16 Ocak 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

16 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ATATURK Yazan: M. Turhan Tan Kanaat Kıtabevi tarafmdan neşredilmekte olan ANKARA KÜTÜBHANESİ serısmin 15 inci sayısını teşkil eden bu eser Ebedî Şefımizin bütün hayatmı anlatır. Gayet nefis resimlerle ve itinalı bir şeküde basılmıştır. Fiatı 50 kuruştur. u mh u riyeC 5273 Telgraf ve mektub adresl: Cumhurlyet, tstanbu] Posta kütusu: tstanbul No. 246 P8Z3n6SI 16 IİCIFlClK3FIUII 1939 Telefon: Başnnıharrlr ve evl: 22366. Tahrlr heyeti: 24283. tdare ve matbaa fcısmı 24299 24290 CO7O İSTANBUU •CA&ALOĞLU " n KIRKYIL BüyUk edib Halid Ziya Uşaklıgilin beş cidlik nefis bir eseridir. • . 1 n • • .•« • . . . . Her Kitabcıda bulunur J Franko orduları dün Reus ve larragonayı işgalettiler Akdenize inen Franko kuvvetleri külliyetli miktarda ganaim aldılar Millî müdafaalarda (insan) ın mevkii Modern silâh faikiyeti mutlaka galibiyet amili değildir. önünde ve sonunda harbi intac edecek olan en mühim kuvvet hâlâ insandır ve ordulardır. ispanyada vaziyet Askerî mehafil hayrette Tarragona ve Reus'ün işgali üzerine Barselonda halk heyecana düştü Dün lik maçlarına üç stadyomda da devam edilmiştir. Beşiktaş Vefayı 40, Fenerbahçe tstanbulsporu 8 /, Beykoz Topkapıyı 70 mağlub etmişler, Galatasaray da Hilâlle berabere kalmıştır. Lik maçlarının tafsilâtı altıncı sahifededir. Yuka» rıdaki resim Beşiktaş Beykoz maçından heyecanlı bir enstantanedir. llllllllllllllllll ennın terakkileri nisbetinde harb ve tahnb vasıtaları da o kadar ılerilemiş ve çoğalmıştır ki bunlara bakarak modern bır harbı gözönüne alanların adeta gbzleri kararıyor. Bilhassa gökten ateş ve blıim yağdıran tayyareIerm sür'at ve dehşetı gonüllere ıstırab, fikırlere ürkekhk veriyor. Fılo halinde bir şehre hücum eden bu blüm kırlangıclarının müdafaalı müdafaasız kalabalıklar üzerine bırakacakları binler ve binlerce kılo bomba hakıkaten yakıp yıkan bir Franko tayyareleri tarafmdan bombardıman edilen asümanî belâdır. Fakat her millete göre Barselonun havadan alınmış resmi başa gelmce çekılecek olan harb bu türSarragossa 15 (a.a.) Tortoza mın olmak üzere 1200 kilometre murabbaı lü terakkılerle ıçınden çıkılamaz bir muamma haline gelmiş midir? Yani mo takasında Yague ordusu, Ebre nehrinin vüs'atinde toprak zaptetmiş ve Barso lArkası Sa. 9 sütun 4 tei dern silâh itibarile nisbeten daha az sol sahilinde 25 kilometre derinliğinde mücehhez milletler behemehal mağlubiyete mahkum mudurlar? Meaeleyi serinkanhhkla tetkık ederek bu sualin hakıkî cevabını vermek lâzımdır. İşte cevab: Hayır, modern silâh faikiyeti mutlaka galibiyet amili değildir. önünde ve sonunda harbi intac edecek olan en mühim kuvvet hâlâ insandır ve ordulardır. Çemb&flayn Londrada IMB llllllll MllllllllllllimillllllllllllllllllllHIIIIIIIIIIIII llll lllllllllllllllllllllllllllllllllllll IIIIHIIIIIIIIIIIIIIIHI llllll IIIM1IIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIII llllllll III || Başvekil, Pariste 1,5 saat kaldı Yeşilay Cemiyetinin senelik toplontısı Intihab neticesinde Dr. Fahreddin Kerim Gökaı Roma müzakerelerinde gene cemiyetin reisliğine seçildi Italya sukutu hayale uğramış Londra, 15 (Hususî) Romadan dönmekte olan Başvekil Çemberlayn bu gün Londraya vâsıl olmuş, merasimle karşılanmıştır. König meselesi Paristen geçerken Paris, 15 (a.a.) Romadan dönmekte olan ÇembeTİayn, saat 8,10 da Parise muvasalat etmiş ve garda İnşiliz büyük elçîsi tarahndan karşılanmıştır. Çemberlayn'ın treni saat 9,46 da hareket etmiştir. Bir saat 46 dakjkahk tevaklArkast Sa. 3 sutun 3 de] Vasfi Raşid hâdisede bildiklerini anlatıyor Modern sılâhtan bilkülhye mahrum iptıdaî vazıyetlerden ve rasgele insan kalabalığından bahsetmıyoruz. Bıri diğerine nisbetle modem silâhı az milletleri gbzonünde bulunduruyoruz. Beş bin tayyaresi olan bir milletle beş yüz tayyareli by milletin cidalınde galebe mutlaka beş bin tayyareli tarafın değıldir. Anlatmak istedığımız budur. Yoksa aded itibarile silâh faikiyeti vaziyetleri evvelden tayin etmiş olurdu. Halbuki nıhaî vaziyetleri dün ve evvelki gün olduğu gıbi bugün de yann da yalmz ve yalnız ordular tayin edebılirler. Buna gbre bütün terakkilere rağmen harb işlennde değışmiş büyük bir şey yoktur demek olur. Silâh meselesi nıhayet para meselesidir. Parası çok olan ınillet mutlaka galıb mıdir? Hayır, bütün fennî terakkilere rağmen harbi orduların kahramanlık kabilıyetlenle milletlerin mukavemet kudretlerı idare ve intac edebılır. Umumî Harb mısalinde ve ondanberi olan terakkilerin kâffesinde hep bu hakıkati müaşhede etmekteyiz. En ileri büyük milletlerin en dehşetli silâhlanna karşı müdafaa ettığimiz Çanakkalede eksik top ve rüfeklerimizin mermıleri bile sayılı denilecek kadar azdı. Türkün zekâsıle kahramanlığı bir araya gelmce orada demirden bin kere daha kuvvetli mukavemet kaleleri yükselmiş oldu, ve bu sayededir ki galebe bizde kaldı. Ankara radyosu, neşriyatıra ilân için türkçeden başka üç lisan daha kullanıyor: İngilizce. jransızca. almanca. Biz bu "bol lisan çeşidinin sebebini bir iürlü arilıyamıyoruz. Maksad yalVasfi Raşid ıııııııııııııııııııııııııııııııııı ıııııııııııiıııııııııııııııııııı ıırııııııııııııııııııııııııııııııııııtıııııııııııiııııııııııiıııııııııııııııııııııııııııınıııuıııııınıl mz bu dilleri bilenlere derd arilatmqk ölmasa gerek. Çünkü bu takdirde meselâ yalnız çinceden anlıyanlırı ihmal etmiş oluruz. Ve bu mantikla yürürsek radyomuz sadece neşriyatını ilân etmeğe vakit bulabilir. Yeryüzünde meucud lisanlar o kadar çok ve mütenevvidir.. Halbuki bugün. radyolar için, hemen hemen beynelmilel bir lisan teessüs etmiştir denebilir. Öyle ki biraz meraklı ve biraz dikkatli iseniz radyonuzda İki buçuk yıldır bir tecrübe tahtası haherhangi bir memleket istasyonunu linde sürüklenip giden İspanyada birinci bulabilir ve ne söylendiğini, kabatasmüessir mevkii ışgal eden kuvvetin orduIdk da olsa, kavrarsınız. Bir radyo da olduğunu görüyoruz. Çin Japon muspikerinin lugatçesi aşağı yukan şu saraasında hakıkî iş ordulann hareketlekelimelerden mürekkeb değil midir? rinde tecelli ediyor. Habeşistan misalini Radyo, istasyon, konser, konferans, zikretmeğe hacet bıle yok. Çünkü orada gramojon, monolog, tiyatro, piyes, oristilâ işi gormeğe gıdenlere karşı adına orkestra, piyano, ilah . ilah .. Ve bütüv du ıtlak olunabılecek kümeler yoktu. "ZAbunlar zaten beynelmilel kelimelerdir. hirli ve yakıcı gazler bnünde iptidaî bir Meselâ Ankara radyosunun spikeri bir gün diyordu ki: kavım harta puslayı şaşırarak perişan ol Şimdi Berlin filârmonik orkestradu. Üniversiteliler Basarabya vapurunda sının çaldığı, Bethofen'in bilmem kaNihayet münakaşa mevzuu olan mesele çıncı senfonisini dinliyeceksiniz.. Sömestr tatili münasebetile İstanbul Üniversitesine menmb kırk fennî vasıtaları daha çok olan hakikî orVe zavallı bu eümleyi üç lisana terkişilik bir kafile, dün öğleden sonra Basarabya vapurile şehrimiz' dularla bu vasıtalar bakımından azçok facüme edip söyliyeceğim diye boş yere kir hakikî ordular arasındaki çarpışmalayoruluyor, ve bilhassa boş yere vakit den ayrılmışttr. Talebe kafilesi evvelâ Köstenceye, oradan da Beri Filistin Müftisi Elhac Hıiseyin bir konferans verirken line uğrayacak, dönüste bütün Balkan memleketlerinde tetkikatta kaybediyordu. YUNUS NAD1 (Yaztsı 9 uncu sahifede) ** bulunacaktır. Kafileye Doçent Hıfzı Veldet rıyaset etmektedir. lArkası Sa. 3 sütun i de] Tayyare kaçakçılığı hâdisesi etrafında İstanbul Müddeiumumıhği tarafmdan malumatlarına müracaat edilen gazetecılerın ifadelerı Ankara Cumhuriyet Müddeıumumılığınce yarın tetkık edılecektır. Yenıden sorulması icab eden noktalar olup olmadığı bu tetkıklerden sonra anla şılacaktır. Bu sahtekârlık tahkıkatı dola yısıle eski bir hâdıse yeniden bahis mevzuu olmuştu. Hâdıse Son Postada çıkan bır yazı ve resim dolayısıle iki gazetecinin bıri resmî ve dığeri hususî mahıyette ve biri İstanbulda, dığeri Ankarada iki is ticvaba tâbi tutulmasıdır. Bu eski hikâye dair tafsılât veren bazı gazetelerde meb'us ve avukat Vasfi Raşidın o sıralarda hâdiseye kanşarak îstanbulla bir telefon muhaveresi yapmiş olduğu ileri sürülmüştür. Bu hususta malumat almak üze[Arkası Sa. 9 sütun 5 te] Ekrem König kendine aid olduğunu zannettiği Efganistanın Moskova neşriyat için mahkemeye müracaat etmek istemiş elçisi şehrimizde Efganistanın Mos ' ' ..a^afcg&a^ "p kova büyük elçiliğine tayin edilen eski Ankara büyük elçisi Sultan Ah ı med Han, yeni vazrfesine gitmek üzere dün sabahki ekspresle şehrimize gelmiştir. Yeşilay kongresinde bulunanlar Yeşilay Gender Birliğinin senelik kongresi, dün sabah 9,30 da, Eminönü Halkevi salonlarında in'ikad etmiştir. Kongreye tam 9,30 da hep bir ağızdan sbylenen ve hürmetle dmlenen İstıklâl marşile başlanmış, müteakıben Doktor Fahreddin Kerim Gokay, kürsüye gelerek ezcümle şunlan söylemiştir: « Bır memleketin gencliği, o memleketin en büyük kuvveti olduğundan Atatürk, en büyük emanetini Türk gencliğine bırakmıstır. Bunu muhafaza edecek olan genc kuvvetin sağlam îrade ve secîyeli olması için her türlü uyuşturucu alkol ve zehirlerden uzak kalması lâzımdıF» Binaenaleyh cemiyet doğuşundan beri ba ülkü etrafında çahşmış ve memnuniyeti mucib verimler elde etmiştir. Bugün muhtehf vesilelerle memleketin her tara« fında bulunan genclerımizin çahşmalarH buna bir nümune olmuştur. Yeşilay, bilhassa gencleri etrafında toplamak ister* O gencler ki henüz hayata atılmadan lArkası Sa. 5 sütun 3 tel KENDI KENDİMİZl TENKİD Beyhude gayret •IIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII llllllll MIIII1IIIIIIIIIIIIIII1IIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIII11II1IİIIIIIIK Universite talebesinin Avrupa seyahati Filistin Arabları Londra konferansma girecek mi Eski Filistin Müftisinin riyasetinde dört gündenberi mühim müzakereler oluyor Köstence yolu üzerinden Berline gidecek olan kîrl kişilik kafile dün öğleden sonra hareket etti

Bu sayıdan diğer sayfalar: