14 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

14 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Mayis 1940 CUMHURİYET Hâdlseler arasında "Hedef: Zaferdir!,, Churchill, Mecliste kat'i ittifakla itimad kazandı Jütün programının harbi kazanmaktan ibaret »lduğunu söyleyen Başvekil «Tekmil kuvvetlerimizi bir araya getirip ileri!» dedi (Baf tarafx blrind $ahifede) : Kabine beş azadan teşekkül etmekte ve kaneye liberallerle muhalefet partisi azası dahil ılunmaktadır. Harb kabinesi, milletin itühadını ifade etmekdir. Hâdiselerin vahameti ve sür'ati dolayısile ikumetin bir gün zarfında teşekkülü icab ediırdu. Diin yeni kabine azasına, diğer mühim vazife: tevdi edilmişür. Bu akşam Krala yeni bir te arzedeceğim. Başhca nazırların listesi yarın nr olacakür ümidindeyim. Diğer nazırlann jrini biraz daha zamana ihtiyao gösterecekiir. nid ederim ki, parlamento tekrar içtima ettiği man vazifemin bir kısmını bitirmiş olacağım. • kabine her noktai nazardan teşekkül etmiş lunacaktır. Bugün parlamentoyu içtimaa davet etmesini, ram Kamarası reisinden rica etmeği umumi •nfaate uygun telâkki ettim. Bugünkü celseı sonunda parlamentonun 21 mayısa kadar imalarını tehir etmesi teklif olunacaktır. Şu • Ü a ki, meclis, icab ederse bu tarihten evvel jlantıya çağırılabilecektir. 3u haftanın mesaisi, ilk fırsatta parlamento ısına arzedilecektir. vleclisi, aldığunız tedbirleri tasvib ve yeni hümete itimadını beyana davet ediyorum. Bu •ece muhtelit ve bu kadar geniş mikyasta bir kumet teşkili, haddi zatında ciddî bir teşeb;tür. Fakat, tarihin en büyük muharebele den birinin ilk safhasında bulunuyoruz. Nor•in, Holandanın, daha başka müteaddid nokırında harekete geçtik. Akdenizde hazır buımalıyız. îava muharebesi devam ediyor ve hava tauzlanna karşı, İngilterede hayli hazırhklar îmakhğımız icab eder. 'eni hükumete giren nazırlara söylediğimi lamentoya da söyleyorum. Size, kandan, ısıbdan, gözyaşından ve alın tennden başka am edecek bir şeyim yoktur. Onümüzde baIması icab eden çok zahmetli bir imtüıan vsr, rab ve mücadele Ue dolu uzun aylar var. Sietimizin ne olduğunu düşünüyorsunuz, cevab eyim: Harbe devam, (Alkışlar) Kavadı, deie, havada harbe devam. Tannnın lutfedeceği ün kudretle ve bütün kuvvetle harbe devam. *r cinayetlerinin muzlim ve acıkh silsilesi sında daha büyüğüne asla tesadüf edilemi bu muazzam zulme karşr harbe devam. Hedefimizin ne olduğunu sorarsanız, size bir kelime ile cevab verebilirim: Hedefimiz zaferdir. Hedefimiz, her ne pahasına olursa olsun zafer, her türlü tethişe rağmen zafer, yürüyeceğimiz yol nekadar uzun ve meşakkatli olursa olsun zafer. Zira zafer kazanmazsak, bizim için yaşamak imkânı kalmıyacaktır. Sözlerin manasını anlayınız, zafersiz, Britanya İmparatorluğu hayatta kalmıyacaktır. Britanya imparatorluğunun müdafaa ettiği şeylerin hiçbirisi hayatta kalmıyacaktır. Beşeriyetin ilerlemesi ve gayesine varması için asırlarca müddet çektiğimiz zahmetlerin mukabili, hiç bir şey, bu mücadeleden sonra hayatta kalmıyacaktır. Vazifemi bir fikir ciyadetile ve ümidile deruhde ediyorum. (Alkışlar) Davarrunn, insanlar arasmda kaybedilmesine mahal bırakılmıyacağını umuyorum. Şu anda, hepinizi yardıma çağırmağa kendimde salâhiyet buluyor ve diyorum ki: Bütün kuvvetlerimizi bir araya getirip ileri...» Churchill'in nutkunun son kısmı, şiddetle alkışlanmıştır. Bir lokma, bir hırka GOHUN MEVZDLARI lşçi partisinin kararı Londra 13 (Hususî) İşçi partisinin kon presi bu gün Bournemonth'da toplanmıştır. Kongre, 117 muhslife karsı 2 miîyon 413 bin gibi ezici bir ekseriyetle işçi partisinin Çörçil kabirpsine iştirakini tasvib etmiştr. İngilterede ecnebiler kontrol ediliyor Dahiliye Nezareti. İngilterenin sark sahillennde oturan ve ekserisi Yahudi olan üç bin Alman ve Avusturyahnm nezaret altına ahn masını ve geceleri jokağa çıkamıyacak olan 11 bin yabancmm kontrola tâbi rurulmasını em retmistir. Bir çok kişi de tevkif olunmuştur. Paraşütçülere karşı tedbirler Almanlann paraşütçü kıt'alan ^öndermeleri ıhtimalleri için polis ve askerî makamlar tarafından tedbirler ahnmıştır. ı Askerler, bunun için nöbet beklemektedirler. Londra 13 (a.a.) Kraliçe Wilhelmine İngiltereye muvasaiat etmiştir. Yeni nazırlar Londra 13 (a.a.) Yeni nazırlar: Amery: Hindistan nazırı, Malcolm Mac Donald: Sıhhat Nazın, Ernest Bevin: Mesai Nazırı, Lord Wholton: İaşe Nazırı. •'m.m.MMi.ı.MiıııııılılllllllllllllllllllllllllllllllllllllüllllllllllllMllllılııımı.ı Fakdirname alan muallimler Belçika TC Htlaaia'la Hariciye mümessilleri(aarif Vekâleti birçok miz ve talebelerimiz kâmilen sıhhattedirler muallimleri taltif etti Ankara 13 (a.a.) Maarif Vekâietinden .irilmiştir: Konyada, Şehidsadık okulu öğretmeni Muer Erkoçak, Dumlupınar öğretmeni Murtaİlday, Necatibey öğretmeni Tarık vilâyet kezindeki yerlerini kendi rızalarile Erzinzelzele felâketıne uğrayan arkadaşlarına :rek köylerdeki açık öğretmenliklere girerdir. Bu üç öğretmen arkadaş Maarif Veğince takdirname ile taltif edilmişlerdir. 31tu hükumet tabibi Bedri Görgü, Erzincan rif idaresi kâtiblerinden Fevzi Tavş<ınoğlu Celâl Altan, Burdur Sakarya okulu öğretli Refik Karababa, İslahiye merkez başöğıeni Haluk Atalar, vazifelerini mutadın fcvie yüksek bir muvaffakiyetle ifa ettikleri takdirname ile taltif edilmişlerdir. Ankara 13 (a.a.) Hariciye Vekâletine en son gelen haberlere göre, Holanda ve Belçikadaki talebelerle elçilik ve fconsolosluk mensublan ve La Haye'de ticaret müzakeresine memur heyet azası, kâmilen sıhhat ve âfiyettedir. Holanda ve Belçikadaki bütün Türk talebelerinin bu günkü vaziyette, tahsil şeraiti daha müsaid bir memlekete nakilleri için hükumetçe icab eden tedbirler ahnmıştır. üyiik Mfllet Meclisinde otomobil ismfını tenkid eden meb'uslanmız arasında Ahmed thsan Tokgöz üstadımız da vardı. Sözlerinin pek kısa bir hulâsasını bu sütuna alabilmiştim. Serveti Fünunun son nüshasında, Ahmed Ihsanın, hem Mecliste söylediklerinin tam metnini, hem de bu mevzuda bir makalesini okudum. Anladun ki Mecliste yükselen sesinin tonu, bize kadar gelen akislerinden çok daha fazla imi*. Makalesini dolduran hükümler daha keskin. Bir kaç satınnı alıyorum: «Milletin kesesine el daldınp oradan alınacak para ile sefahet sürenleri tenkid Almanyanın ihtiyacı olan petrol noksanını için bir haftadanberi otomobil saltanatı Rumanya hangi mikyasta telâfi edebilir? Bu diye ortaya konulan mevzu etrafında ga suale cevab verebilmek için (Petroliev) meczetelerimiz çok dikkate şayan yazılar ya muası tarafından 11/11/1939 da Almanların 1938 zıyorlar. Bu yazıların daha artmasını ve de ithal edebildikleri petrolun menşe ve tonajı Millî Artırma Kurumunun beyannamesin hakkında neşrettikleri istatistikleri gözden gede gösterilen ruhun kafalanmıza yerleş çirelim. I tablo. mesini candan ve gönülden dilerim.» Milyon ton Evvelce de yazdım. Bu davanın mevEssence 1,4 zuu yalnız makam otomobilleri değildir. Ham petrol 1,3 Hükumet de itiraf etsin, biz de saklamıyaGresaj yağı 0,4 Fuel oil 0,4 lım, ki Türkiyede henüz tasarruf juuru devletten de, milletten de uzak. Resmî ve Almanyanın bu kadar ithalâtına mukabil 1938 hususî bütçelerhnizde, en zengin milletle senesinde Rumanyanın ve Rusyanın ihracatı rin sulh zamanmda bile yapmadıklan is ise: rafın bir çok misalleri var. Yalnız hüku U Tablo. Rusya Rumanya Mecnıu meti itham etmiyelim. Tasarruf şuuru milMilyon ton lidir. Ya vardır, ya yok. Bu şuur bizde Essence 0,5 1,6 2,1 yoksa ki... pek azdır! topyekun, milleHam petrol 0,4 0,4 ti de, hükumeti de kendinden mahrum etGasoil 0,4 0,8 1,2 meğe uğrasıyor, demek. Gresaj yağı 0,2 0,04 0,3 Fuel oil 2,5 0,9 3,4 Hükumet, makam otomobilleri meselesinde, Meclise yaptığı ilk teklifi geri aldı Bu iki tablonun mukayesesi bize Rus ve Rumanyanın müşterek ihracatınm Alman ithalâve listeyi adamakılh budadı. Tasarruf tını tevazün ettirmediğini çok iyi gösteriyor. fuurunun bükumetle birlikte millette de Ham petrolda 0,9 milyon ton, gresaj yağında uyanmağa başladığinı umalım. Halk ara da 0,1 milyon ton kadar açık, esans için 0,7 ve sında fakat refahlı halk arasında! • bu Fuel oil için de 3 milyon ton fazlalık vardır. uyanısm ilk işaretlerini henüz göremiyo Bu gün, Alman kıt'alarının Galiçyaya girmosi rum. Geçen gün, zengince bir tanıdığım, üzerine Rumanyanın kısmi seferberlik yapmağa mecbur olması bu açığı fazlalaştırmış, fazlayaz projelerini anlatıyordu: bğı da sarfettirecek vaziyete getirmiştir. ttalyadan emin olsak, ailece Lac [Carburants = mahrukat] noktai nazarından Majeur'e doğru bir uzanacağız, dedi. Rusyanın vaziyeti de o kadar iyi değildir. FilSustum. Bu zamanda memleket dışan hakika 1938 de Ruslaruı ham petrol istihsalâü sına döviz çıkarmağı düşünen vatandaş, 23.8 milyon tona baliğ olmuştu, fakat ham petbu satırlan okursa, bana danlmasın. Bu rolun ancak % 10 u (carburant) verebilir; bungün bir Türk ailesi için bir Avrupa seya dan dolayı da Rusya Amerikadan 146112 tcn hati yalnız Akdenizin emniyeti meselesin esans almağa mecbur olmuştur ki bu miktar den ibaret değildir; hatta bir döviz mese Rusların istihsal ettikleri (carburant) miktarılesi de değil; memleketin hayatile alâkalı nın % 5,1 ine muadildir. daha ince bir hesab var ki bunu münevver Rusların istihsal ettikleri mahrukat sulh zabir vatandasm hâlâ idrak etmemiş olma manmda bile kendilerine kâfi değildir, eğer cenub ve garbda harbederlerse, Amerikadan müması beni ürkütüyor. him miktarda mahrukat ithal etmek mecburi Ahmed thsan Tokgöz makalesini şöy yeünde kalacaklardır. le bitiriyor: M. Dichter'in soylediği gibi bundan sonra «Geçen gün, genc bir zat bana: «Iyi Almanya petrol harbini kaybetmiş sayüır. GeSerrigny'ye göre harb zamanında Almanama, bir lokma, bir hırka devrinde degi neral yaya senede asgarî 12 milyon ton petrol lâzımliz, kendimizi mahrum edemeyiz.» dedi. dır. Halbuki harbin başlangıcında 2 milyon ton A benim coşkun gencim, sana kim hırka tahmin edilen ihtiyaü vardı. Rusyanın, Rumanile, lokma ile iktifa et dedi? Kim mahrum yanın verdikleri ve kendilerinin de syntheie yasa diyor? Biz yalnız israf etme, ziyade usulile elde ettikleri 2 milyon ton esans, Al çalış, ziyade kazan, mahrum olma, fakat manyanın harb zamanındaki yedi ilâ sekiz aylık sarfiyatına muadildir. Rusyaya gelince, bıitün lüksten kaçın, diyoruz.» Metafizik bir telâkki ifade eden «bir petrolunu kendi ihtiyacı için saklamaktadır. lokma, bir hırka», dünyasından geçmisle Bununla beraber Almanlarm, Rumanya petrolunu ellerine geçirmekle istihsalâü artırmağa rin mîskin tevekkülünü hulâsa eder. Fa çalışacakları ve daha fazla miktarda hydrocarkat böyle ana baba günlerinde bu düstur, bures elde edecekleri düşünülürse de bu dü ekonomik bir telâkki ifade ettiği zaman, şünce yanhştır, çünkü Rumanyahlar petrol tekmillî hayatın, belki muvakkat, fakat za niğinde üstad tanmmışlardır. rurî kanunlanndan biri olur. Kendimizi, Rumanyada mevcud petrol mıntakaları: metafizik değil, yalnız ekonomik bakım Rumdtıyada petrol Karpat dağlarmm dış etedan «bir lokma, bir hırka» devrinde say ğinde bulunur. Petrol mıntakası olarak tahmin mamız, çoktan $art olmağa baslamıjtır bi edilen arazi 150 000 hektardır. Bununla beraber 1936 da bahşedilen imtiyaz 54,000 hektan geçle. Rumen petrolu ve Almanya niçin bu kadar alâkadar olduğunu bize vâzıhan anlatır ve bunun içindir ki İtalya Balkanlarda satuquonun muhafazasına muzahirdir. Esasen 1 şubat 1940 ta İtalya, Rumanyadan kendilerine vapılan petrol ihracatının bir milyon tona çı karılmasını istemişti. 1939 senesinin ilk altı ayında Rumanya tarafından ihrac edilen 2,3 milyon ton petrol aşa ğıdaki tabloda gösterilen yollardan gönderilmistir: Gönderilen yollar Milyon ton Yüzde Köstence 1,5 70,7 Guirgiu 0,55 25.0 Tuna üzerindeki iskeleler 0,01 0,7 Karadan nakil 0,08 3,6 Bu toblodan anlaşılıyor ki petrolun mühim bir mıktan, takriben 3/4 ü deniz yolile Kös tenceden nakledilmiştir. Demiryolile yapıleu nakliyat ise % 3,6 raddesindedir. Guirgiu ve Tuna üzerindeki iskelelerden yapılan nakliyat da % 25,7 dir. Bu noktalardan yapılan ihracat, Bulgaristan, Yugoslavya, Macaristan, ÇekoSlovakya ve Almanyayadır. Şurası muhakkaktır ki deniz ve nehir tari kile yapılan nakliyat, şimendifer nakliyaündan daha ekonomik tir, fakat bu gün Rumanya petrolunun şimendifer yolile nakledilmesinde görülen azlık, lokomotif ve sarnıçh vagonların nakliyata kâfi gelememesindendir. Rumanyanın elinde bulunan sarnıçh vagon adedi 7950 dir. Hacmi 108,472 ton petrol nakline müsaiddir ki bu miktar Almanyanın ihtiyacını temin et mekten çok uzaktır. Şunu da kaydetmek lâzundır ki 1938 e kadar Almanya, Rumanyadan aldığı petrolun 2,3 ünü Köstence tarikile denizden naklediyordu. Tu nadan yapılacak nakliyat ne nispette artırıla bilir? M. Dichter bu suale iki vakıa Ue cevab veriyor: 1 Tuna üzerindeki seyrüsefer don yüzünden kışın tatil edilir. Bilhassa 1940 kışı pek şiddetli obnuştur. 2 Nehir tarikile yapılan nakliyat için hu susi mavunalar lâzımdır. Bu gün için Tunada petrol nakliyatını yapan filo 300 adeddir, mtcmu tonajı da 220,000 dir. Bunların % 45 i Alman bandırası, % 11, % 15 ve % 13 ü de Yugoslavya. Rumen ve İngiliz bandırasile seyahat ederler. Salâhiyet sahibi eksperler ve bilhassa M. Dichter, Almanyanın Tuna tarikile ithal ede bilecekleri petrol miktarının bir milyon tonu geçemiyeceğini takdir ederler. Bu miktar sarniçlı vagonlarla yapılan 500,000 ton petrola ılâve edilırse 1,500.000 ton eder, halbuki 1 şubat 940 tarihinde Almanya bu miktarı pek az görerek bıç olmazsa 2,000,000 tona çıkarılmasını istemişti. Blnaenaleyh, petrolun nehir ve şimendifer yollarile nakledihnesindeki bu müşkülât, Almanyanın Rumen petroluna vazıyed etmesi halinde bile, ihtiyacı olan carburantı temin etmesi şüphelidir. İHEM NALINA MIHINA 1914 ağustosu gibi 1 Almanyanın mahrukat ihtiyacı Rumen petrolunun istihsal derecesi ve ihracat Sanayiin istikbali Rumen petrol endüstrisinin İMtikbali Rumanyanın petrol istihsalâü 934 te 8,47 milyon tonla haddi azamisini bulmuş, 938 de ise 6,6 milyon tona düsmüştür. Bu sukutun sebe bini bilhassa petrol endüstrisini müteessir eden dünya krizinde görmek lâzımdır. Nevyork'tan ilırac edilen petrolun galonu (3.78 litre) 1928 de 23 cer.ts, 1938 de 7,5 eentse düşmüşttir. Peüol istihsalinin azalması talihin köül bir darbesınin neticesidir. Buna karşı Rumenler tasfiyehanelerini mükemmelleştirmek ve yük sek octane endisli tayyare benzini yapan cihazlarını tekemmül ettirmekle karşı koydular. Alman teknij.'.ıin çok kuvvetli olmasına rağmen bu mevzuda Rumen mühendislerini geçemiyeceği muhakkaktır. Bundan başka 1930 da 5,7 milyon tonken her sene fazlalaşarak 1935 te 8,7 milyon ton olan petrol istihsalâü bu tarihten itibaren konulan yüksek vergiler dolayısile birdenbire kesilmiştir. ]937 ilkkânunundanberi, birbirini istihlâf eden kabineler bu biçimsiz vaziyeti anlamışlariır. İküsad Vekili olan zat, ergeç Rumen petrol endüstrisinin faaliyetini artıracak bütün tedbirleri alacaktır. Eğer hydrocarburslarm naklinde şimendifer yolları ve (fipe line bonı yola) için de tedbir almırsa modern sondaj ve tasfıyehaneleri sayesinde Rumanya senede 9 milyon ton petrol istihsal edebilir. Almanysnm Rumen petroluna vazıyed etmesi. istihsali artıracağma bilâkis az bir zamanda jok edsbilir. Bundan başka sundlan, tasfiyehaneleri. lipe lineleri, sarnıçh vagonları talırib ederek Almanyayı uzun bir zaman için Rumen petrolundan mahrum etmek He çok kolav olur. PEYAMt SAFA Nakzedilen karar V Ebe Naciyenin muhakeJ mesine tekrar başlandı Ankara 13 (Telefonla) Doktor Mehmed Aliyi oturduğu otel odasmda tabanca ile olduren ebe Naciye hakkındaki karar Temyizce dort noktadan bozulmuştu. Bunlar arasında, silâhın casıl tedarik edildiği ve diğer bazı hususların da lâyıkile tetkik olunmadığı ve gene bazı şahıs ların dinlerjnesi lâzım geldiği zikrolunuyordu. Davaya bu gün Ankara Ağırcezasında nakzen bakılmağa başlandı. Muhakeme akşam geç vakte kadar sürdü. Mahkeme heyeti Nacinin reisiiğinde Lehib ve Selçuktan müteşekkildi. Iddia makamında Zihni bulunuyordu. Mazmınun vekilile muzahir davacı sıfatile iştıran eden maktulün babasmm vekili de hazırdı. Temyiz mahkemesinin nakız kararma ıttıba' edildikten sonra mahkeme, ebe Naciyeden tekrar uzunuzadıya izahat aldı. Tabancayı nere den tedarik etüğini, nerelerde kullandığını sordu. Müddeiumunıî Zihni de, bu sırada bir çok sualler sordurdu. Ebe Naciyenin ve Mehmed Alinin Kadınhanda nerede ikamet ettikleri, kimlsrle görüştukleri, nişanlandıklarından kimsenin haberi olup olmâdığı soruldu. Neticede iddia makamı, Haseki hastanesi sertabibi doktor Ali Sükrünün ve şehadetten çekinmediği takdirde maznunun ablası Hayriyenin maznunla maktul arasında geçen ve katle müntehi olan s^fahatı hayat hakkında bügilerinin şahid sıfatile tesçili için İstanbul Ağırceza mahkeme sine talimat yazılmasına, emanet dairesinde maktule aid banka cüzdanının celbine ve ebenin İstanbulda Karaköyde yazıhanesi olan komisyoncu ağabeysi Dısanla, diğer ağabeysinın ve nişanlarının huzurlarında yapıldığı söylendiği Fahriye ve Muazzezle annelerinın ve Aliyenin ve ebenin Kadınhanda hasbelvazife bulunduğu sırada kaymakam ve malmüdürü olan Kemal ve Saidle muallime Nihaün ve doktor Mehmed Alinin ihtısas yaptığı hastane telefon santral memurunun ve katlin ikaı tarihinde Kiliste hukuk hâkimliği yapan zatın sarih hüviyet ve adreslerinin tahkik ve mahkemeye iş'arı için Müddeiumumiliğe müzekkereler yazıhnasını ve adreslerinin tespiti halinde şahid sıfatile celblerini ve maktulün eşyası meyanmda bulunan ve maznunla maktul arasında cereyan eden muhaberata aid vesikalarm tetkikına ve Bitlisin bir nahiyesinde müdür olan Naciyenin eski kocası Talâttan bazı izahat ahnmasını ve aralarındaki boşanma davasına aid dosyanm celbi için Müddeiumumiliğe tezkere yazılmasını istedi. Heyet müzakereden sonra bu talebleri kabulle, muhakemenin devamım haziranın 8 inci gününe bırakü. Ordu ikramiyesi miyordu. Bu miktarın 4200 hektarmda istilısaât yapılmaktadır. Bukreşin şimali şarkisindeki Prahova, Dam brovitza, Buzau ve Bacau kazalarmdan ilk ikisi Rumanyanın istihsal ettiği petrolun % 63 ve r 34 ünü verir. Bu istihsal 1936 da 8 mı'.yo*\ tonla haddi azamisini bulmuş, 1938 de ise 6,6 milyon tona düşmüştür. Rumanyanın petrol endüstrisi şayanı hayret surette inkişaf etmiştir. En modern tasnyehanelerinde senede 9 milyon ton ham petrol muamele görür. Bu miktar senede 11 milyona kadar çıkartılabilir. Rumanya petrolunun Avrupaya ihracı Rumanya, Avrupa içinde en fazla petrol ihrac eden memlekettir ve bu sıfatla da dimyada 6 ncı dereceyi işgal eder. Yukanda verdiğimiz tablolardan ve izahat tan anlaşıhyor ki petrolun ihracı bahsinde Rusya, ehemmiyeti günden güne azalan bir memleket rolünü oynamaktadır. 3938 de Rumanyanm petrol ihracatı 4,5 milyon tonu bulmuştu. Bu miktarın 54.000 tonu İngiltereye, 290,000 tonu Fransaya, 556 000 tonu İtalyaya, 200.000 tonu Yunanistana, 283,000 tonu Mısıra ve bir kısmı da Tuna havzasındaki memleketlere gönderilmişti. İtalyanm Rumanyadan aldığı yarım milyon tondan fazla petrol, bu memleketin Rumanyaya Yeni nizamname bugün Irzurum vilâyeti öğretmenlerinden ulus oarında çalışarak başarı gösteren, Şemseddin mer'iyete giriyor ş, Hasan Ergenekon, Tevfik Bayraktar, MusGürsoy, Hüsameddin Arslan, Sakıb Öduklu, Ahmed Ulutaş, Ahmed Gürsoy, Fahri ıan, Feyzullah Oluğ, Nafiz Tüzü, Saffet GüMuhiddin Güneli, Mehmed Özen, Rıza KesFaik Kavasoğlu, Saniye Özer, Nizameddin nk, Halü Ergüler, Erol Yalçın, Cemil Kork' Fazıl Beyoğlu, Faruk Coşkul, Said Cardan, kı Eren, Hilmi Cimillin, Abbas Yazıcı takame ile taltif edilmişlerdir. 939 1940 ders yüı içinde Ağrı, Antalya, kesir, Bolu, Burdur, Çorum, Diyarbakır, anteb, Istanbul, İzmir, Kastamonu, Kırki, Manisa, Maraş, Muğla, Sinob, Sıvas, Urilâyetlerindeki ulus okullannda çalışıp bagösteren ve takdirname alan dğretmenlerin a da 551 dir. Ankara, 13 (Telefonla) Yeniden hazırlanan ordu ikramiye nizamnamesi yarından itibaren meriyete girecektir. Buna göre, ordu iftihar atış ikramiyeleri orduda (kara, deniz, hava) bir talim senesi içinde muhtelif aüşlarda en çok muvaffak olanlara verilir. Er sınıfa mahsus aüş talimatnamesine göre, A grupuna mensub olan birliklerde ve harb ve piyade atış mekteblerinde her sene bir iftihar atış müsabakası yapılacaktır. Buna iştirak edenler arasında en çok muvaffak olanlardan her alayda bir subaya, bir erbaşa ve halk okulundan her sınıftan üçer talebeye, piyade atış okulunda üç subaya tüfekle iftihar anş ikramiyesi verilecektir. Nizamnamede. hafif ve ağır makineli tüfekler de iftihar aüş ikramiyeleri hakkında hükümler vardır. Orduda talim ve terbiyede temayüz eden bölüklere de ikramiye verilecektir Hava birliklerinde bu ikramiye, Genelkurmayca tertib edilen seyahat uçuşlarında en çok muvaffak olan birliğin mensub olduğu bölüğe, deniz birliklerinde de harb (Yavuz .ve füotillâ) filosu, ihtiyat filosu, denizaltı filosu, Harb ve Silâh Vasıtaları komutanlıklarmda birinci devre talim ve terbiye safhası sonunda yapılan teftişte en ziyade temayüz eden birer bölüğe verilrcektir. Bundan başka, okuma yazma, müsademelerde yararhk. binicilik, hayvan terbiyesi, ihtira, ecnebi diller tahsilinde temayüz, meslekî telif ve tercüme. harita, kroki, hava fotosrafisi ve muhtelif rökorlar için de ikramiyeler vardır. Sabri Sükrü Almanlar Narvik'e asker çıkarmak istediler Londra 13 (Hususi) Norveç başkuman danhgmm bir tebliğine göre, Almanlar bu gün Narvik'in cenubuna asker çıkarmak teşebbü sünde bulunmuslar. fakat bu teşebbüs akim bırakılmışür. Bir çok Alman nakliye gemileri baürılmıştır. Rumanya Türkleri Zelzele felâketzedelerine geniş mikyasta yardım ettiler Ankara 13 (a.a.) Erzincan felâkotzedeleri içm Rumanyadaki ırkdaçlarımızın ilk gündenberi gösterdikleri hassasiyet ve alâka aynı ehemmiyetle devam etmektedir. Felâketin vukuu haber alındığı sırada yapılacak yardımları sür'atle temin ve sevketmek için komisyonlar teşkil edilmiştir. Reisliğinde eski meb'uslardan Abdüsselim Hakim'in bulunduğu yüksek komisyona tâbi tâli komisyonlar köy köy teşkilât yaparak para ve eşya toplamışlardır. Yerli Türk halkı bu suretle Anadolu felâketine en samimî alâkasım göstermek imkânını bulmuş, Basarabya hıristiyar Türkleri de bu ianeye iştirak etmişlerdir. Bu komisyonlar tarafından toptarnp 30 nîsan 1940 tarihine kadar Bükreş büyük elçiliğimize ve Köstence konsoloslu&vımuza yatırılan paranm miktarı 2 milyon 940 bin 703 leydir. Kızılaya 1 milyon 919 bin 958 ley ve Çocuk Esirge emukrumuna 511 bin 382 ley kıymetinde battaniye, elbise, çamaşır, avakkabı. çamaşırlık bez ve kumaş gönderilmiştir Bunlardan başka 500 bin ley kıvrnetindek eşya gelecek ilk vapurla sevkedilmek üzeredir. Mecliste diin konuşulan lâyihalar nkara, 13 (a.a.) B. M. Meclisi bugün MazCermenin başkanlığında toplanmıştır. Mecoznamesinde bulunan Posta, Telgraf ve Te, Evkaf, Devlet Hava Yolları Umum Müikleri teşkilât kadrolarma aid kanun lâyi"ile askerî muhakeme usulü kanununun üü maddesinin tadiline ve Bulgaristana beş an kiloluk munzam kontenjan verilmesine, rî ceza kanununun 47 nci ve 48 inci madinin tadiline aid kanun lâyihalarının ikinci ıkerelerini yapmıştır. Devlet Konservatuarı lâyihası Mecliste münakaşaları mucib oldu Ankara, 13 (Telefonla) Devlet Konservatuarı teşkili hakkındaki lâyiha bugünkü Mecliste uzun müzakereleri mucib oldu. Osman Şevki Uludağ, millî musikimizin tarihi ve usullerinin tedris mevzulan üzerinde mütalealarını söyledi. Dr. Ali Süha (Kütahya) Konservatuardan çıkacaklara staj müddetince verilmek istenen 85 Uranın azhğından bahsetti. Süreyya Örgevren lâyihanın metninde geçen harp ve org gibi musiki âletlerinden ne kasdedildiğini anlayamadığını söyledi. Maarif Vekilinden izahat istedi. Rasih Kaplan, Kâzım Nami Duru, Dr. Saim Hilmi, İbrahim Alâeddin de söz aldılar. Maarif Vekili ikinci defa kürsüye gelerek hatiblere ayrı ayrı cevablar verdi. Hasan Âli Yücelin izahaündan sonra, verilen bir takrir kabul edilerek, müzakerenin kifayetine karar verildi. Fakat vakit geciktiğinden maddelerin konuşulması çarşamba günkü içtimaa kaldı. vrupanın şimali garbisi, 26 yıl ara ile, 1914 ağustosunun heyecanlı ve kanlı günlerini yaşıyor. Yalnız, arada iki fark var: Biri, bu defa, Holandanın da, bir Alman taarruzuna uğramış olması, ikincisi de «tayyare» denilen beiâyi asümaninin, o zaman ancak keşif hizmetile meşgulken bugün müthiş bombalarile askerî hedefleri de, açık şehirleri de yakıp yıkmasıdır. Baksanıza, Holandanın merkezi La Hay, sulhun, silâhsızlanmanın, beynelmilel hak ve adaletin beşiği olan bu şehir bile cehennemî bombalar altındadır. Alman ihtirası ve nazi zulmü, ebedî bitaraflık ve daimî banş hulyasından aynlmak istemiyen bu memleketin güzel lâlelerini, ilkbaharda, kan dolu birer piyale haline soktu. Zavalh Belçika, 26 yıl ara ile ikinci bir Alman istilâ ve taarruzuna uğradı. Gözlerimi kapıyorum ve 1914 ağustosunun o yakıcı günlerinde, Belçikanın nasıl yakıldığını düşünüyorum. O zaman, Almanya, 1 ağustos günü Rusyaya harb ilân etmiş, 2 ağustos günü Belçikaya bir ültimatom vererek Alman ordularının Belçika topraklarından serbestçe geçmelerine müsaade istemişti. Almanya, o zaman da, yalan söyleyordu; sonradan neşredilen resmî Alman vesikalarına göre, Belçikanın bir kısmını ilhak etmek tasavvurunda bulunduğu halde, bu ültimatomda, Alman rdularmın Belçikada yapacakları zarar ve ziyanı tamir edeceğini ve harbden sonra, Belçikaya tam istiklâl vereceğini temin edeyordu. Belçika, bu teklifi reddetti ve arazisine vaki olacak tecavüze silâhla mukabele edeceğini bildirdi ve böylcce Almanya ile Belçika harbe girmiş olduar. Bu defa, Almanya, bu gibi merasime de lüzum görmeden baskınla işe başladı. 2 ağustos 1914 günü Alman kıt'alan, küçük Lüksemburg'u işgal ettiler; buraya girmek için de Almanlar tarafından işletien demiryollannın himayesi gibi bir bahane buldular. 3 ağustos günü Almanya, Fransaya harb ilân etti. 4 ağustos günü de, Almanar, sabahleyin 9 da Belçikaya girince lngiltere de, Almanyaya harb ilân etti. O zaman, Almanların ilk darbesi Belçikanın Liyej (Liege) kalesine tevcih edilmişti. Bu müstahkem mevkiin ortasındaki Liyej şehri, o tarihte 164,000 nürusu idi. Alman hududundan 30 kilometre mesafede bulunan şehrin ve müstahkem mevkiin ortasından Möz nehri geçiyordu. Bugün gibi, o zaman da Liyej, mühim bir sanayi merkezi ve bir çok büyük yolların elâki noktası idi. 1 2 tane betonlu ve zırh kuleli büyük istibjcâmla bu istihkâmlar arasındaki 5 büyük, 4 küçük üç kös^li abya, müstahkem mevkiin esas müdafaa kuşağınl teşkil ediyordu. tstihkâmlarda 5 7 lik. 120 lik ve 150 lik toplarla 210 tak obüsler vardı. Kalenin müdafaa kuvveti, talim ve terbiyeleri noksan 9000 kişiden baretit. 3 üncü Belçika tümeni, bidayette kaleye memur edilmişken sonra geri alınmıştı. Alman kuvvetleri ise, takriben 50,000 kisi idi. Almanlar müstahkem mevkii ve etrafını gayet iyi biliyorlardı. Burayı bir elçaukluğile zaptetmeğe teşebbüs ettilerse de şiddetli bir müdafaa karşısında kalarak beceremediler. Fakat meşhur Ludendorf çok cür'etkâr bir hareketle refakainde yalnız bir emir subayı olduğu halde stihkâmlar arasından geçerek şehrin civarındaki eski kaleye gitti. Burada küçük bir Belçika kıt'ası vardı. Kalenin kapısını bir ev kapısı gibi çalıp açtırdı; Belçika askerleri şaşkınlıkla tesl'm oldular ve Alman kumandanı oraya yerleşti. O gün, 7 ağustostu, ak.şama kadar iki buçuk Alman tugayı da şehre girmişlerdi; fakat müstahkem mevki şiddetle mukavemet ediyordu. Almanlar. «Liyej zaptedilmiştir» dediler, Belçikalılar, «Liyej dayanıyor» cevabmı verdiler. Hakikaten, kaîe 210 luk, 305 lik ve 402 lik ağır obüs ve havanların müthiş ateşi altında tamamile harab oluncaya kadar dayandı ve istihkâmlar birer birer sukut ettiler, en sonuncusu 1 6 ağustos günü teslim oldu. Şimdi de, Liyej'in meşhur ismini işitiyoruz. Almanlar, «bu müstahkem mevkiin istihkâmlanndan biri olan Ebben Emael'i zaptettik» diyorlar. Fakat bu istihkâm Liyej'in şimalinde, münferid bir tevkif tabyasıdır ve Alber kanalınm bir dirseğini muhafaza eder. Alman radyosu türkçe neşriyatında, bu tabyanın esrarengiz yeni bir silâhla zaptedildiğini söyledi. 1914 te Liyej istihkâmlarınm hakkından 42 lik havanlar gelmişti. Bu defaki esrarlı silâhın eğer hakikaten varsa ne olduğunu yakmda öğreniriz. Alber kanalı üstündeki bir köprüyü berhava etmek için kendi hayatmı da'feda eden Belçika subayının yiğitliği, Belçikalıların, Livejvistihkâmlan altında can veren 1914 kahramanlannın kanından olduklannı gösteriyor. Dün akşam Almanlar Liyej'i aldıklannı iddia ettiler; müttefikler de bunu tekzib etti. Tarih bir tekerrürden ibaret oluyor. Şark ekspresi Bulgaristanda kişehre bereketli yağmur yoldan çıktı yağıyor Sofya 13 (a.a.) Türkiyeden gelen Şark Merhum Ağaoğlunun ölüm yıldönümü 19 mayıs pazar günü rahmetli üstadımız Ahmed Ağaoğlunun ölüm yıldönümüdür Ailesinden aldığımız bir mektubda ,o gün, saat onda, merhumun dostları Nişantaşındaki evine davet edilmektedirler. Oradan Ağaoğlunun kabrine gidilecek ve grup halinde ziyaret vazifesi ifa edilecektir. =kişehir, 13 (Telefonla) Üç gündenberi ekspresi, dün, Bulgaristanın cenubunda Kosehir havalisine bereketli yağmurlar yağ tenez'de yoldan çıkmıştır. Lokomotıf ve ilk %aadır. Zürra, bundan çok memnundur. gon devrilmiştir. Kaza kurbanları hakkında malumat alınmamıştır. ifenice panayırı açılıyor =nice 13 (a.a.) Her yıl olduğu gibi bu la 25 mayısta açılacak ve 4 gün devam & olan Çanakkale Yenice panayırında güzel renkli boğalar, güzel bınek ve yük înlan, koyun, keçi, sığır teşhir ı^dileceği Türkmen kilim ve halıları ve sair ulusal ri sergüeri de açüacaktır. Londradan mekteb çocukları çıkarılıyor Londra 13 (a.a.) Şehirlere karşı mütemadi hava baskınları takdirinde mekteblilerin himayesi maksadile 15 bin İngiliz mektebli çocuğunun tahliyesi için tedbirler alınmıstır. Londrada takriben 430 bin mektebli vardır. Yugoslav heveti Mos döndü Moskova 13 (a a.) «Tass» Yugoskv iktısad heyeti Moskovadan Belgrada hareKet etmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: