5 Eylül 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

5 Eylül 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMTTTTRÎYTiTr Heyecanlı hikâyeler Randevu ^ = ^ = = = = ^ = = = = = = = Nakleden: Hamdi Varoğlu = I aksamlri program J Dul Madam Pusid erkeğin ısrarına, tıkları zaman, çok fazla yorulunca tıpkı | Köprünün altmdan bir dere akıyor, su ertesi gece saat onda gleceği vadile mu böyle nefes nefese kalır, fakat erkekliği ların soğuk nefesi, öfkeli bir homurtu ile Türklye Radyodlluzyon Postalan Cumhuriyet bayramında küşad meraŞehir plânmda îshakpaşa yangın yeri DALGA ÜZUNLUĞO fcabele ederken: bir ajevvel ölen koca ne yedirip, sür'ati azaltması için kansma yüzüne çarpıyordu. Sonra, çalılıklarl arkeolojik saha olarak ayrılmıştı. Bu sa simi yapılacak olan Atatürk köprüsünür 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. öbek öbek lekeıenmiş bir ovadan geçti iinm hatırasını zihninen tamamile sil ihtarda bulunmazdı. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. hada arsalarm istimlâki için 600,000 lira !ki tarafına ilâveten inşa edilmekte bulu T. A Q. Madam Pusid, dizleri göğsüne daya ler. Her taraftan kahkaha sesleri işitili mişti. Yeşil spor kostmlerini giyip, çift 31,70 m, 9465 Kcs. 20 Kw. ya lüzum hasıl olmuştur. Arsa sahibleri nan dört mesned duvarına aid bir kısım T. A. P. bisikletle, her pazar gnü dere tepe yap nacak derecede öne eğildi. O zaman, ku yordu. Hafif bir yağmur dökülmeğe baş 12,30 program 12,35 Türk müziği: (OkuBelediyeye müracaatle ya arsalannın is malzeme Almanyadan yola çıkarılmış, fa tıklan gezintiler, kocsmın ansızm ölii lağınm dibinde, kendi ismini çağıran bir ladı. Madam Pusid, sırtında, hayaletin yan: Müzeyyen Senar, çalanlar: Vecihe kat şehrimize kadar gelememiştir. timlâkıni yahud da bina mşasına müsaade korkunc nefesini duyuyordu. Daryal, Cevdet Kozan, Kemal Niyazi Seymünden sonra tarihekarışalı, Madam ses işitti. Bu ses: Köprünün küşadınm geri kalmamas hun). 1 Zekl Arif: Maye şarkı (Açıldı edilmesini istemektedirler. Yağmur ve ter, Madam Pusid'in ma Matild... diyordu. Pusid, onun hatırasıa ilk defa ihanet Belediye, bu taleb karşısında müşkül ıcin şimdiden bazı tertibat alınacaktır bahçede güller). 2 Faize: Nikriz şarkı tem esvabını, v'dcudüne yapıştırmıştı. IsKorkusunu gidermek için: ediyordu. Pusid öldkten sonra müte Köprüye döşenmekte olan tahta parkeler (Gönül ne için ateşlere yansm). 3 Halk lanan tülü, bir vığm saç gibi, suratına vaziyete düşmüştür. Yeni istimlâk kanunu madiyen yaş döken p'zleri ilk defa ola Hayal görüyorum.... türküsü: (Elveda dost deli gönül). 4 Halk den bir kısmı henüz şehrimize gelmemiştir türküsü: (Şahane gözler). 5 Halk türkürak kurumuştu ve ÇG acı şeyler hatır Diyerek, kendi kendini teselliye çalış çarpıyordu. Bunu arkaya atmak istedi mucibince teşekkül eden dört istimlâk Bunlann gelmesi de gecikirse muvakka sü: (A Fadimem haydi senle kaçalım). 6 lattığı için bir tarafaatıp bıraktığı bisik tı. Hakikaten, o ses, o tanıdık ses, koca fakat tül, sanki canlı idi. Elinden kaçı komisvonu, bu sabahtan itibaren faaliyete bir sekil bulunarak köprünün küsadı behe Halk türküsü: (Kır oğlanm davarı) 13 lete, randevuya valfinde yetişmek için, srnın sesi, bu ismi bir defa telâffuz etmiş, yor, dolanıyor, yüzüne çarpıyor, tokat aeçerek istimlâk mmtakalanndaki binalamemleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji mehal muavven tarihte yapılacaktır. haberleri 13.1514 müzik (karışık progilk defa olarak o gu binecekti. Gidece susmuştu. Fakat Madam Pusid, kocası lıyor, ıslak bir kanad gürültüsile tekrar nn kıvmetlerini tayıne başlıyacaktır. Ma ram) 19 program 19,05 müzik (hafif ği yer, kasabadan oı kilometre ötede, bir nın, o dakikadan itibaren arkasında yer dalgalanıyordu. amafih yeni kanunun tadiline kat'î şekilde müzik 19,30 müziği (halk ECNEBÎ MEHAFİLDE türküleri,Pl.) eserleri)Türk20,15 konuşma tepecik üstünde, ıssı bir evdi. almış bulunduğunu artık biliyordu. Onun Birden, büyük bir sükut oldu. Tül lüzum görülmektedir. İstimlâk kanununda saz 20,30 memleket saat ayarı, ajans ve metemevcudiyetini, bisikletin sür'atini azaltan yükseldi, bir lâhza başının üstünde dal tadili lâzım gelen maddeler bir rapor ha#* Mısır askerî heyeti oroloji haberleri 20,50 Türk müziği: AnŞişman, renksizbulut yığmlan, ka ağırlığını hissediyordu. Sol dizkapağının, galandı, sonra boynuna sıkı sıkı dolam linde Dahilve Vekâletine bildirilecektir. Mısır askerî heyeti, bugün Ankaradan kara radyosu küme ses ve saz heyeti . ranlık semada yıvarlanıp duruyordu. ona has olan tıkırdayışını işitiyordu. Şüp verdi. hareketle Eskişehre gidecektir. Heyet. o 21.30 konuşma 21,45 neş'eli plâklar R. * 21,50 müzik solist) (radyc he yoktu, o idi. Gece vakti, terkisine bir Madam Pusid, korkunc bir hıçkınkAy, derin sulardayüzen deniz yıldız. ÜNÎVERSÎTEDE rada tayyare okulunu ve tayyare tuga orkestrası) (birson ajans 22 müzik ziraat, 23 haberleri, hortlak almış, götürüyordu. Madam Pu la, başını geriye devirdi. Göz açıp kapayını gezecek, şerefine verilecek ziyafet esham ve tahvilât, kambiyo nukud borgibi titrek, lüzuci « donuk bir beyaz tekerlekten ibaret gininüyordu. Hafif bir sid, simsiyah gece ortasmda, kocasının, yacak kadar bir zaman zarfında, arka îsmail Hakkı Baltacıoğluna te bulunacaktır. Misafirimiz, ayın yedin sası rfiat) 23,20 müzik (cazband Pl.) ci günü şehrimize gelecek, Haydarpaşa 23.5524 yarınki program. rüzgâr, yolun tozannı havalandırıyor; içi gölgelerle dolu apaçık ağız çukurunu, sında, böcek kanadı gibi şeffaf ve yeşil vazife teklif edildi ıstasvonunda karşılanacaklardır. Heyet yol kenarlarındak otlar titreşiyor; senn kurtlarla dolu göz oyuklarını görmemek esvablı bir hayalet gördü. Haya'.etin Edeb'yat Fakültesinde eski terbiye şehrimizde askerî mekteblerle şehrin şaDr. Hafız Cemal geldi gözlerinde yağmur damlalan titreşiyor muallimi îsmaii Hakkı Baltacıoğluna havayı dolduran sessizliktc, fısıltılar do için, arkasına dcrrüp bakamıyordu. ranı temaşa mahallerini gezecek ve aFakat, bir aralık dayanamadı; başını du. Dökülmüş dudaklarından, aydmlık Maarıf Vekâletmce bir vazife tekilf eAvrupa ve Amerikada tetkik seyahalaşıyordu. vın sekızinci günü Toros ekspresile Mıtinde bulunan Dr. Hafız Cemal Lokmankımıldatmadan yan gözle baktı; namer'î bir nefes çıkıyordu. Buhar gibi hafif, ye dilmiştir. İsmail Hakkınm Fakültedeki sıra dönecektir. Madam Pusid bisikletine binmiş, âşıhekim İstanbula gelmiş ve hastalannı kının evine gidiy>rdu. Bisikletin önünde bir yüzden yere dökülen fosforlu ter şil esvabının altından, kaburga kemikîeri, eski vazifesi iade olunursa kabul edekabule başlamıştır. ceği cevabını verdiği haber alınmıştır. İktısad Müdürü Ankarada ki küçük fener, jola, esrarlı bir hırsız fe damlalan görür gibi oldu. Ayni zaman siyah siyah gözüküyordu. Kadın, insandan ziyade hayvan sesı Vekâlet, henüz bir karar vermemiştiT. neri ışığı serpiytrdu. Boynundaki siyah da, hortlağın sesi bir kere daha işitildi: Belediye İktısad Müdürü Saffet, inşaTEŞEKKÜR Huuu! Huuu! ne benzeyen bir feryadla haykırdı ve el Yakmda Edebiyat Fakültesinde Fuad sı ihaleye konulacak oaln süt fabrikası Ç tülü gevşetip gerdanını açıkta bırakan Diyen bir ses, Madam Pusid, ürper lerini boğazına götürdü. Boynunda il Köprülünün yerine Türk Edebiyat Ta sartnamesinin tetkikinde bulunmak üzedul Madam Pusid, biraz sonra kavuşaOğlumuz ve kardeşimiz Elektrik îdare Ankaraya gitmiştir. miklenen tül, boğazını gitgide daha faz rihi müderrisi secilecektir. cağı saadetin hayalüe mest, gözleri yarı tiler içinde, fısıldadı: resi memurlarından Mahfuz Ansanın Sen misin Alber? a sıkıyor, nefesini kesiyor, etlerine göpek ânî ufulü karşısında cenaze merasikapalı, var iirvvetini bacaklarına vermiş, Tamamen yeni bir hale ifrağ ve yeni WESTERN mine iştirak etmek suretile bizleri ta Huuu! Huuu! mülüyordu. Beyninde kıvılcımlar tutujupedalları çeviriyor; birkaç dakika sonra ziye ve tesliye eden Elektrik ve Sular karşılaşacagı maceranm heyecanile da MIRROFONIC makineler ile techiz edilen Kadın, terkideki hayaleti silkip at yordu. Dili, ağzından dışarı fırladı. Şeidaresi mensubinile bütün ehibba ve marlanndaki kanın hızlı hızlı dolaştığını mak ümidile, bisikleti yana doğru anî matelerle, dalga seslerile dolu, dehhaş dostlarımıza ayn ayn teşekküre teessürduyuyordu. bir hamle ile kıvırdı. Fakat iskelet, otur bir boşluğa, döne döne yuvarlandığını lerimız mâni olduğundan gazeteniz vasıBir tarşan, bir sıçrayışta, yolu karşı duğu yere sıkı s:kıya yapışmıştı ve Ma hissetti. O oldu; bir daha, Madam Putasile teşekkürlerimizi sunanz. dan karşıya katetti. Ayni dakikada, bir dam Pusid, neredeysc, kemik parmakla sid'in yüzünü kimsecikler göremedi. Merhumun validesi Nahide Ansan Yekl sinema mevsimine bUtiin kederlerinlzl unutturacak *** baykuş, acı acı bir çığlık savurdu. Ma rm soğuk temasmı ensesinde duyacağını, ve eniştesi Mühendis Hulki Erem Muslklsl: PAUL MIZRAKI tarafmdan hazırianan ve Kasaba ahalisi. yağmurlu gecelerde, dam Pusid, hızmı artırdı. Tekerlekler, hortlağın çukur ağzından, saçlarınm diNtŞANLANMA J muntazam bir hışırtı ile dönüyordu. bine doğru ölü bir nefesin yayılacağmı a uzaklardan, kasabanm yanından %?Birdenbire, sert bir madenî ses kula bekliyordu. Muthiş bir korku içinde, hıç en dere tarafından doğru bir bisiklet Sabık Şehremaneti Meclis Reisi Meh"« çıngırağı işitildipini söylerler. Herkes kağına çarptı. Madam Pusid, frene bastı. kırarak yalvardı: İle İRENE de ZILLAHY tarafmdan oynanan med Rpşad Paşanın kızı Nermin Elgin pısını kapar, pencere kepenklerini örter. Bırak beni! Bırak beni! Tekerlek zinciri yerindcn fırlamıştı. în ile merhum Dr. Asaf Derviş Paşanın ıngırak sesi yaklaşır, büyür, birdenbioğlu Ankara Stadyom ve Hipodrom müdi, fenerin ışığı altında, zinciri dişli te Hayalet, gene: e sokakta akseder. O zaman, pencere dürü Kerim Bükey nişanlanmışlardır. kerleklere geçirmek için bir müddet uğ Huuu! Huuu! diye cevab verdi. ;epenğının aralığına gözünü uydurup dıraştı. Yüzii kan ter içinde, elleri yağdan Neş'eli kahkaha fllimile başlıyor. Şimdi, koru bitmiş, yol başlamıştı. ÖLÜM kapkara, sinirli sinirli didiniyordu. Uzak Madam Pusid, kendisini bekliyen erke arı bakanlar, ye$il renkli bir çifte bisikilâveten: EKLER JURNAL son dünya havadisleri etin, çılgın bir sür'atle, karanlıklara dallarda, bir saat, onu çaldı. ğin, kırmızı tuğla damlı, beyaz evini Diştababeti mektebi Protez profesöriî Fransız yıldızlarının en ateşlisi Zincir yerine takılmış, bozukluk ta uzaktan gördü. Rahat bir nefes aldı ve dığını görürler. Arkadaki oturulacak yer Rüştü Önol'un babası Neş'e Önol pazarmir edilmişti. Tekrar bisiklete atladı ve son bir gayretle pedaliarı çevirdi. Gitgide oştur. Önde, siyah esvablı, şişman bir esi günü vefat etmiştir. Cenazesi 5 eyul 1939 salı günü saat 11 de Kızıltopkaybettiği zamanı kazanmak için cski sür'atini artırryordu. S™di, evm kapah îadın vardır ve bu kadmın başı üzerinde, •ak Bağald' caâdesi Elektrife santralı Fransız edebiyabnm en güzel eseri sinden daha büyük bir gayretle ayakla pancurlarını, duvarları örten cılız sar üzgârla paramparça olmuş, koskoca bir matem tülü yükselir, uçar ve çırpınır. karşısında 134 numaralı evinden kaldınnı işletmeğe başladı. Fakat, yüz adım maşıkları seçiyordu. Sokak kaptsı açıktı nlacakrrr. HAMDİ VAROGLU grtmemişti ki, bu sefer ard tekerleğin lâs ve kapınm aydır.lık boşluğunda, erkeğin tiği, hafif bir nefes çıkararak delindi. simsiyah hayali ayakta duruyordu. Onu RAŞİD RIZA ' On beş dakika da bunu tıkayıp şişirmek bekliyordu. Madam Pusid kurtulmuştu. Önümüzdeki Perşembeden itibaren E. SADİ TEK le vakit geçti. Bu defa da fener söndü. Demir parmaklıklı kapınm önüne gel:nTİYATROSU On dakikası da böyle kayboldu. ce, iki elile birden frene bastı. Bu gece Suadiye ŞenMadam Pusid'in içine bir ürküntü yolda: BEŞTE GEO zaman, müthiş birşey oldu. Fren Halicde Tekirdağ iskelegelmişti. Ofkeli kafası gitgide kızıyor, ler, fevkalbeşer bir kuvvet karşısında LEN. Vodvil 3 Perde Iklncl bllyük mevslm programını sllsllyecektlr. varacağı yere tam vaktinde ulaşmagı en gevşedi. îki elile yaptığı tazyika rağmen, sinde bir adam yakalandı Yann gece Bakırköy MİLTİYADİ'de SAÇLARINDAN UTAN çok istediği bugün bütün bu aksiliklenn arkasındaki hayalet, arka pedalları deü Halicde Tekirdağ iskelesinde gümrük bir arada, gelip kendisini bulması gari gibi çeviriyordu ve bisiklet, bir ok gibi, 7 Eylul bu perşembe akşamı saat 21 de muhafaza teşkilâtı tarafmdan külliyetli Daima heyecan. Daima korkunc. Dabine gidiyordu. ufka doğru fırladı. Madam Pusid, ka miktarda balık avlamağa mahsus kaçak ima rnaceralar ve sergüzeşt filmleri Yaprakları dökülmüş, kadid dallar pıda bekliyen erkeğin, kollarını havaya dinamit yakalanmıştır. göstermekte büyük muvaffakiyet <lan ibaret kalmiş ağaclarla dolu bir ko kaldırdığını gördü ve: Tekirdağ iskelesinde nöbet bekliyen kazanan Bugün bütün dünyayı ihtirasa sevkeden halihazır bir hâdiseyi bütün rudan geçiyordu. Ensesinde, bir nefesin îmdad! Itndad! gümrük muhafaza teşkilâtı memurları, bir heyecan ve ateşin sahnelerile tasvir eden büyük bir Fransız filmile temasmı duyar gibi oldu. Döndü. KimDiye bağıracak kadar ancak vakit şahsın boş küfelerin yanından ayrılmadıse yoktu. Karanlık gece, bir pınar mırıl bulabildi. Artık, bisiklet, baş döndürüğını görmüşler, şüphelenmişler ve Dursun Yeni sinema mevsimine başlıyor tısile dolu idi. Ağac dalları gıcırdıyordu. cü bir hızla gidiyordu. Madam Pusid ismindeki bu şahsı yakalamışlardır. Küfesineması Başını yukarı kaldmp bakınca, dalların yere yuvarlanmamak için, dümene \ar lerde 710 parça dinamit çubuğu bulun hizasınca uzanıp giden siyah bir sema kuvvetile sarılmağa mecbur oldu. muştur. çizgisi ve dağılmakta olan bulanıp bulutSıska meyva ağacları, yıldınm sür'aMatinelerden itibaren yeni sinema Dursun, Zonguldak kömür ocaklannda lar görüyordu. Baş rollerde: tile üstüne doğru atılıyor; yol, bir per kullanılmağa mahsus olan bu dinamitlerin mevsimine en güzel filmlerle Deli miyim neyim? diye düşündü. vane uğultusile, bisikleti yutuyordu. \o\ başka bir arkadaşına aid olduğunu, onun başlıyor On dakika sonra. yedi dakika sonra o kenarındaki su birikıntileri, erimiş ma da kaçtığını iddia etmiştir. Hakkında taki[nun evinde bulunacağım... den pırıltıları saçarak yanından zıplayıp bata girisılmistır. Yeni mevsimin açılışına lâyık emsalsiz bir şaheser Bu fikir kafasından geçerken, Madam geçiyordu. Madam Pusid, nefes nefese, Pusid, ensesinde, acayib bir nefes, bir aklını kaybetmek üzere idi. Birdenbire, ( ASKERLÎK İŞLERİ~ lilti daha işitti. Korkudan, iliklerine karşısında, koskoca bir aydmlık peyda Baş rollerde: HARRY GAREY JÜŞubeve davet kadar titriyerek istavroz çıkardı. Bu inil olduğunu ve bu aydınîıgm, üzerine doğDÎTH ALLEN şimdiye kadar görül; Fatih Askerlik subesinden: Yedek topcu tili seste, kocasının yorgun zamanlarına ru geldiğinı göıerek gözlerini kapadı. teimen Mehmed Celâleddin oğlu Muhsirin memiş heyecanlı deniz baskmları. mahsus olan nefes alışmı tanımıştı. Mös j Tekrar açtığı zaman manzara değiş acele Fatih şube^ine müracaati ilân oluve arkadaşlarını dinleyiniz. Ayrıca numaralar yö Pusid, çifte bisikletle gezmeğe çık 1 misti. Detnir bir köprüden geçiyorlardı. nur. Sustular, Gülis kalfa gelmişti. öyle dalgm duruyordu. Nihayet gayreti kapınm önünde bir an tevakkuf ettiler. cevab verdi, eski çılgınlıklan kalmadı, söz dmliyor, insanı üzmüyor. Fakat bu sefer Yemeğe gelmek istemiyor, dedi. nin lüzumsuz olduğunu anlıyan Galib de Galib, genc kızın yanında duruyordu. de onu pek durgun ve uyuşuk bulmuyor Ona doğru iğilerek: Naciye Hanım endişe ile doktora baksustu. Artık eve gelinciye kadar konuşulmusunuz? Geceleri, verdiğiniz ilâcı al mıştı, o »ayet sakin: Güzel değil mi? diye sordu. madı. Nur, omuzlarını silkti. Cevab vermiye madan uyuyamıyor. Gündüzleri ise o Öyle ise yemeğinî odasına götüriirek başını öte tarafa doğru çevirdi. Galib turduğu yerden kalkmıyor ve hep düşü nüz, dedi. Mecidiyeköyünü ilk teklif eden, GaYazan : Peride Celâl nüyor. Naciye Hanıma döndü lib olmuş, evi de o arayıp bulmuştu. istemiyerek hiddetlendi. Kaşları çatılır giGenc adam kapıya doğru ilerledi, açbi oldu, sonra yüzü düzeldi. Kendi ken Siz de ric a ederim gidip yanında Buradan şehre inmek kotay olacaktı. Kapı kapanır kapanmaz genc kız ba leşti. Gülis kalfa şimdi bizi bekler. tı. Sokak kapısı da açılmca içeri hafif bir Galib neş'eli neş'eli gülüyordu: oturunuz, sizi görünce yiyecektir. şmı annesine doğru çevirdi. Yorgun bir Sonra tam istedikleri gibi tenha, sakin dine: «Küçük budala, diye düşündü, farüzgâr geldi. kat onu er geç yola getireceğim.» Îhtiyar kadın: Çok iyi oldu, dedi. Tam da iste bir yerdi. sesle sordu: Genc adam dışarısını seyrederek: Naciye Hanım: «Haydi girelim» di Peki, siz? diğimiz zamanda ve arzumuza muvafık Kimdir bu adam! Biraz sonra otomobil sık ağaclarla do Siz acele ediyorsunuz, dedi. HerDiye, mmldandı. îhtiyar kadın gözleri nüvaziş ve şef bir yer bulmamız doğrusu talihtir. Ne lu olan yemyeşil bir bahçenin beyaz par yordu. İçeri girdiler. Camlı bir bölme ile Genc adam saatinî çıkarıp baktı katle dolu olduğu halde kızına baktı, bir güzel bahçesi var, değil mi? Etrafta pek maklıkları önünde durdu. Ağaclar ara ayrılan küçük bir antreden sonra büyük se\ in derhal yoluna girmesi tabiî imkânsız Benim bazı işlerim var dedi. Hem bir salona giriliyordu. Bu salona açılan dır. Zaten bana birkaç ay müsaade etmekurtarıcıdan, çok mühim bir şahsiyetten öyle ev de yok. Biraz uzak ama şoseye s:ndan evin yalnız sivri çatısı görünüyornizi rica etmiştim. bir arkadaşa söz verdim. Müsaadenizlfl üç dört kapı vardı. bahseder gibi sesi titriyerek cevab verdi: çıkınca otobüs bulmak mümkün. Ba du. Naciye Hanım telâşla cevab verdi gicW*.cHın. Doktor Şahinin oğlu, Galib Şahin. bam bile manzarasma bayıldı. Arka penSofra salona kurulmuştu. Nur, odaNaciye Hanım kızınm koluna girerek Yanlış anlamayınız, çocuğum, size Asabiyeci, Avrupadan yeni geldi. üereler ucsuz bucaksız kırlan görüyor. otomobilden indi, Galib de onları takib sma çekilmek, biraz dinlenmek istediğiNaciye Hanım telâşla sordu: Genc kız derin derin içini çekerek ya Fakat ne dersiniz, babam, hastasını elin etti. Yürüdüler. Bahçeye girdiler, ağacla ni söyliyerek Gülis kalfa ile beraber gitti. itimad ediyorum. Zaten onun bu kadar Peki, ne zaman gelirsiniz? taşma uzandı, gözlerini kapadı. Karanlık den aldım diye bana adeta içerledi. He rm arasmdan eve doğru uzanan çakıl döYalnız kaldıkları zaman Naciye Ha olsun iyi olabilmesini de gene size borclu îki gün sonra gelirim. Ilâclara ve oda tekrar derin bir sükuta gömüldü. le dün: «Kızı iyi edip sapsağlam bura şeli küçük yoldan ilerlediler. Biraz sonra nım, halsiz bir tavırla kendisini bir ıskem değil mivim? Beni mazur görünüz. Anne verdiğim banyolara devam ediniz. Eğer yim ne de olsa endişe içindeyim. Otomobilde Doktor Galib başını geıi ya getirme de bak, elimden çekeceğin ev meydana çıktı. Tek katlı, beyaz yağ leye attı. Galibe baktı: yemek yemek, ilâclan almak istemezse Genc adam başmı çevirdi: Vaziyeti nasıl buluvorsunuz dokvar» diyordu. hboya, ahşab bir bina idi. Geniş pencedoğru çevirerek: çok müteessir bir hal alır, kalbinizden şi Sizi anlıyorum, dedi. Fakat şunu da kâyet edersiniz. Yumuşar ve itaat eder. Genc adam, daha bu şekilde bir sürü releri vardı. Kapısma mermer merdiven tor? dedi. Herşey hazır, değil mi? dedi. unutmayımz ki hastamızı iki taraflı tedavi Galib gülümsedi: Onları rahatsız etmemek için şoförün şeyler söyledi. Ciddiyetinden umulmıya lerle çıkılıyordu. Yan duvarmı sarmaşıkNaciye Hanım «Peki» demek ister Siz eskisine nazaran nasıl bulu etmek mecburiyetindeyiz. Maddî ve ma gibi başını salladı. Galib şapkasmı aldı, cak bir şekilde gevezelik ediyor, şoföre lar kaplamıştı. Küçük bir havuzu ve daha yanına oturmuştu. nevî şekilde. Hem sinirlerini, hem ruhunu.. onun elini öpüo yürüdü. Kapıdan çıkmaGenc kız bir köşeye çekilmiş, düşü takılıyordu. Bütün bunlan genc kızın so ötede şirin görünüslü hanımellerile ö'rtü yorsunuz? Naciye Hanım mütereddid görünü Sonra anlamak istediğimiz, daha doğrusu dan evvel Naciye Hanım arkasından nüyordu. Cevabı Naciye Hanım verdi: murtkanlığını biraz olsun gidermek için lü kücük bir kameriye görünüyordu. bilmemiz lâzım gelen şeyleri de bu sırada seslendi: Evin açık kapısmın önünde Gülis kal yordu : Ne olacak, dedi, üç odalık yer. yaptığı meydanda idi. Fakat Nur, köfa durmuş, onları bekliyordu. O sıradaı Muhakkak çok daha farklı, diye araştırıp bulmaya çalışacağız. (Arkası var\ Zaten çok az e§ya getirdik. Hemen yer şesine büzülmüş, hiç kımıldamıyor, hep 1 5 Eylul 1939 Arkeolojik saha Atatürk köprüsü Istimlâkler için 600 bin Yola çıkarılan malzeme y liraya ihtiyac var henüz gelmedi RADVO S U M E R sineması GEORGES MİLTON PRENS BUBUL "ARKA SOKAK,, V İ V İ A N R O M A C E ı n en son Kaçak dinamit! | L A L E sinemasmm SARAY SİNEMASI CASUS AVCILAR Mireille Balın Jean Murat Bu akşanı: Cağaloğlu Çiftesaraylar bahçesinde ALKAZAR YARIN GAİB KIZLAR LİMANI MÜNİR NUREDDİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: