25 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

25 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 25 Nisan 1939 Konya, (Hususî muhabirimizden) Meyva ağaclarımıza musallat olan haşeBir iş için, birkaç hafta kalmak üzere aralık, hafif bir gürültü ile uyandtm. Hiç ratla mücadeleyi kolaylaştırmak için geldiğim bu şehirde, ikinci günün akşamı uyumamış gibiydim. Akşamki korku, otele biraz geç dönmüştüm. Yemek sa içimde, bütün kuvvetile mevcuddu. Kal Parti bahçe sahiblerine meccanen tütün lonunda, benim gibi geç kalmış, yeni bir bim çarparak, yatağımda doğruldum; et dağıtmağa başlamıştır. Bu tütünlerin çıkanlan suyu haşeratla mücadelede yolcudan başka kimse yoktu. Herkes ye rafa kulak kabarttım. meğini yiyip çekilmiş, sofra toplanmıştı. Odanın içinde acayib bir gürültü vardı. çok müessir olmakta ve iyi neticeler aUfak bir masaya, yerlerimizi karşılıklı Sinsi, gayrimuntazam, durup durup baş lınmaktadır. Konya Zıraat Müdürlüğü hazırladılar. Salçası dondan bir yağ ta lıyan bir nevi şapırtı. Döşeme üstünde de ayni maksadla halka meccanen tütün bakası haline gelmiş, soğumuş yemeği is çırpınan bir yılan gürültüsü. Şapırtı bir ve tömbeki kırmtılan dağıtıyor. Meyva teksiz isteksiz yutmağa uğraşırken, kar müddet devam ediyor, bir saniye kadar ağaclarımızda şimdilik hiçbir haşere Holivud'dan yazılıyor: şımda oturan bu yabancının simasını göz kesiliyor, sonra bazan hızlı, bazan yavaş, tehlikesi yoktur. Bütün bu gayretler ihKüçük Deanna Durbin malum olduden geçiriyordum. Yanık derili, karma tekrar başhyordu. tiyatî birer tedbir mahiyetindedir. Konkarışık saçlı, sert ve parlak bakışlı bir Elimi uzatıp, gece dolabının üstünde yanın Hatib ve Hatunsaray mmtakala ğu üzere şimdiye kadar bütün filimleadamdı. kibrit kutusunu aradım; bulamadım. Kon rında Ziraat Müdürlüğünce pamuk zi rinde hep çocuk rolleri oynuyordu. Yalnız son çevirdiği kordelâda, «Bu yaşta!» Çok konuşuyordu. Beni fazla merakta solun üstüne bırakmışım. İki elimle kalraati tecrübeleri yapılmaktadır. Şimdi eserinde sevgi ve aşkm zevk ve ıstırablabırakmadan, kendiliğinden lâkırdıyı açtı bimi bastırarak çarpmtımı durdurmağa Konya vilâyetinin yalnız Karaman kazannı duyan bir genc kızı temsil etti. Bu ve on beş dakika sonra, onun Hindistan çalışıyor, gözlerimi alabildiğine açıyor, sının Bucakkışla nahiyesile Ermenâk dan geldiğini, Anvers hayvanat bahçe zifiri karanlıkta etrafı görmeğe yelteni rolü galiba ydkında hakikî hayatta da kazasmda ve Göksu vadisinde pamuk sine, bir takım vahşi hayvanlar satmak ni yorum. oynıyacak! yetinde olduğunu öğrenmiştim. Avcı ile Bir zift kuyusuna düşmüş gibi, koyu ziraati yapılmaktadır. Bucakkışla nahıOrtada kuvvetle dönen şayialara nacambaz arası bir meslek sahibiydi. İlk su karanlıklar ortasmdaydım. Şimdi, gürül yesindeki şimdilik 8 1 0 hektarlık zaran güzel sesli yıldızın rejisör muavini alim, vahşi hayvanlannın nerede bulun tü, daha gevşemiş, fakat daha sık işitili arazide pamuk ziraati yapılıyor. Hatun Paul Vaughan isminde birile resmen niduğunu sormak oldu: yordu. Bitişik odanın kapı aralığından saray mıntakasınm pamuk ziraatine el şanlanması ancak bir gün meselesi halisüzülüp, arka arkaya odama dolan yı verişli olduğu Ziraat dairesince tespit ni almıştır. Fakat bazıları Deanna'yı Sırtlanlarla kaplanları, kafes içinde ahıra kapattık, dedi. Yılanlar benim o lanları görür gibi oluyordum. Bağırmak edilmiştir. Tecrübelerden iyi neticeler lacak erkeğin hüviyetinde ittihad edemiDeanna Durbin damda. Fakat sıkı sıkı, sandıkta kapalı. istiyor, fakat korkulu rüya görür gibi, se almacak olursa bu kısımda esaslı pamuk yorlar: simi yükseltmeğe muvaffak olamıyor ziraatine baslanacaktır. Acaba kızım için Köster daha Şu dakikada uykudadır hepsi. O mes'ud adam, diyorlar, Paul dutn. Ölüm terleri dökerek yatağıma bimuvafık bir koca değil miydi! Sırtımda ürpermeler dolaştı. Sordum: Vaugham değildir. Deanna iki senedenDiye derd yanmaktadır. Yarin matinelerden itibaren Geceyi bu otelde mi geçireceksi tab uzanıp kaldun. beri, kendisini ortaya çıkarmış olan zatı İçi fırtınalarla dolu beynim, bütün Gerek Köster'e gerekse Deanna ile niz? sevmektedir. korkuma rağmen, sanki başka birisinin Paul Vaugham'a müteadid defalar mü Evet, tabiî. Peki, bu zat kimdir? Onu söyleme racaat etmekliğimize rağmen onlardan kafatasında işliyormuş gibi, berrak, vâsineması Ya yılanlar kaçarsa? den evvel küçük yıldızın bundan bir asır bu şayiaları ne tekzib, ne de tasdik eder R. K. O. film şırketinin 938 39 Kaçmazlar. Dedim ya hem sandık zıh, keskin bir görüş ve muhakeme kabievvelki roman kahramanlan kızların aşk bir cevab alamadık. Üçü de sükutla musenesinin en güzel filmi, Amerikakilidli, hem de uykudadırlar. Esasen yı liyeti muhafaza cdiyordu. Kobra yılanlarının, ara kapıdan benim odaya süzüve sevda maceralarmı yaşamaya azmet kabele ettiler. O halde hakikatin meydanın üç büyük yıldızı lan, Avrupalıların zannettiği kadar korlüşlerini bütün teferruatile görüyor gi miş olduğuna nazan dikkati celbetmeli na çıkması için bir müddet beklemekten BARBARA STANVIYCK kunc bir hayvan değildir. Ben bir genc biydim. Kulağıma gelen ses, iğrenc kafayim. Greta Garbo vaktile nasıl velinime başka çare olmadı5ı anlasılıyor. PRESTON FOSTER kız bilirim. Bütün bir gece, yastığının alti Maurice Stiller'e, Paulette Goddard MELVYN DOUGLAS tma saklanan iri bir Kobra yılanile bera smı kaldırıp etrafta arandıktan sonra isAnnabella evlendi tarafından temsıl edilmiş nasıl Charlie Chaplin'e gönül verdise, o ber yatmış, farkma bil varmamıştır. Ben tikametini tayin ederek bana dogru ilerHolvud, 24 (a.a.) Sinema artisti Tyliyen yılanların yerde zıplıyan ve sürü da beyaz perdedeki zaferini temin eden de yağınla Kobra yılanı var. Görseniz ne rone Power ile Fransız «yıldız> ı Annanen ayaksız, cıvık vücudlerinin sesiydi. Kösterliç'e hayrandır. Kösterliç Holivu bella dün evlenmişlerdir. sevrmli hayvanlar, tek ciğerle teneffüs ederler; kanadsız yüzer, ayaksız yürür Canlı bir et yığmmın döşeme tahtası üsda Almanyadan kalkıp gelmiş bir san•^ Fransızlar Cezayirin zaptına ve bu ler. Kaburga kemikleri tam iki yüz elli tündeki bu hışırtısmı mükemmel surette atkârdır. memleketin tarihine aid bir filim yapatefrik eden kulaklarım, gitgide daha kestanedir. Görmek isterseniz buyurun. Bundan birkaç ay evvel Deanna'nın caklardır. Bu kordelânın adı «Kahraman Aman, teşekkür ederim. Ziyade kin bir işitme hassası peyda ediyordu. annesi kızının kırk yaşını geçmiş birile süvariler» olacaktır. olsun. Tek ciğerli, iki yüz elli kaburga Neredeyse, yerden yatağıma doğru yükevlenmek istediğini duyduğu vakit fena •^ Francois Ferdinand adım taşıyaselen yılanların yanıbaşıma uzanan nemli kemikli hayvanlardan hoşlanmam. halde hiddetlenmişri. Fakat ortaya Paul cak olan tarihî filim için Edwige Feuilvücudlerini vücudümde, beni yutmak için Yoksa korkuyor musunuz? Vaugham çıkmca yakın dostlarına: ! Iere ile John Lodge angaje edilmişlerdir. Ha şunu bileydiniz! Sade korkmak yalamaga başlıyan dillerini yüzümde gödeğil, doğrusunu isterseniz böyle tehlikeli zümde hissedecektim. Korku Konyada haşeratla mücadele Kiiçiik Deanna Durbin nişanlanıyo Vaugham mıdır, bilinmiyor akşamki program^ Türkiye Radyodifüzyon Postaları DALGA UZUNLUĞU 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 İS.CS. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m. 9465 K&S. 20 Kw. 12,30 Program, 12,35 Türk muziği PL 13,00 Memleket saat âyarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 13,15 Müzik (Karışık program Pl.) 13,4514 Komışma (Kadm saatıEv hayatına aid), 15,00 Çocuk Esırgeme Kurumu Çocuk müsameresi Halkevinden naklen. 18,30 Program. 18,35 Muzik (Oda muziği Pl.) 19,00 Konus.ma, 19,15 Turk muziği (Fasü heyeti), Çalanlar: Cevdet Çağla, Eşref Kadri, Hasan Gür, Basri Ufler, Hamdi Tokay. Okuyan: Celâl Tokses. 20,00 Memleket saat âyarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 20,15 Türk muziği (Halk oyun havalan), 4 Tanbur, Cura, Lavta, Santur, ve dunbelek. 20,30 Türk muziği. Çalanlar: Vecihe, Reşad Erer, Ruşen Kam, C«vdet Kozan. Okuyan: Muzaffer Ilkar. 1 Ali Rifat Beyin Nıhavend beste Zülfün gönrenlerin. 2 Lem'inin Nihavend şarkı Bin gül çıkarırdım sana. 3 Hacı Arif Beyın Nihavend şarkı Yanılma ateşi aşka. 4 Vecihe Kanun taksimi. 5 Rahmi Beyin Nihavend şarka Suzüp süzup de ey melek 6 Nihavend yuruk semai Bılmezdım ozüm gamzene. 21,00 Konuşma (Çocuk Esirgeme kurumu), 21,15 Esham, tahvilât, kambiyo nukud ve ziraat borsası (fiat), 21,25 Neş'eli plâklar R. 21,30 Muzik (Radyo Orkestrası Şef: Hasan Ferid Alnar) 22,30 Müzik (Neş'eli plâklar, 23,00 Müzik (Cazband Pl.) 23,4524 Son ajans haberleri ve yarınki program. Yıldızın bir koca bulduğu muhakkak amma, bu rejisörü Köster midir, yoksa muavini Paul ALKAZAR Operalar ve operetler 21,05 Berlin : Don Juan 21,05 Paris (P. T. T.): Louisr 22,00 Roma: Siegfried. Büyük konserler 18,50 19,05 Stokholm: Bach ve Gluck'un eserleri. Londra (Regıonal): Rameau, Handel, Holst vesair bestekârların eserleri) 21,05 Paris (Eiffel kulesi): Saint Saens'in eserleri. 21,20 Frankfurt: Orkestra konseri (Smetaan ve Dvorak'ın eserleri). 21,20 Beromünster; Bach ve Handel'in eserleri. 21,35 Strassburg: Beethoven, Schubert, Wagner'in eserleri. 22,05 Milâno: Brahms, Verdi vesair bestekârların eserleri. 22,15 Münih: Büyük orkestra konseri. Oda musikileri 17,05 7,45 19,25 9,25 21,05 13,35 Munih: Schumann, Mozart vesalr bestekârların eserlerl. Hilversum I : Handel'in eserleri. Breslav; Eski musikl. Lâypzig: Hammerschmldt'in eserleri. Londra (Regional): Borodin'in eserleri. Doyçlandzender : Konser. Tam bu esnada, çileden çıkmak üzere hayvanları şehir içine sokmağı caniyane olan aklımda bir hatıra canlandı. Mek bir hareket telâkki ediyorum. İlLm namına böyle tehlikelere kat tebde öğrendiğim hayvanat dersinden kalma bir hatıra. Yılan, kendisine dokulanmak zarureti var. nulmadıkça ve hele karnı da aç değilse, Âlimlerin ayakları yok mu? Tetkisıcaktan başka birşey aramaz, sıcağı bukat yapmak istiyorlarsa, gitsinler, bu işi lunca, karnı tekrar acıkıncıya kadar demahallinde yapsınlar... rin bir reha*vete gömülür kahrmış. Muhavere, ben istemiye istemiye bu Kurtuluş çaresini bulmuştum. Son bir zemin üzerinde bir müddet daha devam metanetle yatağımda doğruldum. Battaetti. Yan avcı yarı cambaz adam, bana vahşi hayvanlar hakkında bir sürü malu niyemi tortop ettim, odanın ortasına, sesin mat verdi. Yılanın, insanı diri diri göğde geldiği tarafa doğru fırlattım. Kulak kesilmiş, dinliyordum. Gürültü, ye indirmeden evvel, uzun uzadıya yalayavaş yavaş azalıyordu. Besbelli, ya batmak âdeti olduğunu da o akşam ilk defa taniye dosdoğru yılanın üstüne düşmüş, işittim. Bu sayede, adaıru daha kolay yuyahud yılan, yere düşen battaniyeyi aratarmış. ya araya bulmuş, altına sokulmuş, onun Sofradan kalktığun zaman tüylerim sıcağma gömülüp uykuya dalmıştı. diken diken olmuştu. Doğruca odama * * * gidip kapandım. Bu oda, koridorun nihaSabahı nasıl ettiğimi bilemiyorum. yetindeydi. Kafamın içi, vahşi hayvanGürültü kesilmişti. Fakat ben bir dakika ların korkunc hayalile dolu, ağır ağır soyundum. Yorganı kaldırıp muayeneden gözümü kırpmadım. Hele yataktan çıkgeçirdim. Perdelerin arkasını, konsolun, mağı aklıma bile getirmiyordum. Çıplak dolabın gözlerini birer birer araştırdım. ayaklarımın, canlı, lüzucetli bir yılan derisine basması ihtimali aklıma geldikçe, Yılana benzer birşey göremeyince biraz kanım iliklerimde donuyordu. yüreğim ferahladı. Nihayet, sabahın ilk ışıklan nazlı soTam yatmağa hazırlanırken, bitişik oidadan bir ses geldi. Bu ses, otel garsonile kuluşlarla odaya dolmağa başladı. Azar konuşan bir müşterinin sesiydi. Dikkat et azar$ odanın içini seçiyordum. Gözlerimi, tim ve tanıdım. Bu, yılanlı adamdı. Ak battaniyeyi fırlattığım istikamete dikip lıma ilk gelen şey derhal giyinmek ve bir bütün dikkatimle baktmı. Oda iyiden iyibaşka oda istemek oldu. Fakat bu fikir ye aydmlanınca battaniyeyi tamamile göden derhal vazgeçtim. Korkumu belli et rebildim. İnce olduğu için, bir mendil gibi, yere miş olacaktım. Üstelik, alelâcele hazırlanacak yabancı bir yatağa yatmak işime dümdüz yayılıp kalmıştı. Altmda ya bancı bir cisim bulunduğuna delâlet edegelmiyordu. Hem, düşündükçe, korku iyordu. , ş . . . . i cek en uak bir kıvnntı, bir kabartı yapmun pek çocukça olduğunu görüyordum. mun Yılanh adamm soğuk hayvanları, rahat mamıştı. Acaba, yılan bir müddet altmda uykularını bırakıp sandıktan ne diye çı kaldıktan sonra çekilip gitmiş, gene bitikacaklar ve benim odama gelip ne diye şik odaya mı geçmişti? Gürültü etmemeğe kabil olduğu kadar benim koynuma gireceklerdi? Lâcnbamı söndürdüm, yatağıma uzan çalışarak yataktan çıktım. Şayed uyumuşdım. Bir müddet uyuyamadım. Kendi sa, yılanı uyandırmamak için ayaklan kendimi iknaa nekadar uğraşsam, yanıba mm ucuna basa basa ilerledim. Fakat üç şımdaki odada çöreklenip yatan Kobra adım atmıştım ki, olduğum yerde don yılanlarınm vıcık vıcık hayalini zihnimden dum, kaldım. Bütün kanım yüzüme hücum etti. söküp atamıyordum. Yılanlı adamın odaKendi benliğim karşısında duyduğum sile benim odamı ayıran ara kapının altından ince bir ışık süzülüyordu. Bu ışığın utanc, akşamdanberi devam eden korkusöneceği, adamm uykuya dalacağı daki mun yanında, ölçülemiyecek kadar bü kayı büyük bir halecanla bekliyordum. yüktü. Yatağa yatmadan evvel yüzümü gö Çünkü, ışık söner sönmez, komşum, yı zümü yıkamış, içi so dolu leğeni odanın lanlarını büsbütün başıboş bırakmış olaortasında bırakmıştım. Şimdi, leğendeki caktı. Ve bu ışık, nihayet söndü. Otel derin o suyun üstünde bir farc ölüsü yüzüyordu. Gürültülerin sebebini anlamış, fena bir sessizliğe gömüldü. Ben, bu derin seshalde utanmıstım. Fakat, o gece başka sizlikle beraber, derin bir karanlık içinde bir otele taşınmaktan gene kendimi alakaldım. madım. * * * Çeviren: Dalmısım. Bu tavşan uykusunun ne Hamdi VAROĞLU kadar devam ettiğini bilemiyorum. Bir sTnnuıvt BUFALOBİLL "Maceralar peşinde,, Baştanbaşa heytcan ve serguzeşt iilmme başlıvor. n Güzel DANIELLE DARRIEUX'min en .cnrhriri, ~ m ü k e m m e l Hlmi olan L Â L E Solistlerin konserleri 9,05 .9,40 11,20 l TANASE Güzel temaşa meraklılarının Dazarı dikkatine : Feerik Revüsü, Temsillerini Perşembeye kadar temdid etmiştir. ŞAFAGA DÖNÜŞ'Ü Görmek için iki gündeberi vaki olan hilcumdan yer bulamayıp dönen mllşterilerinden özür diler. Viyana: Sonatlar. Doyçlandzender : Şopen'in eserl'eri. Danzig: Piyano ve viyolonsel konseri. NÖBETÇİ ECZANELER İstanbul ciheti: Eminönünde (Hüseyin Hüsnü), Alemdarda (Esad), Kumkapıda (Asador), Küçük pazarda (Bensason), Eyubde (Hikmet), Faihte (Emilyadi), Bakırköyde (Istanbu1.) czanel'eri. Beyoğlu ciheti İstıklâl caddesinde (Dellasuda), Kara köyde (Hüseyin Hüsnü), İstiklâl caddesinde (Limonciyan), Pangaltıda (Nargileci ^an), Beşiktaş ta (Vidin), Kasımpaşada Müeyyed), Hasköyde (Sadık Akduman) eczaneleri. Üsküdarda (İmrahor), Sarıyerde (A >af), Kadıköy Muvakkithane caddesinde Halk), Söğüdlüçeşme caddesinde (Hulusi Osman), Büyükadada (Şinasi Rıza) eczaneleri. Ç öL Yalnız üç gün daha Salı, Çarşamba ve Perşembe akşamları 3 Suvare MAKSiM'de Fiatlarda Tenzîlât Bütün şehir halkının sabırsızlıkla beklediği KIZI CEMiLE Eğlenceli Zevkli Neş*eli ve mes'ud 2 saat geçireceksiniz. TUrkçe sözlU ve şarkılı film MELEK sinemasında Netis şarkı ve danslarla süslenmiş fransizca sozlü büyük komedi YARIN AKŞAM Soyadı tebdili Beykozun Akbaba köyünden Salih oğu Muzaffer, soyadını değiştirmiş ve Erjüder soyadını almıştır. Türk Mikrobiyoloji cemiyetinden; 27 nisan 939 perşembe günü saat 18,30 da Etıbba Odası konferans salonunda toplanılacaktır. Ruznamede; Mikrobiyoloji kongresi mevzuu ve raportör seçimi, Dr. Peri* han Çambel tarafından Virüs boyama usuleri, Dr. Halis tarafından bir çiçek vak'ası, Dr. V. Uveys Maskar tarafından Beygirde überküloz vak'ası hakkında tebliğler vardır. Saynı meslektaşlarm teşrifi rica olunur. Programda görülmemiş fevkalâde yenilikler vardır. Hususî 200, Birincı 100 ve Duhuliye 50 kuruştur. Yarın : Şehzadebaşı • FERAH SiNEMADA DANSİNG MELEGi Robert Young Don Ameche Dikkat Numaralı koltukların bugünden aldırılmasi rica olunur. Toplantıya davet Baş rollerde: SiMONE SIIVON Ayrıca: Paramunt dünya haberleri. Beşiktaş S U A D P A R K Harb dönüşü Son Ayrıca: 3 Süâhşor Kovboylar on senenin en büyük şaheseri. Abdülvehab ve Leylâ Murad • Türkçe Sözlü Arabca şarkılı Seanslar 3 7 ve 9 30 dadır. Telefon 4314S A ŞA SIN ASKERLİK ÎŞLERİ Fatih Askerlik şubesi başkanlığından: 16 333 (dahil) doğumlulardan ve islâm piyadelerden namlarına davetiye çıkarüıp henüz mahalli müretteblerine sevk için müracaat etmiyenlerin en kısa bir zamanda hemen şubeye müracaatleri, gelmiyen.ler hakkında kanunî cezanm tatbik edileoeği ilân olunur. Şubeye davet Genc, ihtiyar veya mektebli.... Hayatınızın kaçıncı yaşında olursanız olun, hiç bir vakit bu kadar gülmediniz... TEŞEKKÜR Kayayı tanıyanlar ancak kaybettiğimiz kıymetin azametile mütenasib olan acımızı daha derlnden duyar ve tadarlar. Onu tahfif ve bizi tesliye için arkadaşarımızm bizzat ve bılvasıta gösterdikeri tehalük ve değerli alâkaya sonsuz eşekkürlerimizi arzederken yavrumuzu birkaç zaman daha bize bağışlatabilmek emelile yaşlan yaşlarımıza karışarak didinen muhterem Akil hocaya en derin minnetlerımizin tekrannı bir borc bilionız. Hâdiye ve Salâhaddin Kormaç H BAP < HARBE GiDiYOR KANSIZLIK TURKÇE SÖZLÜ HARİKALAR KOMEDiSi Sayın halkımızın bu eşsiz şaheseri rahatça görebilmesi için Istanbulun en bUyllk 2 sinemasında birden gösterilecektir. Nörasteni, zaflyet ve Chlorose l SIROP DESCH1ENS, PARIS İPEK v SARAY e KRTUĞRUL SADİ Tek Şehzadebaşı (TURAN) tiyatrosunda Bu gece (ARTİST AŞKI) Vodvil 3 perde Atillâ, Serç ve Miçe varyete gruplan

Bu sayıdan diğer sayfalar: