29 Kasım 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

29 Kasım 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A“adduda gu: Dünyada ;Tniı adları nasıldır? bitiyor Yyaptığımı, çoğa vardı- 'Dlînyadn movcut demir maden- j ym: 'şhin adları değişt'ği şu : l'ln.ıdlınnm da bir yoluna ? “ASı iyi olur diye düşünüyo- | | kü iştihsalât böyle devam ederse altnuş senesonra dünyada demir kalmıyacaktır. | — Bunu düşünen Amerikalılar â- limlerden mürekkep bir komisyon ?_v bir okuyucum, Anadolu - * ’l"'* nasıl den'ldiğini yaz- a buraya basmıştım. Gözü- | konservatuvar müdürünün ——— | teşkil etmişlerdir. Tamamen ilmi ! yaa, sanırım ki onları DÜSt i __İ 5 | mahiyette olan bu komisyon demir .":İl;un:iıkımmm:ın '-’“,':n:,' Rl k' ıe_ ko_cas_ı | beyanatl Nuf_usumuz 4 î bmîığsı" ıakdinîe :erlon?îıa bedel inden Yi ussunuzdur. Çönkü p zehirledi Mi7 — Günün en çok konuşulan mese- milyon artü İne küullamılabileseğini tetkik. »de- “üden bir tekine bile yabancı Md'i'mm sezmişs'nizdir. b bi,i“""' aylarınkinden daha 6 Uğraştırsa yeridir. Niçin *ğunu söyliyey'm. Di .hki, oluyu gezdinizse, bilirsi - B başka yerlerde, gün ı.;.:“!ka başkadır. _ilk Öğren'şimde öyle şaş- N“'ll olduğunu anlatayım; İ.Gq'de'deydim. Pek dalgınım- ““ralılardan birine sordum: gün ne? —Pazar! -dedi, “>Ya... Ben Salı sanryordum... : Yok, Pazardır. B:;"d... -diye dudak büktüm. hğ im'n bir kıyıcığında, o gü- E,:::r olduğu ilişip kalmış. n gün yolum Boluya düş gelip, .“ll:î bir dalgınlığıma 3 Han b'rine: | *—:;zün nedir, kuzum? -diye im, GÜ pPrar. $i kş:lnıı mıydım? Ne olmuştu? üp *bir gece geçmiş değil miy- de - sor : Kcıııruı. dün Gerede" #“Pawan dadilam 1 m::ruyorum. Gene Pa: %’.İMH gevrek gevrek gül- & SÖyle ya... Dün orada Pazar- ": de burada Pazar... önce benimle alay ettikleri- â - Saladım. Çünkü iş ortaya çık- n, Gerede'de pazar kurul- norada Pazardı. Bugün kurulduğu için burada köüm R y ğrenince pek — şaştım: Woludı, gün adları, İs- K,__ İ gibi değildir...” Yalntı bizim Cuma, — ötekiler *ç Pl!ıımı kurulduğu güne & diyorlar. Öbür günler '—H"—n. Düzce pazarı,,... tüy © Yekşembe, Düşembe di- , ile de karşılaşılıyor. Söyleyin: Bütün yurtta öz Türkçe gün adları Yada bulup ortaya :;N. #trası değil mi? I.ı'xe FVâ-Na) Tsitede devam ııug:___i'ııeseıesı L'h devam meselesi nlıği N t tarafından hal Ve l Hükuk fakültesi bi - N sınıf — talebeleri İNH:::':'îhî öğleden sonra kı rdir. Fakülte prog- Yapılan T değişme şu * N' Ve talebe fokuzdan | Dü yt .h'ı"."" meşgul ola- | tibaren — serbesi Ştim. Biraz sonra yanıldı-. uı:î:ğğı'r sabah saat se- | çuğa kadar ya » | Uş ay evvel Çatalcanım Kara- ' | ağaç köyünden. Rukiye isminde | | genç bir kadmın kocasını zehir- | lediği hükümete ihbar edilmişti. | Bunun üzerine tahkikata baş- | lanmış ve karısı tarafından öldü. | rüldüğü iddiasiyle — Ahmet ağa | mezardan çıkarılarak muayene e- dilmiş ve zehirlenerek öldüğü tes- | edilmişti. Mevkuf bulunan Rukiye Ha - | nımm muhakemesine dün İstan - l bul ağır ceza mahkemesinde baş- | lanmıştır. l Müstantiklik tarafından yapı- len ilk tahkikata göre bu öldürme vakası şöyle olmuştur: Esasen Edirneli olan Ahmet | Rukiye ile Karaağaçta zengin bir | köylünün yanımda çalışmaktadır- lar. Fakat Ahmet ağa epeyce ih- | tiyarlamıştır. Karısma artık ça- lışamıyaca ğını söylüyor. Bu yüz- | d->: genç karı ile ihtiyar koca a- I rasında kavga çıkmıştır. Ve ne- ticede, Rukiye bu ihtiyar koca - dan kurtulmak için evde bulunan sıçan otunu bir cezvede kaynat - mak suretiyle kocasına içiriyor. İ bit Jere uat;ıııcnk yoldur. Zzar di- | rasında kıvrandıktan sonra ölü - ' z y a çok ypr ve cenazesi köylüler tarafın- | dan kaldırılıyor. Köyde bu ölüm hadisesinden kimse şüphelenme - miştir. Fakat Rukiye, kocası öldükten I sonra, Çekmecede Mehmet ismin- de birinin yanımna gidiyor. Bunun üzerine ortaya zehirlenme lâfı | sıkıyor ve Rukiye tevkif edilerek | mahkemesine başlanılıyor. Rukiye mahkemeye küçük -ço cuğu ile beraber gelmiştir. Ve mütemadi — göz yaşları arasında kocasını zehirlemediğini, fakat Ahmet ağanım bu sıçanotunu ken- disi içtiğini söylemiştir. Mahkeme dinlenen dört şahit te bir şey bilmediklerini söylemiş- lerdir. Neticede —heyeti — hakime, gelmiyen şahitlerin zorla getiril - melerine ve daha bir şahidin çağ- rılmasma karar vercrek mahke - meyi başka bir güne bırakmıştır. Bu karar söylendikten sonra maznun Rukiye Hanrm, kendisi - ni müdfaaaya muktedir olmadığı- mı, (< kir olduğu için avukat tuta- mıyacağını söylemiştir. Heyeti hakime, barodan bir | do avukat istenmesine karar ver- miştir. Bir çekilme Tayyare cemiyeti 3 numaralı dernek reisi Bay Haralambos dernek reisliğinden çeki'miştir. Mektepleri teftiş Kültür müdür yardımcıların i | dan Adil ve Nurullah Beyler köy mekteplerini teftiş etmek üzere Şileye gitmişlerdir. Orada Kar- tal köylerine gidecekler ve cu- '!t.tf_“'m”n talebe de z Serbesttir martesi günü şehrimize dönecek- lerdir. | mak namiyle maruf Ali, pala bı- | | yedi şubatta Perapalas salonla- I rında yapılacaktır. Şimdiden ha- ee dndnin 5 ll Si lit eei e ae d SÜa KÜ İ 6 lelerinden biri elan yeni musiki | hareketi üzerine, dün konserva - | tuvar müdürü Bay Yusuf Ziya | Demircioğlu ile görüştük. | Konservatuvarın değerli mü - | dürü diyer ki: | “— Bu yeni hareketin yanlış | tefsir edilmemesi lâzımdır. Dün- yada iki türlü musiki yoktur. Bi- | naenaleyh biri kalkıyor, biri ge- liyor denemez. — Musiki birdir. | Yani tek musiki ilmi, fenni var- | dır. Milli olan şey, musikide mil- | letlerin hususiyetleridir. Meselâ | bir Alman, bir Macra musikisi | war denir.. Beynelmilel bir kisve- | si olan bunlar, o milletlerin, mem- | leketlerin birliklerini, hususiyet- lerini taşımaları itibariyle milli o- harlar. “Şimdiye kadar bizde böyle olamamıştı. — Elde eski, iptidat bar üsül vardı. Bu iptidaf usul, | ve sazlarla, koca bir milletin zev- ki, hissi gösterilemezdi. Birçok zevkler, zekâlar bu yolda boşa emek harcadılar, istidatlar aşın- . j “Yeni yol, bizi büyük ülkü- gin ve parlak olan Türk milleti - | nin, bu varlıklarını yaşatmak, bel- | Hi etmek en mütekâmil olan ilim ve fen vasıtalarından istifade et- mek mecburiyetindeyiz.,, Silâhçıyı dövdü Kasımpaşa sakinlerinden Ha- | Kil sarhoş olarak Necatibey cad- desinde ötekine berikine sataşmış | ve silâhçı Arif Efendiyi dövmüş- ' Bir ev yandı Ortaköy tramvay caddesinde 130/1 numaralı Ziya ve Riza Bey- lere ait iki kat kârgir binada bek- çi sıfatiyle bulunan Mustafanın nişanlısı Perin Hanımın yaktığı ateşten bağdadiyeler tutuşarak ahşap kısmı kâmilen yandığı hal- | de söndürülmüştür. Ağır yaraladı Saat 23 te Taksim stadyom ga- zinosunda şoför Vahan ile Muiz- in kardeşi Dimitri içki mesclesin. den kavga etmişlerdir. Dimitri bir şişe ile Vahanı başından ağır surette yaralamıştır. Yaralı Bey- | oğlu hastanesine keldırılmış, suç- İ hu yakalanmıştır. | Sebepsiz yere Karabaş sakinlerinden berber | Cemil dükkânımda otururken sar- | hoş olar-"- gelen sabıkalı Üç par- çakla Cemilin omuzundan yarala. mış, yakalanmıntır. Tayyare balosu yedi şubatta Tayyare cemiyeti yıllık balosu zarlıklara başlanmıştır. Memleketimizde mevcut gizli nüfusun meydana çıkarılması i- çin çalışmalara hararetle devam ediliyor.. Gizli nüfusun en kesif olduğu yer İstanbul olduğundan vilâyetimiz, bu hususta diğerle - rinden daha Ffazla çalışmaktadır. Yapılan tahminlere göre, memle- ketimizde gizli nüfus miktarı dört | milyona yakmdır. Diğer taraftan 1935 ve 1936 senelerinde yapılacak büyük nü- fus tahriri işi için de hazırlıklar ilerliyor. Bu maksatla istatistik umum müdürü Celâl Beyle mem- | leketimize davet edilen İsviçreli mütehassıs İspartaya gitmişlerdir. Orada tecrübe mahiyetinde nüfus tahriri yapılacaktır. Şimdiye kadar sekiz yerde ya- pılan bu türlü tecrübelerin verdi- ği neticeye göre nüfus 1927 se - mnesine nazaran yüzde 25 nisbe « tinde artmıştır. Şu takdirde 1935 senesinde yapılacak büyük ] nüfus tahririnde Türkiye nüfusu- nun 20 milyona yakın olarak zu- hur etmesi çok muhtemeldir. Mekteplerin isimleri Şehrimizde bulunan mekteple- rin isimleri öz türkçe olarak kül- tür bakanlığı tarafından değiş- tirilecektir. Şehrimizde en fazla arapça isimli olna husust liseler olduğu yapılan tetkik neticesin- de anlaşılmıştır —— Ruhanti kisvelerin kaldırılması Ruhani kisvelerin yalnız ma- bet içinde giyilebileceğine dair kanun lâyihası hazırlanması üze- rine, dün şehrimizdeki Ermeni meclisi ruhantsi mahafilinde' ba- zı rahiplerle görüştük. Ermeni meclisi ruhanisi bu ni hareketten gayet memnüun gö- rünmekte ve bunun asri bir za « ruret olduğuna inanmış bulun - maktadırlar. Diğer taraftan, Ermeni mec - lisi ruhanisinin ruznamesinde de böyle bir mesele mevcut olduğu- nu fakat şimdiye kadar kati bir karar verilmediğini söylemişler- dir. Ermeni yurttaşlar arasında i- sim meselesi de son zamanlarda birinci plânda meşgul olunan meseledir. Haber aldığırarıza gö- re, Ermeni yurttaşlar, isimleri - nin altımdaki “yan,, eklentisini kaldırmaktadırlar. Sıddık Sami ve Ebülüla beyler Duyduğumuza göre hukuk fa- kültesi hukuku medeniye profo « sörü Ebülulâ Beyle fakülte deka- nt Sıdık Sami Beyin temyiz mah- | kemesi azalıklarına tayinleri ka- rarlaştırılmıştır Bu profesörler, ayni zamanda Ankara hukuk - fakültesinde de , ders alacaklardır cektir. c Londrada Skandal Londrada asıl ismi Karonsey olup âzaları tarafından kısaca (K) klübü denilen ve İngiltere yüksek tabakasının devam ettiği bir klüpte geçen hafta büyük bir skandal olmuştur. (K) klübünün dışarıdan görü- nüşü pek basittir, Buraya yüksek | sosyeteye mensup bir çok adamlar | devam eder. Bunlar maroken kol - | tuklara yerleşerek püro içerler ve birbirlerine av hikâyeleri — anla- tırlar. Fakat hakikatte vaz'yet hiç te böyle değildir. Bu zahiri hayat an- cak gece yarısına kadar devam &t« | mektedir. Saat 24 oldu mu herkes ufak bir kapıdan geçerek klübün arka tarafındaki gizli kısma — gi- rer. Burada bambaşka bir hayat başlar, Smokinli, fraklı, yüksek üniformalı asılzadeler derhal cen- tilmen tavırlarınt kaybederler. * | — Burada içki ve sefahetin her« nev'i vardır. Afyon içilir, kokain, morfin kullanılır, çırıl'dıplak - kast dınlar içeriye dolarak dansederler ve kendilerini eğlendirmeğe çalı - şırlar, Pencerelerde kalm perde - | ler olduğundan ve duvarlar husu- | &£ tertibatlı olarak yapıldığından içerideki gürültü kat'iyyen dışarı- | ya sızmaz ve hiç birşüphe uyan- | dırmaz. Fakat nihayet Londra polisi buranın esrarını keşfetmiş ve bir gece herkes eğlenirken birdenbire kapilâr açılarak içeriye tabancalı polisler girmişlerdir. Fakat bu esnada garip bir şey olmuştur: Evvelâ ortada afyon içilen ve kumar oynanan masa birden bire kumar oynıyanlarla birlikte zemi- ne doğru çöküp kaybolmuş, kenar da karyolalar içindekilerle birlik. | te duvara girerek, sır olmuşlar ve | bir dakika sonra pol'sler koca- man ve bomboş bir odada yalnız kalmışlardır. Fakat zabıta daha evvelden | tertibat almış olduğundan bina - | dan çıkan herkesi tevkif etmiştir. Bunlar 85 kişidirler. Alrnan malümata göre arala - rında iki üniversite profesörü, üç lort, Londranın çok meşhur iki a- vukatr, beş büyük tüccar, bir çok | yüksek rütleli zabitle gene Lon - | dranmm en büyük sosyetesine men- sup üç kadım bulunmaktadır. Di - ğer kadımlar arasında da - bir çok tanmmış artistler ve hafif meşrep kadınlar mevcüttur. Zabrta tahkikatmı derinleştir- | mektedir. Yalnız mevcut şahsiyet- ( ler aristokrat olduğundan kanun T mvcibince isimlerini gizli tutmak- ( tadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: