16 Ocak 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

16 Ocak 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 16 tkincikânun 1939 Beşiktaş Vefayı 4 0 , Fenerbahçe Istanbulsporu 8 1 , Beykoz Topkapıyı 7 0 mağlub ettiler ması neticesi 28 inci dakika Eşref üçüncü sayıyı yaptı. Tamamile ambale olan Vefa 31 inci dakikada Şereften güzel bir pas alan merkez muhacimleri vasıtasile dördüncü golü yedi. Oyun sona kadar Beşiktaşm biribirini takib eden hücumlarile geçmif ve netiBeşiktaş: 4 Vef a: 0 cede 4 0 Vefanın mağlubiyetile bitmişHaftanm en mühim maçı Beşiktaş tir. / Vefa takımlan arasında Şeref stadmda oynanmıştır. Takımlar sahaya şu şekilde çıktılar: Galatasaray: 1 Hilâl: 1 Beşiktaş: Mehmed AIi Taci, HüsTaksim stadyomunda Galatasaray 1 a, nii Bülend, Feyzi, Şevket Hayati, RıdHilâl arasındaki maç, Şazi Tezcanm idavan, Bedii, Şeref, Eşref. Vefa: Azat Saim, Vafoid Sefer, resinde yapıldı. Takımlar şu şekilde saLutfi, Namık Adnan, Abduş, Şiikrü, haya çıktılar. Galatasaray: Osman Lutfi, Adnan Mehmed, Goro. Musa, Bedii, Ekrem Necdet, SüleyOyuna Vefanın hücumile başlandı. Beşiktaş müdafaasma gelmeden kesilen man, Cemil, Bodori, Mehmed. Hilâl: Murad Akif, Muammer bu hücumu, Beşiktaşm hücumu takib etMustafa, Zeynel, Salim Lutfi, Hakkı, ti. Oyun, bir müddet karşılıkh hücumlarla devam ettikten sonra Vefanın akm Rüstem, Haluk, îbrahim. Oyuna Galatasaray başladı ve ilk bir ları tehlikeli bir şekil almağa başladı. hücumda büyük bir fırsat kaçırdı. Ga!aSol açrktan ortalanan topu bek Abduş mükemmel bir şekilde vole şütle Beşik tasaraym hücumundan kurtulan Hilâl'.n taş kalesine attı ise de Mehmed Alinin soldan yaptığı bir hücumu korner ile niharikulâde bir sıçrayışı topun kornere git hayetlendi. Vefalılar Beşiktaş kalesi önünde Sagdan çekilen korneri Hilâl merkez mesine sebeb oldu. Sağdan çekilen kormuhacimi Hakkı güzel bir kafa vuruşile cum hattma biraz can vermişse de tamaner boşa gıtti. mile müdafaaya çekilen Hilâl kalesi aİki tarafın zaman zaman yaptığı hü üçüncü dakikada gole çevirdi. Galatasaray bu sayıdan sonra oyuna dım atılmaz bir 'hal almıştı. Yavaş yavaş cumlara rağmen oyun müsavi bir şekilBeykoz: 7 Topkapı: 0 büyük bir tazyik altında kalan Hilâl, vade devam ederken, Vefa gene soldan hâkim oldu. Beykozla, Topkapı arasındaki musaFakat kanşık ve sıkışrk oynayan Ga kit geçirmek ve zaman kazanmak için to"üzel bir inis yaptı. Kale önünde topu yabaka Kadıköy stadmda yapıldı. Talebelekalavan sağiç, topu Mehmed Alinin eli latasaray sayı çıkarmak imkânını bula pu dışarı atıyor, bu arada Necdet ve Süleymanm zoraki oyunu üstüste fırsatlann rin oynamaması yüzünden Topkapılılar mıyordu. ne attı. Takımda ilk defa merkez muhacim kaçmasma sebeb oluyordu. Oyun bu su sahaya on kişi ile ç:kmağa mecbur kalVefa merkez muavininin tutuk oyunu dılarf Takımlar sahaya şu şekilde diziltaVim üzerinde büvük bir aksaklığa se oynayan Cemil, şahsî oyunu yüzünden retle 1 1 berabere bitfniştir. oluyordu. Hücum hattının biribiri üstüste fırsat kaçırıyor, diğer muhacimleyantığı hücumlardan birinde Be rin isteksiz oyunları biribirlerini bozmak^ t a * mi'^ifii toDa vumruk vurduğu için tan başka bir işe yaramıyordu. npal»' oldu. Fakat Vefalılar bunu dışaBir aralık bu çemberden kurtulan Hin att'lar. lâl, sağdan yaptığı bir hücumla merkez Vefanın bu tehlikeli hücumlan, Be muhacimleri vasıtasile güzel bir fırsat ya='k^«ı müdafaa oyununa mecbur ettiy kaladıysa da kaleci Osman büyük bir se de Hüsnü ve Mehmed Alinin güzel maharetle bu tehlikeyi atlattı. Kolayhkla hücum fırsatı bulan Galaoyunu sayesinde devre sıfır sıfıra bitti. tasaray bütün hatlarile Hilâl kalesine ineîkinci devre îkinci devreye hâkim bir şekilde baş rek beraberlik sayısı için iç sıkan hücumlıyan Vefa, biraz sonra bu hâkimiyeti Be larına başladı. Kontrolsuz, şiitsüz., isabetsiz bir oyunla çırpınan Galatasaray şiktaşa verdi. hücum hattı 44 üncü dakikada NecdeOfsayd vaziyetinde topu yakalayan Beşiktaş merkez muhacimi yedinci daki tin attığı penaltı ile beraberliği temin etkada hafif bir şütle ilk golü takımma ka ti. Devre 1 1 berabere bitti. İkinci devre zandırdı. Bu sayıdan sonra hemen hücuÎkinci devreye bu müşkül vaziyetten Hilâl Galatasaray maçından bir enstantane ma geçen Vefalılar sağdan bir korner kazandılar. Hüsnü mükemmel bir kafa kurtulmak için çok hızlı başlıyan Galatasaray ilk dakikalarda gene bir fırsat kavuruşile bu tehlikeyi atlattı. Yavaş yavaş hücumları büyüten Be çırdı. Biraz sonra Hilâl müdafaasından Takımlar Oyun Puvan Gahb Ber?^sre Mağlub Attığı Yediği şiktaş 23 üncü dakikada Hayati vasıta kurtulan top boş bırakılmış olan Ga'a13 10 53 36 13 Beşiktaş 3 sile ikinci sayıyı yaptı. Bu sayıdan evvel tasaray müdafaasına kadar geldi. Osma13 10 52 35 10 Fenerbahçe 2 1 Hayati hendbol yaptı, fakat bu maçta nın yerinde bir müdahalesile Hilâl ikinci 13 34 9 36 13 Galatasaray 3 1 nedense hiç koşmayan hakem Tarık pek bir fırsat kaçırdı. Bu tehlikeyi atlatan Ga13 6 41 25 28 Beykoz 3 4 latasaray hem hücuma geçmiş, hem de bariz olan bu hatayı görmedi. 6 23 28 13 23 Vefa 3 4 İki sayıdan sonra oldukça rahat bir ne Cemili geri alarak Adnanı ve Musayı hü42 21 3 20 13 Hilâl 2 8 12 2 35 20 Sülevmaniye 13 3 8 fes alan Beşiktaş, biribiri üzerine hücum cum hattına, Lutfiyi muavin hattma aı19 40 19 2 İst. Spor 13 2 9 mıstı. yapmağa başladı. 14 47 19 13 3 Topkapı 10 Soliç Bodorinin «akatlanması dolayısiVefa kalecisinin topu, yumrukla Be; = k^s muhacimlerinın önüne kadar vur le yapılan bu değisiklik Galatasaray nüLik maçlarına dün güzel bir havada üç stadyomda da dev«m edilmiştir. T a kımlar eksik kadrolarla oynamağa mecbur olduklarından musabakalar çok zevksız olmuştur. Dün yapılan lik maçları Seref stadmda: Taksim stadmda: bu mukavemet yavaş yavaş gevşemeğe başladı. Fikretin kornerden güzel bir golü ile başlıyan bu sayıyı sırasile Yaşar, Şaban ve gene Fikretin dördüncü sayısı takib etti. Devre bu suretle 4 0 Fenerin lehine bitti. İkinci devTe Fenerbahçeliler sayı adedini gene Fikretin ve Şabanın attığı gollerle sekize kadar çıkardılar. Oyunun sonlarına doğru Fener kalesi civarmda iyi bir paslaşma yapan îstanbulspor, sol açıklarının loıvvetli bir şütile yegâne sayılanm yaptılar. Federe olmıyan kulübler arasında Taksim stadı tarafından tertib edilen federe olmıyan takımlar arasındaki maçlar çok hararetli olmuştur. Birinci musabaka Pera ile Bozkurt takımları arasında yapıldı ve maçı 4 0 Pera takımı kazandı. Şişli ile Galataspor arasında yapılan ikinci maçı 4 1 Şişli takımı kazandı. İkinci küme maçları Şeref stadmda yapılan ikinci küme maçlarında Boğaziçi, Ortaköyü 4 1 mağlub etmiştrr. Fener Yılmaz da Davudpaşayı 2 1 yenmiştir. Eyüb de Galata Gencdiler. Beykoz: Kandili Bahadır, Halid leri 3 2 mağlub etmiştir. Dünkü kır koşusu Mehmed, Mustafa, Galib Turhan, Saîstanbul Atletizm Ajanlığı tarafından deddin, Şahab, Said, Kâzım. Topkapı: Abdülkadir Hristo, Saba tertib edilen İstanbul kır koşusu dün Şişhaddin Ali, Kâmil, Hâmid Yunus, li ile Tuğlaharmanları arasındaki 6000 Ziya, Salâhaddin, Sadık. metrelik yolda yapılmıştır. İstanbul taOyuna Beykozluların hücumile baş kımını seçme mahiyetinde yapılan bu landı. Daha ilk ddkikalarda hâkim bir musabakada Galatasaraydan îbrahim vaziyet alan Beykozlular, Topkapı kale 20,51 dakik,ada birinci, Demirspordan si önünde toplandılar. İşi tamamile mü Hüseyin ikinci, Beşiktaştan Artin üçündafaaya döken Topkapı sağdan ve solcü olmuştur. İkinci kategoriler arasındaki dan biribiri üzerine hücumlar yapan Bey musabaka 3000 metre idi. koz karşısında büyük bir zorlukla tutuNeticede Pera kulübünden îzak nuyordu. 11.52.1 dakikada birinci, Kemal ikinci, Bidayette ilk golü çıkaran Beykozlular Hüseyin üçüncü olmuşlardır. hücum üstüne hücum yaparak ilk devreAnkarada lik maçları de dört savı birden yaptılar. Ankara, 15 (Hususî) Lik maçlaDevre 4 0 Beykoz lehine bitti. İkinci devre biraz daha canlı oynava rına bugün devam edilmiş, Demirsporla rak daha fazla gol yememeğe çalışan Galatasaray karşılaşmıştır. Demirspo^uTopkapı bir müddet mukavemetten son lar ilk devre 3, ikinci devre de 2 gol ya, ra üç gol daha yiyerek maçı 7 0 kay parak 5 0 galib gelmişlerdir. betti. Balıkesir Şehir kulübünün Fenerbahçe stadmda: Fenerbahçe: 8 İ. Spor: 1 kongresi Lik maçlarında puvan vaziyeti Günün son mu=abakası Fenerbahçe ile Balıkesir, 16 (Hususî) Balıkesir İstanbulspor arasında yapıldı. Şehir kulübü dün yıllık kongresini yapTakımlar sahaya şu kadro ile çıktılar: mış, çalışma, hesab ve bütçe raporlan Fenerbahçe: Hüameddin Lebib, Fa tevsik edildikten sonra yeni heyeti idare zıl Reşad, Ayten, Ali Rıza Fikret, seçilmi'îtir. E«ad, Yaşar, Saban, Semih. Galatasaraylı Nihadın İstanbulspor: Ali Ali, İsmail Neiad, çocuğu öldü Orhan, Tarık İhsan, Hasan, SalâhadEski sporculanmızdan Galatasaraylı din, Samih, Bürhan. Oyuna pek durgun bir şekilde başlıyan Nıhadm oğlu Asım difteriden kurtulamıFenerbahçeliler bir müddet hayli zoriuk yarak dün vefat etmiştir. çektıîer. Oyun Fenerlılerın tam bir hâki Cenazesi bugün öğleden sonra saat on miyeti altırda olmasına rağmen İstan dörtte Mecidiye köyündeki evinden kalbulspor büyük İ>ir mukavemet gösteriyor dırılarak asrî mezarhğa defnedilecektir. du. Yirmi bes dakika kadar devam eden Kederli ailesine arzı tazivet ederiz. Kestiler, haberini verdi. Frank, derin bir nefes aldı. Hava ile sevincle dolu göğsünde, on parmağile trampete çalmağa başladı. Suvare gömleğine, inci düğmeler taktı. Islık çalıyordu. Farer'e, kaç kental isterse o kadar portakal satabileceğine birdenbire inanmağa başlamıştı. Evelin, geliyordu. Demek ki Davis, henüz her istediğini yapabiliyordu. VİKt BAUM Çeviren: HAMDt VAROĞLU Frank, yakışıklı oğlile iftihar eden ve kadın bahsinde bile birinci sınıf bir terbıye görmesini istiyen annesini düşünerek s,y 'msedi. Sen nehrine baktı. İki küçük kayık geçivordu. Gökyüzü, bir an evvel uzaklaşmak icin sabırsızlanır gibi görünen beyaz bulutlarla kaplıydı. Karşı sahildeki ağaçlarda tek tük yapraklar kalmıştı. Ve bütün bu manzarada biraz hüzün vardı. Birden bire, içinde, ihtiyarlamış, lüzumsuz bir hale gelmiş olmaktan mütevellid bir üzüntü duydu. Akşam yemeğine kadar, dünya yüzünde, yapaçak bir işi yoktu. Vücudünü fazla yoran her insan gibi, o da işsizliğe, yalnızlığa tahammül edemiyordu. Yüreğine hüzün veren Sen nehrinden uzaklaştı, bir taksi çağırdı ve otele gitti. Otelci Madamla biraz görüştü. Bu <adın, ihtiyar ve akılln uslu bir papaganı J >v O rdu. Havat hakkında ivi maluma tı vardı. Davis, kapıcı ile biraz çene çaldi; bir iki yere telefon etti. «Boeuf sur le toit» lokantasmda kendisine bir masa ayırt tı; bir rövüden bilet istedi; Farer ve karısile birlikte geçueceği geceyi düşünerek derin derin içini çekti. Odasına çıktı, gitgide artan endişesini izaleye çalıştı. Soyundu, soğuk bir duş yaptı, sigara ve koııyak içti. Yatağma uzandı. Nafile. Üzüntüsü devam ediyordu. Bu üzüntü, Berlinde, Parise hareket edeceği zaman başlamış ve son iki gün zarfında mütemadiyen artmıştı. Frank, bu üzüntüye, bu zihnî meşgalesine aşk adı vermek istemiyordu. Hayatında, ufak tefek alâkalan çok fazla olduğu için aşka inanmıyordu. Gözlerini kapadı ve uyumağa çalıştı. İmkânı yok. Uyku yerine, hayale daldı. Bu üzüntüyü giderebilecek bir çok şeyler, güzel, müteaddid, eglenceli şeyler istivordu. Ve bu hülyalarında, bu arzula rında, Evelin daima mevcudu. Uyuma çok zil sesinden, birçok çağırmalardan, garda beklerim. Harikulâde bir gün geçiyordu. Her an gözlerini açıyor, sigara Paristeki santralcı matmazelle Berlinde ririz. Ertesi gün seni tayyareye bindiririm, sından bir nefes çekiyor, önlerindeki kü ki santralcı matmazel arasında teati e evine dönersin. Gel. Bu imkânı bulmağa çücük balkonlarla, Fransız tarzı, yük dilen sınırli sözlerden sonra, telefonda, çalışmalısın. Sen bu ihtiyacı hissetmiyor sek iki pencereyi, karşıdaki arduvaz da mendebur bir hizmetçi sesi hırladı ve bir musun? mı, yağmur borusunun üstüne konan g'd denbire EveHn'in sesi işitildi: Telefonda bir ses var. Frank, Evelin Frank? vercinleri görüyor, sokaktan geçen oto«hayır:> dediği takdlrde, Pariste geçırece Evelin? ği gün!erin tamamen zehir olacağını dümobillerin kornalarmı işitiyordu. Gözle Evet, benim. şündü. Dilinin üzerinde, sukutu hayalin rini kapadı ve Evelin'le beraber, talebe Yalnız mısın? tadsızlîğını şimdiden hissediyordu. liği zamanmda oturduğu Sevres sokağınAlelâcele ilâve etti: daki acaib eve gitti. Hayır... şey, evet. Ne de olsa, galiba bir parça kestirmiş Beni dinle sevgilim. Senin buraya Eğer sen beni çağırsan, dünyanın ti. Uyandığı zaman güneş kaybolmustu. gelmen lâzım. Elzem. Yapyalnızım, her öbür ucunda olsam gelirim. Şakakları ateş gibi yanıyordu. Bir müd dakika seni düşünüyorum... Artık sabBir iki saniye süren bir sükut oldu. det, yattığı yerde, hemen hiçbir şey dü nm kalmadı. Santral memuru: Sükut. şünmeden kaldı. Sonra, gece dolabı üstü Konuşuyor musunuz? diye sordu. ne bıraktığı küçük ceb defterini, anahtar Çiçekleri aldın mı? Evelin'in cevabı araya kanştı. larını ve cüzdanını aldı. Bir telefon nu Evet, teşekkür ederim. Evet. Geliyorum. marası aradı. Yerinden kalkmadan tele Beni seviyor musun, Evelin? Davis, avazı çıktığı kadar haylcırdı: fonu aldı, Berlin Oliva 03784, Madam Dinle, Evelin, beni dinle. Gara geBir sükut. Evelin Drost adresini istedi. Müstacel leceğim. Olur ki beni orada göremezsen, Evet, Frank. demeyi de unutmadı. O halde geleceksin. Derhal gele Burbon sarayı meydanındaki Burgonya İçinde bir sevinc vardı. Fakat «ma ceksin. Berlinde, biribirimizi göremedik. oteline gidersin. Anhyor musun? Karım nasız şey» diye düşünüyordu. Telefonun Burada buluşmak ne harikulâde bir şey olduğunu söylersin... İşitiyor musun? Bir yere yaz da unutmayasm..« çalmasmı, uzandığı yerde bekledi. Bir olacak. Gelecek misin? Telefondaki ses: denbire, yüreğinin çarptığını hissetti. Gü Nasıl olur, düşün bir kere... Allaha ısmarladık, dedî. lümsedi. Hayret içindeydi. Bundan kolay bir şey yok. Saat Frank, telefona gene birşeyler haykırBerlini bulmak, Londrada Pearl'i bul 10,45 te Şarlotenburg'dan trene binersin, dı. Fakat telefon memuru: mak kad,ar kolay olmadı. Maamafih, bir ertesi gün 17,30 da Paristesin. Ben Çarşamba: Kadm Evelin'in sabah programı şöyle idi. Yataktan saat yedide kalkacak; açık pencerenin önünde beden hareketleri yapacak; soğuk bir duştan sonra neş'e içinde kahvaltı rnasasına oturup kocasile birlikte kahvaltı edecek. Bundan sonra, ev işlerile meşgul olacak, evi tanzim ettikten sonra, hava nasıl olursa olsun, çocuklarla beraber gezmeğe çıkacak. Halbuki, her sabah, vaziyet şöyle olurdu: Daha uykudayken, uyanmaktan korkuyor ve ayni zamanda, uykusunun gitgide hafiflediğir.i, odanın daha aydınlandığını hissediyordu. Başı yorgun, ağır ve inanılmıyacak kadar irileşmiş gibi geliyordu. (Arkası vari

Bu sayıdan diğer sayfalar: