21 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

21 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DUYDUNUZMU Dakika ve dünya Altmış tane saniyecikten ibaret bir dakikalık zaman zarfında, dünya yüzünde neler olduğunu hiç düşündüııüz mü? Bakınız neler oluyormuş. Londta kütübhaneleri, kırk tane kiralık kitab dağıtıyorlar. Gene Lon dranın kanaüzasyon boruları denize kırk ton çamur döküyor; İngilizler 136 libre tütün, 109 litre şarab içiyorlar; arabalar 8000 mü«ten taşıyor; şehrin telgraf hatlanndan 32 tane telgraf geçiyor; Londra bankerler odasına 89000 liralık kâğıd para ve çek, sinemalara 2000 seyurci giriyor. ADLiYEDE VE = MAHKEMELERDE Millî güreş takımımız İdare, bu sabahtan itibaNorveç yolunda.. ren tatbikata başlıyor Çeşidli yeminden sonra.. PO fl Şirketi Hayriyenin ilkbahar tarifesi Gece karanîığında İstanbuldan ayrılan güreşçiler, sakin bir vapur yolculuğundan sonra Köstence'ye çıktılar Yankesicilik suçlusu adam, tek şahidi olmıyan davada beraet kararile kurtuldu mnr CUMHLRİVET • 1 Nisan 1939 2 Şirketi Hayriye, bugün ilkbahar tarifesini tatbika başlıyor. Denizbankm yakm seferlere aid tarifesi 30 nisan pazar gününden itibaren talbik edilecektir. Bu tarifeye göre, Yalovaya sabah gidip akşam dönMaznundu; bununla beraber, sözüne sorması karşısında, maznun: mek, akşam gidip sabah avdet etmek kahâkimi yeminle inandırmak ister görünü O adam ben miymişim, bakalım? Kahvesini içti, sigarasını yakarken li bil olacaktır. Akşamlan Büyükadadan Bükreş (Güreş miliî takımunızla Noryordu: O öyle diyor, ama adam adama benzer! \eçe giden arkadaşımızdan) Norveç monata ısmarladı. Brekfest yapmadan son posta saat 19,30 dadır. 1 hazirandan Hem vallahi, hem billâhi, hem de Davacı, teşhisinde ısrarla beraber, teşte yapılacak şampiyonaya iştirak edecek bizim kontrolumuzu yapmıyacağını anla itibaren Köprüden ayrıca 18,30 da Ada tallahi benim bu işte hiçbir kabahatim histeki isabetini, şu sözle de tevsik etmek lara ve sabah 7 de Büyükadadan Heymillî güreş takımımız mümkün olduğu dık. yok... istedi: Vapur hıncahınç dolu... Vagonli'nin beliye uğrayarak Köprüye vapur ilâve ekadar sessiz, sadasız yola çıktı. Zaten Hâkim, kendisini dikkatle süzerken, Bu odur, çünkü benden ayrıhrken son senelerde geleni karşılamak, gideni elimize tutuşturduğu yol plânına göre do dilecektir. Pazar seferlerinde de ilkbahabaşka türlü de yemin etti: «Eğer memlekete dönmeden bana uğrauğurlamak adeta tamamen ortadan kalk kuzda Köstenceden Bükreşe hareket rın hususiyetlerine göre ilâveler yapılmış Namusum üzerine yemin ederim ki mıyacak olursan, vallahi de, billâhi de, tı. Bu ha! gelen ve giden üzerinde cid edecektik. O kadar yolcu, üç misli ba tır. tallahi de hatırım kalır, memlekete sağdoğruyu söylüyorum! gaj, pasaportlara mühür, bavullara tebeden garib bir tesir yapıyor. Bir anlaşma Sabıka kayıdlannı elden ve gözden hkla, selâmetie dönemezsin. Bak, sonra Gecenin saat onunda istanbuldan ha şirle marka, bütün bu muamele adam baŞirketi Hayriye ile Denizbanlc arasmkarışmam, ha!» demişti. Ben onu asıl geçiren hâkim: şına yarımşar dakika sürse öğleyi bula da bir anlaşma olmuştur. Şirketi Hayriye reket eden güreş kafıletnizin adeta ihmal Senin, dedi, geçmişteki suçların bir şimdi burada böyle bol bol yemininden Bu bir dakika zarfında bütün dünva edilmiş olması müteessir olunmıyacak bir caktık. Mudanyadan akşamlan gelecek vapurun hayli kalabalık, sabıka kayıdlarına gö tanıdım! Köstenceye on bir buçukta ayak bas yolcularını nakletmek üzere bütün iîkeleda 1500 ilo sun'î ipek istihsal edilivor; iş değildi. Öteki: re... lere uğrayarak Beykoz ve YenimahalleBundan tam üç sene evvel Berlin O tık... Almanya, gıda maddeleri ithali için 4(XX) Rica ederim, koca îstanbulda böyMaznun, atıldı. Tekrar tekrar yemin Pire'de baştanaşağı herkes türkçe ko ye kadar iki vapur taHrik edecektir. mark sarfediyor; Lehistan, şarkî Hindis limpiyadından dönen kaBlemiz, Galata le yemin etmek sade bana mı mahsus?. sıralıyordu: Trak ve Marakas tan ve Malezya, dünya piyasasına iki ton rıhtımına çıktığı zaman bütün memleket nuşur. Köstence de Pire'den aşağı kal Şcefim üzerine yemin ederim, Ekmek çarpsın ki.. tek bir kalb halinde çarpıyor, gözleri ya mıyor. 5u farkla ki birinin söylediği, diTamirde bulunan Trak ve Marakas kauçuk veriyor. Allah çarpsın ki... Hâdisenin şahidi yoktu. Davacımn ğerinin söylediğini tutmuyor. vapurlan bugün tamirden çıkacaklardır. Bu bir tek dakikalık zamanm bir de şaranlar, sevincden ağlayıp bağıranlar, ifadesi kâfi gelmedi. Yankesicilikten saHâkim, ihtarda bulundu: Transilvanya vapuru yüzlerce yolcuyu Bu vapurlar Mudanya hattına tahsis edigökyüzü âleminde ifade ettiği faaliyet ye Olimpiyadda derece alan güreşçilerimizi Yeter yemin! Ağız dolusu yemini bıkaları bulunan adam, mahkeme salo ve bize bir dünya birinciliği kazandıran Köstencede yüzüstü bıraktı. leceklerdir. kununa bakalım. bırak da, sorduğuma cevab ver, kendini nundan beraetle çıktı. Fakat, çıkmadan, Yaşan çılgmca alkışhyorlardı. İstanbulda verilen tarifeye göre tren hâkim, kâfi delil bulunamadığmdan beSaatinizin saniye ibresi bir devir yamüdafaa et! Mahkum oldu O giinkü, heyecan neydi? Bugünkü bulmak mümkün değildir. Sahibsiz in pıp bitirince, Merih yıldızı 1500 kilometMaznun, yeminle hâkimi sözünün raet ettiğine işaretle: Kurtuluşta bir kahvede kavga çıka sanlara döndük. Her başvurduğumuz, soğukkanhlık neden icab etti? Sakın, dedi, bir daha karşıma gelere mesafe katetmiştir. Bize en yakm nok«Transilvanya» vapuru, palamarlan saat başmda Bükreşe kalkacak bir tren rarak Andonu bıçakla yarabyan, gelen doğruluğuna inandırmakta musırdı: tada bulunan yüdızın ışığı, on yedi mil çözüp karanhk içine dalıncıya kadar de den bahsetti. Ucuzluğuna tamah ederek polise sövüp sayan Alinin, dün akşam İşte müdafaa edıyorum ben de,yim, deme. Ayağını denk al! Başüstüne! ıkinci cezada bir sene üç ay on gün hap ya.... Suradan şuraya sağlıkla, selâmetie yon kilometre yol almıştır. vam eden bu hazin ayrıhk, gidegele bu bu yoldan gelecekler, sabahın dokuzunsine karar verilmıştir. Taşraya dönecek olan davacıya ge gitmiyeyim ki.w Hele bazan bir dakikanm bir asır ka nrerasime alışmış olan Çoban Mehmed dan, akşamın dördüne kadar Köstencede lince, kapı eşiğinden salona dönerek, sor Bak, gene yeminle işin içinden sıydar uzun geldiği zamanlar olur. Oyle gibi tecrübelilerin gözünde daha güzel o lüzumsuz ve yersiz bir dolaşmayı göze dün ve Necdet Gezen. rılmağa uğraşıyorsun. Sen şahid değilsin du: almahdırlar.. Transilvanya'nm rahat yolanlarda kafamızm içinden geçenleri he kunuyordu... Galatasaray Vefa saat 16,45. H a ki, ne diye yemini diline doluyorsun? Artık yirmi beş liramı alamıyacaKöstence yolile Avrupaya gidenler. culuğu, Köstencede burnumuzdan geldi. kem: Refık Osman Top. sab edersek, su en yakm yıldız ışığmm meğım, demek? Maznun, bunun üzerine şöylc bir düSeyahate iyi başladık demek bana güç safe rakamı bile geride kalmaz mı dersi Boğazın iki taraflı güzelliğini doya doya Yan hakemleri Halid Galib Ezgü ve şünür gibi yaptı: Hâkimden şöyle bir nasihat aldı: geliyor... seyrederek, Karadenize dalarlardı. niz? Şazi Tezcan. Bunu unutmayın da, bir daha se Haa evet, şahid değilim! Ömer Besim Yeni tarife yüzünden insan zifiri ka Cezalandırılan oyuncular Hem şahid bile, yemin etse de, fere daha fazlasını kaptırmaktan sakının; ranlık içinde, bu korkunc denize kendini tstanbul Edirne bisiklet yaBeykoz kulübünden 273 Said Şaşkurd sözlerinin doğruluğunu başka cihetlerden herhalde bu da bir kârdır! îngiKz şimendi alıştırmadan birdenbire dalıp gidiyor. rışına Balkanlardan da işti bir ay. M. SEUM teyid etmek vaziyetindedir. İfadesi o şeBir îngiliz amiralma, Karadenizin kaç ferlerinde, bir müdHilâl kulübünden 491 Akif Oktem kilde olmalıdır ki, karşısındaki bu ifade Son safhaya giren suiistimal rak ediyorlar dettenberi, sigara i limanı olduğunu sormuşlar. iki ay. nin doğruluğuna kanaat getirebilsin. Ma19 mayıs 939 tarihinde îstanbul davası Cevaben; haziran, tenunuz, ağustos çen kadmlara mahYukarıda, adlan, soy adlan, kulüb kul, mantıkî, akla yakm... Edirne îstanbul arasında bol mükâfath sus kompartımanlar detniş.. îş Bankası Beyoğlu şubesi cari Hesab Maznun, gülerek boyun kırdı: büyük bir bisiklet müsabakası yapılaca leri ve bölge sicil sayıları yazılı bulunan aynlmış. Hem de er kısmı memurlanndan Müşfikle arkadaKaradenizin sükunetini ifade eden bu ğmı yazmıştık. Bisiklet Federasyonu îs idmancılara iştirak ettikleri müsabakalar E, peki, öyle olsun! şı Ticaret mektebi talebesinden Necdekeklerin şikâyeti üze aylara ben nisanı da ilâve edeceğım. daki suihareketlerinden dolayı hizalarıntanbul Edirne yarışına Balkanlardan da Bu, iriyarı, başı dibden tıraş edilmiş, tin, on yedi bin küsur lira suiistimal rine. Karadenizden yedi defa geçtim; «bu, iki takımın iştirakini temin etmıs. olduğun da yazılı müddetler için geçici müsabaka ablak yüzlü bir adamdı. Yaşı ortayı aş ışinden muhakmeleri, son safhaya gir «Kadınîar çok si ölüsü» dedıkleri zaman deniz daglara çıdan bu koşuya Türkiye namına iştirak boykotu cezaları verilmiştir. Tebliğ tarihi mış, kılığı kıyafeti kalıbına uygun.. Ken miştir. Mahkemede Müddeiumumiliği gara içiyor, biz rakardı. Bu kadar sütlimanlık Karadenizin edecek olan bisikletçileri seçmek üzere olan 21/4/1939 tarihinden itibaren ku disi, yankesicilikten sulh ceza mahkeme temsil eden Orhan Köni, dün esastan hatsız oluyoru7» de şanmdan değildir. Heyecanımız içimizde M mayıs 939 tarihinde Ankarada 175 lüblerinin ve hakemlerin bu futbolcuları sindeydi. Iddiayâ göre de, yankesiciligi mütaleasım söyliyerek, iki suçlunun da mi^r. Bu misal ye etrafımızda müte kaldı. kılometrelık bir yanş tertib edılecek ve ceza muddeti içinde müsabakalara iştirak emsali sık ve çok görülen bir usulle den« ceza kanununun 64 üncü, 345 inci ve rmdiyen gordüğümüz diğer misaller, Güreş ekipi de, Karadeniz kadar sa80 inci maddelerine göre cezalandınl ^ ettirmemeleri lüzumu tebliğ olunur. miş, başarmış. Bunu, ticaret işlerini hal malarını istemiştir. birkaç sene sonra erkeklerin, tiryakilik kindi. H«r seyahatte mutad olduğu üze bu yanşa bölgelerden iştirak edecek koşucuları Bisiklet Federasyonu seçecektir. Uludağda son kış sporları letmek maksadile tasradan arasıra bura Muhakemenin devamı, müdafaa ya ten yana yaya kalacaklarını anlatıyor. re havaiyattan bahsedilmek üzere salonBu maksadla Bisiklet Federasyonu asBursa (Hususî) Bu hafta Ulu ya gelen yaşını, başmı almış davacısı, pılmak üzere kalmıştır. Bu münasebetle şu vak'ayı zikredelim: da toplanıldı. Nasraddin Hocanın, bi başkanı Cavid bu hafta şehrimize gelerek dağda mevsim sonu kış sporları yapılmış şöyle anlatıyor: Kraliçe Elhabet zamanmda, îngiliz par lenler, bilmiyenlere anlatsın dediği gibi Yorgan hikâyesi yapılacak olan son seri bisiklet yarışında tır. Kız Enstitüsü talebesinden bir kafile Akşam karanîığında Köprü üstünlâmentosu, kadmların güzel kokular kul birkaç defa seyahate çıkmış olanlar koŞile Tapu memuru Seyfinin, Halil îbhazır bulunacaktır. muallimleri Bayan Mahinur ve Saadetle de dalgın dalgın giderken, birdenbire bi rahimle Ahmed arasındaki bir tarla ihlanmasmı yasak etmiş. O tarihte koku nuşuyor, tetkik ediyor, tenkid «diyor, kaGencler Birliği gelemiyor birlikte Kayak Evine kadar çıkarak kar ri «Vay, seni buralara hangi rüzgâr at tilâfını lehine halletmek üzere Ahmed sürünmek erkeklere mahsus bir âdetmiş. filenin içinde ilk defa yola çıkmış olantı, «ahpab?» diye seslendi. Baktım suratı den kilim, yatak, yorgan, yastık gibi Şehrimiz ekalliyet kulüblerile iki maç sporları yapmışlardır. Bakmışlar ki kadınîar da bu işe başlıyor, lar fazla itaatkâr bir şekilde yalnız dinDağcılık kulübünden diğer kafile, yük na, tanıdığım değil, ama eh beni tanıma şeyler aldığı iddiasile muhakemesine yapmak üzere Istanbula gelmek istiyen ıtriyat kıtlığı karşısında kalmak korkusi liyorlardı. balşanmıştır. Dün akşam ikinci cezada Kafilenin en çok konuşanı Çoban ve bütün hususatta anlaşma yapılan An sek tepelerde kayak yapmış ve geceyi o sa ne diye böyle aşnalık eder, diye durle bu memnujyeti 'koymuşlar. dum. O, karşıma geçmiş, ellerini benim başhyan bu muhakemede, Seyfi, böyle kara Gencler Birliği teşkılâttan izin ala teller mıntakasında geçirerek ertesi günü Fakat, malumya, yasak edilen çey Mehmeddi. 1928 Olimpiyadındanberi iki omzuma koymuş, «Yahu, ben görmi bir iş yapmadığım, iftiraya uğradığım madığından gelemiyeceğini son dakikada şehre dönmüşlerdir. hırs uyandınr. Kadınîar, bu sefer eskisin gidegele hertürlü merasımi öğrendi. Ansöylemıştir. Muhakemeye devam oluna> Uludağda kış sporları sona ermek üze yeli hiç değişmemişsin. Sen, ihtiyarlamıtelgrafla bildırmiştir. caktır. den fazla koku sürmeğe başlamışlar. Ni trenör Pellinen ile Mehmed olmasa înBu hafta yapılacak maçlar redir. îki hafta sonra kar, kayak yapıla yacaksm.» diye lâkırdısına devamla, kahgiliz seyyahlarına döneceğiz. hayet, iş, erkeklerin mağlubiyetile neticeTetkik edilecek plânlar kahalan atıyordu. Bu arahk adımı yanhş mıyacak hale gelecektir. Gecenin kasveti uyku ile birden çö* îstanbul Futbol Ajanlıamdan: lenmiş, rekor kadınlarda kalmış. Kalış o Diploması olmadığı halde kendisine Yağlı güreş müsabakaları söyleyince, ben «Sen başkasına benzetkünce, herkes tıpış tıpış kamaralarına çe23/4/1939 pazar günü yapılacak tayyare inşaat mühendisi süsü vererek kalış. Her hafta Çemberlitaşta Şenbahçede tin galiba.» diye tashih ettim. Onun üzekildi, Transilvanya da bslki bir daha te maclar: bu sahada teşebbüste bulunduğu ve Kokudan sonra sıra tütüne geldi. îster sadüf edemiyeceği Karadenizin bu dur yapılmakta olan güreşler geçen hafta rine de elini başma vurdu, «Ah bu ser sonradan sahte bir vesika gösterdiği idŞeref stadı: sem kafa, sen gene kalmışsın, ama ben misiniz, bir gün olup, erkeklerin sigara gunluğundan istifade ederek alabildiğine Galata Gencler Bozkurd saat 10. Taksimde yapılan büyük güreşler dola dia olunan Horst Franken'in muhakeiçmesi, bir tarihte kadınîar hakkmdaki gi buz üzerinde kayar gibi yol alıyor... yısile yapılmadı. Bermutad güreşlere tek ihtiyarladım, isimleri aklımda tutamıyo mesinde, Müddeiumumüik ceza istemişHakem: Tarık Ozerengin. rum.» dedi. Hulâsa beni şaşırttı, ağzım ti. Mahkeme, mevkufu serbest bıraka bi, ayıb sayılsın! Bir arahk vapuru baştanbaşa dolaş Yan hakemleri: Sami Açıköney ve rar başlanacak ve bu haftada bahçedeki güreşlerde meshur pehlivanlara meydan dan lâf alarak kim olduğumu öğrendi, rak, bu Alman gencinin <Üstiş> şirketitım. Transilvanya'nm ışıklarından başka Rıfkı Aksay. enini boyuna uydurdu, oyaladı beni ora ne verdiği plânlann mahkemeye geti Arsenal da Almanyaya canlı, kimse ortada görünmüyordu. Beylerbeyi Demhspor saat 11,45. açık bulunacak ve bazı yabancı pehli da.. Sonra da «Memlekete dönmeden ille rilmesini kararlaştırmıştı. îstanbul as gitmiyor vanlar da iştirak edecektir. * * * Hakem: Nuri Bosut. bana uğra, seninle Beyoğlunda bir âlem liye b rinci ceza mahkemesinde dün bu Mekteb znaçları Koca gemî, bir mctör gibi manevra Yan hakemleri: Arif Soydan ve ZaAlmanyaya giderek Hamburg'da bîr yapalım.» diye bir adres verdi. Sırbmı muhakemeve devam olunmuş, plânlaı Mektebliler arasında yapılmakta olan Mahkeme, maç yapması kararlaştırılan Arsenal ta yaparak sabahm sekiz bucuğunda Kös rifi Akerson. sıvadı, yanımdan ayrıldı. Bir de sonra o mahkemeye getirilmiştir. futbol maçlannda Pertevniyal lisesile tence rıhtımına yaslandı. Bu yolda gidip Taksim stadı: tobüste cebimi yoklayınca, ne göreyim? bunların vukuf ehline tetkik ettirilerek, kımı bu karşılaşmadan vazgeçmiştir. Bu srelenlerin hiç de yabancısı olmıyan bizim Süleymaniye, Şişü Kasımpaşa, Ga Muallim mektebi takımları geçen hafta Cüzdanım uçmuş! Söylediği adres de uy Horst Franken'in bu işte bilgisi olup suretle Almanyaya gitmemege karar ve Besiktash Abdülkadirin dengi dengine olmadığımn, varsa derecesinın tayini « lataspor muhtelitleri saat 15. Hakem: berabere kalmıslardı. Bu maç dün tekrar durma imiş! ren İngiliz takımları Everton'la birlikte rakibi, adeta yuvarlana yuvarlana vapu Adnan Akın. ne, bu suretle tahkikatm tevsiine lüzum edilmiş, Muallim mektebi takımı 3 2 Hâkimin, «Bak, ne diyeceksin?» diye pörmüştür. ikiyi bulmaktadır. ra kadar çıktı. Yan hakemleri: Ahmed Adem Göğ galib gelmiştir. Tirvaki kadınîar Tefrifa No. 29 DÜMYA BÖYLEDİR İŞTE... ] ••W^ı^ii^iWw^i^ K F M A I KEMAl P A n IR RAGIB >••••••••*! ı^ıWiiııııw I Beğendim, doğrusu: sana hoş gö rünmemiş olacak. riinmek için, b&k, neleri göze almış!. O Gene kadın, bir soluk aldı: gün, biieziğini çaldığı zaman, ne kadar Neyse... o.a elbet, kızd'n, öfkelendin. Bunu o da Peki, ne yapacaksın şimdi?. ar.ıadı. Seni darıltrnak istemedi. Onun Ne yapayım, bilmem ki... için bileziği gerıye getirdi. Düşünelim: ne yapmalı şimdi?. Nasıl teşekkür edeyim?. Ona ü O gün söylemişti, zaten... «Bilezik, gene sizin...» diyordu. Ben inanma zülüyorum, işte... ni'' rr Kime? Haydara.. Kime olacak?. Bilezi Demek ki do^ru imiş. Ondan sonra da unutmamış. O da seni düşünüyor. ği geriye verdi. Çiçek getirdi. Haurımı O da seni seviyor, demeye dilim varmı sordu. Buna karşı bir teşekkür ister. yor amma, bu kadar korkulu bir işe kalk îsterü. mak pek de boşuna sayılmaz. Oyle ya, Nerede bulmalı!. bur va girer.<pn, çıkarken görünecek olsa Bu gidişle o seni bulur, korkma!. yaki!anabi!»rdi... Senin yüzünden yaka Zaten öyle söylüyordu. Ah, şimian. caktı. Bunu bile göze almıs. Senin di telefon ediverse... gör ünü almak ir;n... Tam, sana göre Ben, en çok ona üzülmüyorum. b'r ro>ıan, sana gore bir macera, Belma Üzülecek başka ne var?. c "'. Bileziği ne yapacaksın?. Ne yapayım?. Js'ma, titredi: Ortaya çıkaracak mısın?. Koca Ah, dedi, girip çıkarken kimseyc na söylivecek misin?. göriinmemiş oîaydı, barı!. Hiç ses çıkmadığına bakılırsa gö 1 Bilmem. Onu düşünelim şimdi: Çıkarsan leceksin?. Polise telefon et, haber ver, diyorum. bir türlü, çıkarmasan bir türlü..< Doğru... Neyi?. Haydan mı?. Deli mi ol Çıkarmadın, diyelim. Ya, günün dun sen?. birinde görülürse... Haydan haber verme!. Kim görecek?. Öyle ise ne söyliyeyim? Anlahrsın işte: «Getirmiş, bilezi Takmıyacak mısm?. Birkaç gün, bu gürültüler bdsılın ği yerine koymuş.» dersin. Belma, düşündü. Sesini çıkarmadı. caya kadar takmayıveririm. Sonra, ileride taktığm zaman, ge Ferhunde başmı salladı: Bileziğe de yazık, diyeceksin dene görürler. Taşlarını çıkartıp bir iğne filân yaptırmak da var amma, gene tanı ğil mi?. Doğru, ahp Yervarrta verecekyan olursa?. Tanırlar da, haniya... Her ler. Yahud da kocan parasmı ödeyecek. keste görülen taşlar değil ki... O zaman, Ben senin yerinde olsam, bilezikten de ne diyeceksin?. Nereden buldun, diye büsbütün vazgeçerdim. Bir uğursuzluk var sormazlar m:? Çalan hırsız getirmiş, bı bunda... rakmış, desen kimse inanmaz. Hiç telefon etmem, daha iyi. • înanmasınlar. Hiç kimseye söylemiyecek misin?. Bir sen biliyorsun, işte o kadar. Yahud da seni onunla ortak sa Ben kimseye söyleyecek değilim nırlar. ya... Ne yapayım öyle ise?. Canım, Ferhundeciğim!.. Bilmiyorum. Ben de şaşırdım. Kocana da söylemiyecek misin ^ Bana kahrsa, hemen telefonu aç. Söylemeyiveririm. Telefon numarasmı ne bileyim?. Bileziği ne yapacaksın?. Kimin?. Haydarın... Ona telefon et, de Saklanm, dursun. miyor musun?. Dünyanm bin türlü hali var. Ya, Senin de aklın, fikrin hep onda... günün birinde görüleceği tutarsa?. Haydarın telefon numarasmı nereden bi Ah, Haydan görebilsem, ona ve rirdim. da olmaz, haniya... Ne kadar elmasım Neyi, bileziği mi? varsa hepsini ona versem: «Gelmiş, çal Evet. mış!.x> derdim. Niye?. Maşallah, bu çocuğun yüzünü da Saklasın, diye. Onda dursun, da ha bir kere gördün. Şimdi de artık oha iyi. nunla elele verip hırsızlığa kalkıyorsun, Maşallah, bu ne kadar içli dışlıhk, Neden hırsızlık oluyormuş?. bu ne kadar emniyet!. Otuz bin liralık Hırsızlık dediğin de başka türîü bileziği hırsıza verip ona mı saklatacak olmaz ki.. Elmasların sigortah ise, parasın?. smı alacaksın. Değilse kocana yenilerini İş öyle değil ki ama... Hırsız den aldıracaksın. Birinden birini soymuş olamez ki ona... caksımz. Parasını sayıp da almadı ya bileBelma, gülmeye başladı: ziği... Bak, bunu düşünmemiştim. Keş O getirmemiş olsaydı, bilezik de ki yapabilsem... benim olmıyacaktı ki... Şakaya gelmez ki... Burada biz Doğru... Yervanttan aldı, sana getirdi, değil mi?. Ama, nasıl aldı ise bize gülüşüyoruz amma günün birinde aldı. îster parasını saysın da alsın, ister ortaya çıkacak olsa insanı uzun uzadıya kuyumcunun boğazını sıksın da alsm... uğraştırırlar. Ferhunde saate baktı: Ben olsam takamam, doğrusu. • < Hem, arbk ben kaçayım. Pekâîâ, takarım. Otur Allahını seversen... Nereye Görülünce ikinizi birden yakalargidiyorsun?. lar. Vazgeç sen bu işten, daha iyi... Aman, Ferhunde sen de... Zaten Geç oldu, Belmacığun. sinirliyim, diyorum sana... Konusuyoruz, işte. Öyle ise, öteki elmaslarını da ona Sabaha kadar konuşsak bitmiyever, bari... Hepsini birden saklasın... cek. Sen istediğin kadar eglenl, Fena . lArkası varY

Bu sayıdan diğer sayfalar: