27 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

27 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Temmuz 1939 CUMHUKIYET Tetkikler ve denemeler tktısadî hareketler İstanbul Yapı Kooperatifi Memleketimizin tanmmış müteşebbis şahsiyetleri tarafmdan kurulmasına teşebbüs edilmiş bulunan «Türk yapı ve yapı malzemesi büyük kredi kooperatifi> nizamnamesi tasdık edilmek üzere Ti caret Vekâletin gönderilmiştir. Her vatandaşın bir yurd sahibi olması arzusile, hükumet merkezinden sonra şehrimizde de kurulmakta olan bu kooperatif yakın bir zamanda tamamen teşekkül etmiş ve faaliyete geçmiş ola caktır. «Türk yapı ve yapı malzemesi büyük kredi kooperatifi» nin gayesi şirketin ortaklanna ucuz, ucuz faiz, uzun vade ve asgarî külfetlerle ev temin etmek ve kendisine lüzumu olan yapı levazimatı ticaretini yaparak ortaklanna ucuza mal etmek ve bu suretle İstanbul şehrindeki imar hareketine şeniş ölçüde iştirak etmektir. Memleketimizin her tarafında tesisi arzu edilen böyle bir teşekkülün kooperatif şeklinde bulunuşu vatandaşların doğrudan doğruya zatî ve hayatî ihti yaclarını temine medar olacak bu işte hukuk müsavatını ve bundan doğacak emniyeti takviye edecek mahiyette bulunmaktadır. Bilhassa halkın rağbet ve hükumetimizin maddî müzaheret ve himayesile besleneceğine şüphe olmıyan teşekkülün kısa bir zamanda genişliyeceğine şüphe yoktur. Kooperatifin sermayesinin mühim bir kısmı üzerinden senevî temin edeceği faizin miktan yüzde beş olarak gösterilmiş bu miktann yüzde biri şirketin ihtiyat akçesile masarifine ve bir buçuğu da kendilerine bma yapılan ortaklarm hayat sigorta primlerinin tediyesine ve mütebaki 2,5 ta ortaklarm nef ine olarak her sene kredi sermayesine yapılacak zamma hasrolunmuştur. Buğün rnedenî memleketlerde büyük şehirlerin vücude gelmesinde büyük hizmetleri olan ve Ankaranın imar hareketinde de fevkalâde neticeler veren bu şekilde bir kooperatifin îstanhjılda da kurulmakta bulunuşu güzel İstanbulun iman bakımmdan alkışlanacak bir harekettir. Şüphe etmiyoruz ki, hüku metimiz bu nevi teşekkülleri meselâ haricden getirecekleri malzemeyi gümrük resminden muaf veya müsaid bir tarifeye tâbi tutmak ve bunlan teşviki sanayi kanunundan istifade ettirmek gibi bazı himaye tedbirleri almakta ge cikmiyecektir. îş saatleri ve sıcaklar Yazan: SAFAEDD1N KARANAKÇI Yaz görülmemiş bir şiddetle ortalığı yakıyor. Sabahın erken ve akşamm geç saatlerinde bile nefes almak mümkün değil. Ratıb bir kızgmlık insanm kemiklerinc, sinirlerine kadar işliyor. Hararet gölgede bile otuz beşin fevkinde. Gazetelerde okuyor, ağız şayiası olarak duyuyo ruz. Sıcaktan bayılan ve hatta ölen va tandaşlann adedi gittikçe artıyor. Sıcağın şiddetinden, buz meselesi bile Belediye için prensipe taalluk eden bir hal almıştır. Velhasıl sıcak, tahammül süz bir afet gibi vücudümüzde, sinirleri mizde, beynimizde tahribat yapmakta dır. Insanı bunaltan bu kızgın yaz «ünlerinde, geniş bir nefes alabilecek gölge altı bulanlann ilk düşündükleri, çalışanlardır. Evet, çalışanlar.. Sıcaktan şıpır şıpır terlediğimiz, kalbimizin darabanı duracakmış gibi batileştiği, âsabımızın bizleri çileden çıkaracak kadar gevşediği bugünlerde çalışmağa mecbur olanların vaziyeti hakikaten şa yanı dikkattir. Sıcaklar karşısında çalışanlarımızın vaziyetini dört kısma ayırarak tetkik ve mütalea edebiliriz. A Tarlada çalışanlar, B Serbest mesleklerde veya serbest bürolarda çalışanlar, C Fabrikalarda çalışanlar, D Resmî devlet bürolarında çalışanlar. Tarlada çalışanlarımız sıcaktan pek o kadar müteessir olmamaktadırlar. Anadolumuzu iyi tanıyanlar bilirler ki, tarlada çalışma saatleri tuludan çok evvel, günün alaca karanlığmda başlar. Güneş doğarken çiftçimiz günlük işinin mühim bir kısmmı hemen hemen ikmal etmiş gibidir. Köylü öğle sıcağında ya bir dere kenarmda veya bir ağac altında uyur, dinlenir. Köylü mesaisinin ikinci kısmı, güneş hararetini kaybettiği zaman başlar ve batıdan çok sonraya kadar devam eder. Serbest mesleklerde veya serbest bii rolarda çalışanlarımız, sıcaklardan daha az müteessir olanlardır. Günün çok sıcak zamanlannda işlerini tatil etmekte muhtardırlar. Diğer taraftan beşten yediye kadar geçen müddet, çalışma için en müsaıd bir zamandır. Günün sıcak zamanlannda ataletle geçen saatleri telâfi edilebilir. Yazın fabrikalarda çalışanlarımızın vaziyeti tetkike değer. 3008 numarah iş kanununun 35, 36, 37, 38, 43 ve 52 nci maddeleri çalışma gün ve müddetlenni tayin etmiştir. Bu kanunun 35 inci madesinin ilk fıkrasma nazaran, umumî bakımdan iş müddetinin haftada 48 saat olması esastır. Yazın çok sıcak ve tahammülsuz günlerinde işçiyi sekiz saat çalıştırmak, ondan matlub olan randımanı almağa mâni olabileceği gibi müteakıb iş yılları için de kjıvvet ve kabiliyetini zâfa uğratabilir. İş verenle işçi arasındaki münasebet lerde iktısadî amiller müessirdir. Patron herşeyden evvel merkantildir. Her ne pahasma olursa olsun fabrikasının işleme tini, istihsalin azalmamasını ister. Bina enaleyh amelenin tahammülsuz bir sıcakta çalısması onu alâkadar etmez. Bu hususta devletin müdahale ve alâkası düşünülebilir. Fabrika müstahdem ve memurları ekseriya müesseselerde ve yahud bunlann yakmlarında ikamet etmektedirler. Binaenaleyh sabahları saat beş buçukta ve yahud altıda işbaşı etmek suretile 48 saatlik mesai temin olunabilir. Resmî devlet bürolarında çalışanlan mızm mesai saatleri memurin kanunile mukayveddir. 788 sayılı memurin kanununun 51 inci maddesine göre umum memurların ça lışma saatleri mevsimlere göre altı saatten sekiz saate kadar olup bu müddetler İcra Vekilleri Heyeti kararile tayin olunur. Resmî devairde mesai zamanlarına ve memuriyette mükellefiyet esasile bazı hususata dair talimatnameye ek olan ka rarname ile mesai saatlerinin memurin kanunu hükümleri dairesinde valiler tarafından tayin edildiği malumdur. Geçen sene, haziran on beşinden iti baren îstanbuldaki daireler sabah sekizden inkıtasız on dörde kadar çalışmışWdır. Bilâhare bu şekilden sarfınazar edilerek mesai saatieri sekiz buçuktan on ikiye, on üçten on altıya kadar tespit olunmuştur. Bu yıl haziranının on üçüncü günü îstanbul Vilâyetinden devaire gönderilen bir tamimde, iş'arı âhire değin dokuzdan on ikiye ve on üçten on yediye kadar çalışılacağı bildirihniştir. Biz bu mesai saatlerini maslahata muvafık bulmuyoruz. Bilhassa bugünlerde on dörtten sn yediye kadar devam eden sıcaklar insanda yalnız çalışmağı değil; nefes almak kabiliyetini bile nezetmektedir. Yemek yendikten sonra memura tabiî bir rehavet gelmektedir. Bu tabiî rehavete taham mülsuz sıcağı da ilâve edecek olursanız memurun, öğleden sonraki mesaisinden müspet bir verim alınamıyacağı neticesine varabiliriz. . Bürolarda yapılacak ufak bir tetkik, işlerin sabahtan on ikiye kadar iyi işlediğini ve öğleden sonra tamamen tavsa dığını gösterir. Memurin kanunu sarihtir. Mesai saatleri mevsime göre altı saatten az sekiz saatten fazla olmıyacaktır. Kanunun bu sarih ifadesi karşısında memuru bu sıcak günlerde, gayrimüsmir bir halde daire lere bağlamakta hiçbir menfaat yoktur. Zira öğleden sonra o bunalmış, esasen çalışamıyacak bir haldedir. Mesainin inkıtasız sekizden on altıya kadar sürmesini de muvafık bulmuyoruz. Zira günün en sıcak zamanı on dörtle on altı arasındadır. Geçen sene İnhisarlar Umum Müdürlüğü memurları sekizden başlıyarak on dörde kadar inkıtasız ça lışmıslardır. Bu mesai tarzının muamelâtı müteessir ettiği iddia olunamaz. Mevsimin bu sıcak günleri için sabahları sekizde başlaenak ve on dörtte nihayet bulmak üzere inkıtasız altı saatlik mesai memurin kanununun 51 inci maddesine uygundur. Fedakâr ve feragatli memurlan bu naltıcı sıcaklardan kurtarmaklığımız lâ zıtndır. Türk Havacılığınm beşiği Inönü kampında yüzlerce Türk genci yorulmak bilmiyen bir gayretle yarına hazırlanıyor Yazan: ABİDİN DAVER SAFAEDMN KARANAKÇI Lâkayıd biletçiler Vali, kapıyı kapatmıyan tramvay memurlarını bizzat tecziye etti Tramvay arabaları kapılarınm durak yerlerinden hareketten sonra kapalı bu lunması lâzım gelirken bir kısım vatmanlar buna riayet Ptmemektedirler. Vali ve Belediye Reisi doktor Lutfi Kırdar dün bu şekilde kapısını açık gördüğü bir tramvay arabası memurlarını bizzat tecziye etmiştir. Bu ceza derhal tesirini gösterdiğinden bütün arabalar durak yerlerinden kalktıktan sonra, kapılannı kapadıktan başka üstelik kilidletneğe de başlamışlardır. f Burdur Halkevinde verilen müsamere j Burdur (Hususî) Hataym a'na vatana ilhakı ve Lozan gününün tes'idi münasebetile Halkevimizde büyük bir müsamere verilmiştir. Hatibler tarafından Lozan gününün büyük ehemmiyeti tebarüz ettirilmiş, müzik kolu tarafından bir konser verilmiş, temsil heyeti tarafmdan da «Severden Lozana» isimli bir piyes temsil edilmiştir. Gönderdiğim resim, temsil heyetini göstermektedir. Kampta tayyarelerden biri havalamyor Geceyarısı Ankara treni, bizi İnönü | « Uçuculuk temiz bir spordur, dedi. ken uçuşu kampına ve evvelki yazımda. istasyonuna bıraktı. Otomobillere bindık, Fakat yalnız spor olmakla kalmaz. Tay bahsettiğim Ankaradaki Etimes'ud motöri kurbağa vakvakları, köpek havlamaları, yarecilik, Türkkuşunda, Türk hava ordu lü tayyare merkezine münhasır değildir. böcek cıvıltıları arasında o tarihî İnö onu sunda, hava yollarında sizleri bekliyen ve Ankara plânörcülük merkezinde 20 yeni kasabasına doğru ileriledik. Sokakları, hizmet veren yüksek bir meslektir. Türk öğretmen namzedi tekâmül uçuşları yapı« İstanbulun bazı arka sokaklarından daha tayyareciliğinin büyümesi, uçucuların art yor, öğretmenlık kurslaruıa devam ediyor. iyi kaldırımlanmış olan kasabadan geçe ması, Türkiyenin eşsiz bir kudret ve kuv Burada, zamanı gelince, Harbıye birinci rek dektriklerile karanlık ovada pırıl pırıl vete ulaşmakta olduğunu gösterir. Türk smıf hava talebesınden 100 genc, plânör yanan İnönü kampına geldik. Nöbetçiler Hava Kurumunun açtığı havacılık yuva teknolojisini öğrenir, Harbiye ikinci sınıf den, kamp müdüründen ve bazı arkadaş larında toplanan ve «milletin makus tali hava talebesinden 100 genc uçuşjarını iler) larından başka herkes yatmıştı. Başkan hini yenen» kahraman Millî Şefimiz letir. Paraşütçülük çalışmalan da artmıştır, Şükrü Koçağm ilk işi talebenin yatakha înönünün adını taşıyan bu sahada çalışnelerini dolaşmak oldu. Gündüzkü çalış makta ve çalışacak olan çocuklar, sizleri Mevcud paraşütçüler iki misline çıkarılmış manm yorgun düşürdrüğü gencler, ikişer tebrik ederim. Hepiniz yurd için kıymetli ve 5500 paraşüt atlayışı yapılmıştır. Türkkuşunun 14 şubesinde 600 plânör katlı karyolalarında mışıl mışıl uyuyorlar birer eleman, birer hava kahramam oladı. caksınız. Hepinize muvaffakiyet dilerim.» pilotu, tekâmül plânörlerile antrenman Sabahleyin 5,30 da, güneşin ilk ışıkBu sözler 500 göğüsten birden fırlıyan uçuşları yapar. Tayyare modelcilik kursları d a ayn larile beraber kampta hayat başladı. İnö «Sağ ol!» teşekkürile karşılandı. bir faaljyet sahasıdır ki çocuklarımıza danünde, öğleye doğru ekseriya sert bir rüzha ilkmektebde havacılık aşkı aşılar. Bu gâr çıkar ve kampın arkasındaki dağların «Milletler için uçmak ihtiyact, hasahada Türkkuşunun yetişmelerıni temin karşısından yani aksi istikametten esen bu yaiî ihliyaclardandır. Uçmak mücadeetmiş olduğu 390 öğretmen vasıtasıle rüzgâr, müptedilerin plânörle çalışmalarılesi, yaşamak mücadelelerinden biri muhtelif yerlerde modelcilik kursları açına mâni olur. Onun içindir ki erkenden olmuşlur.» lacak ve bunlara yardım edilecektir. hava sakin iken işe başlamak lâzımdır. îlk «Yaşamak hudretinde hiçbir eksikvazife, beş yüzden fazla talebe ve muallik ve gerilik kabul elmiyen Türk milleAziz karilerime iki makale içinde Türk limin beraberce söyledikleri îstiklâl marti, elbetie uçmak yarışında da üstte buHava Kurumunun uçuculuk sahasındaki ile sancak çekme merasimidir. Bu her lunanlardan biri olmağa çalışmaklan faaliyetlerini hulâsa ettim. 1937 de ba§zaman güzel, her zaman heyecanlı tören kaçınmıyacakiır.» lıyan bu faaliyet 1939 da iftihar edılecek bittikten sonra, çalışmalar başladı. Tale«Türkkuşunu, büyük bir ulusu hava bir dereceye gelmiştir. Bu sahada 1937 ye Kooperatif nizamnamesine göre, ortak be 30 dan fazla postaya ayrılmıştı. Bir mn engin dünyasilc tanıştınp alışlıracak kadar geç kaldıktan sonra, birdenbire olabilmek için Türk olmak, sosyal hak kısmı düz sahada, plânörle ilk sıçramalan bir teşebbüs olarak alkışlamalıyız.» lanna sahib bulunmak, Türkiye Cumhu yapıyor, daha tecrübelileri de yüksek bir canlı bir çalışma devresi başlamıştır. KayBu sözler, Büyük Millî Şef îsmet İnö bedilen zamanlar telâfi edilmektedir. riyeti hududu dahilinde mukim olup İs tepeden kendini plânörle boşluğa fırlatıtanbul Vilâyeti dahilinde bir mesken yor, bir müddet havada kalıyor, sonra ye nünün havacılık hakkındaki vecizelerin îdareci, muallim, talebe herkes gelecek sahibi olmayı arzu etmek ve kooperatidendir. Türk Hava Kurumu bunlan güzel Türk nesillerini «uçar nesil» olarak yetişre iniyordu. , fin beheri beş liradan ibaret olan ve 1937 senesinde, ilk açıldığı zaman, bu renkli resimlerin üstünc bastırmış ve kendi tirmek aşkı, azmi ve imanile çalışıyor. mecmuu bir reyi ihtiva eden elli hissemüesseselerine dağıtmıştır. Kampın duTürk ordusunun; Büyük Millî Şefin sine malik bulunmak şarttır. Bu suretle kampa gene böyle bir geceyarısı gelmiş varlannda en güzel süs bunlardır. Bu re kumandasında iki, hatta üç defa muzafter tarihî İstanbul şehrinin imanna yalnız tim. O zaman, burada, sabahleyin ortalık İstanbullular değil, bütün Türk vatan ağardığı zaman beş on çadır, birkaç çar simlerin memleketin muhtelif içtimaî mü olduğu bu tarihî muharebe meydanında, daşları iştirak ettirileceği gibi bu nevi dak, bir iki küçük barakadan ve sayısı onu esseselerine, kazinolara, kahvelere, istas şimdi Türk havacılığı zaferler kazanmakkooperatiflerin çoğalmasile her vatanda bile bulmıyan plânörlerle dört beş mual yonlara ve asılması mümkün olan her ye tadır. Türk harb tarihinde yüce bir yer şın oralarda da bina sahibi olarak bütün lim, birkaç düzine kız ve erkek talebe var re konulmasım dilerim. olan talihli İnönü, şimdi de Türk havayurdun imar ve şenlenmesine önayak o dı. 1938 de kampta yeni binalar yapılmış, cılık tarihinde büyük bir un kazanıyor. lunması gayesi güdülmektedir. talebe, muallim, plânör sayısı artmıştı. Türk Hava Kurumunun ve Türkkuşu Çünkü Türk havacılığınm beşiği oluyor. Kooperatif, ayni zamanda mesken, a 1939 da ise, İnönü kampı, kalabalık bir nun faaliyetleri, yalnız înönü yüksek yelABIDtN DAVER razi ve akar sahiblerinin de serbestii kışla halini almıştır. Daha ilk açıldığı gün, iştiraklerini temin edecek mahiyette kampta 458 talebe mevcud bulunuyor; dir. Bu meyanda vatandaşlar mesken daha da geliyordu. Bu aym sonuna kadar sahibi olurken akar ve apartıman sahiblerinin de ileride'bu mülklerine kiracı mevcud 500 ü gececek, bu arada 12 kız bulamamalan tehlikesine karşı ortakla talebe de davet edilecektir. Kampın bu senn bu mülklerini icabmda satın alarak neki kadrosu söyle tespit edilmiştir: 350 Amatör lise talebesi (teşrînlere ortaklara kat kat teffizi ciheti de gözönünde tutulmuştur. kadar) 150 Gedikli namzedi (kânunlara kaKooperatife iştirak için ortaklar tarafmdan mübayaa edilmesi lâzım olan el dar) lişer hisse bedelinin evvelâ on lirasınm 100 Hava subayları (eylulden ikincîdef'aten verilmesinden sonra mütebaki teşrine kadar) 240 liranm ayda ikişer liraya kadar ö20 Öğretmen namzedi (tekâmül udenmesi mümkün kılmmıştır. çuşları) Kooperatif, ortak adedi 2500 ü bulun20 Yeni öğretmen namzedi (yeniden ca faaliyete geçecektir. Fakat bazı müyetistirilecek) said şartlar altında ortak adedi bine vâBöylece bu sene kampta asgarî 640 kisıl olunca da faaliyete geçebilecektir. şı velken uçuşu öğrenecektir. İlk onar lira ile kooperatif yapı levazımı îşte, iki sene evvel bir avuc insanm ticaretine başlıyacak ve 250 şer liranm tahsili tamam olunca inşaat işlerine giri çadırlar içinde çalıştığı o mütevazı kampMısır Bugünlerde Mısır ordusu Cebel Asfar çölünde seneiık büyuk şilecektir. Yapı işlerinin ikmalinden ta, şimdi kalabalık bir havacı kütlesi ya manevralara başlamıştır. Zehirli gaz maskelerile mücehhez askerler mefruz sonra kalacak sermaye ile kooperatif, şamaktadır. Öyle ki ucuş meydanı gözün diişman kuvvetlerine ateş ediyorlarİstanbul Belediyesile anlaşarak ve mu alabildiğine tevsi edildiği halde, ihtiyaca ayyen bir faizle İstanbulun imar hareke kâfi gelmemektedir. Bir taraftan da gerek tine iştirak edecektir. İnönünde, gerek gerideki tepede yeni hanKooperatif, gerek hayatlannda gerek garlar yapılmaktadır. Plânörler ve motörse vefatlannda kendilerine ev yapılmak ü mekteb talim tavyareleri dizilmiş, çaluştan doğan borclannın bir kısmını temin ma sırası beklemektedir. Gencliğin havaetmek için ortaklarım sigorta ettirmeği cılığa rağbeti ve bu yoldaki calısmalar ayve sigorta ücretlerini de alacağı yüzde ni tempoda devam ettiği takdirde, gelebeş faiz meyanından ödemeği gözönünde cek sene înönü kampı ihtiyaca kat'iyyen tutmuştur. kâfi gelmiyecektir. F.G. • *** Türk Hava Kurumu baskanı öaleve Bir çocuk saat hırsızlığı mı doğru, gencleri Atatürkün büstü önünde bir arava tooladı ve onlara birkaç söz söyyaptı? ledi Eski bir erkpnıharb ve tayyareci oFatih Sinanpaşa mahallesi Fazilet solan Erzurum meb'usu Sükrü Koçak, kağında 17 numarah evde oturan Sa mem'eketin dört tarafmdan havacılık aşmiye polise müracaatle gündüz açık bukile İnönüne gelmis olan Türk cocuklanlunan bahçe kapısından bir çocuğun inı bu asil gayelerinden dolayı tebrik etti, çeri girerek bir kol saatini aşırdığını id memlekette hava sporunu kurmuş, bavacıdia etmiş, yapılan araştırma neticesinde lığın inkisafmı temine çalismakta bulunAmerika Nevyark Valisi La Guardia polisin emrine en modern Mahmud admda bir çocuk yakalanarak muş olan Türk Hava Kurumu namma aletlerle mücehhez iki tayyare vermiştir. La Guardia, Nevyork Polis Müdürile beraber bu tayyarelerden birinde» tahkikata başlanmıştır. kendilerini takdirle andı. Şükrü Koçak talebeyi teftiş ediyor c Mısır ordusunun manevralan J> C Amerikan polisinin emrine verilen tayyareler •> 3 A

Bu sayıdan diğer sayfalar: