28 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

28 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Temmuz 1939 CUMHURIYET İstanbul limanı Ingiltere Limanlar müşa viri Gips, hazırladığı raporu Vakâlete verdi İstanbul limanının tevsi ve inkişafı için evvelce şehrimize gelerek tetkikler yapan İngiliz hükumeti limanlar müşaviri Gips, İstanbul rıhtımlarınm tevsii için bir proje hazırlıyarak Münakale Vekâletine gön dermiştir. Evvelce istanbul limanım tevsi için GaIata rıhtımınm Fındıklıya kadar uzatılması düşünülüyordu. Fakat bu sahıün velevki senenin muayyen zamanlar.nda da olsa büyük dalgalara maruz bulunduğunu nazan dıkkate alan Gips, bunun yerine Tophaneden Kuruçeşme antrepoju nihayetine kadar burada rıhtımın takviyesini ve sonra bir dalgakıran şeklinde ikinci bir rıhtımın inşasını muvafık görmüştür. Birbirine muvazi olarak uzayacak ve Denizyolları binası önünde yekdiğerile birleşecek olan bu iki rıhtımın iç tarafına va purlar iki sıralı girebileceği gibi dış tarafına da yanaşacaktır. Bu suretle Avrupa limanlarından bir çoğunda olduğu gibi tahmil ve tahliye işleri teksif edilecektır. HATAY MEKTUBLARI Fransız Kumandanları Antakyadan nasıl ayrıldı? Dost iki memleket zabitlerinin birbirlerine vedaı çok canh tezahürata vesile oldu V j.» ^ «j, ^ , Yazan: Mekki Said ESEN «Cumhuriye».» paviyonu, 11 inci Yerli Mallar Sergisinin en cazib köşelerinden birini teşkil ediyor. Paviyonumuzu dün de binlerce ziyaretçi görmüştür. Serginin geniş bir alâka toplıyan bu köşesinde, matbaamızda basılan eserler teşhir olunmakta ve % 20 tenzilâtla satılmaktadır. . ,. Yukarıdaki resim, paviyonumuzu alâka ile tetkik eden sergi ziyaretçilerini göstermektedir. Gene bu projeye göre rıhtımlar Halicin iki sahilinde Atatürk köprüsüne kadar uzatılacaktır. Köprü günde iki defa acı larak vapurlar Halice girecek ve bu rıh tımlarda tahmil ve tahliye faaliyeti yürütülecektir. Plâjda boğulan adam Evvelki gün Kızkulesi plâjında bir boğulma hâdisesi olmuştur. Beyoğlu Afrika hanı altında sütçülük yapan Aziz, yedi yaşlanndaki çocuğunu da yanma alarak Kızkulesi plâjına gitmiş, çocuğu sahilde bırakarak yüzmeğe başlamıştır. Bir arahk üzerine gelen fenalık neticesinde çırpınan adam, uzaktan görülünce yardımına koşulmuş. kazazede bitkin bir halde sahile çıkanlmıştır. Yapılan bütün tedaviye rağmen Aziz, biraz sonra ölmüştür. Yerli Mallar sergisinde «Cumhuriyet» in kendi eserlerini teşhir için ayırttığı yer, muvaffak on birinci serginin başlıca cazibelerinden birini teşkil ediyor Bundan on bir sene evvel açılan ilk yerli mallar sergisini hatırlıyorum. O gün, Galatasaray mektebinin içi, hakikî bir bayram yeri idi ve biz, bu bayram yerinde, oyuncaklarına kavuşan çocukların heyecanını tadıyorduk. Meğerse, ne cicilerimiz varmış da bilmiyormuşuz! Bazan, Kütahya çinîsinden yapılmış. minimini bir vazonun, benzinlc çalışan iptidaî bir ocağm, Bursa ipeğile örülmüş bir mendilin, hatta bir deri parçasının, bir şeker kamışının önünde hayran dakıkalar geçirdiğimiz oluyordu. Hiçbir çekirdek, ileride yetiştireceği yemişin çeşnisi hakkında fikir vermez. Fakat yerli mallar çekirdeğinde, büyük millî sanayi ağacınm bütün kudreti vardı. Biz, daha o günden, davayı kazanmıştık. Vakıâ, teşhir edılen malların çoğu, dermeçatma, gülünc denilecek derecede iptidaî şeylerdi. Fakat, herşeyden evvel bizim kendi mallarımızdı. Her biri, Türkün öz varlığından birşey taşıyordu. İlk Yerli Mallar Sergisinin dehüzle rinde, güneş doğmadan evvelki alaca karanlığa benzer bir ışık müjdesi sezenler, aldanmadılar. O çekiıdek, artık bir agacdır. Her dalında bir fabrika bacasının dumanı tüten büyük bir ağac... Dün, on bir yaşmdaki serginin köşe bucağını, bu ilk çocuk sergiyi gözlerimin önüne bir rehber gibi katarak dolaştım. İlk ziyaret ettığim yer, Sümerbank paviyonu oldu. Burada artık on bir sene evvelki çığırtkan konuşcnuyordu. On'.a rın yerine rakamlar ve grafikler dile gelmişlerdi. Işıklı levhalar üzerine sıralan mış rakamlarda, dipdiri, capcanh, taptaze bir milletin, yeni tarihine nasıl ayak bastığını, okur gibi oluyorum. Kurucu Atatürkle yapıcı ve başarıcı înönü, burada da yanyana ve karşı karşıya idiler. Sanki, müşterek eserlerini temaşaya gelmişlerdi. Serginin kapısı üzerinde, İnönünün usta bir elden çıkmış güzel heykeli, millî iradenin tunclaşmış bir ifadesi gibi idi. Sümerbank paviyonundan sonra F.tibank paviyonunu gezdim: Burada da sanayi hareketimizin katettiği merhaleleri gösteren çizgiler vardı ve bunlar, Türk milletinin iktısadî veçhesini, talihli bir adamın alınyazısı gibi ifşa ediyorlardı! Toprağının altı, toprağının üstü kadar bereketli bir yuıd içinde yaşadığımızı artık kimseden öğrenmeğe muhtac değiliz. Kendi hazırladığımız rakamlar, bunu bize söylüyorlar. Şimdi de Şehir paviyonunu dolasıyo ruz. Yarınki İstanbulu, maketler üzerinde, parca parca seyre dalanlar var. Bunlardan biri, Eminönü meydanının müs takbel şekli hakkında izahat veren arkadasına: Hele su Eminönünün işi bitsin bakalım... dedi. Bitince ne olacak? Güldü: Belki bizim evin önüne de sıra ge Esnafa kredi Halk Bankası Umum müdürü şehrimize geldi Halk Bankası umumî müdürü Ata şehrimize gelmiştir. Banka umum müdü rünün şehrimize gelışi, bilhassa küçük SAnayie, el sanayi erbabına kredi temini işile alâkadardır. Yazan: SALÂHADD1N GÜNGÖR Halk Bankası umum müdürü, bu çok mühim nokta üzerinde İstanbul halk sanlir! Bu seneki serginin bir hususiyeti de, dığında Sanayi umum müdürü Resadla Hatay paviyonu idi. Koridorlarda, her görüşmüştür. kes biribirine soruyordu: Halk Bankası umum müdürile Sanayi Bir Hatay paviyonu varmış, nere umum müdürü, pazartesi günü Ticaret Ode acaba?.. dasında kredi mevzuu üzerinde koopcıHatayı göremiyenler belli ki onun pa tif mümessillerile görüşmeğe karar verviyonunu gormekle rBüteselli olacaT^SrtTl. mışlerdir. Pazartesi günü bir toplantı yaBen, de, aralarına katıldım. Daracjk bir pılacak ve bu toplantıda kooperatiflere ve odaya girdik. Fakat bizden evvel ge küçük sanayie kredi temini hususunda lenler, içerisini doldurmuşlardı. Onlarm alâkadarların mütaleaları alınacaktır. çıkmasını beklemek lâzım geldi. Meğer Yapılacak temaslar neticesinde halk sanbu tehalükün maddî sebebleri de varmış. dıkları kredi veren şekillerinde küçük sanHatay paviyonunda, bugün için, hatta at erbabına mahsus kolaylıklar gösterilebelki yann için de, ayni fiata İstanbulda ceği anlaşılmaktadır. tedarıkine imkân olmıyan bir takım eşya teşhir edilmişti. Bunların en başında som Erzurum Erzincan hattı cevizden yapılmış oda takımlan ve ma Aşkaleye vardı salar geliyordu. Bsktım: Uzerlerindeki Erzurum, 27 (a.a.) Erzincan Eretiketi kaldırmışlar. zurum hattı ray ferşiyatı bu akşam Aşka Satıldı mı? diye sordum. leye girecektir. 28/7/939 cuma sabahı Cevab verdiler: Yarım saat evvel, birisi geldi, ne saat 10 da ferşiyatın Aşkaleye gelişi büyük merasimle tes'id edilecektir. Aşkavar ne yoksa, hepsini kapattı... Kapa.nm elinde kaldı diye işte buna leliler Cumhuriyetin bu güzel eserini gözderler. Çivisiz, arabesk yapıda bir orta lerile gördüklerinden bayram süruru içinmasasını on iki liraya kim almaz?... Ya dedirler. o, sırma telle işlenmiş perdelerin güzelliği... ilişti. Zaten sergi açıldığı dakikadan Sordum: beri, kulağıma sağdan soldan sualler ya Başka malmız yok mu?.. ğıyordu: Burada yok! Sipariş verilirse, ge Cumhuriyet paviyonunu gördün tirtiriz! mü? Bence, Hatay paviyonu, aceleye gel Cumhuriyet paviyonu... memiş olsa, hayli zenginleştirilebilirdi. Cumhuriyet.. Bununla beraber, gene gözleri oyalayan Sergide zaten hangi köşe «Cumhuri şeyler var. Duvarlara boyluboyuna (Ha yet» in değil ki.. Fakat, işte aynca bir tay) ın kurtuluş gününe aid fotoğraflar de «Cumhuriyet» paviyonu var: Bizim asmışlar. Köşeye gelen yerde, geniş bir gazetenin paviyonu.. bayrak.. Tabiî, Hatay bayrağı değil arCumhuriyet tabı ve nesır müesseseleritık: Atavatanın gül renkli bayrağı... nin okuyuculanna bir sürpriz olsun diye Hatayımızda da, neler yetişiyormuş, sergide kendi eserlerini teşhir için ayırttıbaksanıza: Zeytinyağı, sabun, ipekli kuğı yer, çok muvaffak bir eser olan On bimaş, kundura, yerli kırmızı meşin çizmerinci Yerli Mallar Sergisinin başlıca caIer, âlâ kilimler... zibelerinden birini teşkil ediyor. Hepsine, ayrı ayn, adeta sevgi dolu Bu paviyonda «Cumhuriyet» in ilk gözlerle bakıyoruz. Dışarı çıkarken, kasayısile son sayılarmdan birini görüyor pıda nöbet bekleyen Hataylı genc'eri gördüm. İçeri girmek için sabırsızlanıyor sunuz. Aradan geçen yılların ayni gazete üzerinde yaptığı sihirli değişiklik, tabiî lardı. Büyük anavatan toprağmda kuruîan gözünüzden kaçmıyor. Fakat asıl büyük sergide ilk Hatay köşesi... On bir senede farkı, baskı adedinde buluyorsunuz: Meele geçen nimetler arasında; Hatay baş ğerse Cumhuriyet, ilk çıktığı zaman, anlıbasına en büyük kazancımız değil mi?... cak 7000 tiraj yapan bir gazete imiş... Yerli Mallar Sergisinde Hatay mal Bir de bugünkü tirajı okuyunuz: 62,000! Iarına yer ayırmakla Sanayi Birliği çok Demek dokuz misline yakın bir artış var. Ben kapıdan çıkarken, Cumhuriyet royerinde bir iş yapmış doğrusu! Bir ara, paviyonlann önünden geçiyor zetleri, yağma hasanın böreği gibi, kap:ş dum. Tanıdığım bir ıtriyatçı yolumu kes kapışa gidiyordu. Salâhaddin GÜNGÖR ti: Söyle, ne istersin.. Fujer, Kelkflör, Sergiyi gezenler Milflör, Verven, Hobigan... Sergi, bilhassa, dün akşamüzeri fev Güldüm: kalâde kajabalık olmuştur. Eğer varsa, kokusu gibi, adı da Dün sergiyi şehrimizde bulunan tanınyerli malı esans isterim! mış zevat, Gümrük ve İnhisarlar Vekili, Biraz daha, şurada burada dolaştıktan sabık İktısad Vekili Rahmi Apak, say sonra, bahçeye çıktım. Hıncahmc do lav HÜSTIÜ Kitabcı ve sair zevatla sey lu... Şehir armonisi, hususî köşkünde yahlar gezmişlerdir. Karmen den güzel bir parca çalıyor. Sergi geceleri saat 11 e kadar açık kalÇiftler kolkola dolasıyorlar. Kitab sergi dığından dolayı halk geç vakte kadar sersinin önünden kalabalık hiç eksik değil. gi bahçesinde kalmakta ve eglenmekte Derken, Cumhuriyet paviyonu gözüme dir. Tramvaydan düşen çocuk Beşiktaşta Cemalin 14 yaşlannda oğlu Nail, kaçamak bindiği tramvaydan atlamak isterken düşmüş, vücudünün muhtelif yerlerindren yaralanmıştır. Hatayın anavatana kavuşması şenliklerinden. Yukanda: Antakyada ve aşağıda Reyhaniyede halk eğlenceleri Antakya 27 (Sureti mahsusada giden| Kolonel Kole ve muavini valiye, al arkadaşımızdan) Antakya kışlası en baya tekrar teşekkür etti. Hemen Surititiz bir itina ile temizlenmiş bulunuyor: yeye hareket edecek olan otomobiüne Tahtaları yıkanmış, camları uğulmuş, bimmek üzere aynlırken şimdi Şama taduvarları kireçlenmiştir. Kışlayı günler yin edilmiş olan eski Antakya başkonsodenberi işgalleri altında bulunduran An losumuz Fethi Denliye: takyalı kadınların, binayı askere teslime, « Allaha ısmarladık aziz dostum. artık, muvafakat edecekleri umuluyor. Sizinle Şamda sık sık görüşeceğiz!» de23 temmuz sabahı kışlaya akm, o kadar di. önüne geçilmez ve durdurulmaz mahi Evvelâ Fransız generalinin ve maiyeyette idi ki, askerlerimiz, yerlerine birkaç tinin otomobilleri, daha sonra da kırmızı ;ün sonra girmeğe seve seve razı oldular; fesli müstemleke askerlerinin kamyonlan fakat silip süpürme ve temizleme işlerinin hareket etti. Biinlan tanklar takrb etti. hiç de kolay geçmediği muhakkaktır: Bir General, zabitler ayrıldıkları dost tarafın tozunu alanlar, öte tarafta yeni memleketi bir daha selâmladılar, Vam den çalışmaya mecbur oldular. Hâlâ, yonlan dolduran askerler de, Türk meydana toplanarak, kışlayı bir kere ziFransız dostluğunun bu mes'ud tecelli aret için günün ve gecenin her saatinde sinden memnun bir halde, güleryüzle kasıra bekliyenler görülüyoT. T a uzaklar labalığı temaşa ederken, kırmızı feslerini dan ellerinde kurbanlarile gelenlerin hadsalhyorlardı. Antakya kışlası önünde di hesabı yok: «Nezrettik, sözümüzü Türk bayrağınm çekilişini selâmlamak erine getireceğiz!» diyorlar. Tahtalan için toplanmış olan yüz bin kişinin gözpenler, duvarları yalayanlar var. Kış leri, brr anda, bu kafileye dikildi ve yenî laya, 21 senelik hasretten sonra, şanlı bir uğultu bütün ovayı sarstı. Arada şu Türk bayrağınm çekildiği andaki büyük kelimeler farkedilebiliyordu: eyecan, bütün canlılıgile her tarafta ya Güle güle! ııyor. O dakikada, Fransanın şimalî Su Maasselâme! •iye kuvvetleri kumandanı General Mone Bon vuayaj! le Hatay Valisi Şükrü Sökmensüer ve işte 23 temmuz sabahı Hataydaki son lbay Şükrü Kanadh arasmdaki mükâ lemeleri müstacel telgrafla bildirmiştim. Fransız askerleri de böyle uğurlandılar. O sırada, Vali ve albay Şükrü Kanadh Mekki Said ESEN le Kolonel Kole ve diğer Fransız zabitleri arasında da kısa görüşmeler oldu ki, Kanada Başvekilinin bu tarihî sahnenin bütün hatıralarını tabeyanatı şımaktadır. Bu şayanı dikkat muhavere leri aynen bildiriyorum: Ottavva 27 (a.a.) Kanada Baş vekili Mackenzi King, gazetecilere yapCumhuTİyet hükumetinin ilk Hatay tığı beyanatta umumî vaziyet vehametınl Valisi Şükrü Sökmensüer, dost Fransız muhafaza ettiği müddetçe Kanada'da generalile görüştükten sonra, Kolonel parlamento seçimleri hususunda bir ka Kole'ye şöyle hitab etti: rar almak fikrinde bulunmadığını söyle« Bilhassa, Kolonel Kole, size, bu miştir. kısa günler içindcki iyi arkadaşlıgınızdan Malum olduğu üzere Kanada parla dolayı çok teşekkür ederim. Vedalaştığımentosunun bu içtima devresi 1940 ta himız şu anda, kalbim sizin için iyi istikbal tam bulmaktadır ve teamül iktızası ola temennilerile doludur.» rak yeni intihabatın bu müddetin hitammKolonel Kole: «Bu iyi hatıralan da dan evvel yapılması lâzrm gelmektedir. ima kabimde taşıyacağım.» dedi. Başvekil, parlamentonun her an karar Albay Şükrü Kanadlı şunlan söyîedi: vermeğe amade bulunması lüzumunu kay« Çekinmeden diyebilirim ki yan dederek îngilterenin sürükleneceği bir yana askerlik arkadaşlığımız, herkes icin harbde Kanada'nm bitaraf kabnası veya güzel bir misal ve örnek olmuştur. Bu bu harbe iştiraki hususunda ancak par teşriki mesaimiz esnasında temiz kalbinı lamentonun karar verebileceğini ilâve eyzin ve silâh arkadaşhğınızm kıymetli ha lemistir. tıralarını bütün hayatımca muhafaza edeMugla Vilâyetinde tütün ceğim. Bunu size bütün kalbimle ve samah8ulü mimiyetimle temin ederim. Her işinizde ve her vazifenizde muvaffakiyet diliyo Muğla 27 (a.a.) Vilâyet tütünleri ıum. Sizden bir kardeşten ayrılır gibi ay bu sene diğer yıllara kıyas edilemiyecek derecede müsaiddir. Havalar tütünlerin rılmaktayım.» Albay Şükrü Kanadlı, Kolonel Ko neşvünemasma çok müsaid gitmiş ve müstahsillerin de iyi tütün yetiştirmek le'nin muavinine dönerek: için çok itina göstermiş olması dolayı « Benim iyi arkadaşım Karniye, sile bütün vilâyet içinde bu sene rekolsenden çok memnunum. Seni asla unut tesi 6 milyon kilo tahmin ediliyor. mıyacağım. Senin de beni arasıra hatırBu tütünlerin yüzde yetmişi Amerika, layacagmı umarak, şimdiden seviniyo yüzde otuzu Alman partisi olarak ye rum. Her işinde muvffak olmanı dilerken, tişmiştir. Hiçbir hastalık yoktur. Geçen şahsî hayatında da refah ve saadet dile sene tütün mahsulünden halen rim.» dedi. 333 bin kilo tütün vardır. Belgrad elçimiz için sitayişkâr neşriyat Belgrad, 27 (a.a.) Türkiyenin Belgrad sefiri olup Moskova büyükelçiline tayin edilmiş olan Ali Haydar Aktayın yakında Belgraddan hareket edeceğini mevzuu bahseden Samouprava gazetesi, diyor ki: «Aktay, memleketini 928 tarihindenberi temsil etmiştir ve bizim payıtahtımıza muvasalahndan itibaren Türkiye ile Yugoslavya arasında doslane münasebetler tesisine sarfı mesai eylemiştir.» Bu gazete netice olarak diyor ki: «Milletimize karşı büyük bir muhabbet göstererek aramızda çalışmış olan Türkiyenin sevimli devlet adamı ve diplomatı bugünlerde payitahtımızdan ayrılacaktır. O, burada adedleri çok ve samimî dostlar bırakıyor.» îtalya, Almanya ile beraber harbe hazırmış! Roma, 27 (a.a.) Virginio Gayda, Giornale d'Italia gazetesinde, bir yabancı gazetenin Danzig için İtalyanm harbe girmiyeceği hakkında neşrettiği bir habere cevab olarak şöyle demektedir: «Tasrih edelim ki Almanyayı ve İtalyayı çember altına almak isteyen devletler, Almanyayı Danzig için veyahud her hangi diğer bir mesele için harbe mecbur ederlerse, İtalya, ilk günden itibaren müttefikinin yanıbaşında yer alacak ve eğer İngiliz tayyareleri ye gemileri Akdenizi geçmeğe kalkışırsa İtalyan tayyare ve gemilerile karşılaşacaktır.» General Skoblin müebbed küreğe mahkum oldu Paris 27 (a.a.) Seine eyaleti cina yet mahkemesi, 1937 eylulünde sabık Rus muharibleri cemiyetinin reisi Ge neral Miller'i yok etmekten suçlu General Skoblin'i gıyaben, müebbed küreğe mahkum etmiştir. Hatırlardadır ki, General Skoblin'in karısı Plevitzkaya ismi ile meşhur Bayan Skoblin, ayni işte suç ortağı olmak sebebinden 1938 kânunuevvelinde 20 sene küreğe mahkum edilmişti. Sovyetlerin yeni bütçesi Moskova 27 (a.a.) R. S. F. S. R, cumhuriyetinin yüksek Sovyet meclisi dün ikinci içtima devresine başlamıştır Yeni bütçe meclise verilmiştir. 1939 bütçesinin varidat faslı, geçen sene bütçesine nazaran yüzde 12.6 fazlalıkla, 14 milyar 415 milyon rubledir. Fransadaki tspanyol mültecileri Bayonne 27 (a.a.) 150 İspanyol Bask multecısi, dün akşam Bordeaux'ya sevkedilmiştir. Buradan Venezüelâ'ya hareket eden bir vapura bineceklerdir. Diğer taraftan 500 kadar mülteci de İspanyaya dönmek istediklerinden Hendaye enternasyonal köprüsünden îs panyaya geçmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: