18 Haziran 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

18 Haziran 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 18 Haziran 1939 Dün yapılan futbol müsabakaları Millî küme maçlan için İstanbula gelen İzmir Doğanspor takımı ile Beşiktaş arasındaki maç dün Şeref stadında az bir seyirci önünde yapıîdı. İzmir takımının mağlubiyetile biten oyun, heyeti umumiyesi itibarile Beşiktaşın faikiyeti altında cereyan etti. Doğanspor genc oyunculardan teşkil edilmiş, nefesli bir takımdır. Büyük sayı farkına rağmen hetnen hiç müdafaa yapmadan oynamış ve her fırsatta hücum yapmağa gayret etmiştir. Beşiktaşın ağır hücumları ve kuvvctlı müdafaası karşısında oynamağa mecbur kalan Doğanspor bütün gayretlerine rağmen bu mağlubiyetten kurtulamamışfcr. Hakem İzzet Muhiddınin idaresinde başlayan oyuna iki takım 5u kadro ıle çıkmıstır: Doğanspor: Mahmud Reşad, Fethi Abduîlah, Halid, İrfan Mehmed, Macid, Fuad, Yusuf, Hayri. Beşıktaş ise: Mehmed Ali Taci, Ibrahim Hüseyin, Bedii, Feyzi Hayatı, Hakkı, Nazım, Şeref, Eşref. Oyun İzmirin hücumile başladı. Fakat soldan yaptıkları hücumla İzmir kaiesini çember içine alan Beşiktaşlılar kısa siiren bu tazyikı devam ettiremediler. Kısa paslarla Beşiktaş kalesine inen Doğanspor, merkez muhacimlerinin yüzde yüz kaç;rdığı bir sayıdan sonra hâkimiyeti gene Beşiktaşa verdiler. Soldan Eşrefin güzel bir pasını alan Hakkı ufak bir tereddüd yüzünden boş kaleye topu atamadı, Feyziye gelen topu sıkı bir şütle kalenin kenarından dışarı gitti. Ufak tefek akın fırsatı bulan Doğanspor, Beşiktaşın müessir tazyikı içinde iken Hakkının uzaktan sürükleyerek çektiği sıkı bir şüt kalenin hemen yanından dışan gitti. Daha ziyade merkezden hücum yapan Beşiktaş, on beşinci dakikada Nazımın hafif bir vuruşile birinci golünü yaptı. Doğanspor toplu ve canlı hücumlarla Beşiktaş kalesine inmek fırsatını bulduklan bir sırada, topu birbirlerine bırakmak yüzünden muhakkak bir sayı kaçırdılar. Mehmed Alinin fedakârane bir atılışı Beşiktası beraberlikten kurtardı. ^VTacinin bir hücumu kornerle bitti. Doğansporun sağdan çektiği korner, yirmi ikinci dakikada beraberliği temin etmelerile bitti. Beraberliğe rağmen, Besıktas ağır basan oyununu bırakmadı. Sol muavinden Doğanspor kalesi üzerine doğru düşen topa, mükemmel bir vole vuran Hakkı 25 inci dakikada Beşiktaşın ikinci golünü yaptı. İki tarafın karşılıklı hücumlarına rağmen oyun bir müddet âdeta müsavi bir sekilde geçti. İzmirin müdafâadan ziyade açık oyunu, biraz Beşiktaş lehine bir şekil aldı. Sol muavinden ortalanan topu yakalayan Şeref 34 üncü dakikada Beşiktaşın üçüncü golünü yaptı. 3 1 vaziyetten sonra oyun birkaç ofsayd ve çok defa favül düdükleri icinde cereyan ederek birinci devre Beşiktaşın lehinde bitti. İkinci devre İzmirin canlı ve açık oyunile başlayan ikinci devre Beşıktaşı fazla çalıştırmağa mecbur etti. Doğanspor takımının açık oyunundan istifadeye çalışan Beşiktaşlılar uzun paslarla sık sık İzmir kalesine inmeğe basladılar. Sereften uzun bir pas alan Hakk1, hafif bir sürüster sonra on üçüncü dakikada sol vuruşla Beşiktaşın dördüncü golünü yaDtı. Beşiktaşın akabinde yaptığı bir hücumda Şeref kalecile karşı karşıya kaldığı halde topu kalecinin kucağına atmak suretile bir sayı daha kaçırdı. Beşiktaşın soldan yaptığı iki hücum kornerle neticelendi ise de, Doğanspor müdafaası bu tehlıkeleri kolayhkla atlattı. Beşiktaş gol adedini arttırmak için hayîi gayret sarfetti. Biraz isabetsiz şütler ve !üzumsuz paslar, Beşiktaşa sayı fırsatı vertniyordu. Hakkının gerilerden gönderdiği uzun pası ıkı müdafi arasmda yakalayan Şeref 35 inci dakikada beşınci golü kalecinin cıkması yüzünden bos kaleye yaptı. Son dakikalarda İzmir takımında canlılık göze çarptı ise de, büyük sayı farkını temizlemek için yapılan gayretler netice vermedi. Ovun Beşiktaşın 5 1 galibiyetile bitti. Beşiktaş Doğanspor maçından heyecanlı bir sahne Galatasaray Doğanspor Doğanspor bugün ikinci ve son maçmı Taksım stadında Galatasarayla yapacaktır. Geçen hafta İzmirde Galatasaraya 40 mağlub olan Doğansporun, bugün, dünkü maç dolayısile Galatasarayın karşısma biraz daha yorgun çıkacağma şüphe yoktur. Mağlub vaziyete düstüğü halde, son dakikaya kadar canlı ve ümidli bir şekilde çalışan Doğansporun, bugünkü maçta, ayni surette enerjik oynaması ihtimali fazladır. Millî küme şampiyonası için son haftalarda ileri fırlayan Galatasarayın bu nazik vaziyeti doiayısile, bugünkü maça fazla ehemmiyet vermesı lâzımdır. Meşin topun şakaya gelir tarafı olmadığım gözönünde tutmak ve bu maça icab eden ehemmiyeti vermek zaruretini unutmamak nazık vaziyetlerinin pek tabiî bir icabıdır. Bugünkü müsabakalar TAKSİM STADI: Fenerbahçe Hılâl şild finali Saat 10. Demirspor Kadıköyspor Saat 12 Galatagencler Beylerbeyi saat 13,45 İstanbulspor, Beyoğluspor Beyko2, Kurtulus muhtelitleri Saat 15,45 Galatasaray Doğanspor saat 17,30 ŞEREF STADI: Yüzme teşvik müsabakaları saat 12 J İngiliz takımının Ankarada yaptığı maç Ankara 17 (a.a.) Şehrimizde Lulunan Ingıliz amatör futbol ekipi bugün Ankaragücik yaptığr «ük maçt*4« 4 kazanmıştır. H*lk, günlerdenberi sabırşızlıkla beklenilen bu maçı *eyretmeic için, maç saatinden çok evvel stada akmaya başlamış ve yağmura rağmen 12 bini mütecaviz bir seyirci kütlesi stadı doldurmuştu. Yağmur, maçın baslamasile beraber kesilmiş ve oyun rüzgârsız, yağmursuz ve süneşsiz. bir havada yapılmıştır. İngiliz amatörlerinin, bir muhtelit şeklinde memleketimize gelen M. Wanderers takımının İstanbuldaki muvaffakiyeti üzerine burada alacağı netice merakla bekleniyor ve Ankara futbolunun son zamanlardaki inkişafı gerek İstanbul, gerek İzmir takımlarına karşı aldığı parlak netice ile sabit oldu?undan bugünkü maçın ehemmiyeti bir kat daha artıyordu. Hakem Muzaffer Ertugun daveti üzerine beyaz fanilâ ve lâciverd pantalonlarile sahada görünen İngilizler stadı dolduran halkm dakikalarca devam eden büyük bir alkış tufanile karşılandı. Bunu kısa bir fasıladan sonra sürekli alkışlar ara^ında Ankaralı oyuncular takib etti. İki takımın saha ortasmda tan:şma!arı ve birbirlerini selâmlamaları çok samimî oldu. Atılan parayı misafirler kazandığı için top Ankaragücünde idi. Ankaranın, hakemin düdüğile başlıyan ve soldan yapılmak istenilen bir hücum tesebbüsü netice vermedi. Oyun başlıyah henüz üç dakika olmuştu ki, Ankara kalesi büyük bir gol tehlikesi savuşturdu: Sağdan inen bir İngiliz hücumu esnasında sağ açığın yakın mesafeden çektiği şüt golpostu yahyarak dışarı gitti. İngilizlerin, şuurlu, çok seri ve yerden oyununa mukabil, Ankaragücü çok heyecanlı ve havadan oynuyor; bu vaziyet tabiatile oyuncularımızdan daha cüsseîi olan İngilizler için mükemmel bir avantaj teşkil ediyordu. 6 ncı dakikada, sağdan anî bir hücuma geçen Ankaragücü, İngiliz ka'esine kadar sarktı. Alinin bu sırada uzaktan bomba gibi çektiği vole şütü, beklenmiyen bir plonjonla ve ancak kornere atmak suretile bertaraf edildi. Atılan korneri iki korner daha takib etti. îngüiz kalesi çok sıkışmıştı. Fakat, netice vermiyen bu tazyikten sonra kendilerine has soğukkanlılıkla yeniden hücuma geçen İngilizler, Ankaragücü kalesine kadar sokuldular. Bu esnada, sağ müdafi Nurinin ıskası Ankaragücüne bir gole ma! oldu. Sol iç mevkiinde aksayan Muzafferin yerine takıma gi\n Hasanın şahsî ve çahmlı bir gayretile soldan yapılan akın Alinin 23 üncü dakikada güzel bir şütle yaptığı beraberlik sayısile neticelendi. Bu gol halkın coskun tezahüratına vesile oldu. Dakikalarca süren bu alkış tufanı arasmda yeniden başlıyan oyunun merkezi sıkleti gene Ankaragücü kalesi c?üne intikal etmiş bulunuyordu. İnşilizlerin kalemizi daimî bir gol tehlikesi altmda bulunduran bu çemberi kırmak icin çabalıyan müdafiler çok müşkülât çekiyorlardı. Hâkim oynıyan İngilizler 30 uncu dakikada sağ içleri vasıtasile ikinci ve 36 ncı dakikada da sol içleri ayağile üçünkumpanya, Şeref kaptanın ailesine küçük bir tezminat vermişti ama bu para onlara bir sene bile yetmedi. Annesine ve Türkâna dayısı bakıyordu. Kaymakamdı. Anadoludan para gönderiyordu. Fakat geçen sene evlendi, parayı azalttı ve onu da muntazam gönderemez oldu. Son mektublarında: «Bende hal kalmadı, Türkân bir işe girsin, çalışsın, başınızin çaresine bakın!» demek istiyordu. Kız mektebin son smıfına geldiği için, tam dıploma alacağı sene tahsilini bırakamazdı. İki aydanberi, Beşiktaştaki üç odalı eski evlerinde satıp savma devresi başlamıştı: Karyolalara varıncaya kadar. Türkân yer yatağına düşünce, uykusundan uyanıp uyan:p istikbali düşünüyordu. İmtihanlara üç ay kalmıştı. Fakat diploma aldıktan sonra bile iş bulmak kolay mıydı? Ferihanın ne de olsa bir babası vardı. cü gollerini yapmaya muvaffak oldular. İkinci haftaymda, Ankaragücü, kaleye Natıkın yerine Necdeti getirmişti. Yeniden Ankaragücü kalesi önünde toplanan İngilizler Enverin yaptığı bir ıska yüzüden az kaldı bir gol daha yapıyorlardı. Fakat atik davranan sağ müdafi Nurinin uzun bir vuruşile tehlıke bertaraf edildi. Bir dakika sonra topu ayağına geçiren İngiliz takımının en tehlikeli oyuncusu sol için çektiği sıkı bir şütü Necdet şaheser bir plonjonla kurtararak muhakkak olan gole mâni oldu. 15 inci dakikada Ankaragücünün muntazam bir kombinezonla İngiliz kalesine 1nişleri seyircilere hakıkaten heyecanlı dakikalar yaşattı. Fakat ne yazık ki Vehabın isabetsiz şütü ile avuta gitti. Bunu takiben lehimize verilen bir fırikik de ayni surettç neticelendi. Yedikleri gollerin telâfisine çalışan Güç lüler büyük bir enerjile harekete geçerek İngilizlerin nefes aldırmıyan hücumlarını durdurmaya muvaffak olduktan sonra müessir surette mukabil akınlara başladı. Fakat, devre arasmda İngiliz kafile reisinin de söyledıği gibı muhaclm hattını teşkil eden oyuncular arasında kale önlerindeki müsaid gol vaziyetlerinden istifade edecek şütör bulunmaması yüzünden bir türlü sayı yapmak imkânını bulamıyorlardı. 24 üncü dakikada sıkı bir şütünü harikulâde bir muvaffakiyetle durdurmaya muvaffak olan Ingıliz müdafiler halk tarafından lâyık oldukları takdirle karşılandılar. Son dakikalarda tamamen hâkim oynamasına rağmen Ankaragücünün gol çıkarmadığını gören İngilizler tekrar harekete geçerek sol içlerinin 36 ncı dakikada Necdete kaptırmak imkânını bı^akmıyan sıkı bir sütle dördüncü gollerini de yaptılar. Maç bu suretle İngilizlerin 4 1 galibivetile bitti. katetmiştir. Gene Finlandiyalı Pernki, îstanbul şild şampiyonası finali, bugün 14 dakika, 16 2/10 ile ikinci gelmiştir. saat onda Taksim stadında Fenerbahçe 14 dakika 17 saniye olan eski rekor Finlandiyalı Lehtinen tarafından tesis edilile Hilâl arasında yapılacaktır. İstanbul Halk Partisi tarafmdan on se mişti. ne müddetle konan şildin son sencsi müsaYüzme müsabakaları bakası neticesinde kupayı şimdiye kadar İstanbul su sporları ajanlığından: en çok kazanmış olan Fenerbahçe, bugün 1 Su sporları federasyonu tarafın mağlub olsa bile şildi kazanmış olacaktır. dan hazırlanan ve evvelce bütün ku Balkanlararası kır koşusu lüblere tamim edilen 1939 yılı bölge yüzme müsabakaları programı mucibince Atletizm Federasyonu Balkanlararası mevsimin ilk yüzme hazırlık müsabakaKroskantry şampiyonasınm İstanbulda ya ları 18 haziran 1939 pazar günü Şeref pılması için icab eden milletlerle muha stadmdaki yüzme havuzunda yapıia bere edecektir. caktır. Önümüzdeki mevsim bu müsabakalar 2 Müsabakalara saat 12 de başlanaşehrimizde yapılacaktır. cağmdan bu saatten evvel yüzücülerin hakem heyetine müracaatle kayıdlannı tstanbulun kadrosu yaptırmalan lâzımdır. İstanbul istişare heyeti 23 haziranda 3 Yeni sicil talimatnamesi muci » toplanarak bütçeyi ve kadroyu tespit edebince, beden terbiyesi hüviyet cüzdanıcektir. nı hâmil olmıyan yüzücüler müsabaka lara giremezler. Barutgücü sahasında 4 Bir yüzücü bir günde su topu 18,6,939 pazar günü Barutgücü saharic olmak üzere ancak iki yanşa gihasında yapılacak maçlar: rebilir. 1) Büyükada Barutgücü A. ta 5 Müsabakalar beynelmilel yanş kımları, saat 17 de, 2) Büyükada nizamnamesine göre yapılacaktır. Barutgücü B. takımları, saat 15 te, 3) 6 Hakemler: Rıza Sueri, Sıtkı Er* Büyükada Barutgücü voleybol takım yar, Ali Rıza Sözeralp, Fahri ayya, Beları saat 14 te karşılaşacaklardır. kir Macur, Nedim Özgen, Suad Erler, 5000 metre rökoru kırıldı Hüsameddin Güreli, Zeki Göğışık, Melih Helsinki, 17 (a.a.) Finlandiyalı Denghiz. Maeki, dün atletizm müsabakalarında Yukarıda isimleri yazılı hakem arka« 5000 metrelik dünya rekorunu kırmıştır. daşlann mezkur gün ve saatte müsaba« Maeki bu mesafeyi 14 dakika 8,8/10 da ka mahallinde bulunmalan rica olunur, Şild maçınîn finali f Merhum Şerefin mezarında yapılan ihtifal J İhtifalde bulunanlardan b>r grup Merhum Beşiktaşlı Şerefin ölümünün altmcı yıldonümü münasebetile dun mezarı başmda hazin bir ihtifal yapılmış tır. Bu ihtifalde bütün kulüblere mensub güzide bir kalabalık bulunmuş ve merhumun mezarı, kendisini sevenler tarafmdan gönderilen ondan fazla çe lenkle süslenmiştir. Galatasaray, İstanbulspor, Vefa, Bursa Acar İdman, Yeni Şişli, Beşiktaş kulublerınm çelenklermden başka İstan bul mıntakası, hakemler heyeti, mıntaka reisi Fethi Başaran namına da çe lenkler gönderilmiştir. Merhumun mezarında. Beşiktaş ku lübü rüesasmdan avukat Abdülkadir Z\ya, bir hitabe ırad ederek Şerefin hayatından ve meziyetlerinden bahsetmiş ve bugün burada toplananların sadece Şerefı sevdikleri için geldıklerini kayde derek, Şerefin gdnüllerde uyandırdığı hürmet ve muhabbet hıslerini tebarüz ettirmiştir. Abdülkadir Ziyadan sonra. kulüb erkânmdan Rüştü, merhumun futbol hakibir nene? Güzellik kalmaz ayol. Bir hastalık onu alır, götürür, meselâ: bir çiçek hastalığı.» Türkânın da hastalıktan, hele çiçekten ödü patlardı. Sıtmanın Ferihayı ne hale getirdiğini de görüyordu. Küçükten beri, hasta olmak ihtimalini düşündükçe nekadar ağlamıştı. Sokakta ve mektebde her kese elini vermiyor, onun bu korkusunu bilmiyenler kibir sanıyorlardı. Kapı topuzlanna elini sürmez, yere birşey düşerse eğilip almaz, sık sık musluğa gider ve ellerini, ağzını yıkar. Dalgm bir kız olduğu halde mikrob ve hastalık bahsinde her zaman uyanık bir dikkati vardı. yatını anlatmış, Şerefin Türk futboluna ve sporuna yaptığı kıymetli yardımları zikretmi§tir. Bunu müteakib, İstanbul futbol heyeti reisi Kemal Halim de kısa bir hitabede bulunmuştur. Bu hitabelerden sonra merhumun ruhu için Kur'an okunmuş, mezar başında toplananlar hüzün içinde ayrıl • » mışlardır. Şişli, Süleymaniye: 8 Topkapı, Arnavudköy: 2 Maçtan evvel Beşıktaşlı merhum Serafeddin için bir dakika sükut edilmiştir. 5işli takımı hâkim bir oyunla daha ilk dakikalarda sık sık hücumlar yaparak Topkapı muhtelitini tazyika başladı. Bir müddet hâkimiyeti devam ettiren Şişli muhteliti ilk devreyi 2 1 galib olarak bitirdi. İkinci devrede tamamile hâkim bir vaziyet alan Şişli muhteliti yediği bir gole mukabil üstüste yaptığı sayılardan sonra maçı 8 2 kazandı. mıyordu. Kızın en kerekli zamanlarmda bile bu gözler, ayrı ve mes'ud bir ruha bağhymış gibi, sahibinin haberi olmadan gülümsüyordu. İnce ve pembe kanatl: burun, daima ıslak, hareketli ve kırmızı dudaklar, boyun ve bütün vücudün her parçası bir mükemmeliyeti tamamlaTiağa muvaffakiyetle çalışıyordu. İclâlin kendisine ve başkalarına istemi yerek itiraf ettiği birşeydi bu: Türkân güzeldi. Herkesin ilk bakışta da, k'skanc ve ve uzun bir dikkatten sonra da kusursuz bulduklan bu güzellik, Türkâna kolay ve iyi bir evlenme ümidi veriyordu. Senelerdenberi evinde çok sıkıntı ve mahrumiyet gördüğü için de onun 1 numaralı hayali güzel bir yuvaya sahib olmaktı. Bunu iki arkadaşına da söylediği zamanlarda Feriha onu anlıyor, fakat çiçekli bir sofra hasretinin ne olduğunu bilnryen İclâl, ona: «Budala, diyordu, bir evde ne kapanıp kalacaksın, dünyayı dolas, bak arkandan neler gelir, ne şanslar!..» Bunu söylerken de bahsi değiştirmeğe can atîyor, çünkü Türkânın güzelliği onu çok rahatsız ediyordu. Feriha ile hiç münakaşa etmediği halde Türkâna çok hücum ettiği için bir gün ağzmdan kaçırdı: «Bu Beşiktaş kulübünün teşekkürü Beşiktaş jimnastik kulübü başkanhğından: Aziz arkadaşımız merhum Şerefin vefatının altmcı yıldonümü münasebetile kulübümüzün tertib ettiği ihtifale samimî bir alâka ile iştirak eden bütün sporcu arkadaşlara ve çelenk gönderen İs tanbul matbuatma, İstanbul bölgesine, futbol hakemlerine, Galatasaray, Vefa, İstanbulspor, Bursa Acar İdman, Yeni Şişli kulüblerine ve Bay Fethi Başarana karşı içten ve gönülden duyduğumuz şükran ve minnet hislerinin iblâğına muhterem gazetenizin tavassutunu saygılarımızla rica ederiz. UÇURUMDA Roman: 3 Yaşamağa hazırlanıyordu. Fakat İc lâl gibi eğlenmek için değil, çal'şmak. hayatını kazanmak ve çetin bir meslekte yorulan babasım ihtiyarlığında rahata ka vuşturmak için. Sıtmasına rağmen çok becerikli ve gayretli bir kızdı; ve çok cesur. Belki tehlikeli bir mesleğin adamı olan babasından hep cesaret telkinleri aldığı için; biraz da istikbalin tehdidleıine karşı ıradesının hazırlığı. Kendine emniyeti ve gururu vardı. Müthis açlık ve sıkıntı günleri geçirdiği halde İclâlden hiç borc istememiş, onun bazı yardım tekliflerini de reddetmişti. Uç arkadas arasında eğlenmeklen ve evlenmekten bahsedildiği zaman Fcriha susardı. Onu konuşturmak için Türkânın, mektebden çıkınca bir kızın hayatını kazanmak için uğrayacağı zorluklardan bah Yazan : Seruer Bedi setmesi lâzımdı. O zaman Feriha bir çok bahislerde tekrarladığı ve diline doladığı bir vecizeyi, kimbilir kaç yüzüncü defa söyliyecekti: «Muvaffak olmamak için hiçbir sebeb yok»! O zamana kadar su san İclâl de gülmeğe başlar, Ferihanın kaşlarını kaldırışmı, başını iki yana sallayarak arkaya alışını taklid ederken ayni sözü tekrarladı. Fakat onun güccrir gibi olduğunu görünce hemen ilâve ederdi: «Yok, vallahi, ben eminim, sen tuttuğunu Fakat, Türkân da güzeldi. Kehribarkoparırsm, mutlaka bir baltaya sap ola daki miknatıs hassası gibi gözleri çeken caksın!» canlı ve parlak sarısile altın saçları, pemKahve falı Ferihaya özlediği istikbali be beyaz, ince tenli ve ipekli yiizünü en vadetmişti. dikkatsiz bakışların alâkasına arzediyorTürkânın babası yoktu. On sene evvel, du. Sisli ve dalgın, gri yeşil gözlerinin karısına ve kızına hiçbir şey bırakmadan, her kımıldanışı güzeldi. Ofke, nefret vebir denız kazasında öldü. Birinci süvarisı ya endişe, uzun kirpiklerin gölgesine sığıoldıığu vapur, siste kayalara çarpmıştı; nan bu gözlerin biçimini ve tesirini boza gözlerile uzaklara bakarak: «Ben, di yordu, sevecek hiç kimse bulamasam bile, içimden yeryüzünde mevcud olmıyan bir adamı sevmeliyim. Bunsuz yaşıyamam.» Ve insanı bir tek sevgide derinlesmekten meneden maceradan, değişikli hayattan, meçhule doğru koşmaktan nefret ediyor du. Nefret ediyor ve korkuyordu. İclâlin, bilhassa Ferihanın aksine Türkânın her meçhulden, her yabancıdan, her tesadüften ürken bir tabiati vardı. Evin içinde dolaşan bir ayak sesi, bir kapı vuruluşu, uzaklarda bir çığlık, herşey ona fena bir vak'anın başlangıcı olmak ihtimalini düşündürüyordu. Macerayı bunun için sevDalgm ve saftı. Budala değil; fakat miyor, sakin, temiz ve güzel bir ev hayahulyayı sevdiği için, amelî hayatta bece tını bunun için özlüyordu. Kahve falı, onu bu hayalinin tam aksiriksizlikleri, yanlış tahminleri, aldanışları pek çoktu. Geniş muhayyilesi, ona, her le tehdid etmişti. şeyin mümkün olabileceği vehmini veri 2 yor, her söze inanmasını kolaylaşt;r;yordu. Üç kız, terzinin sokağından çıktıkları Çocukluğundanberi, hakikî hayatm bo zaman, Beyoğlu caddesini cumartesi günzamadığı bir masal dünyası içinde yaşadı. lerinin öğleden sonra kalabalığı dolduruHulya veren herşeyi seviyordu: Sinema, yordu. Feriha, ötekilerin nereye gidecek roman, şiir ve musiki, başkalarının aşka ve lerini bildiği için hemen ayrıldı. İclâl ve evlenmeğe aid maceraları, ay ışığı, dağ Türkân Ayazpaşaya kadar yütüdüier. başı, orman, engin deniz... gibi büyük ta Yolda îclâl, terzi kadının taklidini vapabiat parçaları. İclâl aşkm budalalık cl rak, faldan ve herşeyden bahsediyor, [Arkası var] duğunu söyledikçe, Türkân, gülümsiyen

Bu sayıdan diğer sayfalar: