28 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

28 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 28 Temmuz 1939 ( Şehir ve Memleket Haberleri j Tarihî roman: 96 Yazan: Kadircan Kaflı Siyasî icmal Rusya ve garb demokrasileri ovyetler Başkomiseri Molotof'la İngiliz ve Fransız mümessillerı arasmda on mülâkat yapıldı. Her mülâkatın sonunda Sovyet Ajansı Tass tarafmdan neşredilen tebliğde İngiltere ile Fransanm tekliflerinde yeni birşey olmadığı yahud neticeye doğru mühim bir adım atılmadığı yolunda ilâve edilen kayıdlar müzakerenin yerinde saydığını Is pat ediyordu. Yalnız son mülâkata aid tebliğe böyle bir kayıd ilâve edilmemiştir. Sovyetler Birliği üç arada akdolunacak ittifakın hem siyasî, hem de askerî olarak şümullü ve esash bir misak olmasını ilk gündenberi istemişti. îngiltere bidayette askerî bağlanmaya hiç yanaşmamıştı. Sonradan evvelâ siyasî bağlanmaların tespit edilmesine ve muahharen askeri müşterek plânın kararlaştınlmasına razı olmuştu. Âkid devletlerden birine doğrudan doğruya bir taarruz vukuunda diğer ikisinin kendisine birlikte yardım etmeleri hususunu ötedenberi müzakere eden devletler arasında ihtilâf yoktur. İhtilâf dolayısile yapılacak tecavüz ve taarruzlara aiddir. Sovyetler Birliği; Leningradın yanıbaşında bulunan ve eskiden Rusyanın birer mütemmim parçasım teşkil eden Ba'tk hükumetlerine yapılacak taarruzları, dolayısile kendisine karşı tecavüz sayacağı gibi bu memleketlerde Almanya ve îtalyadaki rejimlere benzer inkılâbların vukuunun da kendisine bir nevi tehdid ve tecavüz oîacağı noktai nazarında bugüne kadar ısrar etmiştir. îngiltere ise teminat verilmesini tecavüz sayacak derecede mutlak bitaraflıkta sebat eden Finlandiya, Estonya ve Letonyanın tamamiyet ve istiklâllerini temin etmeğe ve bu memleketlerin dahilî işi olan rejimlerine kanşmağa asla yanaşmamıştır. İşte bu iki nokta dört aydanberi Sovyetler Birliğinin garb devletlerile siyasî anîaşma yapmalarına engel bulunuyordu. İngiltere siyasî müzakereler bitmezden evvel askerî temaslarm yapılmasma nihayet razı olmuştur. Fakat bu sahada dahi müzakerenin neticelenmesine büyük maniler vardır. Loid Corc son makalesinde bir harb vukuunda İngilizlerle Fransızlarm Lehistana yardım edebilmeleri için (Ren) nehri sahillerinden Vistül nehri sahillerine kadar bütün Almanyayı çiğnemekten başka bir çare olmadığını ve Baltık denizine Alman donanması hâkim olduğu cihetle bahren de yardım etmeleri berren yapmak istiyecekleri yardım gibi imkânsız olduğunu yazmıştır. Bmaenaleyh bir harb vukuunda îngiliz ve Fransız ordulan Şımal denizinden Isviçreye kadar uzanan altmış kilometre arzındaki Alman Siegfried hattı müstahkemî önünde bunu yarmak için oyalanırk^n Kızıl ordunun Lehistan ve Rumanya arazisine girerek Alman ordularını karşılaması icab edecektir. Askerî müzakerelerin başlıca mevzuunu Lehistana ve Ruman yaya Kızıl ordunun ve Sovyet hava kuvvetlerinin yapacağı yardımm plânı teşkil edecektir. Halbuki gerek Lehistan, gerek Ru manya kendi topraklarına yardımcı sıfa tile bile olsa Kızıl ordunun ve Sovyet hava kuvvetlerinin girmelerine şiddetle muhaliftirler. Bu iki devlet herhangi teca vüze karşı münhasıran kendi ordularile hava kuvvetlerine güvenmekte ve İngiltere ile Fransadan Almanyayı arkadan oyalamak ve para, silâh ve mühimmat vermek suretile dolayısile yardım etmelerini bekIemektedirler. Siyasî müzakerelerin neticelenmesine Sovyetlerin hemhudud komşulan Finlan diya, Estonya ve Letonya mâni olduklan gibi askerî müzakerelerin de sona ermesıne gene Rusyanın hemhudud diğer komşuları Lehiitanla Rumanya başlıca engeli teşkil edeceklerdir. Mttharrem Fevzt TOGAY Behey oğul, sana sevgimi bilirsin. Sensiz Hayvamn sahibi hakkın Şimdiki halde bir isü'lâ Maarif Vekaleti kat'î kahve içebilir miyim? Gel, çadırın ardına ma cevab bekleniyor rarını yakında bildirecek da takibat yapılıyor gidelim, yalnız oturalım. Geleni de bırakmasınlar! Koçun tos vurması neticesi olarak ra Denizbankm Fmdıkhdaki Satie binası Yüksek tahsil talebesinin ecnebi bir üMuslu Çavuş bir gün Meram bağlarında eğlenirken Zülfikar Pasa kendi adamlarina bir işaret yaptı. Hemen zoıbanın arkasından kemend athlar. Muslu bir elile hançere, öteki elile boğazmm altındaki kemende yapıştı; birkaçı daha saldınnca yere yıktılar, başını kestiler. Beş gün sonra bu kesik baş pizlice Murad Paşaya getirildi. Murad Paşa geniş bir nefes alarak mmldandı: Elhamdülillâh... Sonra başı getiren adamlara emretti: Orduda teşhir edilinceye kadar kimseye birşey söylemeyiniz! Padişaha gitti ve müjdeyi verdi. Ertesi gün erkenden Murad Paşamn kethüdası Yusuf Paşa ile kethüdasını sabah kahvalhsma davet etti. Yusuf Paşa Sadrıazama, kethüdası da Murad Paşamn kethüdası Ömer Ağaya misafir idiler; çok hürmet gösterildi. Dok sanlık vezir misafirine şöyle dadi: Behey oğul, sana sevgimi bilirsin. Sensiz kahve içebilir miyim? Gel, çadınn ardına gidelim. Yalnız oturalım. Geleni de bırakmasınlar! Inşallah size yann icazet olur, gidersiniz! Yiyecek ve içecekler getirilmişti. Henüz el vurulmamıştı ki Murad Paşamn kapıcılar kethüdası içeri girdi: Sultamm, Avlonya Beyi Hüseyin Bey şimdi geldi. Ne diyelim?. Murad Paşa, canı sıkılmış gibi yaptı; başını sağa sola salladı, Yusuf Pasaya: İnsanı bir dakika rahat bırakmazlar, ben biraz çıkayım! Dedi. Kethüdasma ve birlcaç ağasına da: Siz oturunuz, oğluma arkadaşhk ediniz! Emrini verdi. Mertebani tabak içinde getirilen paça, mis gibi kokuyordu; Yusuf Paşa daha çok dayanamadı: Buyurun! Dedi ve el attı. Çeşnigirler kethüdası Paşamn arkasında bulunuyordu; hemen paşamn kavuğunu aldı; başka biri de sofranın y^nına yıktı ve ellerini yakaladı; ötekiler hennen üşüştüler; başını kestiler. Bu sırada sofra darmadağın olmuştu ; pacanın suyile kanlar birbirine karışmıştı. Murad Paşa bu manzarayı derin bir hâzle seyretti, son ra ölüyü çadırın önüne kaldırttı. Murad Paşa Muslu Çavuşun başını getirenlere: Hemen gidiniz, ikindi zamanı, zorbanın başını bir mızrak ucuna takmış olduğunuz halde Maltepe yolundan orduya geliniz! Dedi. Bu emir yapıldı ve iki baş orduda iki gün teşhir edildi. Şimdi sıra Ekmekçizadeye gelmişti. Murad Paşa Yusuf Paşamn da idamını padişaha müjdeledikten sonra sözü defterdara getirdi: Padişahım, bunun idamı lâzımdır. Evkafı ve hazineyi harab eyledi, Sadrıazamm arzları dönmez! O kadar ayak diredi ki padişah izin verdi: Dilediğin gibi yapasın! Murad Paşamn düşmanları arasmda dehşet vardı: Fakat Ahmed Paşa buna rağmen Sadnazamın kahvaltı için yaptığı daveti kabul etmişti, çünkü para ile tutmuş olduğu iç oğlanlan hiçbir tehlike bıldırmemişlerdi. Ahmed Paşa kayığa bindi, Üsküdara yaklaştı. Bu sırada kıyıdan kendisine doğru altı kürekli bir kay.ğın hızla geldiğini gördü: Onun yanından geçerken kayıktakilerden biri mühürlü bir t&zkere attı. Ahmed Paşa büyük bir merakla kâğıdı kaptı, hemen açtı ve okudu. Murad Paşamn kendisi için kanh bir sofra hazırlamış olduğunu öğrendi. Kürekçilere emretti: Çabuk geri dönün! Kendi konağına değil Sun'ullah Efendiye gitti; herşeyi anlattı. Sun'ullah Ef. de sarava koştu. Padişaha adeta çıkıştı: Bu nasıl vezirliktir? Adalet böyle mi gÖrülür? Billah Ekmekçizadenin malına ve parasına göz koymuştur! Canboladzadenin malım almakta Baki Paşa ile ortakhr. Muslu Çavuş ile Yusuf Pasanın da bunca malları ne olmustur? Hazineye yedi yüz katar deve alındığı söyleniyor, doğru mudur? Celâli olanlar da böyle yaparlardı. Devlet adamlarmı yok etmek ister; iki ayağı çukurda bir ihtiyardır, göçüp gidince yerine gececek adam komaz. Ekmekçizade, isi çabuk basarabilmek için şefaatçilerini çoğaltıyor; birbiri ardından harekete getiriyordu. Kız lar Ağasi, Hoca Mustafa Efendi, Hafız Ahmed Paşa da ayni dilden konuştular. Mahfiruz Sultan bu işe hem şaştı, hem de kızdı. Bugün ansızın padişahın dairesine gittiği zaman Fatma Sultanın gönderdiği yeni bir kızla basbaşa buldu. Once durakladı ve kan başma vurdu, fakat sonra toparlandı. Sun'ullah Efendinin sözlerini ufak tefek farklarla tekrarladı. Birinci Ahmed hem sıkılmış, hem de kızmiştı. Bununla beraber o da kendisini tuthı ve Haseki Sultana: Gücenme! Ekmekçizade için Mu rad Paşaya söylerim, ilışmesin! Dedi. Bununla beraber kısa bir zamanda ayni sözleri birkaç düden dinlemek, ona Murad Paşa aleyhinde kuvvetii ve hislere, kinlere dayanan bir birleşmenin varlığını adeta yüj.iine çarpmıştı. Halbuki o, Murad Paşamn son ve gürültüsüzce kazanılan parlak zaferlerine hayrandı; Sadrıazam dediğin işte böyle olmalıydı; padişahın başına derd açmadan işlere düzen vermeliydi. Birinci Ahme koridorda Siîâhtar Ağaya emretti: Hemen şimdi Ekmekçizadeye gidersin. Diyesin ki, Murad Paşaya geçmiş günleri unutturamadığı aniaşılıyor, ihtiyath bulunsun! Ekmekçizade bundan hoşlandı, fakat vüzde yüz güvenemiyordu; İran seferine giderek Sadnazamın yamnda bulunursa yolda bir fırsatını bulup öldürmsi işten bile değildi. Admeh Paşa ölümün soğukluğunu ensesinde buluyordu. Bunun için tek çare Murad Paşadan mümkün olduğu kadar uzak olmaktı; padişahın gönderdiği haberden cesaret alarak saraya koştu. Şükran hislerini bildirdikten sonra yerlere kapanarak yalvardı: Padişahım, Ahmed kulunu bunun elinden kurtar; Baki Paşa benim yerime gitsin. Hazır bulunan otak ve mühımmat onun olsun! Üsküdara geçtikten sonra kendimi yok bilmeliyim; beni komaz, öldürür!... Malımda gözü vardır, hazinemde gözü vardır; halbuki onları hep Iran seferi için topladım, elbet oraya harcanır. Kasdımız padişahımıza hizmettir, bir can nemize yetmez ki... Padişah birkaç gün sonra Usküdar bahçesine geçti; Murad Paşayı çağırdı. Sadrıazam geldi ve yer öptü. Birinci Ahmed iltifat etti: Hoş geldin baba lalam!..* Murad Paşa yeniden yere kapandı. O zaman padişah: Benim baba lalacığım, sen piri fanisin, ayak üzere durma, otur! Dedi. Murad Paşa oturmadı: Padişahım, âdet değildir; kul olan haddin bilmek gerektir. Berhurdar ol. Ama senden bir niyazım vardır. Murad Paşa bir daha yer öptü: Padişahlar kullarından rica etmek olur mu? Ferman sizindir, buyurun! Ricam budur ki Ahmed Paşayı bana bağışlayasın, katlinden feragat edehatsızlığa uğramak iddiasile Müdde!u mumiliğe bir müracaat yapılmış, tahkikata başlanmış, Mustafa oğlu Arif ismindeki çocuk, dün akşam annesi ta^a fından Adliyeye getirilmiş, Adliye he kimliğinde muayene ettirilmiştir. Çocu ğun annesi, koçun tos vurması netic^si olarak çocuğunun arkası ağndığını, harareti arttığını, iştahı kesilerek yemek yiyemez hale geldiğini söylemektedir. Kasımpa şada olan bu hâdiseden dolayı koçun sahibi aleyhine yürüteceği takibata esas olmak üzere bu cihetin raporla tespitine ugraşmaktadır. İddiasında ısrar ettiğinden, dahiliye mütehassısmca muayene ile ra: por alınmak husus, Şişli Etfal hastancs ne havale olunmustur. meselesinde dördüncü sorgu hâkimüğin deki tahkikatın tevsii safhası, dün, son günlerde alınan ifadelerin ve muhtelif yerlerden sorulan suaüere gelen cevablann tetkikile geçmiştir. Simdiki halde yalnız bir yerden vaki istilâma cevab gelmesi beklenilmektedir. Bu işte mevkuf bulunanlardan bir kısmı geçenlerde kefaletle serbest bırakıl mıştı. Denizbank Umum Müdürü Yu suf Ziya Önişle Umum Müdür muavinlerinden Tahir Kevkebin, Bina ve Yapılar servisi şefi mühendis Neşet Kasım gilin kefaletle tahliye hususunda tekrar tekrar müracaatleri ise, redde uğramıstı. Bu üçünün, tahkikatın tevsii ve bu cihetten delillerin tespiti muamelesinin sonu alınır alınmaz, yeniden müracaatte bulunarak, serbest bırakma isteği ileri sürecekleri söylenilmektedir. Tahkikatın tevsii sonunda, evvelce tevkiflerini istilzam ettiren sebeblerin ortadan kalktığı kanaati husule geldiği takdirde, şimdiki halde mevkuf bulunan diğeT üç kişinin de serbest bırakılacaklan tahmin edilmektedir. san öğrenebilmeleri için birkaç sene evveî îstanbul Üniversitesinde açılan yabancı diller mektebinin gayeye uygun oîup olmadığı hakkmda ötedenberi yapılan münakaşaları nazarı itibara alan Maarif Vekâleti, bu işle alâkadar olmuş, tetkikat yaptırmıştır. Bu sene yapılan imtihanlarda hazır bulunan bazı doçentler müşahede ve mütalealannı Vekâlete birer raporla bildirmişlerdir. Rektörlük de alınan randımanı ve mektebe verilmesi lâzım gelen şekil hakkmdaki fikirlerini tespit etmiş, Vekâlete göndermiştir. Üniversite idaresinin ileri sürdüğü teklifler şu esaslar etrafında toplanmaktadır. Bugün mektebe devam mecburidir. Lisan kurlarına devam müddetini dolduramıyan bir taleb« fakülte imhhanlarına da giremez. Halbuki bilhassa Anadolu liselerinden gelen bir çok talebelerin ecnebi dilleri çok zayıftır. Bu gibi talebeleri bir seviyede yürütmek, bugünkü teşkilâtla kabil değildir. Müşkülâtı doğuran nokta, devam zaruretidir. Binaenaleyh bu mecburiyet kaldınlmalı, kurlara devam ihtiyarî olmalıdır. Talebeler, 5 inci sömestrden 6 ncı sömestre geçerken bir teks imtihanına tâbi tutulmalı, bunu başaram.yan talebelerin de fakülteden alâkaları kesil melidir. Bazı gazetelerin yazdıklan gibi, ya bancı diller mektebine 100 bin lira değil, 30 bin lira sarfedilmektedir. Mektebin kadrosunda 22 lektör, bir müdür muavini çalışmaktadır. Maarif Vekaleti, kat'î karannı yakında bildirecektir. Lisan kursa Geçen sene, Üniversiteye bağlı olarak açılan lisan kursu iyi randıman verdiğm den kursun teşkilâtı genişletilmektedir. Avrupadan yeniden iki yüksek lisan mütehassısı celbolunacaktır. Bu mütehassıslar için Vekâlet 15,000 liralık bir tahsisat vermiştir. Tosla bir çocuğu yaralıyan koç «Satie» tahkikatı Yabancı diller son safhada... mektebinin vaziyeti ŞEHİR İŞLERI Şehir etsiz kalmadı Dünkü akşam gazetelerinden biri, İstanbul cihetinm etsiz kaldığını, lokan tacı ve ahçıların oğleye kadar et beklediklerini haber vermiştir. Bu hususta alâkadar makamlarm söylediklerine göre, Et Nakliyat şırketinin mevcud on sekiz kamyonundan yalnız biri, dün bir aralık bozulduğu için bazı semtlerin eti ancak bir saat teahhurla temin edilebilmiştir. Şehir etsiz kalmamıştır. DENİZİŞLERİ «Tırhan» tecrübeleri 3500 tonluk Mersin hattı tipi yeni Tırhan vapurunun dün sabah saat 10,30 dan 16,30 a kadar Marmarada tecrübeleri yapılmıştır. Denizyollan Umum müdürü İbrahim Kemal Baybora, muavinleri ve işletme müdürile Denizyollan ve Liman fen heyetleri izalannın bulunduğu bu tecrübeler çok şayani dikkat olmuştur. Tecrübelerde Tırhan akıntı aşağı 14,30, tam hamule ile akıntıya karşı 14, tam hamule ile normal suda 14 bir çeyrek mil sürat temin etmiştir. Tırhanm esas mukavele sürati 13,30 mil olduğundan bu verim çok güzel bulunmuştur. Bu meyanda geminin dümen kabiliyeti de fevkalâde görülmüştür. Su verilecek mahalleler İstanbulun birçok mahalleleri, terkos suyu almak maksadile mazbatalarla Sular idaresine müracaat etmiş ve para larnı da yatı.rmış olduklan halde bunu temin edecek boru mevcud bulunmadığmdan müracaatler is'af edilememişti. Sipariş edilen borular bir haftaya kadar geleceğinden hemen faaliyete geçilerek bu mahallelerin suları verilecektir. Adaların su tesisatı Adalarda yapılan su tesisatına aid plân ve projeler hazırlanarak kat'î şekl;.ni almıştır. Bu birkaç gün içinde faaliyete geçilecektir. Taksim kışlasının devri Taksim kışlasının Belediyeye devri hakkmda Dahiliye Vekâletinden emir gelmesı üzerine bu hususta hazırlıklara başlanmıştır. Yalnız, evvelce takdiri kıymet komisyonu tarafmdan buraya altmış bin lira kıymet takdir edilmiş olmasma karşı Belediye muhasebesince bu kıymet çok görülerek itiraz edilmiş ve kırk bin lira teklif olunmustur. Bu cihet halledilir edilmez devir muamelesi yapılacaktır. Ismarlanan vapurlar mız üzerinde yapılan tetkiklere bazı noktalardan devam edilmesine lüzum görülmüştür. Ankaradaki komisyonun^Rfşmalarına iştirak eden Denizyolları İşletme müdürü Nasuhi Özak dün şehrimize dönmüştür. Fakat diğer azalar Ankarada çalışma lanna devam etmektedirler. ÜNtVERSİTEDE Atatürk ve Inönünün büstleri Ebedî Şef Atatürkün Ünivexsıte idaresi tarafmdan yaptırılan muazzam büstü, bir müddet evvel kabul salonuna konmuştu. Millî Şef İsmet İnönünün de ayni cesametteki büstü yaptınlmış, her ikisi de Rektörlük dairesinın yanındaki salonun önüne mütenaziren konulmuş tur. Karadenizde yaptırılan limanın yeri Boyanan binalar Bundan bir müddet evvel Vali ve Belediye reisi Lutfi Kıxdar imzasüe birinci derecede caddeler üzerine tesadüf eden bina sahiblerine birer mektub gönderilerek şehrin güzelliği bakımmdan bina cephelerinin boyatılması tavsiye olunmuştu. Bu tavsiye, bina sahiblerince hüsnü telâkki edilmiş ve yapılan tetkikler neticesinde bütün kazalar dahi linde bu suretle boyanan binalann miktan yedi bini bulduğu görülmüştür. Bunun haricinde Belediye ve Evkaf idareleri de kendilerine aid binalan boyat makta olduklan gibi ikinci derecedeki sın! binalarda da faal*yet başlamıştır. Murad Paşa birkaç saniye durakladı; Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar, içini çekti. İster istemez: dün kendisile görüşen bir muharririmi Emir padişahımındır. 1İ! ze bu neticeden çok memnun ve şehir Cevabmı verdi. halkma müteşekkir bulunduğunu söy Yarın sana gelecektir, lâkin bir za lemiştir. rar verme! Baki Paşa, Ekmekçizadenin MÜTEFERRtK otağını, sefer eşyasmı alarak defterdarlıkla sana yoldaş olsun! Temyiz tetkik komisyonu (Arkası var) reıslıgı Aldığımız malumata nazaran Nafıa L^ndraya gidecek Vekilimiz General Ali Fuad Cebesoyun refakatinde olarak Karadeniz kıyılanntalebelerimiz da, Ereğli, Zonguldak ve Çatalağzmda, Kanada talim ve terbiye cemiyeti tabu sahil parçasmda yapılacak yeni lima rafmdan Londraya 20 Üniversite tale nın yerini tespit etmek üzere tetkikler besi davet edilmişti. Kafile bu akşamki yapan Türk ve İngiliz teknik heyeti bir Semplon ekspresile hareket edecektir. çok bakımlardan Zonguldağı modern bir ECNEBİ MEHAFİLDE liman inşası için muvafık görmüştür. Bu böyle olmakla beraber Ereğli de moEski Yunan İktısad Nazırı dern lirran için müsaid bulunmuştur. şehrimizde Bu hususta henüz kat'î karar verümiş Eski Yunan İktısad Nazın Bakkalbaşı, değildir. şehrimize gelmiştir. Türk Yunan dostDeTriIen sandal luğunun daha ziyade inkişafmı temin etDün öğleden evvel Kızkulesi civann mek maksadile Atinada mevcud bulu da bir sandal devrilmiştir. nan Türk Yunan muhadenet cemiyetiKadıköy iskelesine kajndlı sandalcı nin burada da bir şubesini tesis etmek Bekir, dün Kadıköy iskelesinden san tasavvurundadır. Bu hususta tetkikler dalma yüklediği yedi küfe ile Kızkulesi yapmaktadır. açıklanndan geçerken Şirketi HayriyeTevkif edildi nin 65 numaralı vapurunun şiddetli dalgasma maruz kalmış, sandal devrilmişSultanhamammda Ali adlı birinin 448 tir. kuruşunu aşırdığı iddiasile yakalanan Bekir, sert dalgalann içinde çırpın Abdullah isimli genc, Sultanahmed bi mağa başlamış, bir amele motörü tara rinci sulh ceza mahkemesine getirilerek fından kurtanlmışte. sorguya çekilmiş, tevkif edilmiştir. İstanbulla diğer vilâyetlerdeki tetkiki itiraz komisyonlanna yapılacak itirazlan temyizen tetkik etmek üzere An Safranbolunun Yakacık köyünde olan karada teşkil olunan temyiz tetkik kobir ağır yaralama hâdisesinin bir safha misyonu reisliğine eski İstanbul Deftersı, İstanbul Adliyesine intikal etmiştir. darı Kâzım tayin edilmiştir. Safranbolunun Yakacık köyünde tarla Borsada münhal azalık için da sürü otlatmaktan kavga çıkmış, kavseçim ga kmşmış, bu aralık çobanlık eden İdTicaret ve Zahire Borsasında birkaç risin elindeki silâhtan çıkan kurşunla, gün evvel yapılan seçim esnasmda ek tarlada bulunan Gülsüm kolundan ve bacağından yaralanmıştır. Koldaki kur seriyet kazanamıyan bir azalık için dün şun orada çıkarılmış, bacaktaki kurşun sabah Borsada yeniden seçim yapılmışiçeride kalmış, çıkarılmak üzere yaralı tır. Bu seçimde Nuri Baban kazanmıştır, Meb'uslarımızın temasları buraya gönderilmiş, hususî bir hastaneHalkla yaptıkları temaslara devam eye yatırılmıştır. Lâkin aradan bir zaman geçtiğinden bacak kangren olmuş, Gül den İstanbul meb'uslan bugün de Şilesüm, burada dün sabah hayata gözlerini ye giderek oradaki Halkevi ve Parti binasında halkm dileklerini. dinliyecek kapamıştır. Adliye hekimi Enver Karan hastaneye lerdir. gitmiş, cesedi muayene etmiş, Morga KÜLTÜR tŞLERt kaldırtmıştır. Otopsi yapılmış, kurşu nun seyri raporla tespit edilerek, netice Muallim istatistiği Safranbolu adliyesine yazılmıştır. Muallim kadrosu üzerinde yeni bir is Adliyeye intikal eden bir yaralama vak'ası c Gümriik ve İnhisarlar Vekili şehrimizde ! Paylaşılamıyan çocuk işi ne olacak? «Paylaşılamıyan çocuk» meselesinin en yakın safhasmda, Nermin kızın ka yıblara kanştığmı yazmıştk. Çocuğun annesi Fatma İlhan dün Adliyeye gel miş, icra memuru ve polisle beraber mahallebici Mehmed Alinin evine tekrar gidilmek üzere beşinci icraya usulen lâzım gelen harcı yatırmıştır. Mehmed Ali, çocuğun artık kendi evinde olmadığını, nerede olduğunu da bilmediğini söyle mekte, buna karşı Fatma İlhan da «çocuk ondadır, o saklıyor. İşi artık inada bindirdi, ben mahkeme kararile anneliğimi ispat ederek çocuğumu yanından aldığım halde, beni çocuğumdan mah rum bırakmak maksadile bir türlü Nerminin peşini bırakmıyor» demektedir. Mavna yığını Limanlar umum müdürlüğü, İstanbulda Halicin manzarasını bozan ve uzun yıllardanberi Perşembepazan önünde bulunan iki köprü arasındaki mavna yığınmı Hal'cde Camialtı önüne kaldırmağa karar vermiştir. Bu şekil Belediye tarafmdan memnuniyetle karşüanmıştır. tatistik hazırlanmıştır. Bütün orta tahsil müesseselerinde çalışan kadm mu allim miktan 1200, erkek muallim miktarı 7000 dir. İstanbulda kadm muallimler, erkek lerden daha fazladır. İzin alan muallimlerin yüzde 98 i kadmdır. Orta ve ilk tahsilde vazife gören muallim adedi de 25,000 dir Raif Karadeniz dün Ege vapurunda kendisini karşıhyanlarla beraber Şehrimizde yaptığı tetkiklerden sonra İzmire giden ve orada tetkiklerine devam eden Gümrük ve İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz, dün saat yarımda Ege vapurile şehrimize gelmiştir. Vekil, Galata nhtımında İnhisarlar umum müdürile Gümrük erkânı tarafından karşılanmıştır. Vekil, seyahati etrafında kendisile görüşen muharririmize demigtir ki: « jstnabuldski tetkiklerden sonra İzmirde ve civannda gerek inhisar, gerek gümrük Işleri üzerinde tetkiklere devam ettim. İstanbulda pazar gününe kadar kalacak., gene gümrük ve inhisarlarda tetkikler yapacağım. Bundan sonra bu tetkiklerim hakkında matbuata malumat vermem mümküa olacaktır.» Cu m h u r i y et Nüshası 5 knrnştnr Harîc Türkive icin icin 1400 Kr. 2700 Kx Senelık 750 , 1450 » Altı aylık 400 » 800 > Üc ayhk 150 » Bir aylık Yoktur Abone şeraiti {

Bu sayıdan diğer sayfalar: