14 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

14 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-— 1M HAZIRAN — 183 HABER — Akşzm Posfasr < YFazan: KADiRCAN KAFLIİ No. Genç reis atını tekmeledi. Beatrisin kuşattığı yere dörtnal sürdü.. Reislerimin yetiştiğini gören le- | Yentler büsbütün coşmuşlardı. | , Düşman atlıları gerilemeğe baş- laraylardı. Hüsmen — Reis yanıbaşındaki Frenk Süleymanla — beraber hem lıç sallıyor, her sallayışta bir at - 1 yere yuvarlıyor, hem de Fer - ftandoyu arayordu.. — Fernando nerede? Onu gör- Meliyim !.. Frenk Süleyman savaş yerinin Wcundaki kargaşalığı gösterdi: — İşte orada?. Sahiden oradaydı.. Parlak zirh- mdan, yüksek boylu, — parlak fağrılı, kapkara atından onu ça - tanıdı.. Lâkin,orada ne vardı da böyle de kırk elli atlının ortasında ancak dört tane Türk levendi vardı. Hşmadı.. Fakat Fernando ile dâ - Yüşen yiğitlerin ortalarımnda beyaz iseli bir de genç kız vardı. O da *den geldiği kadar düşmana kar- yüyordu. Bu gneç kız Beatris idi. Demek ki henüz gemiye varma- Tuştr, Demek ki Tilki Hasan onu götü- Nirken yarı yolda Fernandonun at- Hlıı tarafından kuşatılmıştı. Üsmen Reisin bulunduğu ta - Falta düşman bozguna uğramıştı . tle Kızıl Kadırganın prova top - k'! onların gerilerine doğru sık ".l Bülle savurdukça Fernandonun ’Lıı.qı?_.d hemen kaçmağa başlamış- Genç Reis atını tekmeledi. Beatrisin kuşatıldığı yere dört ÖĞ türdü.. Burası gemiye de yakmdı. “Ber vaktinde yetişemez ve Be- Aria Fernandonun eline düşerse, XUhud bu kargaşalıkta ölürse bü - M tnakler boğd: gitmi ölacükte » ö Ü n TUZAK k.:“hnen Reis gen çkıza yak - *ıiı sırada Tilki Hasannın atın- _h;“l' yaralı olarak yuvarlan - Te gördü. Sonra diğer — iki le- de yere düştüler. ı_"ıındonun yağız atı şahlanı- » Olduğu yerde yarım halkalar M Beatrise yaklaşıyordu. Genç kızetrafının — boşaldığını *'lkım. Kimbilir nereden ele WöSirdiği bir Türk kıltcını rastgele ş:'"'lyor, kendisini kurtarmak mak için cabalıyordu. | Dayan Beatris!.. Geliyorum.. s;h)ı.—eıı böyle bağırmıştı.. iden neredeyse ona yetişe - âbîin leventler de onun ar - u&ııliyorlırdı. b o anda Beatris'in elindeki K Bir bir kılıçla çarpışmış - timşek parıltısı göründü.. âf'— kız silâhsız kaldı. — er nese'esivle kudurmus vibi tıkı surette dövüşüyorlardı. Hem | Bunlar olagan şeylerdi. Hüsmen | olan Furnando birdenbire coşmuş- Ve « Genç kızı belinden kavradı ve atına alarak kaleye doğru dört nal sürdü. Anlaşılan onu ele geçirdik - 1 ten sonra böyle meydanda mertçe- | sine dövüşmek işine gelmiyordu. | Kaleye sığındıktan sonra kimbilir neler yapacak, Hüsmen'i ezmek için ne dalâveralar tasarlayacak - .. Hüsmen çılgın gibiydi. Fernando hâlâ dövüşen, fakat yo - rulmak üzere olan askerlerine ba- ğırdı: — Geri., Kaleye,. Kaleye dön! . Bu emir düşman atlılarının za - | ten istedikleri bir şeydi.. Yüz geri ettiler ve reislerinin | arkasından tabanları kaldırdılar .. Fakat Hüsmen bir yıldırım hı « ziyla geliyordu. Leventleri de ondan geri kalmı - | yorlardı. Fernandonun askerleri kaleye girmeden önce yetişecekleri şüpheli idi. Fakat eğer kale kapı - sına yaklaştıkları sırada yetişirse, Fernandonun zaferi hiç olacaktı. - Yüzbaşı Antonyo Pakaçelli Fer- nandonun yanında idi. Kuyumcu- nun bu genç ve cesur oğlu, İspan- yolları hic sevmezdi.. İtalyada on- ların yerleştiklerini hiç çekemezdi. Zaten o sırada artık İtalyada bir İtalyan birliği kurmak ve büyük İtalyayı yaratmak düşünceleri ol - dukça filiz brrakmıştı. Antonya bu | dü.ün.ceyi candan benimseyen bir | gençti. b Fakat Türklere karşı savaş çık - tığı zaman, İspanyollarla omuz o - muza dövüşmekten bir haz duyu - | yordu. — Çünkü o da eksiksiz bir hiristiyandı. — Ve her hıristiyan A j &,10 Köprü, $,85 Üsküdar, 8,58 Kadıköy, 9,50 Büyükada, 11,20 Yalova, 18,00 Yalava, 19,80 Bü. yükada, 20,20 Kadıköy, 20,10 Köprü, 21,50 Büyükdere, 22,45 ae ea ee ne n ae ema ee iştirak ederler. | İŞTİRAK ŞARTLARI. Ellerinde iki senelik daimi okuyucu kartımız. bulunanlar — parasız Ellerinde iki senclik daimi okuyucu kartımız bulunan okuyucula. vımız yanlarında en çok dört kişi getirebilirler ve bunların herbiri için soksener kuruş ücret verirler. (Pult ve vergisi dahil). Ellerinde bir senelik daimi okuyucu kartı bulunanlar parasız işti rak ederler, Yanlarında en ço iki kişi ,etirebilirler ve bunlır.n her biri için 90 ar kuruş Ücret verirler, (Pulu ve vergisi dahil), Ellerinde bir aylık kupon bulunanlar (90) kuruş ücret öderler. (Pulu ve vergisi dahil). Bunlar yanlarında bir kişi de getirebilir- ler, bunun için de ayrıca 100 kuruş öderler. Ellerinde ne davetiye ve ne de bir aylık kupon bulunmıyanlar 125 kuruş öderler. (Pulu ve vergisi dahil) Gezintimize iştirak için şimdiden bazırlannız. Tam bir buçuk gün eğlenecek ve iyi bir tatil geçirmiş olacaksınız.. X:9 un tertip ettiği müsabaka- da kazanırsanız hem hem de para kazanmış olacaksınız. gibi Türklerin karşısında dindaş - lariyle olan kavgalarını, dindaş - larıma karşı beslediği kin ve düş - manlığı hemen untuverdi.. — Marki Salerno!.. — Ne var?, . — Türkler bize yetişecekler gibi..| Siz kaleye gidiniz, fakat biz ön- ları karşılayalım.. Bize oradan imdad gönderirisiniz — ve hepsini kılıçtan geçiririz. Fernando bu fedakâr — zabite şükranla baktı.. Sonra arkaların - dan gelen Türk akıncılarına ve on- larmm başlarında olan Hüsmen Re- ise göz attı. Hüsmen Reis arkadaşlarından hiç değilse on on beşadım ilezide bulunuyordu ve Fernanodnun as - kerlerinden en geride olanları bi - rer ikişer haklayor, yere seriyordu. Sonra kanlı kılıciyle havada kor - | kunç halkalar çizerek veniden sal- dırıyordu. — Antonya!, — Emret kumandanım, — Müfrezeyi geri çevirebilirsen seni bir derece yükselteceğim . — Şimdi döner ve savaş yapa - rız. — Fakat Hüsmen Reise ilişmi - yeceksin, Hattâ ona, kaleden içeri girmesi için yol vereceksin. Diğer - lerini ise reislerinden ayırarak geri püskürteceksin.. — Reisleri kaleye girer girmez döneceksiniz, —Evet... , — Ne yapmak istediğimi anla - dın ya? — Anladım.. Hüsmen Reisi esir edeceğiz... — Bravoool.. » (Devamı var) Deniz gezintimiz PROGRAM —.! Büyükdereden, 23,00 Beykoz, ! 2810 Yeniköy, 2825 Kanlıca, 23,35 Anadoluhisar, 2350 Ar- j navutköy, 24,00 Çengelköy, 24,20 Üsküdar, 24,35 Köprü.. İ eğlenmiş yer Bir Aş Hikâyesi ekersersesenaaeke el eee y — Aman, vallahi, burada bek - lerken ödüm patladı.. — Haydi.. Konuşacak — zaman değil.. Kaçalım .. — Kaçalım.. Sakaklarda hızlı hızlı yürümeğe | başladılar. Sönük yanan nadir lâmbalar yolu alaca karanlıkla ay- dınlatıyordu.. Çocuk hırsızları gidiyorlardı. Hiç bir söz söylemiyorlardı. Seslerinin boğazlarında düğüm - lendiğini, ağızlarının açılmıyaca - l—Ahhm ğını hissetmişlerdi. Arada sırada başlarımı arkaya doğru döndürüyorlardı. Takib e - dilmediklerine dair emin olmak istiyorlardı. « Felek, bazan mücrimlere sanki kolaylık gösterir. Yolda hiç kimse çıkmıyordu .. Onları hiç kimse görmüyordu . Epeyce ilerledikten sonra, boş giden bir taksi görerek durdurdu - lar, Madam Bonne, çocuğu kuca - ğına almış, sanki kendi evlâdı gibi bağrına basmıştı. Maamafih, pek sçığa vurmuyor, gizleyordu.. Hoş, çocuk ağlasa, mevcudiyeti- ni belli etse de zarar yoktu.. Bun - lar, çocuklariyle birlikte — yolda giden bir anne - babadan — farklı değillerdi ki. Kendilerine kim ba- kacaktı?, İşte, böylelikle, Madam Bonne- nin evine kadar vardılar, Onları, orada — bırakarak, biz, zavallı Samiyeye avdet edelim: Zavallı annecik, yavrusunun ça- İmdığını, onun yerine — bir cesed konulduğunu farkettikten sonra, düşüp bayıldı.. Ayıldıktan sonra da istırapla yerde krvranmağa baş- ladı... Biraz sonra — Bahri ile doktor Tevfik eve gelmişlerdi. Fakat bu sırada, Samiye tekrar bayılmış bu- lunuyordu. Bu bayılıp ayılmalar esnasında haykırmış, inlemişti.. Doktor, onun sesini işiderek: — Ne var? Ne oluyor? - diye Bahriye sordu?. — Kızım.. Kızımın sesi... Ona da bir şeyler oluyor, — Her halde, annesinin bayıl - ması üzerine ağlıyordur. — Merak | etme, Bahri... Fakat, — dülger, bu tesellilere ehemmiyet vermedi.. Deli gibi eve girdi., Odalarda dolaştı. Şimdi ar- tık karısından fazla kızını merak ediyordu. .— Kızım.. Kızım.. Bir. taneci - | ğim.. Sana ne oldu?. - diye inliyor- | du.. Nihayet kızını, yerde yatarken buldu. Hemen onun — yanına diz çöktü., Kesik kesik, heyecanlı bir vesle: — Samiye! Samiye! - diye ça - ğırmağa başladı.. İlk sesi duyulan doktor Tevfik oldu., . Elyordamiyle, duvarları — filân tutarak, içeriye girdi.. Kızın baba- sı da onun arkasından yürüdü.. Doktor: — Burada genç bir kadın var... Bayılmış.. - dedi.. Nakleden: No, llılıli:ı Süreyya | 4: i Görünce: ğ — Merak etmeyin.. Şimdi çol — E?.. - diye sordu.. geçmeden ayıltırım.. — Tamam.. — Aman, sakın ölmüş olmasın. — Oldu mu? Ah, evlâdım. Evlâdım... — Oldu... — Canım, merak etmeyin.. Ba- | at bütün bu zevahire rağmen altırı kın yılmış diyorum size.. Haydi .. Sa - kin olun.. Şimdi kızınızı kendine getiririm., . 4 Doktor, biraz meşgul olduktar sonra, başını geriye doğru çevir « di: — İşte, gözlerini açtı bile. Doktor, altmış yaşlarında kadar vardı... — Kır ve alabros taranmış saçlıydı.. Çatık kaşlı ve zayifti. Fa- gibi bir kalbi vardı.. Genç kadına doğru iğilmiş, çan- tasından çıkardığı — minimini bir şişeyi onun burnuna doğru uzatı - yor, genç kadıma koklatıyordu. Bu tedavinin semeresi, çabucal görüldü.. Samiyeciğin vücudunu zayif bi: ürperme dolaştı... Genç kadın, sonra, gözlerini büsbütün açtı.. Et rafına, şaşkın ve dalgın bir nazar attı.. Ayni zamanda, dudaklarınde bir şikâyet iniltisi fışkırdı.. Zira yere düşerken başını çarpmıştı.. Şimdi bunun acısını duyuyordu Kendine geldikten, sonra, bir - denbire, feci macerayı da hatırla dı. İşte o zaman acısı iki katlı oldu Hayrır, iki katlı değil.. — On katlı Belki daha fazla.. — Kızım, Ah, evlâdım. ağlamağa başladı... Tevfik hiç bir şey anlamamiış bakıyordu. Gözlerini Bahriye çevirdi. İhtiyarın sendelediğini gördü.. — Ne var, kızım? Çocuğuna biz şey mi oldu?, — Ah, kızım, kızım. Evlüdım.. Zavallı dülger; — Çocuğun işte şurada.. dedi.» Baksana uyuyor.. . — Hayır, o, benim çocuğum de- ğli. O, Jale değil.. Bu çocuk ölü . Benim çocuğum ise, sapa sağlam - dı. Demin, benim burada — azıcık bulunmadığımdan istifade ederek çocuğumu çaldılar. Alçaklar.. Doktor: — Verin o çocuğu bana. - dedi (Devamı var) * diye HABER Akşam Postası IDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESI Telgraf Adres': İSTANBUL HABEK 'Telofon — Yazıt 23872 — İdare: 24870 ABÖNE ŞARTLARI | Türkiye Benebi; Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. 6 aylık 130 , MW0 » 3 aylık d00 , 800 , 1 aylık 150 , 3200 . iİLÂN TARIFES! Ticaret ilâalarmın satırı 12,50 ; Reszml Hânlar 10 kuruştur. BaseaneienaaaanammASReLEENBERDan AEEmEENENLAnA Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM US Basıldığı yerı — (VAKIT) Matbaaaı | ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: