24 Ağustos 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

24 Ağustos 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHUBİYET Z4 Afustos 1939 TARIHI ROMAN Buhara Güneşi Yazan: ORHAN RAHMt { Şehir ve Memleket Haberlerl Vilâyet baremi Maaşlarda tenzilât ve zamlar yapıldı Yenî barem kanununa göre, hazırlanan vilâyet memurlannın barem listesi lâkadarlara tebliğ edilmiştir. Bu kad roya göre, 12 lira maaşlar 10 liraya indirilmiş, 14 liralıklar 15 liraya çıkarıl mış, 16 liralıklar 15 liraya indirilmis, 17,5 liralıklar 20 liraya çıkarılmış, 45 ira maaşlı mUdürlerın maaşlan elli liraya iblâğ olunmuştur. Diğerlerinde tebeddâlt yoktur. Yalnız Seferberlik müdürlüğü kadrosuna birkaç memur ilâvesile kadro takviye edilmiştir. Vilâyet maiyet memurlan maaşlan da âli tahsil görmüş olanlarm barem derecesi otuz liradan başladığı cihetle bunlann maaşlan da 25 ten 30 liraya çıkanlmışhr. Siyasî icmal İspanyada ve Arnavudlukta imalî Tirolda Salzburgda İtalya Hariciye Nazırı Kont Ciano'nun Almanya Hariciye Nazırı Von Ribbentrop'la yaptığı görüşmelerin neticesi olarak Almanya ile tlalyanın siyasî ve askerî faaliyet sahalan tamamile ayrılmış görünüyor. Çünkü şimdi, her biri kendi sahasmda yalnızbaşma çahşıyor. Şöyla ki, Almanya bütün siyasî gayretini, diplomasi faaliyet ve askerî hazırhklarmı Lehistamn etrafındaki memleketlere ve orta Avrupaya hasretmiştir. İtalya dahi yalnızbaşma Balkanlarda ve Akdeniz havzasında faaliyette bulunuyor. Fılvaki bir harb vukuunda Almanya ile îtalyanın aralanndaki askerî ittifak muci bince karada, denizde, havada ve harb iktısadiyatında birbirlerine bilâkaydü şart yardım edecekleri muhakkaktır. Fakat şimdilik siyasî ve askerî faaliyetlerinde iş bölümü yapmış görünüyorlar. Meselâ İspanyadaki dahilî harbde burası daha ziyade îtalyanın alâkadar bulunduğu bir saha olmasına rağmen italya ile Almanya beraberce çalışmışlardı. Her iki taraf da îspanyaya mühim hava kuvvetleri göndermişlerdi. Franko'nun ordusunu ve elindeki yerlerin harb iktısadiyatını birlikte tensik ve idare etmişlerdi. Şimdi ise îspanyada yalnız İtalya; 50 zabitten müteşekkil bir askerî heyet bulundurmaktadır. Dahilî harbde ttalyan gö nüllü fırkalannın başkumandanı General Garmecha, hem bu askerî heyetin reisi, hem de diplomasi mesleğinden yetişmiş olan sefirin geri çağırılmış olmasına binaen Îtalyanın büyük elçisidir. Dahilî harbde Endülüs taraflarım zapteden General Kueipo Lliana dahi îspanyanın Romada daimî surette bulunduracağı gene 50 kişilik askerî heyetin reisi tayin edilmiştir. Her iki General şimdiden vazifeleri başında dırlar. Hayatında yabancı bir kızı, ilk defa bu kadar yakından görüyordu. Demek ki kadın kokusu, kadın rüzgârı tehlikeli bir şeydi... Aybey, bunun ne demek olduğunu bi üstü yeşil kaytan işlemeli idi. Çizmeleri liyordu. Dağlannda rüzgâr keyifli keyifli dizden yukarı idı. Yumusak, kullanışh, eser... Diz bovu kar yağsa insanı şenlen oldukça kahır çekmiş şeyler... Halbuki cöşede gördüğü eşya, ağır pahada oladirir. Güneşi başka, gökleri başkadır. Hikâye ona cok acıklı geliyordu. Çin caktı. Fakat hiç ses etmedi. Gormemişlik belkı ayıb olurdu. Keçelerin üstüne bağşarabından bir barddk daha içti: daş kurup oturdu. Yakarı seyrediyordu. Seni kırdım. Diye mırıldandı. Bilseydim işin böyle Genc kız bu eşyanm arasmdan bir tas almış ve gümüş bir ibrikten buraya biraz olduğunu, dudaklarım: keserdim. su boşaltmıştı. Suyun rengi yeşile çahGenc kız sanki duymamıştı: Sonra, diye devam etti, göç ettik, yordu. Tası ateşin yakınına koydu. Sonnereye gidıldiğıni, ne yapılacağını bilmi ra yuvarlak ve kapaklı bir çini kutuyu yordum. Beni büyük bir kağnı arabasına açtı, getirdi. Daha sonra da bir paket açtı, bu çok incc, adeta rüzgâr gibi uçuoturttular. verecek bir kumaştı. Ondan büyük bir Adın ne idi? parça kesti. Ay Bey dalgın dalgın bakı Yakar... yordu. Yakar mı dedin? Başındaki sargiyı çözsen daha iyi Evet, fakat sonra Çinde değiştirolur! diler. Uykudan uyanır gibi oldu. Kolu ağrı Ne ad verdiler? yordu ve ağrılarm gittikçe arttığını duyu Yangıkız. yordu. Sargiyı ağır ağır çözdü. Şu göçü anlat bakalım... Tastaki su ısınmıştı. Yakar, kopardıgi Yakar güldü. Islak bir parlakhkla dokumaşı dört beş parçaya ayırdı. Bunlarlan gözlerini yemeklere çevirdi: Fakat yemekler öyle duruyor; hay dan birini sıcak ve yeşil suya batırdı, yakdi yemeğimizi bitirelim de ondan sonra laştı. Başını dizime yaslasan! anlatınm. Ay Bey genc kıza baktı. tçi başkala Peki. Aybey, kaç giin devam eden aclıgın iş şıyordu. Genc kızın kokusunu duyuyordu. tihasile önündekilere atıldı, hiç konuş Koyu, simsiyah gözlerinin içine dalıp gimadan yedi. Fakat mütemadiyen bu kızı diyor gibiydi. Başını onun dizlerirve dayadığı vakit, düşünüyordu. Demek ki o, zavallılardan damarlan tutuşuyor gibi oldu ve birden biriydi. Ah, bu Çin Hakanları, ah!.. Kah bire yerinden sıçradı: Yapamam! Hayır yapamam. peler, fesadcılarl Yakar krpkırmızı olmuştu. Çünkü deDiye kendi kendine söylendi. Yetnek likanhnın geçirdiği buhranı anlamış, onun devam ederken ayaz da başlamıştı. da elleri titremişti. Yakar, etrafına bakındı: Öyle rahatsız oluyorsan, sol tara Salak bugün de gelemiyecek! Aybey kendini topladı. öyle ya, Sa fını ateşe doğru çevir kı, ışıkta yarayı dalaktan ve son vaziyetten haberi bile yok ha iyi göreyim. Aybey homurdamyordu: tu. Kızın macerasını dinlemeye başlayınAy Beyin uzun saçlarından büyük bir ca hepsini unutuvermişti. demet, kanla bulaşmış ve yapışmıştı. Soguk var, değil mi Aybey} Evvelâ şunlan temizleyip yumuşa Oyle!... Yaralarım sızlamaya baştalım Ay bey... ladı... Gene ayni homurtu ile cevab verdi: Ben seni şimdi ısıtırnn, korkma, Peki, fakat çabuk olsun, çabuk... herşeyi hazırladım. Kalbi şıddetlc çarptyordu. Hayatında Aybey sesini çıkarmadl. Meçhul genc yabancı bir kızı, ilk defa bu kadar yakizm bu şefkat ve alâkası, ona bir tuhaflık veriyordu. Bir ana, bir kardej, bir kından göriiyordu. Demek ki kadın kokusu, kadın rüzgârı tehlikeli bir şeydi... kadın da ancak bunu yapabilirdi. Tekin bir söz işitirdi küçüklüğünden Genc kız, bir garib heyecan geçiriyordu. Kalktı, taslan, şarab testisini, kendi beri şöyle bir söz işitirdi: oturduğu halıyı yavgıyı kaldırdı ve biraz Kadın bir alevdir, rüzgân bile yaötede kayboldu. Beş dakika sonra dönüp kar. geldi: Garibi şu ki, bu kızın da adı «Yakar» Gidelim Aybey! dı. Nereye? Kendini toplamak, şahlanan genclik Hayretle ona baktı: ihtirasını durdurmak istedi. En iyi çare Hazırladığım yere! konuşmaktı. Aybey ses çıkarmadan onu takib etti. Bu su ne sıryu? Kırk, elli metre ileride bir mağara ağzıBunu sorarken gözleri genc kızın yüna gelmişlerdi. tçeride hafif, titrek, so züne, kollanna, kabarmış sert göğsüne luk bir ışık görülüyordu. doğru kaçtı. Bir kamçı yemiş gibi çehres Yakar içeriye girdi, beş metre kadar git kızardı. ti ve sonra sağa dö'ndü. Ay Bey de ar Bu, yarayı timar etmek içindir Ay kasından yürüyordu. O da köşeyi kıvrıBey. ltnca hayretle durdu. Burası küçük bir Yıka öylevse, yıka... odayı andırıyordu. Tavanda keskin kaya Duramadı, biraz geri çekildi, boğuk lar sapasağlam duruyordu. Ortada sade bir sesle: kor haline gelmiş bir ateş yığını vardı. Sende bir koku var, dedi. Bir koku! Köşeye birbiri üstüne iki keçe serilmiş, Yakar da ayni surctle geriye çekildi onun üstüne de iri, bembeyaz dört beş ko Belkı elbiselerirnde saraydan kalyun postu atılmıştı. Fakat karşı köşede toprak oyulmuş gibiydi ve oradan bir ko mış bir koku vardır. Çin kokuları ağır ve yağlıdır. Kolay kolay çıkmaz. Rahatsız ku geliyordu: Kurd gübresi kokusu... mı oldun yoksa?. Burası, galiba bir kurd ini, YaYutkundu: kar? Bilmem... Ne bileyim? Bir koku Öyle olacak! Hatta kemikler de işte... İçim tıkamyor, yüreğim çarpıyor, vardı. Topladım, attım. gömüyor musun, fenalaşıyorum. Mağara bir parça ısmmıştı. Yakar Yakar bembeyaz olmuştu. Karanlik parmağile köşeyi gösterdi: mağarada, ateşin kızıllığı yüzüne vurduk Sen uzan Ay Bey, ben yaralanna ça bir başka türlü güzel oluyordu. bakayım. Ay Bey bir dişinin sıcaklığını şimdi duAy Bey şaşaladı: yuyordu. Toy bir erkekti. Başı uğuldu Yaralarıma mı bakacaksın?. Ve sonra kendini topladı, ilâve etti: yordu. Yıka, yıka!. Haydi Yakar, çarça Fakat neyle? buk yıka!. Üşümeğe başladım, yaralarım Surada ilâclar var, zaten ben yada sızlıyor. ranı onlarla tedavi ediyordum. Genc kız, gene yaklaştı, Ay Bey gözYakarın gösterdiği köşede de bir yığın eşya vardı. Bunlar değerli şeyler o lerini kapamıştı, dişlerini sıkıyordu. Kalacaktı. Gümüşlü, altmlı kaplar, kacak fasına başka şeyler, başka düşünceler soklar, içi yaldızh, işlemeli şişeler, halılar, mak istiyordu... Gözlerinin önüne, son ipekliler, kumaşlar, kılıclar, iki üç kalkan, çarpıştığı Hindir pehlivanı getirmişti. Odört beş çeşid zırh ve saire... .Ay Bey, nunla boğuştuğunu düşünmeğe çalışıyorbu kadar şeyler görtnemişti. Onun bir kı du. Fakat hep boş, hep boş... Gene olıcı vardı, Hind çeliğinden yapılmıştı, nun kokusu, gene onun rüzgârı, gene oyüzü genişti. Fakat çok hafif ve kulla nun sıcak nefesleri... nışlı idi. Bir çalışta bir koyunu göbeğin Nereden çıktı bu yerebatası kız? den ikiye ayırıyordu. Bir zırhı vardı ki Diye kendi kendme söylendi. inceydi ve gene ince telle örülmüştü. Kımıldama Ay Bey, merhemi süTolgası kaşlarınm üstüne kadar iniyordu. rüyorum. Ne k:lıcında, ne kamasında, ne zırhmda Kesik kesik cevab verdi: altın, elmas namına en küçük bir kakma Çabuk sür, çabuk. Görmüyor mubile yoktu. sun hasta oldum işte. Yalnız kılıcının kabzasında bir yuKalbi, şakakkrı, nabzı durmadan çarvarlak gümüş dökme gözüküyordu. Elbi pıyordu. îcinden kopap ve şimdiye kadar seleri de öyle... Kalın, sade dokuma şey bilmediği bir delilik onu kudurtuyordu. lerdi. Kısa bir de kadife kaftanı vardı ki, iArkası var) Bursa Elektrik şirketinin kadrosu Belediye Reisi, kadroda değişiklik olmıyacağını söyledi Bursa (Hususî) Bursa Elektrik şirketinin devletçe satın alınarak Belediyemize devri muamelesine başlanmıştır. Belediye reisi Neşet Kiper gazetecilere beyanatta bulunarak hükumetin bu yardımını Bursalılar namma şükranla kar şıladığını bildirmiş ve sorulanlara şu cevabları vermiştir: Şirketin bütçe ve kadrosunda değişiklikler yapılacağından bahsediliyor. Bu rivayetler doğru mudur? Bugün için değişen şey, düne Kadar şirket olan bir müessesenin hukukî vaziyetidir. Ortada bundan başka hiçbir değişiklik yoktur. Elektrik fabrikasının bundan sonra vaziyeti, Belediyenin mülhak bir bütçe ile idare edilen her hangi bir şubesi şeklindedir. Devir münasebetile bazı kimselerin, fabrikada çalışan memurlar arasında bazı değişiklikler olacağı yolunda dönen rivayetlere aldanarak gerek vilâyet makamına, gerekse Belediyeye mütemadiyen müracaatlerde bulunduklan doğrudur. Bunlara anlattığımız gibi size de açıkça izah edeyim ki, jimdilik ne mevcud kadro üzerbde, ne de muamelâtta hiçbir değişiklik yapmak karannda değiliz. Müesseseyi mevcud elemanlarile idare edeceğiz. îş istemek üzerinde müracaat edenlerin beyhude taleblerle kendilerini yormamalannı ve boşuna oya lanmamalarını rica ederim. Fabrika memurlannın eskiden olduğu gibi vazifelerine devam edeceğinden ve tuttukları işe mühim bir memleket iji olarak sarıla caklanndan eminim. Ya müdür meselesi? Orada bulunan yabancı bir mü dür, tabibatile vazifesinden uzaklaşmıştır. Fakat şimdilik yerine yeniden bir müdür tayinini faydah bulmuyoruz. Müessese esasen Belediyenin malı olduğu için, idaresi doğrudan doğruya muraka bemiz ve sıkı nezaretimiz altındadır Fabrika müdürlüğü ise doğrudan. doğ • ruya teknik bir ihtisas işidir. Bunu şim diye kadar orada çalısmış tecrübeli ihti sas elemanlarının ve değerli Türk genc lerinin yardımlarile yürüteceğimiz için açıktan yeni bir müdür getirmeyi lüzum suz buluyoruz. Belediye reisimiz, bundan sonra şeh rin elektrik işini daha esaslı ve inkitasız bir şekilde temin için, Merinos fabrika sının elektrik santralı ile bir anlaşma yapmak şekli üzerinde tetkikatta bulunuldu ğunu ve aynca teşkil olunan bir heye marifetile fabrikanın tesellüm edilmek üzere olduğunu söylemiştir. Gene Belediye reisimizin verdiği ma lumata göre, Elektrik idaresine aid kad ro ve bütçe meselesini müzakere etmek üzere Belediye meclisi fevkalâde olarak toplantıya davet edilecektir. Bira buhranı Bayiler, bira alamadıklarını söylüyorlar Belediye müfettişleri tarafından yapı[an teftişlerde bazı dükkânlarda bira bu.unmadığı anlaşılmişhr. Bira bayileri, biranm doğrudan doğruya înhisarlar idaresi tarafından verilmekte olduğunu, evvelce fazla mal stok edılmemiş ve tenzilât dolayısile fazla taleb vuku bulmuş olduğundan înhisar idaresine vaki müra caatlerinde bira bulamadıklanm söyle mişlerdir. Belediye, İnhisar idaresile temas ederek buhranm hakikaten stok mal mevcud olmasından ileri gelıp geîmediğini soracaktır. Diğer taraftan bi.. iuble bardaklarır.ın yeknasak ve ayni hacimde olması için şişe fabrikasile yapılmakta olan temas lar devam etmektedir. ŞEHİR İŞLER! Atatürk köprüsü 29 teşrınievvel Cumhuriyet bayramında açılış töreni yapılacak olan Atatürk köprüsünün Unkapam istikametindeki baş tarafı doldurularak toprak seviyesi ile birleştirilmiştir. Bundan sonra Azabkapı cıheti doldurulacaktır. Köprünün irtifaı toprak seviyesinden bir metre kadar yüksektedir. Bu itibarla her iki başa aynca beton duvarlar yapılmakta ve toprak seviyesi buradan meyilleştirilerek yol ile bir irtıfaa getirilmektedir. Burtada Bursa (Hususî) Bira ucuzladığı için halkın biraya rağbeti artmıştır. Ancak şehirde bira stoku derhal bitmiş olduğu gibi yeni gelen biralar da adeta kapışılmıştır. Bunun için şehirde bira bulmak pek güçleşmiştu:. Bayilerdeki tenzilât üzerine şehrimizdeki çalğılı kahvelerde bira fiatlannın 55 kuruştan 40 kuruşa indirilmek sureti le tarifeleri değiştirilmiştir. Diğer taraftan bazı bayilerin bira şişelerini buz dolaplarında soğuttuklan için şişe başına iki kuruş soğuk parası namile bir ücret aldıklarmdan şikâyet edilmiş ve bu tarzda hareket eden bayüer hakkında zabıt tutulmuştur. Belediye, bu yolda bira ihtikân yapanlan murakabeye tâbi tutacaktır. Adalarda yapılacak su tesisatı Belediye, Ada halkına verilecek su icin yapılacak tesisatın taksitle ödenmesine ve bu tesisatın asgarî tarife ile ya pılmasına karar vermiştir. Asfalt olacak yollar Belediyenin bu seneki bütçesine konuîan 1,050,000 liralık tahsisatla yapılacak olan asfalt yolların inşasmdan evvel bu yollann altmdaki havagazı, elektrik, su ve telefon tesisatının tretuvarlara nakli işini konuşmak üzere dün Belediyede ikinci bir toplantı yapılmıştır. İlk olarak asfalta çevrilecek olan Eminönü mevdam ile Sirkeciden araba vapuru iskelesine, Şişlide saman sokakta ve Nişantaşında Şafak sokağındaki yolların altma tesadüf eden tesisatı nihayet 30 teşrinievvele kadar tretuvara nakletrnis bulunacaklardır. Elâzıgda Belediyenin alacağı tahsil memurlan ..,.,, ,, Belediyenin, bakaya kalmış olan 12,5 .milyon liralık vergiyi tahsil etmek için 60 yeni memur alacağı yazılmıştı. Bu memurlar Belediye barem kadrosunun Vekâletçe tasdikinden sonra almacaktır. KÜLTÜR İSLERÎ İlk tedrisat kadrosu hazırlanıyor İstanbul ilk tedisat kadrosu hazırlanmağa başlanmıştır. Bu sene ilk mekteb çağında bulunan talebe miktarını tespit etmek üzere nüfus kayıdlan çıkanlmaktadır. Bu suretîe her mıntakadaki mekteblere yeniden gelecek talebe adedi tayin edilmiş olacaktır. Bu sene mümkün olduğu kadar, smıflarda kalabahk olmamasına dıkkat edilecektır. Tedrici surette de çift tedrisat usulü kaldmlacaktır. îstanbuldan muhtelif mahallere na killerini istıyen muallımlerin sayısı 360 ı bulmaktadır ki bunlardan ancak mazereti meşru olanlann dilekleri kabul edilecektir. MÜTEFERRtK Ali Çetinkayanın tetkikleri Şehrımızde bulunan Münakalât Vekil: Ali Çetınkaya dün de mıntaka Liman 'eisliğine giderek burada meşgul olmuş ve Denizyolları memurin müdürü Cevadı davet edıp barem hazırlıklan ve bareme göre memurların alacaklan maaş nisbetinde kendısinden izahat almıştır. Darbhanede çıkan yangın Dün sabah saat beş sıralarmda darbhanede bir yangın çıkmış, ateş zamanında görüldüğünden derhal söndürülerek müessese mühim bir tehlikeden kurtanlmıştır. Darbhanenin gece bekçisi, saat on beşe doğru bir yangın kokusu hissetmiş, etrafı araştınrken binanın çatısındaki ateşi gördüğünden itfaiyeye haber vsrmiştir. Yangın ayni zamanda yangın kulesinden görüldüğünden itfaiye ve zabıtaya malumat verilmşitir. Yangın mahalline gelen itfaiyenin gayre+ile ateşin büyümesine meydan verilmeden bastınlmıştır. Yapılan tahkikatta yangınm bir kasid eseri olr/.adığı, darbhanede para ve pulları için kullanılan tellerin tavlanmasma mahsus ocak ta her nasılsa bir gün evvel baca tuğlalarının arasma kaçan bir kıvılcımdan meydana çıktığı anlaşılmıştır. Yanan kısım çatıda yirmi metre murabbaı kadar bir yerdir, Başka bir zarar olmamıştır Elâzıg 23 (Hususî muhabirimizden) Burada günlerdenberi devam eden bira General Franko gelecek ay Kralın mibuhranı son haddine varmıştır. Şehirde safiri olarak Italyayı ziyaret edecektir. artık hemen hemen bir bardan bira buBunun için Romada şimdiden büyük ha lunamamaktadır. zırlık yapılıyor. Halbuki Ispanya devlet DENÎZİŞLERİ jefinin Almanyayı ziyaret edeceğine dair bir haber yoktur. Ne Almanya, MadridYeni gemilerin şartnameleri de, ne de Ispanya Berlinde askerî bir heİngıltere tezgâhlarına sipari^ edilecek yet bulundurmıyacaktır. olan on bir geminin şartnamesi Londra sefarethanemize gönderilmiştir. Bunlar İtalya Hariciye Nazırı Kont Ciano'nun inçaata tajıb olacak firmalara verilecelt Salzburgdan döndükten sonra ilk işi Artir. Yeni gernilerimiz dahilî ve haricî navudluğa gitmek olmuştu. Tiranda söytaicsimat itibarile Almanyada yapılan lediği nutukta Mussolini'nin yakında Argemilerden büsbütün başka olacaktır. navudluğa geleceğini haber vermiştir. Teklifler teşrinievrvel ortasma kadar bil Mussolini'nin Avrupanın büyük meseleledirilecek ve İstanbulda teşekkül edecek rile son derecede meşgulken Arnavudluğu alâkadar bir komisyon tarafından tetkik ziyarete karar vermiş olması Balkanlarda İtalyanın siyasî faaliyet göstermeğe lüzum olunacaktır. gördüğünü ispat ediyor. Arnavudluğun Etriisk vapuru ordusu Italyan ordusuna ilhak edilmiş ve Kadeş vapurunun bugün limanımıza memleketin siyasî idaresi faşist partisine gelmesi beklenmektedır. Bu gemi gelbırakılmış olduğundan İtalya hükumet dikten sonra Mersin hattına seferlere şefinin, Arnavudluğun dahilî idaresi nokbaşlıyacaktır. Kadeşin seferlere başlatasmdan buraya nümayişkârane bir surette masile Etrüsk vapuru da Almanyaya gelmesine kat'î bir lüzum görünmüyor. gönderilecek; evvelce tespit edilen şeGeçenlerde İngiliz gazeteleri Arnavudkilde tadılâtı yapılacaktır. lukta toplanan Italyan kuvvetlerinin mecİki motör çarpıştı muu 300 bin kişiye baliğ olduğunu yaz Dün sabaha karşı saat üçte îzmitten mıslardı. Memleketin bütün nüfusu bir limanımıza gelmekte olan îdris kaptanm milyon iki yüz bin olduğuna nazaran her idaresindeki on yedi tonluk Arslan mo dört Arnavuda bir Italyan askeri isabet törile limanımızdan îzmite gitmekte ediyor. Bu hesaba göre bu kadar askerin bulunan Hüseyin kaptanın idaresindeki bulunması, memleketin asayişini muhafaza Güler motörü Büyükada ile Sedefadası ile tefsir edilemiyeceğini gene İngiliz gaarasında çarpışmıştır. Bu musademe ne zeteleri kaydetmişlerdi. tıcesinde Arslan motörü bordasından yaArnavudluğa külliyetli asker yerleştirilralanarak su almağa başlamış ise de li dikten sonra Mussolini'nin burayı ziyaret mana kadar gelebilmiştir. Güler motörü edeceğinin ilânı, Balkanlarda İtalyanın, yoluna devam ederek İzmite gitmiştır. siyasî bir faaliyet göstereceğine delil teşkil Tahkikat yapılmaktadır. etmektedir. r Muharrem Feyzi TOGAY İzmir fuarı çok kalabahk oluyor ı Kuyuya düştü Kasımpaşada Hilminin bahçesindeki kuyuyu temizlemekte olan Ali, dikkatsızlik yüzünden müvazenesini kaybederek kuyuya düşmüş. muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Ali imdadı sıhhî otomobilı üe hastaneve kaldırılmıştır. Birçocuk yaralandı Şoför Salıhin idaresindeki 1964 numaralı kamyon, Akaretler caddesinde giderken Halilin tek atlı yük arabasma çarpmış, hâsıl olan sarsmtıdan araba, oradan geçmekte olan 9 yaşlannda Nusrat edmda bir çocuğa çarparak sağ ayağından ve başmdan yaralanmasına sefcebiyet vermiştir. Adliyeye verildiler Kumkapıda bir gazinoda otururken, bir kadm yüzünden kavga ederek, îstafanini çskı ile muhtelif yerlerinden yaralayan Dono ve arkadaşı Yuvan dün Fuardan umumî bir manzara yakalanarak adliyeye teslim edilmişlerIzmir (Hususî) Fuar, çok al'âkalı ve neş'eli bir hava içinde gcçmekte dir. ve hergün on binlerce kişi, bu muvaffak olmuş eseri seyretmektedir. Vapur, tren, otobüs ve hususî nakil vasıtalarile şehrimize gelenler gittikçe çoğalmakta ve gerek şehirde. gerekse fuarda, İzmirin normal hayatı Nüshası 5 kurustur fevkinde bir kalabalığm uğultusu hissedilmektedir. Harie Türkive Fuarın bu seneki en alâkalı yeniliği, Millî Şefin Türkiyede ilk defa Iraklı bir âlim şehrimizde Irakın tanmmış ilim adamlanndan Fahami Abbas Elazavi, kütübhanelerimizde tetkikat yapmak üzere şehrimize gelmiştir. Âlim, etüdlerini bilhassa yeni hazırladığı «Osmanlılar Bağdadda> eseri etrafmda toplayacaktır. Bunun için zengin kütübhanelerimizdeki eserlerden istifade edecektir. Iraklı âlim, «İki istilâ arasında Bağdad> adh muazzam eserinin bir kısmı Fuar İnkılâb Müzesine dikilen heykelleri teşkil etmektedir. Hergün binlerce nı ikmal etmiştir. Bundan başka âlimin vatandaş, bu eseri temaşaya gelmektedir. • Yezidm tarihi* Avrupada çok alâka uFuarda muhtelif eğlenceler, birbirini takib etmekte, şehirin bütün sıkleti, yandırarak bir çok dillere çevrümiştir fuard^ te^âsüf etmektedir C u m h u r i y et İCİD Abone şeraitı] Senelik Alb avlık Üc avhk BU aylık 1400 Kr. 750 » 400 • 150 • icin 2700 Kr. 1450 » 800 » Yoktva

Bu sayıdan diğer sayfalar: