31 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

31 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 CUMHURIYET 31 Mevıs 1939 ADANA MEKTUBLARI: Çukurovada işçi meselesi mühim bir rol oynuyor «Elçi» denilen mutavassıtların elinde baziçe olan işçileri, perişan vaziyetten kurtarmak lâzımdır W r (AtfM/JİHIIIIIII^^bbA.v ..j.^bf» . . . . . . . . . GUNÜN BULMACASI 1 2 3 1 2 4 6 4 S A T 8 » 1 0 11 m m • m • • • • 1 • Türk gibi kuvvetli ÇAPA • * • • • • • Sözü Boş Değildir. MARKA MÜSTAHZARATI 1 a m Çukurovada pamuk tarlalarının hazırlanmasından bir görünüf Adana, (Hususî) Geçenlerde iş ge hastalıkla tebah olup giderler. Halbuki nel müfettişlerinden Said Aydoslu şeh elciler, bu zavallılan öldüresiye çalıştırrimize gelerek, burada bir «î§ bürosu» mağa muvaffak olduğu zaman; onların açmak hususunda icab eden tetkikleri ücretlerini dilediği nispetlerde tayin etyaptı ve raporunu da herhalde şimdiye mek, çalışıp hak ett klesri üaretlerden kadar alâkadar makama verdi. Filhakı aslan payını kendisine ayırmak ve kızdı Evvelki bulmacanın halledllmis sefcll ka Çukurova gibi ziraatle sanayii kolko ğını kovmak gibi diktatörce ve hatta la yürüyen çok verimlı bir iş muhitinde müstebidce hareketlerle yürekler acısı T R E T E V • işçi meselesi cidden mühim bir mevzu sahneler yaratmak istidadındadırlar. E B E Y E N • L A halindedir. Bu mevzu ile bugüne kadar îrgad dediğimiz işçilere gel'nce, bunHİA M • S A B A H lâyikile alâkadar olunmadığı da maatte lar ekseriya muhitin ve :şin yabancısı. R A •İE R essüf bir hakikattir. Bu genış ziraat mu garib ve zavallı insanlardır. Önlerinde E N hitinde, çiftçi, muhtac olduğu işçiyi bir iendi haklannı müdafaa edici bir rehbere R E L• G A R B E takım <Elci> adı verilen adamlann de ve kendilerine muntazaman iş tem nine E L • İH • İF A • £ D A lâletile temine çalışır. Halbuki bu Elci muktedir şeflere muhtacdırlar. Başka DİE V T K £ N sınıfı, hele, işlerin sıkışık olduğu zaman türlü yürüyemezler. larda, bir taraftan emri altındaki işçiyi, Işte kısaca tasvir ve izahına çalıştığra E R A M L • F • N A diğer taraftan da işveren çiftçiyi alabi bu büyük derde, maattegssüf şimdiye N• P A Y • A M • S diğine istismardan başka bir gaye güt kadar esaslı bir çare bulunmamıştır. VaD U Y A N • D A R 1 miyen hemen kâmilen ümmî insanlardan kıâ birkaç sene önceye kadar «amele koI I X A R E • E M|E I • 7, miirekkebdir. Maamafih bunlann işve misyonu» adında çiftçi ve amele mümesrenle işçi arasındaki rolü çok mühimdir. sillerile bitaraf zevattan mürekkeb bir Bir kere, bu Elci adını verdiğimiz adam teşekkül vardı. Bu komisyon, haftalıklan temin etmek, binnetice aleyhimize olan lar iş mevsimi başlamadan epeyce evvel, tayin, amele ile çiftçi arasmda tahaddüs kombinezonlardan vazgeçmek... Çukurovaya çalışmağa gelecek mıntaka eden ihtılâflarda hakemlik gibi örf ve Bunlar, umumî mütalealardır. Çok halkı arasma gırerler, onlara bazı men teamüle uygun bazı faydalı işler görür söylenmiştir. Fakat, müstahsalâtımızın faatler temin ve hatta ufak tefek avans dü. Fakat, hiç yoktan daima iyi olan bu maliyet fiatını yükselmekten kurtarlar bile vererek onlan kendilerine bağ teşekkül, her nedense kaldırıldı ve şim mak için, hiç kimse bir mahsulün malilarlar. İş zamanı gelip çatmca da bu adiki başıboş halin devamına müsaade e yet fiatını teşkil eden masraflann nelerden ibaret olduğunu ve bu masraflan damlan toplayıp Çukurovaya getirirler, dildi. birer birer indirici tedbırlerin ne olabileBu elcilerin vaziyeti bundan sonra bhsÇukurovaya her yıl çalışmak için ge ceğini binnazariye değil realiteye ubütün ehemmiyet kazanır, artık, bunlar âdeta, canlı sermaye sahibi birer patron len işçiler aşağı yukan 50 60 bin kişi yarak tayin ve tespit etmiş değıldir. Zimevkiine geçmişlerdir. Çünkü işçilerin dir. Muhtelif vilâyetler halkından olan raatimizi ne kadar makineleştirsek danüfus kâğıdlan bile kendi yeddi zabtla bu vatandaşlann mukadderatile meşgul hi, işçi emeğine muhtac vaziyetten kurnndadır!... Çütçiler bunlan okşamağa, olmak, onlann mesaisini düzene koy tulamayız. Halbuki, yukandanberi tasbunlara, daha işçiler tarlaya girmeden mak, şu veya bu sebeble iş bulamıyan vir ettiğim gibi, bizde bilhassa ziraat işevvel, bazan binlerce lira avans verme ları veya çalışamıyacak hale düşenleri çiliği mevzuu henüz ele bile alınmamışğe, onlan başka çjftçinin işine bağlan bir disiplin altına alarak onlann perişan tır. Evet, Çukurova çiftçisi, pamuğun kimaktan ahkoymak maksadile bin bir tiir kalmamalanm temin eylemek ve niha losunu, diğer memleketlerdeki emsaline lü fedakârhk yapmağa kendilerini m e o yet işlerin sıkışık olduğu zamanlarda nazaran pahalıya mal ediyor. Bu doğrubur görürler. Ve eğer çiftçi bu gayet na çiftçileri naçar vaziyette yüksek ücretler dur. Lâkin bu, ne Çukurova çiftçis'mn zik işi tam zamanında iyi idare edeme vererek istihsalâtm maliyet fiatınm yük yapjığı işe aklı ermediğinden, ne hesayip de elçileri gücendirmek hatasma dü selmesine meydan vermemek, hulâsa, ta bmı bilmediğinden, ne de fıtraten müsşerse, tarlada mahsulâtı yüzüstü kahp biri marufile ne şlşi, ne de kebabı yak rif ve huvarda olduğundandır. BilâkR mahvolmağa mahkum demektir. Bu ba mıyacak bir bilgi, alâka ve itidal ile bu Çukurova çiftçisi belki dünyamn en gökıma göre, Çukurova çiftçisi, elci denen işi dare etmek; artık ehemmyetli bir va züpek, yılmaz, işini bilir, kazanır ve sarve hakikatte parazit yaşayan birkaç yüz zife, bir âmme hizmeti olmuştur. Bu mü fetmekten de çekinmez çiftçisidir. Bu kaadamm elinde zebun vaziyettedir. Mah nasebetle, çok esaslı bir noktaya daha te rakteri ona, biraz da işinin mahiveti vermiştir. diyebiliriz. Ama, o, ne yaosın ki sulün bol, işlerin sıkışık olduğu zaman mas etmek lüzumunu duyuyoruz: larda bu manzarayı gösteren çiftçi ve iş Bilen, bilmiyen tarafından sık sık tek bir taraftan başlı başma bir teşküât mef selesi olan işçi mevzuunun es ridir; diçi münasebeti; mahsulün tehlikede ol rar edilir: madığı ve işlerin de henüz sıkışık bulun Efendim, bizde bilhassa toprak mah ğer taraftan Allahın, zamanında akıtamadığı zamanlarda ise tamamen berak's sullerinin maliyet fiatlan çok yüksek cağı bes on damla yagrnurun esiridir; öbir hale girer; o vakit elciler çiftçilere tir. İhrac mallarımız, dış piyasalarda, ra te taraftan da muayyen kredi membalan yalvanrlar, çiftçilerden yüz bulamazlar. kiblerile boy ölçüşemiyorlar. İhrac mad kâfi gelmediği için insafsız mürabahaVe irgadlanna en ucuz ücretlerle iş te delerimizin haricde sürümünü temin için cının esiridir ve nihavet memlekettek' min edebilmek için akla karayı güç se hükumet birtakım kombmezonlar yap umumî hayat pahalılığının esiridir. çerler. Böyle zamanlarda, bazan elci, mağa mecbur oluyor. Bu hal ise, menıMevzuu daha fazla uzatıp geni'letmemaiyetindeki irgada iş bulmaktan ve on ekette hayat pahalılığını tevlid ediyor. §e şimdilik lüzum pörmüvoruz. Yalnız lan kutu lâyemut geçindirmekten ken Binaenaleyh, hayatı ucuzlatmak içm, temenni edivoruz ki, Cukurovanın bu iş disini âciz görünce, uzak yerlerden pe tek bir çare vardır; istihsalâtımızın ma çi işile vakit geçirmeden daha yakından şine takıp çalıştırmak ve para kazandır liyet fiatlanm düşürmek, kalitelermi ve daha candan alâkadar olunsun da, mak vaidlerile Çukurovanm ezici sıcakla yükseltici tedbirler almak ve böylece ih çiftçi ve işçi münasebetleri artık müstanna sürüklediği zavallı işçilere yol verir racat maddelerimizin dış piyasalardaki car ve normal bir vaziyete sokulsun. Dive onlar, çok defa işsizlik, parasızlık ve rakiblerle serbestçe boyölçüşmelerini ger dileklerimiz. bundan sonra eelir. Soldan sağa: 1 Insanları yükselten vasıtaların umu. mu. 2 Tembellik gösteren, Hind hükuındarı. 3 Tütünden çıkar, aklın arkadaşı. 4 Dini merasim, tırnağile kazıma. 5 Nefiy «datlarından, kuzu gibi bağırmak. 6 Buğday zereden (lki kelime), ters çevirln buğdayın tozu olur. 7 Bir harfin okunuşu, kadın değıl 8 Alçaklar (cemi), keyfi yerinde olanların X«ryadı. 9 Bcş duygumuzdan biri, bir yemlş. 10 Tath arzu, maden. 11 Fena halde döğmek. Yukarıdan aşağıya: 1 Artırmalar (cemi). 2 Misli mevcud degil (iki kelime), bir rüzgftr 3 Zorla geri gönderme, bir yerde sakin olmak. lık 4 İnilti, boşuna. 5 Ters çevlrin bir nehir olur, bir emrin tersi, dumanın kirl. 6 Bir hayvanın ilticagâhı, rekâket gösterme. 7 Yunantetanda bir liman, bir uzvumuz. 8 Vâaıl olan, ters çevirin elbisenin kısımlarından olur. 9 Grup, Konyanın meşhur baftlan. 10 Yeşil ot, esVi ölçülerden. 11 İyi sularımızdan (mürekkeb kelime). Arpa unu Bakla unu Yulaf unu Nohut unu Çavdar unu Pirinç unu Kornflau Bu sözU teyid eden güzel yurd topraklarının blricik Imal kaynağıdır. 1 IİCİA Dİt ML 1 Buflday nlşastası Plılnç nlşastası jatates unu : asulye unu Mercimek unu Sofra tuzu Salep Tarçın Kimyon Karanfil Zencefil Karabiber Yenibahar Beyaz biber (Kutu ve paketlerî) Kırmızı biber IİY I m w Ifemlekette bu roakaatla kurulmuş ve her şeye rağmen (24) sene neslin gurbüz yetişimine tevekkufsuz hizıet etmiş yegâoe Ttirk san'at evidir. Yavrularınıza, daktorlarıoızın tertib ve tavsıvenle vereceğiaiz bu gıdalar mutlak huzurunuzu temin edecektir. t Rl» ! 1 a ç Dünyada beynelmilel şöhreii ha z eşlerile kafiyyen omuz omzadır. Daha üslunünün t'UİunroaBi mumkuu deği'dır. Tekmıl mustahzaratımız muhayyerdır, Her yerde daima taze olarak ÇAPA ve ARKA bulacaksmız. Adres : Beşlktaş Kılıcall M. NURI ÇAPA Tel. 40337 Yeni danslardan Pale Glayt Lambet Vok Pazardan maada her gün münferid ve hususî dersler verilır. Beyoğlu Karlıman karşısında Ziyanur sokak No. 3, Müracaat saatleri (12 14) ve (17 20). Profesör Panosyan SümerBank Umumî Müdürlüğünden: 25 Memur Almacaktır Karabük demir ve çelik fahrikalarımızda istihdam edilmek üzere müsabaka imtihanile 2.5 memur almacaktır. îmtîhanda muvaffak olanlara 80 lira maaş ve ayrıca 10 lira mesken zammı verilecektir. îmtihana kabul şartları aşağıda yazılıdır. 1 Türk olmak 2 Liseden veya Ankara, îzmir ve îstanbul Ticaret liselerinden veya lîse muadili olan ecnebi mekteblerden mezun bulunmak. 3 Sıhhati tam olmak 4 Yaşı 30 dan yukan olmamak. Talib olanların nihayet 6/6/1939 tarihîne kadar nüfus tezkeresi mekteb şahadetnamesi ve hizmet vesaikile birlikte Ankarada Sümer Bank Umumî Müdürlük Personel şubesine ve îstanbulda Sümer Bank îstanbul Şubesi Müdürlüğüne müracaatleri. îmtihan 10/6/939 tarihinde saat 10 da Ankara ve tstanbulda yapılacaktır. < 2052 > (3829) ILAN Osmanlı Bankası hisse sahibleri, dahilî nizamnamenin 29 uncu maddesine göre, 20 Haziran 1939 salı günü saat on iki buçukta, Londrada, E. C. 2. Old Broad Street, Winchester House'da toplanacak yıllık umumî içtimaa davet edilir. Müzakere ruznamesi: 1 Umumî komitenin 1938 senesine aid raporu, 2 31 ilkkânun 1938 tarihinde rüyot edilen hesablann tasdikı, 3 Temettü hissesinin tayini, 4 Umumî komiteye aza intihabı. Banka dahilî nizamnamesinin 27 nci maddesine göre, heyeti umumiye, en az 30 hisse senedi olan hisse sahiblerinden te rekküb eder. Ancak yalnız yevmi içtıma olan 20 haziran 1939 dan en az on gün evvel hisselerini zirde gösterilen merkezlerle şubelere teslim eden hissedarlaı bu içtimaa iştirak edebileceklerdir. Parste, Meyerbeer sokağında (IX e) 7 numaralı banka merkezine, Londrada, Throgmorton Street (E.C. 2.) de 26 numaralı Banka merkezine, îstanbulda, Banka idare merkezine ve Bankanın muhtelif şubelerine. OSMANLI BANKASI Karacabey Belediyesinden: 1 Karacabey Belediyesinin yaptırmakta olduğu elektrik tesisatına aid cem'an (58170) kiloluk ve keşifnamesinde müfredatı yazılı olduğu üzere muhtelif eb'adda (334) aded potrel direk kapah zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. 2 Kesif bedeli (5,817) liradır. 3 Beher kilosunun muhammen kıymeti Karacabeye teslim şartile t 10 » kuruştur. 4 Muvakkat teminat 437 liradır. 5 îsteklilerin teminatı muvakkate ve bu işi vapabileceklerine dair kanunî vesıkalarile birlikte ihale günü olan 14 haziran 939 çarşamba günü saat 15 te Karacabev Beledivesine müracaatleri ilân olunur. ( 3763 ) < îstanbul Belediyesi Ilânları Sarıyer kazasma bağlı Rumelikavak, Yenimahalle, Saru'er, Büyükdere, Kireçburnu, Tarabya, yeniköy, îstinye, Emirgân, Rumelihisar mahallelerine aid arazi tahrir neticelerinin kat'ileşmiş olduğu bir cüzütam teşkil eden bu mahallât arazileri 939 malî yılı vergilerinin yeni tahrir neticeleri üzerinden alınacağı 2901 sayılı kanunun 10 uncu maddesi mucibince ilân olunur. (3840) Kf/AMET .YA7.AN: MAURKE DtKOP.RA KOPUYOR 12 îyi günlerde de, fena günlerde de... Hastalıkta ve sağhkta... Mizzi, Andre'ye döndü: Bu adam canımı sıkıyor, dedi. Bu lâflan tekrar etmek neye yarıyacak böyle? Papas, ısrar etti: Tekrar ediniz. Saçma şey bu a canım! Andre, sıkılıyordu: Ne yapıyorsun Mizzi? dedi. Çocukluğun lüzumu yok. A ! Çok oluyorsun ama! Mrs. Mitten, gene Andre'nin imdadına yetişti: İngilterede âdet böyledirf dedi. Artık bu kadar fazla idi. Papasın sab hizmetçisini gösterdi. Mizzi yüzünü bu eski bir pabuc teki attı. Mizzi, artık hiç bozulmamış bir peçete, boş bir bardak, birşeye hayret etmiyen gözlerle bu pael sürülmemiş bir franeelâ duruyordu. rı tükenmişti. Fakat, meramını ifade ede ruşturdu: Andre'nin önünde kirli bir tabak, ekmek cck bir başka müradif kelime daha bul Hizmetçiyi de ağzından mı öpe buca baktıktan sonra: du: Mrs. Mitten, dedi, pabucunuzu kmntılan, lekeli bir peçete ve sinesinde, ceğim? diye sordu. genc kocanın boğazma düşkünlügünü Tekerlek a canım, dedi, tekerleMrs. Mitten, cevab vermeden onun düşürdUnüz. gösteren derin bir yara izile, bir kek parği taksanıza! Andre, bunu da şöyle izah etti: boynuna sanlmıştı. Mizzi ses çıkarmadı. Hayır. Bu da îngiliz âdeti... A çası görünüyordu. O esnada, birdenbire, birtakım ufacık Bereket versin ki, bunu söylerken, elile Mizzi, arkasındaki krem geceliğin Ide parmağa halka geçirme işareti yaptı. tanelerin, yağmur gibi şapkasının tepesi sırlık bir âdet... ÇfVIHtN HAMDt VAROOLU çinde, bütün güzelliğile yataktan inmiş, Sonra, Mrs. Mitten'e, bir tebessümle ne döküldüğünü, oradan ensesine akıp, Andre, nihayet maksadı anlanrşt;: yakasından içeri girdiğini hissetti. Bu tateşekkür etti. Pabuc tekini yerden aldı, dağınık, sanşın saçlannm çerçevelediği H a ! dedi, yüzük demek »stiyorsuyüzünü pencereye dönerek, juh bir hareneler, sağanak sağanak dökülüyor, bir pardesüsünün cebine soktu. nuz... îşte, işte, burada! ketle perdeleri açmıştı. *** Papas, sükunet bularak devam etti: yandan da, hizmetçi Muriel'in sesi: Mizzi, nihayet yumuşadı: Hiç birşey söylemeden bir sigara yak Hayırlı olsun! Hayırlı olsun! diPerdelerin arasmdan, solgun bir ışık Sizi, izdivacın mukaddes rabıtasi Peki, peki, dedi, ağlaşmayın. le bağlar ve bu izdivacın hakkınızda ha yordu. süzülüyor, yatak odasınm sessizliği orta tı; gramofona bir plâk koydu; hazin bir «Hastalıkta ve sağhkta...» yırh olmasını Allahtan temenni ederim. A ! Deli mi ne? Hep göğsüme sında, eşyaya bir parça hayat veriyordu. îngiliz dansını, bir koltuğun koluna otuPapas devam etti: Gün yavaş yavaş ağarıyor. cılız bir gü rarak, gözleri sigara dumanının dalgaAmin! doldu bu dökülenler. Zenginlikte ve yoksullulta... nej, perdelerin üstünde, tereddüdlü bir larında, sonuna kadar dinledi. Andre izahat verdi: Andre ve Mizzi, elele tutuşmuşlar, Zenginlikte ve yoksullukta... ADışarıda, Londranm manzarası, git Birşey değil, pirinc taneleri. îngi titreyijle dolaşıyordu. papasın, geniş ve hayırhâh bir tebessümman ne sinir şey yarabbil gide aydınlanıyordu. Büyük resmî binalaBu mütereddid ışıklardan biri, nihayet le irad ettiği hitabeyi dinliyorlardı. Pa lizlerin eski bir âdetidir. Andre, Gaston Lömijak1'. zevcliiçeri sokuldu, şöminenin önüne kadar gel nn çeküleri, bu melânkolik Londra sapas, hitabesini bitirince: Sonra Muriel'e dönerek: ğe kabul ediyorum. Şimdi öpüşebilirsiniz, dedi. Mersi, mersi, dedi. Artık kâfi. di, bir gün evvel Mrs. Mitten'in yeni ev bahınm sisleri içinde hayal meyal sezilen Papas, Andre'yc doğru iğild!: lilere saadet tılsımı diye verdiği pabucun ucsuz bucaksız dam kalabalığmın tepeGenc çift, arzusuz, adeta zoraki bir Üsttarafını sakla, pastaya koyarsm. Thering? diye sordu. sinden bakan bir ihtişamla yükseliyordu. buse teati etti. Andre, gayet hafif sesle: Hizmetçi kız kese kâğıdmı geri götür tam üstüne kondu. Nasıl? Birdenbire, garib bir gürültü, Andre Galiba şahidlerle de öpüşmek lâ mek istemiyordu. Artan pirincleri avuc Andre ve Mizzi, kiliseden döner dön Halka... zım, dedi. mez, bu ilk aile yuvasma sığınmışlardı. nin paravana arkasmda hayatla tekrar avuc dökerek: Andre afal afal baktı: Mizzi, ne yapacağmı pek kestiremi Hayırlı olsun! Hayırlj olsun! diye Odanın ortasındaki masanın üstünde, ak münasebet tesis ettiğini anlattı. Mizzi, Ne halkası? yordu. Yüzünü, rahibin hep ayni geniş avuc serperek: şamdan yinen, İngiliz usulü bol yemeğin başının sert bir hareketile saçlarmı geriye attı. Asabî bir dokunuşla gramofonu dur Daire, yani... tebessümle yayılan yüzüne yaklaştırdı. Yeni evliler kiliseden çıkmaya hazır artıklan duruyordu. (Arkası var) Adamcağız, genc kıza, Mrs. Mitten'le lanırlarken, Mrs. Mitten, ayaklan dibine Mizzi'nin masada işgal ettiği yerde, durdu. Nasıl daire?

Bu sayıdan diğer sayfalar: