24 Eylül 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

24 Eylül 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Eylul 1938 CUMHURtYET Hâdiseler arasında PRAG MEKTUBLARI: Bir rezalet karşısında Rusların Lehlere bir ihtarı Çek sınınndaki askerin geri çekilmesi istendi Varşova hükumeti tahşidatın Lehistana aid bir iş olduğu ve cevab vermek mecburiyetinde bulunmadığı cevabını verdi (Baştarafı 1 Inci sahifede) 2 Leh hükumeti, kendisi tarafın dan akdedilen paktlarm münderecatma tamamen vâkıftır. Maslahatgüzar ayni zamanda bu de marştan dolayı hayret izharı için de emir almıştır. Zira Leh Sovyet hududunda Lehistan tarafından hiçbir hususî tedbir ittihaz edümiş değildir. gün hükumet nezdinde yeni bir teşebbüste bulunarak, Çekoslovakyadaki Leh ekalliyeti için Südetlere müsavi hukuk istiyen Leh notasına serian cevab veril mesini taleb etmiştir. Hükumet, kabine tebeddülâtı dolayısile istenilen cevabın derhal verilemiye Okuyucumuzun taze fakat beyceğini sefire bildirmiştir. lik misali üstünde kalalım. Amelî elki bin defa yazıldı: Umumî levhalarda, ilânlarda ilâh.. göze çarpan türkçe kaide ve şive rezaleti. Büyükadadaki okuyucularımızdan birinin mektubunda bu rezaletin yeni bir misalini daha görüyoruz. Maden tarafında şöyle bir ilân: «Bu arsa uciz fiatla satiliktir.» Böyle bir ilânm millî bünyemizi hangi noktalardan tehdid ettiğini bir kere daha söylememize lüzum yoktur. Dünkü başmakalesinde, Yunus Nadi, bu davayı en içerilek, en derin ve canlı taraflarile ortaya serdi. Orada türkçenin ehemmiyeti, gözönünde, bütün cephelerile dört dönüyordu. Bu harikulâde teşrihe katacağımız tek hüküm yoktur. Çekoslovak irhilâlinin dahilden manzaraları Prag seferber bir devlet merkezi halinde Hükumetin nevmidane gayretleri Sosyal demokrasinin orta Avrupadaki son kalesi düşmek üzere Siyasî hâdiselerin Türkiyede akisleri Nakliyat sigortalarında harb rizikoları arttı Avrupa siyasî ahvalinin günden güne karışık bir şekil alması dünya iktısadî işleri üzerinde safha safha tesir yapmaktan hâli kalmamaktadır. Bu yüzden nakliyat sigortalarında harb rizikoları tereffü etmiştir. Her an vaziyetle alâkadar olarak tahavvül eden bu rizikolar, şimdilik Akdeniz ve Karadeniz limanlan için yüzde iki ve daha tehlikeye yakın mıntakalar için yüzde beştir. Türkiye dahilinde herhangi bir limandan diğer limana nakliyat için sigorta payı yüzde ondur. Avrupanın geçirdiği büyük kriz IBasmakaleden devam') hâlâ düzelmiş değildir. Başlangıcdaki tehlikeli ihtimaller hâlâ olduğu gibi duruyorlar. Hâlâ fırtma bulutlarını dağıt' mak kısmet olamadı. Yıldırım hızile birbirini kovalıyan hâdiselerin arkasından, dilimiz bir karış, koşmağa çalışmakta fayda aram;yal:aı. Davayı, toplu olarak yüksekten kuşbakışı seyretmek daha doğrudur. Bazı pürüzld :eferruatı göremesek bile ana hatları kaybetmemiş oluruz. *** Çekoslovakyanın sun'î bir devlet olduğunu biliyoruz. Vücuddeki yabancı bir cisim gibi bu sun'î varlığın da tabiî Avrupa uzviyetini rahatsız edeceği ve günün birinde cerrahî müdahale istiyen bir çıban halinde patlak vereceği muhakkaktı. tşte o gün geldi ve çattı. Fakat ameliyat, öyle zannedildiğt gibi küçük bir çizgi ile geçiştirilecek kadar basit ve kolay değildir. Gözönünde tutmağa mecbur olduğumuz noktalar, meselenin karışıklığı hakkında oldukça doğru bir fikir verebilirler: 1) 1919 adamları bilhassa Clemenceau ve Lloyd Georges milliyetler prensipini cidden hiç nazarı dikkate almamışlardır. Bunlar, adeta milletlerle alay edercesine bir takım insan kalabalıklarını bir araya toplamışlar, harita üzerinde bazı çizgiler çizerek: Işte Çekoslovakya 1 Demişlerdir. Bu devletin hikmeti vücudü, içinde yaşıyan kütlelerin exf>ressioriu olmaktan ziyade, Almanyanın başmda bir nevı bekçilik etmekti. 2) Almanya, kendi haklarım isterken, diğer ekalliyetlerin de seslerini yükseltecekleri gayet tabiî idi. Çekoslovakyayı büyük bir Avrupa davası haline getircn başlıca sebeblercjen biri de budur. 3) Almanya, Südetler meselesinde tatmin edilmiş olmakla: Bu bana kâfidir. Şimdi îngiliz ve Fransız politikasını destekliyebilirim. Diyemez. Buna, hem davasının hukukî esaslan, hem de siyasetinin ana hatları mâni teşkil eder. Almanyanın kuvveti, Çekoslovakyada ekalliyet davası güden devletlerle beraber yürümesine bağlıdır. Ve Hitler, Macaristanla Lehistanı son meselede kat'iyyen yalnız bırakmıyacaktır. 4) Bugünkü Çekoslovakya devletinin Clemenceau ve Lloyd Georges tarafından keyfî bir şekilde kurulmuş olması, Çek milletinin gayrimevcud bulundu&una delâjet etmez. Ortada kalbi istiklâl aşkile çarpan, tarih ve kültür sahibl, yedi milyon nüfuslu bir millet vardır. Tamamiyeti mülkiyesi büyük devletler tarafından temin edilmiş bulunan Çek milleti, bugün feda edildiği takdirde ölüme mahkum edilmiş olacaktır. Görüyoruz ki Avrupa, yüreğinde pat1 lak veren çıban yüzünden büyük bir kriz| geçiriyor. Ömründe ilk defa tayyareye binen Chamberlain, Almanyaya yaptığı hava seyahatini, yalnız sulh ugrunda katlanılmış bir fedakârlık değil de, ayni manda selefi Lloyd Georges'un hatala rını tashih için üzerine yüklenmiş bir vazife telâkki etmezse, bu görüşmelerdeü müspet bir netice kazanmak ihtimaller azalır. Çünkü, artık pazarlık devri geçmiştir^ Ve vaktile işlenen hatalar nisbetinde fe dakârhğa katlanılmazsa tehlikeyi atlatl mak imkânsızdır^ m | NADtR NADİ Polonya ordusu hududda toplamyor Sayzin 23 (a.a.) Beynelmilel vaziyet dolayışile Polonya manevralarının sonunda yapılması mukarrer olan geçid resminin icrasından sarfmazar edilmiştir. Zannolunduğuna göre kıtaat, hudud üzerinde bir noktaya gitmekte ve o noktada dündenberi kıtaat ve mühimmat tahşid edilmektedir. Sayzin Silezya'sının bütün şehirlerinde duvarlara asılmış olan bir beyannamede «Çekoslovakya Silezyasmm ana vatana rücuu saati çalmıştır» denil mektedir. Macaristan Slovakyayı da ilhak etmek istiyor Lehistanda nümayişler Londra 23 (Hususî) Varşova dan bildirildiğine göre, Varşovada iki yüz bin kişinin iştirakile Çekoslovakya aleyhine nümayişler yapılmıştır. Nüma yişçiler Leh ekalliyetinin derhal kurla rılmasını, Lehlilerle meskun mıntakaların Lehistana ilhakını istemişlerdir. Lehlilerle meskun olan mıntakalarda da bugün bazı hâdiseler olmuştur. Te şen'de, Lehliler, Çek polisine taarruz etmisler, bu yüzden çarpışmalar olmuştur. Varşova 23 (a.a.) Sieszyn Silezyasının Polonyaya ilhakı lehinde dün on binlerce kişi sokaklarda nümayiş yapmışlardır. Londra 23 (Hususî) Röyter a jansının Peşte muhabirine göre, Macar hükumeti aşağıdaki mutalebatta bulun maktadır: 1 Macarlarla meskun mıntakaların bilâ kayıd ve şart Macaristana iadesi, 2 Rüten'lerle meskun havalinin Macaristana ilhakı, 3 Idarî muhtariyet verilmek şartile Slovak mıntakaların Macaristana ilha kı. Belgraddan bildirildiğine göre, Baş vekil Stoyadinoviç bugün Macar elçisini kabul etmiştir. Alman ajansı Yugoslavyanın Macaristan aleyhine herhangi bir müdahalede bulunmıyacağma dair te minat verdiğinri haber vermektedir. Stoyadinoviç, Macar elçisile görüştü Belgrad 23 (a.a.) Basvekil Stoyadinoviç, dün Macaristanm Belgrad elçisi Kont Bakac ile Bulgaristanm Belgrad elçisi Ivan Popof'u kabul etmiştir. Macaristan da askerî ahyor tedbirler Londra 23 (Geceyarısından sonra) Peşte'den bildirildiğine göre, bilumumu iLehistan Prag'ı sıkıştırıyor zinli zabit ve asker bu gece derhal vazi dönmek «mrini Prag 23 (Hususî) r Leh sefiri, bu sorgu şudur: Ne yapmalıyız ki bazı Türk vatandaşları ucuz yerine uciz ve satılık yerine satilik demesinler, hele bunu umuma levhalarda ve ilânlarda tekrar etmekten çekinsinler? Üç çare var: 1. Bu kaide ve şive rezaletini yapanları sözle ve yazı ile utandırmak, 2. Türk dili kültürünü yaymak, 3. Kanun. Bu çarelerden birincisine, bütün Türk münevverleri ve gazeteleri, çeyrek asırdanberi, tek ses halinde başvurmaktadırlar. Netice iki kelimeliktir: Faydası yok. Bu çarelerden ikincisine de başvurulmamış değildir. Azlık mekteblerinde türkçe dersleri, Lâtin harflerinin türkçe neşriyatı gayrimüslimler arasında da yayması, kültür yolunda atılan büyük adımlardır. Bu tesirlere ne derece kuvvet verirsek verelim, türkçe rezaletinin önüne en aşağı elli seneden evvel geçemeyiz. Elli sene, hergün bu millet, karşısına çıkacak levhalarda ve ilânlardaki şive ve kaide bozuklnğuna' •mîrlenip «hıracttktır. Bu çarelerin üçüncüsünü kabul ettiremiyoruz. Belki de bunun kabul edilmesinde bizim muharrir masasından kestiremediğimiz bazı mahzurlar vardır. Pek mümkün. O halde? O halde satilik ve uciz arsalarm memleketinde bu felâkete uzun zaman daha katlanmak lâzım geliyor.. Bir çare daha gösterilebilir: Bu satilik ve uciz arsaları satın almamak. Içinde çarpık türkçe yazılan ve konuşulan dükkâna ayak atmamak. Dili bozuk ticarete boykot. Beşinci bir çare daha göremiyoruz. Çek • Alman hududu üzerinde SUdet mıntakasının, halk Almanyaya iltica ettikten sonra bir manzarası Praha, 21 eylul cak, «Londra kararları tatbikatının bu Çekoslovakyanın başmda patlıyan fırtına ne müthiş bir süratle ilerledi! îngiltere Başvekilinin Berchtesgaden seyahati, uzun bir mülâkat, arkasından dönüş, Londra içtimaı ve ittihaz edilen süratli kararlar, bu kararların Çek hükumetine tebliği ve Çek hükumetinin, prensip itibarile verdiği karar, bütün bunlar, nagihanî bir fırtınanın herşeyi birbirine katarak önüne geçen şeyleri bir tarafa sürükleyip götürmesi kabilinden bir süratle inkişaf etti. Fakat, hâdiseler bundan ibaret de kalmadı. Bir taraftan Slovaklar muhtariyet istemekte ısrar ediyorlar; öbür taraftan Lehistan ve Macaristan da harekete geçtiler. Çek hududunun Lehler ve Macarlarla meskun olan kısımlarında ve hududun her iki tarafında anî bir hareket başgösterdi. Lehler de, Macarlar da, Südetlere verilen haklann kendilerine de verilmesini istemeği kararlaşhrdılar, verilmediği takdirde de mücadeleye girişeceklerini ilân ettiler. Lehistana ve Macaristana muhaceret üareketlerı başgosfercTı. Hu dudların her iki tarafında şu dakikada büyük nümayişler yapılıyor. Budapeşte den gelen haberler, Macaristanda heyecanın pek ileri gitmış olduğunu gösteriyor. Macar nasyonalistleri, Alman ve Italyan sefarethaneleri önünde büyük nümayişler yaparak Führer ve Duçe'ye Macarlığın minnettarlıklarını bildiriyorlar, öbür ta rafta Leh matbuatı da tehdidkâr bir dille Çekoslovakyaya karşı ateş püskürü yor. Çekoîlovakya üç cepheden birden hem siyasetin, hem de halkın hücumuna maruz bulunuyor. Südetler, akm akm Almanyaya geçiyorlar ve bunların eli silâh tutanları silâhlanarak icabmda Çekoslovakyayı işgal edeceğini bildiren Alman yanın ilk hücum kıt'alarını vücude getiriyorlar. Henüz bu tarzda hareket Macar ve Leh hududuna sirayet etmiş değildir. Fakat, Çek hükumeti bu taraflardan da ayni hareketi beklediği için hummalı bir tarzda askerî tedbirler almağa çalışıyor. Seferberlık ilân edilmiş olmamakla beraber Praha, tam manasile seferber bir devletin merkezî manzarasını iktisab etti. Her tarafta askerî hareketler göze çar pıyor ve her istikamette askerî trenler hareket ediyor. Sansür son şiddetini gösteriyor. Halk arasındaki heyecan ve telâşlar da artık azamî haddini bulmuştur. Bilhassa telâşta olanlar Yahudilerdir. Bunlar sade Südet mmtakalannda değil, geri mmtakalannda da telâş içinde bulunuyorlar. Südet mıntakalarından kafile kafile ve hemen hepsi de perişan bir halde buraya doğru hicret ediyorlar. Fakat, artık buradakilerini de ümidsizlik istilâ etmiştir, bunlar da alelâcele, yükte hafif, pahada ağır, her neieri varsa alıp hudud haricine çıkmak istiyorlar. «Geliyor! Almanya geliyor!» korkusu karşısında, kavgayı sevmiyen Yahudilik tiril tiril titriyor! Kaçıp gelenler Südet mıntakalarmda Yahudi mağazalarının Naziler tarafından tahrib edildiğini, Südet Almanlarının yalnız Yahudilere değil, Çeklere ve Henlein'in emrini dinlemiyen Alman demokrallarına hücum ettiklerini anlatıyorlar. müzakerelerle birlikte mütalea edilmesini» istemeği de unutmadı. Bu ihtiraz kaydından maksad, vakit kazanmak, pazarlık etmek, bazı tavizat koparmaktır. Halbuki, öbür taraf sıkıştırıyor. Alman matbuatı, ne yapılacaksa derhal yapılması lüzumunu bağıra bağıra tekrar ediyor. Anlaşılan, Berchtesgaden mülâkatında Hitler bu meselenin sulhan halli için müstaceliyet kararını şart koşmuş olacak ve Londra içtimaı da bu şartı kabul etmiş bulunacak ki Çekoslovakyaya yapılan tebligat da, sanki bir ültimatom imiş gibi, müstacel cevab kaydile yapılmıştır. Praha hükumetinin, teklifleri prensip halinde kabul ettiği cevabını vermiş olması da bundan ileri gelir. Hükumet bugün bu tebligatı yapar ken, radyolarla, gazetelerle, devlet adamlan ağzile ve her nevi halk teşkilâtına yaptığı tebligatla, halktan yalnız şunu istiyor: Sükunet ve asayiş; itidal ve vakar. Çeklere bu esas dahilinde hitab ediyor; Almanlara ayni şeyi söylüyor, diğer ekalliyetlere hep ayni fikri tekrarlıyor. Çek radyosu dündenberi ilk defa olarak al manca söylemeğe ve Alman dilile Alman halkına hitaba başladı. Çeklere hitab ederken «merak etmeyiniz, devletin emniyetini zamân altına aldırmak için her şey yapılacaktır!» diyor ve onlardan yalnız sükun ve itidal istiyor. Bunun gibi Almanlara ve bütün ekalliyetlere müracaat ederken de «sizin bütün millî hak larınız verilecektir, merak etmeyiniz, sükun içinde, halen cereyan etmekte olan müzakereleri bekleyiniz, yazıktır, kan dökülmesin!» diyor. Biraz daha döğüşme olursa bütün Çekoslovakya varlığımn tehlikeye girmesi ihtimali bulunduğunu gören hükumet, buna mâni olmak için her çareye başvuruyor ve bilhassa Çek halkını fedakârlığa sevkediyor. *** Halk arasında en çok heyecan gösteren, hükumeti mukavemete, halkı nasyonalizme sevkeden unsur, sosyal demokratlardır. îçlerinde hayli mühim miktarda Yahudi bulunan Çek sosyal demokrasisi, kopan fırtınanın sade Çekoslovakyanın bazı topraklarını koparmakla kalmayıp bu memleketi elinde tutan bütün sosyal demokrasi rejimini dahi baltalıyacağını bildiği için en çok telâş ve hiddet gösteren unsur da budur. Almanyayı terkedip buraya gelmiş olan Alman sosyal demokratları da bunları mülemadiyen Hitler ve Almanya aleyhine ahrik ediyorlar. Bunlar pekâlâ hissediycrlar ki sosyal demokrasinin Orta Avrupada en son kalesi olan Çekoslovakya düşmek üzeredir. Aîmanya Çekoslovakyanın ya tamamen gayrisiyasî bir devlet olmasını istiyecek, yahud da Praha'da Almanya rejimine düşman bir hükumet oturmasına razı olmıyacaktır. Çek sosyal demokrasisinin bü tün gayreti de halen bu iki ihtimalden birinin tahakkuk etmesine mâni olacak bir yol bulmağa matuftur. Bununla beraber Cumhurreisi Dr. Beneş'in siyasî vaziyeti günden güne müşkülleşmekte ve istifasının yakın olduğu hakkındaki şayialar çoğalmaktadır. Halk arasında Fransa siyasetine karşı gösterilen hoşnudsuzluk da iki gündenberi bilhassa artmışhr. Londra kararları gelinciye kadar, burada herkes Fransanın son dakikada kat'î ve enerjik bir vaziyet alacağı hakkında kuvvetli ümidler besliyordu. Londra kararlan geldikten sonra artık ümid kalmadı. Her nekadar bu kararlann nelerden ibaret olduğu tamamen gizli tutuluyorsa da hükumetin aldığı nevmidane tavır, bu hususta kimsede şüphe bırakmıyor ve herkes bu kararların hiçbir zaman beklenilmiş olmıyan maddele Times'e göre Franko, ordusundan gönüllüleri çıkarmak istiyormuş Amerikadaki kasırgada 460 kişi öldü Londra 24 (Hususî) Amerika sahillerini tahrib eden kasırga neticesinde 460 kişi ölmüş, on bin aile yardıma muhtac vaziyete duçar olmuştur. Maddî zarar dört milyon dolara baliğ olmuştur. Londra 23 (a.a.) İspanya hükumetinin, ordusundan ecnebi muharibleri çıkarmak hususundaki kararı hakkında tefsirlerde bulunan Times gazetesi diyor ki: «Bu karar herhalde siyasî bir maksadla verilmiştir. Bununla beraber İspanya hükumetinin bundan maddî ve manevî menfaatler çıkarmağı ümid etmesi bu kararını kabul etmemek için bir sebeb teşkil etmez. Bilinmesi lâzım olan şey, Franko'nun îngiliz plânına itiraz edip etmiyeceği meselesidir. Burgos hükumetinin noktai nazannı tadil edeceğini ümid edelim. Ispanyaya «gönüllü» gönderen veya tebeasından bir kısmının İspanya yarımadasında çar Ankara 23 (a.a.) Iranda Nihapışmasma müsaade eden hükumetlerin bu kanlı ve bitip tükenmiyen boğuşmadan u vend halkının uğradığı felâket münasebesanmağa başladıkları açıkça görülmekte tile iki memleket hariciyeleri arasmda aşağıdaki telgraflar taati olunmuştur: dir. Ekselâm Aalam Bununla beraber millî haysiyet düşün Nihavend halkının uğradığı felâket Kardeş İran milletinin matemine samimiyetle iştirak ettik PEYAMt SAFA Mültecilere yapılacak yardım meselesi Asamble politik komisyonu bir karar sureti proîesi kabul etti Cenevre 23 (a.a.) Mi'.letler Cemiyeti asamblesinin politik kornüyonu bu gün oğleden sonra mültecilere yapılacak yardım hakkındaki karar sureti projesını kabul etmiştir. Yugoslavya mülteci kabul edemiyeceğini yazı ile bildirmiştir. Norveç delegesi, yapılacak yardımm muayyen bir smıfa münhasır kalmayıp siyasî sebeplerden dolayı memleketlerini terkedenlerin hepsine tatbik edilmesi icab edeceğini bildirmiştir. Danimarka ve İsveç delegesi Norveç delegesinin mütaleasına iştirak etmişlerdir. celerile bazı ecnebi kuvvetleri henüz İspanyada bırakılmaktadır. Iyi bir vatan perver olan Franko, ecnebiler tarafından yapılan yardımı siyasî ve iktısadî saha larda pek pahalıya mal olan imtiyazlarla ödemekten imtina etmiştir. Franko, vatandaşlarının büyük bir kısmının ecnebi gönüllülerinin İspanyada bulunmasını istemediklerini pekâlâ bilmektedir. Esasen Burgos, ecnebi muhariblerinin gitmesinin kendisine müthiş siyasî ve manevî menf aatler temin edeceğine kanidir. Bundan başka Franko, tecrübeli ve iyi teçhizatlı müteaddid ordulara maliktir. Bunlar, ihtimal kendisini îngiliz plânına müteallik itirazlarını yeniden gözden geçirmeğe sevkedebilecek olan âmillerdir.» Times, netice olarak, şöyle diyor: «Ecnebi gönüllülerin hareketini tacil edebilecek olan her tedbir îspanyada döğüşen iki muharib tarafın pek şiddetli olan savletlerini azaltmıyacaktır, fakat bugünkü ıstırab ve iştibah devrinde beynelmilel vaziyetteki gerginliğin sebeblerinden birini ortadan kaldırmış olacaktır.» Haricîye Nazvrı TAHRAN Nihavend halkının uğradığı felâketin aldığı vüs'atten fevkalâde müteessir olarak, kardeş milletin uğradığı mateme Cumhuriyet hükumetinin pek samimiyetle iştirak ettiğini arzeyler ve derin sempatilerimin kabulünü rica ederim. Hariciye Vekâleti vekili Şiikrü Saracoğlu Şükriı Saracoğlu Hariciye Vekâleti üekili ANKARA Uğradığımız elim felâkete Türkiye hükumetinin samimî iştirakinden pek çok mütehassis olarak Şahinşah hükumeti, ekselânsmızm lutufkâr delâletinizle Cumhuriyet hükumetine derin ve candan teşekküre beni memur eltti. Mohsen Rais Balıkesirdeki alaya merasimle sancak verildi Balıkesir 23 (Hususî muhabirimiz den) Bu gün burada bulunan piyade alayımıza merasimle sancak verildi. Orgeneral Fahreddin Altay, Cumhuriyet meydanında kalabalık bir halk kütlesi önünde sancağı kumandana bizzat teslim etti. Merasimden sonra yapılan ge^idresmi çok parlak oldu. Londra 23 (Hususî) On beş gün denberi İngiliz hükumetinin misafiri bulunan Mısır Harbiyç Jîazırı Hasan Sabrı Paşa bugün memleketine hareket etmiştir. Mısır Harbiye Nazırı Londradan ayrıldı *** Atina 23 (a.a.) Kral, Korfuya git Ç hükumeti de bu vaziyet karşısınmiştir. Oradan manevraları takib et mek üzere gemiye binecek ve 30 eylul^ da şaşırmıştır. Bütün gayretile siyasî bir manevra yapıp işi savsaklamağa, vakit de Atinaya avdet edecektir. kazanmağa çalışıyor. Londra kararları üzerine buraya yapılan teklife verdiği ceParis 23 (Hususî) Paris borsasınm vabda, Çek hükumeti teklifleri prensip bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: itibarile kabul ettiğini resmen ilân etti. Londra 178,52, Nevyork 37,18, Brüksel 628, Amsterdam 2002,25, Roma 195,80, Ancak bu ilânı yaparken araya «ÇekosCenevre 841,12 1/2, kurşun 15,2,6, bakır lovakyanın emnıyetini zamân altına ala47,15 48, kalay 195.15, altın 144,06, gü cak şartların temini için beynelmilel mümüş 19 3/16, çinko 14,2,6. zakerelerin açılmasını» da istedi ye an Yunan Kralı deniz manevralarında Bir haftada yakalanan kaçakçılar ve kaçak eşya Ankara 23 (a.a.) Geçen bir hafta içinde gümrük muhafaza leşkilâtı, altmış yedi kaçakçı, yedi yüz altmış dokuz kilo gümrük kaçağı, on üç kilo inhisar kaçağı, altmış Türk lirası, yedi aded altm saat, iki silâh, yirmi dört mermi ile yirmi kaçakçı hayvanı ele geçirmiştir. ri ihtiva ettiğini pek iyi anlıyor. Fransa aleyhinde kendisini gösteren bu cereyan o kadar kuvvetlidir ki uzun bir müddet için Fransa siyaseti Çekoslovakyada ölmüştür, denilebilir. *#* PARİS BORSASI

Bu sayıdan diğer sayfalar: