18 Haziran 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

18 Haziran 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Hazlran 1939 CTJMHUBtYET Liibnan günden güne bir turizm merkezi MEKTUBLAR1 halini alıyor BEYRUT: tktısadî hareketler Ticaret Odaları kongresi Yeni teşekkül eden Ticaret Vekâletinin ilk işi, iktısadî bünyemizde rolü çok mühim bulunmak gerek olan Ticajet v Sanayi Odalarile Ticaret Borsalarınm tanzimi cihetine gitmek oldu. Vekâlet, bu gayeye vâsıl olabilmek için iki senedenberi toplanması için çalışıhp da bir türlü içtimaını yapamıyan Odalar kon gresini eylul ayı içinde Ankarada toplamağa karar verdi. Ticaret Odalarile borsalann ıslahı, daha müspet çalışır, bugünün icablarına daha uygun, seri ve faydalı faaliyet gösterir bir hale getirilmesi son yıllarda daima düşünülen ve üzerinde bir hayli çalışılan bir mevzudur. Bu müddet zarfında îktısad Vekâleli makamını işgal eden muhtelif Vekiller tarahndan bu hususta etüdler yaptınlmış ve nihayet iki di proje hazırlanıp tasdik edilmek üzere Vekâlet makamına kadar gelmiştir. O zaman bu projelerin tasdikı geri kalmıştı. Bu belki de isabet oltnuştur. Çünkü o günden ^ugüne kadar vaziyette epeyce bir tebeddül olmuştur. İtiraf etmek lâzımdır ki, bugün Ticaret ve Sanayi Odalarile borsalar maksada uygun bir şekilde çalışmaktan ve faali yetlerinden müsmir bir netice vermekten çok uzakür. Odalarımız içinde en mü kemmel ve göze batanı İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası, borsalarımız arasmda en büyüğü gene İstanbul Ticaret Borsası değil midir? Bunları misal olarak ele alırsak matlub neticeden ve hakikatten ne kadar uzak bulunduğumuzu ve bir ıslahata nekadar ihtiyac oldugunu kolayca anlarız. Önümüzdeki kongre ile tahakkukuna doğru gidilen noktalar arasmda Ticaret Odalarile Sanayi Odalarını yekdiğerin den ayırmak hususundaki kararı burada alkışlamadan geçemiyeceğiz. Bu suretle Ticaret Odalarmda üvey evlâd muamclesi gören ve en büyük sanayi şehrimiz ılan Istanbulda dahi Ticaret Odasında bir müdür ve bir raportörden mürekkeb âdet yerini bulsun diye mevcud bir şube tarafından temsil edilen sanayi işleri için etraHle meşgul olacak bir yer ve sanayiciler için de devletle doğrudan doğruya muvasalasını temin edecek bir merci buunacaktır. Odaların iç bünyelerinde yapılacak ıslahat da çok çeşidli ve geniş bir iştir. Borsalar için de vaziyet aynidir. Burada borsa deyince Ticaret Borsalarını ve bunların da İzmir ve istanbul gibi büyük ticaret şehirlerinde bulunanlarını kasdediyoruz. Yoksa birçok vilâyet merkezlerinde usulden olduğu için teşkil edili vermiş borsaların erbabı ticarete engel olmaktan baska faydası yoktur. Buraları olsa olsa Vekâletin de düşündüğü gibi birer kontrol altında pazar haline gelebiır. Müstakbel şekil, Odaları ve Borsalan sadece aidat devşirme|e ve bütçenin yoluna konulmasına memur bir müessese olmaktan kurtarabilirse ne mutlu... PAZAPDAN PAZAPA Sulh harbi Ekrem Gönig Nevyork sergisinde Mühim bir haber Otobüslere dair Sulh harbi Dünya gene mi karışıyor? Çinin büyük bir kısmına pençelerini attıktan sonra şimdi de gene Uzakşarkta İngiliz ve Fransız imtiyazJı mıntakalarına saldırmak cesaretinde bulunan Japonlar, Avrupanm kendi endişelerile yüklü bakışlarını Asyanın ötelerine çekiyorlar. Avrupada da bir sürü nahoş rivayet, işaret, hareket: İki yüz bin motörlü Alman kıt'ası Arnavudlukta imiş; Almanya Lehistan hududunda tahşidatını arttınyormuş; sonbaharda, garb cephesinde büyük manevralar yapmaya hazırlanıyormuş; îta'yan donanması lspanya sularına ve Cebeîüttarık yakınına bir gezinti yapacakmış. Mihver devletleri, ellerinden geîsc, küreiarzı mihverinden çıkarmak için harekete geçecekler, «Bana bir istinad noktası verseniz dünyayı yerinden oynatırım» diyen eski âlimin iddiasındanberi, hiçbir faih, hiçbir cihangir bu manivelâyı bulmuş değildir. Sadece hayale istinad eden istilâ manivelâları kanlı bir rüyanın bosluğunda çökmeye mahkumdur. Ve lâkin dünyayı değil dünyanın yüreğini oynatmak için ezeldenberi tehdid ve blöf daima işe yarar bir silâh. Acaba tekrar ayni ilâh mı dolduruluyor, yoksa ciddî bir hareket mi hazırlanıyor? Bunu tayin etmenin zorluğu herhangi bir blöfün tekrar muvaffak olması için kâfi. Her sonbahar, dünyanın bir sarsmtı geçirmesine alışalım artık. Geçen sonbaharda olduğu gibi. bu defa da bir firtına kopacak olursa ben gene şöyle düşüncceğim: Harb olmıyacak; fakat «sulh harbi» devam edecek. Çünkü bugünkü hale sulh demeye de, harb demeye de kimsenin dili varmadığına göre takılabüecek n uygun isim: «Sulh harbi» dir. Bu tabirin demokrasilerce manası «sulh için harb» ve totaliterlerce manası «sulh şekınde harb» dir. Oyle bir harb ki bunda nsanlar değil, eski hukuku düve! kaideeri ve mefhumlan ölüyor. Fark bu. Ekrem König Nevyork sergisinde İLİMKÖSESİ İHTiRALAfc KESİFLER Kömür mahsulleri Tabiî güzellikler İkinci bir inkişaf sahası: Petrol Fransanın Kolonizasyon teşebbüsleri Büyük bir Katolik nümayişi Lübnanın güzel köşelerinden biri Beyrut, 10 haziran I t e s j s geldiğine göre harb li Beyrut ve Lübnan, günden güne şen manı plânile birlikte bir de tayyare limaleniyorlar. Bu şenliğin bir kısmı, Lübna nı projesi hazırlanmış ve bunun derhal nın kendi tabiatinin taşıdığı vasıflardan tatbikına başlanılmıştı. Bu liman, Ya ileri geliyor. Bir kısmı da, Fransanın şar kmşarkın en büyük tayyare limanların kî Akdeniz sahasmda kendisine yeni bir dan biri olmak üzere takriben bir sene müstemleke kurmaya kat'î surette karar içinde ikmal edildi ve şimdi de açılma yermesinin neticesidir. merasimi yapıldı. Beyrut ve Lübnanın şenlenmesinin ilk Her iki limanın inşası ameliyesi bir atabiî sebebleri, bu memleket tabiatinin rada telif edilmiş bir halde cereyan etti. harikulâde güzelliklerinden ileri gelir. Deniz limanını inşa etmek için birçok Beyruttaa tren veya otomobille hareket yerlerin doldurulması lâzımdı; tayyare edip Lübnan dağlarına yarım saat ka limanının inşası için de birçok yerlerin dar tırmanan insanlar, orada en güzel bir tesviye edilmesi İâzım geliyordu. Bey tabiat içinde en haşmetli bir manzara ile rutun cenub kenarını teşkil eden bir sakarşılaşırlar: Meselâ, Âliyeden Akdeni hada kurulan bu tayyare limanını, geniş zin görünüşü çok haşmetli bir manzara bir saha üzerinde tesviye etmek için kadır. Aşağıda sıcak ve geniş bir plâj, yu zılacak ve topraklar, bir taraftan kazıldı karıda buzlu limonata gibi insana serin ve bir taraftan da deniz limanına naklelik veren bir hava ve haşmetli bir tabiat, dilerek limanın doldurulması icab eden bu memleketi günden güne artan bir tu yerlerine döküldü. Tayyare limanmdan rizm merkezi yaptı. Sjmdiki halde, yaz çıkanlacak fazla toprak, hemen hemen ve kış mevsimlerinde, fakat bilhassa ya deniz limanını doldurmaya iktıza eden zın, buraya gelen turistlerin miktarı yir toprak miktarına müsaviydi. Bunun için, mi bini buluyor. Fakat, bütün Arab mühendisler bir taşla iki kuş vurdular ve mctnleketleri turistlerini buraya çekmek her iki inşaatı da en ucuz bir masrafla mümkün olduğuna göre, şerait ıslah edil başarmak üzere Beyrut Sam demiryodiği zaman, Lübnan, her yaz 7 0 8 0 lundan bu sahaya bir şube hattı getirdibin misafir kabul edebilen bir otel haline ler. İki limanı birbirine bağlıyan bu degelebilecektir. Simdi Lübnanlılar, bunun miryolu, günde 1 5 1 6 katarla hergün teminine çalışıyorlar. Lübnanlılar bu o 1500 1600 ton toprak naklederek bir telcilik işini iyi biliyorlar ve iyi de öğre taraftan tayyare limanını tesviye, diğer niyorlar. Buna Lübnan kadınlarının gü tajaftan da deniz limanını doldurmayı tezelliklerini ve, turistlerin etrafını kuşat min ettiîer. masını da bildiklerini ilâv« ederseniz LübLübnanda küçük halkın ne derecede nanın nasıl bir inkişafa doğru gittiğini anlarsınız. Gayrimillî bir inkişaf, Fransız muhtac ve fakir insanlar olduğunu anlafimnası bir Lübnanlıhk, Paris firması bir mak için şu mühim noktaya dikkat etmek hafif ahlâk, evet; fakat, müstemleke tar lâzımdır: Bu toprağın kazılması, naklezında da olsa bu da bir inkişaf değil mi? dilmesi için Fransız mühendisleri, uzun uzun hesabdan sonra modern vasıtalar Lübnana, ikinci bir inkişaf sahası açdan, yani makinelerden hiçbirine müramakta olan bir tabiat kuvveti de şudur: caate lüzum görmedıler. Bir senede Petrol! ,300,000 metre mikâbı toprak kazmak Son zamanlarda Lübnanda petrol işi için hem kâfi derecede amele vardı, hem ciddiyet kesbetti. Yakın zamanlara kadar de bu amelenin aldığı yevmiye, bir kazbu memlekette petrol bulunmadığı zan ma makinesinin yapacağı masraftan fazla nedilirken bir vakittenberi şimalî Lübnandeğildi. Lübnanda küçük halkın zaruret da petrol bulunduğu tahakkuk etti. Save sefalet derecesini artık hesab ediniz! hile çok yakın bulunması hasebile ayrıca Bu suretle bir sene devam eden inşaat bir kıymeti olan bu petrol sahasmda esasneticesinde bugün Beyrut, gayet büyük lı tetkiklere girişmek isteyen Irak Petrove modern bir tayyare limanına sahibdir. leum sirketile Lübnan hükumeti arasmda Sivil olduğu kadar askerî ihtiyacları da bir mukavele akdedildi. Bu mukavele mucibince kumpanya, sade petrol arama dikkate alarak tesis edilmiş olan bu limüsaadesini almak için Lübnan hükume man sayesinde Fransa, Beyrutta büyük tine peşinen 750,000 îngiliz lirası ver bir deniz ve hava üssüne sahib bulunu meği taahhüd ediyor. Kat'î etüdler müs yor. Bu, onun için büyük bir kazancdır. pet netice verdiği takdirde ayrıca bir mu Ayni zamanda bu ameliyat ve tesisat, kavele akdedilecek ve Lübnan hükume Fransadan gelen birçok Fransız için de tine bu petrolden ton başına bir aidat ve bir maişet ve iş sahası açmış oldu ki bu rilecektir. Şimdiden arama hakkı için da Fransanın buraya yerleşmesi bakı 750,000 İngiliz lirası vermekte tereddüd mından çok mühim bir vasıta teşkil eder. etmiyen şirketin, varacağı neticeden emin Bugün Lübnandaki Fransız nüfusu bir olduğuna şüphe yoktur. §u halde, yakın sene evveline nispetle artmıştır. Nitekim, zamanda Lübnan da petrol sahibi olacak gelecek sene de bu senekinden fazla o!ave bu bakımdan Arab memleketlerinden caktır. Fakat, Lübnanlılar, işiin bu tageri kalmamış bulunacaktır. Lübnan gibi rafile alâkadar değildirler. Miskin de olküçük bir memleket için, bu servetin ve sa, sade geçinmek ve Fransızların artıkreceği genişliğin ne demek olduğunu he larile kannlarını doyurmak onlar için kâfi geliyor! sab etmeğe dahi mahal yoktur. «** Acaba, bu hâdisenin bizi sevindirecek Son zamanlarda Beyrut bir de katolik tarafı yok mudur? Şımalî Lübnan demek. Surivede, şenliği geçirdi. Bütün Yakınşark kato şimalî Suriye demektir. Bayır ve Bucak muhitinde petrol bulun liklerinin murahhaslarmdan mürekkeb bir duğunun tahakkuk ettiğini de Suriyeliler kongre akdi için aylardanberı alman terbir senedenberi söyleyip duruyorlar. Şu tibat sayesinde bu kongre katolikler için halde buralarda petrol bulunduğu tak büyük bir nümayiş halini aldı. Bütün kadirde Hatayda niçin bulunmasın? Bize tolik âkminden murahhaslar geldi. Bu münasebetle bariz bir surette görüiüyorümid verecek nokta budur. du ki Lübnan sade Fransızlaşmakla kalBeyrutu şenlendiren ikinci amil de, mıyor, belki de memleket yavaş yavaş Fransanın burada günden güne geni'iet katolikliâin hakimiyeti altına giriyor. tiği kolonizasyon teşebbüsleridir. Size Esasen bu kongre de sırf bu maksadla vaktile bildirmiş olduğum veçhile, Fran bir nümayiş yapmak maksadile tertib sa Beyrutu şarkî Akdenizin mühim bir edilmişti. Nümayişin muvaffak olduğunkapısı haljne getirmeğe karar verdi. Ev da şüphe yoktur. Bir ton yumuşak kömürden takriben 400 metre mikâbı havagazi, 4 1 2 kilo amonyum sulfatı, 60 kilo katran, 600 700 kilo kok çıkar. 60 kilo katranın 40 Yazan; SERVER BEDİ kilosu zifttir. Katranın taktirile bir çok şeyler elde ka adam mı bulamadı? Vaktinde habeedilirse de kumaş boyasmm esası olan rim olsaydı, hüviyetimi belli etmeden şu maddeler en mühimleridir: Benzol, zaten hep namı müstearla dolaşjyorum toluen, ksilen, fenol, kresol, naftalm, komiteye gider, bu işi ben üstüme al antrasen, metü antrasen, fenantren ve mak isterdim. Ne de olsa bir Ekrem korbazol. ; König Türkiye vatandaşı olmıya.n b r yaBunlann ikisinden, fenolla naftalin bancıdan daha iyi memlekerini müdafaa den, evvelce bahsetmiştim. Birincisinüı eder. bir ismi de asidfiniktir. îkincismi evîerkull&nınz. Fakat «Burada birçok Ankaralı dostlarla da î f . J f ^ f İ bunlardan hiçbiri boya değildir.Bunlana konuştum. Sen bu mektubu aldıg.n zahepsi renksiz mayiler veya beyaz suib man ben Amerikadan çıkmı$ olacağım cisimlerdir. Pek kokulu olduklarından için, sana hakıkati söyhyeyim: Ben: ta dolayı bunlann grupuna gıren mürek nımadılar, çünkü gözümde bir siyalı göz keb cisimlere (aromatik cısimler) denir, lük, burnumun altında meharetle yapışBu on cismin en mühimmi, babaian. tırılmış. bir takma bıyık ve çenemde bir olan benzol, evlerde leke temizlemek sivri sakal vardı. Kendimi onlara Türki için veya yakmak için kullandığımır yeye hiç gitmemiş bir müsteşrık gibi ta benzinden farklıdır. Benzol bünyesi ünıüım. Hatta bir biçimine getirerek Ek zerinde yapılan tetkikler kimyanın en rem Königten bile bahsetüm. Gene an heyecanlı bir şubesini meydana getir miştir. Kimyagerler yapacaklan işin bir lamadılar. resmini çızerlerse işi daha kolay yüru «Bu mektubumun bir saürını büe neş türler. Onlann ünitesi moleküldür. retme. Beni unutturmaya çalış. MuvafBirçok defalar söylediğim veçhile bu fak olursan sana dünyanın bir ucundan molekül en kuvvetli mikroskopla bıle hususî tayyarele^mden birile hediyeler görülemiyecek derecede küçüktür. Mogönderirim. Ümid ederim ki artık özü leküller atomlardan mürekkebdir. Kimyagerlerin atomlan isimlerinin ilk harsözü doğru muharririn Türkiyede kaç fıle gösterdikleri gibi muhtelif elemanpara ettiğini anlamışındır. Selâm.* lann atomlan arasmdaki bağlamalaıı Mühim bir haber münkasem hatlarla gösterirler. Meseiâ, karbon atomunun dört bağı veya çenBizim Anadolu geli, hidrojen atomunun ise bir çengeli ajansı gayet mühim var. Bınaenaleyh bir karbon atomu dört haberler vermeye hidrojen atomuna bağlanabilir. Netice levam ediyor. Işte (CH 4) le gösterilmektedır. Hıdrokar bir tanesi: Bulgar bonlarm en basiti olan bu moleküle rreVeliahdi iki yaşına ton, yahud, batakhkta çok tesadüf edilbasm'ş. Fetebarekâldiğinden dolayı, Mare gazi denir. Fakat lah. Acaba Sıyam bunlar arasmda 6 karbon (C) ve 14 Kralının teyzesinin hidrojen (H) dan mürekkeb Heksan adkızı ne vakit doğulı daha kanşık cisimler var. Şimdi bunları şekille göstermek İâzım gelirse bir racak? Lihtenştayn Prensi ev\'elki gecg ne rüya gördü? Nor C nin etrafına çizdiğımiz dört kısa musveç Veliahdi evvelki gün sabah kahval takim uçlarına H koyarak meton motısında ne yedi? Ajans bunları da bize lekülü olux. Bir sıraya çizdiğımiz altı C atomunun yanlarına bırex H, uçtaki 'ki bildirse de dünya ahvalinden haberimiz C ye ayrıca birer H bağlarsak zincir ol sa. şeklindeki bu molekül heksan molekü Otobüslere dair F.G. Şehrimizde be5melmilel fuar açılamaz mı? Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar, eçen gün intişar eden beyanatmda, 940 senesinde Istanbulda büyük ve beynelmilel bir fuar tertibini düşündüğünü söylemişti. Izmir şehir meclisi azasmdan Haydar Aryel, îzmir gazetelerinde «Yersiz ve lüzumsuz bir sürpriz» başlıklı bir yazn neşrederek, hükumet îzmir beynelmilel fuarını takviyeye çalışırken, İstanbul Valisinin sürpriz diye tavsif edilen bu teşebbüsünün yersiz ve lüzumsuz oldugunu ileri sürmüştür. Bu makalenin ne suretle telâkki edildiğini Vali ve Belediye Reisimiz Lutfi Kırdardan sorduk. Vali diyor ki: « Bu yazıyı okumadım. Fakat bir memleketin her tarafında fuarlar ve sergiler açılabilir ve bunun diğerlerine zaran olamaz. Maamjvfih, henüz verilmiş bir karar da yoktur.» '""Ekrem K ö n i g Nevyork sergisinde. Bunu gazetelerden değil kendisinin baBu mesele üzerinde uğraşan Alman na yolladığı mahkimyageri Kekule, nihayet bu muam mayı halle muvaffak olmuştur. Bir gün rem bir mek»\:bdan sabahtan akşama kadar bu meselenm öğrendim. B.u mektubun bazı sa'tırlarını \ leri medhede ede biüremiyorlar. Hesab halli üzerinde uğraşan Kekule, o akşam size okumakta mah ca önümüzdeki marttan evvel bugünkü şöminenin önünde dikilirken, karbon ve otobüslerden kurtulamıyacağız. O zama hidrojen atomlan, hayallerinde halı üzur görmüyorum: zerinde dans ettiklerini yan kapalı gö«Artık sizin tarafta benden bahsedil na kadar hiç olmazsa Belediye, bazı mü zile görüyordu. Nihayet bu atomlan halmiyor, değil mi? Zaman herşeyi temiz nasebetsızliklerin önüne geçse... ka şeklinde bağlamağa muvaffak oldu. Ev\elâ otobüsler çok hızh gidiyorlar. Bu suretle bağlı (alıfatik) mürekkeb ciler. Ben zaten bıliyordum ki zamanın içinde banyo yaptıktan sonra günün birin Sonra da müşteriyi bındirip indirirken iyi simlerin molekülleri zincirvari ve kode elbette temıze çıkarım. Onun için sen ce durmuyorlar. Biletçilerin şoföre hita kulu (aromatik) cisimlerin molekülleri de benim hatıramı uyutmaya çalış ve ben dillerine doladıkları bir «ağıro!» ta halkavari dizilmiş oldu. Işte bu bağlama çoktan bahsi geçmez olan «fenıizlik mü biri var. Şoförler de, ağır oluyorlar, fakat tarzı, uzvî kimyanm en mühim kısmı olcadelesi» lâkırdılarile onu tatlı uvkusun durmuyorlar. Bu yüzden kaza atlatanlar muş ve hidrokarbüler bahsini kimyanm pek enteresan şubelerinden biri kılmışdan uyandırma. Şimdi ahalinin çoğu Ekçok oldu. Şoförler arabayı durdururken tır. rem König adını unutmuştur bile. Kımi değil, yürütürken ağır olsalar daha iyi. bunu büyük bir Türk şairinin, kimi de Prf. SAUH MURAT Bir de onların önüne asılan şu levhaya hiç meşhur bir Türk doktorunun adı zannedebılir. Sen de halkın bu gafletini kur aklım ermiyor: «Şoför! Evde seni bekieADÜYEDE yen çocuklarını unutma!» Şoför, otobüs calama. idare ederken evde bekleyen çocuklannı Tehdidle para istiyen tabe* «Şimdi Nevyork sergisindeyim. Bu düşünür, onların mekteb taksitlerini, imsatırlan Türk paviyonunda yazıyorum. lâcı mahkum oldu tihanlarını, yazlık esvablannı, hastalıklaDemin millî propagandamıza memur eSirkecide çantacı Giridli Atıftan tehrını, ilâclarını ve binbir ihtiyaclarını, zihnın dilen Yahudıle konuşuyordum. Hüviyedid suretile para koparmağa teşebbüs timi sezmesin diye Türk olduğunıu giz tedai yolile hatırhyacak olursa mutlaka ettiği iddiasiîe İstanbul asliye dördüncü ledim. Herifin ağzını aradım. Türkiye bir kaza yapar. Ona «Evde seni bekle ceza mahkemesmde Mehmed isimli bir den, Türklerden, Türk tarihinden ve yenleri unutma!» tarzında bir ihtar değil, tabelâcı muhakeme edilmiştir. Tahkikata göre, Mehmed, evvelce bir Türk dilinden haberi yok. Filistinin Ya «vazife halinde otobüsün idaresinden başdişçi yanında çalışan Atıfın yamna hudi mücahidlerine iltihak edeceğı yerde ka herşeyi unut!» tarzında bir telkin îâgiderek: «Sen diplomasız oldu yanhşlıkla burada Türk propagandasına zım. ğun halde dişçilik ediyorsun. Seni ha memur olmuş. Acaba sergi komitesi başSERVER BEDİ ber vereceğim, yahud da bana on altı lira ver, susayım!» demiştir. Atıf, Mehmede, haber vereceği şeyin aslı, esası olmadığını söyliyerek, bu şekilde para istemesinden dolayı dava açmıştır. Mah v eme, Mehmedin üç gün hapsini. otuz lira para .cezası ödemesini karar lastırmıştır. Kokteyl yapmak için muhtelif ıçkileri bir arada çalkaiamaya mahsus kablar vardır. İstanbul otobüsleri bunlara benziyor. Biz bu külüstür arabalann içinde çalkana duralım, gazeteler Avrupadan yeni gelecek otobüs lünü gösterir. Fakat benzole gelirsek bunda 6 (C) otomu varsa da (H) atomu 14 değil (6) dir. Bu halde benzol mole külünü zincirvari bağlıyarak göstere meyiz. Bunu göstermek için (C) atom ları altı köşelı bir halkanın köşelerıne koyanz ve bunlann her birine bir H bağlanz. Bu suretle benzol muamması halledılmı§ olur. ı Antalya köylerinde güzel bir mekteb yapıldı J Şilede bir çocuk boğuldu Şilenin Yakublu köyünden İbrahımin 9 yaşındaki oğlu Dursun, Yakublu deresine girmiş, yıkanırken boğulmuştur. Hıfzıssıhha kanununa muhalif hareket eden bostancılar İki bostan sahibinin umumî hıfzıssıhha kanununa muhalif hareketten muhakemeleri, İstanbul ikinci cezasmda dun sabah bitti. Şişli civarmda bostaniarı bulunan Muharremle Kayanın bu mu hakemelerinde, Şişli nahiye müdürü Kemal şahid olarak dinlenildi. Muharremm bostanındaki yüz elli kabak. vüz elli domates fıdesini lâğım suyu ile suladığı sabit görüldü. Kendisınin umumî hıf zıssıhha kanununun 245 incı maddesı delâletile 282 nci maddesme göre üç gün hafif hapsine, beş lira para cezası öde mesine karar verildi. Kayanın beraeti kararlastınldı ve her iki bostan sahibine de bundan sonra dıkkatli davranmalan, sıhhî sartlara riayet etmeleri tavsiye olundu. mühim hizmetler katoliklerin eline geçiyor ve gerek siyasî, gerek içtimaî nüfuz ve itibar tedricen onların etrafında toplanıyor. Son kongre münasebetile, Beyrut o eski müslüman şehri olmak karakterini kaybederek adeta bir katolik şehri manzarasım aldı. Yukanda bahsettiğim ucuz ücretle çalışan fakir amelenin çok büyük Antalya (Hususî) Üç sene evvel ihdas olunan Aksu nahıyesinde kövkısmını müslüman Arabların teşkil et lünün teberrü ettiği paralarla ve Hususî Muhasebenin yardımile tam teşkiEsasen son birkaç sene içinde Lübnan mekte oldugunu da buraya kaydetmeli lâtlı bir ilk mekteb binası vücude getirilmiştir. Mekteb, nahiyeye bağlı buluvelâ, Beyrut limanını genişletip bunu bünan beş köyün ihtivacına cevab verecek vaziyettedir. Gönderdiğim resim, vük bir harb limanı haline koyacak. Bir da müslüman Arabîar, daha ziyade ke yım. T. Cetnil Aksunun bu biricik kültür yuvasını göstermektedir. harb limanı için bir de tayyare limanı nara çekilmeğe mecbur oluyorlar. Bütün

Bu sayıdan diğer sayfalar: