9 Kasım 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

9 Kasım 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÜrerE TTTT ÇA Y e Spor idarecileri ve spor muharrirleri hakkında.. Spor, kol, bacak, ense ve ciğer kadar kafa ve asabı terbiye eden bir meçgıledır ve bence asıl fay- dası, bu ikinci, ruha ait deılı | topluluğundadır. Kafasının dikine giden bir a- damı spor yapmaktan — kimseler - menedemez. Fakat kafasının di- kine giden, hislerinin oyuncağı o- lan bir sporcuya, bir idareciye u- mumi meydanlarda ve klüplerin başında yer v« ilemez. Antremanlarında 190 1 aşan bir sporcu resmi bir müsabakada 150 de üç kere çıta düşürürse mü- sabaka harici addedilir. Bu a- dam istediği kadar (Yahu! Ben klübün bahçesinde 190 « ferah ferah aşıyordum. Şimdi - tersli- ğim tuttu. Müsande buyurun) de- sin ve istediği kadar atlayıp, zıp- lasın. Boştur. Futbolda maruf bir oyuncu, hiddetlenip ötekine berikine tek- meatmağa, dirsek vurmağa kal- karsa “ İyi çalım yapıyor, vaktiy- le bir kaç gol çıkardı, halen en kıymetli, takımın en kıymetli ©- yuncusu bulunuyor,, diye hakem- ler bu densizliklerine göz yum- mazlar, nizamsız iş yaptığından | ötürü sahadan dışarıya - çıkarır- lar. Fakat bu münasebetsizlikleri satır satır ve karar karar - icra e- den müharrirlerle idarecilere ne diyclim? Futbolde 11 oyuncunun gaye- si tektir: Karşılarındaki: takımı . yenmek. Bunun âçin - müdafiler |ıtıııi_!üoılıınmdhınlı- kaleleri sıkıştırdı mı, beşeri gay- -| retlerinin en sonunu sarfederler. Muhacimler karşı taraf- kalesine yaklaştılar mı şütlerini bombalar | gibi var kuvvetiyle — savururlar. Fakat ortada bir ağzı, . düdüklü | hakem denilen zât vardır. Top durmaz, kimsenin yaptığı oyuna müdahale etmez. Aşağı yukarı koşar, Bu zat sırasında düdüğü- nü öttürdü mü şüt atacak müha- cimden hücumu defedecek müda- fie kâdar 'ortadaki 22 ateşli deli- kanlı oldukları yerde dururlar. Mühacimin türlü gayretleriyle hasım kalesine indirdiği top, ha- kemin bir işaretiyle serbestçe ge- riye iade olunur. Müdafiin yırtı- et mahleleri penaltı veya frikik cezaları: karşısında — sükünetle seyirci kalır. İşte bu ruhi ve adale müdafaa ve hücumunun birdenbire duruşu asıl futbolün, çalım yapmak, kuv- vetli şüt atmak, yerinde müda - hale etmek, iyi pas alıp vermek | kadar belki bunlardan daha zi- yade asıl maddevidir. | — yi bir spor terbiyesi ve kuv- vetli bir irade işinin miyarıdır. Spor böylece fizik — kuvvetle- rimiz gibi, manevi kuvvetlerimi- zi de törpüleyip bizi tam kuvvetli adam yaparken, sporun ister ida- resi, ister edebiyatiyle uğraşmak- ta olsunlar yazıcılığını ve idare- | ciliğini yapanlar da bu kabil ru- hi faydalarından — hisse almak | mecburiyetindedirler, kanaatin- deyim. Taraftarı veya azası olduğu- muz klübü tutmak ne kadar hak- kımızsa bütün — hatalarına rağ- men (Taraftarıyız) diye hatalıyı Mazür görmek © kadar haksız tarafimızdır. Karilerini hiçe sayan bazı ya- zıcılarla efkânı — umumiyeye o- | pıldı. | sabah gazetesi de oraya spor mu- | diye sayıfalarma geçirdi. muz silken bazı klüp idarecileri- nin kırdıkları potlara taptaze va- kalara istinaden işaret ederek bu kötü huyların bizde ne kadar lâ- ubali bir şekilde yerleşmiş oldu- ğunu göstermek iştiyorum : Beşiktaşlı Şerefin ailesine ve çocuklarına yardım için İstanbu- Tun üç değerli klübü arasında bir | turnuva yapılması tekarrür etmiş- ti İlk maçı Fener — Calatasaray oynadı. geçti. Galatasaray mağlüp oldu. İkinci mücadele Fenerle Beişktaş arasında ve Fener stadında ya- Diğer arkadaşları gibi bir | harririni gönderdi ve — bir sürü dedikoduyu maça ait teferruat Organizasyona ait şikâyetin ne kadar lüzumsuz olduğunu ay- ni gazetenin iki gün sonraki sayı- sında gene şikâyetçinin kalemin- den dinledik. Hakeme ait itirazlar ve müna- kaşalar ise bir spor muharririnin | değil yazısına hatta ağzına almı- yacağı bir haysiyetsizliktir. . Futbolümüz tedenni ediyor. Bu feryat her maçtan sonra bir paro- la gibi tekrar etmekten bıkmadı- ğımız tek cümledir. Hakem tarafından oyundan çı- karılan bir takım kaptanı eski bir sporcunun çocuklarına — yardım | Vaka Taksim stadında | için yapılan bir maçta bütün takı- mı beraber sahadan çıkarmağa rında bu hal taraftarlık gayre- tiyle bir hak ve iyi hareket gibi | müdafaa edilmek istenirse, fut- bolümüzdeki hercümercin mana- sı kendi kendine anlaşılmış ©- lar. Hakem tarafından oyundan çıkarılırken takımını da beraber sürükliyen bir takım kaptanına - | haklı bulamayız ve ayni asabiye- Jer göster | remeyiz. —%;(3121"1! mı TA| 15-- 20 dakika dert anlatamıyan ve maç başlamadan evel hakeme *“Bu maçı , idareden vazgeç, çün- kü sen falan klübe mensupsun!,, gibi teklifler yapan idarecilerin de bu hercümerçte şerefli hissele- ri vardır. Cemiyet hayatının en büyük düş- maniı, dedikodu ve başa geçmek ihtirasıdır. Tesiri altında - kalı- vermeğe müsait olanlarla doy - maz ihtiras sahibi olanları içine karışmaktan menedemiyen teşek- küllerin efkârı umumiye karşısın- da böyle sempati kaybetmeleri memleketimizde sık sık görülen ahvaldendir. Şilt maçlarında “Beşiktaş klü- | bü iştirak etmiyecek,, dedikten sonra çocukları — soyunmuş bir halde ve son dakikada bir - mo- | törle Kadıköyüne geçirip Fene- rin karşısına çıkarmaları sporcu- luğa ve spor idareciliğine ne ka- dar doğru değilse bir takım kap- tanının — ister haklı, ister hak- sız — tecziye edildiği için, ba- | husus eski bir sporcunun çocuk- ları menfaatine yapılan bir maç- ta binlerce kişinin önünde takı- mını sahayı terke davet ettiği sı- rada bir idarecinin de işe karışıp (Biz bu maçı zaten lütfen olsun diye kabul ettik) diye bir nüma- yiş yapmağa kalkışması ©o kadar | doğru olmıyan işlerdendir. Fut - bolde hata âsap meselesidir. O- | yunun aldığı şekil oyuncular gibi hakemi de sinirlendirebilir. Bu bir Hll!l - Ik.ını P stası Amerikalılar, Avrupada biraz şöhret bulan artistleri, bilhassa sinema artiştlerini bol paralı mukavelelerle — memleketlerine çekerler.. Bu arada sahne veya sinema ile alâkası bulunmayan fakat her hangi bir vesile ile i- simleri tanınan güzel kadınları da “yıldız,, yapmak üzere çağı- | rirlar., Bu sefer de bir güzellik kraliçesini, “Belçikanın en güzel sarışını,, müsabakasında kaza - nan Matmazel Helen Vandru - mu Amerikaya çağırmışlardır. Resimde dahi görüyorsunuz. anlık his aldanmasına her insan düşebilir. Fakat dürüst bir muha - keme ile, sağlam bir tahlille de - vam edip nihayetlenmesi lâzım bir makalede ayni asabiyeti sade — , tarafgirliği düşünerek tin tesirinde bıçl(ı ba;kı tahlil- | malüm takımlarını işte yazıyo - rum) diye başlıyarak bu suretle Beşiktaş klübünün Hüsnü, Ha- yati, Nâzımdan mahrum takımı- nı tam takım gibi — göstermeğe çalışan spor muharriri arkadaş bu yazısiyle bir eksikliğin hakika- tini neden saklamağa lüzum gös- termiştir? Gene ayni arkadaş (Fikretin arkasından takim sahayı terket- ti) diye tek bir adamın ani asa- biyeti neticesinde işlediği mana- sız hataya Fenerin diğer 10 spor- cusunu teşrik etmekte ne gibi bir fayda ummuştur? Bahsettiğim gazetenin dave- tiye gönderilmiş fakat daveti - yesini almağı ihmal etmiş fotoğ- rafçısının kapıda uğradığı müş- külâtı onun ihmaline atfetmeyip vazifelerini ifa edenlere yükleme- ği ve bu sırada bir takım itham- lar sıralamağı düşünen ayni mu- harrir arkadaş (biz bu maçları ilân ettik bir-daha telefonlar ve- ya sair surette reklâm rica eder- lerse hava alırlar) cümlesiyle sa- de kendisinin değil, mensup ol- duğu gazetenin de civanmertli - ğini böyle mini mini ve nihayet çok hasis bir meblâğ mukabilin- de ne için şüpheye — düşürmüş oluyor? Bu üç istihfamım cevabı şuu - ra ve hakikate meydan okuyan tarafgirliktedir. erlBa 'i iş Futbolumuzdaki — tedennide, körü köürüne taraftarlık eden - | lerle fena idarecilerin de payları | vardır. Muharrirler l:ılaıılwmı ida - reciler, ihtiraslarını itidalle kul - Tanmadıkça spor hayatımız düş - tüğü — yerden kalkamıyacaktır zannındayım. Kemal Tahir | tır, Fakat Madam San Jen herşeyi | ca her şeyi unutur ve Madam San uuu 9 Ikinci teşrin e Şehır Tiyatrosunda Madam San Jen piyesi: Şehir Tıyıhoıunun dram kısmı nihayet ikinci oyununu da verdi: Madam San Jen, Eser bundan kırk sene evvel Viktorien Sardou ile Emile Mo- reau tarafından müştereken yazıl- mış bir komedidir. Daha doğrusu komedi değildir de komedileştiril- meğe çalışılmıştır. Esas itibarile mevzu, bir komedi mevzuundan ziyade tahlili bir eser mevzuuna yakındır. Muharrirleri her neden - se fazla tahlile girişmek — isteme- mişler ve işi hafif bir komedi ha- vası içinde cereyan ettirmişlerdir. Madam San Jen hakkındaki hüküm kısa bir kelime ile ifade e- dilmek istenirse en muvafık tâbir olarak “insanı sıkmıyan,, bir eser diyebiliriz. Şehir Tiyatrosunun artistlerin- deki umum? canlılık ta buna ilâve edilirse “insanı sürükliyen,, bir e - ser tâbirini de kullanabiliriz. Madam San Jen Fransız İhtilâli esnasında çamaşırcılık yapan bir ihtilâlci kadındır. Napolyon Bo - napart İmparator olduktan sonra kocası olan Löfebri Mareşal ve Madam San Jeni de düşes yapmış açıkça söyliyen ve asilzadelerin yapmacık tavırlarını taklit ede- miyen bir kadın olduğundan Na- polyonun sarayında istihzalara hedef olmaktadır. Bilhassa Napol- yonun kız kardeşleri kedisini kat'- iyyen çekemiyorlar veher — vesile ile Napolyona şikâyet ediyorlar. | Az zamanda Mareşal olduğ Ö- %ıı ;uoteler demütemadiyen n sahte aristokrasi ile alay ettik: lerinden Napolyon daha fazla ta- hammül edemiyor ve Mareşal Löfebr'e, karısını boşamasını em- rediyor. Fakat Löfebr karısını seven mert bir adamdır, bunu kabul et- mez, Karisı ise, potlar - kırmakta devam etmektedir. Nitekim gene bir kabul resminde Napolyonun kız kardeşlerile bir takım — diğer Düşesleri ve Kontesleri fena halde tahkir eder. Nihayet Napolyon da- ha fazla tahammül edamez ve Dü- şes dö Danzik —Madam San Jen— i bizzat çağırtır. Fakat Ma- | dam San Jen'in sözleri ve - ihtilâl | muharebesinde — kahramanlıkları hattâ kendisinin — bile eskiden ondan gördüğü iyilikleri anlayın - Jen'i takdir eder. Diğer taraftan Madam San Jen ve kocası dö Nepper isminde bir Avusturyalı asilzadeyi tâ ihti- | lâl zamanından beri tanımakta- dırlar. Kendisinin bir münasebet - le hayatını kurtarmışlardır. Dö Nepper Napolyonun sarayında İm paratoriçenin muhafızıdır. Napol- yon kendisini sevmediği için mem leket'ne göndermeğe karar vermiş tir. Halbuki son akşam dö Nepper | gizli bir aşkla sevdiği İmparatori- çeden bir emir almak için” gizlice | saraya girerken İmparator tarafın dan yakalanır. Napolyon kendisi- ni karısının âşıkı zannettiğinden fena halde hiddetlenir. Dö Nep- per de Napolyona karşı kılıcını çe ker. — Napolyon da dö Nepperin hal kurşuna dizilmesini Löfebr'e emreder, Düşesle gene eski ihtilâlciler - den ve saray adamlarından olup Zapliye Nazırı olmak istiyen Fu - şe, dö Nepper'i kurtarmak isterler ve Fuşe bir fırsat bulup dö Nep- | /“lerinde en fazla nazarı dikl per'i kaçırır. Bu esnada N da bir vesile ile karısınım men masum olduğunu ani” # O da Nepper'i affeder. ?.’ tik vakit geçmiştir. Bu dar kendisinin kurşuna lâzım gelmektedir. Nıpol reşal ve Düşes meyus bir VF" iken Fuşe imdada ye(içd'k v per'in kurtulmuş olduğunü * ve bu hareketi hoşa - gitlii” Zaptiye Nazırı olur. y Piyesin bütün yükü Mi Jen rolünü yapan Neyiri | nrma yüklenmişti. Neyinldkl mnrm bu rolü hakkile bııl—? büyük bir muvaffakıyet " mıştır. Bu suretle Neyire ’ sahneden çekildiği takdirde © romurda bırakacağı boqlul. iyyen doldumlımıyıcığml | etmiştir. İ Fuşe rolündeki Galip, Ç man olduğu gibi gene galip" lünü tamamile benimsiyet yarak ve anlatarak oynadı. Mareşal Löfebr Talât ilk deki canlılığıma nisbetle diğef delerde biraz durgundu. Se$i reketleri geçen oyunda oyf ) Raskolnikof'a —çok benzitfi , midir, nedir bu rolü biraz ' yor gibiydi. Buna mukabil Avni dö N&j rolünde çok muvaffak - oldu: delikanlı ileride muhakkak #4 mizin en büyük artistlerind ri olacaktır. Bilhassa b sahnesindeki yaralanması ço idi. Kendisini tebrik ederiz. Kısa fakat çok canlı M. Kemal çok alkışlandı. Müfit, küçük Ferih, Sab Nâzım da Madam San Jen nin muvaffak olmasında röl oynadılar. Neyireneyir Hanrmdan | başlıca kadın artistler hern CI pek cansızdı. Nebahat, N: —.“ fet, Cahide Hanımlar zor! # rak oynuyorlar hissini veriy?) dı. Bu, belki de Neyireneyir l nımin çok muvaffak olmasıt”", sana verdiği galatı histir. ı beden Samiye Hanım olf ş' O, nisbeten daha tabit ve c&f” | Madam San Jen'nin şa; y kat tiplerinden biri de şüp! ki Napolyon rolünü yapan * Beliğ Beydi. Emin Beliğ tığı makyajla Napolyona f de benzediği gibi bilhassa nelerde çok muvaffakıyetli yun ıoılerm ştir. Umumiyet itibarile Mld'd Jen dekorların o kadar iyi “yuf masına ve sahnenin de P| karanlık olmasımna rağmen fak olmuş bir eserdir. E'dı N güzel bir lisanla Türkcey€ — Seniha Bedri Hanım dâ şayandır. Murat Sel ' Ih YAVL K uî:ıı:ıe erkek tef” j Bütün şıklar hep yinirler. Her keuyi 'y arzuya uygun elbisenizi 1' j orada yaptırabilirsiniz: — ’ İstanbul Yenip ı, şısında Foto Nur yi fet hanında.

Bu sayıdan diğer sayfalar: