16 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

16 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ADANA MEKTUBLARl: a CUKHURfYET 16 Mayıc t939 Çukurovada yetiştirîlen turfanda sebze ve meyva ^ . Martinîk adasında korku! Memlekete iyi bir para getiren yaş sebze ve meyvaların bozulmadan ihracı için Ziraat Vekâleti çok güzel bir karar aldı Pele y anardağmda tekrar indifa alâmeti başladı Saint Pierre ahalisi, 1902 felaketini hatırlıyarak dehşet içinde bekliyor Çukurova sebze ve meyvacıhğmda büyük rol oynayan ve Mavra adı verilen su dolablanndan biri Seyhan kenarında faaliyette 'Adana, (Hususî) İklim ve dığer ta dır. Bu tip 10, diğeri 18 kilo meyva biî şartlann uygunluğu, nakıl imkânla sebze alabilecek haldedir. Böylece 28 kinnm mevcudıyeti ve isrLhlâk yerlerinin lo alan bir takım sandığın fiatı 32 kurugmüsaid oluşu gibi sebeblerle, Çukurova. tur. Bu sandıklann kullanılmasındaki nm her tarafmda; bilhassa Adana, Tar en mühim kazanc da, istihlâk yerinde bo. sus ve Mersin gibi mühim merkezlerin şaltılacak sandıklann, tekrar istihsal yer de sebze ve meyvacılık da günden güne lerine kadar, Devlet Demiryollannda inkişaf etmekted:r. Filhakika yurdumu nakliyesı parasızdır. Grup grup kapakh hastalıklanoa, cılız yavrular, vürüyemiyen, diş çıkaramıyan çocukzun şurasından, burasmdan her yıl bu olan bu sandıklarla en aşağı dört beş demıntakaya, bu yüzden gelen para büyük fa sevkiyat yapmak imkâm mevcuddur. lar. dermansız ihtiyarlar, golgun kızlar, vereme iıtidadı olanlar bir yekun tuttuğundan dolayı, Çukuro Halbuki şimdiye kadar kullanılan der HASAN Kuvvet Ş u r u b u n d a n içmelidir Kanı arbnr, i^tiha vaya, pamuk ve hububat yetiştirdıği için meçatma ambalâjlarla ancak bir defa verir, fifal teıirleri çoktnr. Fennî surette imal edilmiş, içilolduğu kadar, sebze ve meyvecılık ba sevkiyat yapılabilir ve sandıklann bemesi kolay ve lezzetli bir şaruptur. Küçük büyük her yaşta kımmdan da «altın ova» denilmesi pek herinin 25 kuruşa oluşu ise, meyva ve istimal edilebilir. yerinde b:r tevcıh sayılabilir. Ancak, sebzelerin maliyet fiyatınm yükselmesme saık olurdu. Ziraat Vekâletinin, henüz bu sahada, hele ambalâj ve sevk usullerinde gösterilen kayıdsızlık ve ek. meyva ve sebze müstahsillerimizi çok sevindiren bu karanndan. yalnız bir sısıklık yüzünden sebze ve meyvalanmız nıf müşkül vaziyette kalmıştır kı bun. istihlâk yerlerine, hiç de müstehliki tatlar da ambalâj sandığı yapanlar... Çünmin edici b.r vaziyette gidemiyor. Raskü bu sandık âmilleri, Ziraat Vekâletigele sandıklara. gayrifennî şekilde, genin böyle bir kararından daha önce halişi güzel doldurulan meyva ve sebzeler, ERKEN İHTİYARLAYANLARI GENCLEŞTIRIR berdar olmadıklanndan, bu yılki meyva daha yolda iken kısmen çürüyüp bozuluve sebze sevkiyatı için şimdiden b rkaç yor; bu hal ise maliyet fiyatını arttır yüz bin sandık hazırlamış bulunuyorlar. mağa müessir olduğundan bir taraftan Maamafıh, Ziraat Vekâleti, bütün Çuistihlâk hacminin daralmasına, diğer ta. kurova meyva ve sebzeciliğine böyle Satılığa çıkarılan gayrimenkullerîn raftan da istihsal mikdarınm buna mü hayırlı bir çığır açarken beş on vatanTapu kaydının Takdtr oluvazi olarak artamamasına sebeb oluyor. daşı zarara sokmayı düşünmiyeceğme Mevkii Cins ve miktan TarihiNo. nan kıymeti Bu mahzurlan gözönüne alan Ziraat Ve göre, bu vaziyete de bir çare bulacağı LiraK. kâleti, Çukurovada sebze ve meyva am şuphesizdır. Halen Ziraat müdürlükleri Çorlunun Hıdırağa maKârgir bir dükkân 110 ada 800 00 balâjım yeknesak, fennî ve ucuza mal o emrinde satışa çıkarılan bu yeni amba. hallesi Saray caddesi 6 parsel lur bir şekle sokmak düşüncesile, Ada lâjlarla İstanbul ve Ankaraya ilk sev Çorlu Osmanlıbaba 25 dönüm tarla 1/934 18 75 00 pazan demir ve tahta fabrıkasile muta. kiyat bugünlerde yapılacak ve alınacak 30 19 90 00 bık kalarak iki t:p üzerine sandıklar pratik neticeve göre bu işm faydası anKadıköy 20 24 80 00 Başağılçatağı 17 yaptırmış ve bunlardan ilk parti 55 bin laşılacaktır. Bilhassa üzüm ve domates 2 evlelc 21 70 00 Lahnadere 16 adedini Adana, Toros ve Mersine gön gibi, şimdiye kadar kötü ambalâj dolayı23 32 00 tarla Karatepe Tekirdağ 70 dermiştir. Sık arahklı kafes şeklinde, sile çabuk bozulan maddelerimizin bu 20 140 00 volu derinlıği az ve hususî tertıbatla yekdi yıl daha müsaid şartlarla istihlâk yerleÇorlu îcra Memurluğu odasında ) İlk : 26 haziran 939 pazartesi saat 1416 ğeri üzerine oturtulabilecek vaziyette nne ulaşacağı tabıîdir. yapılacak arttırmanın gün ve saati ) Son: 11 temmuz 939 salı saat 1418 1 Mevkii, cinsi, miktan ve takdir olunan kıymeti yukarıda vazılı gayrimenkullerin arttırma şartnameleri 12/5/939 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için açıktır. îlânda yazılı olanlardan başka malumat almak istiyenler memuriyetimize müracaat etmelidir. 2 Arttırmıya iştirak için yukarıda yazılı kıymetlerin % 7,5 u nispetinde pey veya millî bir bankanm teminat mektubu verilecektir. 3 Alâkalıların gayrimenkul üzerindeki haklarmı hususile faiz ve masrafa dair olan iddialannı işbu ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinAe evrakı müspitelerile birlikte memuriyetimize bildirmeleri icab eder. Aksi halde hakları tapu sicillile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından haric kahrlar. 4 Gösterilen günde arttırmıya iştirak edenler arttırma sartnamelerini okumuş ve lüzumlu malumatı almış ve bunlan kabul etmiç ad ve itibar olunurlar. •. ...... 5 Tayin edilen zamanda gayrimenkuller üç defa ba§ınldıktan sonra en çok arttırana ihale edilir. Ancak arttırma bedeli muhammen kıymetin % 75 ini bulmazsa en çok arttıranm taahhüdü baki kalmak üzere arttırma on beş gün daha temdid ve 11/7/939 salı günü ayni saatlerde yapılacak art> tırmada en çok arttırana ihale edilir. 6 Gayrimenkuller kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale karan fesholunarak kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimse almağa razı olursa ona, razı olmazsa veya Turgudlu (Hususî) Şehrimize seyyar bir sun'î çiçek mütehassısı gelbulunmazsa hemen on beş gün müddetle arttırmıya çıkanhp en çok arttırana miştir. Halkevimiz başkanı bu fırsatı kaçırmamak ve bütün mektebliler için ihale edilir. İki ihale arasındaki fark ve geçen günler için % 5 ten hesab oluHalkevimizde bir hafta müddetle bir kurs açarak talebenm azamî istifadesini nacak faiz ve diğer masraflar ayrıca hükme hacet kalmadan mernuriyetitemin etmiştir. Ayrıca bir gün de kızlar için, yapılan işler tekrarlanmıştır. Gönmizce alıcıdan tahsü olunur. derdigim resım, ders alanlan bir yerde göstermektedir. Zaafı umuml Kansızlık, Romatizma, Sıraca, Kemik, Sinir Martinik adasında indifaı beklenen Pele yanar dağının görümişü Martinik adasmm Saint Pierre kasabası halkı, bir zamandanbcri müthiş bir korku içinde ömür geçirmektedir. 1902 senesi mayısmm 8 inci günü, bütün bir şehri harab eden Polee yanardağı indifaı, bu sene ayni derecede korkunc bir felâket hanrladığım anlatan emarelerle tekerrür etmek istidadı göstermektedir. Deniz sathmdan 1352 metre yüksek olan yanardağ zirvesine hergün hrmanan âlimler, 1902 indifamdan evvel orada mevcudken lâvlarm dehşetile kuruyan gölün yerindeki ikinci kratere yerleştirdikIeri termometre ile, hergün, dağm hararetini ölçüyorlar ve §ehirde, muntazaman resmî rapor neşrediliyor. Saint Pierre ahalisi, bu raporların emniyet verici münderecatına, hükumetin, halkı sükunete davet maksadile duvarlara astırdığı beyannamelere rağmen, 1902 felaketini hatırlamaktan ve dehşete dü§mekten kendilerini alamıyorlar. Radyonun henüz mevcud bulunmadığı tarihte, Saint Thomas şehrinden çekilen kısa bir telgraf, bütün dünyaya şöyle bir haber neşretmişti: «Saint Pierre, ahalisi ve limanda bulunan bütün gemiler bir volkan indifaı neticesindc tamamen mahoolmuştur.» Bu felâketin tafsilâtı ancak birkaç gün sonra öğrenilebilmişti. 30,000 nüfuslu bir şehir olan Saint Pierre o gün urucu îsa yortusunu tes'ide hazırlanmakta idi. Sabahın sekizinde, ya« nm asırdanberi sönmüş bulunan Pelee dağınm tepesinden müthiş bir infilâk gürültüsü işitilmiş, akabinde şehrin üstüne bir lâv ve ateş seli akmağa başlamıştı. Şehrin 30,000 nufusu, dokunduğu yeri tutuşturan bu alev yağmuru altmda 3 dakika zarfında tamamen can vermiş bulunuyordu. O tarihe aid resmî raporda §u tüyler ürpertici tafsilât görülür: «Facia pek ağır olmuştur. Yerlerde yatan cesedler tamamen çırçıplakbr. Bu cesedleria barsaklan kâmilen dışarı fırlanuştır. Son derece kuvvetli bir gazm rasgeldiğini yıkıp devirdiği ve müthiş bir hava tazyild husule getirdiği tahmin olunuyor. Ateş, bu gazi takib etmiştir. Ahalinin teneffüs ettiği gaz, vücudleri patlatmış, sonra d i ateş cesedleri kavurmuştur.» Bu muazzam felâketten tek kî§i s a | kalmıstı. O da, yeraltında bir mahzende mahpus bulunan bir idam mahkumu idu Bütün vücudü yanıklar içinde, fakat dirî olarak bulunmuştu, Cezasmm hükumet tarafından affedildiğini söylemeğe hacet yoktur. ı O zamandanberi 37 sene zaman geç * miş, jehir imar edilmiş, yeni bir Sainl Pierre meydana gelmiştir. Fakat, «ori günlerde, 1902 faciası, bütün dehşetila zihinleri meşgul ediyor. ' ADEMI IKTIDARA.BEL GEVSEKÜĞİNE Çorlu İcra Memurlugundan: ( Turgutluda sun'î çiçek kursu j Sürdde sevindirilen çocuklar Siird (Hususî) Çocuk Esirgeme Kurumu menfaatine kıyafetli btD balo verilmiş ve davetliler geç vakte kadar eğlenmişlerdir. Balonun 600 lira kadar hasılât bıraktığı anlaşılmıştır. Bundan başka Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından muhtaç kırk üç çocuğa elbise ayakkabı tevzi edilmek suretile hamisiz yavrular sevindirilmiştir. gine kadar nüfuz eden, korkunc, canhıraş bir feryadın sesile doluyor. Odalar çmlıyor, duvarlar inliyor, koridorlar sarsılıyor şimdi... Anne!.. Anae!., Anneciğim... Anneciğim!.. O kadar... Birden ses sada kesiIiyoT sonra... Ağır bir cisim, diregi çökmüş bir harabe enkazı gibi, kanşık bir gürültü çıkararak, odanm parke döşemeleri üzerine yığılıp kalıyor. açılan vapura doğru avaz avaz bağırdı^ ğraı işitiyoruzj ' Nevin!.. Nevin kizim!.. KarayS ayak basar basmaz telgraf çekmeyi tft nutma e mi? Duvarlara çarparak ve duvarlardan ruzgârlara karışarak tngiliz gemisinin gü> vertesine doğru uçup giden bu dalgalı boğuk sese uzaktan ince bir ses cevab veri» yor: 1 KADIN SEVERSE ... 0^0^0^0^0^ Yazan: ESAD MAHMUD KARAKURD 69 Kız bir an sakinleşir gibi oluyor. Galiba inandı. Derin bir nefes ahyor. Gözlerini kırpıştıra kırpışhra: Sahi, öyle ya, annem sizinle beraber oturmuyor ki! Diye mırıldanıyor ve sonra bir hamlede basını silkerek: Peki, hastahgı ne imiş? Tehlikeli mi? diyor. Yok canım, öyle tehlikeli filân bir hastalık değil. Yalnız doktorlar ilk gördükleri zaman biraz ehemmiyetlice bulmuşlar. Fakat... Ehemmiyetlice mi bulmuşlar? Evet, ama sonra, zamanında yetişmek kabil olduğu için... Ne imiş hastalığı, söylesenize rica ederim! Ne demek, zamanında yetişmişler? Zehirlenmiş galiba! Zehirlenmiş mi? Evet... Fakat dediğim gibi..« Ferid sözünü bitiremiyor. Kız birden' bire kendini şezlongun üzerine atarak avazı çıktığı kadar bağırmaya başlıyor: Anne!.. Anne!.. Anneciğim; canım anneciğim!.. Demek kendini öldürmek, benden evvel davranarak intihar etistedin!.. Kapıya dogru koşuyor: Çabuk, çabuk Ayşe elbiselerimi getir!.. Ferid hemen ahlıyor: Nereye Nevin; nereye gidiyorsun? Nereye gideceğim; anneme gidiyorum. Ellerine ayaklarına yapışacağım onun! Gözlerimden iki sıra yaşlar akıtarak boynuna sarılacağım! Beni, bu dünyanın en fena, en zalim evlâdmı affetmesi için yalvaracağım! Bırakm beni, bırakın! Anneme gideceğim ben! Kapıdan çıkmak istiyor. Fakat Ferid bileklerine yapışıyor: Dur Nevin; ne yapıyorsun? 01 maz. Seni birdenbire bu halde görürse, sonra heyecanlanır. Bırakm diyorum beni, bırakın! Tam bu sırada içeriden acı acı çalman telefonun sesi geliyor. Hepsi birden duraklıyorlar. Nevin korkarak başmı kaldırıyor: Kim olabüir, diyor; kim olabilir geceyarısı bizi arayan? Hemen kapmm önünde duran kıza dönüyor: Koş Ayşe; bak kimdir, ne istiyorlar> Ayşe çıkıyor. Herkes olduğu yerdedir şimdi. Çıt yok... Yalnız Feridin heyecanla gözlerini etrafa çevirerek, garib garib bakmdığım görüyoruz. Odaya derin bir sessizlik çöküyor... Korkunc, ürpertici, boğucu bir sessizlik. Bekliyorlar. Ayşenin o sırada koşarak kapıdan içeri girdiğini görüyoruz. Telâş içindedir: Küçük hanım; sizi Polis Müdiriyetinden istiyorlar... Konuşacaklarmış. Polis Müdiriyetinden mi istiyorlar? Ne münasebet; ne konufacaklarmış polisler benimle? Nevin büyük bir heyecan kasırga« için de sarsılarak kapıya doğnı yürümek istiyor. Fakat Ferid gene önüne geçiyor: Dur Nevin; gitme! Niçin gitmeyim?.. Birşey sorma bana; yalnız rica ederim, gitme. Ben öyle istiyorum. Fakat, söylesenize niçin gitmeyim, niçin öyle istiyorsurtuz? Nevin! Kız birdenbire bütün vücudünün bir elektrik cereyanı geçirilmiş. gibi yandığını, sarsıldıgını duyuyor. Şafinyor. Yüzü bembeyaz oluyor. O sırada aksi gibi Feridin kirpiklerinden kopan iki damla gözyaşınm da esmer yanaklannın Gstüne düştüğünü görünce, o zaman boguk boğuk bağırmaya başlıyor: Aghyorsunuz Ferid Bey; niçin ağlıyorsunuz; söyleyin niçin aghyorsunuz) Nevin !.. Yoksa!.. Metin olmaya çalış Nevin! Neee!.. îşte o anda kulaklanmız, birdenbire derimizi yakaıtjj, ta ruhumuzun derinli Peki baba peki! Merak etme sen, yazanm! Uzun boylu, kır saçlı adam o zaman, soluk dudaklannda yalancı bir gülümseAradan tam üç ay geçmiştir. Güzel bir yaz akşamı. Uzaklarda i me yaratarak ağır agır mendilini sallıyor, Kuru kansız yanaklannın üzerine iki damşıklar pırıldamaya başlıyor. Ağır ağır Galata rıhtımından aynl la yaş düşmüştür. makta olan lngiliz bandırah bir vapurun Kendi kendine: güvertesindeyiz şimdi. Rıhhm, yolcula Yolun açık olsun yavrum; inşalnnı uğurlamaya gelen insanlarla dolu... lah sağ salim gider, sağ salim dönersin! Mendiller sallanıyor, buseler gönderiliDiye mmldamyor. yor, ağlıyan, bağnşan, haykıranlann sesVapur Sarayburnuna doğru yol almışleri birbirine kanşıyor. hr. Tam bu sırada rıhtımın parmaklıklanna tırmanmaya çalışan uzun boylu, kır İki saat sonra. saçh bir adamın, elini boru gibi yaparak İArkast var) Üç ay sonra

Bu sayıdan diğer sayfalar: