25 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

25 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Nisan 1939 OUMHUKIYET ingilterede mecburî askerlik Okullarda müsamereler hararetle devam ediyor Insan vücudünde osel denilen mikroskopik benekler Kapalı gözle görenler I Fransa, Londra hükumetini şiddetle tazyik ediyor (Bastarafı 1 inci sahijectt) vardır ki bunlar minimini birer gözden farksızdır Dün de yüzlerce çocuk elbise verilmek suretile sevindirildi, çocuk balosu parlak oldu Yazan: H. BlLGtÇ Birkaç gün evvel, gene bu sütunlarda, ellerini göz gibi kullanmasını bilen körlerden bahsetmiş, bunların içinde, değme gözlüleri fersah fersah geride bırakan çok yüksek san'atkârlar yetiştiğini söykmiştim. Bugün, gözün vasıtası olmadan muhiti görme kabiliyetinin körlere münhasır olmadığını gösteren birkaç hâdiseyi anlatacağım. Anadan doğma körün, hatta sonradan gözsüz kalanın, bu noksan uzva mukabil diğer duygularında fazla hassasiyet kazandığı, kaybını bu kazancla tclâfi ettiği muhakkaktır. Gözlüde bu fazla hassasiyet yok. Halbuki, kapalı gözle, muhitini o da görebiliyor; hem körden daha mükemmel bir tarzda. Bunun nasıl olabildiğini elimizden geldiği kadar izaha çalışacağız. Evvelâ, bu garibenin tecrübesini anlatayım. Süjeyi, uyku ile uyanıklık arasuıda* bir nevi ipnoz haline getiriyorlar. Yani şuuruna sahib, fakat tamamen uyanık değil, devamlı, uyku sersemliğı gibi bir hal içinde. Gelişi güzel eşyayı, gözlerini sıkı sıkı kapadıkları bu 6Üjenin çıplak cildinin muhtelif noktalarına yaklaştınyorlar. Bu cşya ile süje arasında bir alışkanlık tesisini istihdaf eden bu hareket; tecrübenin ihzarî veya iptidaî seansıdır. Birkaç defa tekerrür eden bu idcnandan sonra, süje, kendisine yaklaştınlan eşyanın şekillerini ve renklerini, gözle görür gibi mükemmel surette ayırd etmeğe başlıyor. Kâh gelip geçici, kâh pek mütekâmil bir hassa olarak tezahür eden bu hal, bazan gazete yazılarının başlıklarını bile okuyacak derecede vuzuh kesbediyor. Somnambülizm, ipnotizm, spiritizm, hatta fakirizm gibi, çoğu hokkabazhğa dayanan tecrübeler, süjeye karşı olsun, medyuma karşı olsun, daima itimadsızhk uyandırır. Kapalı gözle görme tecrübelerinde böyle bir şüpheye tnahal bırakmamak için, herşeyden evvel, gözün örtülmesi şekline fazla itina ediliyor. Göz kapakları, birbirine, bir tafta ile yapışbrılıyor, aralıktan süzülen nazarın etrafı seçmesi ihtimaline sed çekiliyor. îkinci ameliyede, üst üste iki kat şeridle göz örtülüyor. Sonra, her iki gözün üstüne ayrı birer parça pamuk yerleştiriliyor, bunların üstüne geniş bir siyah sarg; sarılıyor. En üste de, iki yuvarlak kurşun levhadan yapılmış bir nevi gözlük takılıyor. Bu son tedbirden maksad, X şuaı veya kozmik şualardan, meçhul herhangi bir nev'inin, sargılardan ve pamuklardan geçerek, göze, görme imkânı vermesine mâni olmaktm Işte böylece maddeten görme kabiliyetini tamamen kaybeden süje, uzaktan kendisine gösterilen herşeyi, gözile görür gibi biliyor. Bu işte telepati, telkin gibi tesirler bulunup bulunmadığını anlamak isteyenler, ka ranhk odada bir takvim yaprağı koparıp bunu bir fotograf şasisine yerleştirdikten sonra süjeye göstermişler, onun, yaprakta yazılı tarihi, günü, ayı harfiyen söylemesi üzerine bu telepati ve telkin ihtimallerinin mevcud bulunmadığına kanaat getirmişlerdir. Bir tecrübe daha. Bir cnukavva kutunun bir kenarını koparıyorlar. Kutunun dip kısmma bir iskambil kâğıdı koyup bu kâğıdı bir ampul vasıtasile aydmlatıyorlar; gözü kapalı süjenin alnına yaklaştırıyorlar. Kutu, süjenin alnına, gözler açık da olsa görmesine imkân bulunmıyacak şekilde temas ediyor. Ve süje, iskambil kâğıdının rengini, şeklini, nev'ini, birkaç saniyelik zihin yorgunlugile keşfediyor. *** Tecrübeler bunlar. Şimdi, bu garibenin izahma geçelim. Cildimizde, mikroskopla görülebilen ve osel denilen birtakım benekler vardır ki, derinin üst tabakasına yakın mikroskopik gözler gibi bütün vücudümüze serpilmiştir. Bu benekler, gözümüzü, akı, karası ve bebeğıle tanzir eden, gayet minimini birer gözden farksızdır. Her biri, tnilimetrenin binde altmış altısı büyüklüğünde olan bu benekler, lâmise organlarıdır. Esasen, rüyet vazifesile mükellef olarak yaratılan gözün kendisi de, lâmise cihetinden son derece hassas değil midir? Şimdi, cildimizdeki bu beneklerin vücudü ispat edilip de bunların şekilce gözü tanzir ettikleri, vazifelerinin lâmise âleti vazifesi olduğu esası ele alınınca, tecrübelere dayanan iddia şu oluyor: Oseller, harice doSru dönmüş mikroskopik birer gözdar ve haricî eşyanın kabataslak şekillerini, hali temasta bulundukları âsablar vasıtasile dimağa kadar sevkederler. Demek oluyor ki, asıl gözümüzden baş ka, vücudümüzün muhtelif noktalarına serpilmiş, bazı yerlerde hassaten fazla mikdarda mevcud oseller vasıtasile de görme imkânma sahib bulunuyoruz. Benek halindeki bu gözlerin en çok bulunduğu yerler, meselâ burun delıklerinin kenarlan ve parmak uclarıdır. Bunlar, haricî eşyanın umumî biçimini, tıpkı gözümüz üzerinde tesir icra eden ışığın rüyetini mümkün kılması gibi, bize gösteren bir haricî dokunmadan müteessir oluyorlar. Burada bir istitrad yaparak, böceklerin gözünü misal getirebiliriz. Böcek gözü o tarzda «mürekkeb» bir gözdür ki, haricî eşkâl, dahilî tabakaların herhangi bir noktasında hiçbir suretle irtisam etmez. Bu nunla beraber, böcek, muhitini mükemmel surette görmektedir. Işte cildimizdeki oselleri bu böcek gözlerine benzetebi önü, bir miniminiyi okşıyor Iiriz. Kapalı gözle görme tecrübeleri, yalnız büyük adamlar üzerinde değil, on, on iki yaşlarında çocuklar üzerinde de yapılmış, ayni derecede muvaffakiyetle neticelenmiştir. Bu çocuklar, sıkı sıkı kapalı gözlerile, en akla, hayale gelmiyecek eşyayı görüp tanımışlar, hatta bir şişenin mantanna saplanmıs dikiş iğnesinin gözünden iplik geçirmişlerdir. Bütün bu tecrübelere rağmen ve bu tecrübeleri yapanlar arasında ileri gelen âlimler de bulunmasına rağmen, kapalı gözle görtnenin mümkün olduğu hâlâ şüphe ile karşılanan bir iddiadır. Maamafih, her yeniliğin, ilk günlerde daima şüphe ile karşılanması âdettir. Henüz emekleyen bir keşif karşısındayız. Günün birinde, körlerin, bu keşif sayesinde gözlüîerden farkı kalmadığmı <la belki gorecegız. Şişli Halkevinde, çocuklara dağıtılacak pasta ve şekerlemeler hazırlanıyor Londra 24 (a.a.) Gafenko, refa katinde Romanya elçisi Tilca olduğu halde saat 1 1 de Hariciye Nezaretine gitmiş ve Lord Halifaksl'a görüşmüştür. Lord Halifaks, mumaileyhi yemeğe ahkoymuştur. Fransamn tazyikı Gafenko, saat 16 da Avam Kamara Paris 24 (a.a.) Parisin siyasî mesında Çemberlayn ile görüşmüştür. hafili, İngilterenin nihayet Fransa hükuGafenko'nun beyanatı metinin son hadde varan tazyiki netice Londra 24 (a.a.) Romanya sefasinde mecburî askerlik hizmetini kabule rethanesinde gazetecileri kabul eden Gakarar vereceğini tahmin etmektedirler. fenko, Pat ajansının mümessiline beyaSöylendiğine göre bir ihtilâf zuhuru hanatta bulunarak Berline gitmekte olan linde İngilterenin yalnız harb malzemesile Beck'le konuşmak fırsatını ele geçirdi değil, ayni zamanda askerlerile müdahağinden dolayı memnun olduğunu söyle lesinin manevî noktai nazardan büyük bir miştir. Bu mülâkat, beynelmilel vaziyete ehemmiyeti olacaktır. ve bilhassa sıkı bir surette teşriki mesai Harbiye Naztrtnın projesi eden Polonya ile Romanyanın müşterek Londra 24 (a.a.) Mecburî hizmet hedefleri hakkında fikir teatisinde bu meselesi bugünün başlıca siyasî meseleleri lunmak fırsatını vermiştir. nin ön plâmnda buiunmakta berdevam Beck, Londrada ikameti esnasında dır. edindiği intıbaları anlatmıştır. Gafenko Financial Times gazetesi diyor ki: da mumaileyhle Londra seyahatinin he«Nazırlar bu sabah, Harbiye Nazırı defleri hakkında görüşmüştür. Hore Belisha'nın hernangi mahdud bir tngiliz heyeti Bükreş'te şekilde mecburî hizmetin kabulü hakkınBükreş 24 (Hususî) Sir Frederik da hazırladığı raporu tetkik edecekler Lee Rose'un riyaseti alündaki îngiliz ikdir.» tısadî heyeti Bükreş'e muvasalat etmişTimes gazetesi de, bir kısım nazırlann, tir. Heyet reisi bugün Kral Karol tarafmcereyan etrnekte olan diplonoatik müza dan kabul edilmiştir. Sir Frederik, büâkerelerde İngiliz hükumetinin vaziyetini hare Romanya Meb'usan Meclisini zikuvvetlendırmek için mecburi hizmet yaret etmiştir. prensipine kanaat getırdiklerini kaydey Heyet, İngiliz Rumen ricarî münalemektedir. sebatınm inkişafına çalışacaktır. hinde bulunarak demiştir ki: « Efkârıumumiyenin gün geçtikr.e bütün şekillerile mecburî askerlik hizmetinin lehine olduğunu herkes müşahede edebilir. Mecburi askerlik usulüniin tesis edilmesi ihtimali gıttikçe artmaktadır. Bana söylendiğine göre bütün cüzütamların mevcudü tamdır ve ikinci bir cüzütam servisi teşkiline başlanmıştır.» Hatib, İngilterenin birkaç Avrupa devletine karşı giriştiğı son taahhüdlerin «verilen sözün tutulması» imkânını verecek bir ordu teşkilini ıcab ettirdiğini söylemiştir. Churchill, halihazırda İngiliz ordusunun zayıf bulunmasımn bir taraftan İn gilterenin düşmanlarınm cesaretlerinı arttırdığını, diğer cihetten de menfaatlerile müttefik olmaları ihtimali olan devletlerin cesaretini kırdığını ve herhalde sulhu seven milletlerden mürekkeb büyük bir blok teklifini tehir ettığini söylemiş ve bu milletlerin vücude getirecekleri müşterek silâhh kuvvetlerin sulhun idantıesi için en üyük garantiyi teşkil edeceğini ilâve eylemiştir. Çemberlayn, hatiblere cevab vererek demiştir ki: « Arnavudluğun işgalile Arnavud tacınm İtalyan Kralına tevdii meseleleri hakkında hükumetimiz henüz bir karar vermemiştir.» Başvekil, diğer bir suale cevab vererek, başta Sovyetler olmak üzere alâkadar devletlerle başlanan müzakerelere devam edilmekte olduğunu söylemiştir. Bone'nin temaslart Paris 24 (Hususî) Hariciye Nazırı Bone, Lehistan büyük elçisi Lokaçe viç'i kabul ederek, garanti meselesi hakkında uzun bir mülâkatta bulunmuştur. Başvekil Daladye, Fransamn Londra büyük elçisini kabul etmiştir. Elçi, mec burî askerlik meselesi hakkında Başvekile izahat vermiştir. Rumen Hariciye Nazırımn Londra'daki temasları îngiliz elçisi Berlin'e döndii Berlin 24 (a.a.) îngiltere sefiri Henderson, bu sabah buraya gelmiştir. Londranm Alman mahfillerinde söy lendiğine göre Henderson Berline, vazi fesinin başına avdet ettikten sonra hafta içinde von Direken de Londraya döne cektir. Henderson'un avdet edeceğinin geçen cumartesi günü tafsilât verilmeden Al manya Hariciye Nezaretine bildirildiği öğrenilmiştir. Emin bir membadan bildi rildiğine göre İngiliz sefirinin avdetine siyasî bir mana vermek doğru değildir. Sadece 28 nisanda Hitler'in söyliyeceği nutuktan evvel mumaleyhin Berlinde bulunması münasıb görülmüştür. Gafenko Almanlara ne cevab vermif? Londra 24 (a.a.) Reuter ajansmm aldığı bir habere göre, Romanya Almanya'ya verdiği cevapta, Almanya ile hududu olmadığı için ter*did altında bulunup bulunmadığına bir hüküm vermesinin çok güç olduğunu ve bunu bizzat Almanya'nın daha iyi bilmesi lâzım geldiğini bildirmiş, Roosevelt'in mesajından daha evvelce haberi bulunmadığını ve fakat umumî vaziyeti endişe verici telâkki eylediğini ilâve eylemiştir. Hokkabaz, çocukları eğlendirirken,.. Çocuk haftası münasebetile tertib edilen toplantı ve müsamerelere dün de Halkevlerinde ve muhtelif mekteblerde devam edilmiştir. Eminönü Halkevi Temsil kolu saat 16 da ilkmekteb çocuklanna mahsus olmak üzere bir müsamere vererek (Tipi) piyesini oynamıştır. Fatih Halkevinde tertib edilen Çocuk balosu, saat 18 de başlıyarak geç vakte kadar devam etmiştir. Bugün saat 9 da da Eminönü Halkevi tarafmdan Şehzadebaşmda mıntakanın kimsesiz ve fakir talebelerine bir müsamere verilerek, muhtelif hediyeler dağıtılacaktır. ların müsameresi yarın (bugün) saat 15 te Halkevinde verılecektir. Küçükler, Münir Hayrinin «Küçük Yaman» piyesini, büyükler de eskı bir Türk masalından alınmış «Hayat Halkası» piyesini oynıyacaklardır. Müsamere Ankara radyosıle neşredilecektır. Şişli Halkevinin teşekkürü Şişli Halkevınden: 23 nısan Çocuk bayramı münasebetile civarımızdakı okullara gıden yardıma muhtac tatebeden hergun sıcak yemek verdiğimız 475 çocuğa elb.se ve ayakkabı tedarıkı hususunda bıze yardım edenlere minnet ve şukranlarımıa tekrarlarız. Bu bayramda, Şişli Kızılay şubesi 175 çocuğumuzu gıydirmıştir. Bu hayır işme Dam do Sıyon kız lisesıle Nortıbros okulu ve Nışantaşı muhendis aüeleri de yardımda bulunmuşlardır. Şişli Ferıkoy Hayır cemiyeti 50 çocuğumuzu, Şişli Çocuk Esirgeme kurumu 75 çocuğumuzu gıydırmişlerdır. Muhittekı değerlı ailelerden ve İstanbul Kasablar cemıyetile Çocuk balosu hasnatından gorduğumuz yardımla da Şışli Halkevi ve Yardım Birlığı 175 çocuğu gıydirmiştir. Tertıb edilen Çocuk balosu için memleketimizin en guzıde aıleleri bır hafta geceli günduzlu canla başla çalışmışlar, maddı ve manevî yardımlarla bızi mmnettar bırakmışlardır. Bilhassa Bayan Refıka Hulusi Behçet, Bayan Zekâvet Zatı, Bayan Belkıs Nazıf, Bayan Saadet Harun, Bayan Mıthat Nemli ve hemşiresi Bayan Alıye, Bayan Sperko, Bayan Maşuka Ipekçı, Bayan Belkis Ipekçi, Bayan Semiramis, Bayan Vecıhe Hayri, Bayan Azize Mıtnat, Bayan Nadıdc Kapancı ve Nahıde Basmacı ile Mufide Saffet kardeşler, Bayan Eclâ Kulın, Bayan Fatma Atıfa ve guzel numaralarıle balo muzu şenlendıren Boğ?zıçi ve Işık liseleri yavrularına, 300 tane piyango eşyası hediye eden Esirgeme kurumu merkezme, muhtelif eşya ve pastalar teberru eden hayırsever muesseselere ve bilhassa Dağcıiık kulubu başkanı Bay Muhterem ve arkadaşlarma alenen teşekkürü borc biliriz. H. B1LGÎÇ Meclise verilen lâyihalar Ankara, 24 (Telefonla) Bazı daireler içjn 1938 malî yılı bütçesinde, mecmuu 800 bin lira kadar münakale yapan bir kanun lâyihası, Meclise verildı. İstanbul Tramvay ve Tünel şirketlerinin satın alınmalanna dair mukavelenin tasdikı hakkındaki lâyiha da Meclise verilmiştır. 32 parça îngiliz harb gemiti manevraya çıktı Londra 24 (a.a.) İngiliz harb filosuna mensub 32 parça gemi, şarkî Akdenizde manevralar yapmak üzere Malta dan ayrılmıştır. Bu manevralara üç dretnot, iki seri kruvazör, bir tayyare gemisi veüç destroyer filotillâsı iştirak edecektir. Times gazetesinin denız muharriri bu manevralar hakkında diyor ki: «İngiliz filosunun manevralarının bu sefer Akdenizin şarkında yapması kadar tabiî bir şey olamaz. Çünkü bundan ev velki manevralarını Akdenizin garbinde yapmıştı. Yunan Krahnın isim günü Atina, 24 (a.a.) Kral Corc'un isim günü dün bütün memlekette merasimle tes'id edilmiştir. Merasım bu yıl daha ehemmiyetli bir mahiyet almıştır. ZLra bütün gazetelerin de kaydeylediği veçhiÇocuk balosu le, Avrupayı kanştıran had.selerle dolu Şişli Halkevi ve Çocuk Esirgeme kuolan bu yıl Yunan milleti birliğine kuvvetli bir idarenin bir memlekette ne ka rumu tarafmdan tertib edilen Çocuk badar kıymetli olduğunu her zamandan losunun birincisi davetiyeli olarak evveldaha iyi takdir etmektedir. ki gün Dağcılık kulübü salonunda verilmiştir. Memleketimizin en güzide aüeleri, I KADİN "VE İVİODA I çocuklarile baloya iştirak etmiş, çok neşeli bir vakit geçirmişlerdir. Baloda, çocuklara kukla oynatılmış, hokkabaz hünerleri gosterilmiş, gürbüz çocuk müsabakası yapılmış ve Boğaziçi ve Işık liseleri çok iyi numaralar yapmışlardır. Balo hasılatile 100 fakir çocuk giydirilmiştir. Dün de, Şişli ve Beyoğlu civarındaki okullara devam eden ve bu bayramda elbise giydırilen yavrulara mahsus olarak ikinci bir balo tertib edilmiştir. Bir caz heyeti muhtelif parçalar çalmış, çocuklar arasında muhtelif müsabakalar tertib edilerek hediyeler dağıtılmış, hokkabaz hünerleri gosterilmiş, balo neş'e içinde devam etmiştir. Bilhassa 1000 kişilik mükellef ve zengin bir büfe tertib Filistin meselesi hakkında edilmiş ve çocuklara pastalar, limonatalar ikram edildiği gibi birer paket de ayyeni görüşmeler rıca şekerleme ve çikolata dağıtılmıştır. Kahire, 24 (a.a.) 11 nisanda FilisPariste bir moda meşhennde çok beğeni Balo büyük bir intizam içinde geç vak tin meselesi hakkında başlıyan Arab len bir şapka. Hasırdan ve üzerı, kenarı te kadar devam etmiştir. Yahudi görüşmeleri, devam etmektedir. acaib fistollü kordelâ ile süslü. Biraz aDün toplanan Arab delegeleri, bu hafta Ankarada bugünkü merasim caib şekilli amma, ihtimal pek orijinal da toplanacaktır. Bu haftanm müzakeAnkara 24 (Telefonla) Çocuk relerde yeni bir safha açacağı söylenbir biçimde olduğu ;çin hoşa gitmiş olacak! Esirgeme kurumunun yetiştirdiği çocuk 1 mektedir. Çekoslovakyanm ilhakını protesto et mek üzere sefirini geri çekmek suretile îngiltere tarafmdan yapılan jest ve tecavüze karşı bir sistem teşkili suretile İn gilterenin bu ilhaka mukabele etmesi Henderson'un Londrada ikametini uzatması için mevcud sebebleri izale etmiştir. Bazı siyasî mahfillerde hâkim olan kanaate göre, İngiltere hükumeti her ne kadar silâhlanmayı tacil ve taarruza karşı bir cephe teşkil etmek suretile her türlü yeni tecavüzü akamete uğratmak husu Sefirlerin faaliyeti sunda sarfettiği gayretlere devam etmeğe Londra 24 (a.a.) Bugün tayyare azmetmiş ise de Almanyaya ihafe usulü ile Parise giden Polonyanın Londra büyerine müzakere usulünü tercih imkânını vermek üzere bir yatışma ve sükunet jesti yük elçisi yarın öğleyin gene tayyare ile Londraya dönecektir. yapmağı muvafık görmüştür. Polonya mehafilinde beyan olunduğuna Çemberlayn'in izahatt göre, büyük elçi Avrupa vaziyeti hakkmLondra 24 (Hususî) Başvekil da görüşmek ve Fransa ile İngilterenin Çemberlayn Avam Kamarasının bugünkü Sovyet Rusya ile yaptıklan mü'zakereîer celsesinde Berlin elçisi Sir Nevil Henderhususunda malutnat teati etmek üzere «on'un Almanyaya dönüşü hakkında beParise gitmiştir. yanatta bulunarak şunlan söylemişt'r: « Berlin büyük elçimiz Sir .Nevil Moskova 24 (a.a.) «Havas» İnHenderson'un vazifesi başına dönüşü hu giliz Sovyet müzakerelerinin inkıtaı hakhususî bir mana ifade etmez. Elçimiz, kında Hariciye Komiseri Litvinof'la gövaziyet hakkında şıfahî izahat vermek rüşmek üzere Moskova'ya gelmiş olan üzere Londraya davet edilmişti. Sir Sovyetlerin Londra büyük elçisi Maisıki Henderson kendisinden istenilen izahatı bu gece Leningrad Helsinki Stokholm verdikten sonra mezuniyet almıştır. Elçi tarikile Londraya dönmüştür. miz, mezuniyetini ikmal edince vazifesi Maisiki, Moskova'daki ikameti sıra başına dönmüştür. sında İngiltere büyük elçisile de görüş Sir Nevil Henderson'un tekrar Berline dönüşünden, ÇekoSlovakyanın Almanyaya ilhakını tanıdığımız manası çıkarılamaz.» Bazı hatibler, Başvekilden sonra söz alarak Arnavudluk işgalinin İngiltere tarafından tanılıp tamlmıyacağını sormuş lardır. tnüştür. İngiliz büyük elçisinin üç gündenberi Litvinof'la mülâkatta bulunmadığına bakılırsa İngiliz Sovyet müzakerelerinin Moskova'da değil Londrada neticeleneceği anlaşılıyor ve Litvinof Maisiki konuşmalannın bu mesele üzerinde kat'î bir tesir yapacağı zannediliyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: