29 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

29 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Mayıs 1939 CUMHURİTET lenl DJİnuadan 9 MEKTUPFAFZ 9 • m DilnkU cürmümeşhudlar Muhtelif suç işliyen beş kişi cezalandırıldı Topkapıda ahçı Hüseynin dükkânına sarhoş bir halde giden Celâl, raki iste miş, ahçı vermeyince hiddete kapılarak cam, çerçeve indirmiş, gürültüye gelen polis Ekrem Nedimi de yumrukla bur nundan ve kaşından yaralamıştır. Dünkü meşhud suç nöbetçisi Müddeiumu misi Sadreddin, Celâlı nöbetçi İstanbul asliye birinci ceza mahkemesine gön dermiş, muhakeme, cam, çerçeve, zarar ve ziyanmın şahidlerle tespitine kalmıştır. Suçlu Celâl, tevkif edilmiştir. Aksarayda Taşkasabda Millet caddesinde oturan Macideye hamal Yaşar, «sana gönül verdim> demiş, kadmın peşini bırakmamış, kapısı önüne gelerek maniler söylemiş ve sonunda içmiş, içmiş, Macıdenin sokak kapısına yatmış, orada sızmış. Kadmın şikâyeti üzerine kaldırılmış, Macide, meşhud suç nöbetçisi Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde muhakemesi yapılan Yaşar aleyhindeki davasından, mahkemede vazgeçmiştir. Hâkim Reşid, Yaşarı başkalarını rahatsız edecek derecede sarhoş olmaktan üç gün hapse mahkum etmiştir. Zeyrekte Acıçeşme sokağında oturan Rıza ile kiracısı Mustafa geçinerhiyor larmış. Ev sahibi, kiracının evine gelip giden misafirleri beğenmiyor, bundan dolayı çıkışıyormuş. Mustafa, bu yüzden bir nöbet daha kavgada sarhoşlukla sövüp saymış, cam kırmış, Sultanahmed birinci sulh cezada iki gün hapsi ve bir lira para cezası ödemesi karar altına almmıştır. c Büyük davalar Harb olacak mı? Yazan; PAUL BONCOUR rin müttefiki olan Fransa onu takib etmeseydi, suiniyet göstermiş olurdu. Teahhurdan mes'ul olanlar bile boyun eğmeğe mecbur kaldılar. Almanyanın taarruzu halinde Lehistanı ve Rorrranyayı müdafaa etmek için Rusyaya müracaat etmek ve Stalin'le birleşmek suretile, koyu hıristiyan Kral Birinci Fransuva'nın Türklerle, Richelieunün Alman protestanlarile, üçüncü cum huriyetin Çarla birleşmesi gibi bir ittıfak yapılmış oluyor. Eğer bolşeviklik sirayeti hakikaten tehlikeli ise, ittifakın Estonya ve Litvanyaya da şamil olması bu tehlikeyi artıracak değildir. Şu halde başka sebeb var. Alman kıtaatı, topları ve tanklarile Danzig ve Sılezya tarafında tahşidat yaptığı, Hitler'in Sigofried hattını teftiş ve tahkim ettiği, ve Mussolini, Alplar hududundaki gezintisini nutuklarla süslediği şu sırada, paktın imzasma mâni olan büyük müşkülleri başka sebeblerle izah etmek lâzım geliyor. Rusyaya, teklif ve kabul ettiklerinden daha az şeyler verilmek suretile yapılan tezadın başka sebebleri olmak gerektir. Itiraf etmeliyiz ki, mantık Moskova tarafındadır. Fakat, Çinde, Habeşistar.da, Ren'de, Ispanyada, Avusturyada, ÇekoSlovakyada Memel'de ve Arnavudlukta tahrib edilmesine göz yumulduktan scnra bereket versin tamirine çalışılan kollektif emniyet meselesinde, zaruretlerin ve mantığın sonuna kadar gidilmek istenilmıyor. Hiç olmazsa, Milletler Cemiyeti pak tında ve mmtakavî veya hususî paktlarda, bir dereceye kadar kollektif emniyet vardı ve bu paktlar, komşu devletler, yahud müşterek hedeflerde alâkadar devletler arasında bu emniyeti tasrih ve takviye ediyordu. 1924 le 1934 arasında, Milletler Cemiyeti prensiplerinden iyi kötü mülhem olan bir Avrupa diplomasisi, natamam fakat azçok sağlam bir bina kur • muştu. Bu bina yıkıldı. Onu teşkıl eden malzeme, enkaz yığını dolu bir sahada yatıyor. O saha yaruı bir harb sahası olabilir. Sergideki Türkpavyonunun dışı ne kadar güzelse içi o kadar kullanışsızdır Teşhir ettiğimiz eşyanın en alâkayı uyandıracak kısmı yazık ki ziyaretçilerin çoğu tarafından görülemiyor Milletler gölünün etrafında sergiye iştirak eden altmış ecnebi devletin paviyonu var. Fransa, Italya, Rusya ve cenubî Amerika devletleri gibi birçoklarınınki daha bitmemiş. Bir îtalyan gazetecisile konuştum: «Bu sergiye göre îtalyan paviyonunun iskeleti bile çok!» diye güldü ve ilâve etti: «Bizim paviyonun küşad resmini yapmak için serginin kapanmasını bekliyoruz!» Bu alayda nekadar çok hakikat vardı. İngiltere ve müstemlekeleri paviyonu hakikaten mükemmel, dolup dolup boşanı yor. Fakat bunun sebebini güzel olmasmdan ziyade Amerikalıların anavatana karşı duydukları saygı ve sevgide aramalı. Onlar için sevgili bir hayal gibi büyüttükleri İngiltereyi hiç olmazsa sergide bile ziyaret edebilmek bir nimet. Üst katında teşhir edilen hanedan mücevheratı önünde saatlerce sıra bekliyenler var. Malum sebeblerden dolayı Alman paviyonu yok. Oturduğum otelin berberi geveze fakat hoşgudur. Burada doğmuş, fakat babası Almanyadan hicret etmiş: Sen bu hale ne dersin? diye sordum. Doksan milyonluk Almanyayı bir tarafa bırakmız. Sade Amerikada on üç milyon Alman var, diye kızdı. Hani geçenlerde Amerikalıyım diyordun? Neden şimdi bu Alman dostluğu? Bu sefer istemiyerek içini dökmüş olduğüna kızdı r Tabiî Amerikalıyım. Fakat Yahudi değilim... Göreceksiniz iki sene sonra burada neler olacak! Alay etmek istedim: Neler olabilir ki? Ya nazi yahud komünist olacağız... Başka yol yok! Berberler, uluorta söyledikleri için, biraz çocuklara benzerler. Fakat hakikat bazan çocukların ağzından çıkmaz mı? Belçika, Holanda ve Japon sergileri fevkalâde. Polonya ve Romanya paviyonları çok güzel. Hepsinin teşhir ettikleri mebzul ve seçilmiş eşya lehlerinde bir fikir veriyor. Bizim paviyona gelince... Hayır, bu mevzu içimde derin akisler bırakan bir yara oldu; dökecek kurdlanm var. Bana: «Harb olacak mı?» diye soruyorlar. Cevabım: «Evvelâ bana şunu söyleyiniz: İngiliz Fransız Rus paktı imzalanacak mı? Ve çabuk imzalanacak mı?» Eğer bu cevab müspet ise, Almanya nın harbe sebebiyet vermeği göze alacağı şüphelidir. Eğer menfi ise, Polonyaya karşı vaki olan tehdidlerini yerine getirmesi ihtimaiı vardır. Ve Polonya, başta gene Polonya olmak üzere herkes tarafından kendi haline terkedilen zavallı ÇekoSlovakyadan daha akıllı davrandığı için kendini kolay kolay teslim etmiyeceğinden, garanti ve ren devletler, harbe iştirake mecbur ola caklardır. O halde, bu ağır gidiş neden? sualı akla geliyor. Kaldı ki, kurtarıcı pakta ve her §eye rağmen eğer harb vukubulacak olursa, Rusyanın iştirak ettiğine veya etmediğine göre, büsbütün başka şartlar dahilinde cereyan edecektir. Zira, Rus yardımınm ne ifade ettiğini endişe ile soranlar var. Bu sualin cevabını biran evvel vermek ve bu meseleyi bitirmek lâzımdır. Rus kara ve hava ordusunda yapılan haddinden fazla temizlik bu ordularm taarruzî kabiliyetini azaltmış; muvasala yollarının kifayetsizliği, düşman kuvvetlerin daha sür'atle tahşidat yapacağı garb cephesinde Sovyetlerin harekete geçmesini güçleştirmiştir. Fakat bütün bu kötü şeraite rağmen, Rusyanın muazzam insan kalabalığı ve bolşeviklik idaresile beş senelik plânlardanberi mevcud harb malzemesi ve harb potansyeli, kuvvet'erin muvazenesinde esaslı bir amil olacaktır. Daha uzağa gidelim. Bütün bunlar doğru olmasa ve Rus yardımı, hakikaten kıymet verilmeğe değmez olsa bile, Lehistanın iki cephede birden düşmanla çarpışması icab edecektir. Eğer Rusya, bu emniyet vasıtası haricinde kalacak olursa, Lehistanın düşeceği vaziyet budur. Fatihte Hayriye ile kocası Tahsin kavgaya tutuşmuşlar, Tahsin karısma ha karette bulunmuş, bıçak çekmiş. Hayriye, Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesindeki muhakemede, kocasından Türkiyenin Asya ile Avrupayı birleştirdiğini gösteren temsilî heykel davacı olmadığmı söyleyince hakaret dabin lirayı düşünmeden bu uğurda sarfettik. vası düşmüş, Tahsinin adiyen bıçag çekhuriyetçilerle demokratlar Birleşik Devmekten bir lira para cezası ödemesine letin, birbirini çekemiyen iki siyasî fırka Ve şüphesiz bununla da en doğru hakarar verilmiştir. sıdır. Meşrutyetin bidayetinde bizdeki reketi yapmış olduk. Zira dünya sergisiİttihad ve Terakki ile Hürriyet ve îtilâf ne iştirakimizin hedefleri ulvî ve büyüktü. Sultanahmedde Cankurtaran mahal Büyüktü, çünkü, asırlarca Avrupaya çemlesinde geceleyin sarhoşlukla şarkı söyberinde perende attıran geçmişimizi, tarihin en büyük içtimaî inkılâbını dünyaya liyerek mahallelinin uykusunu kaçır göstermeğe, çok eski bir kültür ve üstün tan Necati, bu sebeble Sultanahmed bibir san'ata malık olduğumuzu anlatmağa rinci sulh ceza mahkemesinde muhakeEmin olalım ki Almanya, bu hususta me edilerek, cezalandırılmıştır. KendiŞimdi işin içinden çıkılamamasma haygelmiştik. Bu mancvî düşüncelerden başka aldanmıyor. Führer, Rus kuvveti hak sine ceza olarak iki lira ödetilecektır. ret edecek birşey yok. maksadımızm bir de maddî ve iktısadî cikmda daha geçen sene îngilizi muhatabı*** heti vardı. İptidaî maddelerimizi dünya na karşı izhar ettiği endişeli kaHaatlerini EVKAFTA Rusya, çabuk ve hepsi birden diyor. pazarına atacak, sanayiimıze propaganesasından değiştırmiş değildir. îşte bunîyisi de budur. da zemini hazrrlayacaktık. On milyon doYaptırılacak büyük bina dan dolayıdır ki, harbi kazanmak husular kıymetinde olan tütün ihracatımızı belFakat asıl mühimmi, çabuk olmaktır. Evkaf umum müdürlüğü, Mısırçarşısı sunda ehemmiyeti haiz olan Rus yardımı, ki on beş, belki yirmi milyon dolara iblâğ karşısına tesadüf eden ve Süleymaniye harbe mâni olmak bahsinde de mühim Rusya, Romanyanın ve Lehistanın müetmeğe çalışacaktık. Üzüm, incir, fındık ye kadar imtidad etmek üzere açılacak dir. dafaasına iştirak etmek hususunda rnüteve cevizimiz burada aranılan kuru yemiş büyük caddenin başındaki arsaya muazO halde, bu teahhur neden? Gerçi, da kabil muamele istemekte mantık ve hak lerden oldukları halde reklâmsızlık yüzün zam bir bina inşasına karar vermiştir. hilî siyasete müteallik mülâhazalar uzun dairesinde hareket etmekle beraber, istekden ihracatımız ihmal olunmuştu. Bunla Yeni yapılacak binanm altında dükkân, lerinı imkânlara uydurması muvafık olur. müddet bu meselede âmil olmuştur ve rın satış mikdannı tezyid edecek ve ken ardiye ve bürolar bulunacaktır. Fransız diplomasisinin bu ciheti temine elân olmaktadır. Bütün Avrupa ihtilâfdilerine yeni yeni pazarlar arayacaktık. P. T. TELEFONDA arına, hatta Japonya bir tarafta, Ameri ingiliz ve Rus noktai nazarlarını yaklaşDünya iktısadî bizi sade iptidaî maddeka bir tarafta bulunduğuna göre cihan tırmağa çalıştığı söyleniyor. Halk radyoları ler müstahsili bir memleket olarak tanıFakat, Romanya ile Lehistanın, tarihî Halk tipi radyo nümunelerinin hazır ihtılâfatma hâkim olduğu halde, haricî simıştı. Onlara bu yanlış zehabı tashih etyasette hiçbir rol oynamadığını söylemek mülâhazaları, yakın tehlike karşısında bir tirecek ve büyük sanayide de bir varlık lanması için Posta ve Telgraf idaresi tatarafa bırakıp, Rusyanın ayrdımını askerî Paviyonumuzun içinden bir manzara olmağa başladığımızı ispat edecektik. Va rafından verilen müddet çarşamba günü usulden olan mahud ideoloji, bu bahiste bakımdan temin edebilmeleri için Fransaakşamı bitiyor. elbette müessir olmuştur. Muhafazakâr fırkalan gibi. Amerikalı dostuma berbe kıâ Amerikaya mensucat, cam, şeker yaMuhtelif ecnebi firmalardan başka bir îngiltere, uzun müddet, Sovyetlerle bir ya ve İngiltereye imkân vermeleri ikt'za hud kâğıd ihrac edecek değildik; fakat rimin sözlerini anlattığım zaman: çok yerli firmalar da nümunelerile be leşmekten imtina etti. Fransa, solcu hü eder. Bu, meselenin, kolay olmıyan bir Şüphesiz, dedi, yahudilik ve gittik bu gibi sanayiin bizde de mevcudiyetini raber müracaate bulunmuşlardır. Ev kumetler zamanında bile, İngilteredcn başka cephesidir ve İngilterenin son dereçe sınıflar arasına yerleşen komünizm iki ilân ederek en büyük tnanevî propagan saf itibarile en uygun görülenler arasın aşağı kalmadı. ce ihtiyatkâr hareketini izah eder. damızı yapmış olacaktık. Bu doğru ve ye da bir münakasa açılacaktır. Radyola büyük yaramızdır. *** Maamafih, müşkülâtm iktiham edil Fakat, nihayet, hâdiselerin tesirile ve rinde düşünülmüş hedeflere vasıl olabil nn kolay kullanışlı ve gayet dayanıklı Öyle ise size bir Hitler lâzım, deNevyorkun tanınmış siyasî simalannmesi mecburiyeti vardır. Hem de biran evdik mi? Hem evet, hem hayır... olmalanna dikkat edilecek ve yedek kı Münihin sukutu hayalile, Çemberlayn'in dan, ve birkaç gazete sendikası müdürü dim. sımlannm da beraber teslimi istene muhafazakâr kabinesi Sovyetlere müra vel. Hayır Hitler değil... Demokrasiyi oian bir Amerikalı dostuma sergi hakkıncektri. Paul BONCOUR caate karar verdi. 1935 tenberi Sovyetlekurtarmak lâzım. Öyle bir kurAncı ki... Yeni Türkiyenin manevî varlığını; indaki fikirlerimi söylediğim zaman, o: Bir an durdu. Gözlerimin içine bak kılâbmın eşsizliğini tanıtmak için büyük Haklısınız... dedi. tı: çarelere tevessül etmeğe esasen lüzum kal nür. Fakat an'anemizde meş'um olanı, üsMaruf bir Amerikalınin da ayni fikir Bir fevkalbeşer... Sizin Atatürkü mamıştı. On beş sene evveline kadar a lubumuzda çirkin gözükeni, ibdadır zannide olduğunu görünce, düşüncelerimi olduleyhimize esen menfi propagandanın bı le klâsik stile karıştıracak olursa, kendiğu gibi yazmağa cesaret ettim. Dostum nüz gibi... sinde gördüğümüz bu tevazu fazileti yeYirmi sene evvel Türkiye hakkında raktığı kirli izi, Büyük Atatürkün menkıprotestandır. Ailesi üç yüz senedenberi rinde olmıyan bir cesarete münkalib olur. burada yerleşmiş olduğu için, kendini ha menfi zehablar besliyen Amerikanın bu besi çoktan silmişti. Onun zaferleri, teş Nitekim, altı güzel serviye, alb yılan fıslis Amerikalı addeder. Tanıdıkları çok gün ondan örnek dilenmesi göğsümü tı kilâtçı ve inkılâbcı dehası dilden dile do kiyesinin fışkırttığı su bizim hem ırklarımıtur ve insanda en sevdığim meziyete sa kayan bir sevinc oldu. Dostumu kucakla laşan ve kürenin belini çevreleyen bir des zı, hem güzel san'atlardaki görüşümüzü tan olmuştu. O kadar ki, seyahatim esnahibdir: Milliyetperverdir. Bana serginin dım. O hâ'â mirıldanıyordu: sında Türkiye hakkında tam malumata zehirledi. İslâm ve Türk an'anesinin red Ah, bize de bir Atatürk! içyüzünü, nasıl ticarî bir zihniyetle kurulmalik olmadıklan halde, Atatürkü ve in dettiği bu çevrelenmiş engerekleri gene duğunu, bıdayetınden sonuna kadar çevTürk paviyonunda... kılâbını kendi istiklâl mücahidleri Wa mimarın nereden bulup getirdiğine bir türrilen politika entrikalarını birer birer anAltmış millet gibi biz de dünya imtihalü aklan ermedi. lattı. Fakat ben gene sözlerinin yarısını nına girdik. Hars, medeniyet ve terakki shington'unki kadar iyi bilen AmerikalılaSergi binası dışmdan ne kadar güzelse, hazfettim. Çünkü kendisi koyu cumhuri yolunda ehliyetnamemizi alacağız. Bütçe ra resgeldirn. Demek bu sahada Türk serdahili o kadar kullanışsızdır. Teşhir ettiyetcidir; demokratları hiç sevmez. Cum miz icin sayılı bir meblâğ olan sekiz yüz gisinin oynayacağı rol, aleyhimizde mevcud bir zehabı lehimize çevirmekten ziya ğimiz eşyanın en alâkayı uyandıracak kısde, an'anemiz ve maddî yeniliklerimiz hak mı müzelerimizin antikalarıydı. Halbuki, kmda en sahih malumatı verebilmekti. Bu üst katın sapa bir odasına sıkıştırılmış olan noktadan, sergiyi inşa ve idare eden a müze dairesine iki kişinin sığamıyacağı dar damlar çok muvaffak oldular diyebilirim. bir merdivenle çıkılıyor. Ziyaretçilerb çoDağcılardan bir grup Belediye Reisile beraber Türk paviyonunun haricden görünüşü, he %u bu kıymetli meşherimizi göremeden giBursa (Hususî) Bursa Dağcılık ku evvelâ kulüb reisi Saim Altıok bu gecele gece, neon ışıklarının aksile sedeften diyorlar. Dığer milletlerin paviyonlarına dikkat ettim. Milyonlarca ziyaretçiyi gHz lübü Belediye salonunda dördüncü yıl nin manasmı kısaca anlatarak yurdda bir peri kasrı kadar hayalî ve güzeldir. Rus, Japon, îtalyan, îngiliz, Fransız ve önünde tutarak, geniş, vayvan merdiven lık aile toplantısını yapmıştır. Bu top dağcıhğın yapılmasmı ve memleketüı Romanya paviyonlarile beraber dünya ler inşa etmisler. Sağdan girilip, soldan lantıda Vali Şefik Soyerle Belediye reisı her tarafından bu ideal sporun inkişafısergisinin birinci derece binalanndandır. çıkılıyor. İnhisarlar dairesinde çirkin bir Neşet Kiper ve şehrimizin bütün tanın nı temin, millî bir vazife olduğunu kayRevan seferinden dönen Dördüncü Mu manzara göze batıyor. Duvarlarda bar is mış güzıde aileleri hazır bulunmuşlar detmiştir. Müteakiben Galatasaray li radm eski saraydaki kasrınm üslubunda kemlelerine oturmus, bacak, bacak üstüne dır. Salonlar baştanbaşa dağcılığa aid sesi muallimlerinden Menes, Alp dağ dır. Binaya muttasıl sebiller ve iç avluda atmıs, sigara içen dekolte kadm resimleri resimler, semboller ve kayaklarla fev larında yapılan tırmanıcılığa dair pro ki havuz ile serviler Evkaf müzesinin iç var. Bu resimlerin Türk tütününün rek kalâde zarif ve orijinal bir şekilde süs jeksiyonla kısa bir konferans vermiştir. avlusunun harîkulâde güzel bir kopyesidir. lâmı oldugu aşikâr. Fakat halis Türk stili lenmişti. Bilhassa karlı Uludağ zirvesile Konferansı, dans takib etmiş, arasıra köşkün dahilini modern kız resimlerile doHerkes san'at mübdii olamaz. Onun iyamaçlarınm mücessem bir şekilde ha dağcılann b:r ağızdan söyledikleri marşnatmak Evkaf müzesinin içini Garden Bar çin asıl üsluba kendinden yeni birşey kazırlanan dekoru pek ziyade beğenılmiş lar, eğlenceye ayrı bir çeşni vermiştir. artistlerinin ilânlarile süslemek kadar pütamıyacağını anlayıp, haddini bilen miEğlence sabah güneş doğuncıya kadar lünc bir tenakustur. înhisar sigaralannm ve alâkayı toplamıştı. Bu mücessem dağ mar, tevazuundan dolayı bize hoş görüdevam etmiş ve toplantıda bulunanlar reklâmmı yapmak için binanm üslubuna üzerinden küçük vagonetlerle hava hat(*) Celâleddin Ezinenin bundan evvelki kadın ve erkek dağcılarla birlikte (Dağuygun resim mevr'^arı buhınama? mıvdı? itı da işliyordu. mektubları 30 nlsan, 2, 4, 7, 13, 16; 18 ve 21 | İstiklâl marşile açılan bu toplantıda başı) marşını söyliyerek dağılmışlardır. Türk paviyonu açılırken Celâleddin EZİNp f Bursa Dağcılık kulübünün senelik toplantısı j mayıs tarihli nüshalarımızda çıkmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: