5 Eylül 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

5 Eylül 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 5 Eylul 1939 TARtHt ROMAN 21 Buhara Güneşi Yazan: ORHAN RAHM1 { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal ir taraftan harbin başlamaa, diğer taraftan Sovyetler Birliği nin siyasetıni değiştirerek demokrasiler yerine Almanya ile anlaşması üzerine alâkadar devletlerin idaresi başında bulunanlar karar ve hareketlerıni muhik göstermek için nutuk, tebliğ ve beyanname şekiinde son sözlerini de söylediler. Fransız Başvekili Daladye Fransanın ahidlerin tutulması prensipini müdafaa için harbi gözüne aldırmış oldu ğunu ve çünkü Almanyanın başka ahidlere riayet etmemesile Alsas Loren'i is temiyeceği hakk'nda vermiş olduğu sö zü de tutmıyacağma hükmetmek icab eylediğini, binaenaleyh dolayısile Fran sanın selâmeti tehlikede bulunduğunu söylemis; îtalyan:n sulhu kurtarmak için sarfettiği sâyü gayreti sitayişle yadeylemistir. Başvekil, tavassut için bundan sonra dahi yapılacak teşebbüsleri Fransanm nazan itibara alacağını ilâve et mistir. İngiltere Hariciye Nazırı Lord Halifaks dahi İtalyanın teklifinden takdirle bahsetmiş, fakat İngiltere, Fransa, Al manya, İtalya ve Lehistanın iştirak cdecekleri beşler konferansınm Lehistamn istilâya maruz bulunduğu bir zamanda toplanmasma imkân kalmadığını söyle mıştır. Almanya dahi, İngilterenin ültimatom tarzındaki tahliye taleblerini Almanya nın ahzü kabulden imlina etmesinin es babını kendi noktai nazarından izah eylemiştir. Bu tebliğde Almanya ile Le \)ünkü ekspres'e gelen Iraklı talebeler bir arada ve Almanyadan dönen histanın arasmda muhik ve makul bir hal talebelerimiz, annelcri ve babaları tarafından karşılamrken... sureti bulmak mümkün olduğu halde, Sabahları saat 7,40 ta gelen Avrupa lepin Krom ve Demir isimli şilepleridir. için alâkadar makamlarla temasa başla sırf İngilterenin müdahalesi buna mâni olduğunu ve Aimanyanın Lehistanı orekspresi, dün sekiz buçuk saat teahhcrla Krom Cezayirdedir. Kendisinden malu mıştır. alınamıyan Demirin de Cezayire Fabrikalarımız cumartesi günleri tadan kaldırmak niyetinde bulunmadığı ancak akşamü :eri saat 16 da gelebilmiş mat ve bütün maksadı Versay muahedesinin vâsıl olduğu öğrenilmiştir. tir. öğleden sonra da çalışacaklar ahkâmını tadil etaıek olduğunu ileri sürTrenlerin İsviçre, Fransa ve İtalya Dün telsizle Krom ve Demir Bordo Şehrirr'» o e len malumata göre, İktısad müştür. topraklarından geçerken bazı hudud tak limanına boşaltmalan lâzım gelen köVekâleti devlet fabrikalarının istihsalâtını Şurası dikkate şayandır ki Sovyet yidatı yüzünden geciktiği anlaşılmakta mürü Cezayirde boşaltıp dönmeleri em artırmak için bu gibi müesseselerin cumarBaşvekili ve Hariciye Komiseri Molotof dır. Yolcular, İngillere ve Fransamn redilmiştir. esi günleri öğleden sonra da çalışmalarını dahi Alman Sovyet misakının tasdikı Almanyaya harb ilân ettiği haberini îtalIzmirde bulunan Tırhan ve Anafarta münasib görmüştür. Bu yeni müşkülün pasırasında, Sovyetler Birliğile İngiltere ayadan geçerken öğrenmişlerdir. vapurlarının tstanbula avdetleri de lebliğ zar günlerine teşmili için bir cereyan da rasında yapılan siyasî ve askerî müzakeTahsillerini ikmal etmek üzere Lon edilmiştir. İki vapur da limanımıza mü vardır. Ancak, mesele, Büyük Millet relerin akim kaîmasmda başlıca sebeb, drada bulunan Iraklı talebeden 25 kişi teveccihen yola çıkmıştır. Ayrıca Akdağ, Meclisinin içtima devresinin açılmasile taSovyetlerin yaıdmmv. kabul etmekten lik bir kafıle, dünkü ekspresle şehrimize hakkuk edebilecektir. İkbal ve Tan şilepleri de yoldadırlar. imtina için İngilterenin Lehistan üzeringelmislerdir. Iraklı talebe, Toros eks Elde edilen malumata göre, KaradeHam madde meselesi de yaptığı tesır olduğunu söylemiştir. presile bugün memleketlerine dönecek nizde halen dokuz Alman şilepi vardır. Mumaileyhin beyanatına göre Sov Son günlerde bir kısım sanayie aid ham lerdir. Iraklı genclerin muharririmize anlat Bunlat Sovyet ve Bulgar limanlannda maddelerin yolda kalması veya mahallin yetler Birliği tecavüzden masun oîmak den hareket etmemesi yüzünden birkaç hu maksadile îngiltere vc Fransa ile karşıtıklarına göre, Avrupanın bütün hudud dır. îtalyan vapurlan acentahğı, ötedenberi sı fabrika müşkülâtla karsılaşmışlardır. ıklı yardım muahedesi akdetmek iste larıuda çok sıkı takyidat vardır. Cenub Türk limanlarına muntazam postalar îhtivac hasıl olan ham maddelerin dahilî miştir. Buna ımkân bulmadığından ayni hududu açık olduğu için, şımdilik aktarma suretile, İstanbul Paris arasıudaki yapan îtalyan vaDurlannın seferlerine es menbalardan tedarik edilmesi imkânlan a maksadı başka bir vasıta ile temin etmek kisi gibi devam edeceklerini bildirmiştir. raştırılacaktır. için Almanya ile ademitecavüz mısakı trenler işliyebilmektedir. akdetmiştir. ingÜtere bir taraftan Sov Iraklı talebeden biri, kendisile görü Almanyadaki gemilerimiz Vali muavini geliyor yetlerle karşılıklı yardım paktı yapmak şen bir muharririmize şunları söyletniştir: Almanyada muhtelif tezgâhlarda inSeferberlik kanununun tatbikı ve pasif isterken diğer taraftan Lehistanı Sovyet« Londrada, tahsilimizi ikmal et sa olunan vapurlarımızm kontrolünü ya korunma nizamnamesi hükümlerinin tat lerden yardım aîmamağa sevketmek sumek üzere idik. Fakat Avrupa ahvalinin pan eski Tahlisiye umum müdürü Nec bikat sahasına konulması hakkında Dahili retile tenakuza düşmiişmüş! birdenbire vahamet kesbetmesi üzerine, Molotof'a inanmak lâzım gelirse, İnanî surette memleketimıze avdet emrıni meddinin riyaseti altmdaki heyetimiz, ge ye Vekâletile temas etmek üzere Ankarari dönecektir. Almanya hükumetinin, ya gitmis olan îstanbul Vali muavini Mu giltere Sovyet Rusyayı Almanyanm aldık. taarruzuna karsı yalnız bırakmak istemişIrakta seferberlik ilân edilip edilme harb halinde bulunduğu için şimdilik zaffer, bugün şehrimize dönecektir. Türk gemilerini vermekten istinkâf ettiMillî müdafaa kanununa göre, vesaiti miş. Bundan başka Moskova'ya gelen diğini bilmiyoruz. Yollarda, Almanya nakliye komisyonlan faaliyete gececek ve ingiliz ve Fransız askerî heyetleri kâfi ile Polonya aras'.nda cereyan eden harb ği söyleniyor. Heyetler mevcud nakil vasıtalarını tespit e salâhiyeti haiz değillermiş! etrafında birçok şayialar deveran edi Almanyaya sipariş olunan vapurlarıSovyet Başvekilinın kanaatine göre yordu. Fakat bunları tevsik etmege im mızdan 1200 tonluk olan Marmara tipi deceVhr. İngiltere ve Fransa kendi cnevkilerini kân bulamadık. Şu dakikada, kendimizi vapurlar tamamen gelmistir. 3500 tonluk Ecnebi mekteblerin vaziyeti öz vatanımızda hissediyoruz.» Hocaları memleketlerinden döneme sağlamlaştırmak için müzakerede bulu Mersin tipi vapurlardan Etrüsk, Tırhan Almanyada tahsilde bulunan talebe ve Kadeş gelmiş yalnız Şalom kalmış dikleri icin sehrimizdeki bazı Alman ve nurlarken Sovyetlerin mevkiini sağlam mizden yirmi yedı kişilik bir kafile de tır. Amerikan mekteblerinin bu sene açılmıya laştırmaktan korkmuşlardır. Bilâkis Almanyanm siyasetinde Sovyetlere karşı dün sabahki konvansiyonelle şehrimize 5500 tonluk Karadeniz tipi vapurlar ca5ı yazılmıstı. ıyi komsuluğu istılzam eden bir esaslı gelmiştir. Maarif Vekâleti tarafından dan üçü gelmemiştir. Evveice sevahili Aldığımız malumata nazaran, sehrimiztetkikat yapmak üzere geçenlerde Fran mütecavire ve İzmir körfez vapurlan da deki ecnebi mektebleri idare'eri, şimdıki değisiklık gören Sovyetler bu devletle saya gitmiş olan fizik doçenti Nusret geldığine göre Almanyada biri 3500 ve halde mekteblerini kaoamak lüzumunu anlasmağı tercih etmiştir. Tabiî bu sözler, Sovyet Rusyanin Kürkçüoğlu da aynı trenle memlekete üçü 5500 tonluk dört vapurumuz vardır. fıissetmediklerini alâkadar makamlara bilAlmanya ile yaptığ' ademitecavüz pakavdet etmiştir. dirmi'slerdir. Mekteb müdürleri, memleYeni teşebbüsler tınm müdafaasıdır. Hakikatin böyle olup Dün şehrimize gelen talebemizin verketlerinden gelemiyen muallimler yerine Haricî ticaretimizde gün geçtikçe yeni buradan muallim tedarik ederek tedrisata olmadığı bilinemez. Şimdilik söz bittniş dikleri malumata göre, talebemizden harb başlamıştır. yirmi beş kişilik bir grup Belgrad'da teşebbüsler görülüyor. İzmirdeki İngiliz devam edecek'erdir. Muharrem Feyzi TOGAY beklemektedir. Bunlar arasmda Şeker vapurlarının hamule almalarından sonra İtalyan dün de Ciddeye ihrac edilmek üzere bir şirketinin tahsıl için Avrupaya gönderdibir tekzibi ği on bir, Devlet Demiryollan idaresinin üzüm partisinin menşe şehadetnamesi alınKÜLTÜR ÎŞLERÎ gönderdiği üç talebe ile Maarif Vekâ mıştır. Bazı gazetelerde sehrimizde bulunan Elimi değil, canımı da uzatırım. Fakat bir şartla: Bayrağıma, Hakanıma hiyanet edemem, onlardan ayrılamam!.. Bileydim... Dedi. Fakat devam edemedi: Söyle delikanlı, söyle! Ne söyliyeyim; göçebeliğime bağışla! Hem kusur yalnız benim göçebeliğimde değil, senin güzeliiğinde... Kendimi kaybediyorum... Ah, ne o'urdu? Niye sustun? Boş laf!.. Olsun, söyle... Senin sesin bana çok tatlı geliyor. Senin yüzün, bana bıraz hayatı hatırlatıyor. Söyle yiğit, söyle! Ne olurdu, diyecektim, sen bizim illerde olsaydm! Fakat böyle Han, Hakan değil; bir çadırın kızı olsaydın... Dedim ya, hep boş lâkırdı. Seniunutursam ne mutlu bana! Genc kadının yüzünde hazin bir gülüş titredi: Unutursun delikanlı! Ben şimdiye kadar çok yiğitleri dinledim. Dinledin; fakat, hepsi de senin tacına, tahtına vurgundular. Ben değilim. Bana dünyada böyle şeyler lâzım değil. Ne güzel söylüyorsun Aybey; fakat ne çare!.. Içelim mi birer tane daha? Aybey ayağa kalktı: Bana izin verin de gideyim, çünkü arkadaşım var, beni aramaya başlar. Gideceğim yollar da çok uzak... Genc kadm onu kolundan tuttu: Sen benim bir iki gün misafirimiin. Seni bir daha deneyeceğim. Herşeyden evvel bana şunu söyle: Bir gün gelir seni ararsam, nerede bulurum? Aybey kederli bir sesle: Beni arayacaksınız ha? U m m a m ! Hem ben bir göçebeyim, siz ise... Diye mınldandı. Dilber Han yanına yaklaştı: Kaldır başını! Dedi. Aybey doğruldu. Hatun Han, iri, siyah, alevli gözlerini Aybeyin gözlerine dikti: lerde ise benim senin gibilere ihtiyacım var. Bana Buharada brini methettiler. Diyorlar ki: Kılıc oynamakta, ok atmakta, döğüşmekte onun eşi bulunmazmış. Bu sözler Aybeyin gururuna dokunur gibi oldu: Belki buralarda öyledir. Fakat başka yerlerde onu toprağın içine çıviliyecek bahadırlar vardır. Kadın, onun ne demek istediğini anlamamış göründü: Onunla bir cleneşir misin? Aybey yerinden fırladı: Hemen şimdi! Fakat o kadar aceleye lüzum yok. O, bu akşam gelecek. İstersen yarm olsun! Nasıl isterseniz... Ve bir nevi kıskanclık Aybeyin kalbini sıkar gibi oldu. Bu kadar methediler. ve bu dilber kadının da gizli bir takdirle bahsettiği yiğit kimdi? O belki bu güzel Hanın kalbini de kazanabilirdi. Adı neymiş? Diye sordu. YıldırımL Biz, yiğitler ocağmda böyle bir ad duymadık. Hele bir göreyim. Kadın düşünür gibi oldu. Ne düşündünüz? Inanmadınız mı yoksa ? Inandım. Benim düşündüğüm o değil. nüz? Sorması ayıb ama, ne düşündü Akdenizdeki gemilerimizin yerleri dün tespit edildi ALMANYADAN DÖNEN TALEBELER Son sözler ve harb İktısad Vekâleti, istihsali arttırmak için devlet fabrikalarının cumartesi günü öğleden sonra da çalışmalarını muvafık görüyor O bahadır otuz beş yaşlarında imiş. Sen ise çok gencsin. Onun tecrübesi her halde senden fazla olacak! Korkuyorum, başına bir iş gelir. Sen ki, ileride yurduna çok hizmttler edecek ve çok ün salacak bir kahrzmansm. Aybey, bu sözlerdeki takdirlere rağmen, yüzüne bir toisat inmiş gibi kızardı. Sesi yükseldi. gözleri kararır gibi oldu: Evvelâ dene, ondan sonra söyle... Söyle, atalar yurdunu söyle! Henüz ağırlığmı tatmadığın bir insan için Aybey başını iğdi ve cevab verdi: Seni aradığım vakit bana elini u söz söyleme. At üstıinde hersey anlasılır. oana ızın ver de gıdeyım. "'ia'tır mısın? Peki delikanî:, peki! Şunu bil ki, Elimi değil, canımı da uzatınm. benim karşımda şimdiye kadar lıiçbir Fakat bir şartla: Bayrağıma, Hakanıma hiyanet edemem, onlardan ayrıla kimse böyle yüksekten konuşmamıştır. Akılh bir gencsen bunu ve sebebini mam!.. anlars:nız... Yarın gene görüşelim... Ve bunları söylerken gayriihtiyarî bir Sabahleyin seni gün doğarken şu havuhareket yaptı, kadmı kollarından tuttu ve zun yanında bekliyeceğım. Tanrı selâgöğsüne çekti. Dudaklannm buluştuğu met versin. yerde de bir arahk olsaydı, muhakkak ki Ve bunları söyledikten sonra ellerini bir kıvılcım çıkacaktı. çırptı, ayni saniye içinde kapının perdeDilber kadm birdenbire bir yay gibi sinin arkasından iki kişi göründü. Bunlar gerildi: baştan aşağı silâhlı idiler. Aybey, Aybey! Kendine gel! Bu Misafirimiz gitmek istiyor. Yolu yaptığın çok fena. Söz ver: Bunu unugösterin. tacaksm değil mi? Muhafızlar baş iğdiler. Aybey, düber Delikanlı bir sedire oturmuştu. Başı kadına baktı. İçi yanıyordu. Birşey söyateşten bir topaç gibi durmadan dönü liyecek oldu; yapamadı. O da, sıcak, yordu. Yanma yaklaştı. Ellerini onun gülen ve ışıklı bir bakışla ona bakıyordu. uzun, enselerine dökülmüş dalgalı saçAybey nihayet şunu söyliyebildi: lanna götürdü: Elbiselerimi istiyecektim. Bunlarm Bu bir delilikti, dedi, söz ver, uiçinde rahat değilim, nutacaksın bunu, değil mi? Bunu senKadın güldü: den istiyorum. îmkân olsaydı, seni bu Nasıl istersen .. Fakat yannki derada... nemede zırhını, kıLcını, tolganı ben veAybey başını doğrulttu. Onu tekrar receğim. Çünkü sizin zırhınız ince olur. yakaladı. O da bir kadındı... Güzel, dinc, Göçebe zırhı incedir, diye duymuştum. gürbüz bir erkeğin kollannm arasmda Öyledir; fakat lüzumu yok. mukavemet edemiyecek bir halde idi. Genc kadn ayağını yere vurdu: Fakat dilber kadm, bir hamlede ayağa Lüzumu var! dedi, ben öyle iskalkb; pencereye gitti; göğsü şiddetle itiyorum. nip kalkıyordu. Yüzü pembeleşmişti. Ve Ve bunu söylerken ciddileşmiş, bir o dakikada onun öyle bir güzelliği vardı tavır takınmıstı... Fakat gözlerinde gene ki... kadınhğınm tatlı parıltısı vardı. Imkân olsaydı yiğit, seni bu illere Aybey, onun ne demek istediğini anHakan yapardım. lamştı. Gurura benziyen, mest olmaya Aybey başını iğmîşti: benziyen bir his içine damladı. Niye düştüm buraya? Bu kadını Peki, nasıl istersen... Dilersen beben artık nasıl unutacağım! İçimde bir ni, senin kahramanının karşısma çıplak yangın var sanki... çıkar; gözümü kırparsam bana da AyAnsızm gözlerinin önünde bir kadelı bey demesinler. daha belirdi: Kadın bu sözleri. gözlerini yere dike Iç yiğit; dedim ya, sen sevilecek rek dinledi ve sonra uzun boyunu, vücubir merdsin. Fakat ben, evli bir kadınım. dünün güzel hatlarını canlandıran bir yüÇocuğum da var. rüyüsle, köşedeki kapıdan kayboldu, gitti. Çocuğun mu? Aybey, saravdan, bahçeden nasıl çık Öyle ya!.. Sana söyledim sanı tığmı bilmiyordu. Salağı müthiş bir me/ordum. Çocuğumun adı da Tuğşad... rak ve endişe içinde buldu. Zavallı Salak, Aybey: onu nekadar aramıştı. Düşünmüş, taşm Tuğşad, Tuğşad! mıştı: Hiç makul bir sebeb bulamıyorDiye mırıldandı. du. Nereye gidebilirdi? Aybey, gösterdiği çılgınlıkta nekadar Olsa, olsa, bir hata işlemîş ve şehirlileileri gitmiş olduğunu o dakikada anla rin, askerlerinin ellerine düşmüştü. Bu mıştı. Gayriihtiyarî sordu: ta1f^."rde ne yapacath? Ben size karşı çok fena c1 vranNeden sonra Aybey gelince, sevincindım. Beni öldürmelerine neden müsaade den külâhını fırlatmıs. boöazına sarılıp, şaetmediniz ve etmiyorsunuz? pır şapır öpmüş, sonra bir saygısızhk yapO, omuzlarını silkti: tığını sanarak: Bundan ne çıkar? Bilerek bir hata Bir usak beyini böyle öpmez amma, işlemiş değilsiniz ki yiğit... Hem ben unutııvermişim! oıerd olanlan korumayı severim. Bugün{.Arkası var) Ötedenberi memleketimizden Alman leti hesabına tahsilde bulunan ve kendi hesablanna giden bırkaç talebe de var yaya tavuk ihrac eden firma, Almanyaya trenle tavuk ihracına devam edebilmek dır. Kırk kişilik bir talebe grupumuz da Almanyadan Fıan«aya geçmiştir. Fransada halen pek sıkı bir surette posta sansürü tatbik edilmekte olduğundan buradaki genclerin mektublan hayli teahhurla gelebilmektedir. Hamburg'da san'at tahsilinde bulunan on dokuz ortamekteb talebesi de Brük«el'f geçmişlerdir. Öğ rendiğimize göre, îngiltere, Fransa ve îsviçredeki talebemiz, yerlerinde kala caklardır. Almanyadan dün gelen talebe kafüemiz, Yunan topraklarında, Selânik ve Gümülceneden geçe'ken buradaki Türk ahali kendilerini büyük bir samimiyetle selâmlamış ve ugurlamışlardır. Talebe kafilemiz gerek bundan ve gerek geçtikleri yerlerdeki konsoloslarımızdan gör dükleri kolaylıklardan dolayı son derece mütehassistirler. Akdenizdeki Türk vapurları Akdenizde bulunan Türk vapurlarının mevkileri dün tamamen tespit edılmiştir. Akdenizde yabancı limanlarda yalnız iki Türk şilepi vardır. Bunlar Sosyete Şi Bir terfi İtalvanların gruD s;rup memlelcetlerine g p Beyoğlu 42 nci ilkmekteb başmuallimi bu döndükWini ve İİtalyan mekteb1 Refı Uz'un maaşı 35 liraya çıkarılmıştır 7 sene anlmıyaraSı ya ilmıştı. Dün bir Çarşamba Biçki Dikiş ald'Şımız îtalyan konsoloshanesi b'i h^berlpri lc^t'ivve" telczib etm Yurdunda diploma tevzii te ve Türkiyede bulun'.n İtalvanların Fatıhte Çr.rsamba Biçki, Dikiş Yurduyava dönmedikleri gibi mekteblerin de nun bu seneki mezunlanna dün meraicin hi<bjr karar ittıhaz edılme simle dinlorna tevzi edilmiştir. Merasimden sonra mekteb binası dahilinde açılmış olan sergi gezilmiştir. Sergide taleArkeoloji kongresinîn içtimalart be tarnfmdan vücude getırilmiş çok gütehir edildi zel e&e:ler vardır 18 eylul 1939 da şehrimizde topla DENtZİSLERİ nacak olan 18 inci beynelmilel antropo Limanlar Umum Müdürü loji ve preistorik arkeoloji kongresi göAnkaraya gitti rülen lüzum üzerine tehir edildiği kongre Limanlar Umum Müdürü Raufi Mangenel sekreterliğinden bildirilmektedir. yash Münakale Vekâletile temasta bu43 talebemiz Selânikte... lunmak üzere Ankaraya gîtmiştir. USelânik 4 (a.a.) Hususî muhabi mum Müdür varın şehrimize dönecektir. rimizden: Tahsilde bulunan talebelerimizden 43 kişilik bir grup, dün gece geç vakit bu Nüshası 5 kurustur raya gelmiştir. Ta r slve Harie Günlerdenberi sıkmtıda bulunan ta icin icin lebelerimize gerek konsoloshanemiz Senelik 1400 Kr. 2700 Kr gerek Yunan hükumeti ve Yunan şimen Alti avlık 750 • 1450 » Almanyadan dün gelen yüksek talısil difer idaresi tarafmoan büyük yardımlar Üç avhk 400 » 800 » gencleri, matbamızdan çıkarlarken... yapılmışür. Biz ayhk 150 » Yoktta Cumhuriyet .! Abone şeraiti

Bu sayıdan diğer sayfalar: