7 Haziran 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Haziran 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 7 Haziran 198S MA44EİRUZ Tarihî roman: 46 Şehîr ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal İmar çalışmaları Yeni Denizyolları Anormal çocuklar ve limanları idaresi Bunlar, Darülacezedeki Cenubî Baltık hükumetleri ovyet hükumeti; İngiltere ve Fransanm üç taraflı ve karşılık.lı yardım misakının akdi için yapmış oldukları son teklife Başvekil ve Hariciye Komiseri Molotof'un nutkundan sonra aynca resmî bir nota ile de cevab vermiştir. Elyevm Londra ve Paris kabineleri tarafından tetkik edilmekte olan cevabda, Sovyet hükumeti, Ingiliz Fransız teklifinin her maddesini ayrı ayrı tahlil etmiş ve hangı maddelerin değiştirilmesi lâzım geldiğini de bildirmiştir. Sovyetler Birliği, cenubî Bahık hükumetlerine, Lehistanla Romanyaya veriIen teminatın teşmil edilmemiş olrmsına bilhassa işaret etmektedir. Diğer taraftan, bu hükumetlerden Litvanya, Almanya gibi doğrudan doğruya Sovyet memalikile hemhudud olmadığmdan ve Memel anlaşmasile Almanyaya sıkı rabıtalarla bağlanmış bulunduğundan, Sovyetler Birliği, bu hükumete teminat verilmesine pek ehemmiyet vermemektedir. Fakat Lehistan ve Romanya gibi doğrudan doğruya Sovyet arazisile hemhudud bulunan Letonya ve Estonyanın garantiler haricinde bırakılmasını, Sovvet hükumeti asla tecviz etmemekte ve İngilterenin teminatile Lehistan ve Romanya yolu Almanya için kapandıktan sonra, muhtemel bir harbde, Almanyanm Sovyetlere karşı, Letonya ve Estonya üzerinden yürümeye teşebbüs edeceği kanaatini beslemektedir. Bu bakımdan Sovyet Rusya için, garantilerin bu devletlere verilmemiş olması büyük bir mahzur olarak telâkki edilmektedir. Diğer taraftan, Sovyet hükumeti, yeni Baltık hükumetlerinden olup halkı Estonyalılarla kardeş bulunan Finlandiya hakkmda da itimadsızlık göstermekte ve hatta daha ileri giderek Fin hükumetinin Almanya ile gizli bir ittifak yapmış olmasmdan şüphelenmektedir. Finlandiya hükumetinin, kendifine hemhudud bulunan şarkî Karelyayı, halkının Fin olmasından dolayı ilhak etmeyi ötedenberi millî gaye edinmiş olması Moskovanın şüphelerini uyandırmıştı. Üstelik şimdi Finlandiyanm Aland adalannı da tahkim etmeye teşebbüs etmesi Sovyetler Birliğinin bu yoldaki düşüncelerinin kuvvetlenmesine de sebeb olmuştur. Sovyet Mehafilinde, Finlandiyanm tahkim edilmiş olan bu adaları günün birinde Almanyaya terkederek Baltık denizindeki Sovyet sahillerinin haricle muvasalasını kesebileceği zanm da mevcuddur. Malumdur ki, Umumî Harbin sonlarında Kızılordu Finlandiyayı zaptettiği zaman Almanya ihrac hareketi yaparak Finlandiyaya yardım etmiş ve Finli beyaz muhafızların vaziyete hâkim olmalarına amil olmuştu. Şimdi de Almanyanın, Finlandiyayı, denizden sevkedeceği kuvvetler için bir üssülhareke yapması ve muhtemel bir taarruzda bundan istifade etmesi ihtimal haricinde değüdir. Almanya, Finlandiyaya ancak denizden sevkiyat yapabilir. Halbuki Letonya ile Estonyayı, Sovyet Rusyaya sevkedeceği kara ve deniz ordulan için geçid ve yol ittihaz edebilir. Işte bu ihtimalleri gözönünde bulunduran Sovyet hükumeti, gerek Molotofun nutkunda, gerek cevabî notasinda, Estonya ile Letonyaya teminat verilmesini ve bu memleketlere Almanlar girmek istedikleri takdirde İngiltere ile Fransanm Sovyet Rusya ile birlikte yardım edeceklerini üç taraflı misakta taahhüd eylemelerini istemiştir. îngiltere ile Fransa her iki Baltık hükumetine teminat vermeye taraftardırlar. Halbuki bu devletler kendi siyaset ve hareketlerinde tam serbesti sahibi olmak istedikleri için her türlü teminah reddetmektedirler. Hatta Estonyanın Londra sefiri, herhangi suretle İngilterenin, kendi memleketine teminat vermemesini ve böyle birşeyi Eston hükumetinin asla kabul edemiyeceğini resmen biMirmiştir. Bu karışık işin içinden çıkmak için, ingiltere ile Fransa, Sovyet Rusyanın doğrudan doğruya veya dolayısile tehdid edilmesi takdirinde kendisine yardım edecekleri keyfiyetini ileri sürerek bi: tesviye sureti bulmayı düşünmüşlerdir. Şu vaziyete nazaran, Estonya yahud Letonyanın Almanya tarafından istilâsı, Sovyetler Birliğini tehdid telâkki edilecek demektir. Lâkin Moskovanın bu umumî şekli müphem görmeyip maksadına kâfi göreceği belli değildir. Müzakerelerin son vaziyeti budur. tatbikat plânlaatölyelerde çalıştırılacak Çakır Ali gözlerini demir kafesli pencereye rını sür'atle hazırlıyacak Denizbank erkânından Darülâceze binasına nakledilmiş olan Şehircilik mütehassısı Prost tarafından dikiyor; bazan onları zorluyor, fakat bazıları açıkta kalıyor Çocukları Kurtarma Yurdile mezkur hazırlanmıs. olan imar plânının hükumetmüessesedeki yatı mektebi talebeleri araçe tasdik edikîiğini yazmıştık. Plânm kımıldatmak bile mümkün olmuyordu Aldığımız malumata göre, yeni limantı; dudaklan çatlamış; yüzü sararmış.; ellerinde ve ayaklarmda kuvvet kalmamıştı. Belki doğururken ölecekti; belki de doğurduktan sonra gözlerini hayata yumacaktı. Bunların hiçbiri olmadan pck rahat bir doğum yapacak olsa bile, bu hâdisenin hayatında bir dönüm noktası olduğuna şüphe yoktu. Buna rağmen o yalnız Kasım Paşayı düşünüyor; intikammın alındığını görmek istiyordu. Kasım Paşa Padişahtan gelen mektuba sudan bir cevab vermiş, savmıştı. Ikinci bir mektub yazılmış, onun karşılığı bile gelmemişti. Gerek Padişah, gerek kaymakamla hoca ve şeyhülislâm feha halde kızmışlardı. Saray hekimlerinden Rabi Salomon o günlerde Mahfiruza: Doğumun kolay olması için sabah akşam hiç olmazsa yanmşar saat gezinmek çok iyi olacaktır. Demişti. Bunun için genc kadın asma bahçenin çevresini en az yirmi defa dolaşıyordu. Kendisi orada dolaşıyordu ama aklı hep Anadolu yakasmda geziyordu. Onünde yapraklannı döken genrç bir orman, ötede durgun Halic, karşıda ise Galatanm karmakanşık ve kirli evleri vardı. Onlan hiç görmüyordu. Ne yapmalı da Kasım Paşa hakkmdaki idam karannı yerine getirmeliydi? O aralık ayaklarınm arasmda yumuşak birşeyler duydu, merakla iğilip baktı: Uzun tüylü sarı bir kedi, kuyruğunu ve sırtmı kabartarak ona sürtünüyordu. Mahfiruz onu okşadı, hayatında tamdığı kedi çeşidlerini birer ikişer hatırladı. Onlardan birisi üzerinde durdu. O, kapkara ve korkunc birşeydi; Akpınardaki evlerinde, duvarda asılı duran sucuklara dadanmıştı. Bir türlü tutulamıyordu. Bir gün Mahfiruz sucuklan sandığa kaldırdıktan sonra onlardan bir parçasım sağlam bir ipin ucuna bağlamış, kapmın eşiğine bırakmıştı. Kendisi de sol elile ipin ucunu tutmuş, sağ elindeki sopayı arkasına saklıyarak pusu kurmuştu. Kara hırsız bir korku sezmiş, lâkin sucuğun tadına da dayanamamıştı. Tam onu ahp da kaçarken kalın sopa birdenbire beynine inmiş, yere sermişti. Mahfiruz o zaman duyduğu derin ve biraz da vahşi tadı bütün inceliklerine kadar şimdi de tekrar yaşıyordu. Şu Kasım Paşa denilen herif o kara kediye nekadar benziyordu! O halde ayni tuzak buna da kurulamaz mıydı? Mahfiruz biraz sonra Birinci Ahmedin yanında, tasarladığı plânı anlatıyordu. Kaymakamlığı ona ver; dayanamayıp gelir. Bir defa buraya gelince de idamı elbet kolaydır! Diyordu. Padişah sevgili gözdesine derin bir hayranlıkla baktı: Hoş söylersin! Şimden tizi yok; «hattı şerif» imi yollarım. Acaba kiminle göndermeliydi? Bu da düsünüldü. Birkaç isim üzerinde duruldu. En sonra Derviş Ağadan daha uygunu bulunamadı. Daha doğrusu Padişah ondan başkasına güvenemiyordu. Kasım Paşanm fermana herhalde inanması için birtakım büyük yeminlerin de yazılması çok faydalı olacaktı. Fakat Padişah bunda tereddüd ediyordu. Çünkü gerek hocası, gerek saray imamı ve Valide Sultan onu çok dindar yetiştirmişlerdi. {Arkast vari şimdiyc kadar tasdik edilmemesi birçok hrıar işlerinin yapılmasına ve yeni inşaat îşlerine başlanmasına mâni teşkil edıyorda. Nafıa Vekâleti, plânm bazı noktalarına, bu arada Atatürk köprüsünün Azabkapı JasnHnda yapılması mutasavver viyadükün inşasına itiraz etmışti. Şelıircilik mütehassısile Belediye İmar müdürü Husnü ve Harita müdürü Gaiib, plân etrafmda Vekâlete malumat ver dfkten sonra diin sabahki trenle şehrimize dönmüşlenür. Aldığımız malumata nazaran, Naha Vekâletinde yapılan toplantıda heyet, maket üzerinde sorulan suallere ve serdedilen mütalealara icab eden cevablan vermişlerdir. Bunun üzerine plânın olduğu gibi tadılâtsız tasdikı takarrür etmiş, neticeden Nafıa Vekili General Ali Fuad haber dar edilmiştir. Mütehassıs, nâzım plâna tevfikan tatbikat plânmm hazırlanmasını sür'atle ikmal edecektir. ar ve denizyolları umum müdürlükleri teşkilât kanunlan Büyük Mıllet Meclisinde bugün müzakere olunacaktır. Yeni teşkilât, 1 temmuzdan itibaren faaliyete geçecektir. Öğrendiğimize nazaran yeni teşkilât dolayısile Denizbank erkânından bazıları açıkta kalmaktadır. Denizbank umumî müdür muavini Harun hizmeti askeriyesini yaptıktan sonra Almanyaya gidecektir. Banka Umumî Müdür muavinIerinden Suphi, Ziraat Bankasmdaki eski vazifesine dönmektedir. Küçük dereceli memurlardan hiç kimsenin açıkta bırakılmadığı temin olunmaktadır. Yalnız ehliyetsizlikleri bariz olarak görülen birkaç mernur, kadro haricinde kalacaktır. Deniz banktan iki tasfiyede açıkta kalan memurların da bsmı âzamı Denizyolları ve limanlar umum müdürlükleri kadrolarma alınmaktadır. Yazan: Kadircan Kaflı Prost, Hoca daha birçok şeyler söylüyor; af' kapılarını açarken günah kapılannın da kendiliğinden açıldığmı unutuyordu. Çakır Ali dayanamadı: Aman hoca, bunu halk duymasın, diinya yerinden oynar!.. Hocanın gözleri döndii ve sakalı titredi: Falaka!.. Diye bağırdı. Önde oturan iri çocuklardan'biıkaçı hemen Çakır Aliye saldırdılar, epeyce uğraşhktan sonra yıktılar ve tabanlanna yirmi değnek vurdular. Berekct versin ki mcstlerini çıkarmamışlardı. O akşam birkaç yaramaz onun etrafını aldılar: Kâfir... Kâfir!.. Diye eğlendiler. Çakır Ali epeyce sabretti; fakat neden sonra birdenbire köpürdü. Ellerini çırparak etrafındakilere öyle bir saldınş yaptı ki bir dakika içinde üç dört tanesi ağızlan burunlan kan içinde olduğu halde yere serilmişlerdi. Çok geçmeden kendisi de çıplak tabanlanna yirmi sopa yedikten sonra dershanenin alhnda, duvarlan küf kokan mahzenlerdcn birine atılmıştı. Çakır Ali artık burada kalamazdı; ilk fırsatta kaçmaya karar verdi. Acaba Mahfiruz hasekiden yardım istese nasıl olurdu? Hocanın sözlerine güvenilir miydi? Enderun mektebine bazı beylerbeyi, sancak beyi, hatta vezirlerin, çocuklanm, köfe imiş gibi verdiklerini duymuştu. Halbuki Çakır Ali her şeyden önce hürriyet istiyordu; Akpmann yeşil kırlannı, dedesinin beyaz sakallı aydmlık yüzünü çok özlemişti. Orada kendisinden biraz küçük, kestane saçlı, iri yeşil gözlü bir kız vardı ki küçük delikanlmm kalbinde iyice yerleşmiş olduğu şimdi anlaşılıyordu. O ıki yeşil göz de bu filiz erkeği kendine doğru çekiyordu. Vakit vakit onun adını, kimseye duyurmaktan çekinerek fısıldıyordu: Rukuş... . ,T,. .„Dedesi bu saray için «altm kafes» derken yanılmıyormuş! ,. . t ,ö«.Halbuki Rukujun babası Murtaza, kı* zım bu altın kafese vermek istiyordu. Birkaç sene sarayın lahna bahçesinde ırgadlık yaptıktan sonraki bütün kazancı böyle bir arzuya kapılmaktan ibaret kalmıştı. Kızm güzelliği onun cesaretini artınyordu. Nasıl bazı adamlar oğullarını Enderun mektebine sokmak için onlan köle gibi gösteriyorlarsa Murtaza da kızını cariye imiş gibi saraya verebilirdi. Hatta bu sonuncu iş Safiye Sultan sürgün edildiği gündenberi daha kolay görünüyordu. Çakır Ali bunlan düşünürken gözlerîni demir kapıya, demir kafesli minimini ve yuvarlak pencereye dikiyor; bazan onları zorluyor, lâkin kımıldatmak bile mümkün olmuyordu. Eger Enderunda uslu durur, okur ve oğretilenleri iyi ögrenirse sadrıazamlığa kadar yükselmek mümkünmüş! Ne uzak bir ihtimal... Diyelim ki onun talihi iyi gitti ve umduğundan daha çabuk büyüdü: Vezir veya sadnazam olanlar için ölüm korkusu herkesten daha çoktu. Nice vezirlerin, bir iftira, kıskanclık yahud kuru bir şüphe yüzünden, Padişahm küçük bir işareti üzerine kapı arasmda köpek gibi boğulduklan veya başlannın kesildiği görülmüştü. Burada yaşamak, her an zehirlenmek korkusu içinde dünyanın en güzel yemeklerini yemek gibiydi. Çakır Ali öyle bir korku çekmektense evinin mısır unundan bulamacını, bulgurunu yemeyi istiyordu. Bu sırada Mahfiruz iyice ağırlaşmış smda bir tasfiye yapmak üzere doktor Necati Kemal, İbrahim Zati ve Mustafa Enverden mürekkeb bir heyet teşekkül etmiştir. Bu heyet mezkur iki müessesedeki 97 çocuğu muayeneden geçirmiştir. Bunlardan 30 tanesinın anormal, 7 tanesinin zayıf, 4 tanesınin de kalbinden rahatsız olduğu anlaşılmışbr. Hasta olmıyanların mezkur müessesede alıkonulmalan mahzurlu görülmüş, bunların Şehir Yatı mekteblerine tevziine karar verilmiştir. Anormallar için müessesede dört atelyeden mürekkeb çalışma tesisatı vücude getirilmiş, bunların idaresine İzmir Sağır ve Dilsizler müessesesi eski müdürü doktor Necati Kemal tayin edilmiştir. Zafiyeti umumiyeye duçar olan çocuklar Prevantoryoma gönderilmislerdir. Vapar nparişirdn met'ulleri Almanyaya sipariş olunan vapurlarm gerek plânlannm hazırlanışmdaki hatalar, gervk bilâhare yapılan yersiz tadilât ve nihayet kontrol ve tesellüm işindeki yolsuzluklar dolayısile îktısad Vekâleti heyeti teftişiyesi tarafından tahkikat yapılmış ve bir fezleke tertib edilmişti. Bu evrakı tahkikiye Münakale Vekâleti teftiş heyetine verilmiştir. Münakale Vekâleti teftiş heyeti, bazı noktalar üzerinde tahkikatın ikmalinden sonra bu işlerin mesulleri hakkmda lâzım gelen kanunî takibat yapılacaktır. ŞEHÎR İŞLERÎ Maden suları Kocataş, Taşdelen ve Defneli suları menbalannda yapılmakta olan fennî tesisat ikmal edilmiştir. Diğer menbalar da üç ay zarfmda fennî tesisat ikmal edilmezse, Belediye, bunlan mühürlemiyecek ve safiyetini kabul etmemiş ola caktır. Adliye binası Adliye dairesi inşaatı işi de bu suretle halledilmiş sayılıyor. Yapılacak Adliye binasmm yeri, plânda şimdiki umumî hapisanenin yeridir. Plânm tasdikı üzerine umumî hapisanenin yıkılma zamam yaklaşmıştır. Çok geçmeden şekle aid bazı cihetlerin de tespit edilmesinden sonra tatbikata geçileceği tahmin olunuyor. Halkalt ve Taktim suları Belediye, Halkalı ve Taksim sulan üzerinde tetkikat yapmaktadır. Alınan müteaddid nümunelerin tahlilleri ikmal edilir edilmez raporlar, Sıhhat Vekâletine bildirilecektir. ADLİYEDE «Ateş etmedim» diyor Kasımpaşada geçenlerde bir geceyansı Kemal adlı biri vurulmuş, arkadaşlanndan Şerefeddin aleyhinde takibata geçilmişti. Şerefeddin, cben elimde silâh, saptığım sokak içerisinde iken, arkadaşım Kemal arkamdan geldi, silâhı elimden almak istedi. Bu sırada silâh patladı, ben yaralandım, o öldü» diyordu. Diğer taraftan ölenin ailesi, hâdisen.n bir kaza değil, cinayet mahiyetinde olduğunu iddia ettiğinden, tahkikat derinleştirilmekte, genişletilmektedir. Adliyece hâdise yerinde alâkadarlar hu zurile vazıyet tekrarlattınlmış, netice, keşif zaptma tafsilâtile yazılmıştor. H<âdisenin kaza mı, yoksa cinayet mi olduğu hususunda bunden sonra bir neticeye vanlacaktır. Denizyolları Umam müdürü Devlet Denizyollan Umum Müdürü îbrahim Kemal Baybora dün Denizbank merkezinde meşgul olmuş ve bazı servislerde tetkikat yapmışhr. Umum Müdür, bundan sonra denizyollanna bağlanacak müesseseleri gezmiştir. Talimatnameler Menba sulannm toplanma, şişelere doldurma, taksim, tevzi ve satışmı gösterir talimatname ile gazoz ve tereyağı satış talimatnameleri tasdik edilmek üzere Sıhhat Vekâletine gönderilmiştir. Yeni esnaf hastanesi Şarlonun mukallidi dün beraet etti Komik Şarlonun taklidini yaparak dilenmekten Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesine gönderilen tŞarl Ahmed, kendisinin dilenmediğini, nu mara yaparak para kazandığını, komik Şarlonun Türkiyedeki biricik benzeri bir artist olduğunu söylüyordu. Mah keme, suçlunun Ankara caddesinde ne vaziyette görüldüğünü tahkik etmiş, numara yaparak para aldığını öğrenmiştir. Hâkim Reşid Nomer, bir hareketine karşılık para aldığı anlaşılan suçlunun böylelikle para almasında dilencilik mahi yeti bulunmadığı, dilenciliğin mukabi linde hiçbır iş yapmadan para istemek ve almak olduğu kavdile, «Şarlo> Ahmedin beraetine karar vermiştir. Belediye, esnaf hastanesine yardım olmak üzere bu seneki bütçesine 3750 lira koymuştu. Esnaf cemiyetleri teşkilâtı bu para ile Eminönü veya Sultanahmed civannda arsa satın almak üzere bir komisyon teşkil etmiştLr. Münasib bir arsa satın alındıktan sonra buraya 80 yataklı asri bir esnaf hastanesi inşa edilecektir. Hastarienin ihşâ mâ'srafı olmak üze>fe 50 bin liramn temini lâzım gelmektedir. Arsa tedarik edildikten sonra esnaf cemiyeti kendi azası arasmdan bu paraYunan deniz talebesini tatbikat için yı toplamak üzere müsaade istiyecektir. civar memleketler limanlarında gezdiren Su tevziatı Aris mekteb gemisi, dün Çanakkaleden geçmiştir. Gemi bu sabah limanımızda Şehir Meclısi, suyu hamamlara 7,5 kubulunacaktır. Dost memleketin gemisi li ruştan, camilere de meccanen tevziine karar vermişti. Belediye reisliği, kararı mana girerken şehri selâmlıyacaktır. Misafir gemi, limanımızda dört gün tasdik etmiştir, tatbikma başlanacaktır. Yunan deniz talebeleri geliyor Misafir gencler, Harb Akademisini de ziyaret edecekler kalacaktır. Gemi süvarisi bugün öğleden evvel Vali Lutfi Kırdan makamında ziyaret edecek ve Vali de kendisine iadei ziyarette bulunacaktır. Yunan gemisi süvarisi şerefine Belediye tarafından Park otelde, talebe şerefine de Modada Yat kulübde ziyafetler verilecektir. Talebeler Deniz Harb Akademisini ve Deniz lisesini ziyaret edeceklerdir. Aris gemisi, buradan Köstenceye gidecektir. Muhasebecî geldi tstanbul Belediyesmin Belediyeler Bankasmdan akdedeceği beş milyon liralık istikraz mukavelenamesinin te ferrüatına aid işlerle meşgul olmak üzere Ankarada kalmış olan Belediye muhasebecisi Muhtar, dün şehrimize dön müştür. Muhtar, mukaveleyi de getir miştir. Asılsız haber Bir akşam gazetesi. dünkü nüshasmda Boğaz tokluğuna çalıştırılacak Sultanahmed camii önünde dün yarı çıplak bir halde durduğu, gelen geçeni böylelikle haline acındırajak dilendiğ: kavdile. Todori adlı biri, Müddeiumu miliğe gönderilmiştir. Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde muhakeme edılmiş, sekiz gün müddetle boğaz tokluğuna Belediye işlerinde çalıştırılmağa mahkum olmuştur. ÜNİVERSİTEDE süt işini tetkik eden komisyonun raporukilosunun on sekiz Edebiyatın tekâmül safhaları nu verd'ğini, sütün yazmışsa da, alâkakuruşa satılacağım hakkmda hazırlanan eser darlar, haberin asılsız olduğunu beyan Maarif Vekâleti, Tanzimat edebiya tile bugünkü edebiyatın geçirdiği te kâmül safhalannı gösteren bir eser hazırlamaya karar vermiştir. Eserin ihzanna, Edebiyat Fakültes: profesör ve doçentleri memur edilmiş tLr. Bu komisyonun çalışmaları yakında bitecek, taslak, Maarif Vekâletine gön derilecektir. etmiştir. Tarifelerde tenzilât Belediye İktısad müdürü Saffet, dün Kadıköyüne giderek o civardaki kazino ve lokanta tarifelerinin tenzili iş'le uğraşmıştır. Müdür, bugün de Beşiktaş civanndaki kazino ve lokantaların tarifelerini tetkik edecekt:r. Kama taşıyan adam Dün. Sabri adlı birinin Adliye kori dorlannda vaziyeti şüpheli görülerek üzeri aranmıştır. Aramada bir kama bulunmustur. Taşmması memnu bir silâh bulundurmaktan Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesine getirilen Sabri beş lira para cezasma mahkum olmuş tur. ( Dahiliye Vekilinin Yalovada dünkületkikleri f Turgudluda sevindirilen çocuklar J KÜLTÜR tSr.F.Rt Yatı mektebinde tertib edilen jimnastik şenliği İstanbul Birinci Yatı mektebi. cumar tesi günü mektebde bir jimnastik şen liği tertib etmiştir. îlk kısım tarafından yapılacak olan bu şenliğin güzel olması içm zengin bir program hazırlanmak tadır. Yerli mallar sergisi 11 inci yerl: mallar sergısı komitesi cuma günü bir toplantı daha yapacaktır Bu toplantıda sergiye iştirak edecek firmaların vaziyeti tetkik olunacaktır. Ser gıye iştirak için şımdiye kadar müraca at edip ysr alan sanayi müesseseleri yüz kadardır. Hataydan sergiye gelecek nümunelerin yola çıkarılmak üzere olduğu bildi rilmiştir. Dahiliye Vekili Faik Öztrak, Valile birlikte kopru üstünde.» Şehrimize geldiğini yazdığımız Dahi reflendirecek olan Cumlhur Reisi îsmet liye Vekili Faik Öztrak, dün beraberin Inönü için yapılan hazırlıklan tetkik etmiş, öğle yemeğini Yalovada Otel Terde Vali Lutfi Kırdar, Bursa Vailisi Remalda yedikten sonra akşam vapurile fik ve Dahiliye Vekâleti kalemi mahsus şehrimize dönmüştür. Faik Öztrak şehmüdürü olduğu halde Yalovaya gitmiş rimizde, Millî Şef gelinciye kadar kalacaktır, i r . 5/ekil. grada, yakuıda Xalo Maharrem Feyzi TOCAY Turgudlu (Hususî muhabirimizden) Şehrimiz, çocukları himaye heyeti çok canlı bir surette çahşmakta ve memlekete müfid evlâdlar yetişdırmektedirler. Kasabada. köylerden fakir yavrularm kitab ve her türlü iritiyacları temin kılınmakla beraber merkez kasabada yüz elli yavruya öğle zamanı sıcak yemek verilmekte bu defa için imtihanlar için yüz beş talebe giydiıilmiştir. Gönderdiğim resim, çocuklarımızı müşfik ellerile yetiştiren hiınaye heyetini, giydirilen çocuklarla birlıkte göstermektedir, C u mh u r i y e t Aboneşeraiti}™.^6 Senelik Alb ayhk Üc avlık Bix ayhk 1400 750 400 15ü Nüshası 5 kuruştur Kr. > » * Haric için 2700 Kr. 1450 > 800 » loktut

Bu sayıdan diğer sayfalar: