20 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

20 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çalınmış çocuk peşinde Polis Hafiyesi (X9)un harikulâde maceraları “” eai VP AT A Yire/z HABER ATALA O RURTÜLUNCAYA . YRTU: KADAR B/ZDE PARALAR! ALMIS OLURUZ ! . (ZC /ME d GÜ - I fÜZ TAMAN WİZ-DAKA FENMA ”| NOLACAK #PLERİ ÇOCUMU YUKARI İ KİB ALıN DERETER YUKARIYA ŞIKALIM Ç7 , İYARI YOLDA BIRAKIN| FUZGARDAN KCÜBE A #KÂAĞID GİBİ SALLA LLAN YARDIMCIMIZ YOR > e Haziran JABER'in deni. gezintisi gü- SERSERİLER YATAĞI Bo tabancalı yüz kişi koyunuz. Eğer tüfekliler yerlerini brrakmak' mecburiyetinde kalırlarsa taban - calılar muharebeye iştirak edecek- lerdir. Bu yeni tertibata iki daki- ka içinde alındı. — Ne kadar ihtiyat adamınız varsa buraya, meydanın ortasıma koyunuz! Bunlar tehlike içinde bulunan yere koşmak üzere yedek kuvveti teşkil edecekler. Şövalye kazanmak ihtimali en çok olan bir plân tatbik ediyordu. Etrafında toplanan serseri reisle- ri bunu itirazsız kabul ettiler. Ragastan yeniden söze başladı: — Şimdi sözlerimi iyice dinle- yiniz. Öldürülen melun Triko Ha- şarat Yatağının tam bir sükünet kinde olduğunu polis müdürüne bildirmek için üç tüfek atacaktı Eğer bu üç tüfek atılmazsa hücu- mun geri bırakılmak ihtimali var- dır. Ne yapmak lâzımsa karar ve- riniz. Manfred cevap verdi: — Mösyö, doğru olan endişeni- zi anlıyorum. Ben kendimi sizin yerinize koyarak söyliyeceğim. Kardeşlerim. Üç tüfek atmazsak başka bir gece birdenbire basıla- cağız. Bilâkis bu işareti verirsek kralım adamları hiçbir karışıklık ummadan ellerini kollarını sallı- yarak gelip kurduğumuz pusuya düşecekler.. Doğru değil mi?.. Reisler başlarını sallıyarak: — Evet! Cevabını verdiler: Manfred Ragastana sordu: — » — Mösyö, nedir? Heyecanı son dereceyi bulan Ragastan: — Oğlum, ben de sizin yeriniz- de olsaydım vereceğim cevap bu olacaktı, dedi. Manfred bu oğlum sözü üzerine dikkatle Ragastana baktı. Fakat bunu, onun fazla nazikliğine verdi Titreyen bir sesle: — Demek ki artık karar verildi. Lântene sen Montorgöy sokağına koş. Ben Sen Sovör sokuğuımna gi - deceğim. Sen de Kokarder Piyetr- ye sizin düşünceniz Mösyö lö Şövalye, lütfen siz de buradan hareketleri idare eder misiniz?, dedi. Ragastan: ğ — Sizinle birlikte gelmeği da - ha çok isterdim. Cevabını verdi,. — Geliniz öyle ise.. Bu işareti yvereceğim, Bir dakika sonra ateşler ve ışık- lar söndürüldüğü için sessiz ve ka- ranlık kalan Haşarat Yatağında üç tüfek patlıyarak uykuya dalan şehirde boğuk bir aksi seda halin- de uzayıp gitti. ğ KUZU KURDUN PENÇESİNDE Serseriler Yatağında ümitsiz bir müdafaanın hazırlığı tamamlanır- ken diğer bazı vak'alar da geçi « yordu ki bunları da anlatmağa mecburuz. Birinci Fransuvanın — yanında Monklar ve kuvvetli bir asker bö- SERSERİLER YATAĞI lüğü olduğu halde Tüiyleri meyda- nındaki evde araştırma — yapmak üzere geldiğini ve Jiyetle Ragasta- nın kaybolduğunu anlayınca ser - seriler Yatağını mahvetmek - için yapılyan harekâta iştirak etmeğe karar vererek Luvr sarayına dön- düğünü görmüştük. Monklarım, Madlen Ferronun getirdiği askerlerin arasında bir adam bulunuyordu ki oküyucula - rımız onu pek âlâ tanırlar. Bu: Ale lö Mahü idi Düşes Detampa Jiyetin kaçırıl - | ması işinde yardım ettiği günden- beri Lö Mahü pek düşünceliydi. Bu düşünce bilhassa iki nokta - da toplanıyordu. — Biri Düşes De - tampdan kaçınmak — mecburiyeti, öbürü işten haberdar olursa Kralın kendisini ne yapacağı idi. Iktiyar Madam Albanın bekle- nilmeyen ölümünü işittiği zaman daha ince düşünmeğe başladı .. Gözlerinden akmayan siler gibi yaparak — kendi kendi - ne: — Zavallı metresim öldü.. Gerçi hepimiz öleceğiz.. Fakat bu kadım henüz sağlamdı.. Demek ki umul mayan bir sancıdan öldü.. Bastil - de işi öğrendim.. Gerçi sarhoş he - rife iki şişe şarab içirdimse de bu sancının hediye olarak gönderilen br meyvadan sonra husule geldi - ğini anladım.. Acaba bu meyva - ları kim gönderdi? — Muamma! Anladığıma — göre bumuammaya Düşes Detamp derler. Ben meyva- ları pek sevmediğim için belki bir yaşları | sancıyauğramam.. — Fakat olur ki yakında bir gece, karanlık bir so - kağın köşesinde büyük bir kurşun hapı yuttururlar.. Yahut yenilmesi imkânsız bir jantiyom yüzüne bak- tım diye beni düeclloya — çağırır.. Çok teşekkür ederim.. Madam De- tamp.. Bunlara karnım tok.. Ya kral güzel matmazeli zorla sürük- leyen adamın ben olduğunu öğre - nirse? Şehirdeki bütün darağaçla rına yeni ipler takıldığını gördüm. Gerçi yeni bir ip eski — bir ipe her zaman tercih edilirse, benim böyle bir kravata ihtiyacım yok. Bunun üzerine Ale lö Mahü ka- rarını verdi: 1 — Gece gündüz tetikte bu- lunmak, 2 — Krala bazı mühim hizmet - lerde bulunmağa çalışmak.. Yukarıda gördüğümüz gibi bu gece Tüiylerideki evi araştıran Monkların maiyetinde bulunuyor- du. Geri dönme emri verilince Ale lö Mahü durarak istenilen a - | damların birdenbire kayboluşla - rının sebeplerini — kendi kendine sordu.. Birinci Frasuvanın bu tev - kife pek büyük bir ehemmiyet ver- diğini görmüştü.. Acaba tevkif edilmek istenilen kimlerdi?. Lö Mahü bunu bilmiyordu. Bildiği bir şey varsa bu adamla- rı yakayabilecek kimselerin derhal Kralın gözüne gireceği idi. İşte aklından bu düsünceleri ge- çiren Lö Hahü Kral ile Monkları saraya kadar takib edecek yerde

Bu sayıdan diğer sayfalar: