4 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

4 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Mayıs 1939 EİRUZ Tarihî roman: 12 ( Şehlr ve Memleket Haberlerl ) Siyasî icmai Zehirlenenler Cam ve şişe işi Tayyare ihtifali Tahlil raporları, henüz Ingiliz ordusu Yazan: Kadircan Kafh Satışm açılacak şubelerde icrası düsünülüyor Senelerdenberi esaslı bir şikâyet mevzuu olan ve son zamanlarda sanayi tetkik heyeti tarafından ele alınmış bulunan Paşabahçe şişe ve cam fabrıkasının satışlarile bu fabnkanın malumatı olan zücaciye eşyası üzerindeki ihtikâr meselesi bir hal yoluna girmiş bulunmaktadır. Iş Bdnkasınm üzerinde ehemmiyetle durduğu bu meselenin memleket, halk ve zücaciye tacirlerinin menfaatlerine uygun bir şekilde halli için fabrika idaresi tetkiklere başlamıştır. Aldığımız malumata göre, bilhassa şimdiye kadar şikâyetlerin esasını teşkil eden ve piyasanın muvazenesini bozan satış nisbetinden iskonta yapılması usulünün ilgası ilk olarak ele alman cihettir. Bu şekilde fabrikanm satışları garanti ediliyor, büyük siparişler alınıyor, fakat bir inhisara ve ihtikâra yol açılıyordu. Yapılan hesablar, fabrika mamulâtınm bir tröst tarafından kapatılmış olmasından dolayı fiatm bir mislinden fazlaya yük selmiş olduğunu göstermiştir. Şişe satışlannm açılacak satış şubelerinden yapılması ve toptan fiatla pera kende fiatın bir tutulması cihetleri de tetkik olunmaktadır. Güllü, bir canavardan kaçar gibi, merdivenlere koştu; fakat başmı demire çarptı; oracığa yîfcıldı Erkekleri kapınin önünde ayırdılar; yan taraftaki başka bir kapıya doğru götürdüler. Kızlar kadmın durduğu kapıdarı girdiler: Bir taslık, bir sofa, iki tarafta ikişer oda kapısı ve dipte aşağıya inen bir merdiven başlangıcı... Kızlar iki odaya taksim edildüer Keklik Ahmed tek gözlü kadına Güüüyü gösterdi: Sunu sarnıca götür, kapağını da sım=ıkı kapa!" Kadın onu kolundan tuttu: Parmakları birer kerpeten ağzı kadar sert ve hissizdi. Güllüyü merdivene doğru götürdü. Genc kız ona: Beni ne yapacaksın? Diye soracak oldu; fakat ağzından ancak an bir ınleyiş çıktı. Çünkü kadm gene o korkunc kerpeteni daha hızlı ve insafsızca sıkrmştı. Dik ve yan karanhk bir merdiven... Kür kokulu bir izbe... Sonra bir demir kapak açıldı; taştan bir merdiven daha göründü. Kadin onu sürüklercesine aşağı çekti. Buraya yalnız, karşı köşedeki elayası kadar delikten biraz ışık geliyordu. Havasında, dumanlaşmış, fakat görünmiyen bir su seziliyordu. Kadm geri gitti ve demir kapak kapandı. Güllü şaşkın bir halde, büzülerek, gozleri korkudan büyüyerek etrafa bakıyordu: Bulunduğu yerin kenarlan mini mini bir nhtım halinde çepçevre uzanıyor; ortasında dört köşeli büyük bir çukur beliriyordu; dibinde kara bir çamur tabakası ve biraz su vardı. Bu, sanki onu diri diri içine alacak ve kapatacak olan bir mezardı. Diri diri gömülmek!..» Küçükken dinlediği o korkunc Kortlak masallarını hatırladı. Ellerile başını avucIadı; bir çığlık attı. Kendisine saldıran bir canavardan kaçar gibi, merdivenlere koştu; fakat başını foızla demire çarptı; oracığa yıkıldı. Kurtulmak için ne yapmalı? Birkaç dakika düşündü. Kurtuluş yolunu bulam'.yordu. Camı kırsa bile oradan ancak eiini çıkarabilirdi ve bunrlan hiçbır fayda yoktu. Üstelik dışarıdan iceriye bazı iğrenc ve korkunc şeylerin girmeleri ihtimali vardı. Başka tarafta h'.bir şey görünmüyordu. Yalnız damdan 'Veriye sulann akması için yapılan borunun bir ucu sarnıcın dibine kadar iniyordu. Bununla beraber ümidleri hiç kırılmadı. Kendi kendine cevab verdi: Her ne olursa yapmalı! Arkasında bir demir gürültüsü duyarak döndü. Merdiven başmdaki kapak açıhyor; içeriye solgun bir ışık sızıyordu. Bu ışıkta Keklik Ahmed göründü; elinde bir kırbaç vardı; iki basamak indi. Tek gözlü kadm da elindeki ilmikli urganı sallayarak onun ardından geliyordu. Genc kız, gözleri büyüyerek, duvara dayandı; etrafta kendisini korumak için birşey aradı; göremedi. Keklik Ahmed çok fena bakıyordu; gözleri, döne döne derinleşen iki kuyu halinde büyüyordu. Kelimeleri ısıra ısıra homurdandı: Bana bak aptal Yürük! Artık seninle uğraşmıyacağım. iki şeyden birini kabul etmen lâzım... Çatal ve ucları kurşunlu kırbacı eur.de salladı: Ya senin bununla, her tarafını parça parça edinceye kadar döverim ve sonra... Tek gözlü kadının elindeki ilmikli urganı gösterdi: Şununla, bir köpek yavrusu gibi boğarım. Çünkü senin için san san altınlar verdim; yollarda o kadar korku çektim... Yahud... Keklik Ahmed genc kıza elile işaret derek: Buraya gel! Dedi. Güllü gitmedi; sordu: Yahud ne olacak? Onu da söyle! •BîfdgiîlOrriSedi: Hah şöyle! însan gibi konuş!... Böylesi hoşuma giderhı. ŞkndİYe kadar elimden bin kadar kız ve oğlan geçti; hiçbirine kötülüğüm olmamıştır. F.1bet, onların yüzünden kazanıyor, namus ve şerefimle yaşıyorum! Anladık, şu ikinci yolu da söyle .. Aferin.. Onu söylemiyeceğim, göstereceğim. Benim arkamdan gel de yukarıda ötekiler nasıl yumuşak dö?,eklerde yatarak, yağla balla besleniyorlar; gör! Keklik Ahmed merdiveni çıktı. Genc kız da çıktı. Esirci onu elinden tuttu; sofanın köşesindeki bir kapıyı açtı. Orada beş yatak vardı ve kızlar orada ikişer ikişer n v ı 1 mışıl uyuyorlardı. Keklik Ahmed bag rdı: Kalkm! Çorbanız soguyacak! Kızlar birer ikişer uyandılar. Tek gözlü kadın bakır ibrikle su döktü, onlar da bakır legende yüzlerini yıkadılar; saçlannı taradılar; giyindiler. Birkaç dakika sonra yan taraftaki başka bir odada, bakırdan büyücek bir sininin etrafına diz çök tüler; kocaman bir çanakla gelen bulgur çorbasmı tahta kaşıklarla ve büyük bir iştahla içmeye başladılar. Ondan sonra birer parça tereyağ, bal ve beyaz ekrrek yediler. Bu sırada birbirlerile konuşuyorlar; Güllüyü de çağınyorlardı. Genc kız çoktan buna razı olmuştu. Keklik Ahmed: îşte, ikinci yol da budur. Babanm evinde böyle kahvaltı bulur muydun? Benim sattığım kızlar arasında vezir karısı olanlar var. Kaç tanesi vakit vakit hediyeler gönderirler; saadetimi sana borçluyum! derler. Düşünme! Senin de talihin varsa ipekler ve altmlar içinde vaşarsın; o zaman bana dua edersin! Haydı sen de bunlann arasına otur; üç dört gün beslenirsen ay gibi olacaksınl Diyordu. Güllü yolda derdleştiği güzel san kızm yanına oturdu; kendisine getirilen çorbayı derin bir hâzla kaşıklamaya başladı O, bu suretle, karnmı doyurmuyor; intikam hançerini sivriltiyordu. Ondan sonraki beş günü tam bir et ve mide rahatlığı içinde geçirdi. Diğer kızlann maceralannı büyük bir dikkat ve me rakla dinliyor; çoğunun, kendisinden daha korkunc haftalar ve aylar geçirdiklerini öğrenerek avunuyordu. Onu asıl avutan şey satıldığı konaktan veya evden kaçmayı ummasıydı; Akpınar uzak değildi. Ya şu koyu esmer renkteki canye gibi Habeş ülkesinden gelseydi'... Yahud şu kumral kızm memleketi olan Kıbrıs(Arîfcası var) Program tespit edildi, alâkadarlara bildirildi Her sene olduğu gibi bu sene de yapılacak olan tayyare şehidleri ıhtıfaiine aid program alâkadar makamlarca tespit olunmuştur. İhtifal mayısm on beşinci pazartesi günü yapılacaktır. O gün saat on dörtten on beşe kadar bir saat bir zaman için hava faaliyeti tatil edilecektir. Saat on üçte Fatih parkında bir toplantı olacaktır. Bu toplantıya davetliler; kıt'alar, mekteblıler ve halk iştirak edecektir. Merasime tam saat on dörtte Fatih parkı; Beyazıd, Selimiye, Taksim ve Maçkadan atılacak toplarla başlanacaktır. Topların atılmasile; merasim kumandanı olan îstanbul Merkez Kumandanı merasimi açacak ve merasim yerinde bulunanları hava şehidlerini ve bütün şehidleri selâmlamağa davet edecektir. alâkadarlara veritmedi 39 kişinin zehirlenmesine sebeb olan süt meselesi hakkında Belediye Sıhhat müdürlüğü tahkikata devam etmektedir. Bu sütlerin muhtelıf mahallerden şehre getirilip Fatihte toptancı Abdullah isminde bir sütçüye satıldığı anlaşılmıştır. İddia edıldığine göre, Abdullah, muhtelif yerlerden gelen bu sütleri birbirine karıştırdıktan sonra perakendecilere tevzi etmiş, sattırmıştır. Bakteriyolojihane ile kimyahane, tahlil raporunu henüz alâkadar makamlara vermemişlerdir. Yedikule tarafında Mustafa isminde diğer bir şahıs da bu işle alâkadar olarak sorguya çekilmiştir. Hastalardan dün Hasekide iki, Cerrahpaşada bir kişi kalmıstır. imdiye kadar Ingiliz cihan imparatorluğunun dünya polıtikası üzerindeki tesir vasıtası donanması idi. Son senelerde hava kuvvetlerının gerek evsafı gerek tayyare adedi itibarile büyümesine de ehemmiyet vermekte idi. Her iki kuvvet son neferine kadar tam mütehassıs mürettebatı tarafından idare edıldığine göre bahriyelıler ve tayyarecıler için mecburî hizmete lüzum yoktur. Bu esas bundan sonra dahi baki kalacaktır. ADUYEDE Mahkum olanlar Küçükpazarda bir kadını öldüren, kadının ka,rdeşini yaralıyan Yunusun muhakemesinde, İstanbul Ağırceza mah kemesi kararını dün akşam bildirdi. Yunusun her iki suçtan on sekiz sene, on yedi gün ağır hapsinı, Hüsnüye yirmi lira, Selimenin tayin edecek varislerine bin lira ödemesini kararlaştırdı. Bostancıda kasab Hüseyni öldüren İslâm da on iki sene ağır hapse mahkum olmuştur. İslâm, Hüseynin varislerine bin lira tazminat ödeyecektir. ŞEHÎR İŞLERİ Su saatleri Sular idaresi, apartımanlann her katmda oturan kiracılara ayn ayrı su saatleri verecektir. Bu suretle mal sahib lerile kiracılar arasmda çıkan ihtilâf ların önüne eeçilecektir. thtisas kursu Yeni bütçe ile Belediye muhasebe kadrosunda yapılacak tenkihatı müteakib kalacak tahsil memurlan için bir ihti ıas kursu açılacaktır. Meşahirin kabirleri Şehir dahilindeki mezarlıklarda ya tan meşahirin mezar taşlan numaralandırılmaktadır. Bu nümerotaj işi ikmal edildikten sonra kabirler Edirnekapı mezarlığma naklolunacaktır. Şehir bandosu Kdnserv&tuarın şehir bandosu. rkısmı tekemmül ettirilecek, burada yetişen lerin ekserisi mektebi bitirir bitirmez başka vilâvetlere gittiklerinâen kencti leri bir müddet mecburî hizmete tâbi tutulacaktır. !••• Oltada yern 7 • * ' Bunu müteakib bir borazan tarafından çalınacak (Ti) işareti üzerine kıt'alar, mektebler, subaylar selâm vaziyeti alacak; siviller şapkalarını çıkaracaklardır. Bu anda Fatih parkında, Beyazıd ve Galata kulelerinde, resmî daire ve müesseselerde ve limanda mevcud gemilerdeki bayraklar yavaş yavaş yarıya kadar indirilecektir. Bütün gemiler ve fabrıkalar düdüklerini çalacak lar; halk ve bütün nakil vasıtalan bir dakika oldukları yerlerde duracaklardır. Bir dakikanm sonunda merasim kumandanmın emrile çalınacak ikinci bir (Ti) işareti üzerine selâm vaziyetine nihayet verilecek, bayraklar tekrar yukarı çekilecek ve düdükler susacaktır. Bundan sonra Fatih parkmdaki tayyare abidesi önünde ordu namına hava subaylarından; Türk Hava Kurumundan, halk namına Şehir Meclisinden ve yüksek mektebler namına talebeden birer zat . 4arafından hitabeler irad olunaeak Sarıyer civarının fotoğrafisini almış... Havayı dolduran korkunc serinlik ve gittikçe derinleşen karanhk, onu tâ içinden ürpertiyordu. Burada ve bu vaziyette, ne biraz genişçe nefes almak, ne de en kısa bir uykuya dalmak mümkündü. Sanıyordu ki dört tarafından gizli kapılar,, esrarh delikler açılacak, oradan en korkunc masal canavarlan, en iğrenc izbe ve yeraltı hayvanlarile böcekleri çıkacaklardı. Burnunun ucunu bile göremediği için o korkunc mahluklann şimdi ayaklanna birkaç parmak yaklaştıklarını, elbjsesinin üstünde sürünerek boğazına doğru yaklaştıklarını, tavandan ensesine sarktıklanm," paçasmdan içeri kayacaklarmı sanıyordu. Bu kuruntularla o kadar büzülüyor, o kadar küçülüyordu ki kalbinin, midesinin. hatta ruhunun cendereye girdiğini hissediyordu. Böylece saatler geçiyordu. Öyle saatler ki herbiri baştanbaşa ışkence ile dolu olan birer asır kadar uzun geliyordu. O sırada olüm onun ıçın, buyuk kurtarıcı demekti. Fakat o zaman da arkada kalan sevgilileri, Akpmarın aydmhk ve mavi göklerini, hayıt kokulu havasım, zümrüd giyimli yamaçlannı hatırlıyorBu hahrlayış, onu büyük bir kuvvetle hayata bağlıyordu. Halbuki bu kadarla kalmıyordu. Başka bir h» vardı kı asıl onu doyurmak için yaşamak ıstiyordu: caddesi Cihangir caddesinin katranlı şose olarak yapılması kararlaşmış, müteahhide ihale edilmiştir. Eğlence yerlerinde tenzilât İçkili eğlence yerlerinin tarifelermde umumî bir tenzilât icrası için yapılan tetkikat nihayet bulmuştur. Tenzilâtta mevki, çalgılı olup olmamak, artist bulunup bulunmamak gibi hususlar esas tutulacaktır. Florya plâîları kiraya veriliyor Florya plâjlarının geçen seneki gibi kiraya verilmesi takarrür etmi^tir. Daimî Encümen, bunu artırmaya koymuştur. İstanbula gelen bir Alman seyyah vapurunun hesab memuru Edvard Maks, Sarıyer civannda bir resim çekmiş, görülmüş, yakalanmış, Yeniköy Müddeiumumil'ğince hakkında tahkikat yapıl mıştır. Tahkikattan sonra, hâdise, ağır cezalı meşhud suç mahiyetinde görül düğünden, kendLsi İstanbul Ağırceza mahkemesine yollanmıştır. Çektiği resmin herkesin gördüğü bir sahil manzarasmdan ibaret olduğunu, buranın resmıni almak yasak olduğunu bilmediğini ve hâlâ da yasak sanmadığını söyliyen bu ecnebi, «bana ihtar ettiler, ihtar edince artık fotoğrafı kapat tım. Bir tek resim, o zamana kadar çe kilmiş bulunuyordu» demiştir. " Böğaaua restmle tespitirntemnu yeriA tır.' ' ^ •' '•" • resmini çektiği iddiasile Ağırcezaya ve • '"Hıfabereri müteakıb'Tnrzika fmâti' filen ecnfcESMCJ»teusıl7»î»Ms^tan son» ra, bu işteki şahidler dinlenilmiştir. tem havası çalacak ve bir manga taMahkeme, tahkikat noksan olduğu kayrafından üç defa havaya ateş ediledile, bu noksan ikmal edilmek üzere doscektir. Bundan sonra da başlıyacak yayı ve ecnebiyi iadeten Yenıköy Müdolan geçid resmine Maltepe Lisesi deiumumiliğine göndermiştir. Davaya ve mızıkası, tümen mızıkası, müretumumî hükümlere göre bakılacaktır. teb bir piyade taburu, bir topçu baHapisane boşaltılıyor taryası, bir polis taburu, Kız ÖğretAdliye Vekâletinden İstanbul Müddeimen okulu, îstanbul Kız lisesi, îstanumumiliğine vaki bir iş'ar üzerine îs bul Erkek lisesi, Pertevniyal Erkek tanbul Hapisanesinin bugünden itibaren lisesi, Cumhuriyet Kız lisesi, Vefa boşaltılmasma başlanacaktır. Bu hapiErkek lisesi, Darüşşafaka, Hayriye, sanedeki dört yüz küsur mahkumdan îstiklâl ve Yüce ÜlkÜ Erkek liselebir kısmı îstanbul Tevkifanesine götü ri iştirak eyliyecektir. rülecek, bir kısmı Üsküdara gönderile cektir. On ağır cezalı mahkum da İm Kolordu, Belediye, Cumhuriyet ralı adasına yollanacaktır. Halk Partisi, ve Türk Hava Kurumu tarafından tayyare abidesine çePara basma suçluları lenkler konulacaktır. Darbhanede geçenlerde gizlice para P. T. TELEFONDA Resmî telgraflar Devairde kırtasiyeciliğin azaltılması için bazı kararlar verilmiştir. Muhabe resi yalnız müstacel işlere hasredilecek, ihtiram kelimeleri ihtisar olunacak, zaruret naoıl oımaa...^ IL ,.^ m u d t . . si yapılmıyacaktiT. Bundan sonra "heır vilâyete mukannen miktardan başka telgraf parası verilemiyecektir. Fazla telgraf paralan müsebbiblerine ödetilecektir. Cezalandırılanlar Son haftalar içinde Fatıh kazasınd? yere tükürejı 18, Adalar kazası dahilind^ nizamnamelere aykırı hareket eden 4 k'şi teczive edilmiştir. Taksim abidesi temizlettiriliyor Taksim abidesinin bronz kısmının fennî şekilde tem zlettirilmesi kararlaştı nlımstır. Mısırçarşısı yardımcı hâl oluyor Belediye, Mısırçarşısının yardımcı hâl binası olarak kullanılmak üzere istim lâkine teşebbüs etmistir. Balıkpazarmda yıkılan dükkânlarda mevaddı gıda iye satanlar burava yerleştirileceklerdir. Mısırçarşısı içindeki esnaf, Kapahçarşıva nakledieceklerdir. Belediye, Mısırcarşısım istimlâk ettikten sonra burayı tamir edecek. dükkân teşkilâtı vücude getirecektir. tskelelerde kontrol memuru bulunacak Havalann sıcak gitmesi dolayısile pazar günleri vapurlar kalabalık olduğundan iskelelerde bu haftadan itibaren liman kontrol memurlan bulunmasına karar verilmiştir. basmaktan Halid, Enver, Salih yakalanmışlar, Sultanahmed üçüncü sulh cezada mahkum olmuşlardı. O zaman, baş lıyan tahkikat tamik olunarak Mustafa, Nuri, Nazif de bu şekilde faaliyette bulunduklan kavdile Müddeiumumiliğe verilm şlerdi. Sultanahmed birinci sulh ^ezada dün bunlar muhakeme edilecek lerdi. Mahkemeye, sade Nazif gelmişti. Kendisi «bu işi yapanlar, ceza yediler. Ben, ne evvelden, ne o zaman, ne de sonradan böyle bir iş vaptım. Benim hiç bir alâkam yoktur> demiştir. Muhakemeye gelmiyen Mustafa ile Nuri müzekkere ile getirileceklerdir. Fakat ÇekoSlovakyanın büsbütün parçalanıp ortadan kalkması üzerine Avrupa politikasında kopan yeni fırtına İngiliz ordusunun da mühim bir siyasî amil olmasını icab ettirmiştir. Şöyle ki Almanyanm, Italyanın ileri hareketini durdur mak için küçük devletleri bir cepheye toplamağa çalışan İngiltere; gelecek harbin denizden ziyade karada kat'î netıceyi bulacağmı idrak eden bu hükumetler üzerinde Ingiliz ordusunun büyük bir kuvvet olmamasından dolayı tesir yapamadığını ve emniyet telkin edemediğini görmüştü. Her taraftan evvelâ İngilterenin mecburî askerlik hizmetini tatbık eylemesi sesleri yükselmişti. Değıl küçük hükumetler, daha ziyade orduya ve u mumî erkânıharbiyeye dayanarak memleketin haricî ve dahilî siyasetini yürüten ve Müdafaa Nazırı sıfatile Fransanm ordusuna, donanmasma ve hava kuvvetlerine bakan Daladye bile Fransanın müttefıki Ingıltereyi son derecede sıkıştırmıştı. Halihazırda İngilterenin başmda bu lunan muhafazakârlar partisi; küçük hükumetleri Ingiliz himayesine koymak şöyle dursun, bir gün Fransayı bile elden kaçıracağını anladığından muhalif teşekküllerin yani amele partisinin, lıbe rallerın ve dört mılyon azası bulunan amele birliklerinin şiddetli itiraz ve isyanına rağmen mecburî askerlik esasını kabul etmiş ve bu yolda hükumetin yaptığı teklif de parlamentoda tasvib edılmişti. Şimdi hükumet bu esasm tatbikı için parlamentoya bir kanun lâyihası vermiştir. Adı (mecburî talim) olan bu kanun İngilterenin Fransa, İtalya ve Almanya gibi umumî ve devamlı askerî hizmet usulünü kabul etmediğini ispat ediyor. Yukarıda söylediğimiz veçhile bahriye ve ava ^kuvvetferine mecburî taHm^*t£rtbik dılmiyecektir. Hatta nizamiye ordusu için de böyle bir mecburiyet yoktur. Yalnız müstahfaz denılen mılis kuvvetlerile ihtiyat kısmı için kısa talimli efrad temin edilecektir. Şöyle ki yirmi yaşındaki gencler altı ay müddetle mecburî talim göre cek ve terhis edildikten sonra milise yahud ihtiyata üç buçuk sene müddetle mec3urî olarak intisab edecektir. Milisler ve ihtiyatlar senede on beş gün talim gördüklerine nazaran altı aylık mecburî talımden sonra ancak üç buçuk senede ceman yedi hafta mecburî talim yapacaklardır İngilterede yirmi yaşındaki genclerin miktarı 320,000 kişidir. Fakat bir milyondan fazla işsiz bulunduğuna ve maişet darlığı geniş mikyasta olduğuna göre bundan çürükler çıktıktan sonra sağlam kalacak efradm miktarı iki yüz bini geçmiyecektir. Bu hesaba göre mevcud İngiliz ordusu tezyid edilmiş olmıyacak ve ancak gönüllü bulmakta sıkıntı çekilen milis ve ihtiyat teşkilâtı tamamlanmış ve takviye edilmiş olacaktır. Muharrem Feyzi TOGAY Ucuz satılan buğday tertibinde değişiklik Toprak Mahsulleri Ofisi İstanbulda ekmek fiatlannm yükselmesine mâni olmak için devlet namına İstanbul değırmenci ve firmacılarma ucuz fiatla verdiği buğdayların tertibinde yeni bir değişiklik yapmış ve istıyen değirmencilerle firmacılara yalnız yumuşak buğday da satmağa başlamıştır. İstiyenlere gene sert buğday verilmektedir. Piyasanın en müşkül bir zamanmda, bundan tam bir ay evvel yapılan bu müdahale çok yerinde olmuştur. Yalnız, bu bir ay içinde bilhassa Eskişehir, Kara köy ve Tekirdağ havalisinden fazla un gelmesi İstanbul buğday piyasasım is teksiz ve sakin tutmuştur. Toprak Mah* sulleri Ofisinin bir ay içinde sattığı buğday mecmuu ancak 3000 tondur ki, hiç değilse bunun üç misli olması ümid edilebilirdl Yakm kaza ve vilâyet değirmenleri îstanbula kadar nakliyeyi verdikten sonra da îstanbul değirmenlerine reka bet etmek imkâmnı bulmaktadırlar. Doktaki ârıza Evvelki sabah îstinye Dokunda vu kua gelen arıza üzerinde Denizbankça tetkikat yapılmıştır. Verilen malumata göre, Dokun muvazenesine tesir eden b ; r vazivet hasıl olmamıştır. Dişlerini sıkıyor; yumnıklanm sıkıyor; şimdi şuradan ensesine bir yılanın atlayacağmı sanarak öteye fırlıyor; biraz sonra bir çiyanın, şalvarının içine gıreceğinden şüphelenerek öteye kaçıyordu. Biraz zoyıf, sinirli, iradesiz bir msan olavdı, çoktan çıldınrdı. ^ Karşı köşedeki küçük delık agarınca biraz nefes aldı; korkudan büyümüş olan oözleri küçüldü; elleri gevşedi ve etrafına göz attı; bütün gece süren, onu kıvrandıran veya ürperten hislerden pck çogunun kunmru olduğunu anladı. O zamana kadar çektiği acılar şimdi midesine toplanmışh: Birçok tırnakUr, bircok böcekler şimdi orayı deşiyor, kemiriyordu. Geceki ıstırab onu öldürmemisti; fakat bu açlık çok sürerse öleceğine şüphe yoktu. Halbuki düşmanlarından öç alabilmek için yaşaması lâzımdı. Karşı köşedeki küçük ve aydmhk deli ğe doğru gitti; oradan dışan baktı: Mini mini ve kirli camdan ancak ışık sızabiliyordu. Gözlerin öte tarafa geçmesine imkân yoktu. tan getirilseydi! Kendi kendine sordu: 19 mayıs programı tespit ediliyor j KÜLTÜR ÎSLERl Nişantaşında bir kız enstitüsü açılıyor Maarif Vekâleti, memleketin muhtelif mıntakalarmda yeniden san'at mektebleri açmaya karar vermiştir. Şehrimizde mevcud enstitü ve san'at mektebleri de ihtiyac nisbetinde arttınlacak tır. Bunun için lâzım gelen tetkikler devam etmektedir. İlk olarak Beyoğlu semtinin iht : yacım karşılamak üzere Nişantaşında bir kız enstitüsü tesisine karar verilmiştir. Cu m h u r i y e t Dün Vilâyette Vali muavininin riyasetinde yapılan toplantıdan bir görünü.ş 19 mayıs idman şenliklerine aid programı hazırlamak uzere dün saat Maarif müdürü Tevfik Kut, bir ay izın 17 de Vilâyette bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda programm esasları üzealmıştır. Müdür bugünden itibaren iz rinde görüşülmüştür. Aym 9 unda Vali Lutfi Kırdarm riyasetinde ikinci nini kullanmıya başlıyacaktır. bir toplantı yapılarak umumî programa son şekli vprüecektir. Maarif müdürü bir ay izinli Abone şeraiti: Nfishaa 5 bnrnstm. Törkiye Harlc icin için 1400 Kr. 2700 Kr Senelifc 750 • 1450 > Alb aylık 400 • 800 » Üç aylık 150 • Yokhır Biz ayhk

Bu sayıdan diğer sayfalar: