. Huli denilen yerli cin.s şeftalilerin Saka ile birçok zevat hazır bulunmuşverilecektir. kilosu 10 kuruşa satıldığı halde ziraat doktorlarından Defa'yı göndererek meytur. mektebinde yetiştirilen Amerıkan aşılı va ambalâjları üzerinde tetkıkat yap Bayram, saat 12 de Selimiye kışla sından 21 atım top atılmak suretile tes'id İstanbul muallimîeri Bursada yerli hediyelik şeftaliler toptan 65 ku tırmağa başlamıştır. edilecektir. ruşa satılmakta ve bunlar piyasada birBursa (Hususî) İstarbul ilk mekBeylerbeyi tiyatrosunda cok alucı bulmaktadır. İşte bu şeftaliler teb muallimlerinden 86 kişilik bir kafile Gece Hava Kurumu menfaatine pazarlarda seksen kuruşa satılmaktadır. müfettiş Nureddinin başkanlığı altında Gece Anadolu ve Rumeli yakasmda Bursanın en çok şeftali yetiştiren mınşehrimize gelmiş ve Bursa muallimleri müsamere büyük fener alaylarile canlı tezahürat takası olan Gürsu nahiyesi bu sene faztarafından karşılanarak erkek lisesin 3 eylul cumartesi günü akşamı Bey yapılacak, İstanbul tarafındaki alay sala şeftali çıkaramamış olmakla beraber de misafir edilmişlerdir. İstanbullu mulerbeyi tiyatrosunda Türk Hava Kuru at 21 de Taksimden hareket ederek gene piyasavı besliyebilmektedir. Ha allimler Atatürk meydamnda İstiklâl mu menfaatine zengin programlı bir tramvay yolu boyunca Beyazıda, Ana valarm müsaid gitmemesi dolayısile marşile abideve çelenk kovmu=lardır. müsamere tertib edilmiştir. Bayan Mu dolu yakasındaki alay da ayni saatte mahsulün bir kısmı mahvolduğundan Bu merasimde Maarif müdürümüz Fâallâ ile Aleko saz heyeti bu müsamereyi Gürsu ve havalisi halkı şimdi diğer Doğancılardan hareketle tramvay yolukir Erdemle Maarif müfettisleri ve Burmahsullerden bu ziyanı telâfi etmeğe zenginleştirecektir. nu takiben Kadıköy iskelesine kadar gisa muallimleri de hazır bulnmuşlardır. ealısmaktadırlar. Ticaret Odasmdan alSunnet dugunu decektir. Ayrıca bütün Halkevlerinde İstanbul öğretmenleri Necatibey Enstid'^ım malumata nazaran: 936 yılında tüsünü, Yeşil cami ve türbesini, tpekcf3 eylul cumartesi günü Kızılay Kadı müsamereler verilecek, nutukları konserî=tinbul ve Ankarava küfeler içinde köy kaza şubesine bağlı nahiye ve semt lik Enstitüsünü, diğer türbeleri ve fabfer ve eğlenceler takib edecektir. 25 000 kilo. Mısır ve Haylava 4.760 kilo şubeleri tarafmdan, Kızıltoprakta 49 unrikaları gezmişler, pazar günü de Ulu" îzmit heyeti gitti «pftali gönderilmiştir. 1937 vılında ise cu mekteb bahçesinde, zengin bir progda^a çıkmışlardır. İ^anbul ve Ankarava gönderilen şef ramla bir sünnet düğünü tertib edilm şİzmit 28 (Telefonla) Vilâyetten, Bursa mualimleri, İstanbullu meslek>| tali veV»nu 65.000 kilovu gecmiştir. Mı tir. Talib olanlarm Kadıköy Kızılay Ferid Arahn başkanlığında bir heyet Nevyork Ahiren patlak veren grevler yüzünden birçok fabrikalar daşları şerefine Çelikpalas bahçesinde sıra 5.400 kilo gönderilmiştir. Geçen se merkezile diğer şubelerine müracaatla Dumlupınar merasiminde İzmiti temsil amelelerin hücumuna maruz kalmı$tır. Resmimiz Amerikan askerlerinin bir pazartesi günü akşamı bir garderpart ne mahsul evvelki yıla nisbetle iki misli kaydolunmalan. etmek üzere bugün hareket etti. fabrikayı müdafaa ediglerini gösteriyor. vereceklerdir. Üç tesir: C) Hıristiyanbk TELKİN! Ben de vazgeçtim! Hastayı iyi, iyiyi hasta edebilir! Zafer bayrann f Bursanın nefis şeftalileri 80 kuruşa satılıyor J C Amerikada fabrikalarm muhafazası ^

Bu sayıdan diğer sayfalar: