2 Ekim 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

2 Ekim 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— mezunlarından Naime ve kimya — muallimliğine de Aliye Hanmnlar — yaziyeye, Avıfı Beyler fizik mu- | Ruamlâ mücadele başladı Hastalıklı hayvanlarını saklıyanlar ceza görecek Ruam hastalığı ile mücadele, dünden itibaren başlamıştır. Şeh- rin birçok yerlerinde ruam müca- dele istasyonları açılmıştır. Bu is- tasyonlardaki memurlar mıntaka- larında dolaşarak hayvanları mu- ayene edeceklerdir. Memurlar tarafından görülen hastalıklı hay- vanlar hanği mıntakada bulunur - sa o mıntakanın istasyon memur- luğu tarafından Fatihteki hayvan hastanesine bildirilecek ve hasta- nenin nakil vasıtaları ile hastane- ye taşmacaktır. Dündenberi Kasımpaşa, Edir - nekapı ve Şehremini semtlerinde üç hayvanda hastalık bulunmuş, bunlar hastaneye teslim olunmuş- lardır. Hayvanı hasta olduğu halde, mücadele istasyonlarına malümat vermiyenler hakkında şiddetli ta- kibat yapılacaktır. Hayvan hasta- | nesine yatırılan — hayvanlara çok | iyi bakılmaktadır. Bundan maada Mevlevihane kapısında mandra - nn birinde üç dört hastalıklı hay- | vanın bulunduğu haber — alınmış- | tır. Bu haberi alan Şehremini mü - cadele istasyonu derhal faaliyete geçerek iki hasta hayvan bulmuş- tur. Hayvanlar hastaneye yatırıl- amıştır. Hayvanlar iyileşmezse öl - “dürülecek ve sahiplerine tazminat verilecektir. Ruam mücadelesi bü- tün Türkiyede başlamıştır. Teşri- nisani nihayetine kadar bütün tek tırnaklı hayvanlar muayeneden geçirilmiş bulunacaktır. Ruamla mücadele neticesinde çok faydalar- temin edilecektir. Memlekette ruam hastalığının önü almacağı gibi bu hastalık dolayı - siyle yapılamıyan hayvan ihracı da çok artacaktır. Maarif Cemiyeti- nin faaliyeti (Baş Mrafr 1 incide) avallimliğinp Muhtar Şevket, ri- allimliğine üniversitenin bu sene | | iki ayrı mesele bulunuyor. tayin edilmişlerdir. Fransttca mu- — allimliği için de Matmazel Liza getirilmiştir. Dörtyol ticaret odasının dilekleri . Ankara, 2 (Telefonla) — Dört- — yol Ticaret Odası namma bir he - yet dün şehrimize gelmiş, navlun — we ambalâj meseleleri hakkında Dörtyol Ticaret Odasının temen- “nilerini havi mazbatayı Türk ofi- 46 vermiştir. Belediye seçimi münase- betiyle merasim ve temsil * Halkevinden: © * ' İstanbul umumi meclisine aza #öçimi münasebetiyle: | 1—A4Birinci teşrin 934 — per- mbe günü akşamı saat 20,30 da #indeki (quılııhıııı) bir temsil. Bi Z—BBııiuıtqrıııSMpuu— ıııı.uııq.mı-ı (20,30) da “ni merkez idare memurluğundan ter gün alabilirler. - HABER — A Almanyada' Mark kıymetinin indiril- mesi Sarda Almanya aley hinde hava mı uyandırır? Almanyada yeni bir - iktısadi vaziyet hâsıl olmuş ve Sar mese - lesinden sonra bunun da her hal- de halline baş vurmak kararlaş - mıştır. Almanya şu dakikada — gergin bir iktısadi buhran içinde bulunu- yor. İhracatı azalan - sanayiciler, Alman markının kıymetini düşür- mek suretiyle bünun önüne geç - mek istiyorlar. Alman markını düşürmek için, Nazi liderleri Reisicümhur ve Baş vekil Hitlere devamlı tavsiyelerde bulunmaktadırlar. Fakat bu iş, her halde Sar me- selesi reyikma konduktan sonra halledilecektir. Alman parası şim- di düşerse, bunun Sar mımtakasım- da Almanya aleyhine daha çok cereyan uyandıracağı ve Alman taraftarlarının emniyeti zail ola - cağını tahmin etmektedirler. Fakat vaziyet gittikçe ehem - miyet kespetmektedir. Bir an evvel alımması lâzımge- len bu tedbire, iktısat nazırı ve Rayşbank direktörü doktor Şaht kat'iyyen muarızdır. Bu takdirde Sar mıntakasmın, Almanyaya mt, Fransaya mı, yoksa - şimdiki gibi cemiyeti akavm idaresine mi terkedileceği hakkında, Sar aha - m PCI'III Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı Çitimanın asıl karılarının su - ratları asılmış, dudaklarına takılı halkalar çenelerine düşmüştü; Çi- tima: — Bu geceki âyin için bir esir seçiniz, diye bağırdı. Karılarımdan biri Aşitayı gör- terdi: , — İşte, dedi. — Hayır, onu kurban veremem. Bu, harbin en kıymetli hediyesini kendime zevce diye ayırdım. Baş- kasını bulunuz. Siyah derililerin uğultusu ayu - ka varıyordu. Birbiriyle konuşanlarn, ortada hiç bir şey yokken zıplıyanların e- sirler arasında en dolgun, en gös- terişlisini seçmek hususundaki mü nakaşaların haddi hesabı yoktu. Tam bu sırada kalabalığı ya « ngilteredeki kaza!l (Bağ tarafı 1 incide) ların, vagonlarda ezilenlerin inil- tisi uzun bir mesafeden işitilmiş- tir. Kazaya uğrryanların bir kısmı lisinin reyine müracaat günü olan kânunusani başlangıcma — kadar, iktısat nazırı İle markın krymetini düşürmek istiyen Nazi liderleri - nin arası açılmamasma fevkalâde ; dikkat edilmekte olduğunu İngi - lizce “Deyli Herald,, gazetesi bi dirmektedir. Odun ve kömür (Baş tarafı 1 incide) Diğer taraftan maruf birkaç depo sahibi ile de görüştük. Odun | deposu sahiplerinden Ali Haydar | Bey dedi ki: “——.Biriki gazetenin yazdığı gibi odunun çekisi dört liraya, kö- mürün kilosu 6 kuruşa çıkmamış- tır. Kuru odunun kilosunu eve tes- lim şartiyle üç liraya satıyorum. Kömürün kilosu da üç kuruştur. Küçük esnafın, mahalle bakkal - larmın odun ve kömür - fiatlarını yükseltmiş olmaları muhtemeldir. Çünkü bunlar, kilo kilo ekseriyet- 1& veresiye verdikleri için fakir ta- baka halk odun ve kömürü paha - İrya almaktadır.,, Gene Kadıköyünde odun depo- su sahiplerinden Ekrem Muhtar ıeaıınâolmnııtw Kömür de üç kuruşa satılıyor. Geçen seneye nuırınfııtludıkı fark ancak beş, on kuruştur. Öyle yazıldığı gibi odunun çekisi, 400 kuruşa çık mamıştır. Eğer fiatı şurada bura - 'da piyasa harici yükseltenler var- sa onları kontrol etmek - lâzım - dır.,, Belediye veis muavini Hâmit Beyle de görüştük. Hâmit bey de | ( dodıln “— Biz w..ı.hnıı.- murlarımıza odunun çekisini 290 kuruştan veriyoruz. Hem de tak - sitle ve iyi odun.. Hariçte de odun 300 kuruştur. Bundan fazlaya sa- tıldığı bize ihbar edilirse hemen kanuni takibat yaparız. sonradan ölmüş, çoğu da — sakat kalmışlardır. $ute Tren Kazasında sıkışıp Kalan birçok diğerlerinin kurtarılması « na hâlâ devam edilmektedir. Bü - yük bir itina ile vagonlar yerle - rinden kaldırılmakta, kazazede - ler çıkarılmaktadır. - - Yaralananlar arasında birçok kadmn ve çocuk vardır. 'Tren civarı, bir ara, bir Hasta koğuşu halini almıştır. Böylece İngilterede üç Hafta içersinde iki mühim tren kazası olmuş bulunuyor. Eylülün altısmda, iki yolcu treni Glaskovda çarpışmıştı. Do - kuz kişi ölmüş, otuz kişi yaralan- mıştır. B Fri gösterecek tam rapor on beş güne kadar neşredilecektir. Yaralananlardan bir Kısmı bâ- lâ hastanede yatmaktadırlar. Bir miras meselesi (Baş tarafı 1 incide) müteessir olmakla beraber bu pa- ranın gelmesini Allahım bir lütfu gibi telâkki ettim, Fakat aradan | / tam üç af geçti. Mütemadiyen pat rikaneye gidip paramı İstiyorum. Henüz gelmedi diye beni atlatıryor lar. Halbuki ben paramın geldiği- ni duydum, biliyorum. İşim! takip edecek kimsem yok, Patrikane be- nim açlıktan ölmemi ve parama konmayı istiyor. Bu sözlerimi neş- retmenizi rica ederim, Belki tesiri olur da bana paramrı verirler; Ben de sefaletten kurtulurum. ay evvel bize müracaat ederek kar deşinin öldüğünü söylemiş ve mi- rasını almak için tavassutumuzu rTica etmişti. Biz. de Amerikaya ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU; YÜNKUÇERRRRUCUKURU N ER KA MEKERCE DA KENERERECENE YUT NN KN KNN UNUN ASCEE LN YECUKSERA K LAA dSaRA ı,, z yerı” rarak, harpten yeni dönen Çiti - Tefrika No. 49 manın yanına Abdulfaki ilerliyor. gee du. Ayni zamanda kolundan tu- tarak Blanşı sürüklüyordu. Vahşiler bir fırtına gibi sürük- lenip ilerliyen bu reisin misafirine yol açtılar. Çitima, Abdül Fakiyi genç, gü- | zel ve beyaz bir kızla beraber gö- rünce, şaşaladı; bu hiç beklemedi- ği hâdise karşısında ne söyliyece- ğini bilemiyordu. — Bu genç kız kimdi? Abdülfaki bunu nereden bulmuştu. Gerçi kendisi daha savaştan ye- ni dönmüştü. Bu zaman zarfında köyde olup bitenden haberi yoktu, daha kimse kendisine bir şey söy- Tememişti. Abdül Fakinin telâşlı hali, Gato kadar kuvvetli ve düzgün konuşa- Yunan takımı (Baş tarafı 1 incide) Vali ve belediye reisi Muhittin bey debinayı bu müsabaka için wermeyi, ancak izdiham vukuun - da en ufak bir tahribat bile yapıl- maması gibi çok ağır şartlar dahi- linde vermeğe razı olmuştur. Biz- zat vali ve belediye reisinin inti - hap edeceği adamlar tarafından | 4, kapılarda çok sıkı bir kontrol ya - prlacak ve en küçük bir karışıklı- ğa bile meydan verilmiyecektir. Tiyatroda ancak sekiz yüz ki- şilik yer vardır. Bu yüzden davet- Kler haddi asgariye indirilmiş ve bütün yerler bilâistisna numaralı yaprlmıştır. Paradi (50) kuruş, ilk ön dört sıradan gayri diğer bütün yerler (100) er kuruştur. Karışıklığın önünü alabilmek için bilet - satışı perşembe günü sabahı saat 10 da başlıyacaktır. İstiyenler, perşembe gününden itibaren, diğer günler için de nu- maralı biletlerini tedarik edebile- ceklerdir. Tiyatro dolar dolmaz bilet sa- tışı da nihayet bulacaktır. Sinemalar kapandı (Baş tarafı 1 incide) Ankaraya müracaat etmişler, fa- kat oradan da “Vali Beye müra- caat edin,, cevabmır almışlardır. sinema daireleri açılmış ve sine- malar da oyunlarma başlamıştır. '.'.hu' L W x Görülüyor ki iki tarafm sözleri birbirini tutmamaktadır. Mesrup Sukayan Efendinin iddiası doğru olduğu takdirde pa- rasmı vermesi icap ederdi. Biz Patrikanenin böyle zavallı bir ih- tiyarın parasına göz koyacağına yazdık, Fakat daha henüz bir ce- | ihtimal vermiyoruz, Yazan: | Rıza Şekip madığı Dinga lisanını diline dola- mıştı Müşkülâtla: — Reis, sana dünyada — eşi az bulunur bir hediye getiriyorum. diyebildi. Reis: — Bunu nerden buldun Abdul- faki, diye sordu. — Günlerdenberi, bunun peşin- deyim, Çitima, Gecemi, gündüzü- me kattım ve evvelce elimdn ka- çırdığım bu avr, tekrar yakalamı- ya muvaffak oldum, dedi. Sonra: — Bu hediyeme mukabil, bize vereceğin esirlerin adedini arttı - rTacağını umarım.. Çitima Abdulfakiye cevap ve « recek halde değildi. Önüne bakan bu ıslak gözlü beyaz güzelin kar« şısında dili tutulmuşa dönmüştü. Abdulfaki, bu dakikada iste - seydi, Şilok esirlerinin hemen hep sini ele geçirebilirdi. Abdulfakı, Çitima zayıflığını onun fır fir dö- men ve açılan gözlerinden okuyor. Bu zamanm en kaçırılmaz bir fırsat olduğunu anlamıştı. Blanş- la, Çitimanın arasına girerek: — Evvelâ pıınlıiı yapalım re- is.. dedı — Ne istiyorsun? — Yüz esir.. — Gatonun payı da buna dahil mi? — Hayır.. Ben yalnız kendi hakkımı istiyorum. Bu beyaz ka - dmı yakalamakta onun en küçük bir hizmeti bile geçmedi. — Fakat, Gato da benden esir istiyecektir. — Onu zaten verecektiniz.. başka, o başka.. — Çitima istediği kadar esir vere- bilirdi. Sığır isteseydi buna imkân yoktu. Bir beyaz kadımı bir sığıra bile değişmezdi. Neden sonra: — Peki, dedi, istediğin esirleri, esirlerim arasından seçebilirsin.. Abdül Fakinin ağzı kulaklarına varıyordu. Kimbilir Gato fil avımdan — dö- nüşünde ne kadar sevinecek — ve Abdulfakinin esirlerine de sahip Fakat o, plânmı daka şimdiden bulunuyordu. — Artık hazırlamış Gatodan ayrı, iş yapacak kadar bir sermayeye sahip — bulunuyor demekti. (Devamı var) — —O — Doktor - Öperatör axa Ahmet ÂAsım Doğum ve kadın hastalıkları mütebhassısı Doktor - Operatör Hfet Naim H. f hastalıkları mütehassısı Muayene saatları: 10-12 Ortaköy Şifa yurda. 15-18 Beyoğlu İstiklal cad. 19 O Telefon ; 42201 ve 46901 e aai C ee

Bu sayıdan diğer sayfalar: