19 Ocak 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

19 Ocak 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 L üzamlıların SÜyYÜK zabıta romanı Sıhıhııyiı duyduğu mide bu- landırıcı koku, gene burnuna ça- İmdı. Rifatla beraber yaptığı a- Taştırmaları hatırladı. ğ Rifat, tavan arasını iki tara- hlin'ü-u aydmlatan iki pencereden- Tini açık bırakmıştı. Son basa- Mağa ulaştı. Bütün boş kutuları, ;:"T':""' kırık iskemleleri €erinden oyna! oldu; hatırladı, Di veğ _Dıınm şeklini inceden inceye '*kılı_ıni. Dayandığı istinadgâh- Ha, Çireklere baktı. Damm bu :sııı oluşu, şaşılacak şeydi. Ar- .'l.fıfm daha yeni olduğu dik- i celbetti. Koku, müthişti. Vaktin geç ol. a rağmen devam eden bu ':::'l tahammül edilmiyecek de de bir berbatlık vardı. Sol aki Pencereye do; ürü- dü, Bîyle!i_lde bir l".ıvîr:er::lnl likle getirecekti. Ancak böyle- nefes alabilirdi, Yarı yolda durdu. , adeniye benziyen bir ses, dik Ji ce'betti. Bu, Çatı arasından A!_ni 4€8, tekrar etti, B." zincirin sürüklenmesine hğ_”;d“' l_hllf, bunun, ilk ön- oluyor _:î:m koşuşundan hasıl Buna hayrete giağmen, polis, bundan Bit düştü, tey .,ı:—'î'uı ve yiyecek hiç bir ». . M tavan arasında fa- İT Si olmasa gerekti. Teyi Mezarlığı Nakleden : Vâ- Nü — Ne düşünüyorsun? Bu cina- yet, her halde, Dirayet hanımın köşke gelmesinden evvel işlenmiş olsa gerektir, değil mi? — Şüphesiz... Onun gelişinden birkaç saat evvel... Hatırlıyor mu- sunuz? Sofada ve tavan arasına çıkan perdenin yanmda kan |e - keleri görmüştük. — Evet... Bu, benim de noktai nazarımdır! Haydar babanın söy- ledikleri bunları bize göstermiş: tir. O da, evde yalnız bulunmadı- Bi hissine düşmüş... — Her halde, cinayeti işliyen adamın tam üze- rine gelerek, onu cürmünün izini ortadan kaldırmaktan menetmiş... — Mücrim bir mi, daha mı faz- la acaba? Bence birden fazla... — Nereden anladın? — Bir adamım yalnız başma ce- sedi çatının üstüne saklaması ka- bil değildir, diye sanıyorum. — Öyle... Hakkın var... Hattâ iki adamım bile bu işi başarabil- mesi hayli müşküldür. e— Maamafih, bunu yapabilir - ler. İşte bak, sana meseleyi anla - tayım, Nasıl tasavvur — ettiğimi gör! “Haydar baba, köşke birden - bire girdiği vakit, cürüm işlenmiş bulunuyordu. “Üzerlerine adam gelen katil - lerin bir tek çareleri vardı. İkinci bir cinayet işlemeden kaçamaz - lardı. Onun için, sayfiyenin tavan arasına sığındılar. Cinayetlerinin mahsullerini de kendileriyle bir - likte götürdüler. *“Haydar baba, korktu Evden çıktı. Bundan istifade eden katil - "| ler, derhal kaçtı. de k':m biraz gerideydi. önün- kadar k santimetre genişliğinde raya , Pir pervaz vardı. Polis, bu- 3Ya basarak dama bakmağı dü- P."“' Ayağını dışarı — çıkardı. l'ıiklum bir kenarını tuttu. Böy- S © yarı yarıya dışarı çıktı. Onra, yavaşça, başını çevirdi. ilk gTeti o kadar büyük oldu ki, hay,ı fündüğü kendi canı, kendi ğı“'ı kendi emniyeti oldu. İleri titremeğe başladı. ,.ış""ai artık buradan bir an ev- Eğildi. Evin içine atladı. k':"dl. saçaklara yakın çınko bir arasında tefessüh — halinde Bw keşfetmişti. e ' görüş ancak birkaç saniye rinay etmişti. Lâkin, gözbebekle- © hâlâ nakışlı gibiydi. , b cesedin dizine değmişti. Eğnlbükmuek, ondan vücudun ö- 'arını gizlemişti. c!f'dih başını görmüştü. Koca s?." Yukarı doğru düşmüştü. a 'te baktı. Komiser Vedad B., E :"n"l:ı—beklıu gerekti. dönü, ” sıkmazdan evvel, geriye ::;:b_hkh— Gene, yalnız olma- bissine kapılmıştı. Sahçenin kapısını kapadı. Göz- .,h"eı bütün köşkü, baştan aşa- ' kadar süzdü. ğ'"'u-ı. dama baktı, baktı... K Yüzünde, çaylak yahud ley- h.lhne“nden PŞ büyük kuş; köş- k #zerinde dönüb duruyorlar- —17 Uf, keşfini Vedad beye an- anlatmaz, arkadaşı sordu: <i #“Lâkin cesed oradaydı. Onu da kaçırmanın imkânı yoktu. “Zannedersem, plânları şuydu: İçinde eskidenberi kimse oturmr yan bu ev, o -gece de boş kalsay- dı, karanlıktan istifade ederek ce- sedi başka tarafa aşıracaklardı. “Şimdi ise, ne yapabilirlerdi? Kendileri kaçarken, cesedi, güpe- gündüz göndermeğe imkân yok: tu, “Öyleyse, onu, orada, bırakıb gidebilirler miydi? Bu da berbad bir şey olurdu. Yakayı ele verme- leri için bundan müdhiş bir sebeb olamazdı. “Cesedi dama koydular, Dira- yet hanımın o günden itibaren e- ve yerleşeceğini henüz bilmiyor- lardı. (Devamı var) LRADYO | Bugün 228 Klız. VARŞOVA, 1345 m. 1850 Orkestra, 1918 Komaz müzikisi, 1945 Sözler, 20 Piyano relakatiyle şarkıar. 20,30 Plâk, sözder, — 21 Solistler iştirakile orkestra konseri, süzler, 22 Şarkılar, sözler, 23 Reklâmlar, 23,15 Dans, 2i Sözler, Dans plâkları, 1: Dana, 328 Khz. BÜKREŞ, 304 m. 13 - 15 Plâk.,, 18. Radyo — örkestrası, 19 Haberler, 19.15 Örkestranın — deyamı, 20 Konferana, 2020 Plâk, — 21 Radyo cazı, 2? Konferana, 2215 Radyo cazının davamı, ©? Haberter. 2325 Kahvehanme müusikisi. — (na- Kdl.) B1 Khz. BERLİN, 837 m. 19.20 “Çalınan ben,, adir — Skeç. 20 Müt musikisi, 20.30 Halk şarkıları, 2040 Aktü - alita, Haberler, 21,10 Sözler, 21.20 Lachenin Landaberg,, adlı Skeç (Musikilip. 28 Haber- ler. 23,30 Dans, 545 Khz. BUDAPEŞTE, 530 m. 1480 Citar musikfal, 10.10 Bözler, 10945 Balon kuarteti, 20,15 Hikâyeler, 2045 Şarbı- İt piyes. 22,90 Haberler, — 92250 Musiki nakli. (Balpn musikiai.) 23,40 Öpera — orkestrası, ) 24.06 Hirberter. LA — İleşam Posrtant ÇE Yumurta Almanya 100 kiloda 25 mark muvazene resmi koydu. Bundan bir müddet evvel Al. manyanın şimdiye kadar idhal e- dilen yumurtalardan aldığı 100 kiloda bir mark müvazene resmi- ni on marka çıkardığı piyasada şayi olmuştu. Almanyaya yumur- ta ihraç eden tacirlerimiz arasın- da büyük bir telâş uyandıran bu haberin yanlış, fakat vaziyetin da- ha ziyade bizim aleyhimize oldu- ğu yeni gelen telgraflardan anla- şılmıştır. Çünkü bu — telgraflar yumurta müvazene resm'nin yüz kiloda bir marktan on marka de- ğil, 25 marka çıkarıldığını bildir- mektedir. Bu yükselişin bir tec- rübe olarak yalnız bu aya mahsus olduğu söylenmektedir. Bu vazi- yette, alâkadarlar, Almanyaya yu murta ihraç etmem'zin pek müş - kül olacağını söylecmktedirler. li ğ ğelAk | Kral Emanuel ve Musolini Fransaya gidecekleri yazılıyor Belgradda çıkan Politika gaze- tesi yazıyor: Fransa - İtalya anlaşması ü - zerine Başvekil Musolini gazete - cilere çok memnun ve mesud ol - duğunu söylemiştir. İtalyan gazetelerinin yazdık - larına göre Fransa ile İtalya ara - sında dostluğun imzalandığı 7 - 1 - 935 tarihinin milli bir gün sayıl ması için Musolini bir karar çı - karmak fikrindedir. — Gene ayni gazetelerin yazdıklarma bakılır - sa Şubat ayı içinde Kral Fmanuel Musolini ile birlikte Parise gide - cek ve Lebrön, Lâval ve Flanden tarafından misafir edilecekler - dir. Şikâyetler, temenniler Gene Keresteciler Eyub hattı Geçende gazetenizde Kereste- tiler — Eyüp, yolunda işliyen o- tobüslerden bahseden uzun bir yazı vardı. Sevgili (Haber)e şunu haber vereyim ki o yazıdan sonra bir kaç gün düzelen otobüsler ge- ne akşamları Eyüp yolcularını Balatta başka arabalara aktarma ettirmeğe bşldıkları gibi bazı a- rabalarda gene fosur fosur - siga- ralar içilmektedir, Bir de Topkapı — Sirkeci tramvaylarının perşembe günleri öğleden sonraki arka arabalarına sigara dumanından girmek kabil değildir. Okuyucularmızdan: Ali Enver Değerli bir örnek Manisada, Keresteci Bay Mak- sudun ölmüş kardeşi değerli dok- tor Bay Servetin Tuzün ocağı o - kulda okuyan 300 yoksul yavru - yuher yıl olduğu gibi bu yıl da bütün takrmiyle giydirmiştir. l Mezarında bile soy çocukları- nı koruyan erdemli Türk dokto - runu ulu Tanrı yarlıgasın, na sonsuz tapkırlarımızı saygı de- ğer gazetenizle açıkça sunar, var- Iıklariyle ulusal bir öğünç duya - rız. Ahmed M'tat okulunda 50 yok- sul yavrunun beş ay sıcak yemek- lerini veren muhasebei hususiye kâtibi Zühtü, otomobilci Sabri ve İbrahimi kutlularım. Manisa: Ahmed Mitat mekte- bi Baş okutucusu Avni İşcan. larmı aşağıya sarkıtmışlardı. Çok Her parçası ayrı bir beyecanla okunacak macera,' kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı ASLANLI HÜKÜMDAR İSÜLEYMANIN OĞLU $ Tetrika No.142 Murad, Haşimanın, Aslanlı hü- kümdarla olan bu yakm alâkası - na bir türlü akıl erdiremiyordu. O ara geniş bir sahaya çıkmış: lardı. Uzakta görülen iki büyük ağacı takib eden ormanlık reis oğlunun anlattığına göre, Karşa adiyle anılan Afrikanın en sık ve korkunç ormanıydı. İste Aslanlı hükümdarm asıl malikânesi burasıydı. Bu geniş ormanda ondan ve o- nun hayvanlarından başkası bu - lunmaz, yanlışlıkla giren diri çık- mazdı. Yakından timsahlı çay geçi - yordu. Murad kendisinden az ilerde yürüyen reis oğluna yaklaştı: — Karşa, burası mı? Diye sor- du. — Evet.. — Hududumuz buraya kadar mı, içeriye giremez miyiz. — Hayır.. Girebiliriz. Orman içinde ikinci bir hudud daha var- dır, oradan ileriye uzanamayız.. — Ceylân sahası neresidir? — Uzakta değil. — Daha ne kadar sürer? — Yakımdır. Az sonra orada bulunuruz. Reis oğlunun, en az dediği yer, Muradın tahminine göre bir saat- tan fazla sürmüştü. Buraya gelinceye kadar, yolda, hiç bir hâdise geçmemişti. Herke- sin yorulduğu halinden anlaşılı - yordu. Bu yol, doğru Karşa ormanma giren yola kavuşur, daha buradan işlenirdi. Reis oğlu dinlenmek için geri- den gelenlere haber saldı. Herkes | dört bir yana, ağaçlar arasına, | gölğeliklere yayıldı. O kadar ka - labalıktan ortada hiç kimse kal « madı. Dinlenme pek az sürdü. Gene reisş oğlunun bir işaretiyle kalkıl - mış, ağırlıklar burada bırakılmış- tı. Beş kümeye ayrılmışlardı. Bunların hepsi reis oğlunun ta- yin ettiği noktalara ayrı!dılar ve uzaklastılar. Reis oğlu, Murad, tercümanla- rt ve bunlardan başka daha üç ki- şi kümelerden birini teşkil ediyor- lar ve öteki kümelerin ortasında hareket ediyorlardı. Güneş tamamiyle ortadaydı. Sıcak, sıcak, sıcak. Sanki ağaçlar bile bu hararet - ten bunalmışlar gibi geniş yaprak- durgun bir hava vardı. Su ihtiya- cı yanlarında getirdikleri — tulu - mun bitmeye — yaklaşmasına se - beb olmuştu. Ceylânlar, böyle havalarda da- ha kolaylıkla avlanırlar. Su ihtiya- cı onları nehir kenarma koşturur ve buralarda da pusuya düşmüş bulunurlardı. Filhakika, aradan çok geçme- den yukarı taraftakilerin bağırış- ları iş'tildi. Bu önlerine çıkan bir ceylânı ortaya sürmek içindi. A - gaç aralarından birden bire orta - ya fırlayan bu çevik hayvan bir müddet önlerinde öylece kalktı. Sonra ne yapacağını kestiremek- sizin seker gibi koşuşiyle uzaklaş- mağa çalıştı. Reis oğlu bir iltifat olsun diye ceylânm arkasından okunu bırak- madı ve Murada seslendi. Murad » ilk oku fırlattı. Yazık ki, arkasın- dan yetiştiremedi. Reis oğlu, daha Muradın oku yerini bulmadan, havada çıkardı- ğı sesten çok uzağa düşmiyeceği- ni anlayınca hazır yayını bıraktı Vınlıyarak giden ok, ufacık tefe- cik hayvanın tam sırtına saplan « mış ve hayvan hemen yere yuvar- lanmıştı, ç Bu ilk av, onlarta #tukaddes sayılır ve katiyen etinin yenme- sine müsaade edilmez. Hattâ yara- st hafif olacak olursa hayvan av sonuna kadar bir yerde muhafa - za edildikten sonra sonunda ser - | best bırakılır. Ölmüşçe ava işti » rak edenlerin tertib ettikleri bir âyinle gömülürdü. Reis oğlunun adamlarından biri süratle hayvana doğru koştu ve onun yâlnız yaralandığını gö- rünce: — Yaralı diye bağırdı. Ceylânm yalnız yaralr olması reisin oğlunu sevindirmişti. Bu onlarca ayrıca bir uğur sayılır ve avmn çok olacağına işaret telâkki edilirdi. Reisin oğlu Murada bunu an - lattığı zaman o, yalnız dinle « miş ve sonra: " — O halde, dedi. avlarımızı köye taşımak için — ayrıca adam getirmemiz icab edecek. Reis oğlu: (Devamı var) Günün Fotografları Muhtelif gazetelerde çıkan günün hadiselerine ait fo- tograflarla spor mecmualarında gördüğünüz spor hare- ketlerine —ait kütüpbanesinde satılmaktadır. fotograflar — yalnız Istanbulda VAKIT CERKSEAK K A KEEEEDON DARERE! Bu erdemli ocağın yaşıyanları- | KEZEERESEREDEELAEAE NN CEEEEEREARAAELI Büyük Tayyare Piyangosu 18. ci Tertip 4. cü Çekiş T. Şubat 1935 dedir. Büyük Ikramiye : 25.000 Liradır Ayrıca 70.000, 4.000, 3.000 İiralık ikramiye- |ler ve 20,000 liralık mükâfat vardır. ÜŞT AD LN T DAT LRISEKI

Bu sayıdan diğer sayfalar: