18 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

18 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Doğra Tarihi tefrika: Yazan: Z1YA ŞAKİR «i! îlk İngiliz murahhasları Yalnız muahede akdile kalmamış, bir çok imtiyazlar da elde etmişlerdir Sokollu Mehmed Paşa, ilk defa olarak Türkiye topraklanna ayak basan bu resmî İngiliz murahhaslarını bildirdi. Söylediklerini de aynen arzetti. Ingilizlerin mütevazıane ve cemilekârane sözleri, Üçüncü Muradın hoşuna gitti. İngiliz murahhaslarile derhal müzakereye girişilme• için f»nir verdi. i Bu müzakere, uzun sürmedi. Iki tarafın şeraiti, takarrür etti. İngiliz tüccarları, İngiliz getnileri Türkiye limanlarında serbestçe ticaret edebileceklerdi. j Üçüncü Murad, bu müsaadeyi vermekle de kalmadı. İngiliz murahhaslarının talebleri üzerine, Kraliçe Elizabet'e bir de namei hümayun yolladı. Hicretin 987 ve Milâdın 1579 senesi mart ayında Kraliçe Elizabet'e hitaben yazılmi} olan bu mektubda, iki hükumeti ve iki milleti birbirine samimî rabıtalarla bağlayacak dostane tabirler ve ci;ınleler vardı. mevad, ıngilterelinin hakkında dahi ferman ve mukarreri inayet ol.muştur.) (Ve eğer korsan taifesi ve deryada yürüyen levend fırkası, Ingilterelinin gemilerini alıp, esvab ve malları her ne ise garet ve hasaret ederlerse, ve Memaliki Mahrusede bir kimse Ingilterelinin cebren ve zulmen nesnelerin alır ise, ol makuleler ele getirilmesine 3] sâyu ikdam olunup, ehli fesad her kimler olur ise olsun, gereği gibi haklarından geline.) Bu yavrucak tahsilden mahrum kalmamalı! Zelzele felâketzedelerinden ve Erzincan orta okulu talebesinden Abdülkadir Vurgun imzasile bir mektub aldık. Zavallı çocuk derdini şoyle yanıyor: «Müthiş Erzincan faciasında kız kardeşimi kaybettım. Kendim de bir ay kadar hastanede kaldım. Sonra Tercanda hususî muhasebe tahsıl memuru olan babamın yanına iltica ettim. Altı aydır çadır altmda acınacak bir vaziyette oturmamıza rağmen halimden şikâyetçi değilim. Fakat Tercanda orta mekteb olmadığı için tahsilim yarım kaldı. Bir defa kaymakama ve 15/1/940, 3/2/940, 28 '3/940 tarihlerinde olmak üzere üç defa da taahhüdlü mektublar ve istidalarla Maarif Vekâletine müracaat ederek leylî bir orta mektebe kabul edilmekliğimi rica ettimse de şu ana kadar müspet veya menfi bir cevab alamadım. Sefalet bir yandan, cehalete mahkumiyet bir yandan. Söyleyin ben ne yapayım?» Şu biçare vatan yavnısunun acıklı ve haklı feryadı insanın gözlerini yaşartıyor. Bu gibi felâketzedejerin mümkün olan sür'atle mekteblere yerleştirilmeleri hükumetin zelzele mıntakasına yardım için verdiği kararlann başında olduğu halde bu tahsil âsıkının derhal bir mektebe kabulüne delâîet edilecek yerde kendisine müspet veya menfi bir cevab dahi verılmemesi o işlerle alâkadar memurlardaki lâkaydî derecesini gösterir. Binaenaleyh Vekillik makamınm derhal felâketzede Abdülkadiri bir mektebe yerleştirmekle ka!mıyarak, diğerlerine de aynı muameleyi yapmalarına imkân bırakmamak üzere, kabahatlileri de hemen cezalandırmasını istiyonız. Kütübhanelerimizin perişan hali içler acısıdır! Maziden müdevver ve milyonlar değerindeki kitab lar harab oluyor İstanbulda elyevm, Maarif Vekâletine bağlı dört tanesi umumî 12 kütübhane vardır. Hemen hemen ekserisi eski medreseler içinde bulunan bu kütübhane lerdeki kitablar evvelce hayuT>erver şahıslar tarafından verilmistir. Bunlardan Beyazıd Umumî kütübhanesinde; esi bulunmaz yazmalar, ta rihler, münşeatlar, basma kitablar bü yük bir yekun teşkil etmektedir. İstanbul, Mısır, İran ve Hind matbuatının büyük bir kısmı da mevcuddur. Miktarı, mühim bir yekuna baliğ olan ve mühimce eserleri ihtiva eden fransızca kitablardan da kıymetli bir koleksiyon bulunmaktadır. Maarif Vekâletinin örnek olarak gdsterdiği Fatih Umumî kütübhanesinde; dört bini yazma olmak üzere, on bine yakın nefis ve nadir eser bulunmaktadır. Bu kütübhane divan, edebiyat ve şiir mecmuası bakımuıdan birinci derecevi işgal etmektedir. Süleymaniye Umumî kütübhanesinde; Üçüncü Mustafa tarafından vakfedilen 3000, Kazasker Esad Efendi tarahndan vakfedilen 4000 yazma ve çok nadir türkce, farsça ta rihler, divanlar mev cuddur. CUMHURÎYET 18 Mayis 1940 Siyasî icmal Kat'î muharebe arbda muharebe Alman ve Fransız gibi iki büyük milletin hayat me. mat boğuşması halini aldı. Yeni Avrupa harbinin mukadderatını bu muharebe tayin edecektir. Cepheler sür'atle oynamaktadıı. Almanların cenubdan Fransa üzerine yüklenme hareketile beraber Fransız müdafaasının şiddeti ve mukabil taarruzların muvaffakiyeti de devam etmektedir. Almanlar Maubeuge cephesini yararak ilerlemekte olduklarını iddia ediyorlar. Fransız başkumandanlığı bütün kuvvet ve vesaitile bu taarruzu durdurmağa çalışmaktadır. Fransa kendisinin bütün mevcudiyeti mevzuu bahsolduğunu takdir ettiğinden fevkalbeşer gayretler sarfetmektedir. Halihazırda bir buçuk milyon Fransız askeri Almanlara karşı harbetmektedir. Fransa İtalyadan emin olmadığından ve Korsikayı isteyen aesler ltalyada tekrar yükseldiğinden İtalya hududundaki kıt'aları yerinde tutmaktadır. Lâkin diğer hududlarda ve askerî mevkilerde bulunan bütün kuvvetlerini Almanlara karşı yığmaktadır. Amerikah müşahidlerin tahminlerine göre Almanlara karşı harbetmekte olan İngiliz askerlerinin mevcudu üç yüz bin kişidir. Belçikalıların da bu kadar kuvveti vardır. Gene Amerikalıların yaptıklan hesablara göre Fransızlara, Ingi • lizlere ve Belçikalılara karşı harbetmekte bulunan Alman kuvvetlerinin mevcudu bir milyon askeri geçmemektedir. Almanlar ağır top, tank ve bombardıman tayyarelerine fazla ehemmiyet vermekle beraber bu vesait müttefik ordularda Almanlarınkinden daha az değildir. Hatta Fransız ağır tanklannın Alman tanklanna faikiyeti son harblerde sabit olmuştur. (Ingiltereli ve Ingiltere bayrağı ile yürüyen tüccar gemileri taifesi, Memaliki Mahruseye getirdikleri ve alıp götürdükleri altın ve kuruştan, resim ve gümrük taleb olunmıya. Beylerbeyiler ve kadılar ve defterdarlar ve darbhane eminleri dahi, dahil ve taarruz etmeyip, (kuruşunuzu ve altınınızı, akçe katı* ve akçeye tebdil ederiz) deyu, rencide ve remide etmiyeKraliçe Elizabet'in murahhaslaler.) rı, gerek Padişaha ve gerek Osmanlı diplomatlanna karşı çok diMuhterem okuyucular<mızı sıkTayetli davranmışlar; mütekabil mamak için yalnız yukarıdaki madşartlarla birbirine bağlı bir muadelerin aynen dercile iktifa ediyohede yapmaktan ziyade, Osmanlı ruz. Halbuki muahede, şahsî huhükumetinden mühim imtiyazlar kuka ve iki millet arasında dostluk kazanmaya muvaffak olmuşlardı. esaslarına dair daha birçok madBu muvaffakiyet yalnız İngiliz Kradeleri ihtiva etmekte, Türk toprakliçesi Elizabet'i memnun etmekle lanna ve kara sularına giren bir kalmamış; lngiltereye ağır darbeIngilize, memleketin öz evlâdları ler indirmeğe hazırlanan Ispanya kadar hak ve imtiyaz vermektedir. saraylarmda da büyük bir hayret uyandırmıştı. Kraliçe Elizabet, en büyük düşO tarihe kadar Türkler tarafmmanı olan lspanyolları hayretler dan pek az tanınmış olan lngiliziçinde bırakacak derecede parlak ler, lstanbulun yüksek makam ve bir muvaffakiyet kazanılmasından mehafilinde kendilerini çarçabuk ve bilhassa pek iltifatkârane cümsevdirmişler; Türklere en yakın ve lelerle yazılmış olan namei hümaen dost olan devletler derecesinyundan derin bir »nemnuniyet hisde imtiyazlar elde etmişlerdi. »etti. Üçüncü Murada, gayet naziEski muahedelere dair elimizde kâne ve memnuniyetkârane yazılbulunan vesaike nazaran, Ingiltere mış bir mektubla mukabele gösterhükumetile akdedilen muahedeye di. başlıca ?u maddeler ilâve edilmişBöylece teessüs eden münaseti: betten Üçüncü Murad da hoşlandı. (Ingiltere taifesi ve tüccarı ve Bunun temadisini kararlaştırdı. O Ingiltere bayrağı ile yürüyen tücesnada, sarayın harem dairesi için car taifesi, deryada emtiai mütedöşemelik çuha, kadınlar için elbinevviaları ve gemîleri v.e kalyonlaselik kumaslar ve saire lâzımdı. Tİle emin ve sali;m yürüyüp MemaBunların Ingiltereden tedarikini, liki Mahruseye gelip giden adambedesten tüccarlarından Ahmed islarına ve esvab ve mallarına, asla minde bir müteahhid üzerine alkimse dahil ve tecavüz eylemeyip dı. Silâhtarbaşı vasıtasile Üçüncü ve bir veçhile muzayaka ve renciMurada müracaat etti. Bir tavsiyede ve remide olunmayıp, kendu name istedi. hallerinde ve kâr ve kisiblerinde Üçüncü Murad, Kraliçe Elizaolalar... Ve Ingiltereden Memaliki Mahruseye karadan gelip ve eğer bet'e hitaben, derhal şu tavsiyenaâhar vilâyetlere gider iken ve ge meyi verdi: lir iken alıkonulup rencide olunur(Ingiltere Kraliçesine, nameî hülar ise, ol asıllar geri salıverilip mayun ki... rencide olunmıyalar.) Hâssai hümayunuma müteallik Ingiltere gemileri ve kalyonları, Memaliki Mahrusede olan liman ve iskelelere gelip girdiklerinde, cemi zamanda emin ve salim yatıp ve istedikleri zamanda kalkıp gittiklerinde ki|mse dahil ve taarnız eylemiyeler. Ve gemilerine ve kalyonlanna fırtına muzayaka verdikte, ve sair levazım ve mühimmatlarında hazır bulunan eğer hassa gemiler halkıdır 2 ] ve eğer gayrilerdir, deryada ve karada cümlesi muavenet edip ve Memaliki Mahrusede liman ve iskelelerde yatıp akçelerile zad ve zevad ve zahirelerin alıp ve sulanıp ve sair kendilerine lâzım olan her ne ise aldıklarında, kimse mâni ve müzahim olmıya. Ve eğer derya, gemilerin Mıjpaliki Mahruse sevahiline atar ise, beylerbeyiler ve kadılar ve hükkâm ve zabit olanlar ve saire, daima muavenet ve himayet edip ve karaya düşen esvab ve malları her ne ise, kendilerine teslim oluna. Ve esvabları garet olunmuş ise, dikkat ve ihtimam ile teftiş. olunup, buldurulup haklan tamamile alına.) (Ingiltere Kraliçesinin tüccar ve adamları ve tercüman ve simsarları, deryadan ve karadan, Memaliki Mahruseye gelip ve gidip emin ve salim biy'ü şirâ ve ticaret edip, gelişte ve gidişte, beylerbeyiler ve kadılar ve kaptanlar ve deryada yürüyen reisler ve asker halkı ve gayriler, kendilerine ve esvab ve mallarına hiç bir veçhile dahil ve taarruz kı'ı uyalar.) (Ingiltereli ve ana tâbi olanlar, Memaliki Mahrusede mütemekkin olanlardan, eğer evli ve eğer ergen olsun, rençberlik edip, ticaret ede. Anlardan harac taleb olunmıya.) Memaliki Mahrusede, derya yüzüne çıkan donanma ve kadirgalar ve sair gemiler, deryada Ingiltere gemilerine rastgelip buluştuklarında, bir ferdi rencide etmeyip ve eğlendirmeyip ve bir nesnelerin dahi almayıp daima birbirile dostluk edip zarar ve ziyan scmtine salik olmıyalar. Venedik ve Françe ve sair Asitanei Saadet ile dostluk üzere olan Krallara verilip ahidnamei hümayun ve şurut ve Fatih kütübhanesinin dışarıdan görünüşü Harbin akisleri Holanda ve Belçikadaki harb vaziyeti dolayısile Holanda ve Belçika ve müstemlekeleri üzerinde ticaret işlerinde takas muamelatı durdurulmu$tur. Türk Takas Limited şirketi bu gün için bir kıymet ifade etmiyen bu memleketier takası üzerinden muamele yapmamaktadır. Buna dün Isviçre takası da ilâve edilmiş, ve bu memleketle de takas muamelatı dunmuştur. Diğer taraftan ekseri bankalar her türlü plâsman muamelâtını durdurmuşlardır. Bankalarda avans, kredi ve diğer vadeli tediyat yapı),mamakta, yalnız mevduat sahiblerine tediyeler devam etmektedir. Bittabi bu meyanda mevduat da kabul olunmaktadır. Bir kısım ihracat maddelerine verilmekte olan krediler ve Merkez Bankasının her türlü tediyatı devam etmektedir. Piyasa, siyasî ahvalin çok karışık o'ıtiasına rağmen, çok nikbin bulunmakta ve ihracat faaliyetine devam olunmaktadır. Holandaya ve Belçikaya takas muamelatı yapılmıyor Beyazıd Şehir kütübhanesinde; Türk matbuatının ve İstanbulda çıkan gazete, mecmua koleksiyonlarının yüzde doksanı, salnamelerin hemen hepsi buhınmaktadır. Kitabların yüzde sekseni yabancı dillerdedir. Bu kütübhanede avrıca eski Istanbula ve Türk yasasına dair eşya ve kıyafetler de mahfuzdur. Doğra İtalyaai? Alaan mu Limanımıza gelen limonların menşei tahkik olunuyor İtalyan bandırah Kapo Vado vapurile limanımıza gelen 2700 sandık İtalyan limonu yeni bir mesele olmuştur. Vapur İtalyadan gelirken yolda İn giliz kontrolu muayene etmiş ve bu limonlarm Alman malı olması ihtimaline binaen İstanbulda İngiliz konsolosu müsaade etmeden çıkarılmıyacağı hakkında vapur süvarisinden bir taahhüdname almış olduğundan limonlar buraya gelince ingiliz konsolosluğu emrinde roavunalara tahmil edilmiştir. Almanya limon istihsal ve ihrac eden bir memleket olmadığı ve limonların İtalya menşeli olduğu hakkmda şehadername bulunduğu halde Londradan gelecek emre intizar edilmektedir. Fakat limon beklemeğe tahammülü olmıyan bir şey olduğundan malın sahibi olan Türk ithalâtçıları Mıntaka Ticaret müdürlüğü nezdinde bu vaziyeti protesto etmişlerdir. İngiliz konsolosluğile yapılan temasia konsolos tacirlerin hakkını teslim etmiş fakat karar salâhiyetinin Londraya aiJ ol diyarda mevcud olan metâ ve olduğunu bildirrr.istir. Bu vaziyet kargayridan bazı levazım için, Niko şısmda Mıntaka Ticaret müdürlüğü Tila 4 ] nam zemmî ve Ahmed nam caret Vekâletine müracaat etmiştir. bazirgânımız ol canibe irsal olunJ muştur. [Arkası var] * İsviçrenin Bern şehrinde topla nan beynelmilel Turing ve Otomobil kulüblerinin umumî kongresinde Türkiye Turing kulübünü temsil etmek üzere, bundan bir muddet evvel Bern'e giden Reşid Saffet Atabinen, dün şeh rimize avdet etmi'jtir. Yirmi altı mille;in iştirak ettıği Bern'deki Turing ku lübleri kongresinde harb vaziyeti do layısile ancak dokuz milletin mümes sili bulunabilmiştir. * Buyükdere kibrit fabrikasında çalışan amele Kemal, dun iş esnasmda Genclik bayramı provaları makinede toplu bir hatde duran kibritFener ve Beşiktaş stadlarında yapı lerin parlaması neticesi muhtelif yerlacak olan genclik bayramınm son pro lerinden yanmış, berayi tedavi Nişanvaları dün yapılmıştır. Diğer kazalar taşı hastanesine kaldırılmışür. * Dün konvansiyonel ve ekspres da kendi sahalarında merasim yapmak Sirkeciye ikişer saat rötarla gelmişlerdir. Ü7ere program hazırlamıslardır. Dün, eski bir mekteb arkadaşınıdan şu mekhıbu aldım. •Aziz dostum, Sana, bu sanrian, yakında evleneceğimi haber vermek için yazıyorum. iki hafta evvel, zelzele mıntakasında ayakta kalmış yarısı yıkık bir cvde iki üç yan saf ve temiz bir aile kızile evlenyakın komşunun huzunında nişanbn memi ister dururdu. Şu anda yanakladık. Müstakbel zevcemin kim olduğunu rından sevinc gözyaşları aküğını gurür kesfedebilnıek için nafile zihnini yor gibi oluyorum. maya kalkışma. Uzaktan veya yakın Asıl mevzudan biraz uzaklaşhm gadan tanıdığın ailelerden hiç birine men liba. Nasıl oldu da Hatice ile izdUaca sub değil.. Şimdi>e kadar muhitiıııi/.lc karar verdim. Seııin en ziyade merak temas etmiş insanlardan kimse ile de ettiğin nokta, şüphesiz bu.. alâkası yok!. Aslen İstanbullu olmakla Bak dinle.. Son zamanlara kadar İsberaber seneler var ki bizim bu bü>ük tanbuldan uzun bir müddet için ayrılşehrimize ayak Itasmamış. Fakat çok madığımı biliyorsun. Fakat zelzeie sabüyük bir dikkat ve itina ile büyülül hasındaki zavallıların tıbbî bir ilıtimamüş. Pek genc olmasa gerek. Otuz ya ma olan ihtiyaclarını biraz düşünmekşında kadar görünüyor. Güzel olduğu liğim bana doğru «Kızılay. a giderek nu zannetmem. Lâkin çok sirin. Adı oralardaki hizmetlerden birine talib olHatice. Fevkalâde hassas.. Mükemmcl mak arzu ve cesaretini verdL Yıkılmış pivano çalıyor!. şehir ve kasabalarımızın bir çoğunda Bütün bu yazdıklanmı dikkatle okıı altı hafta canla başla çalıştım. Nihayet yacak olursan, nişanlınıı, şu anda sen «Reşadiye» de, yerleştik. Çünkü burası de benim kadar lanıyorsun. demektir. aşağı yukarı merkezî bir vaziyetteydi. Kendisinin biraz da serveti var.. Fakat Herhangi bir taraftan istenilecek im bu, şimdilik sonsuz arazi ile bir yığın dadı vaktinde yetiştirebilmcmiz imkânı vardı. Heyetimize riyaset eden baştas ve harabe halindedir. Ne garibdir ki, benim böyle a>Tiı 7a hekim ciddî ve temiz kalbli bir adam. manda hissî ve mantıkî bir izdivac ya Yalnız kendisinde her söze, her fikre parak anneciğimin ötedenberi gayei ha itiraz etmek hastalığı var. Ağzınızı açmadan lâkırdıyı boğnzı yali olan mes'ud bir yuva kurmaklı ğını zelzele felâkerinden mustarib va nıza tıkıyor: tandaşlanmı teda\i ve teselli etmek Pardon ama beyim! için buraiara gelmekliğimle nasib olaDiye derhal aksi bir mütalra ortaya cakmış! Anneciğime de ayn bir mek atıyor. Diğer arkadaşun fazla sakin. Otub yazdım. Kimbllir nekadar memnun nunla vazifemize aid şeylerden maada ohnusrur. Uzun senelerdir, züppe olmı hiç bir mevzuda musahabeye girişmek (1) Bu maddeleri, 1275 senesinde tabedilmiş olan Muahedat mecmuasından aynen istinsah ediyoruz. Bu mecmua, hükumet tarafından, Hariciye memurlarının malumatım artırmak ve icab ettiği zaman (mucibince amel olunmak) için tabettirilmistir. Fakat hayrete şayandır ki. muahedelerin akid tarihlerirun yazılmasına lüzum görülmemiştir. (2) Beylik gemiler) ve (bahriye askeri). (3) Derdest edilmiş. {4) Bu adam, tüccar Ahmedin refakatine aldığı tercümandı. KISÂ HABERLER Karanlıkta bir ses kabil değil. Onun için asağı yukarı yapayalnız bir vaziyetteydim. Akşamları, umumî mutfağm aşçısına cebimizden yaptırdıgımız yemeği yerjemez nçü müz de birbirimizden ayııhjorduk. Ben fazla soğuk olmadığı geceler kasabanın dışına doğru küçük gezintiler yaparak hava ahyor ve zihnimi dinlendiriyordum. Bir gece on bire doğru sığındiKiınız ahşab kulübeye dönerken koscnin başuıdald biı tarafı cökmüs, ancak yansı ayakta kalmış kerpiç evden gelen bir piyano sesi duydum. Tabiî nekadar hayret ettiğimi tahmin edersin. Dinlediro. Tuşların üstünde dolasan nıeçhul eller, Dedenin bir bestesini. hu asrî musiki altında nekadar mükemmeî tekrar eünek kabilse, o derece muvaffakiyelle canlandınyordu. Şaskınlığım büsbütün arttı. Duvara dirseğimi dayadım. Sağ barağımı bükerek sol bacağım'n önüne kojdum. Kendimden geçmek iizerey dim. Nağme değisti. Yanık bir ses Arif Beyin nıcshur bir şarkısınr terennüme hasladı. Bu ses o karanlık'a ve valnızlıkta bana piyanonun tath ahcnginden fazla tesir etti. Musikinin alaturkasını da alafran casını da çok severim. Fakat her ikisinı de uzun zaman dinlemeğe tahammü lüm yoktur. Öyleyken piyano durun cıya, yanık ses kesiünceye kadar ora Universite kütübhanesi; basılmış ve garb dillerinde yazılmış eserler bakı mından başta geîmektedir. Türk tarih ve edebiyatı için hadsiz, hesabsıb me haz ve menabi, pek nadir eserler kütübhanenin muhtevasını teşkil etmekteKat'î harbin son neticesi ne odir. Bundan başka Universite fdkülte lerinin ihtısas kitabları da ekseriyet ha lacağı şüphesiz şimdiden belli delindedir. ğildir. Lâkin harb sahnesine yamemleketier Dört binden fazla yazma ve kıymetli kın ve uzak bütün heyecan icindedir. Meselâ Amerieserleri ihtiva eden Topkapı saray müzesi, garb dillerinde tarih ve arkeoloji ka kendisile harb sahası arasında üzerinde yazılmış eserlerden mürckkeb Okyanuslar bulunduğu halde hararkeoloji müzesi, daha ziyade yazma bin siravet etmesi ve kendisinin de mecburiyetinde eşsiz divan ve edebiyat kitabları bulu müdahale etmek nan Koca Ragıb Paşa kütübhanesi her kalması ihtimalile hazırlanmaktasahada tetebbü yapma imkânlarını ta dır. Amerikan ordu ve bilhassa şıyan kütübhanelerimizdendir. Bununla donanmasını kuvvetlendirmek için beraber, bu emsalsiz ilim hazineleri, lâ yeniden milyonlarca dolar ayrılyıkı veçhile organize edilemediklerinden mıştır. dolayı temin ettikleri istifadeyi azalttıMuharrem Fevzi TOGAY ğı gibi, cidden büyük birer değeri clsn bu eserler de çürüyüp gitmektedir. Bunun sebeblerini şöylece siralamak müınkündür: 1 Kitablar e'kj bker maslrese içinde geHfigüzer istıf edflrniş bir haldedir. İnşaat tarzları itibarüe rutubetü olan bu binalar mahdud miktarda kitab için ayrıldıklan halde, bilâhare sayıları gittikçe artan kitabların terakümü dolaŞehircilık mütehassısı Prost ve arkayısile adeta birer depo vaziyetini almışdasları sehrin tatbikat plânlaruu hazırlardır. Binaenaleyh, her biri eşsiz bir lamaktadırlar. Imar bürosunda üç nevi servet olarak gösterilen kitabların kurplân hazırlanmaktadır. Bunlardan biri tarılması için Maarif Vekâletinin her ana damarları teşkil eden 1/5000 mikşeyden evvel modern tesisatı havi ola yasında nazım plân, ikincisi 1/2000 ebProfesör Halide Edıb dün saat 17,30 da Eminönü Halkevinde tRoman. mev cak bina meselesini halletmesi lâzım adında tafsilât, üçüncüsü 1/500 eb'adınzulu bir konferans vermişür. Profesörün konferansı, muallimler, yüksek tahsil gelmektedü. r da tatbikat plânıdır. talebeleri ve bir çok müne\"\ erler tarafından alâka ile dinlenmiştir. 2 Velev ki hiç el sürülmese dahi Bunların en ziyade müşkülâtı mucib müruru zamanla, bu eserlerin yıprana olanı üçüncüsüdür. Bilhassa Eminönü LÎMANDA caklan ve cildlerinin eskiyecekleri ta ve Taksim gibi sıkışık mahallerin tatbi1KTISAD biidir. Bu itibarla, bunların eski şekil kat plânlarınuı hazırlanmasında güçBir deniz kazası Tütün almağa gelenler lerüıe uygun • olarak tamir edilmeleri lüklerle karşılaşılmaktadur. Maamafih Dün sabah Üsküdar iskelesinden ha için tesisat vücude getirilmesi zaruri bu plânların süratle hazırlanması için Bulgar tutun firmalarından birınin mümessili, piyasamızla temaslarda bu reket eden Hasarun idaresindeki san dir. Bu masraf ihtiyar edilmedigi tak icab eden tertibat abnmaktadır. lunmak üzere Sofyadan gelmistir. Di dalla Ada istikametinden gelen kuzu dirde, ne kadar itina edilirse edilsin Eminönü Sultanahmed caddesi ğer taraftan iki Amerikan tütüncüsü de yüklü Mehmedin idaresindeki Coşkun muhafazaya imkân yoktur. Şehircilık mütehassısı Eminönü » motorü Kızkulesi açıklarında çarpışmıştır şehrimizde bulunmaktadır. 3 Kütübhanelerimizde bulunan bin Sultanahmed yolu güzergâhmın tayin Çarpışma neticesi sandal çarpalanmış, lerce mütenevvi kitab ilmî bir şekilde işini sonraya bırakmıştı. Evvelce Hasan Altın fiatı düşiiyor ve içinde bulunan sandalcı ile beraber tasnif edilmemiştir. Tarih sıralarına, a Ecza deposunun bulunduğu arsadan Bir müddettenberi yükseîmekta olan Salim, Dursun ve Mustafa denize düşid oldukları şubelere ve ehemmiyetle geçmek ve Vakıf hanını sağda bırakarak altm fiatları iki gündür düşmchtcdir. müşlerdir. Soğukçeşmeden Sultanahmede çıkılması Alün fiatları iki günde 75 kuruş kadar Coskun motörü tarafından kurtarıia» rine göre, tasnifleri için, bu işten anla düşünülmüş, fakat Nafıa Vekâleti budüşmüştür. bu dört kişi Cerrahpaşa hastanesine yan mütehassıslara ihtiyac vardır. An na itiraz etmişti. Şimdi gene aynı yolcak, bu sayededir ki, muntazam ve isDün sikke haiindeki altmın fiatı kaldırılmış ve hâdise etrafmda tahki dsn başlamak ve Sirkeci istikametini tifr.de imkânlarını kolayca temin eden kata başlanmiftır. 2130 2150 kuruştu. Külçe altınm fiatı takib ederek Şahinpaşa oteünin yanınilmî bir fihriste malik olunabilir. 255, altın bilezik gramının alış fiatı dan Ebussüud caddesinden ve Tıbbı Bir kaçakçı Maarif Vekâletinin her türlü haricî Adlî önünden geçip Sultanahmede var245 250, saüş fiatı 265 kuruştur. Şa Dün Köstenceden limanımıza gelen yam dikkat olan cihet sikke haündeki Rumen bandırah Basarabya vapuru yol tesirlere mâni olacak bir şekilde mah rr.ak üzere ikinci bir plân hazırlanmıstır. altında görülen fiat yükselmesinin kül cuları arasında bulunan Emine adında fuz kitab depolarını, mütalea salon ve çe ve masnu altın fiatlarında aynı şe bir kadınm şüphe üzerine üstü arattı hususî etüd odalannı ha^, hiç olmasza kilde gorülmemesidir. rılmış ve beline sarılmış bir halde 2 ki büyük bir şehir kütübhanesi inşası zarurî bir hal almıştır. Ancak bu binanuı Dün altın satıcı çok oldugu halde a lo ipekli kumaş bulunmuştur. lıcı hemen hemen yoktu. Bu halııı fiEmine hakkında tanzim edilen ev inşasından sonradır ki, diğer müteferri atlan daha düşüreceği ümid edilmekte rakla birlikte bu gün Adüyeye teslim teşkilât ve tesisat vücude getirilmek Hükumetçe bazı ihtikâr hareketleri dir. suretile gaye temin edilmiş olacaktır. edilecektir. tespit edilmiştir. Pazartesi günü Muıtaka Ticaret müdürlüğünde Valinüı başkanlığında yapılacak bir toplantıda ihni böyle söylemeğe mecbur etmişti. tikâr yapan bazı müesseseler hakkında Genc kaduı: verilecek kararlar tezekkür edilecektir. Teyze! f Profesör Halide Edibin konferansı j Tatbikat plâıılafı Selediyece plârflaA^n süratle hazırlanması için tedbirler alınıyor Yeni ihtikâr hareketleri da kaldım. Sonsuz bir heyecan içeri sinde büsbütün başka bir nıiam olarak jtıiağıma girdim. E'rtesi gün ilk işim gidip doğra o yanm evin kapısını çalmak oldu. Ne soıarnğımı, ne istiyeceğimi vâhtümde karariaştırmanııştım. Bereket versın, kanadı açan ihtiyar bir hizmetçı kadın şaşırmakhğıma mevdan bırakmadı Meğfr, beni tanıyormıış: Doktor bey, dedi. galiba size vanAnlaşmamız için iki haftn kâfı peldi lış haber vermişler.. Çok şükıır nc küBeııimle evlenmeği arzu edip etmodi rükhanımın, ne de teyzesinin hiç bir rağini sorduğum vakit gözleri yaşla dolhatsızlığı yok.. muştu. Dönüp gideceğimi zannedon kadın fcir İşte azizim, hiç ümid etmediğim halmüddet kunıldamadığımı goruncc du de Anadolunun bu harab fakat sevimli raladı. O aralık tahta merdivcnlerde bir terlik tıkırtısı oldu. Uzuxi boylu, köşesinde kendime ebedi bir hayat arsade fakat temiz giyinmiş genc bir ka kadaşı buldum. Çok mes'uduın ve bu saadetimin bütün ömrümce devam ededın aşağıya iniyordu: ceğine ruhumda sarsılmaz hir kanaat Affedersiniz küçükhanım, dedim, var Sana daha tatlı bir haber vere saı rahatsız ettim, lâkin dün ak.şam 1eyim. Bir ay mezuniyetle tslanbuln gelisa'lüten dinlediğim piyanontız ve soyyoruz. Nikâhımızı orada yapacağız. Sonledığıniz sarküar beni mest ve itaya etra annemi de alarak dışından çökük, ti de.. viran görünen içi saadet dolu yuvamıGrnc kadın hüzfinln bit tebessümle za döneceğiz. Gündüz ben hastnlanmla sordn: mesgul olurken o ev islerini görecek. Musildyi çok mu seversiniz? Akşamları da hayatımı musikisi ve tatlı Pek çok!. Cevabuu verirken mubaiâga ettijrime sesile jenlendirecek!.. Nakleden: kanidim. Fakat bcnliğimde hâlâ hîkinı olan bir aksam evvelki cojkunluk be Diye yukanya seslendi. Yan tarafta be^az örtülü basit bir sedirl? iki san Otobüs bir kadını yaraladı Eyüb Keresteciler hattında çahşan dalya, bir masanın, renkli hasnıa perdelerin süslediği küçük bir odaya gir Hilminin idaresindeki 3158 plâka sayıll dık. Lâkudı lâkırdıyı açtı ve hiç bir otobüs, dün Fener caddesinden geçerken gizli maksad gütmeden birbmmize hal Emine adında bir kadma çarparak muhtercümelerimizi anlattık. Teyze zaten telif yerlerinden ağırca yaralanmasuıa oulmuş. Fakat Hatice annesılp babasuu sebebiyet vermiştir. Emine Balat Musevî hastanesine kalo müthiş yer sarsınnsı faciasında kaybctmiş. Yegâne tesellıyi piyanoda ve dırılmış, şoför yakalanmıştır. şarkı söylemekte buluyormış. Musiki Feci bir kaza den fazla hoşlandığıma kani olurca isSıhhat adında 12 yaşlarında bir ço tediğim zaman kendilerini ziyarct ct cuk, dün Etyemezde cadde ile tren hatuıeme izin verdi. tuıı ayıran demir parmakhklardan atlamak suretile oynarken parmaklıkların sivri kısmmın karnına batması neticesi ağır surette yaralanmış, berayi tedavi Cerrahpaşa hastanesine kalduilmıstır. CÜMHURİYET Nüshası 5 kunıştur. j / Türkiye l için 1400 Kr. Senelik Altı ayhk 750 » Üç ayhk 400 > Bir ayhk 150 » Haric için 2700 Kr. 1450 » 800 > Yoktur. Dikkat Gazetemize gönderilen e\Tak \e yaTilar neşredilsin, edilmesin iade edilmcz ve zıyaından mes'ulijet kabul olunmaz. Ahmed Hidayet

Bu sayıdan diğer sayfalar: