24 Kasım 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

24 Kasım 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— « yaz orada, çalının solunda bir | iş şn akşam gördüğünüz | Ki a Iı. e e, maşa hu e. e Ve Mamzz Mezarlığı “yük zabıta romanı delikanlının kolun- kitin e ta e yda, Onun şöyle maıldandığını | kumaşın kımıldadığını gör- | at, belirir belirmez kay- ka Si mziyor mıydı? Heye, bambaşkaydı... Şimdi May tıpkı kumaş gibi dal- İç da Geçen gün gördü- İsi, Muntazam bir yürüyüşle ordu, J ak onlara, sanki şimşekler ta Bi sakıyormuş gibi geliyor- | iy larındaki otlar, rüzgârm “ p,, Yüzünden ürperiyordu... Yt, #*ec kuşunun haykırışmı Yaşı Sonra, derhal akebinde, | ela f bir mırıltı duydular ki, > Muntazam bir şarkıydı. EM yavaş, bu seş, bir şi- valini aldı. Sanki, ayakları- € verilerek dindi. ki tabii ile, merdivenin ba" ı çıktılar. Zira, artık dan titremeğe başlamış- Buna rağmen, demin gez- bey Muayene etikleri üç oad- di, “Olduğunu bilmiyor değil- doğu x diz çöküp çıktıkları ye- Bı baktılar. a bu inilti nereden geli- ek en, simdi, azalıyordu. Son- hiçlkarak halinde sönüp git- | m. da $i takip eden süküt, az sür- a şikâyet eden inilti, da- | istirabı hikâye ediyor gi- u yeraltt mahzeninden ölüler mi haykırıyordu? A, , *n yüksek perdesine kadar , Nuh, bunun bir kadın sa- ileceğini düşündü. Lâkin, #ene dindi. Sonra, daha de- N derine tekrar garip bir ak- Zem ir surette başladı. o Anlaşıl- B il ediyordu. ağıda Büçlükle nefes ri ei Ayy Mağ isanada Mta mahzenin kapısı şekli üzerinde, bir be- * Delirdi. Bu, dumanlı gi- ordu. Gayet müphem t vardı, Kımıldanıyordu. £ Sti 2! Arkaya atıldı. Nuhu da la Zavallı, genç, korkudan de- EE i » Beliren vücudun sesi | i. İki adam, çimlerin Ti çekildi. , çamların alçak rüzgârm tesiriy- *İZ yanımda bulunma- Ya gördüğüme hükme- SOM! dedi. Fıtma da —0.— Arım, henüz yatma- yek Ya Meleygi Anı di, ii lü Pancorlarm arka: | çap yordu. Nuh ile| İçin, Mı öte tarafında bol ' BR, ai — luşunu sey ye ar,ne bir ses, Nakleden : Vâ - No Aradan bir saat geçtikten son- ra, ev kapısının açılıp kapandığmı duyar gibi oldu. Odasının kapısmı aradı. Hakikaten de, biri, bir kaç sa- niye sonra, grültü etmeksizin, yu- karı çıkıyordu. Nuh, bütün gördüklerini anlat- tı. Bu netice ,kadıncağızın hiç bir endişesini teskin edemedi. Bizzat Nuh ta heyecanlıydı. Son geçirdi- ği yürek çarpmtısının izleri, halin- de hâlâ belli oluyordu. Hızlı hızlı, soluk soluğa anla- tryordu: — Şikâyet eden bu ses, bu inilti öyle müthişti ki, hanımefendi, ta- savvur edemezsiniz... İnsanı ilik- lerine kadar titretiyordu. Eminim, eminim, bu ses, bir insana aitti, Lâ İ kin, boğulan, nefez alamıyan bir insana... Bazan, bir kadınım han- çeresinden çıkıyor hissini veriyor- du. Pek yakınımızda bir kadınm | istirap çektiğine hükmediyordum. Sonra, şikâyet büsbütün artıyor- du, Tehdit halini alıyordu. Dirayet Hanım, bu sesin taşvi- rinden ziyade görülen hayalin tas- virini dinlemek istiyordu. Nuh Be- ye, bunu söyltemeğe uğraştı. — Bir tül, bir (e bahar yibiydi. Beyaz bir gölgeydi. (Devamı var) Devren satılık mağaza Kazancı teminatlı, sermaye iki, üç bin lira. Müracaat: Galata tü - İ mel yanında billür sokak 14 numa - ra tütüncü Kaprilyan. o (3401) Satlık demir boru Az kullanılmış iki parmak de mir boru. Fiyat gayet uygun mü - racaat: Galata Kalafat yeri 39 nu- mara Agopoviç. (o (3401) Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısi Cumadan başka günlerde saat (2,20 den 6 ya) kadar. İstanbul Divanyolu No, 118. Muayenehane ve ev telefonu: 22398. Yazlık ikâmetgâh telefo- Kandilli 38, Beylerbeyi 48. EET MA EE Yeni Eserler Dün ve Yarın Tercüme külliyatı Sayı: 13 Dr. Bernard Hart Dr. İzzeddin Deliliğin Psikolojisi İstanbul — 1934 Fiatı 50 Kuruş Dağıtma yeri: Vakit Matbaası HABEK — Akşam #ostası — Trende Başınızı dışarı çıkarmayınız Eğer Avrupaya trenle bir seya- hat yaparsanız sakın pencereler - den dışarıyı (o seyredeyim, yabut trenin içinde gezineyim demeyin. Zira tabiat manzaralarını seyre - deyim derken şakağınıza bir kur- $un yemeniz çok muhtemeldir. Son Marsilya suikastından son- ra bütün Avrupada (bir suikast modası çıktı. Muhtelif (o trenlere, muhtelif yerlerde bombalar kon- du, silâhla ateş edildi. Bir iki köp- rü havaya uçuruldu. Suikastların en çok temerküz ettiği memleketler Romanya, Çe - koslovakya ve Fransadır. Nitekim üç dört gün evvel Bükreş — Tam- şıvar ekispresine bir takım meçhul adamlar tarafından tren son sü - ratle giderken kırk elli el ateş e - dilmiştir. Tren süratini çoğaltarak yolu - na devam ettiğinden atılan kur - şunlar kimseye isabet etmemiş, yalnız birçok camlar kırılmıştır. Jandarmanın bütün çalışmala” rma rağmen bu meçhul suikastçı - ların bulunması bir türlü kabil o- lamamıştır. İ Rapyo | Bugün İSTANBUL Saat 18 deni 18,30 kadar Fransızca ders, 18,30'dan 19,30 kadar Plâk eşri- yatı, 19,30 dan 19,40 kadar Dünya ha - | berleri, 19,40 dan 20 kadar Solo — Plak İ ile, 20 den 20,30 kadar Eşref Şefik bey tarafından spor müsahabeleri, 20,30 dan 21,15 kadar Madam Halmi. ve Mösyö Halmi, tarafından, Macar havaları, 21,15 ten 21,30 kadar Ajans ve borsa haberle. | ri, 21,30 dan itibaren Bedriye Rasim H. | tarafından Türkçe sözlü eserler, Radyo caz ve tango orkestraları ile beraber. 845 Khz. BUDAPEŞTE, 556 m. 18: Şarkılar, 18,30: Teknik neşriyat, — giri piyano refakatiyle Macar şarkıları, 19, | 30: Müsahabe, 20: Franz Leharn “Prenser” | operet stüdyodan. 12,15: Haberler. 28,86: | Hava hâberleri, 23,40: Salon masfidisi, 234 Kir, VARŞOVA, 1345 m. 14: Seliet konseri, 18,30: Müsühnbe, 19, 15! Piyano mosikisi, 1945: Krakovadan na- İddi, 20: Mafif masiki, 20,30: Marlene Dicd- | | #lehin yarkıları, “PLM”, 2045: Duhteli, Zi: Benmerleh lamanın eserlerinden şarkılar. İ 71,45: Müsahabe, 22: Popüler senfonik Kon- | ser. — Müsahabe. 28,15: Dans yoünlieisi, 24, | 05: Viyadan nakil, 24,05: Salon orkestrası, 15 Dana masikisi, #41 Khz, BERLİN, 857 #0. * 17: Artur Tini orkestrasi, — Buhtelif. 19,20: Skeç. 20: Piyano. — Keman sonatla- Tr. 2040: Akşamı hâberleri, 21,10: Pöpüler opera, musikisi, 23: Haberler, 28,20: Aleşam sikisi, 592 Khz. VİYANA m. 18,15: Piâk. 19,05: Cemubi Amerika hatı raları, 19,80: Yeni halk (o arkıları, AS.5ö: | Haberler, 20,05: Hafif havalar, şarkılar, 20, | 45: Karmık neşriyat, 31,45: o Hafta haber demaali 22,15: 1. Straussun o öperetlerinden parçalar, 28,80: Haberler. 13,50: Dans mu sikisi. 1: Kumrtet konseri, HABER Akşam Postası ISTANBUL AN KARA CADDESİ felgrar Adresi İSTANBUL BABE Telefon Yar; 24X77 İdare: tame | İdarehaneni: ABONE ŞERAITTI 0. 8 13 ayak Türldye: 120 430 #80 1230 Keş Ecnebi: 160 445 «0 m0 ILAN TARİFESİ Ticaret danlarsın satırı 1384 tesi Hanlar 10 kuruştur Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM US Busuldığı yeri (VAMET) Madame Her parçası ayrı bir beyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı Tefrika No. 96 Geniş göğsünün iki yanından, iki kütük gibi sarkan kollarını sal- lıyarak iki üç adımdan sonra yak- laştı. Merzukanın karşısında dur- muşlu. Merzuka, günlerdenberi geçir-, diği heyecanın tesiriyle adetâ in- celmiş, zayıflamıştı. Onun bir izbandut gibi karşı - sında dikili durmasından ürküyor, ona bakmağa bile casaret edemi - yordu. | Goril, bir adım daha yaklaştı.' Sonra uzun kollarını iki yana bi -| rer salıncak gibi sallıyarak bir müddet daha durdu. | İri ve çirkin dişlerini göstere -! rek sırıttı. Etrafı dinledi ve niha -| yet Mezrukayı sol koliyle kav -! rıyarak yerden kesti. Sağ eliyle de! yere dayanarak ileriledi. Mezruka bağıramıyor, korku - dan hareket bile edemiyordu. Üç gündenberi, kendisini ora - dan buraya, buradan şuraya mü - temadiyen taşımış, (fakat hiç bir. yerde altı saatten fazla bırakma - mıştı. Kendisini ne yapacaktı? Öl- dürseydi, bu iş üç gündenberi çok- tan olup bitmişti. Goril, büyük bir ağaca yaklaş- b. Serbest kalan el ve ayaklariyle tırmanarak onu ikinci kalın dala kadar çıkardı. Sonra Mezrukayı o- rada ağacın en geniş bir yerine bi- rakarak kendisi bir metre “kadar ötede ikinci bir dala geçti. Merzuka onun duruşlarında bir gayri tabiilik seziyordu. Durduğu yerde duramıyan bir| hali vardı. Mütemadiyen iki ta -! rafına bakınıyor, etrafı gözetliyor, | dört yanı dinliyordu. İ Merzukanın hareket edecek ha- li yoktu. Gözleriyle gorilin hare- ketlerini kaçırmamaya çalışıyor- | du. Bir ara, gorilin art ayaklariyle oturduğu dalı tutarak yandaki a - ğaca doğru hareket etmek istedi - ğini gördü. Fakat, nedense bu fik - rinden caymış gibi göründü ve dal üstünde doğrularak daha üstteki dalı yakalıyarak (kendisini çekti. Merzuka, gorilin kendisinden ve- lev bir an için olsun, ayrılmış ol-| masından istifade ederek kaçma-| yı düşündü. Fakat bulunduğu! nokta, yerden oldukça yüksekti! Onun için kolayca inmek kabil ol. mıyacaktı. Maamafih Obunu Böl de olsa yapmalıydı. | fini bozmaması Gorilin, kendisine, ağır vücu « diyle yetişmesine imkân görmü - yordu. Birdenbire kararını verdi ve bulunduğu yerden aşağıdaki dala sarktı. Goril, hiç oralı bile olmuyordu. Acaba kaçmasına müsaade edecek miydi? Merzuka aldanmıştı. Onun isti- kaçamıyacağını bildiğindendi. Hattâ yere bile in - miş bulunsaydı, meydanlığa va - rabilmek için ancak bir yolu takip | etmesi icap ederdi. Bu yolda go- rilin bulunduğu noktanm tam al- İ tına tesadüf ediyordu. Merzuka yere indiği (ozaman, o da yolun üstüne sarkan dalın üs- tüne gelmiş bulunuyordu. Goril, arka ayaklariyle dalı s1- kıca yakalıyarak baş aşağı sarktı. Tam Merzukanın geçeceği sıra- da çirkin dişlerini göstererek sırıt- İ ta ve uzun kollariyle Merzukanın saçlarından yakalıyarak yukarıya kaldırdı. Merzuka can acısiyle bütün kuvvetiyle bağırdı. Bu bağı- rış sık ormanda ağaçlar arasında kaybolup gitti. Merzuka acıyı daha fazla his - setmemek için kollarının (o bütün kuvvetiyle gorilin sert adaleli kol- larına sarılmıştı. £ Goril, Merzu - kayı ağaç üstüne çektikten sonra kocaman eliyle onun başını “ *rek bir daha kaçmıya kalkışmamasını ihtar etti. Gorilin bu hareketiyle Merzuka az kaldı, yere yuvarlanıyordu. Ken disini yerinde bir çeviklikle mu - hakkak bir ölümden kurtarmıştı. Goril, Merzukayı gene kendi halinde bırakarak uzaklaştı. O - nun görmek ve anlamak istediği bir şey olacaktı.. Filhakika, Mer - zuka az sonra şiddetli — bir ıslık sesiyle irkildi. Tam yanımda ağa- cın iri gövdesine tırmanarak şa - yanı hayret bir süratle (yukarıya çıkan iri bir yılanla karşı karşıya kaldı. İşte asıl bu zamanda nasıl ba » ğırdığını kendisi de bilemiyordu. Kulakları tırmalıyan bir ses, etra- fı çımlatmıştı. sesinin (Devamı var) Unutulmıyan bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: