20 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

20 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 50 Mayig 1940 Müttefik ordular Başkumandanlığına General Veygand getirildi naud 3e Mareşal Petain ve General NVeygand arasında akdedilen bir içtima neticesinde yapılmıştır. Paris 19 (Hususî) Fransız kuvvetleri bugün öğleden sonra Laon ile Saint Ouentin nuntakasmda şiddetli bir mukabil taarruza başlamışlardır. İngiltereden gönderilen takviye kıt'alarile tanklar Sambre ile Sedan mmtakalarına gönderilmişlerdtr. Ayrıca Fransızlar da tneşhur ağır toplarını, büyük tanklarım, motörize kuvvetlerini kâmilen şimale göndermişlerdır. İki gündenberi tecemmü etmekte olan bu kuvvetli silâhlarla mücehhez kıtaatla başlayan mukabil taarruz hakkında bu akşam alman haberler cesaret verici mahiyettedir. Büyük mikyasta İngiliz ve Fransız hava kuvvetleri bu mukabil taarruza iştirak etmektedirler. İngiliz zırhlı kıt'aları, müttefik hatlarda bir ceb teşkil eden Alman kuvvetlerinin sağ cenahma atılıyorlar. İngiliz motörlü kıt'aları aynı zamanda Alman kuvvetlerine cepheden de hücum et mektedirler. [Baş tarafı 1 Lnci sahifede] Londrada bugünkü vaziyet nasıl tefsir ediliyor? Londra 19 (a.a.) Londra askerî mahfillerinde hâkim olan intiba, Fransadaki stratejik vaziyetten daha ferah verici bazı alâmetler gösterdiği merkezindedir. Bununla beraber, salâhiyettar addedilen İngiliz tefsiratçılarının itimad verici lisanlarını teyid eden bu intiba, vaziyetin hâlâ nazik olan mahiyetini istisgar tasavvurunda olduğu manasını tazammun etmemektedir. Askerî mütehassıslar şurasını tebarüz ettiriyorlar ki, Almanların son günlerde ilerlemek için kullandıkları büyük tanklarla ve yere doğru dikilerek inen tayyarelerle hücum sistemleri artık ilk muvaffakiyetleri kolaylaştırılmış olan bir sürpriz teşkil etmekten uzaktır. Diğer cihetten müttefik tayyarelerin şiddetli hücumları üzerine Alman makineli ve zırhlı kıtalannın iaşe hususunda şu anda ciddî zorluklar karşısında bulunması icab eder. Bundan başka salâhiyetli İngiliz mahfilleri. Fransız ordusuna ve İngiliz hava kuvvetlerine ayni itimadı göstermekte berdevamdır. İngiltere Kralı dünkü mesajında İngiliz tayyarelerinin düşmana olan üstünlüğünün müttefik zaferini iki kat muhakkak hale koymakta olduğunu bildirmiştir. r Askerî radyet Fransızlar Alman hatlannın gerisinde Paris 19 (Hususî) Gece geç vakit alınan haberlere gore, Alman kıt'alarının gerisine geçmeğe muvaffak olan Fransız kuvvetleri düşmanı çok müşkül bir vaziyete sokmuş bulunmaktadırlar. Harbiye ezaretinin beyanat vermeğe memur bir mümessili cephenin en mühim kısmının Laon'dan denize kadar uzanan kısım olduğunu söylemiştir. Bu cephenin en şimalinde İngiliz, Fransız ve Belçika kıt'aları stratejik hareketlerine düşman tarafından büyük bir tazyika maruz kalmadan devam etmektedirler. Dün öğleden sonra geç vakit FransızBelçika hududunun cenubunda Quise ve Landercies bölgesinde muharebe mev ziî bir hale konmuştu. Burada pek çok çarpışmalar olmuş ve Almanlar hücum arabalarile çok şiddetli hücumlarda bulunmuşlardır. Tayyareler ve topçu kuvvetleri bu hücumlara muzaheret etmiştir. Muharebe akşama kadar devam etmiş ve bu sabah tekrar başlamıştır. Quise'in cenubunda ve Laon'un batışimalinde muharebeler daha az şiddetli olmuştur. Alman hücumu zırhlı kollarla ve takviye edilen müfrezelerle yapıl mıştır. Bu müfrezeler Sambre Oise kanalı iftikametinde Quise'in doğu cenubunda ve Parisin 130 kilometre kadar doğu şimalinde bir mevki olan Ribemont etrafında ilerlemislerdir. J Dün akşam saat sekize kadar gelen malumata ııazaran askerî vaziyet: 1 İngiliz tebliği, İngiliz cephesinin, nıeçhul bir hatta, düşmanın kuvvetli tazyikına karşı mukavemet ettiğini vc tutunduğunu bildiriyor. Bu yeni cephe, ağlebi ilıümal Esko nehri hattı üzerindedir. Fakat bura•c ınüşküldür. ı 2 Şimalî Belrikada, müttefik kıt'aların umumî tertibinin sol ce nahı üzerinde İngiliz Fransız Belçika kıt'alarının halen geniş bir stratejik haıekette bulunduğu ve bu hareketin eizli tutulduğu bildiriliyor. Bu sevkulceyşî hareket, şimaldeki kuvvetlerin renubu garbiye doğru çe kilmesinden başka bir şey olamaz. Çünkü Almanlar, şimalî Fransada Oise nehri bojıınca ilerlemekte devam ettikçe şimaldeki müttefik kuvvetlerin, Brüksel garbmda kalmaları Çok tehlikeli olur. Bunlar cenubu garbî istikınıetinde Fransaya çekılmek mecburiyetindedir. 3 Sedan'la Laon arasında Al manların tnarruzu inkisaf etmiştir Burada Almanlann taarruzu iki koldan garb istikametinde genişlemektedir. Evvelki gün Hirson'u hıtmuş olan şimaldeki kol, dün Guise (Gizj den StQuentin (Sen Kenten) e doğru ilerlemistir. Evvelki gün Rethel şimaline varmış olan cenub kolu Laon'a doğru yürümüstür. Aisne (En) ve Oise (U:«z) nehirleri arasında cereyan eden bu hareket garb istikametinde inkisaf ederken hem Maubeuje (Moböj) Lille (Lil) Dunkerque (Dönkerk) hattının gerisinc düşmek, nem de Parise müntehi vadileri takıb etmek ister görünüyor. Fransızlar, Almanlann cenub kolunu durdurın.ik için mukabil taarruzIar yapmışlardır. Guise mıntakasında taarruzun kütle halinde olmadığı bildiriliyor. Almanlar. Oise Sambre kanalına kadar, bataklık arazide StQuentin'e lîoğru yol açmağa çalışı yorlar. Burada büyük muharebe olmrktadır. 4 Sedan bölgesinde Almanlar Meuse nehri üzerindeki mevzilerini tahkim etmektedirler. Bu hareke*. Fransızlann Maiino hattının ucu olan Montmcdy ile biraz daha cenubdaki Verdun müstahkem mevkiine istinaden yapacakları bir taarruzu karşılamak içindir. Va7İyeti hıılâsa edersek Alman taarruzunun hâlâ inkişaf etmekte olduğu neticpsine varırız. Vaziyet vahim olmakta devam etmekie beraber ümidsiz değildir. Chorchilljn nutku Başvekil, İngiliz milletine hitaben söylediği nutukta bugünkü vaziyeti açıkça bildirdi Londra 19 (Hususî) Başvekil Çörçil, bu aksam İngiltereye, İngiliz milletine ve İngiliz İmparatorluğuna hitaben radyoda mühim bir nutuk irad ederek harb vaziyeti hakkında izahat vermiş ve müttcfiklerin sonuna kadar harbe devam edcceklerini ve zaferi kazanacaklarını beyan etmiştir. Başvekil bu mühim nutkunda ezcümie şunları söylemiştir: « Başvekil olduğumdanberi birinci defa oLırak memleketimizin, imparatorluğumuzun ve müttefiklerimizin haya tında ve her şeyden önce hürriyet davasında fevkalâde nazik olan bir anda 3İ7e hitab ediyorum. Fransada ve Flandlarda müthiş bir muharebe cereyan ediyor. Almanlar hava bombardımanlannı, ağır zırhlı tankların harekâtile şayanı dikkat bir surette telif ederek Majino hattının şimalinde Fransız müdafaasını delmişler ve zırhlı arabalardan mürekkeb olan kuvvetli kollar ilk iki günde müdafisiz buldukları sahayı işgal ve tahribe başlamışlardır. Hatlarımıza derin surette giren bu tanklar orada telâş ve kargaşahk husule getirmişlerdir. Tankların arkasından kamyonlar içinde piyadeler ve kamyonların arkasında Alman kıtaatı yığın halinde ilerlemektedirler. Düşmana mukavemet icin ve hücum halindeki Almanları en müessir surette vurabilmek üzere Fransız ordularının günlerdenberi devam eden yeniden gruplaşma hareketleri ingiliz hava kuvvetlerinden kudretli bir yardım görmektedirler. Hiç umulmadık yerlerde, hatlarımız arkasında düşman zırhlı arabalarının göriinmesinden te vahhuşa asla mahal yoktur. Filhakika cephemizin arkasında Alman kıt'aları var. Fakat Fransızlar dahi bir çok noktalarda Alman cephesinin gerisinde müessir bir surette muharebe etmektedir ler. Her iki taraf da gayet tehlikeli bir vaziyette b\ılunmaktadrr. Fransrr \fe> İn>giliz orduları ümid ettiğim gibi iyi bir sarette idare edildikleri takdirde, Franordusu toplanmak ve mukabil taarruza geçmekteki meşhur dehasmı muhafaza ettiği ve eğer İngiliz ordusu mazide bir çok misallerle gösterdiği metanat ve mücadele kuvvetini bir kere daha gösterdiği takdirde, sahnede ani bır tahavvul husule gelecektir. Bu muharebe şiddetini kaybettikten sonra, ingiltere adası üzerinde muharebe olacakür. O zaman bu ulvî anda bütün tedbirlerın en muthişlerini dahi almakta tereddüd etnıiyeceğiz. Milletimizden yapabıleceği son gayrete'kadar butün gayretini istiyeceğiz. Şu anm nezaketini gizlemek delilik olur. Fakat kalb ve cesareti kaybetmek. iyi talim görmüş, iyi teçhiz edilmiş üç dört milyon kişiük or«fuların bir kaç hafta hatta bir kaç ay içinde motörlü arabaların bir baskını ile mağlub olacağını tahmin etmek daha büyük bir delilik olur. Fransada cephenin istikrarını ve FransJz askerile İngiliz askerinin meziyetlerine, hasmın vasıflarmı tamamen karşılamak imkânuıı verecek olan kütlelerin işe koyulmalarını itimadla bekliyebilıriz. Kendi hesabıma Fransız ordusuna ve cnun şcflerine sarsılmaz bir itimadım vardır. Henüı bu ordunun küçücük bir kısmı muharebeye girişmiş ve henüz FVansanın küçücük bir kısmı şimdiye kadar işgal edilmiştir. Düşmanın ise motörleşmiş ve spesiyalize edilmiş kuvvetlerinin filiyatta hemen hepsinin muharebeje sürülmüş olduğu aşikârdır ve bu kuvvetlerin çok ağır zayiata uğradığını biz biliyoruz.» Başvekil İngiliz ağır bombardıman tay yareleriniı^ motörlü Alman kıt'alar^nın candamsrına isabetler yaptığını ve şimdiden Alman petrol depolarına ciddî zayiat verdiklerini kaydettikten sonra, demiştir ki: « İngiliz ve Fransız ordularmın ve filolarınm arkasında istilâ edilmiş memleketler, kana boyanmış milletler grupu duruyor: Çekler, Polonyalılar, Norveçliler, Danimarkalılar, Holandalılar ve Belçikahlar. Onlar için hürriyet yıldızını fethetmcdiğimiz takdirde bütün bu mem leketlerfn üzerine uzun bif barbarhk gecesı, yıldızsız, ümidsiz bir gece ineoektir. fakat biz bu hürriyet yıldızını fethedeceğiz.» Dün sabah başlayan muharebeler Resni harb tebüğleri Fransız karargâhı bildiriyor Paris 19 (a.a.) 19 mayıs sabah tebliği: Muharebe, aynı bölgede aynı şiddetle devam etmektedir Tayyarelerimiz, gece düşman gerisinde bombardırnanlarına devam etmiştir Paris 19 (a.a.) 19 mayıs akşam tebliği: Başlıca muharebeler SaintQuentın'in doğu şimal bölgesinde cereyan et mektedir. Kıtaatımız burada düşmana şiddetli bir ınukavemet göstermekte dir. Mont Medy mıntakasında şiddetli hücumları püsKÜrterek düşmana büyük zayiat verdirdik. Çok mühim hava faaliyeti kaydedil miştir. Avcı vayyarelerimiz ve defi toplarımız düşman bombardıman tayyarelerine karşı koyarak çok ağır zayiat verdirmiştir. Ezcümle 15 tayyareden müıekkeb bir düşman grupu mevcudunun üçte ikisini kaybetmiştir. [Basmakaleden devam] çeau'nun daha genc, daha bilgili ve her halde en aşağı onun kadar hamiyetli yeni bir simasıdır. Bu harbin Paul Reynaud'nun şahsında dünya tarihine büyük bir adam kaydetmesi ihtimali yok değildir. Hususile elde eleman olarak Fransız milleti gibi vatanî hamiyetile, icabında harikalar yaratan çok kuvvetli ve çok kıymetli bir cevher bulunduktan sonra. Başvekil muavini olarak hükumete giren Mareşal Petain'in ve şarktan uçarak Parise varan General Weygand'ın şahıslarında kendini toplamağa başlayan Fransanın bütün azim ve irfanile ayaklanışınm timsallerini görmekte mubalâğa yoktur. Şüphe yok ki harb çok çetin. Onun vahameti bilhassa insaniyet ve medeniyetin maruz kalabileceği tehlikelerle katmerleşiyor. Ondan dolayıdır ki bu gün bütün insanlıkta gittikçe artan bir ürperme vardır. Fakat Fransız ve İngiliz milletlerinin kendi mukadderatlarile birlikte medeniyetin talihini ne yapalım olmadı diyecek bir tevekkülle kendi haline bırakmıyacaklan da muhakkaktır. Evet, garb cephesinde ağır bir vaziyet ifade eden çok §ey var. Fakat Fransız millî asabiyetinin ve tngiliz inad ve kudretinin bu vaziyeti düzeltinceye kadar uğraşmaktan geri durmıyacaklannı da pek iyi biliyoruz. Bilhassa bu yeni şeklinden dolayı harbe bir kere daha: Yeni başlayor! Diyebiliriz. Hasmın yedi sekiz yıllık hazırhğına nispetle müttefiklerin yedi sekiz aylık gayretlerinin hasılası bittabi noksan olmuştur. Fakat demokrasilerin maddî ve manevî kudretlerine dayanarak bu noksanları telâfiye imkân bulacaklarından umud kesmeğe asla yer yoktur. Bilâkis onlann bu imkânı bulacaklarını büyük bir emniyet ve itimadla bekleyebiliriz. Garb cephesinde Çok şey var! YUNUS NADt İngiliz Hava Nezareti bildiriyor leri bir «Mes.erschmidt 110. düşürmüşlerdir. Bu tayyarenin dağlık bir gölgede yere duştüğii görülmüştür. Şimal deniziude devriye vazifesini gören ingiliz kuvvetlerine mensub Hudson tayyarelıTİ ticaret gemilerinden mürekkeb bir kafileyi bombardıman et miştir. Bir düşman vapuru hasara uğramıştır. Londra 19 (a a ) İngiliz umumî karargâhının tebliği: Dün İngiliz cephesi düşmanın kuv vetli tazyikına karşı şiddetle mukavemet etmiş ve tutunmuştur. İnönü Stadı Dolmabahçede yapılacak şehir stadının temelatma merasimi 19 mayıs genclik ve spor bayramı münasebetile dün bir çok davctlilerin huzurunda yapılnustır. Meıasimde Buuıci Ordu Müfettişi Orgeneral Fahreddin Altay, Vali ve Belediye Reisi Doktor Lutfi Kırdar ve İstanbul Kumandanı, pek çok eski ve yeni sporcular hazır bulunmuştur. Merasime Istıklâl marşile başlanmıştır. • Vali ve Belediye Reisi Doktor Lttfi Kırdar bu münasebetle bir nutuk söyleyacek> ezcumle demiştir ki: « Millî Şefimiz stadyomların n*9sıl telâkki ve tarif edilmek lâzım geldiğini şu veciz cümlelerle ifade buyurmuşlardır: « Türkiyeyi idare edenler, stadyomu en kıjmbti mekteb gibi her yerde kurmağa çalışacaklardır. Türkiyenin istikbalini idare edecek olan genc nesil açık lıavada, açık meydanlarda yetiseccktir.» Bu güzel şehire Vali ve Belediye Reisi olarak geldiğim zaman Millî Şefimiz Büyük İnönün stadyomlar hakkındaki isaretlerinden illıam almış bir memur ve bir vatandaş sıfatile İstanbul gencliğinin de bir stada ne kadar muhtac olduğunu ilk günlerde takdir etmiştir. Avrupanın şu kanlı devresinde milletlerin istiklâllerini, vatanlarmı müdafaa için sporcu gencliğe ne derece istinad ettiklerini görüyoruz. İstanbul gencliğine bu imkânı vermek üzere şu ilk temeli atıyoruz. Aslen sporcu olan bir milletin çocuklarısınız. Ecdadmız, zamanlarındaki sporların en yüksek mertebelerine erişmiş olduklaruıı ve vatana ne kadar lâyık bulunduklarını serhadlerde kıhc sallayarak, at koşturarak, ok atarak, rakib yenerek ispat etmişlerdir. Stadyomun tesisine Millî Şefimizin irşadlarından ilham alarak başladığunızı söylemistim. Stadyomun «İnönü» adile anılmasını hem kuruluşunda hâkim olan ilhamın en güzel ifadesi, hem de sporcu genclerimize daima enerji, hamle ve iman telkin edecek tükenmez kıymette bir kajnak olacaktır. Bunun için temelini atmak üzere toplandığımız bu stadyomun, adlarile anılmasma müsaadelerini kendilerinden şehir namma istirham ettik, lutfen kabul buyurduklarını tepsir etmekie bahtiyvarım. «İnönü stadının» temelini atarken burada bu yüksek emrin ilham ve feyzile yetişecek Cumhuriyet gencliğinin yükspk sporculuk kabiliyet ve inkişafını =elâmlarım. «İnönü stadı» nız hayırll olran gencler. Vnlinin nutkuna sporcular namma rmıkabele edilmiş ve stadın temelini biz7at Vaü Lutfi Kırdar atmıştır. Bundan sonra sporculara merasimle rvmkâfatları tevzi edilmiştir. ceği gibi, lâalettayin bir adam olmadığına inanmak da muvafık düşünüş sa, yılacak!... Şef bir an susuyor. gene boncuk gibi küçücük mavi gözlerini, karşıda bir noktaya dikerek bir saniye düşünüyor. Sonra, yaralının herhalde civardn bir semtte oturduğuna süphe yok. Meselâ Kadıköy Erenköy Bostancı gibi bir yerde.... Komiser gene hayret içindedir. Peki ama efendim. yaralının *i varda otıırduğuna nasıl karar verebili yorsunuz? Giyinişine bakarak karar veriyo rum. Eğer civarda oturmasaydı, caketsi ve şapkasız cıkamazdı. Sonbaharda in sanm keten bir gömlekle yolculuk ya pabilmesi için, derhal dönebileceği bı yerde ikamet etmekte bulunmuş ohna^ lâzımdır!... Saniyen üstünde para d= yok. Civarda oturmasaydı, yahud deniz aşırı bir yerden gelmiş bulunsaydı, mu. hakkak üstünde bir miktar para zuhur edecektil... Londra 19 (a.a.) Hava Nezaretinin tebliği: Namur'un batı şimal bölgesindo tayyarelerimiz cuma gecesi ilerleyen düşman kollarmın kullandıkları şose ve demiryolları üzerine taarruzlar yapmış lardır. Demir>'olu hasara uğratılmıştır Köprülere bombalar isabet ettirilmiştır Tayyarelerimiz, tayyare meydanlarını Cephelerdeki vaziyet bombardıman etmiş ve mühim yiyecek Paris 19 (a a.) Havas ajansı. a=keri kollannı kurşundan geçirmiştir. Muha harekâtın inki^afı hakkında saat 15 te rebe meydanı üzerinde şiddetli bir hava faaliyeti cerevan etmektedir. bildiriyor: Quise ile Landrecies arasında SamBergen üzerinde Blenheim tayyare bre Oise kanalının Sambre'da birleştiği ormanhk bölgede büyük bir muharebe cereyan etnıektedir. Berlin 19 (a.a.) D. N. B. ajansı haAlmanlar, bir çok tanklarla ve kuv vetli tayyare ve topçu kuvvetlerile hü harekât hakkında yaptığı bir tebliğde, Belçikadan çekilmekte olan kıtaatın yücum etmektedirler. kunü hafifletmek maksadile Fransanın Bu bölgede dün bütün gün devam nıerkezinden doğuşimale doğru Franederek akşam geç vakte kadar uzayan sız taarruzlarına ıntizar etmek icab etmuharebe, bu sabah şafakla beraber ay tığını bıldırmektedir. nı şiddetle tckrar başlamıştır. D. N. B., Alman Başlcumandanhğının Alman tabiyesi daima ayrudır. Bu ta böyle bir ıhtmali karşılamak üzere icab biye büyük tanklarla gedikler açmak ve eden tedbirleri almış olduğunu ilâve ebu gediklere bir çok piyade kuvvetleri diyor: sevketmekten ibarettir. Bugünkü resmî tebliğde. şimaldeki Tanklar, yelpaze şeklinde ilerleyere'î Alman kuvvetlerinin Brüksel'den garba Fransız kıfalarının cenahında ve hattı doğru ilerlemekte oldukları biHirilmekgerisinde gözjkmek suretile gediği ge tedir. Anvers'in bazı istihkâmları henüz nişletmeğe çalışır, Fransız kıtaatı da mukavemet etmektedir. Şurasım hatırdüşman kıskacmdan kurtulmak için yaiı lamak lâzımdır ki Anvers Umumî Harb lara çekibnek mecburiyetinde kalır. den sonra bir kat daha tahkim edilmiş Bir kaç gündenberi, Alman taarruzu kuvvetli bir istihkâmdır. bu suretle darbeler halinde ilerlemışti'Cenubda taarruz devam etmiştir. Fakat şurasını kaydetmek münasib oluv Montmedv'de Majino hattının en kuvki düşmanın bu ileri sıçrama darbeleri vetli istihkâmlarından biri ahnmıştır. kendisi için gittikçe müşkül ve elim bir Sambre ve Oise nehirleri geçilmiştir. şekil almakta, buna mukabil derhal ya Düşman Somme nehrine ve hatta daha pılan Fransız mukabil hücumları üze şimale kadar takib edilmiştir. Saint Quen rine tankların açtığı gediklerin geniş liği azalmaktadır. nia teşkil etmektedir. Bu mıntakada Şurasını da bilhasas kaydetmek icab Almanlar mnhtemel olarak SaintQueder ki, Alman ordusunun şimdiki iler entin'e doğru bir yol açmağa çahşmakIeyişile Belcikada ve Fransız Arden tadırlar. lerinde taarruzun ilk günleri zarfında Sedan bölgesinde Almanlar Meuse başardığı ilerlemeler arasında hiç bir nehri üzerindeJd taarruzlarının bida benzeyiş yoktur. yetinde yerisşmeğe muvaffak oldukları Alman karargâhı bildiriyor tin işgal edilmiştir. Alman tayyareleri evvelki günler zarfında olduğu gibi büyük muvaffakiyetler kazanmıştır. Düşman tayyareleri batı Almanyasmda ve batışimal sahili bölgesinde bazı şehirlere taarruz etmiş ve bu defa da askerî olmıyan hedefleri bümbalamıştır. Hamborg'un İngilizler tarafından bombardımanı esnasında bir düşman tayyaresi düşürülmüştür. Holandada Alman kıtaları halen Zeland adalarına hakim bulunmakta ve bu suretle şimdi Ren ve Escaud nehirlerinin munsablarını kontrol etmektedirler. Şimalî Norveçte Narvik müfrezeleri Alman tayyarelerinin yardımile mukavemetlerine devam ediyorlar. Berlin 19 (a.a.) D. N. B. ajansı bildiriyor: Salâhiyettar kaynaktan bildirildiğine göre. dün akşam Brüksel'in batıcenubundan tanklarla yapılan bir düşman hücumu püskürtülmüştür. Almanlar 20 tank tahrib etmişlerdir. A.D. s. J lar salâlıiyetli Fransız mahfillerinde yalanlanmaktadır: Yabıız hafif Alman müfrezelerinin Saint Quentin'e eriş tikleri tasrih ediliyor. Müteaddid Fransız mukabil hücumları devam halindedir. İngiliz tayyarelerinin muvaffakiyetli hücumları Londra 19 (a.a.) Hava Nezareti, İng'liz kuvvetlerinin dün akşam Hanovre, Hamburg ve Bremendeki depolarına hücum ettiklerini ve İngiliz avcılannın en S7 20 düşman tayyaresi düşürdüklerini bildirmektedir. Cenubî Belcikada İngiliz hava kuvvetleri düşman kollannı bombardıman ederek kıtaatı dağıtmış, köprülere bombalar isabet ettirmişlerdir. Bombardıman tayyareleri Fransada ve Belcikada harekâta devam ediyorlar. 9 Alman tayyaresi düşürüldü Fransızlann geri aldıklan yerler Paris 19 (Hususî) Rethel'in şimalinde bir çok şiddetli mevziî muharebeler cereyan 3frm'ştir. Bu küçük şehir istikametinde Almanlar neticesiz kalan bir harekete tevessül etmişlerdir. Fransız kıt'aları şiddetli mukabil hücumlar yaparak bazı mevzileri geri almışlar dır. Öncüleri +eskil eden Alman müfre zeleri Sambre ve Oise arasmdaki ka nala kadar batı şimal istikametine koyulmuşlardır. Bu kanal batakhk bir mmtaka üzerinden geçen derin bir mâ araziyi tedafüî şekilde organize etmek üzeredirler. İngiliz tayyarelerinin faaliyeti Londra 19 (a.a.) İngiliz bombardıman tayyareleri düşmanın münakale yollan ve üsleri üzerine yeniden muvaffakiyotli bombardımanlar yapmışlardır Düşman kıtaatına ve düşman tarafından işga! edilen bölgelerde hayatî merkezlcre güpegündüz hücumlar yapıl mıştır. Gece, düşmanın Belçikadaki şose ve demriyolları üzerinde ki irtibatlan şiddet le bombardıman edilmiştir. Geceleyin Londra 10 (a.a.) Hava Nezareti bildiriyor: 5 Horrican avcı tayyaresinden mürekkeb bir devriye bugünkü harekât esnasmda Brüksel yakininde 3 Alman HeinAlmanya üzerinde yapılan harekât gekel tayyaresini muhakkak olarak ve 6 niş bir bölgeye şamil olmuş ve bir çok tanesini de muhtemel olarak düşür askerî hedeflere büyük çapta bombalar müştür. isabet ettirilmiştir. Liege ve Namur hâlâ mukavemet Bu harekâta iştirak eden üç tayyare ediyor dönmemiştir. Londra 19 (a.a.) Londra radyosu İngiliz Başvekâletinde uzun saat 19 daki neşriyatmda Liege ve Nabir içtima mur kalelerinin sıkı bombardımanlara Londra 19 (a.a.) Millî Müdafaa Na rağmen hâlâ mukavemet etmekte olduzırile sefler bugün Başvekâlette 90 da ğunu bildirmektedir. Kalelerin civarı kika süıen bir toplantı yapmışlardır. Alman cesedlerile doludur. Müteakıben Lord Halifaks ve Greenv od, Churchill ile görüşmüşlerdir. Şişli Halkevinin gezisi Alman kıtaatı Saint Quentin'de Paris 19 (a.a.) Sambre Oise kanalı üzerindeki muharebe bütün gün devam etmiştir. Vaziyet müphemdir. Muhara belerin batıya uzandığı anlaşılmakta dır. Peronne'un sukutu hakkındaki şayiadunuzsa, emredin de şimdi bana getirsinler bir göreyim!.. Hay hay efendim. Komiser hemen odadan çık'yor. Esner gibi konuşan yüzü çiçek bozuğu adam o sırada, masanın önünde oturan doktora dönerek, On dakika kadar odaya kimsenin girmemesıni temin etmek kabil midir efendim diyor? Doktor başını sallayor. Hay hay!.. Zile basıyor. Gelen hademeye içeriy° kimseyi bırakmamasını emrediyor. O sırada şişman komiserin de, elinde bohça gibi bir şeyle kapıyı açarak içe.ı girdiğini görüyoruz. Taşıdığı bohça gibi şeyi gelio Cavid Beyin oturduğu koltuğun önüne bırakıyor. İşte diyor efendim, buyurun, hepsi bu!... Cinayet masası şefi, hemen oturduğu koltuktan kalkarak, dizlerini odanıı tahtaları üzerine koyuyor, yere çömeliyor. Ve sonra dikkatle komiserin ge. tirdiği bohça gibi şeyi açıyor: Üstü pıhtılaşmış kan lekelerile dolu Şişli Halkevi, dün Kâğıdhaneye bir gezinti tertib etmiştir. Halkevinirf Spo'. Temsil ve K'iycülük şubeleri mensub ları otobüsl^rle Kâğıdhaneye gitmişlerdir. Kâğıdhanede müteaddid müsabaka lar, eğlenceljr yapılmış, akşam geç vakte kadar güzel bir gün geçirilmiştir. beyaz keten bir gömlek kül rengi kilot bir pantalon bir çift siyah mat çizme mendil, çorab ve ince bir ten fanilâsile, beyaz kısa bir iç pantalo . nu!... Demek yaralının üzerinde bula bildiğiniz şe/ler hepsi bundan ibaret öyle mi? Evet. Evvelâ beyaz gömleği alıyor, eviri yor çeviriyor, dikkatle bakıyor. Hîfyatında ilk defa çizme görüyormuş gibi, küçücük gözlerini açarak bakıyor, paımağınm ucunu üstü toz dolu bu eski siyah çizmelerin üzerinde dolaştırıyor Sonra parrmğının toplanan, yağlanan ucunu, gözlerine doğru yaklaştırarak bakıyor.. Gene burnundan garib bir hu sesi çıkıyor. Ve en nihayet bohça. nın içindeki ten fanilâsınl, iç pantalonunu, mendilini de teker teker gözdei geçirdikten sonra, ellerini odanın beton döşemelerine dayayarak doğruluyor. Ge ne kanapenin üstüne oturuyor. Bir saniye düşünüyor, çenesini kaşıyor. Ve birdenbire başını kaldırarak önünde duran komisere dönüyor... Hâdise Küçükçamlıcanın ne tara Tayyare banbalarile tahrib edilen Brükselin bir caddesinde. fında olmuş diyor, biliyor musunuz? Tabiî efendim. Tam Küçükçam . lıca suyunun bulunduğu eteğin üstünde! ' Peki civara iyi baktınız mı?... Bir ağaca filân bağlanmış, yahud başıboç bir kösede otlamağa dalmış bir ata tesadüf eden kimse olmamış mı hiç?». Ata mı dediniz? Evet, bir binek atına!... Vallahi farkında değilim efendim1 Asıl farkında olacağınız şey bu idi!... Çünkü bu adam oraya bir atla gelmiş!... Heta atı da bir hayli koşturmuş!.« Komiser hayretle şefin yüzüne ba kıyor. Ayaklarmda çizme taşıdığı için mi atla geldiğine hükmediyorsunuz efen dim? Hayır. Herkes ayağmda çizme taşıyabilir. Fakjt çizmelerin üzerinde daha henüz bir atın kurumamış terleri olduğu için atla geldiğine hükmediyorum. Bakın!.. Parmağını uzatıyor. Hâlâ parmağımın ucu yağlı. Komiser susuyor. Sonra bu adam öyle zannettiğini^ gibi pek fakir, zavalh birisine de benzemiyor. Herhalde ikidebirde Avrupa y.a seyahat eden, ve yahud Avrupa/a seyahat edecek kadar paralı arkadaşlan olan bir adamdır! Nereden biliyorsunuz? Çünkü giydiği gömleği Paristei' almış da, ondan biliyorum!... Paristen mi almış? Paristen mi almış? Evet. Şef eğilerek, üzerinde benek benek kan lekeleri taşıyan gömleği yerdon kaldırıyor. Yakanın arkasını gösteriyor İşte diyor, Paris damgası vaı. O bür yazılar da, gömleği satan dükkâ nın fransızca yazılmış adresidir. Gömlek henüz pek eski olmadığına göre bu adam ya kendisi, yahud da kendisin.? gömleği getiren arkadaşı Avrupadan yeni gelmiştir?.... Maamafih bu gömleği bence, bizzat kendisinin almış olma. sı ihtimali daha kuvvetli!... Çünkü yalnız gömlek değil, bütün iç 'çamaşırlar da Avrupa malı!... Şu halde yaralının, Avrupanın herhangi bir şehrinden yeni gelmiş olmasına hükmetmek icab ede AŞK ve MACERA ROMANI No. İLK ve SON YAZAN: 54 ESAD MAHMUD KARAKURD Zaten öyle Dol bol cebleri yoktu ki çıksın efendim! Çünkü ceketsizdi. Yalnız pantalonu vardı. Pantalonunun da arka cebinde, bir mendılle bir pigara paketinden başka bir şey bulamadık!.. Nasıl ceketsizdi? Sırtında yakası açık, kollan tâ dirseklerine kadar sıvanmış, beyaz keten bir gömlek taşıyordu. Ayaklarır.da da külot bir pantalon vardı. O da pek yeni bir şey değildi. Çizmeleri de boyasızdı. Çizme mi giyiyordu? Evet. Peki, cebinde hiç para filân çıkmadi mı? Hayır. Beş para bulamadık! Bir sigara paketinden bahsedıyordunuz değil mi? Evet Kaçlıktı bu sigara paketi? Vaüahi farkında değilim pek efendim!.. Her halde kılık kıyafetine bakılacak olursa fakir bir adama benzeyordu. Cinayet masası şefi bir saniye düşünüyor. Yaralıdan çıkardığınız elbiseler nerede Nuri Bey diyor? Burada efendim, muhafaza altına aldık. Lutfen bu adamın üstünde ne bul [Arkası var]

Bu sayıdan diğer sayfalar: