6 Mayıs 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

6 Mayıs 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazması benden : ——— —— Yazık Oldu Güneşe Dün yazık oldu Güneşe... Çocuk lar kazanabilecekleri, hattâ kazandık ları bir maçtan, mağlup çıkmak bed bahtlığıma uğradılar.. Futbol tekniği itibariyle kendisin- ma Güneş nasıl yenildi? L Şaşılacak bir işdi bu... Dün Olimpiyakostan ziyade, Güneş kendi kendini yendi desek yeridir. Son dakikalara kadar 1—0 galip va- ziyette olan bizimkilerin. Gol —at mak kabiliyeti hiç olmryan bir takım- dan iki gol yiyerek mağlup olacakları hatıra hayale gelmezdi. Libertas maçlarında fevkalâde oy- nryan Güneşe dün ne oldu bilemedik. İlk devre, golü atıncıya kadar göy- Te böyle bir oyun oynadıktan sonra, birden durgunlaştılar. Ve sanki Yu- nanlıların çok kötü, ve butbolden baş- ka her şeye benziyen oyunu karşısım” da, sanki hevesleri kırılmış gibi, âde- ta bir antrenman maçı kaygısızlığıyle topun peşinden koştular. Tüki, penaltı olup da beraberlik golünü yiyinciye kadar, bu durgun istiflerini hiç bozmadılar. Olimpiyakos beraberliği temin et- tikten sonra, bir şeyler yapmak isti- yerek canlanmağa çalıştılar. Fakat bu sefer de, şuursuz bir oyunla hiç bir iş görmeleri kabil olmadı. Ve biran sonra mağlabiyet golünü de yiyince, Güneş kendisinden çok alt bir takrma yenildi gitti.... M &7a Olimpiyakosa gelince. İlk maçını görmediğim için nasıl bir oyun oyna- mış bilmem, Fakat dün tam mânasıyle, — bir ÇHİÇ) dil.. Yananlı oyuncular, yalnız fazla olan atletik kabiliyetleri saye- sinde, bol bol koşuyorlar, zıplıyorlar, e topu yakaladıkça rastgele vuruyor- Yardı. Olimpiyakos oyuncuları, futbol oy- gıyacaklarma, atletik müsabakalara, geselâ birkros — koşusuna girseler Buhakkak — ki, daha iyi — bir yarlık gösterebileceklerdir. Takımda futbol oynıyabilen, yal- nız bir sol açık ve bir de müdafii gör- düm... Bizde de: Faruk ve Salâhattin bir varlık gösterebildiler. Ve İşte o ka- dar... gKŞ (3 Güneş dün, bizim yerli takımlar- dan; Pera veya Kurtuluşla oyna- saydı, muhakkak ki, çok daha mü- kemmel bir maç seyrederdik . Çünkü; bizdeki yerli Rum takım- ları, Olimpiyakosun dünkü oyunun- dan bir kaç kere daha iyi futbol oy- harlar... Güneş de, karşısında (FUTBOL) #ynıyan bir takım bularak, kendi ka- biliyetini gösterebilirdi. g. . Ben oyunu seyrettikçe ve kaçırılan fırsatları gördükçe hep: CAcaba bu fakım nasıl gol çıkarır.. Memleketin- de nasıl maçı kazanıyor?!) diye düşü- den en az üç kere daha aşağı bir takı- Büyordum.. Maçın sonunda biri penaltıdan, bi- Ti de karışıklıkta atılan kafa golleri- hİ seyretmek, bu sualime bir cevap ol- du. Olimpiyakos, hep bu oyunu oynarsa, Ancak böyle gol yapabilirdi zatem... ' .. Velhasıl dün bizim çocuklar, mu- kazanabilecekleri, daha hâ- kim, daha iyi oynadıkları bir. maçta V'I' oldular. ü ©. Yazık oldu Güneşe'- İzzet Muhiddin APAK| TLCA Ümumi — merkezi — » x ürkiye idman cemiyetleri iHti :'n umumi merkezi toplantısın - _:ı' Ş üzere Ankaraya git olan azalar, bugün İstan! M!İcrdh I'ıkinıı;;._inqmdıhr *döndü. Kaleci de topu tutamıya> Rasih il ik golünü atıyor ve Güneşlilerin Olimpiyakos kalesine bir hücumları Olimpiyakos Galip Sadi Karsan diyor ki: Son dakikalara kadar Güneş 1-0 maçı kazanmıştı Fakat biri perialtıdan (2) gol yiyerek, kendisinden fena oynıyan rakibine yenildi Ne ise Yunanistanım olimpiyako- su memleketine dönerken İstanbul dan bir galibiyet te götürebilecek. Hem de delikanlıların ne de olsa buna hakları — vardı. Sen - kalk, Atinadan yola — düzül, tren, va> pur buraya kadar gel. Sonra el avuş boş olarak geri dön. Elbette bu büyük bir haksızlık olurdu. Sonra ne de olsa biz mi- safir sever insanlarız. Vakıa dal- gimlık veya unutkanlık eseri ola- rak bazan ecnebi oyunculara ya- kışıksız işler yaptığımız vâki ol- muşsa da bu bir iki mez. Ekseriyetle — bunlara karşı çok centilmen hareket ederiz. Netekim işte dün buz gibi ye nildiğimiz halde hiç bir oyuncu - nun burnu bile kanamadığı gibi, hakem Şazi — Teczan da on gün evvel meslektaşının dayak yiye - rek çıktığı sahadan elini kolunu sallaya sallaya çıktı. Gelelim oyunun tafsilâtına: Güneş sahaya şu şekilde dizil- di: Corceviç, Faruk, Reşat, Enver, Hasan, İsmail, Salâhaddin, Bam- bino, Rasih, Necdet, Rebii. Görülüyor ki Güneşin İstanbul- sporla takviye edilmiş olan bu ta> kımı, Libertas takrmına karşı oy- nayan takımım aynidir. Oyun Güneşlilerin şiddetli hü - cumlarile başladı. Top bir türlü Yunanlıların kalesinden uzaklaş mıyordu. Fakat Güneşliler b“m çok şanssız, Necdetin, Salâhatti R nin, Rasihin, Bambinonun şütleri ya direğe çarpıyor, yahut ta dı- a kaçıyordu. ”rl:'yıkıkt“hı mütemadi akınlar ni- hayet 20 inci dakikada netice ver- mekte gecikmedi. Rebili topu sür- dü, birdenbire Necdete — müsait vaziytte bir pas verdi. Necdet te topu durdurmadan sıkı bir şüt çekti. Top üst direğe çarparak geri rak elinden düşürdü. Merkez muhacimlerimizin en açık gözü ve kurnazı olan Rasih, bunu ka- çırır mı ya? Hemen yetişti, ve yu- karıda resimde gördüğünüz gibi hafif ve rahat bir vuruşla — topu kaleye sokuverdi. ÖRÜLUE İ v p eld egi raya gelecek ve umumi merkez İstanbulda da toplantılarına de - yam edecektir. Dün Güneş 'Takımın— seferi geç da Vegâ' ne iİyi Oy- nıyan Oo- yuncular Faruk ve Sala- haddin Misafirlerimizin bu tehlikesiz| ki soldan güzel bir hücum esna - akınları o kadar uzun sürmeden| sında sol açıkları ortaya güzel bir pas verdi. Santrforları bundan is- Güzel bir Bu gol misafirlerimizi canlan” dırdı. Şimdi onların — atılgan ve gayretli oyunlarımı seyrediyoruz. İyi, çalışıyorlar amma topa hâ - kim olamıyorlar. Paslar ya pek uzun gidiyor, yahut ta pek kısa, Güneş — müdafaası da her ne dense Libertas oyununda göster- diği gayreti gösteremiyor. Topa| şampiyonu da iyice fitili almıştı. " Aradan ancak iki dakika geçti şuurla vuramıyor, top tekrar Güneşlilerin hâkimiye: ti altma girdi. Salâhattinin çok yakmdan ve çok hızlı bir şütünü kale direği büyük bir muvaffakı- yetle çeliyor. Necdetin kafa vu- ruşu kaleye girmekten hoşlanma: dığı için olacak, pek yüksekten kaçıyor. Bambino da dindaşları - na karşı müsamahakâr gibi. Zarif bir göbek — bağlamış olan Salâ- haddine pas vermiyor. Birinci devre böyle bitti. İkin: ci devrede Güneşliler, Libertas maçında yaptıkları tadilâtın ay- nini yaptılar, yani Necdeti çıkar- dılar. Sol içe Bambinoyu koydu- lar. Celâl Şefik sağ açığa, Salâ - hattin sağ içe geçti. Halbuki Nec- det pek âlâ güzel oynuyordu. Böy lelikle hücum hattı bütün insica - mını kaybetti. Gerek bunun, gerekse yorgun- huğun tesirile Güneşliler gevşedi- ler. Yunanistan — şampiyonu da habire çalışıyar. Sağ ve sol açık- lar seri ve tehlikeli inişler yapı - yorlar. Topu çok güzel ortalıyor- lar. Güneş müdafaası buna zorluk- la karşı koyabiliyor. Nihayet yavaş yayaş nefes ve mukavemet farkı kendisini gös termeğe başladı. Güneş müdafaa- sı iyiden iyiye yorulmuştu. 35 inci dakikada sol haf yara- lanıp sahadan çıktı. Yerine Asım girdi. Ve tam 38 inci dakikada top Faruğun eline çarptı. Penaltı ve gol!, Herkes bu golden sonra Güneş- sanryordu. Ve nitekim bir kaç saniye ateş- lilerin ateşleneceğini lendiler de, Fakat Yunanistan tifade etmesini bildi. kafa vuruşile topu ağlara taktı. Bu, günün en güzel lerimizin galebesile bitti. Nasıl oynadılar Misafirlerimiz gayretli ve ener- jik bir oyun çıkardılar. Sağ açık, sol açık, sol iç, ve santrforlarile bekleri iyi oynadı. Kaleci ve di - ğer oyuncular da vasat derecede muvaffak oldular. Bizimkilere gelince, hiç birisi fevkalâde bir oyun göstermedi. Oyun hiç bir zaman vasatın fev - kine çıkmadı. Birinci — devrede Güneş ekseriyetle hâkim oynadı. Fakat yorulduklarından dolayı ikinci devrede bu hâkimiyeti Yu- nanlılara kaptırdılar. Güneşliler gevşemeselerdi maçı - kolaylıkla berabere bitirebilirlerdi. M. S. Bir Fransız sporcusunu öldürdüler Meşhur Fransız bisiklet şampiyo- nu Plisiye Perşembe günü metresi ta- rafından Dampiyerdeki — villasmda tabanca ile öldürülmüştür. Pelisiyenin ölümü ile, Fransa en yüksek sporcularından birini kaybet- miş olmaktadır, Yazık ki golü idi. Netice de böylece 2 — 1 misafir- Berabere Bitmedi Sonlarına doğru tam münasıyle bir horoz dövüşü manzarasmı arze- den dünkü Güneş—Olimpiyakos ma- çını seyrederken kendi kendime düşü- nüyorum.« Bin bir külfet ve zahmete katlanı- yoruz. Binlerce liralar sarfediyor, ha- ricten takrmlar getiriyoruz. Niçin bunları intihapta biraz titiz. olmuyo- ruz? Eğer futbolde ilerlemek istiyor- sak her şeyde olduğu gibi kendimiz- den daha yüksek daha teknik takımı- larla çarpışalım ki bir istifade te min edebilmiş olalrm. Eğer hayatında hiç futbol oyunu görmemiş bir kimse dünkü müsabaka- ya gelmişse, bir daha futbol oyunu seyretmeğe tövbe etmiştir. Zavallı futbol bazan ne kisve ve şekillere gi- riyorl. İcat edildiği tarihten bugüne kadar geçen bunca seneler zarfında vasıl olduğu terakki merhalsi buysa çok yazık ona.. Kalem elimde maçın ne suretle ten- kidine başlamağı düşünüyoram, Bir şeyi tenkid etmek için iyi ve fena Muvaffak olunan hareketlerle hata- Jarı tartmak istiyorum. İmkânı yok terazi çekmiyor. Hatalar o kadar bol ve ağır klue Nereden başlıyayım bilmem ki.. Evvelâ Güneşi ele alayım. Güneş bi- rinci devrede kısmen canlılık göster- di. Hasmından daha iyi oynadı ve onu sıkıştırdı. Fakat ikinci devrede hava- sı kaçan bir halon gibi yavaş yavaş söndü. Hele oyunun sonlarına doğru bütün bütün hayatiyeti kaybetti. Li- bertas maçında şaheser bir oyun oy- nıyan Bambino ve Rasih ortada ber calıyor, açıklar bulunmaz - fırsatları kaçırıyor veya topu havadan ortala- mak İcap ederken yerden örlalıyarak hasme kaptırıyorlar, muavin hattı ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette topu nereye vuracağını bilmiyor. Müdafaa- da Faruk bir müdafiin başmı kullan- dığı kadar hiç değilse ayağını da kul- Tanması lâzımgeleceğini unutmuş gi- bi oynuyor. Oyuncular, biribiri üstüne gçıkıyorlar, toplu oynuyorlar. — Velha- sıl bir ceurcunadır gidiyor.. İşte Güneş takımının ikinci devre- nin bidayetinden sonuna kadar gös terdiği oyun.. Olimpiyakos oyuncularına -gelin- ce: İnce kombinezondan sarfınazar, kale önünde topu havaya dikmek mi istersiniz, sıra ile ıska geçmek mi, gol kaçıfmak mı, sürerken topun üstüne basarak düşmek mi, topu bekleterek kaptırmak mr ve ilâh...?... ü İşte bu husustaki meharetlerini bize gösterdiler, Maç sonlarına doğru artık öyle bir hal aldı ki halk bazı vaziyetlere kah- kaha ile gülmeğe ve her iki tarafa da acımağa başladı. Yazık ki dünkü gösterdikleri oyun ile berabere kalmaları en haklı bir ne- tlce olacak maçtan bir takım galip diğeri de mağlup çıktı... Sadi KARSAN 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: