24 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

24 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Nisan 1939 CUMHURİYET Güveler Havalar ısmdı. Kendi cinsinden birçok haşeratla birlikte elbiselerimizin, yün eşyamızın meşhur düşmanlan güveler de meydana çıktılar. Evimizin her tarafında uçuşmaya başladılar. Onları tutmak için takib etmek faydasızdır. Çünkü bu teşebbiis ekseriya muvaffakiyetsizlikle neticelenir. Herşeyden evvel güveleri eve ve dolablarımıza girmekten menetmeğe çalışmak lâzımdır. Güvelere karşı açılacak bu ihtiyatî harbin silâhlan bereket versin ki sayısızdır. Bir kere güvelerin hiç hoşlanmadıklan çullar vardır. Bunların bilhassa şeffaf olanları da mevcuddur. Fakat bizim memleketimizde fazla taammüm etmemiş olduğu için belki bulunmaları kolay değildir. Sonra kâfuru, naftalin, biber \e gazete kâğıdı. Bunların hepsi kolaylıkla tedarik edilebilecek şeylerdir. İhtiyaten alınacak tedbirler ise şunlardır: Giyilmiş elbiseleri iyice süpürmedcn dolaba koymamalıdır. Hususile sıcak mevsimde yıkanabilecekleri sık sık yıkamalı, diğerlerini ise benzine sokmalıdır. Hahları, seccadeleri, keçeleri güzelce temizlettikten sonra yuvarlayıp gazete kâ Bahar kıyafetleıi Bu sene ceketi muh telif renkte kareli veya düz olarak açık renk ceketli, bunun ıksi şekilde etekli tayörler çok moda. Fakat bilirsiniz ki bu çeşid giyinişler birdenbire bir salgın halini aldığı için kibarlık ve zerafeti muhafaza, çok güç oluyor. Binaenaleyh birçokla n klâsik tayörleri, ya hud da ayni kumaştan ceket ve etekli fantezi tayörleri tercih ediyorlar. Fakat şu modelde gÖrdüğünüz ceket çok şık ve orijinaldir. Bunu ora daki gibi siyah bir robun üzerine giyebileceğiniz gibi, onu nümune ittihaz ederek ayni renkte ve ayni kumaştan bir etekle birlikte tayör şekline de sokabilirsiniz. Keza, kareli veya diğer renkte bir eteğin üzerine de hoş gidebilir. O zaman içerisine onunla uyacak renkte bir biluz kiymek icab eder. Bursadaki facianın muhakemesine başlandı Memleketin sular altında Âlmanya Holandaya hücum ederse. bırakılması için hazır Bir umumhanede Karacabeyli Fatmayı öldüren Iıklar yapılıyor Dursun, hiç birşey hatırlamadığını söylüyor Paris Soir gazetesinin Amsterdam Bursa, (Hususî) Karacabeyli Fat muhabiri, gazetesine Holandanın, Avru ma adındaki güzel ve dilber bir kadının payı tehdid eden harb tehlikesi karşısın Antalyalı Naciyenin umumhanesinde âda aldığı vaziyeti an'atan çok sayanı dik şığı Dursun tarafından öldürüldüğünü ve kat bir mektub göndermiştir. Bu mektu Dursunun da yaralandığını bildirmiştim bu ehemmiyetli bulduğumuzdan iktibas Bu feci cinayetin muhakemesine Ağırce ediyoruz: zada başlanm:ştır. Bursada yedisinden Almanyanm Holandaya karşı bazı yetmişine kadar herkesin tanıdığı bu kamaksadlar beslediği rivayetleri dolaşıyor. dının öldüriilmesi büyük bir alâka uyanDünyanın dördüncü derecede alt'n sto dırmış olduğundan mahkeme salonu ta kuna malik, ziraî ve smaî teçhizatı son de mamen dolmuş, halk koridorlara taşmışrece mükemmel, Avrupanm en güzel li tı. Muhakeme safahatına nazaran hâdise manlanna ve nümune sayılacak bir müs çok garib safhalar arzetmekte, suçlunun temleke imparatorluğuna sahib bulunan iddiasına göre ise: cinayetin tahteşşuur bir bu küçük mernleket tama uyandıracak bir tesir altında işlendiği ve dava evrakmdan şikârdır. Bir asrı mütecaviz bir zaman vak'anın tafsilâtı şu şekilde olduğu anladanberi istilâ felâketine uğramak ihtima şılmaktadır: Dursun Tekin kanal sirlıni daima uzak gördüğü için, servetlerile ketinde 150 lira ücretle çalışan bir gencmakusen mütenasib, ufacık bir ordusu dir. Bu genc haluk, sıkılgan, ayni zamanvardır. Dünya, mukavelelere ve muahe da icki kullanmıyan, çapkmlık bilmiyen, delere hürmetkâr bulunduğu devirlerde, biridir. Evlidir. Karısı Zehrayı çok sevHolandanın yegâne silâhı bitaraflığı idi. mektedir. Hal böyle iken, hâdsieden üç Vaktile, Holandalı bir genc talebenin dört ay evvel bir arkadaşının ısrarile bir bu hususta bana söylediği şu sözü hatırlı gün umumhaneye gitmiştir. Orada bu arMaktül Fatma yorum: kadaşı kendisine; Karacabeyli Fatmayı Bereket versin ki biz, müdafaasız göstererek onu nasıl bulduğunu sormuştur. zerine yüzüstü kapanmış yanıyor... Beküçük bir memleket o'mak saadetine na Dursun, beğendiğini ima eder bir vaziyet i tarafta Fatmanın mangala düşmesıle ıl bulunuyoruz, demıştı. alarak (boyu kısa!) demiştir. Fatma bu :trafa sıçrayan ateşler ortadaki halıyı ve Hitler, bu zihniyeti yavaş yavaş değiş sözü işitmiş, hiddetlenerek: bazı eşyayi tutuşturmuş bulunuyor. Fattirmişti. Almanya ile sıkı iktısadî müna Ya!.. Öyle mi? Gel odama da... manm beyninden sızan kan mangalde sebetler idame eden ve bu kuvvetlı komIskarpinlerimı giyeyim. Sen o zaman bo pıhtılaşıp duman oluyor. Zavallı kad;nm şu ile, her ne bahasına olursa olsun, idarei yumun kısa mı, uzun mu olduğunu gö yanakları bu ateşlerin üstünde ses çıkaramaslahat ederek geçinmek isteyen Horürsün! cevabını vererek Dursunu koluna ak cızırdayor... Dursunun başı mangalanda, Almanyanın, gölgesini, kendi üzealmıs ve odasına götürmüştür. Işte bu çı ın mukabil tarafına düşmüş, sağ eli Fatrine doğru yaydığını görmüştür. kış Dursuna pahalıya mal olmuş ve artık manın omuzunda, Fatmanin da sol kolu Amsterdama geldiğim zaman, Alman o andan itibaren kendisi bu umumhanenin âşığının boynuna dolanmış... îçeri girenkıt'alarının Holanda istıkametinde yapsayılı müşterilerinden ve Karacabeylinin er, ilk hamlede yaralıları ateşten kurtatıkları harekâta dair olan haberlerin, halk çılgın âşıklarından biri olmuştur. Vaziyet rıyorlar, Fatmanın yüzüne yapışan ateş arasında büyük bir heyecan tevlid etmı= bu halde iken Dursunun ailesi efradı ve parçalarını alıyorlar, Fatma, bir iki nefes olduğuna hükmediyordum. Fakat halkın bilhassa karısı bu aşk macerasını haber ıldıktan sonra burnundan boşanan kanı bu haberlere fazla ehemmiyet vermediğialmış,. bu haber Dursunun genc karısı ü müteakıb ölüp gidiyor. Dursunda ise yani söylediler. Hitler'in, memleketi ânî ozerinde fena bir tesir yapmıştır. Hatta za a.ş yavaş canlanma alâmetleri beüriynr. larak istilâ edeceğine inanılmıyor. Bu vallı delilik alâmetleri göstermiye ba^îa Bir yastık istiyerek başınm altına koyan mesele hakkında iskandil ettiğim muhfemış, Dursun bundan müteessir olarak ne dursun: Iıfh muhitlerde, böyle bir hareketin delidamet getirmiş ve bir aralık kansile b'.rlik olacağını «öylüyorlar ve Holandanın, Zehra! Zehra! diye inlemeye baş lıkte ağlamıştır... Nihayet doktorlann tav yor. Memurların suallerine cevab ola1914 ten 1918 senesine kadar bitaraf siyesile karısmı Istanbula götürrnüştür. ak da: kaldığı müddet zarfında, kuşatılmıs o!an Dönüşte artık Fatma ile alâkasını keseceAlmanlara, o zamanki tabirle, geür va Ben bunu çildırasıya sevdim. Eğini söyleyen Dursun, filhakika bir ay kazifesi görmüs olduğunu hatırlatıvoriar. de karım bu yüzden deli oldu. Yapdar umumhaneye gıtmemiştir. Fakat çılHolandanm Alman istilâsına uğraması :ığım hareket çok çirkindir. Bundan dogin âşığın gönlünde bir gün ansızın bir fırihtimalini uzak görenler, memlekeiin, tma kopmuş, onu Karacabeyli Fatma ile ayı onu (Fatmayı) öldürdüm. Bunun iAlman ordusuna karşı harikulâde bir miiin başka maksad ve teşvik yoktur. Başka dafaa tertibatile karşı koyacak olmasın bir telefon görüşme?ine sevketmiş'ir. Bu •irşey söylemeye de takatim yoktur. Sed» dan maada, İn^ilizierin yapacaklan ânî mı.habere onlann Çekirgenin banyolu oıaşında bir arkadaşımda mektublar varmüdahale ve mukabeleyi hesaba katıyor tellerinden birinde birleştirmiştir. Fatma, dır. Onları almız! diyor. lar ve bu takdirde, Holandanın, Alman bu randevuya yanında bir başka kız arkaÇok ağır surette yaralanan Dursun ya için, aç'k bir şimd denizleri kapısı ol dasile gelmiştir. Hep birlikte banyoya gir astaneye kaldmlmış ve hayatından ümid maktan çıkacağmı söylüyorlar. mişler, lâkin Dursun, çok sevdiği karısma ÇekoSlovakya hâdisesi, Holandanın, ihanet etmiş olmamak ve verdiği sözü esilmişti. Fakat Dursun ölmemiş, yüan'anevi beynelmilel statüsüne olan itima bozmamak için cinsî temasta bulunma ünde yanık bereleri, yara izleri, sol gödını esasen derin surette sarsmıştı. Fakat, mıştır. Bununla beraber Fatma ile bu se ü sarılı olduğu halde mahkemeve gelköprüleri kesmek ve memleketi suya boğ ferki buluşmaları Dursundaki aşk atesini miştir. Reisin suallerine karşı: mak üzere bugün bütün tedbirler alınmış büsbütün körüklemiş. tekrar gözlerini du Benim hiçbir şeyden haberim yok. olmakla beriber, hükumetin resmî noktai man ve ruhunu alevler sarmıştır. Bittabi V'ak'adan ancak hastanede üç dört gün nazarı esas itibarile, en kat'î bir bıtaraf neticede dayanamamış, Fatmanm evine ionra haberdar oldum. cevabını vermişlık muhafaza etmektir. devama başlamıştır. Kansı bunu öğrenin ir. Holandada bütün trenler, köprüler ce büsbütün çileden çıkmış ve tekrar hasRaporların kendisinde bir şuursuzluk den, saatte takriben 10 kilometre sür'atle talanmıştır. Dursun, hâkim huzuunda, Imadığı yolundaki sarahati bulunduğu giriyor. Bunun sebebi, köprülerin altın bu aşkın beynirde husule getirdiği telâtüm öylenince: da kazılan ve fazla sarsıntı ile derhal in ler, çok sevdiği karısının bu yüzden ge Bu sevgi yüzünden kendimi Burçirmekte olduğu asabî buhran arasında a dışına atmaya karar vermiştim. Onfilâk edecek olan lâğımlardır. Beş buçuk aydan on bir aya çıkan!an şuurunu kaybettiğini söylemiş, seyahate dan sonrası ne oldu bilmiyorum. demişmecburî askeılik müddeti, erkânı harbi karar verdiğini bildirmiştir. Mazbut ifade ir. yenin şu sırada hududlara elh, ilâ yüz bin sine nazaran: Dursun seyahat maksadi'e Şahidler dinlenmiş, iki şahidin celbine kisilik kuvvetler tahşid etmesini mümtün bir tabanca almıştır. Yolda rasladığı bir e ayrıca Dursunun ruhî hâletinin tetkiki kılmıştır. Bu tahşidat rolü, bir taraftan arkadaşile kahveye giderek ona ailevî vale verilecek rapora göre hareket edilmek memleket dahilindeki seferberliğin ikma ziyetini anlatmış ve kendisine üç mektub li ve haricden gelecek yardımcı kuvvet tevdi etmiştir. Bunlardan birisi Müddei üzere evvelemirde kendisinin İstanbul lerin yetişebilmesi için, diğer taraftan umumliğe, diğeri ailesine, üçüncüsü de Tıbbı Adlî müessesesine sevkine karar memleketin su altında bırakılması için i gazetecilere verilmek üzere zarflanmıştır. erilerek muhakeme talik olunmustur. cabg eden zamanı kazanmaktır. Holan Mektubların hepsi de aşağı yukarı şu medahlar, on yedinci asırda, on dördündi aldedir: Louis'nin ordusunu durdurmak için ayni «Yapılan iş cinnet değildir. Mahiyeti müdafaa tertibatını kullanmış, memlekemeçhul ruhî bir hâdisedir. Beni ayıplamati suya garketmişti. Askerî mıntakalann yınız! Bu hâdise genclere ibret oîsun!» suya boğulması bir hayli zamana müteKarısı Zehraya yazdığı mektuba «Zehvakkıftır. Bu is için, şayanı hayret tertiranın da bu hâdisede bir hissesi vardır.» bat alınmıştır. Her tarafta, çayırlar, sescümlesi ilâve edilmiş bulunmaktadır. siz sadasız bir ordu olan suyun pırıltıları Dursun bu mektublan arkadaşına verdikaltında görünüyor. Belçika hududunu geten sonra doğruca Fatmanm evine gitçerken, her zaman görülmiyen bri manza miştir. Fatmı Dursunu neş'e ile karşılara var. Jandarmalar ve metruk gibi p.ömış, Dursun da şen görünmeye çalışrünen birkaç top arabası. Askerî tertibat mıştır. Fatma ile beraber kolkola odaya büyük bir sır olarak muhafaza edıliyor. çıkan Dursun, yolda Fatmanm arkadaşı Vaktile turistlein mesiresi olan su bendleSüreyyaya da iltifat etmiştir. On beş dari mütemadî bir nezaret altında bulunukika sonra, Süreyya Fatmanm odasından yor. En zararsız bir fotografçı, bend'en tabanca sesine benzeyen bir gürültü işitseyre fazlaca dalan bir kimse, oradan der miştir. Merakla Fatmanm kapısına koşhal uzaklaştınlıyor. muş, fakat arkasından sürgülü olduğunu Holandada, çayır rengi üniformalı asgörünce: ker de görünmüyor. Küçük gruplar ha'in Fatma! Fatma! diye seslenmişde kimbilir nerelere saklanmışlar, maden tir. Fatmadan cevab alamıyan Süreyya; ocaklarına gözcülük ediyorlar. Eğer hükumetin müteyakkız kulağına, hakika'en Dursunun: Defol! Şimdi seni de yakarım! seçizme gürültüleri geliyorsa, bu güriiltüler çiçekli tarlaîarda ve büyük şehirlerın em sini işitmiş ve arkasından iki silâhın daha niyet veren hay ve huyu içinde sönüyor. atıldığını duymuştur. Süreyya, derhal teAnkara (Hususî) Ankara kız liseHolandaîılar, hiç şüphe yok, istıklâlle lâş içinde merdiven başına koşarak evsaleri talebeleri, Çocuk haftası münase rine karşı vuku bulacak herhangi taarruza hibini çağırıyor. Hemen polis haberdar ebetile, ana kucağındaki yüz elli çocuğa, karşı koymağa hazır bulunuyorlar. Fa diliyor. Gelenler oda kapısını kırarak içekat, bu tehlikenin mevcudiyetine hâlâ i ri giriyorlar, görülen manzara tüyleri ür Jbise, patik, mendil ve çorab dağıtmışnanmıyor gibidirler. Temenni edelim ki pertecek kadar korkunc ve fecidir. Fatma, lardır. Gönderdiğim resim, küçük yaviçi tamamen ateşle dolu bir mangalın ü rulan hediye alırken göstermektedir. haklı olsunlar. Ayaklarınızın tuvaleti Ayaklara gösterilecek ihtimamın başlıcaları tırnak batmasma ve nasır hasıl olmasına karşı yapılacak ihtiyatî tedbirlerdir Itiraf edelim ki, birçoklarımızın ayakları kundura ve çorablanmızı çıkardığı mız zaman hiç de hoş bir manzara arzetmez. Bu, ekseriya dar ve sıkı ayakkablar giymekte ısrar etmemizden, bazan da ayaklarımıza ellerimiz ve sair uzuvlanmız kadar ihtimam etmemekliğimizden ileri gelir. Onlann ellerimiz gibi herkesîn nazarlarına maruz kalmıyacağmı düşüne rek pedikür denilen ayak tuvaletine hiç ehemmiyet vermeyiz. Halbuki ayaklarımız da vücudümüzün diğer tarafları gibi muntazam ve daimî dikkat isterler. Eğer ayaklannızda nasır varsa, onlarda sizi rahatsız eden ıstırab Iar mevcudsa haftada, on beş günde bir kere ayak tırnaklarınızı kesmeli1 nasırlarınızı temizlemelisiniz. Etinize batmış tırnakları ise kat'iyyen ihmal etmeğe gel mez. Onları usuletle hali tabiiye irca etmelisiniz. Hatta ayak tırnaklarınıza da el tırnaklarınız gibi zarif bir şekil vermek ve onlara cilâ sürmek de fuzulî bir iş değildir. Bütçesi müsaid olanlar bu işi pedikürlere yaphrabilirlerse de ortahalliler şüphesiz bizzat meşgul olmak mecburiyetindedirler. Yalnız bilhassa nasır keserken, batmış tırnaklan çıkanrken çok dikkat etmek lâzımdır. Aksi takdirde iyilik yapalım derken fenalığa sebebiyet verirsiniz. Ayaklannızda ufunetler ve iltihablar hasıl olmasını menedtetnezsiniz. Bir de tırnak kesilecekken, nasır çıkarılacakken ayaklan sıcak suda on dakika, bir çeyrek kadar durdurtmah, sonra ameli yeye girişmelidir. Yapılacak ameliyede tıpkı ellerinki gibi hareket edilebilir. Alelâde kesmek, tırnak diblerindeki ince derileri itmek ve tırnak uçlarını törpüle mek.. înce deriler itildikten sonra bir pensle alınırsa daha ziyade rahat edersiniz. Tırnakla et arasında ve derilerin üzerinde yaralar yapmaktan sakınınız. Tırnak dıblerini, el tırnaklarınız için kullandığınız mahlulle yağlayınız. Tırnaklarında ete batma istidadı fazla olanlar, onları tercihan yuvarlak de ğil, dörtköşe olarak kesmelidirler. Aksi takdirde yuvarlak veya bademvari kes mek ayak tırnaklarına da güzel ve zarif bir şekil verir. Ayaklan kolayca nasırlaşmıyanlar bi* le onları haftada bir kere sıcak suda bir müddet bıraktıktan sonra süngertaşile uğmalıdırlar. Ayaklan kolayca nasırla şanlar ise bu ameliyeyi muhakkak her akşam yapmalıdırlar. Eğer ayak tırnaklarınıza vernik süre cekseniz, onun renginin de el tırnakları nızınkinin ayni olmasına, verniğin bütün tırnağı örtmesine dikkat ediniz. Fakat ayaklarınız güzel, tırnaklarınız zarifse buna hacet yoktur. Yok, ayaklarınız mun tazam değilse vernikli tırnaklar fazla gözü çekeceği için onlann kusurlarının görünmemesine fevkalâde bir şekilde hiz met eder. Birçok kadınların ayaklarmm derileri çok kurudur ve kırmızı renktedir. Bu, kanın oralarda iyi deveran etmemesinden ileri gelir. Ayaklan böyle olanlar haftada iki defa vücude sürülen yağ ve kremlerle ayaklarına tabanlarından tonuklarına masaj yaomalıdırlar. Deriyi besliven bu madde oraya nüfuz edince kanın iyi cevelânını temin eder. Ayak derileri çok hassas olanlar ise ayaklarını haftada iki üç defa içine yarıdan biraz eksik formol karıstırılmıs. soğuk suda banyo eiınelidirler. gıdına sarmalı ve her taraflarını mükemmelen kapatmalıdır. Kürkleri, boaları şöyle saklamalıdır. Onlann konacağı sandık veya bavulun alt alrafına yukarıda zikrettiğimiz maddelerden biri serpilmeli veya döşenmeli, kenarları, üstleri sıkıca gazete kâğıdile örtiilmemelidir. Kenardaki gazete kâğıdlan da üste kıvrılabilecek şekilde uzun olmalıdırlar. Sandıklann kenarlarına ise kolalanmış gazete kâğıdlan yapıştırılarak içeriye hiçbirşey giremiyecek şekilde kapanmahdır. Mantolar, elbiseler ise resimde gördügünüz şekilde ön ve arka taraflarına ipe geçirilmiş naftalin yuvarlaklarile teçhiz edildikten sonra torbalar içine konmalı ve torbaların ağızları sıkıca bağlanıp kapanmalıdır. Rütubet Evlerde rutubet mevcud olması, orada birçok mikrobların üremesine ve o binanın sakinlerini tiirlii türlii hastalıklara tutulmalarına sebebiyet verir. Rutubetten bilhassa ihtiyarlarla çocuklar ve sıhhatleri nazik olan insanlar müthiş surette müteessir olurlar. Moğaz hastahkları, romatizma, diş iltihabları, mafsal ağrıları çok defa rutubetten ileri gelir. Onun için ru ketmek, yahud orada oturulmak mecburiyeti varsa bu tehlikeye karşı ciddî mücadele etmek gerektir. Duvarların rutubetli olması, odalarm ısınmasını imkânsız bir hale getirir. Fena kokuların vücud bulmasına sebebiyet verir. Möbilyelerin, eşyanın, duvar kâğıdlarının çarçabuk bozulmalarmı intac eder. Bu duvarların iç taraflarını yeniden bir kat tuğia ile örmek, yahud pamuklu bezlerle kâğıdlar gibi örtmekten başka çare yoktur. Taban tahtalarında hasıl olan rutubet, bunların doğrudan doğruya toprak üzerine döşenmiş olmalarından ileri gelir. Bunları söktürup araya hav a girecek kadar yükseltmek lâzımdır. Bu kabil değilse üzelerine kaîın nıuşambalar örtmelidir. Dolablarda. biıfelerdeki rutubetler içerilerine tabak içinde sönmemış kıreç koymak ve bunîan sık sık değıştırmekle izale olunabilir. Büfelerdeki rutubet tozları su haline getirip mıithiş bir zehir haline sokar, reçeücrin, tatlılann çarçabuk bozulmalanna sebebiyet verir. Bunun önüne muhakkak geçmek icab eder. Aero diramik şapkalar Ankarada sevindirilen yavrular Bu sene Aero dinamik şekilde yani otomobil ve radyatörlerinin sivri uçlarına benzer tarzda vücude getirilmiş şapkalar da çok modadır. Henüz bizde çok yapılmadığı için yapılırsa arijinal olur. Fakat bu şekil şapkalar rüzgârdan kolayca uçacağı için onları boyun altmdan bir ipek kurdelâ ile emniyet altma almak icab eder.

Bu sayıdan diğer sayfalar: