19 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

19 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÎCUMHURİYET 19 Şufcat 1941 Serbest fikirler Konservatuarın Bır şiir dolayısile orkestra konseri Yazan: SADİ TEK HALİDE PİŞKİN T İ Y A T B O S Ü Bu gece (ÜSKÜDAR) da (BİZİM) sinemada ve yann gece KADKÖY" de (SÜKEYYA) da •i O K M A N Büyük kahkaha eseri K MARMARA da I « Nüstesna bir, proğram: RADYO Bugünkü progrrana \ 8,00 8,03 8,18 8,45 12,30 12.33 12.50 13,05 13,20 Program Haberler Muzik (Pl.) Yemek listesi Program Şarkılar Haberler Türküler Orkestra 18,30 Konuşma 18,45 Çocuk saati 19,15 Müzik 19,30 Haberler 19,45 Geçid faslı 20,15 Rad. gazetesi 20,45 Fasıl heyeti 21,10 Konuşma 21,25 Müzik (Pl.) 21,45 Bando 22,30 Haberler 22,45 Caz (Pl.) 23,30 Kapanış. Satfet TANMAN Nice akşam^r İstanbulun eşsiz renkler grupunu, kâh Eyüb sırtlarında, kâh Marmara açıklarında seyrederken üstadın «Bir Tepeden» adlı şiirini hatırlar ve kendi kendime tekrar ederdim: San'atkâr Vahdet Nuride muhtelif parçalar teganni edecek Saym Istanbul halkına İngiliz filmciliğinin harb içinde çevrilen son en büyük eseri: 2 yeni sinema harikası sunuyor: Rüya gibi bir akgam\ seyretmeğe geldin Çok benzediğin memleketin her tepesinde, Baktım, konuşurken daha bir kerre güzeldin. Istanbulu duydum daha bir kerre sesinde. Jrkm seni iklimine benzer yaratırken Kaç fethe kotan tuğlar ufuklarU yarışm\f, Ikbalini aksettirebilsin diye çehren Kaç Fatihin altm kanı mermerle karıştnış. Bu manzumeyi o kadar benimsemiştim ki son günierde Cumhuriyet gazetesinde ayni şiirın tekrar neşredildiğini gorünce sanki mahrem bir sırruna tecavüz edilmiş gıbi sarsıldım. Uzlet saatlerimin bir zenginliği sandım ki benden San'atkâr Vahdet Nuri alınıyor. Eserı bütün dolgunluğıle hısKonservatuvar ikinci orkestra konsetmiş, her mısraile ayrı ayn sarhoş olserini 25 şubatta Fransız tiyatrosunda muş, her mısraında asırlarca yaşamışverecektir. tım. Fakat ancak şimdi, onun güzelliğini Bu defaki konser Cemal Reşid taraherkesle yerubaştan paylaşırken, matbu lından idare edilecektir. sahife üzerinde ilk defa olarak ona tahOrkestra: Parcell, Bach, Mozart ve lilî bir nazarla baktım. Roussel'den parçalar çalacaktır. Bır güzelin tasviri midir? Yoksa beKonservatuvar, İstanbul halkınm raberce seyredilen bir akşamın hatırası yüksek musiki zevkine bir sürpriz omı? Dikkatle okunursa o, bütün bunla larak Viyanada tahsil etmiş ve orada rın hepsi olmakla beraber daha çok e Avrupamn dîğer şehirlerinde vergeniş bir vizyonun emsalsiz mahsulüdür. diği konserlerle tanınmış bir Türk Şair cçok benzediğin memleketin her san'atkârının da orkestra konserine iştepesinde» diyor. Böylece daha ilk mıs tirakini temin etmiştir. Bu san'atkâr ralarda şiirin havasını veren kadınla o mezo soprano: ruı doğuran toprak arasında bir müsaBayan Vahdet Nuridir. behet kurulduğu seziliyor. Bu müşabeOrkestra refakatinde: betin kudreti eserde en bariz unsur olaScarlatti rak başka başka şekillerde kendini gösMarcello teriyor. Mevzuu bahsolan kadından hiç Paisiello birşey bilmomekle beraber «baktım Scuhubert ve Brphms'dan muhtelif konuşurken daha bir kere güzeldin» melodiler teganni edecektir. mısraile onu dolgun sesli, yumuşak şiveli tam bir İstanbul güzeli olarak tahayyül edebiliyoruz. Fakat şair bu güzelliğe dalıp kalmıyor. Kaşlarını kemana, ağzını lâle benzetmiynr, o, bir insanın en öz unsuruna, benliğinin en sadık aynası olan sesine bağlanıyor: Istanbulu duydum daha bir kerre : sesinde. Kelimelerin sonralarını yuvarlayarak konuşan Istanbullunun şivesinde sanki eski kubbelerin aksi sadasıru, bütün mazisile uzaklarda dinlenen bir senfoni gibi ürperişler halinde duyuluyor. Sonra gene ayni atmosfere dönerek pek kuvvetü bir müşabehet sırrile kadında bütün bir ırkın sembolünü görüyor. «Irkm seni iklimine benzer yaratırken» mısraında üstadın ne kasdettiğini biliyoruz. Onda hergün lodosla poyraz arasmda değişen rüzgârımızdan, her saruye başka renk ve gölgelere bürünen bu Anadolu ile Avrupa arasındaki toprağımızdan birşeyler var. Tıpkı Boğaz sırtlarında biten otlar ve Beyazıd camii avlusunda üreyen güvercinler gibi bu kadın da bu toprağın tabiî bir mahsulü oluyor Ve bu toprağın kalabilmesi, iklimine benziyen bir edayı taşıması için asırlar boyunca dökülen kanı şair mubah addediyor. Pek kuvvetli plâstik bir tehayyülle asırların içinde olan tekâmülü eski bir fetih tablosurida hulâsa ederken de bütün bu cehdin sırrını gene kadının çizgilerinde arıyor: Kaç jetha kojan tuğlar ufuklarla İkbalini aksettirebilsin diye çehren Kaç iethe kofan tuğlar ufuklarla yarifmif. ' Bizi eoşkun bir ahenkle tarihe doğru sürükliyen bu Ü mısraın arkasından Ç eski cengâver cedlerin sert profillerini, erosalsiz abidelerin mermer »ütun ve süslerile karışmış buluyoruz. Ve böylece bir çehrenin çizgilerinde bir çehrin havasını ve hepsinin üstünde de bir ırk ve tarihi buluyoruz. Yarm akşam S A R A Y sinemasında I Sinemanın en güzel sesli arüstleri 1941 senesinin en büyük eseri: S MARİA GEBOTARİ GLAUDİO GROLLO ve Roma operasi orkestrası ve teganni heyetlerinin iştirakile Dumas'ın LADAM O KAMELYA'dan iktibas ve OPERAYA adapte edilen LA TRAVİATA FİLMİNDE EMSALSİZ BİR MUSİKİ FESTİVALİ Musikisi ruhlara can katan mükemmel bir şaheserdir. Yerlerinizi evvelden aldınnız. Sinema dünyasına daima ölmiyen eserler yaratan büyük Rejisör: M I C H A E L C O R T E Z Her filminde bir kahraman. her eserinde bir aslan olan KANLI BİRKIŞ ü DAVA GECESİ N SOPHİE STEWART I BARRY BORNES PİERRE BLANCHARD 18,00 Program 18,03 Caz (Pl.) • Nişan Eski vüzeradan Turhan Paşa hafidesi ve Üniversite fransızca profcsörü İbrahim Sayar kerimesi ve Üniversite Rektörü Cemil Bilselln baldızı Adile Sayar ile Manisa Maariî müdürü Bilâl Kutluğun nişan merasimi dünkü salı günü Rektö rün hanesinde, İstanbul Valisi Lut* fi Kırdar ve tarafeynin akraba larile güzide davetliler huzurunda icra edilmiştir. Gene nişanlılan kutlularız. AZÂK ve TURAN ' B U G Ü N matinelerden itibaren İstanbulun' 2 büvük sinemasında birden ERROLL FLYNN i!e Güzel JOAN BLONDELL'e Bir şaheser yarattırdı. MİLYONERLER BARI Dünyanm ilâhi güzeli ( M A D E L E İ N E C A B O L L ) Sevimli yıldız F K E D * M A C M U R E Y ' i n Yarattığı eşsiz bir eser, Paramunt Şirketine gurur veren bir sinema zaferidir. Milyonlarla hazırlanan bir luks... San'atla süslenen bır fantazi... Aşkla euzelleşen bir hayat romanı... Her 2 sinemada ilâve olarak San'atin liiks ve ihtişamla çerçevelenen en büyük mucizesi Acı bir kayıb İstanbul Yüksek Ticaret mektebl mutemedi Abdürrezzak Yelkenci vefat etmiştir. Cenazesi 19 şubat 941 saat 12,30 da Aksarayda Kemalpaşa caddesi Valide camii karşısında Ayşehanım apartımanmdan kaldırı 'arak Valide camiinde namaza kalındıktan sonra Edirnekapıda Şehidliğe detnolunacaktır. Yarm akşam L A L E de göreceksiniz F R A N S I Z C A L BAKİR ADAM Kadın tanımıyan, aşkın zevkini, günahın heyecanını tatmıyan bir jfencîn romanıdır. TURAN'da Kumarhane Şeytanı CİM HOLT STEFFİ DUNNA Büvük serıdizeşt filmi A Z A K'da Polis Avcı Taburu BOB LEVİNGSTON Konferanslar Eminönü Halkevinden: 1 20/2/941 perşembe günü saat 18 de Evimiz salonundi müze ve tarih şubemiz azasından Efdaleddin Tekiner tarafmdan (İstanbuldakl tarihi sivil mimarî eserleri) mevzuunda bir konferans verilecektir. 2 Türkiye San'at Mekceblerl Mezunları cemiyetinin se:i konferanslarmdan ikincisi 21/2/941 cuma günü s a ' t 18,30 da muallim Sab» ri Şükrü Bayındu* tarafmdan verilecektir. Mevzuu (Mekaniğin tatbik sahalari) dır. Her iki konferansa girlş serbest* tir. • Beşiktaş S U A D P A R K sinemasında " S ALEMDAR M I L L I 1 3 FÎLM BÎRDEN Umumî arzu üzerine birkaç gün daha gösterilecek olan: Büyük Türk Sairi FUZULİ'nin ölmez şaheseri LEYL ile NECNUN MÜNİR NUREDDİN MÜZEYYEN SENAR Büyük bir ilâve: Muazzam bir şaheser Nefis şarkılannı ilâhi seslerile söyliyen kıymetli san'atkârlanmu MİRNA LOY TYRONE POWER Yeryüzünün servet ve ihtişam cenneti: Hindin akıllar durduran debdebe ve ihtişamı. gözler ka mastıncı servetleri. İnsanlan tılısımlıyan binbir esran arasında çevrilen sinema dünyasının mutantan harikası: Gaib aranıyor Zevctm Cemal Ok bir aydanberi gaibdir. Kendisi nin nerede bulun duğunu gören varsa insaniyet namma adresime bildirmelerini rica ederim. Hatice Ok Heybeliada Uluç paşa sokak No. 27 ASK FIRTINASI HVJS1 (SOKAK ÇİÇEĞİ) NANETTE Filminde bu C U M A JENNY JUGO itibaren Aynca: 1 HİND RUYASI 2 (Nefis bir komedi), SENENIN EN NEFIS 3 FILM1 Afkl (Canl. ftmtari) akşamından ŞARK (Eski Ekler) SİNEMASINDA Şayanl hayret aşk tarihçesini nakledecektir. BU KADIN BENIMDIR T Ü R K Ç E I YENİ ESERLER ] ARABAGININ KIZI DUNYAŞKA Filminin son günlerinden istifade ediniz H SPENGER İPEK'de S Ö Z L Ü N Ü S H A S I TRAGY HEDDY O R İ J İ N A L DAHA BİRKAÇ GÜN GÖSTERİLECEKTİR. MELEK'de D İ L D E LAMARR YARIMAY Güzel bir tarzda çıkmağa başlayan bu aile ve genclik mecmuasmın 15 şubat sayısı da nefis tarzda basılmış kapak ve ayni dolgun münderecatla çıkmıştır Ercümend Ekremin (Tanburi Cemil) hakkında güzel bir müsahabesi, Halid Fahrinin (Takdis) isimli bir şiiri, Rusen Eşrefin eskiden yazılıp da unutulmuş (Sadâbad efsaneleri) adlı nefis bir yazısı, Bagıb Şevkınm (En güzel miras) adlı hikâyesi, İnönü ansiklopedisi hak kmda özlü bir müsahabe, Salâhaddin Güngör'ün (İstanbul içinde bir cami: İvas Efendi camii) adlı röportajı, İbrahim Hubinin (Bir gene karikatürist: Orhan Ural) adlı bir tetkik yazısı, romanlar, tarihî fıkralar, kaîem denenıeleri vesaire vesaire vardır. Bu 24 sahifelik dolgun mecmua her yerde 15 kuruştur. N Ü S H A S I Bugün ALKAZAR Sinemasında Matinelerden itibaren Mevsimin en büyük »aheserlerini her hafta üstüste sayın İstanbul halkına takdim ederek EN ÇOK RAĞBET GÖREN İSTANBULUN EN BÜYÜK 2 SİNEMASI Saffet TANMAN Sarkın en büyük yıldızlaruu memleketimize tanıtan TÜRKÇE SÖZLÜ | Okyanusun 1250 mil açığuıda ıssız bir adada Robenson ailesinin uğradığı tüyler ürpertici maceraların (Tüccar Horn) danberi henüz bir I eşi yapılmamış ve ondan daha mükemmel bir film. ROBENSON A D AS I Şehzadebaşı (3 FERAH BUGÜN MATİNELERDEN İTİBAREN ÇEMBERIİTAŞ Sinemasında. Telelon • 22513 Sinemasında. Telefon : 21359 1 DEANNA DURBİN FERAH BORİS MODERN KIZ), (100 ERKEĞE BİR KIZ), NE ŞEKER ŞEY), (İLK UYANIŞ) şaheserlerinden sonra In İlk çevlrdiği büyük aşk fllml ORHAN ÇAKIROĞLU Semih Lutfi Kitab Evi tarafından çıkarılmakta olan bu harikulâde meraklı ve heyecanlı polis serisinin 6 ncı kitabı bulıınan (Öldüren Kadın) renkli bir kapak içinde güzel bir şekilde çıktı. Her nunnarası ayn ve tam bir roman teşkil edcn bu macera dolu kitabı karilerimize tavsiye ederiz. Fiati.10 kuruştur. Bütün gazete bayilerinde ve kitabcılarda satılmaktadır. (TÜRKÇE) musavver H A R B havadisleri 2 P A R A M U N T LÛTFEN DİKKAT: L Û T F E N D İ K K A T : Mevsimin bu en büyük »aheserine ilâveten aynca: Halihanr harbin en heyecanlı safhalaruu ÖZEN FİLM ve Konferans Beyoğlu Halkevlnden: 1 20/2/941 perşembe günü saat 18 de Evimizln Tepebaşındaki merkez blnasında Prof. Kemal Emln Bara tarafmdan «İstanbulda tiyatro> mevzuunda mühlm bir konferans verilecektir. 2 Herkes gelebilir. Sinemada (D O K T O R Frankestayn) ın korkunc ve dehşet filmi Sabırsızlıkla beklenilen ÇENBERLİTA5 da BENDEN MES'UD KİM VAR? Hissi, Müzikal fevkalâde bir film. dostlarımdan birinin oğlunu çağırttım. O gelinceye kadar, ben, sihirbazın tarifi üzere, günlük, kişniş toru ve ateş hazırladım. Bu müddet zarfında, o da, ince uzun on tane kâğıda bir takım dualar yazıyordu. Çocuk gelince, sihirbaz, ateşe günlük attı ve ince uzun kâğıdlarJan birini üstüne bıraktı. Sonra, çocuğun sağ elini aldı, avcuna bir murabba çizdi, bir takım remiller yazdı. Murabbaın ortasına bir parça mürekkeb döktü. Sihirli ayna buymuş. Çocuğa, başmı kaldırmadan o mürekkebe bakmasını söyledi. Günlük dumanlan etrafa yayılmağa başladı. Sihirbaz, arabca bir şeyler mırıldamyordu. Bir aralık, duaya fasıla verdi ve çocuğa bir sual sordu. Bır şey görüyor musun? Çocuk Hayır, dedi. Fakat bir dakika sonra, titremeğe başladı: Yeri süpüren bir adam görüyorum. Şeyh: Süpürüp bitirince bana haber ver, dedi. Çocuk: Bitirdi Jıaberini verdi. Sihirbaz ,kimi görmek istediğimi sordu. Jeanne Marie Porhoet, diye cevab verdim. Sihirbaz, ateşe iki kâğıd daha attı, üzerine günlük serpti. Çocuk, anlatmağa başladı: (Arkası var) Beynelmilel büyük TENOR T İ T fl I I I W 6 1 0 A'lll W I I H III Ö l m e z bİT TAKSIM sineması Bu defa da: Sevimli artist 3 ASILAMAYAN ADAM KARLOF İ**İ • ! i. eser Tıbbî müsamere Haydarpaşa Askeri hastanesinin ikinci tıbbi müsameresi dün Baştabib Alb Dr. Zahid Tolunun relsli » ğinde toplanmıştır Dahiliye asls tam Dr. Ziya Göğem pnömonide ültraseptyl ve miri dilatasyonu, bevliye mütehassısı Dr. Sadeddin Tosun kadib sui şekilleri ve sünnet hatalan hakkında tebliğ yapmışlar ve hastalarjnı takdim etmişlerdir. Münakasaya Dr. Zahid Tolun, Dr. Raif Sirer, Dr. Salâhaddin Yakal, Dr Sadeddin Tosun, Dr Sedad Altuğ, Dr. Şükrü Ansay, Dr. Hamdi Ergene, Dr. İsmet Uluğ, Dr. Nurt Beger, Dr. Rüştü Bilge, Dr. Turgud Aktürk, Resad Ulug, Dr. Mustafa Atıl istirak etmişlerdir. EMINE RIZIK'ı takdim edecektir. İçtima! hayatın bütün acı sahnelerini (tösteren. iyi kalbliliği ve ve insanlığı tarif eden Türkçe sözlü şarkıl DOKTORUN A SK I filminde EMİNE RIZIK ile tanmmış artist SÜLEYMAN NEGİB'in muvaffakiyetlerini göreceksiniz. ÖNÜMÜZDEKİ CUMA GÜNÜ TAKSİM Sinemasında Vefat Eski denis rüştiyesi müdürü merhurn Ahmed Nafizin haremi ve İstanbul Mınraka Liman reisligi kontıolu Bay Rasih Balinin validesi Fatma Enver vefat etmiştir. Cena zesi, dün Sarıyer Yenimahall&sinde ki evinden kaldırılıp, Rumelihlsarı şehidligindeki aile makberesine defnedilmistir. Kendisinde, Şem'un bin Yuşa'ın bır e! yazısı bulunduğunu iddia ediyordu. Fakat o öldükten sonra, Jozef d'Avila isimli zengin bir Yahudi, onun dul kaYAZAN: rısına müracaat ederek, kızını kendi oğluna almağı teklif etmiş, mukabiSomerset Maugham ^ linde de o kıymetli el yazısını istemişti. Dul kadın, Zohar'ın, Moiz dö Leon tarafmdan tasarlanmış ve yazılmış olduğunu itiraf mecburiyetinde bakamıyorum. kaldı. Gene kız, çok çekingen olduğu için, Arthur gülmeğe başladı: bütün düşüncelerini açığa vuramıyor Sizin bu ipsiz, sapsız sözleriniz du. Haddo bütün gece aklından çıkmabeni öyle şaşırtıyor ki! Hiç belli et mıştı. Onun alaycı sesi, kulaklarında meden alay ediyorsunuz. çmiayordu. Onun o hain ve behimî ba Azizim, bu işte, benirf' de sizden kışları gözünün önüne geliyor, Haddo, fazla malumatım yok. habis bir ruh gibi, hep yoluna çıkıSusie: yordu. Galiba, dedi, Haddo'nun da büArthur: diği pek fazla değil. Onun için bizim Hurell'e mektub yazdım, dedi, cemerakımızı bu kadar tahrik ediyor. vabı uzamıyacaktır. Doktor cevab verdi: Margaret: Onun, sahtekâr mı, yoksa dediklerine hakikaten inanmış bir adam mı Bu baykuşa, nereden de tesadüf olduğunu bilmiyorum. Halbuki kendisi ettik ,diye haykırdı. ni oldukça iyi tanınm. Susie: Susie: Hepiniz budalasmız, diye muka Doğrusu, dedi, dün akşam o tavbele etti, bu adam beni alâkadar edişan ve beygir meselesinde bizi hayyor, kendisini çaya davet edeceğim.» rette bıraktı. Siz ne dersiniz Mösyö Büyük bir memnuniyetle gelirim. Burdon? Margaret, Haddo'nun kalın ve alaycı Arthur, can sıkmtısile eevab verdi: Hiç. Fakat, ilk görüşte anlıya sesini tanımış, bir sayha kopararak ona madığım her şeyi, fevkattabia te dönmüştü. Hepsi susup, kaldılar. Sihirlâkki etmem. bazm içeri girdiğini duymamışlardı. AMaraaret: caba. son söyledikleri sözleri isitmiş Bilmiyorum, bu adam beni niçin miydi? bu kadar korkutuyor, dedi. Yüzüne Aklını basuıa ilk toplayaa Susie ol Mhır Daz • 1 du. Haddo'ya hitaben: Siz nereden girdiniz? diye sordu. Kendini bilen bir sihirbaz, kapıdan giremez. Pencerenin önünde duruyordunuz, korkarsmız diye çekindim, bacadan girdim. Susie: Kolunuzda hâlâ is var, dedi, bari bir yeriniz yanmadı ya? Haddo, cekeüni elile süpürdü: Kat'iyyen; dedi, teşekkür ederim. Porhoet elini uzattı: Nereden gelmiş olursanız olun, hoş geldiniz. Arthur, Doktor Porhoet'e: Bu mevzulan mütaleaya sizi sevkeden sebebin ne olduğunu merak ediyorum, dedi, doktor sıfatile bu hurafelere ehemmiyet vermemeniz lâzım gelir. Doktor omuz silkti: FeLsefe bana şüpheyi öğretti. Fen ise, insanın hiçliğini öğretti. Medeniyet, büyük meselelerden hiç birisini halle muvaffak olamamıştır. Beşerin ancak ruhi hayatında bir nebze aydınUk var. O bile, şöyle böyle! Esas hakikatlerin, hiç şüphesiz, ebediyyen cahili kalacağız. Mademki bu hakikatlere eri ÇEV1REN: Hamdi Varoğlu şemiyoruz, hayalle uğraşmayı tercih ederim. Arthur: Fikrinizi tasvib edemiyeceğim, dedi. Porhoet, müstehzi bir ciddiyetle Arthur'e bakarak devam etti: Hem, bunlar hakikaten hayalden ibaret midir? Size hakikati söyleyeceğimi vadetsem, bana inanır mısınız? Elbette. Size. İskenderiyedeki maceralarımdan birini anlatmak isterim. Fennen izahını imkânsız gördüğüm bir şey. Bana bir şeyhten bahsetmişlerdi. Bu adam, sihirli bir aynada, kayıblan ve ölüleri gösterebiliyormuş. O esnada pek merak içindeydim. Haftalardanberi, ihtiyar annemden haber almamıştım. Sihirbazı getirttim. İri yarı, beyaz tenli, koyu kestane rengi sakallı, güzel bir adamdı. Fakirane giyinmişti, fakat, peygamber sülâlesinden olduğu için, başında yeşil sarık vardı. Sihirli aynanm sırrmı kim okuyabilir? diye sordum. Ya büluğa ermemiş bir erkek çocuk, ya bir zenci cariye, ya bir bakire, yahud gebe bir kadın, dedi. Hiç bir hileye mahal kalmaması için* Ş E HIR TİYATROSU TEPEBAŞI D R A M KISMINDA Bu akşam saat 20,30 da MEŞALELER Yazan: Henry Bataille Beyoğlu İstiklâl caddesi KOMEDİ KISMINDA Gündüz matine saat 14 te Cocuk Oyunu Bu akşam saat 20,30 da Beyoğlu H A L K sinemasında Matine 11 de gece 8 de İstanbulda ilk defa 1 KASIRGA KERVAN1 2 KADIN ve DENİZ KİRAUK ODALAR ***

Bu sayıdan diğer sayfalar: