6 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

6 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CTJMHURIYET 6 Mayıs 1939 GÜNÜN BULMACASI 1 3 8 4 ft « 7 « 9 10 1 1 2 S 4 •1 • • • • • • 1 • • • • Her şeyde tasarruf caiz olabilir, fakat çocuklarımızın sıhhatinde asla! Çocuklarınıza her zaman en iyî şeyi veriniz. b 6 1 1 • • • 8 » K m 1 n m I •1 | Soldan sağa: 1 Muayyen bir şubenin müteh a&susı doktor. 2 Ne bulursa mideye göçürur, Iranda bir hükıuodar sülâlasi. 3 Doğu$me. 4 Gelır, sıkışık, yemeğin tersi. 5 Bir cins kunduracı. 6 Bayağı, kumaş yapmaya kullanıhr. 7 Çocuk yetLştirme meselesine taalluk eden, hayret edatı. 8 Aritmetik tabirlerinden, boğazdan çıkan şey, bir emir. 9 Bir arabi ayı, madenî ip. 10 Herkese bildirme, hırsız kumpanyası. 11 Ileriye doğru fırlıyarak. Yukarıdan aşağıya: 1 Bir oyun vasıtası (iki kelime). 2 Cuburun arkadaşı, harikulâde zekâ. 3 Kendi kendine yetişen (ik: kelimeJ. 4 İnsanı idare eden kudret, her tarafı su ile çevrilmiş arazi saklnlerinden. 5 Çok güzel kokulu bir madde, hayvanların iskarpini. 6 Mürekkeb bir edat, merkez, ters çevirin bir emir olur. 7 Vahşiler (cemi). 9 Yaptığı iş kirll (iki kelime), Tokun aksinin tersi. 9 İki harf yanyana, bir harfin okunuşu, bir tane. 10 Bir emir, sitem. 11 Bir işi yapmakhk, elbısenin bir parçası. Evvelki bulmacanın halledilmiş şekli 1 1 •1 I üç aylıktan itibaren F O S F A T İ N vermek başta gelir F O S F A T İ N en mükemmel çocuk gıdasıdır renksiz yanakları pembeleştirir, ile beslenen çocuk kanlı, canlı ve daima sıtıhatli olur FOSFATİN Fransadan gelir, FALYER markasile arayınız. FOSFATİN FOSFATİN FOSFATİN FALYER Bütün eczane ve bütün bakkallarda vardır. Vilâyeti Daimî Encümeninden: BAHAR SAYISI 44 SAHiFA OLARAK Fevkalâde zenginlikle çıktı. Bu sayı; mecmuacıhk âlemini şaşırtacak, memleketimiz tabı tekniğinin, tasavvurun fevkinde yükseldiğini ispat edecektir. Bu sayının hususlyetl: PASTİL KATRAN HAKKI Tekirdağ Çorlu ilçesinde yeniden inşa ettirilecek 6 smıflı ilkokulun kapalı zarf usulile konduğu eksiltme müddeti bittiği halde talibi bulunmadığmdan işbu inşaatın 17718 lira 2 kuruştan ibaret bedeli keşfi ve şartnameleri mucibince 26/5/939 günü ak$amına kadar olmak üzere bir ay pazarlık suretile eksiltmiye konmuştur. İsteklilerin 1329 lira muvakkat teminatlarile birlikte Vılâyet Daimî Encümenine müracaatleri lüzumu İİ411 olunur. (3007) öksürükleri kökünden keser tecrübelîdir. S 4 f > « ' 10 II ! 10 II AİLİ1 KİUİŞ A HİA L 1 L A R m 1 § 1 LJ • HİA F R E K A T a S İ AİB • VİA K 1 T GİUIRİUİR • R • İİK t l A D A RİAİF m Mİİ • İ E L A BİA K 1 Ş N A T 1 K • RIO • • • K • İK AİN • M E K A D İİY E Mİİ İD • L İ P EİY R E şn T • T • BİO T A P E SAGLIGINIZ KORUYUNUZ: en güzel şiir ve yazısının bulunuşudur. Yalnız bu kadar mı? Hayır... En büyük, en orijinal ve bugün Türk milleti için bilinmesi ve okunması elzem olan, yazısıdır. Bu yazı NİZAMEDDtN NAZİFin Ebedî Şefimiz için çok itina ile yazdığı kıymetli bir hatırasıdır. Bu hatırayı bilmek ve öğrenmek için muhakkak bu yazıyı okumak lâzımdır. Bundan başka mı diyeceksiniz? Evet... Dört renkli bir sanat tablosu, çok güzel ve zevkle doya doya seyredeceğiniz ori[jinal resimler var. Bilhassa: RIZA TEVFİK ve REFİK HALİD'in Okadar icolay.. Her akşam bu şekilde birkaç dakika içinde yapacağınız ufak bir Masaj size gencliğinizi kazandıracaktır. Haydar Rifatın eserlerinden Kadın Kalbi Kadın Aşkı Aşk Peşınde Karagömlekliler ihtilâli F'rüsk Vazosu ÎİK Aşk tlıçin Ölümü Efendi tle "Işak Vikontun ölümü tklimler ölüler Evi Felsefe Küçük hikâyeler Mev'ud Toprak Stalin Lenin Mezhebi Tarih Felsefesi Farmasonluk 30 Kr. 60 100 100 20 50 50 40 30 100 125 35 125 150 75 125 100 60 100 Krem Pertev in Yanm asırlık şöhreti beyhude değıldir. E ATATÜRK FİLM ÇEVİRİRKEN... E L Maarif Vekilliğinden: istanbul Komutanlığı ilânları Ayazağada Süvari Binicilik okulun da ot ve saman ambarı tamır ettirilecektir. Açık eksiltme ile ihalesi 22 mayıs 939 pazartesi günü saat 11 de yapılacaktır. Muhammen keşif bedeli 2067 lira 73 kuruştur. İlk teminatı 156 liradır. Şartnamesi ve keşif cetveli ve sairesı bedeli mukabilinde komutanlık mşaat şube sinden verilebilir. İsteklüerinin ilk te mınat makbuzu veya mektublarile 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddele rinde yazıh vesikalarile Vilâyet Nafıa Fen müdürlüklerinden ihaleden sekiz gün evvel alacaklan vesikalarile bera ber belli gün ve saatte Fmdıklıda Ko mutanlık Satmalma komisyonuna gelmeleri. (3154) 1 Devlet memurlan maaşlarının tevhid ve teadülüne dair olan 8 ma. yıs 1929 tarihli ve 1452 sayılı kanunun yedinci maddesine göre 14 üncü ve En hoş ve tabiî meyva usare11 inci derecelerden bir derece daha yüksek memuriyetlere almmalannı islerinden yapılmıştır. teyenler için Vekilliğimizce kabul olunan talimatname hükümleri dairesinTaklid edilmesi kabil olmayan de, istanbul Üniversitesile Ankara Tarih Dil Coğrafya Fakültesinde 31 bir fen harikasıdır. mayıs 1939 çarşamba günü bir yabancı dıl sınavı yapılacaktır. İNGtLtZ KANZUK ECZANESİ 2 Sınava girmek istıyenler 25 mayıs tarihine kadar bir dilekçe ile BEYOĞLU İSTANBUL Vekilliğimıze müracaat etmelidirler. Bu dilekçeye hangi garp dilinden nerede sınava girileceğinin yazılması ve dilekçe sahiblerinin mensub oldukları daireden alınmış hüviyetlerile maaş derecelerini gösterir tasdikli bir belge ve ayrıca 4,5 X 6 boyunda dört fotoğraf göndermeleri icap eder. 3 Sınavda garp dilinde yazılmış en az üç sahifelik bir parça türkçeye Cağaloğlu Tevhid matbaası arkasm ve türkçe yazılmış bir ibare garp diline çevrilecektir. Sınavda lugat kullanılmıyacaktır. Her iki tercümeyi doğru yapanlar mu daki sokakta köşebaşı, bir arsa satılıktır. vaffak olmuş sayılacaklardır. «1664» (3121) Bitişikteki eve müracaat. MEYVA TUZU KANZUK TURHAN TANIN MASKESİNİ İNDİRİYORUM! başlıklı tarihî ve ilmî bir teknik eseri olan cevabı, bütün tarih meraklılarının, gencliğin, Universitelilerin ve ordu mensublarının okumalarını tavsiye ederiz. Dığer ımzalar: HALİD FAHRİ: Bahar ESKÎ DOST: Müstehcen neye derler? NACİ SADULLAH: Birbirimizi nasıl atlatıyoruz? SEYFÎ OMAY: Rodin SUAD DERVÎŞ: îlk kadın binicimiz MAHMUD YESARÎ: Yazmkadrinibilelim! ÎBRAHÎM HAKKI KON YALI: tskender Beyin Osmanlılarla mücadelesi ÖMER RIZA: Süleymanla Belkis KANDEMÎR: Yollardan notlar MÜNİR SÜLEYMAN: Eski devirlerde Hızırilyas... ve saire... Hulâsa, bugün çıkan YENİGUN mecmuası, bir mecmua değil, ansiklopedi kadar zengin, lllüstrasyon kadar temiz baskılı, resim sergileri kadar mütenevvi ve zarif tabloları havi hakikî ve yegâne mecmuadır. l Satılık arsa Bütün Ada çamlarının ve lâvanta çiçeklerinin sıhhî kokularını terkibinde saklayan V E N U S Ç A M Kolonyası C'ğerleri zayıf ve sinirleri bozuk olanların kalbine ferahhk verir ve gönlünü açar. VENUS ÇAM KOLONYASI'nin formUIU bir sırdır. Taklidlerî onuu yerini tutamaz. Bu sayı ile YENl GÜN mecmuası, imtihandan mu vaffak olmuş ve memleketin yegâne nefis mecmuası haline gelmiştir. Bütün vilâyetlerden telgrafla vâki müracaatler üzerine 30,000 aded basılan bu sayıyı muhakkak alınız. Umumî deposu : Nureddin Evliyazade, Alât, Ecza ve Itriyat deposu. İstanbul KADIN SEVERSE Yazan; ESAD MAHMUD KARAKURD 59 Ben kimse ile konuşmak istemiyorum. Beni arayanlara evde olmadığımı söylersin. Fakat küçük hanım... Sana ne diyorsam onu dinle! .. Yalvanrım küçük hanımcıfım; yapmayın! Elinizi ayağınızı öpeyim. Annenız... Ayşe; canımı sıkıyorsun!... Sana kımseyı görmek, kımse ile konuşmak ıstemiyorum, diyorum, anlamıvor musun?... Kim olursa olsun, gelenin yüzüne kapıyı kapayacaksm!... Emredıyorum. Yoksa... Nevın sözünü tamamlayamıyor" Birdenbire kapmın açık kalan aralığmdan Levlâ içeri giriyor. Hicranlı, elemli, hasta bir ses... Gelen annen olursa, onun da yüzüne kapıyı kapayacak mısın Nevin?... Kızm bir an olduğu yerde elektrik^nmiş gibi sarsıld'ğını görüyoruz. Gö'7'erı buğulanıvermiştir. Başını çeviriyor hemen... Niçin geldin anne?.. Gelmemeli idin buraya kadar! Babam ve ben, senin yüzünü görmek istemiyoruz artık! Leylâ, kolay kolay bir kadmın gösteremiyeceği DÜyük bir metanet ve soğukkanlılıkla başını kaldınyor. Sırtını, ayakta durabilmek için, yavaşça duvara dayıyor. Derin bir nefes alıyor. Nevin, kızım; unutma ki ben, ne de olsam, nekadar fena da olsarn, gene senin annenım! Senı halkeden, seni dokuz ay karnında taşıyarak kanı ve etile besliyen ve senin için tam yirmi sene düşünmeden ömrünü harcıyan kadmım ben! Beni de mi kovacaksın; annenin de mi yüzüne kapıyı kapıyacaksın Nevin?.. Susuyor. Ve sonra hizmetçi kıza doğru dönerek: Bizi yalnız bırak Ayşe, diyor. Peki hanımefendicıeım. Kız hemen geri geri çekiliyor ve ka pıyı kapayor. Şimdi Leylâ ile Nevin, odanın içinde basbaşa kalmışlardır. Leylânın, ağır adımlarla, o sırada, kıza doğru yürüdüğünü görüyoruz. Nevin hâlâ, başını çevirip annesinin yüzüne bir defa bile bakmamıştır. Kadın, ayni metanet ve ayni soğukkanlılıkla elini uzatarak, kızını bileklerinden tutmak istiyor. Nevin hemen kendini geri çekiyor: Bırak anne; dokunma, bana! Peki kızım; dokunmıyayım sana! Yalnız, bes dakika karşımda otur da beni dinle... Gideceğim hemen. İlk ve son gelişimdir evine! Merak etme kızım, bir da^a görmiyeceksin yüzümü... Nevin, hiddetle, bir sandalye çekip oturuyor. Leylâ da köşedeki koltuğun üzerine yıkılıyor. Bir dakika öyle duruyorlar... Konuşmuyorlar. Pencerelerden giren kirli, soluk sabah ışıklan, Leylânın kumral yüzünde ölü pmltılar yapıyor: Nevin, diyor; tam bundan yirmi bir sene evvel, karanlık bir kış gecesi, seni dünyaya getiriyordum. Müthiş bir ıstırab içinde idim. Yatakları, yastıkları parçalıyarak kuş gibi haykınyordum. Bir an geldi ki, başımın ucunda dolaşan doktorlar, büyük bir telâş içinde, babana: «Çocuğu mu, anasını mı kurtarahm» diye sordular. Hiç unutmıyorum o geceyi! Bütün bu ıstırab ve perişanlığa rağmen, doktorlann, babanm kulağına fısıldadıkları bu korkunc sözleri işittim. Canevimden gelen bir sesle acı acı haykırdım: «Çocuğumu kurtarın, çocuğum kurtulsun!» Neticede, Allah istedi; hem sen, hem ben kurtuldum. Keşke kurtıılmasaydım Nevin! Keşke sen daha dünyaya gelirken yok oluverseydim, ölüp gidiverseydim de bir anne olarak seninle bugün bu şekilde buluşmaktan, bu şekilde konuşmaktan kurtulsaydım! İnan bana yavrum; şimdi karşında yaşadığım bu an, benim için ölümden bin kere beterdir! Fakat tabiat, derd dinliyor mu? Görüyorsun işte, hayat, herşeye rağmen, gene bildiğini okuyor! Bak, seninle bir ana kız gibi değil, birbirinden nefret eden iki düsman gibi konuşuyoruz simdi! Kadın bir an susuyor. Derin bir nefes alıyor: Seni dünyaya getirdikten sonra, varlığımda büyük birşeyin değiştiğini hissettim Nevin! Bambaşka bir insan oldum: Koca, ev, yuva, hayat, herşey, her şey birdenbire başkalaşıverdi gözlerimin lünc olmıyalım ikimiz de! önünde! Seni doğurana kadar, bu mavi Nevin; haklısm; şu anda duydukubbenin altında kendimi yalnız, yapa ğum ıstırabın manasını anhyamazsm seni yalnız, kimsesiz ve himayesiz telâkki e Çünkü, anne değilsin. Çünkü, bir annenia, diyordum. Yaşamak hakkı bile bulamı herşeye rağmen kendi parçası karşısında yordum kendimde! Fakat, ne zaman ki duyduğu hisleri bilemezsin. Yalnız, saseni dünyaya getirdim, ne zaman ki ena yalvanrım kızım; benimle bu derece timden, kanımdan, derimden bir parça acı konuşma! halinde seni halkettim; işte 0 zaman bu Anne; hayat ve mevcud hâdiseler, ucsuz, bucaksız kâinatın içinde, artık ken seninle daha acı konuşmamı istiyor bendimin de yalnız olmadığıma karar ver den! Hafcızsın Nevin; haksız bir şedim. Yaşıyabilirim, diyordum; yaşamak hakkımdır; çünkü benim de istinad ede kilde beni itham ediyorsun! O mevzuubileceğim bir kudret mevcud artık dün bahs ettiğin hayatı ve hâdiseleri ben hazırlamadım ki! Bilâkis, be n de senin yada! gibi, hazırlanmış bir takım insafsız, zaAğır ağır elini şakakîanna götürerek, alnında parhyan ter damlalarını siliyor: lim hâdiseler karşısında kaldım! Yapma Günler, seneler geçtikçe senı deli Nevin; yapma yavrum! Kırma zavallı anneni bu kadar... Zaten kırılmış, mahgibi sevmeğe başladım. Bütün heyecanıvolmuş bir kadınım ben... Sen olsun bari mı, varımı, yoğumu senin için harcamabana merhamet et. ğa hazırlandım. Sen bana merhamet ettin mi anNevin birdenbire başmı kaldınyor: ne? Bütün varını yoğunu benim için Nevin; Nevin, benimle çok fena harcamağa hazırlandın; beni deli gibi konuşuyorsun! Bu sözlerinle yıkıyor, pesevdin, öyle mi? rişan ediyorsun anneni! Dudaklannı kıvırarak, acı acı gülüyor: Kız, nefretle başmı sarsıyor: Sus, bari söyleme de, anne; gü(ArKast var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: