13 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

13 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Mayis 1940 İ Büyük kâşiflerin hayatı jmerakh Londrada kafes içinde yaşayan ve evlerde dolaşan ehlî kuşlara mahsus bir sergi açılmış, burada kimisi güzelliği, kimisi ötüşü noktasından tetkik edilerek muhtelif mükâfatlar kazanmışlar. Sıra papağanlara gelince, mümeyyizler heyeti onlan konuşmalan cihetinden imtihan etmek istemiş ve kalabalık imtihancılar kuşların karfilarına geçip oturmuşlar. Evlerinde hiç çeneleri durmıyan, lüzumlu lüzumsuz SEYAHATLER Meksika harabeleri Amerikanın keşfinden evvel Meksikada sıra ile üç eski medeniyetin hâkim olmuş olduğunu pek çoğunuz bilir. Bunlar Mayas, Toltek ve Astek medeniyetleridir. Her üç medeniyetten arta kalarak ele geçmiş bulunan binalar ve abideler dikkatle muayene edilince onlar arasında yekdiğerlerine büyük bir benzerlik ve yakınlık mevcud olduğu görülür. Sonra Afrika ve Asyada kendilerinden evvel gelmif medeniyetlerle de bu medeniyetlerin alâkası bulunduğu muhakkaktır. Meselâ Vasko dö Gama'nın maceraları [Geçen defa çıkmış lcvsmın hulâsası: Buyük kâfif Vasko dö Canıa İ497 Menesinde Ltzbon cıvarmdaki Restello lıhnanmdan bef gemi ile kalkarak o zaman Süveyş kanah mevcud olmadığt için Afrika kıtasını tlJc deja dolasvıak sureüle Hındıstana tfUmek itteyor. Gemilerın bırinde bulunan lerden Bartelemi Di'jaz Uctret kasdüe yola çıktığı için Gine tahillerinde kalıyor. Diğer gemiler Vasko'nun idareti altında /»rtıtMilaro tutularak, kıytlarda zencılerh •mucadele ederek, binbir mufkulâta uğrayarak, tayısız maetra geçirerek Sahildeki yerliler de onlan taklid etmekUmıd burnuna yaklaşıyorlar. Tayjalar karsüas ten geri durmadılar. tıklart yeni ve muthi} bir fırtınadan korkup Zencilerden bir öküz satın alınarak, geri dönmek isteyorlar. Vasko dö Gama. n« olurkesildi, kızartıldı. Bir kaç fıçı şarab açıldı. sa olsun iîcrlcmefc emrini rerıt/or.] Papağanların imtihanı öğrendikleri cümleleri rasgele savuran papağanların hepsi mümeyyizlerin huzurunda dut yemiş bülbüle dönmüşler. Ağızlarını bıçak açmıyor... Fakat onlan ayıblamayın.. Çok iyi bilirsiniz ki siz de derslerinize çalışır çalışırsınız da «imtihan!» Karınlar doydu, keyifler yerine geldi. dedikleri zaman dudaklarınız kilidlenir, Dalgaların homurtusu arasında tayHerkes hayatından memnun göriinüyor heyecandan bir şey söyleyemezsiniz. Pafaların: pağanlar da böyle olmuşlar. Fakat içledu.. Burası Felâket ve Tehlike yeridir.. Giinler geçtikçe kıyıya hücum eden rinden biri, durmuş durmuş da öyle bir Daha ileri gidilemez! mücevher yumurtlamış ki sormayın: Diye feryad edildikleri ijitiliyordu. yerlilerin sayısı artryordu. Hepsi de be Bakın, demiş, ilk defa ben konuGökii kaphyan simsiyah bulutların ara raberlerinde iri boynuzlu hayvanlar geti şuyorum, birinci mükâfatı bana verecekKüçükler arasında tath bir konser fash Binda hiç durmadan çakan şimjeklcr sık riyorlar, Portekizlilerin o zamana kadar siniz! değil mi? sık ortahğı aydınlatıyorlar. Bu aydıklık kat'iyyen görmedikleri bir takım acayib Eğer hikâye doğru ise, papağan bu arasında kumandanm gözüne tuhaf bir musiki aletleri çalarak marifet gösteri cümleyi muhakkak, mümeyyizler heyetihayalet görünüyor gibiydi. Hayaletin kor yorlardı. İçlerinden bir takımları da tepe nin, orada dururlarken, aralarında geçen kunç yüzü sapsarıydı. Evlerinden fırlamıs, lerine tilki kuyrukları takarak ve yüzle muhaverelerden kopye etmiştirl gözleri, çenesinin altında sivri bir sakalı rine bir takım boyalar sürerek meydana Pirincin faydaları vardı. Saçları darmadağınık ve karma çıkıyor, komiklikier yaparak etrafında • kileri güldürüyordu. Pirinc Uzakşarkta halkın en esaslı gıkarısıktı. Bacakları upuzun, koliarı birer Kadınlar ve çocuklar körfeze yakm dasını teşkil eder. Çin, Japon ve Çin Hindirek gibiydi. Hırıltıh bir sesle bağırıyüksek bir tepeden bu eğlenceleri rnerak di, Hindistan, Hind adaları ahalisı Allayordu: ve heyecanla seyrediyorlar, fakat aşağıya hın günü pirinc yiyerek karınlannı doyu Tayfalar, siz deli mi oldunuz? Eğer inmeğe cesaret edemiyorlardı. Delikanlı rurlar. Bizde de pilâv millî yemeklerdenbu burnu geçmek teşebbüsüne girişirselara gelince, onlar, ellerinde garib birer dir. Fransız fen akademisinin son keşfine niz sonunuz felâkettir. Çılğınca cesaretisilâJı bulunduğu halde civardaki ağacların göre kabuğu çıkarılmamış pirinc bacak nizi hayatınızla ödeyeceğiniz muhakkakve çalılarm arasına gizlenmişler, pusu tır. Ben eski Yunanlıların karalar mabukurmuş gibi tetikte bekliyorlardı. du Adamastor'um. Büyük ilâh Jüpiter'e Tayfalar zaman zaman karaya çıkıyorisyan ettiğim için ellerim, kollarım bağlar, boncuk gerdanlıklar mukabilinde bir lanarak buraya sürüldiim. Yolculan tehlîfeeden, felâketten korumak için seneler koyun, bifeinek satın alıyorlar, içecek tajlı denberi 5u kayanın iistünde bekliyoruml. su tedarik ediyorlardı. Fakat bir gün pıVasko dö Gama, birden silkindL £1 nar başında aksi yüzlü bazı yerlilerin kcadilerine mâni olmak istediklerini eörünce lerile gözlerini uğuşturdu: kavga etmeğe mecbur oldular. O vakit romatizma ve nevritlerine karşı mükem Hayır, hayır, dedi, bu asılsız, fasılortalık karıştı. Uzaktan vaziyeri kavra mel bir deva teşkil etmekte imiş. Çünkü gız bir efsanedir. Eski Yunanistan Adayan Vasko dö Gama hemen bütün tay Fransız fen akademisi azasının fikirlerine mastor namında bir mabud tammadı. Bu falan «ilâh başına davet etmekte gecik göre bacaklardaki bu nevritler vücuddeki ancak tereddüd ve endişenin gözlerimin medi. Maiyetine hitabenî B vitamininin azlığından ileri geliyormuş. önünde yarattığı bir hayalettir. Yanlış Onlara, dedi, kendimizi müdafaa Kabuğu çıkmamış pirincde ise bu B vitaolarak «Tehlike burnu» ismi verilmiş bu çıkmtı beni yolumdan ahkoyamaz. Be dan âciz olmadığımızı hakkile göstermek mini çok bolmuş. Haydi bakalım, öyle ise pilâva kaşık atmaya bakın. Yaşlandığmız nim azmim ve iradem onun fırtınaların lâz>m( diye haykırdı. Bilmeceyi doğru halledetnlerden bize MükeTTem Kulluk, 16 Çukurhisar köBu kumanda üzerine bütün tavfalar ü zaman bacak sızılanna uğramazsınız. dan daha kuvvetli, onun kayalarmdan dafotoğraf yollayanların resimlerini basma yünde Söğüd ömeT kızı Muazz«z Aydın, zerlerine zırhlı elbiselerini giymiş ve oha serttir. Arş ileri çocuklar! Bütün tayfalar, ekseriya gemiciler ara ğa devam ediyoruz. Fakat burada resmi 1 7 Pangaltı lisesi ilk okul kısmı sınıf Fakat gitgide fırtına şiddetleniyor, muzlarına arkebüz tüfeklerini almıs ol sında başgösteren umumî bir hastalığa, çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmak4 te Masis Yavru. 18 Beşiktaş Mumcudalgalar kuduruyor, kumandan gemile dukları halde güvertede göründüler. skorbüte tutulmuşlardı. Diş etleri iltihab lığa delâlet etmez. Mükâfat kazananlabakkal sokağı No. 1 0 Muhterem Çifterler. rini müşkülâtla idare edebiliyor, tayfala Vasko dö Gama: lanıyor, dişleri dökülüyor ve ellerinde, rın isimleri her ayın ilk haftasında neşrına güç hâkim oluyordu. Tam beş gün Sakm ateş etmeyin, dedi, yalnız iki ayaklannda büyük şişler hasıl oluyordu. redilen büyük listeye basılır. Soldan sağa Dikensiz beş gece çılgın denizle mucadele etmek, büyük topu kuru sıkı olarak doldurun! Nihayet, sulak, yeşillik ve çiçekli bir sıra ile: Yerliler bu nümayişten bir şey anlamıboğaz boğaza çarpışmak icab etti. An Medeniyetin ilerile noktanın uzaktan görünmesi herkesi se1 Ankara Atatürk ilk okul son sınıf cak altıncı gün filoyu sinesinde sükunetle yorlar, kaynak başındaki mucadele ne vindirdi. Hemen «ahile çıktılar. Herkes 222 Orhan Uluç, 2 Bartın Gumhuri mesi karşısında bazı barındırabilecek bir koya erişilebildi. Fır ticesi ele geçirmiş oldukları tayfalan bir oradaki nebatlardan, otlardan bol bol yet okulu S. 2, 5 B, No. 524 İlhan, 3 atalar sözü ehemmiyettına durmuş, güneş, meydana çıkmıştı. türlü bırakmak istemiyorlardı. Korkusuz yedi. Bir çoklarınızın bildiği veçhile skorBalya kazası polis memuru Agâh Özer lerini kaybediyor. MeParlak kumlann vücude getirdiği giizel ve pervasız kıyınm en kuytu bir yerinde büt denilen hastalık taze yemiş ve neoğlu Dündar özer, 4 Kadıköy Gazi selâ «Yavaş yavaş gibir plâjın kenarına gemileri görmeğe ge toplanmışlar, aralarında ne tarzda hare batlardaki vitaminin vücudde eksilmesinokulu 4 ^A da 85 Ayfer örser, 5 Mah den istediği yere ulaşır, len Zenciler toplanmıştı. Yerlilerin keyif ket etmeleri icab ettiğini kararlaştırmak den meydana gelir. Ot ve sebze yemek, mudpaşa Sultanmekteb çıkmazı No. 1 1 hızlı koşanın ayağına leri, neş'eleri yerinde idi. Filüt çalarak için derin bir müzakereye kalmışlardı. buna karşı derhal iyi bir deva teşkil etti. Bayan Rukiye, 6 Gemlik Kayhan ma eteği dolaşır» sözüne Birden, gök gürler gibi iki müthiş patlama dans ediyorlardı. Artık, Tehlikeburnunu geçmiş olduklanna hallesinde Yeşil sokak No. 57 de Talât şimdi kim kulak asar. Yanlannda öküzler, koyunlar, inekler oldu. Zenciler neye uğradıklarım şaşıra inandıklan için seyahat heyeti tam bir Cambay, 7 Galatasaray lisesi Ortaköy Çünkü devrimiz, sürde vardı. Seyahat heyetine fildişinden rak dehşetli korktular ve çilyavrusu gibi ay orada kaldı. Tayfalar, yeniden yola şubesi idare memuru Nuri oğlu Ihsan A at asrıdır. Keza «Didarmadağın olarak yakındaki ormana bilezikler satmak istiyorlardı. çıkmak için kendilerine lâzım olan kuv tak, 8 Üniversitede Mikrobiyoloji Ens kensiz gül olmaz!» aKumandanla gemi kaptanlan kıyıya kaçtılar. Bir kısım elbiselerini ve silâhla veti iktisab etmek üzere dinlendiler ve titüsünde tsmail Yıldırım, 9 Beyoğlu talar sözü de iflâs etçıktılar. Yanlannda vaktile Afrikada u rını oldukları yerde bırakmışlardı. Bir gemilerin içlerini, dışlannı temizlemekle Kışla caddesi Beyoğlu Berberi yanında mişe benzeyor. Çünkü zun zaman kaldıgı için muhtelif kabile daha meydana çıkmak cesaretini göste meşgul oldulaT. Almanyanın Mehmed oğlu Salâhaddin, 10 Süley son defa lere mensub Zencilerin dillerini az çok remediler. Tayfalar da serbest kaldıkları birdenbire işgal etmiş Kıyıda arasıra tesadüf ettikleri yerliler maniyede Hoca Gıyaseddin çıkmazında öğrenmiş olan Martin Alfonso isminde için gönderilen sandala binip filoya ilti iriyan, bronz gîbi yanmış vücudlü KâfiriNo. 4 Kenan Kaya, 1 1 Eskisehir Hoş olduğu Danimarkanın merkezi Koper.hag bir de tercüman vardı. Yerliler, kendile kat ettiler. Andersen lerdi. Yalnız örtülmesi lâzım gelen yerle nudiye mahallesi Porsuk sokak No. 3 te Üniversitesi profesörlerinden rine verilen boncukları, kırmızı harmaniAfrikanm fark sahillerinde rine kısa bir eteklik gibi şeyler takmış Fatma, 12 Geyve Orman mühendisi senelerdenberi yaptığı uzun tetkikler neleri memnuniyetle kabul ettiler ve keşif Vasko dö Gama orada kaldıkları za lardı. Fakat teneke parçaları, bakır kı Hıfzı Arat oğlu Necmi Arat, 1 3 An ticesi üzerinde tek dikeni bulunmıyan bir heyetile iyi müna»ebet peyda etmek arzu manın artık kâfi olduğuna kanaat getir rıntıları, çiçek çelenklerle kendilerini süstakya İsmetpaşa ilk oklu sınıf 4 ' A Hür gül fidanı yetiştirmiş ve Amerikada gül Bunu gösteriyorlardı. mişti. Yola çıkmak ve bir an evvle gayesi lemekten de geri kalmamışlardı. Inek te rem Yahaoğlu, 14 Eskisehir Inönü o sergilerile şöhret kazanmış Sangerhusen Gemiye döndükleri zaman Vasko dö ne varmak için sabırsızlanıyordu. Körfezin zeğile dal ve yaprak parçalan karıştınlakulu 155 numarah Reşad Sona, 15 belediyesine hediye olarak göndermişGama sevinc ve şenlik eseri olarak mızıka çıkıntılı yerlerinden birine büyük bir di rak inşa edilmiş kulübelerde oturuyorlarEviib 66 ncı ük okul sınıf 3 te 583 No. li tir. Bakalım, daha neler çaldırdı. Tayfalar, havaların bazılanna rek diktirip üzerine bir Portekiz bayTağı dı. Bütün işleri kadınlar yapıyorlardı. Hay ayak uydurarak dans etmeğe koyuldular. çektirdi. Müsaid rüzgârdan istifade ederek vanlara bakan, tarlalara dan ve mısır e1 11 1 1 1 1 ııııııııııııımiHiııiıııımıiMiııııtııııtnıınıımııınıııınııın burnu dönmek için katedilmesi icab eden ken onlardı. Erkekler yalnız harbetmek 1,1111 60 millik mesafeyi bir hamlede almayı ve hayvan avlamakla meşgul oluyorlardı. fikrine yerleştirdi. Ganavarları uzaktan vurabilmek için mütŞu gördüğünüz O anda, bu havaliye ilk gelen Avrupalı hiş okları ve yakındaki düşmanı öldürmek şekildeki siyah parolduğuna tamamile emindi. Elinde hiç için uclan dehşetli sivri kargıları vardı. çarları kesip bir bir deniz haritası mevcud olmadığı, sahilIçlerindeki cesur delikanlılann hususî birlerile o suretle lerin kayalık yerlerinde, tehlikeli mahal bir işaretleri vardı. Kaba etlerinin üzerine birleştiriniz ki nü lerinde tek fener bulunmadığı halde ken dövmeler yaptırmıslardı. Dinleri pek ca munesi önünüzde du disince tamamile meçhul olan kıyıları ta hilâne ve iptidaî idi. Maymuna, timsaha ran maça birlisi kiben ilerliyordu. ve mandaya tapıvorlardı. Onlara karçı vücude getiren Noel yortulanna tesadüf eden gün hürmet ve muhabbetlerini göstermek için retin biraz daha «Natal» limanı ismini verdiği bir yere ya bu hayvanlardan mabud telâkki ettikleri yük bir aynı naşarak kırbalan su ile doldurttu. Fazla ni ortaya alıyorlar, etraflarında korkunç de gelsin. bir işe yaramıyan ve her an filonun hızlı seslerle sarkı söyliyerek ve yüzlerini acaBu bulmacayı doğ gitmesine bir mania teşkil eden yük ge yib şekillerde buTuşturarak dans ediyor ru halledenlerden milerinin en büyüğünün de boşaltılarak ardı. birinciye 5' lira, ikinterkedilmesini emretti. Eşyası diğer üç geKâfirilerle müna«ebete girismek için ciye 2 lira ve üçünmiye taksim olunan bu eski sefine bir kaç Vasko. tercüman Alfonso'ya kırmızı bir cüyc bir lira takdim yerinden delik açılarak batınldı. Üstüste elbise ile kabilenin reisine gönrlerdi. Ka olunacak ve diğer bir kaç hafta üç gemiden mürekkeb filo bile reisi kendisine hediye edilen esvabı yiiz küçük okuyu yavaş yavaş yol almak mecburiyetinde hemen giydi VP pek memnun göründü. cumuza muhtelif he kaldı. Çünkü onlar acıktan giderek sahili lfop^ovu, kulübesinde yemeğe davet diyeler dağıtılacak bırakmak istemiyojar, bu sekilde ise etti. Sahile kadar getirio uğurlarken de tır. Gevablarm ma dehşetli akıntılar süratle ilerilemelerine sonuna kadar ona bir düzüne tavuk hediye etti. Ter yıs mâni oluyordu. cüman bunları arkadaşları arasında tak «lstanbulda Gum Havanın bozukluğu gn'ttikçe artıyordu. sim etti. Vasko. orada görd'îS^i mi«?fir huriyet gazetesi çoEzinenin çalışkan Tomrisi 23 nisan Gemilerdeki tath su kırbalan tamamile oerverane ikramlara bir teşekkür muka cuk sahifesi» adTesisabahı hükumet konağı önfinde, sırtında boşalmıştı. Yemek Dİşirmek için deniz su belesi olmak üzere bu havalive «Uğurlu ne gönderilmesi rica mermi taşıyan bir köylü kızı kıyafetin yu kullamlıyordu. Yenecek şeylerin taze arazi» ismini verdi. olunur. Geç kalma de «Genclik!» manzumesini okurken... tinden bir avuç bile kalmamıştı. Arkau gelecek defa maya dikkat ediniz. Bilmeceyi halledenler Nonn saraylan harabesi ve Maya, abidesi eski Mısırlılar tarzında tezyinatla süslüdürler. Nonn sarayı vaktile oraya saçlan kesilerek alınan ve rahibe olarak yetiştirilen genc kızlara mahsus bir ma' nastırdı. İsmini de böyle bir işe yaramıj olmaktan dolayı almıştır. Genc kızlar orada çok zalimane bir terbiyeye ve şeraite tâbi tutulurlardı. Geceyarısı kalkarlar, mabedi süpürürler, yemeklerini hazırlarlar, diğer işleri görürlerdi. Harb mabudu için bina edilmiş olan mabed ise, ehram şeklinde vücude getirilmiftir. Üsründe Hiyeroglif yazılan ve tran resimlerini andıran resimler kazıhdır. Şakmul yani kapian kral • Senot • yani çeşme ağzı abidesile havuzu da meşhurdur. Çeşme ağzı havuzHınun çev • resi 50 metre, derinliği de 20 metre kadardır. İki, üç asır evveline kadar yer liler buraya mabudlara kurban olmak üzere canlı insanlar atar ve boğarlardı. Fakat bir çok seyyahların ve âlimlerin Meksikanın en giizel abidesi telâkki ettikleri Milta harabeleridir. Bu harabeier Toltek devrinden kalmadırlar. Bir dağın kenannda kalmış, sarayın yıkılmamış kısmile ehram kısmı eski Yunan harabelerini hatırlatmaktadır. Duvarlann üstü sade kabartma resimlerle değil, taş oyularak yapılmış resimlerle de süslüdür. Memleketin tam ortasında ve payıtabt olan Meksiko şehrinir. yakınında da iki büyük ehram vardır ki, bunlara Testihuakan ehramlan derler. Bunlar da Toltek'ler zamanından kalmadır. Kendilerine verilen ismin tercümesi de «llâhların evleri» demektir. Biri güneş, diğeri ay mabuduna tahsis edlimişti. Büyüğünün boyu 208, ve yüksekliği 55 metredir. İlk inşa edildikleri zaman üzerlerine kaplanan cilâh taşlar güneşin ziyası altında panl parıl parlamakta idiler. Güneş mabudu namına altmdan yapılmış olan heykel de ehra mın tepesine dikilmişti. Oradan iki tarafı altın parmaklıklarla tezyin edilmiş daı bir yol daha küçük olan ehrama, ay mabudunun ikametgâhında nihayet bulmaktadır. [FAYDAU B;LG;LERJ Beyaz ayının ölümü Bu sene kış çok sert oldu. Bütün Avrupa ve Amerika halkı bir taraftan harbin heyecanile sinirlenirken diğer taraftan da soğuğun tesirile tiril tiril titrediler. Soğuk, bu sene Ispanya gibi her yıl kışı ga ÇOCÜK PORTRELERİ ayıs Bulmacası yet ılık geçen memleketlerde bile tesirini gösterdi. Madrid hayvanat bahçesin deki birçok hayvanlarla berabeT bir beyaz ayı da öldü. Halbuki, biliyorsunuz ki, beyaz ayı kutublarda yaşayan ve en şiddetli soğuklara tahammül eden bir hayvandır. Muhakkak ki, İspanyada uzun müddet kalmakla o itiyadını kaybetmiş olsa gerek! Cephede kâğıd oyunu Garb cephesindeki Ingiliz hava kuvvetleri efradı yeni bir kâğıd oyunu modası ortaya atmışlardır. Bu oyunu oynamak i çin üzerinde muhtelif resimler bulunan 120 kart lâzımdır. Bu resimler arasında harb gemileri, tanklar, tayyareler, hava defi topları ve saire vardır. Fakat resimler dümdüz ve alelâde yapılmış değildir. Gayet karışık surette resmedilmişlerdir. Oyuncular kâğıdı sıra ile çekmektedirler. Her oyuncu çeker çekmez bir bakışta resmin ne olduğunu fark ederse bir sayı ka^anır. Aksi takdirde bir sayı kaybeder. Bu suretle en çok sayı kazananlar sıra ile birinci, ikinci, ilâhi olarak çıkmakta ve sonuncu partiyi kaybetmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: