3 Nisan 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

3 Nisan 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂAÂABER İstanbulun en çok satılan ha- kiki akşam gazetesidir. İlânla - i rını HABER'e verenler kâr e - i derler. Çin — Kıvrım, büklüm, buruşukluk,| çatıklık Örnek: Alın buruşuğu — Çini ce- bin. Kaş çatıklığı & Çini ebru Dâ * Hastalık (T. Kö.) Dâd — Tüze — (Fr.) Justice (Bak: Adl, adalet) Dâd — Vergi — (Fr.) Don Örnek: Dâdı Huda * Tanrı ver- isi Dâd — Veriş, satış — (Fr.) Vente Örnek: Dâdü sited — Alışveriş Dâd — Yanıp yakılma Dade — Verilmiş Dader — Kardeş Düdküster — Tüzemen (Bak — Âdih). Dâğdağa — Gürültü | Dağdar — Yaralı Örnek: Yüreğim firkat acısiyle dâğdar iken bir de.. © Yüreğin ay- Sdile elısiyle yaralı iken bir de., Dahamet — İrilik, kocamanlık Dâhi — olte - (Fr.) Gönie Dâhil — İç, içeri, — içinde — (Fr.) İntericur Örnek: Bınamn dâhili — Kura - ğin içi (içerisi Lı.ıınıı dnlıı! değil > Çizelge i - çinde ıbiı! Dâhilen — İçeriden Örnek: Bu ilâcı dahilen almak lâzımdır. * Bu ilâcı içerden almo Tıdır. Dâhili — İçeri, içsel — (Fr.) İnt$ . ricur | Örnek: Emrazı - dahiliye * İçsı—lı hastalıkdlar. Bir evin umuru dahiliyesi — Bir evin içeri işleri. Dahiliye vekâleti — İç bakanlığı >> (Fr.) Ministrâre de Pİntöricur Dâhil olmak Girmek — Entrer Örnek: Heyete dâhil olan bütün| âza — Kurala giren bütün üyeler — | Dahil — Sığınan, ııiııımı. İ Dahiye Karabun — (Fr.) C.nı: İysme Dahalet etmek — Sığınmak — (Fr. Se refugier | Ürnek: kışıma Bulgarlara dahalet Yunan askerlerinin bir kismı Bul - garlara sığındılar. Dahl — Kınama ÜÖrnek: Dinimizi kınayan — nimize dahleden Dahl (Dahlü tesir anlamına) — Ka- rışma — (Pr.) Action de se möler Dahme — 1 — Topfişek, 2 — (Bak: mezar, türbe) Daima — Her vakit, bir düzüye (Fr.) Toujours (Fr.)| Yunan askerlerinin - bir ettiler ” Di - Örnek: Daima bizi işimizden a -- hıkor > Her vakir bi: lıkor. Başkalarını dinlemez, daima ken- di söyler * Başkalarını dinlemez, birdüziye kendi söyler, | Daimi — Devamlı (T. Kö.) Sürel - (Fr.) Continuel Örnek: Daimi — bir baş ağrısı < Devamlı bir baş ağrısı. Dair — Üzerine, için, dolayı (Bak: j aid) Daire — Değre — (Fr.) Cercle ı Örnek: Dati işimizden a - şeklinde bir ma - de bir masa Onun dairet muhabbetine - gire -| medi * Onun sevgi değresine gire -| medi, | Dairenmadar — Çepçevre, çepe -| çevre Örnek: Düşman ordusunu dâi . renmâdâr ihata ettik * Düşman or- dusunu çepeçevre sardı. Dairevi — Değirmi — (Fr.) Cir culajre Örnek: Daireri bir sini — Değir - mi bir sini, Dalâlet — Sapınç © (Fr.) Egate - ment, aberratlan Örnek: Ahal, insanları dalâletteri kurtarır Hal, insanları sapınçtan kurlarır Dalâlete düşmek — Azmak, sap - mak, sapıtmak — — — S'ögarer, tomber dans İ"aberration Ürnek: Dalâlete düşen milletle - re. onların büyükleri — doğru yolu gösterir & Sapıtan — (doğru yolduan sapan, azun) uluslara, onların — bü - yükleri doğru yolu gösterir. Dân — Tuzak Örnek: Dümi iğfaline , düşürdü - ğü — Aldatma tuzağına düşürdüğü. Düâmad — Güveyi — (Fr.) Gendre, beau-fils Dâmân — Etek Dânâ — Bilen Daniş — Bilgi Danişmend — Bilgili âr — Ev, yer, yurd Önek: Dâre dünya * Dünya evi Daraban — Çarpma, çarpıntı Örnek: Darabanı kalb * Yürek rnıpuı!m (çarpıntı ) Düârât (Debdebe) — Görkem Darbe — Çarpı, vuruş — Coup Örnek: Bir darbede yere serdi * Bir vuruşta yere serdi. Darbetmek — Döğmek Darbı mesel — Atalar sözü Darülüâceze — Kimsesizler yurdu (Fr.) Dastan — Destan (T. Kö.) Epope| (T. Kö.) Dastani — Epik — (Fr.) Epigue Daüssıla — Yurtsama — — (Fr) Nostalgie Örnek: Maskatı resinden cüdü ka- dınca daüsslaya uğradı * Doğduğu yerden ayrı kalınca yurtsamaya uğ - radı. Daüserlaya uğramak — Yurtsamak Dava — Dilev — (Fr.) Procâös Örnek: Borcunu ödemediği için aleyhine dava açtım * Borcunu ö - demediği için ona karşı dilev açtım. Dava — Sava 5& (Fr.) Cause Örnek: Davasını büyük bir belü- gatla anlattı * Savasını — büyük bir uzdillikle anlattı. Davacı — Dilevci Dava etmek — Dilev açmak — İntenter urprocös Davet — Çağırı — (Fr.) İnvitatlor Davet etmek — Çağırmak — (Fr.) İnviter Önek: Bu akşamki mıılamyn sizi de davet ettim — Bu akşamki - top - lantıya sizi de çağırdım. Davetiye — Çağrılık — (Fr.) Lettre &'invitation Örnek: Onun davetiyesi gönde - rilmemiş ” Onun çağrılığı gönderil- memiş. Dâyin — Alacaklı (Fr.) gökerensenee cerveveeeeenUN berAApNYrKArRAmnEnrEnAn HABER - Polis hafiyesi 'X:9romanımız : (6 ımcı sayfada) manlıa;h Tiirköye Karşılıklar '_Kılavuzu 4 5 Örnek: Dâyinler vekili * A lılar yekesi De'b — Törü — (Pr.) Usage — | D — Sepici Debağat — Sepicilik 4 Debağat etmek — Sepilemek — Debağhane — Sepile ; Debdebe (ve dârât) » Görkem Def'a — kez Örnek : $ mek lâzam — Size bunu kaç kere lemeli? Son defa — kusurunu - affı ruüm “ Son kez suçunu bağışlıyoru! Def'aten — Birden, bir kezin, b kerede Ürnek: Defaten yüz lira borcun çıkarıp veriyordu * Bir kezin (b kerede) yüz lira borcunu çıkarıp t riyordu. ÖNERGELER Kılavuz sözleri üzerine, hor lisi nin ÇULUS) ta çıktığından başlamı üzere bir ay içinde, istek edenler y ni bir önerge ileri sürebilirler. Bu dar T. D. T. C. Genel Kâtipliğine | şekil altında gönderilecektir: Osmanlıca . * kelimesine Kı Tavuzda , ... ... .karşılığını uygut (yahut: yeter) görmüyorum. Sebebi: (kısaca) ......rx... ...(';.ıı.e.rgı:m.ıudur:- .«.* f1) 'mza (1) Burada bir ö gösteril | miyen yazılar üzerine bir şey yapıla mıyacaktır. “reraya bunun için geldiniz!.. dedi. —Demek ki Kapreraya sığınmaktan | başka bir maksadın yok? — Hiç bir maksadım yok baba! — Olan biten şeylerden haberin yar mı? Hakiki bir korkuya kapılan Lük- res; | — Bir şeyler mi oldu yoksa? diye! haykırdı. — Evet kızım, Sezar büyük bir boz. guna uğradı. Yenildi. Roma ihtilâl içindedir Bu saatte benim hal'im için Tuhani meclis toplanmıştır. Lükres titriyerek : —$Şimdi anlıyorum.. Demek ki Kap-| — Evet kızım korkudan buraya sı- ğgındım. —Korkudan mı? Ah baba, şimdiye kadar bir çok fena vaziyetlerde bile ağzınızdan bu kelimeyi duymamıştım. Aklımızı başmıza toplayınız!. İşler bu kadar korkulu ve ümitsiz bir şekle mi | girdi? Papa, odada gezinmek için ayağa kalkarak sözlerine devam etti: — Bir gün, bana kanlı gözyaşları döktürecek bir harekette bulundum. O gün beni affetmeğe sevkeden nasıl delice bir düşünceydi, anlayamadım. Felâketlerimizin ilk sebebi olan bu| meşf'am Çikri hangi şeytan — aklıma * soktu?. — Sözlerinizden bir şey anlıyamı- | yorum baba! — Bir gün, Vatikandaki hususi du- n odamda bir adam, kendisine verdi- Bim bir vazifeyi delicesine reddetmisş- ti. Bunun üzerine Sezar onu öldür-| mek için üstüne atıldı. Ben mani ol dum. Sezarın hançerini tuttum.. Sonra | bu sefil adam kaçtı. Monteforteye git. ti. İşte Sezarın ordusunu mahveden Su mel'undur. Lükres: — Ragastan! diye hağırdı. — Bh' ı'lll yetti. Karşımda mrucı RORİJLYA hemen baş kaldırdı. Romanın ılıııdeıı gideceğini anladım. Hattâ — Tivolide bile etrafımda kin dolu bakışların pa- rıldadığını gördüm ve korkdum! O kadar emek boşa gitti. Bütün hâkimi- yetimiz temelinden yıkıldı. Zafer ka- lTesinin çökmez bir kaya üzerinde yük- selmiş olduğunu sanmıştım. Halbukt kaya değil, kum üzerine kuruluymuş, Korkuyorum kızım. Senden başka hiç kimseye — güvenemiyorum. — Lükres, Lükres, seni ne kadar sevdiğimi; se- ni bütün evlâtlarıma, hattâ Sezara bi- le tercih ettiğimi bilirsin! Bütün e- mellerimden bütün düşüncelerimcen haberin var. Seni hükümdarların bile baş eğdiği sıyasamızın başına geçir- dim. Lükres, ihtiyar babanı kortvya- caksın değil mi?. —Herkesin yalnız bıraktığı, çakalların, tikilerin üzerine saldırdığı ihtiyar aslanı müdafaa ede- çeksin değil mi?.. — Buna şüphe mi ediyorsunuz ha- ba! Burada tam bir emniyet içinde-i- niz. Artık hiç bir şeyden korkmaymmız. Fakat baba, heyecanınızın lüzumun- dan fazla olduğunu söylemekliğime izin veriniz, Yenilen Sezar yeniden bir ordu toplayabilir. O kadar şan ve se- ref bir mağlubiyetle yıkılamaz.. O se- fil Ragastana gelince, — intikamımızı almak benim için işten bile değildir.. Üyle bir intikam alacağım ki aptal herif istiraptan geberecektir.. — Ne Ah eğer doğruy- sa'.. — Merak etmeyiniz baba! Hemen Sezara haber göndereceğim, Onun mu hakkak buraya gelmesi lüzımdır. Papa doğrularak dehsetle: — Sezarın mı kızım!.. Sen ne di- yorsun?. Demek ki düşüncemi, haki- katı hâlâ anlıyamadın! Papalık tah- tına göz dikerek ölümümü bekliyen Kardinallar, düşüşümü gözleyen Sen- yörler arasında vücudumun ortadan kalkmasını en çok isteyen Serzardır; P SAa RRe! Ür L e örearrne / zllle G Ren diyorsun?., BORJİYA — ammmmmmamaı yazma! Ben onu iyice kolladım, — ve gözlerinde babasını öldürmek fikrinin korkunç parıltılarını gördüm. Sezar benim yerime Papa olmak istiyor. E- ğer Sezar buraya gelirse, mutlaka beni öldürmek için gelecektir. — Aldanıyorsunuz baba! Size ye- min ederim ki ben de Sezarın düşün- cesini yokladım. — Lükres, Lükres! Sezarı buraya çağırmıyacağına yemin et.. — Mademki istiyorsunuz ben de ye- min ediyorum. — Pek âlüâ kızım! Zaten babant ko- ruyacağını bilirdim. Gel de seni ku- caklıyayım.. Lükres yaklaşıp alnımı babasının dudaklarına dokundurdu... — Haydi şimdi dairene git kızım! İstirahate ihtiyacım var.. Yarın şu mel'un Ragastan için hazırlamış ol- duğun intikamdan bana bahsedersin. Lükres, babasının yanından çıkıp kendi dairesine vardı. Yüzünde baba- sının yanında bulunduğu — zamanki şefkat ve merhamet silinmişti. Bir sâaat sonra, Sezar — Lükresin Tmektubunu götüren postacı İtalyaya dağru yola çıktı. Mektupta şunlar ya- zılıydi. “Her işi yüzüstü bırakarak hemen Kapreraya gel!. Seni sabırsızlıkla bekliyorum.,, —58 — MACERAYA! Bu sırada zavallı Ragastan - bekli- yordu, Fakat ateşli yaradılışta oldu- Ku için bekledikçe şiddeti - artıyordu. Uğradığı darbe pek ağırdı. Kazandı- ğı şan ve şeref, Primverin kaybolma- sından doğan istirabını geçiştiremi- yordu. Onsuz olduktan sonra bu kadar | gan ve gerefi ne yapacaktı? Şimdiye | kadar katlanmış olduğu fedakârlik- lear benane kanmıenmale isinm dağil mire| : - M3 di? Beatrisin kayboluşu Ragastanın bütün ümitlerini mahvetti. Aklı başına gelir gzelmez Şövalye hemen, felâketi haber veren prensesin nedimesi ihtiyar kadını bir tarafa çe- kip uzun uzun konuştu. Fakat bu za- vallr kadın da evvelki sözlerinden baş- ka bir şey söylemedi. Bunun üzerine Ragastan gecenin bir kısmını, saray- daki hizmetçilerin istintakı ile geçir- di. Fakat bunlardan da mühim bir şey öğrenemedi. Beatrisin kale kapısın- dan çıktığı esnada nöbetçi bulunan zabit de kat.l bir şey söyliyemiyordu. Ragastan, ümitsizliğinden ve yor- gunluktan kuvveti kesilmiş — olduğu halde dairesine çekilerek ara sıra kâ- buslarla kesilen bir uykuya daldı. Er- tesi sabak Orsininin odasına girdiğini gördü. Orsini söze başlıyarak: —Aziz dostum, sarayda büyük mec- lis toplanıyor. Şimdi galibiyetten isti- fade çareleri düşünülecektir. Sezar büyük bir bozguna uğradı. Ordusu darmadağın bir halde öteye — beriye kaçtı. Evvelâ Rimini, sonra Bulonya ve Piyoamfino üzerine yürüyeceğiz.Ar- tık İtalya esaretten kurtulacak. Bu hareket esnasında sizin müttefikler ordusu başkumandanlığına seçilmeni- ze karar verdik. İşte bu şerefi — size tevelh etmek için meclis bu sabah top- lanıyor, dedi. — Bu toplantıda — bulunamıyaca- gım!.. — Ne diyorsunuz?. — Sizin, ve muhterem arkadaşları- nızın bana tevcih etmek istediği bu şe- refli vazileyi kabul — edemiyeceğimi söylüyorum.. Hemen bu sabah Monte- forteyi terkedeceğim. Orduyu ileride, galibiyetten galibiyete götürecek çok kıymetli kumandanlarınız var. Bana gelince. kendime bütün hayalımca bir yol çizdim, Genç Kontes Monteforte- den kayboldu. Ya onu bulacağım, ya a mömerdea rem ' veranmIRPtm

Bu sayıdan diğer sayfalar: