13 Şubat 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

13 Şubat 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BURSA MEKTUBLARI Adana (Hususî) Seyhan ırmağı, 936 kânunuevvelinin 5 inci günü gösterdiği emsalsiz tuğyanı şimdiye kadar tekrarlamadı. Fakat itiraf etmek lâzımdır ki, devamlı surette yağmur yağdıkça veya Toroslara fazlaca kar düştükçe Adanalılar elleri yüreklerinde, Seyhanın yeni bir hünerini beklemekten kendilerini alamaz'ar. Filhakika Seyhanın bilhassa şehir ci' varındaki yatağı o kadar dolmuş ve o kadar önüne geçilmez bir hal almıştır ki, Adanalıların bu yüzden daima yeni bir felâketle karşılaşmaları hiç de uzak bir intimal değildir. Vakıâ Cumhuriyet hükumetimiz, hemen her yıl Çukurovaya büyük zararlar veren, mal ve can zıyaı bakımından şimdiye kadar telâfisi güç zayiata sebeb o!an bu afetin cezrî bir surette önünü almak için büyük alâka göstermektedir. Bu hususta alınacak tedbirin çok esash ve akt'î olması düşünüldüğü içindir ki iki seneden fazla bir zamandanberi devam eden etüdler herkesi sevindirici ve tatmin Bayram gtinlerinde Uludağda yapılan müsabakalara giren sporculardan bir kısmı edici mahiyettedir. Ancak, sütten ağzı yanamn, ayranı üfliyerek içmesi gibi, AdaBursa (Hususî muhabirimizden) cıları yetişeceklerdi. Ufaktefek bazı kazanalılar da, etüdlerin mes'ud bir netice veTürkiyede ilk defa olarak Uludağda res lar müstesna, dört gün hem de sarp bir receği güne kadar, yukanda tasvir ettiğim mî kayak müsabakaları yapıldı. Avrupa arazide cereyan eden müsabakalarda müeidişeden kurtulamıyacaklardır. da milyonlarca insanı kışın karh dağlara him bir kaza olmadı. Yalnız Ankarah beş Seyhan ırmağının şehre, köylere ve osürükliyen bu cazib ve faydalı sporun biz kayakçınm iniş müsabakasmın sonlannda dc henüz son yıllarda yayılmaya başlamış kara saplandıklan için kayaklan kırıldı. vaya zarar vermiyecek hale getirilmesi için yapılan etüdler cidden esaslıdır. Edinbulunduğu malumdur. Böyle olmakla beYarışlarda en kayda şayan bulduğum diğim malumata göre bu etüdleri üç tarza raber alınan derecelerin ve bu müsabaka nokta: Bütün müsabıkların herşeye rağirca ve ona göre mütalea yürütmek mümlara aid organizasyonun Avrupadakilere men istisnasız olarak mesafeyi ve yarışı kündür: oldukça yaklaşmış bulundtğunu görmek bitirmiş olmalrıydı. Bu hareket yalnız 1 Seyhanın sol sahilinden ve takriSize yarm için çok büyük ümidler verdi. sporculuk bakımmdan değil, ayni zamanben işmdiki Salih Bosnalı fabrikasının bir Dağcılık Federasyonu müsabakalann da ahlâk ve karakter itibarile Türk çocuki'ometre kadar şimalinden başlayıp asorganizasyonunu kendi nezareti altında ğunun üstünlüğünü ispat ediyordu. rî mezarlığı solda bırakıp cenuba tevecBursa Dağlcılık kulübüne havale etmişMukavemet yarışı pek arızalı arazide cüh edecek ve denize kadar da Seyhan ti. Diğer spor şubelerindeki müsabakalara yapıldığmdan (Otelgözü) denilen sığıyatağına muvazi olarak devam edecek bühiç benzemiyen bu müsabakaları tanzim nağa seyyar bir telefon konmu§ ve heryük bir deşarj kanalı açmak, Seyhan taşve idare etmek başlıbaşma ehemmiyetli hangi bir kazanın vaktinde otele haber tığı zaman, esas yatağmın alamıyacağı ve yorucu bir işti. Türk gencliğindeki verilmesi temin olunmuştu. fazla suyu bu kanal vasıtasile ve hiç bir vük=ek kabiliyet bu işte de yüzümüzü aOrdu namına yanşlara geldiklerini bil tarafa zarar vermiyecek şekilde denize aŞartmışhr. dirdiğim altı subay müsabakalarda müşa kıtmak. Uludağda toplanan kayakçılar arasm hid sıfatile bulunmuşlar, yanşlara girmeBu projenin tatbikı, aşağıyukarı altı da îsviçreli, Fransız, Avusturyalı, Al mişlerdir. yedı milyon Türk lirasma ihtiyac gösterman kayakçılar da vardı. Onlar, bizim Hulâsa Uludağda yapılan ilk kayak mektedir. miisabakalanmızdaki intizam ve mükemmüsabakaları bütün acemiliğe rağmen mu2 Dilberlersekisi mevkiinde sulama meliyeti takdir ediyorlardı. İlk defa yavaffak bir eser ve organizasyon bakımm işleri için inşa edilecek barajdan itibaren pılmasına rağmen kılı kırk yararcasına indan mükemmel bir nümune olmuştur. Taşköprüye kadar olan nehir mecrasmı, ce düşünülerek kusursuz tespit edilmiş oOtellerdeki kalabahğra insana rahat etrafmda ihdas edilen parazitleri de kalİan program ve ahnmış olan tertibat on lann hayretini celbediyordu. Ecnebiler sızlık veren manzarası bile bütün bu yor dırmak suretile genişletip temizlemek; sonra, Taşköprünün iki ucunda, şimdi geyarışlann şekil itibarile aldığı manzaraya gunluklara rağmen müsabakalarm tertib ne bir takım parazitlerle kapanmış bulubir olimpiyad adını vermeğe bile kalkışı ve idare şeklindeki intizamdan sonra hoj görülüyordu. Bunun için geceleri kayak nan gözleri meydana çıkarıp suların cereyorlardı. yanmı kolaylaştırmak ve köprüden ta AkMüsabıkların göğüslerinde ve sırtlann çılar oturma salonlanndaki büyük soba denize kadar nehir mecrasmı esash bir daki numaralardan tutunuz da, hakemle lann etrafmı sararak muhtelif eğlenceler temizleme ve genişletme ameliyesine tâbi rin dereceleri not edecekleri matbu listele tertib ediyorlardı. tutarak, tuğyan zamanındaki fazla suyun Otellerdeki kalabalığı tarif için bunla ri göğüslerinde tesbit etmeğe mahsus ve etrafa zarar vermiyecek bir şekilde akmabellerine merbut portatif masalara kadar rın normal istiab hadlerini bilmek lâzım smı temin etmek. müsabakalann her türlü vesaiti yepyeni dır. Kirazhdağ evinde (31) Kayak evinBu projenin tatbikı da, yukarıda baholarak hazırlanmış bulunuyordu. Yanşla de (80), Büyük otelde ise (35) yatak rın yapılacağı sahalar o kadar zahmetli mevcuddur. Bayramda bazı şehirlerden sedilen birinci proje için sarfı muktezi pabir sekilde işaretlenmişti ki: Müsabakala telgraflar verilerek hareket ettirilmiyen ve raya yakın bir masrafa yol açacaktır. 3 .Çakıt suyunun Seyhana döküldüra girmiyen birçok kayakçı grupları ha Bursadan günübirlik çıkanlar yekuna dakemlerle birlikte şiddetli bir tipiye rağmen hil edilmeden otellerde mevcud kayakçı ğü noktaya yakın ve münasib bir yerde bu yollardan müşkülâtla geçerek müsaba sayısı şu kadardı: Kirazlıda (40), Kayak çok büyük bir baraj vücude getirmek ve kalardan evvel güzergâhı, sırtlarında ta evinde 180, Büyük otelde (75)... Yani Seyhanın, tuğyan zamanındaki fazla suyunu burada tevkif edip, tuğyandan sonşıdıklan muhtelif renkte bayraklarla tesşu hesaba göre 149 kişi alınan bütün ted ra tedricen tekrar Seyhana akıtmak. bit etmişlerdi. Yarış yollannın matbu birlere ve tertibata rağmen Uludağa fazDüşünülen bu baraj, maksada en uykrokileri dahi yapılmış ve bunlar alâkaladan çıkmış ve kayakçıların sıkışık ola gun görülmekte ve masraf itibarile de didarlara dağıtılmıştı. Istanbulda Devlet rak yatmalarına sebeb olmuslardı.. ğerlerinden daha ucuza mal olmaktadır. Demiryolları mühendisi Lâtif Osmanın Bütün bu müsabakalar sırasında Bur Ancak bu projenin tatbikmda, ve barabilhassa bu işler üzerinde Almanyadaki görgüsünden çok istifade edilmişti. Lâtif sa belediyesinin tertib ettiği ve her sene jın inşasmda büyük ve ince hesablara, bilOsman üstelik muhtelif müsabakalarda tekrar edeceği bir yarış da yapıldı. Tipik hassa toprağın, bu barajın toplıyacağı çıkış hakemliği gibi güç bir vazifeyi de bir yarış olan ilk Bursa şehri yarışı bay milyonlarca hektolitrelik suyun tazyikına deruhde etmiş bulunuyordu. Güzergâhlar raksız ve işaretsiz olduğundan Avrupada tahammül edebilecek evsafta olup olmaüzerine müteaddid kontrol hakemleri ve hiç yapılmıyan bir müsabaka idi. Bunun dığınm tetkik ve tahliline lüzum görül varış noktalanna da kronometre okuyan için Bursa Belediyesinin yarışı da oriji mektedir. Çünkü böyle bir barajın inşasmda herhangi bir zühul, ihmal veya hata, ve yazan hakemler konmuş bulunuyordu. nal oldu. günün birinde barajın yıkılmasını ıntac eBu hakemler sıfırın altında on beş dereMusa Ataş decek olursa, baraj arkasına biriken o rnucelik keskin bir soğuğa ve bulgur taneleri azzam su kütlesinin birdenbire boaşlması gibi yağan kesif kara rağmen bulundukları yerden ayrılamıyorlardı. Hatta bu 10 bin tarla faresinin hücumu ile Adananın, bütün ovanm ve köylerin yüzden bazılarının el ve ayak parmakları Lübnan gazeteleri şu garib haberi silip süpürülmesi gibi bir facia ile karş:la sılrr.ak ihtimali vardır. Maamafih, fennin donuyordu. Bunlar karla uğuşturularak yazmaktadırlar: Belebek civarmdaki Buka mmtaka bugünkü terakkisi, böyle bir endişeye yer zor kurtarılmıştı... smda tarla faresi zuhur etmiş, hüku vermiyecek bir derecededir. San^dısma Sıhhî' tertibata gelince: Bursa Dağcı met bunun önünü almak üzere bir he göre gerek masraf, gerek tatbik ve gerekse lık kulübü reisi Saim Altıokun yorulmak yeti mahalline tetkikat için oraya gön neticesi itibarile en pratik proje bu sonuncusudur. bi'mez çahşması ve tükenmek bilmez e dermiş. Heyet tarlalara gitmiş, fakat on bin netjisile bu tertibat, organizasyonun en Meseleyi çok ciddî bir şekilde ele alan mükemmel cephesini teşkil ediyordu.. îki fare birden heyetin üzerine hücum ede Nafıa Vekâleti bu muazazm işin başarıldoktor, iki sıhhiye memuru, her türlü sıh rek kendilerini firarak mecbur eyle ması için, hiç «iphesiz bütün imkânları miştir. hî malzeme, birer çift kayak üzerine tesbit kullanacaktır. Biz Adanalılar bu yüksek Lübnan hükumeti. şimdi bu afetin 5edlmiş portatif ve seyyar sedyeler, hasılı nünü almak için çare düşünmekte meş nelicen;n tahakkuk edeceği g'jne kadar tam manasile modern sıhhî vesait emre vakıâ Seyhan yüzünden gene korku çekegulmüş. amade bulunduruluyordu. Sıhhî teşkilâta ceğiz, uykusuz geceler geçireceğiz. Fakat, memur olanlann kollarma çabuk tamnsınPrens Pol Ticaret Nazırile hayatta külfetsiz, sıkmtısız elde edilecek lar diye san bandlar takılmıştı. nimetten zevk almamadığı için, Adanalıgoruştu ların da yarın kavuşacakları bu mes'ud Her yaş ve her meslekte sporculann işBelgrad 12 (a.a.) Naibi hükutirak ettikleri bu müsabaaklar, bazılarının met Prens Paul dün Ticaret ve Sanayi netice karşısında daha büyük zevk ve gurur duymaları maksadile hele bir müdzannettiği gibi bir arada, yani bütün ka Nazın «Tomicth» i kabul etmiş'ir. det daha korkulu rüy? pörmelerinde beis yakçılarm birden hareketleri suretinde Belgrad 12 (a.a.) Naibi hükumet yapılmıyordu. Bir kısım müsabakalarda Prens Paul babası Prens Arsese'in hatı "Wır, divelim. müsabıklar ikişer dakika, bazı müsabaka rasını ihyaya medar olmak üzere Bel Bulgar Kralı Italyadan larda ise üçer dakika aralıkla teker teker grad müzesine Rus kompozitörü «Glinhareket ettiriliyorlardı. Binaenaleyh çıkış ka» nın bir portresini hediye etmiştir. Bu îsviçreye gitti ve varış noktaları arasındaki mesafe da portre Rus ressamı «Riepine» in maruf Sofya 12 (Hususî) İta!>add ! > ı hilinde yalnızbalşarına giden yarışçıların bir eseridir. Prens «Paul», bundan baş '^an E ^ a r Kralı Eor* Rorr^dan î i'ğnvabilecekleri herhangi bir kazaya der ka Holandalı ressam «Moowa» n:n b '" 'y harek:t e'<v ' : r. !'•', or* 1» ; j 'iıa 1 ' c'mçkladir. m rmır'^rı ve vard'm etüdünü de hediye etmiştir. Uludağ müsabakaları çok muntazam o!du Çukurovayı seylâb Kayseride alınan güzel bir karar dan kurtaracak Şehir içindeki tabakhafennî tesisat neler harice nakledildi Kayseri (Hususî) Yıllardanberi devam eden müzmin bir mesele haline gelen dabakhaneler işi sureti kat'iyede hâllolunmuştur. Şehrin içinde etrafa fcna koku ve mikrob saçan dabakhaneler kapatılmış, tehlikeli olanları da Belfdiyemiz tarafından yıkhrılmıştır. Uzun yıllardanberi devam eden bu münakaşah iş bu suretle hallomuş, Sıhhat ve I^tımai Muavenet Vekâletinin emirleri de tamamen yer bulmuştur. Dabakların iktısadî bir birlik etrafmda toplanmaian hususunda îküsad Vekâleti büyük bir A alâka gsötermiş, çehrimizde bir .&baklar kooperatifi teşkilini temin etmiş ve esas dabakhanelerin inşası için gerekli yer tespit olunmuştur. Şehrin bir kılometre uzaklığmda tespit olunan yerde dabakhanelerin inşası için lâzım gelen yerlerin Belediyece istimlâkine tevessül olundugu gibi Vilâyet de bu yerlerm istimlâkine karar vermiş ve istimlâk muamelesinin tez elden ikmal ve intacı için Belediyeye ve inşaatın tesrii için de gerekli kolayhklann gösterilmesi hususunda Nafıa MüdiJ.lüğüne Vilâyetçe kat'î emirler verilmıstir. Bazı dabak esnafı kooperatif namına Başvekâlete müracaat ederek inşaatın ikmaline kadar olsun şehir içinde eski dabakhaneler yerinde açhşmalarına izm ve~ilmesini istemişlerse de bu taleb kabul edilmemiştir. ALMANYADA BİR İNEK DAVASl| Fakat mevcud küçük otellerin kifayetsizliği gerek sporcuları, gerek seyircileri epey rahatsız etti Uğultular ve vınlamalar memedeki sütü azaltıyor Diisseldorf'ta bir köylü kadın, teeyyüd eden bu hakikat üzerine on bin mark tazminat aldı Davalar tarihinde hatırı sayılır dere;ede mühim bir mevki tutan bir dava da, bir inek davasıdır. «Bir inek, herhangi bir ses tesirile süt vermekten kesilebilir mi veya aksine, bu tesirle verdiği sütün miktarı ziyadeleştirilebilir mi?» İşte Almanyada bir mahkemede gecenlerde bu suale cevab tespiti için, mütehassıslar dinlenilmiş, ayrıca mahkeme naibi ve vukuf ehli hazır bulunarak, bir çiftlik ahınnda keşif de yapılmıştır. Bu suale verilen cevaba gelince, tetkik neticesine göre «eveb> tir. Baytarlar, ineklerin süt verip vermemesinin, az veya çok vermek gibi değişik tezahüıler göstermesinin, bir sinir meselesi olduğunda birleşmişlerdir. Uzviyetin başka cıhetlerden inkişafının yanısıra, âsab cihetinin bu hususta başlıca bir rol oynadığı tecrübeyle anlaşılmıs bir hakikattir! Düsseldorf mahkemesinde kat'î kararla neticeye bağlanan bu dava, müteaddid muhakeme safhalan geçirmiştir. Mevzuun mahkemeye gelinceye kadar geçirdiği çiftlik safhalan da enteresandır. Vestfalyada köylü bir kadınm süt veren bir çift ineği vardır. Çiftlik örneği, lâkin ufak bir binaya, büyükçe olmıyan bir avluya ve birkaç dönüm tarla ile küçükçe bir çayıra sahib olan bu kadın, bilhassa bu iki ineğinden gelir ediniyor. Bol bol süt veren ineklerden Şimmel adlısının erdiği süt miktarı, günde on sekiz ve Emma ismindekinin verdiği süt miktarı da günde yirmi litredir. Vazyet uzun müddet böyle süt limanlık gidiyor, fakat günün birinde de bir fırtınadır kopuyor. Çünkü sağmak huîusundaki bütün bilgisine ve gayretine rağmen, köylü kadın, sevgili ineklerinin memesinden bir damla süt sızdıramıyor. Ancak, işin bu merhaleye gelişi, öyle birdenbire değil de, yavaş yavaştır. Sağılabilen süt miktan, ine ir.e Şimmelden en son altı litre, F.mmadan da bes litre süt sağılabiliyor, önce biri, sonra diğeri süt vermemekte inad bir, murad bir vaziyette, dinelip duruyorlar. Esasen bu az miktardaki süt de içilebilir şey değil doğrusu; acı mı acı! Avlusunda bir ineklere, bir de boş kovaya baka baka elleri böğründe kalan köylü kadın, düsünceye dalıyor. Bunun sebebi ne olsa gerek diye? Kadın,, düşüne düşüne, ineklerın hangi tarihte tabiî olmıyan haller gö;terdiklerini hatırlıyor; ayı, günü pek hatınnda değil, amma civardaki elektrik muha\vrele merkezi tesisatmın kendi evine yakın bir yere uzatıldığı tarihi müteakıb. inekler, akseden sesi yadırgamışlar, huysuzlanmışlardır. Cereyan, 220,000 volt bir kuvvet sarfederek, bu köylü kadmın avlusu yanından geçiyor ve çayırdan uzana uzana ileriye doğru gidiyordu. Sevgili inekler de işte kâh bu çayırda otluyorlar, kâh avlu<la yangelip geviş getiriyorlardı. Gerçi birkaç gün bu yeni cereyana inekler görünüşte pek öyle aldırış etmemişlerdi, lâkin biraz yağmurlu bir günde, elektrik tesisatından vınlama halinde ses aksedince, çılgına dönmüşlerdi. Sade bu kadının inekleri değil, civardaki büoin inekler... Kadın, önce komşu inek'.erin kendi çayırına misafir gelmiyecekkrine sevinerek, onların kaçışma bakıp bu sırada «Oh, oh! sizi kovmakla uğraşmaktan kurtuldum, davetsiz misafirler!» derken, lâkırdısı boğazma tıkanmıştı. işte, kendi sevgili inekleri de kulaklannı dikip bu acaib sesi kısa bir müddet dinlemşi, sonra yerlerindsn fırlamış, çayırı çepeçevre kuşatan çitten atlıyarak, ötekilerin peşı sıra bucak bucak kaçmışlardı. Tabiat ortasındaki bu acaib cereyan sesi, bu vınlama, çok sürmemişti. Bununla beraber, sık sık tekerrürle ineklerin huysuzlanmasına aşağı yukarı devamlı sebebdı. Berbad vınlama, havan:n değişmesine tâbi olarak, bazan munis bir sükuna karışıyor, bazan da kendisini işittiriyordu. Gerçi inekler, tath musiki nağmesi olmıyan bu ses aksine gün geçtikçe alışmış görünüyorlardı, amma yüz metreye kadar kendini işittiren vmlamadan uzaklaşmağı, usul usul bu nahoş gürültü mıntakası haricine çıkmağı tercih ettikleri de görülüyordu. Eninde sonunda ÎA bu damla süt vermemekle, böyle rahatsız edilmiş olmayı yalnız kavlen değil, filen de protesto! unuyor, «rahatsız olan, uzağa gider; eğer vınlamadan dolayı tazminat vermek âdet olursa, hiçbir yerde elektrik tesisatı kurulamaz, hiçbir yerden cereyan geçemez ve biz de topu atarız.» diye mukabele edılıyor. Kadın, bu mukabele üzerine mahkemeye istidayı dayıyor, ancak mahdud salâhiyetli mahkeme, iki celse baktığı bu 1 davada mütereddid davranıyor, kaça 1 maklı bir kararla işin içinden sıyrılmağı gözetiyor ve bu vazıyet karşısında da sansasyonel inek davası, daha yüksek salâ ; hiyetli mahkemeye intikal ederek, orada hararetli celseler açılıyor. Mahlcemelerde, teknik işler mütehassıslarile hayvan denilen canlı mahluk mütehassıslannm karşılanma celsesi, bilhassa hararetli münakaşalar doğuruyor. Elektrikçiler, «tesisat, ne dereceye kadar mükemmel olursa olsun, ses aksinin önüne geçilmesi, imkânsızdır. Hava değişikliği bu vınlanıada müessirdir ve ratıb havalarda gürültü artar. Muhavvele merkezinde toz birikmesi de gÜTÜİtüyü şiddetlendirir. Bu seferkinde tesisat yeni olduğundan, mütemadî tecrübeler yapılması, sesin fazlaca aksetmesinde âmildir. Tesisatta bozukluk olup olmadığma gelince, böyle bir şey yoktur» mütaleasındadır. Baytarlara gelince, onlar da «hayvanlann bu gibi gürültülerden müteessir olduklan muhakkaktır. Bu vınlama, musiki nağmesi olsaydı, hayvanlar bilâkis mahzuz olurlardı, neş'elenirlerdi. Musiki, başka sebeblerle sinirlenen hayvanları bile yatıştınrır. Bihassa bazı hayvanlar, gürültüden hoşlanmazlar. Atlarla inekler de bu aradadır. At, serkeşleşir, inek çılgmlaşır. Ve daha fazla inek, bu kabil gürültünün zararına uğrar. İneklerin sütü azaltmalan, kesmeleri bu sebebledir. Diğer taraftan sütün acılaşması, bozul ması sebebi de budur. Yalnız hayvanlarda değil, insantardâ da vaziyet böyle değil mi? Memede çocuğa süt veren annenin korku tesirile sütü kesilmesi, bozulması çok defa vâki olduğu gibi, hoşlanmadığı gürültü de kendisini sinirlendirerek, ayni zaraTİarı mucib olabilir. Bir annenin sütü büsbütün keslmeyip de sadece azaldığını veya sadece acılaştığını farzedelim, bunun neticesi olarak da emzirdiği çocuğa bozulan süt } dokunur ve böyle sütü emdikçe, çocuk 1 hazımsızhkla viyaklar. Kopardığı yaygaralarla ne kendi uyuyabilir, ne de annesini babasını ve evdeki kardeş veya yakınlarını uyku ih tiyacından nasib almağa bırakır» mulâhazasını ileri sürüyorlar. Lotte Vays ismindeki kadın, elektrik şirketinden on bin mark tazminat isle mektedir; o kadar canı yanmış ki: « Benim yeryüzünde Şimmelidle Em * mamdan başka kimsem yok; beni geçin" diren onlar... Şimdi ben ne yapacağım? Hem gürültünün bundan böyle ineklerimi rahatsız etmemesini, hem de tazminat isterim!» diye bar bar bağırıp çağırıyor. Yüksek salâhiyetli Düsseldorf mahkemesi, esastan kararını bildirmek üzeredir. Şirket avukatları, sulh müzakeresi için celseyi başka güne bıraktırarak, neticede g istediği on bin markı köylü kadına ver mişlerdir. Sun'î dil imali acaba mümkün mü ? 16 ncı asırda yapılan tecrübe, şimdi yeni icadlara yol açıyor Sun'i dil yapmak mümkün müdür? Bunun ta on altıncı asırda mümkün olduğuna dair ele geçen bir vesika, tetkik mevzuudur. Profesör Pancocelli Kalziya, tıb tarhine aid eski eserleri karıştınrken, on altıncı asırda yazılmış bir eserde, bundan bahsedildiğini gör müstür. Bu eseri yazan, Anbruvaz Pare'dir. Bu zatm kitabmda anlattığma gore, bir adamm dilinin büyük bir ki'^mı kesilmiş, üç sene müddetle zosaki sus muştur. Derken tesadüfle lâkırdı söy lemeğe başlamıştır. Nasıl mı? Adam, bir gün tahta bir kâseden çorba içiyormuş. Kâseyi ağzına götürüp çorba içerken, her nasılsa biri dirseğini dürtmüş ve kâsenin kenarı ağzına fazlaca girmiş... Buna Vrddetlenen dili kesik adam, o vaziyette gayriihtiyarî sövüp savmak istemiş, herkes de şaşır mış... Çünkü, istediği gibi küfür savurabilmiş!. Kendisi de hayrete uğrıyan adam, kâseyi ağzından çekince artık tek kelime söyliyememiş. Tecrübe tekrarlanmıs, kâsenin kenarı ağzmda iken lâkırdı söyliyebildiŞi anlaşılmıs.. Ve sevincinden kabma sıŞamıyan dil kesik adam. tahtadan kâsevi kaptıgı gibi solu^u bir hekimin yanmda almış. Umulmadık hâdise karşısında, hekim de hayrette kalmıştır. Hekim, dili kesik adama, bu kâseden istifade etmeği tavsiye etmiş, o da artık nereye gitse kâseyi beraberinde götürmüş, herkesle bu suretle konusmuştur. Lâkin, günün birinde kâse ile konusmanın külfetli olmasından bıkmış, düsünmüs, bunu bir de tahta kasıkla tecrübeye karar ver miştir .Kasıkla tecrübe ayni net ceyi verince, bir müddet de kaşığı kullan mıştır. Daha basit ve daha pratik hal çaresi aravan zavalh. dimaŞmı zorlamış, başka bir care daha bulmustuT. Büyükçe oara kalmlı&mdaki tahta Darcasının ortasım ovmus, çukurlastırmış, bunu ağzına yerlestirmis ve dilinn kesik kısmile irtibata getirmistir. Adam, ayni neticeyi almakta gecikmemiftir. Başkaları, dilsizin dil'nin uzadıSını sanmıslar, Mn icyüzünü ö&renenler de. hpvretten donakalmı=;lardır. Ta on altıncı asırda susanakt^n kurtulan bu adamm vaziyeti. tıb âleminde tetkik mevzıuu olarak, şimdi tecrübeler yapılmasma da yol acmıştır. Sun'i bir çok uzuv yapıldığı. hele sun'i kalb bile yapılabilecğeinin sanıldıaı ve bu yolda uğraşıldıŞı gözönünde tutulunca, on altmcı asırda mümkün olan sun'i dil işinin, şimdi haydi haydi mümkün bulunduffu ileri sürülüyor. Ancak, bu misalde d lin küçük de ol6a, bir kısmı mevcuddur. Bununla be raber, teknik tekâmülün bütün dilsizleri bile söyletebilecepi umulmaktadır. 1 Yunan Başvekili Bükreşe hareket ediyor Atina 12 (a.a.) Atina ajansı bildiriyor Balkan Antantı daimî konseyi 20 şu batta Bükreşte mesaisine başlıyacağı için, Başvekil Metaksas, Bayan Me taksas ve Yunan heyetile birlikte. çarşamba akşamki trenle hareket edecek j ve perşembe Selânikte üniversite binalarının açılış merasıminde hazır bulu ' nacaktır. Yenişehirde telefon santralı Bulgaristanda Yahudilerîn Vaziyeti Sofya 12 (Hususî) Bulgar Har'ye Nezaretinin verdiği bir emir üzerine '•'Igaristanda yaşıyan Yahudilerin Bul•1 ordusuna aid mubayaa işlerine girmer 2'?«»k ed'lmiştir. köylü kadına akıl öğreten biri, «daha ne bekliyorsun? Elektrik Şirketini dava edip tazminat iste!» diyince, kadın, hesab, kitab dört ayda üç bin litre sütten mahrum kaldığını ileri sürerek, davayı açmağa hazırlanıyor. Önce şifahen müracaatle tazminat istiyorsa da, müracaati fidili'nc bu Ankara 12 (Telefonla) Yapılmasma j devam edilen Yenişehirdeki ikinci otomatik telefon santralı, mart ayı ortala rmda işletmeye açılacaktır. Yeni sartralm faaliyete başlaması hükumet merkezinde gün geçtikçe artmakta olan telefon ihtiyacını tamamen Tam dört ay ne yapacağını bilemiyen önlivecektir. Dört beygir kuvvetinde AEG markalı az kullsnılmış motör tezgâh testeresi kayış ve tel kablosile beraber acele satılıktır. Eyüb vapur iskelesinde kazinocu Ramize müracaat. Satı r ık motör

Bu sayıdan diğer sayfalar: