3 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

3 Ağustos 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AĞUSTOS — 1935 Yedinci yerli mallar sergisi de pa - Zartesi günü kapanıyor. Yedi yıl ne * | kadar çabuk geçti: Birinci sergiden - beri biribisini takip eden sergiler hiç Şüphesiz herkesin varlığında ayrı ay-) rt ve türlü tü hatıralar bırakmış tr. Fakat acaba şöyle dimağımızd tâm bir tösir bırakmış paviyon kaç tanedir? Sergide çok görülüp beğeni- len yerli mallardan acaba. kaç tanesi ' #ergi kapandıktan sonra uranmış Şüphesiz en göze hatanı, en çok Yacımız olanları ve en büyü ği göstereni. Fakat bütün bunlar| hahzi paviyonda toplanmış? Sergi koridorlarının hiçbir vakit eksilmiyen kalabalığı içinde kendime Yol açarak ve önümdekilere göre adım uydurarak yürürken zihnim bu sual. lerle meşgul... Göze hoş gelen paviyon çok. Asağı | Yukarı her paviyonda ihtiyacımız olan seyler var; fakat en büyük yenilik. Dereme kalmadı, Az kalsın meşhur Yunan bilgini gibi; | Buldum !...., Die-bağıracaktım. Yedi yılda belki #edişyüz kere geçtiğim koridoru ki- “SİNİ dönünce ateşten bir ziya göz mi kamaştırdı: Demindenberi nasıl olupda düşüne *edifime şaşıyorum. Evet nasıl olup da düşünemedim. Hiç yirminci yüzyıl da, elektrik asrmm elektrikten başka bize her yıl &ö#il her an'yeni bir ye - hilik verebilecek şey var mıdır,? Hiç elektriğin cevap versmiyeceği, karşı - layamıyacağı bir ihtiyaermız buluna - bilir mi? Hiç bütün bu yeniliklerin bu lunduğu paviyondan daha güzeli tasav Yur olunabilir mi? SATİE pariyonuna sergi koridarla - rindâ rastladığım kalabalıktan daha müthiş bir kalabalık o içinde girmeğe muvaffak olduğum zaman bundan ev- velki uzun: düşünüşlerimi daha gü - lüne buldum. İşte ben düşünüp dü - rarken günlerdenberi halk kendisine lâzım olan paviyonu doldurup doldu” | Tup boşaltıyor. Dir defa geliyor, Ru kâfi gelmiyor? dâha kapıdan cıkar - Ken kendini alamıyor, bir defa da #iriyor ve kimbilir böyle haç defü, Sühleree ve haftalarca gidip geliyor, Burada şa dört duvarın içinde elekt , Yerli mallar sergisinde SATİE pavyonundan birkaç görünüş daha.. Sergiyi gezerken EN MODERN Konfor Vasıtaları Serginin en kalabalık pavyonunda Her keseye elverişli şekilde herkesin istifadesine arzedilmiştir SATIE pavyonunda neler gördüm? rik endüst. in harikasını görüyor. Sonra, hiç şüphe (o yok ki benim gibi hayıflanıyor : “ « Neye şimdiye kadar bütün sun lardan istifade etmedim? Yahut kendi kendine soruyor: Niçin benim evimde şu abajur. sw vantilâtör var da, şu ekonomik banyo tertibatı yok?.. SATİE sosyetesinin paviyonuna gi rince sağ tarafta iki vitrin gözümü cekti, Ne de güzel yapılmış. Bir man ken kadm, renkli kumaşları tutuyor, Buna bir hayli baktım. Fakat birden irkildim. Tuhaf şey soldaki ötekinin ayni, ama tıpkı tıpkısı rip sey acaba ben beş dakikadaır bu rada durduğum halde nasıl bunun nürken gözlerim gene hep evvelce gördüğüm vitrin üzerinde duruyordu. Bir daha öbür vitrine bakayım dedim ve o va - kit gözlerimin neden buradan kaçtı - ğını ve beni diğer vitrine sürükledi- i anladım. Çünkü gözlerim kötü si- ya neşreden ve ampulleri meydanda olan bu vitrine hakmuk istemiyor, yo” ruluyor ve daima gizli oampallerle, tatir bir ışık içine boğulmuş olan öte- ki vitrine saplanıyor. Bu bir mucize mi, hayır sadece bir hakikati ortaaya koyuş. Bütün dün - yanın reklâma ehemmiyet verdiği bir zamanda vitrinini açık ampullerle sa” dece siyayn boğan bir müessesenin dü. aziyeti bu misal göstermeğe . Bunu gördükten - sonra aca, artık bize çok geri gelen bu şekiller vitrinini aydınlatacak bir müessese! sahibi bulunabilir mi? Eğer bundan sonra hâlâ böyle ma-| Hazalara tesadüf edersek (biliniz ki bunlar yedinci yerli mallar sergisini | gidip görmemişlerdir. Bu görmeyiş onlar İçin ne büyük bir kayıptır. Bel-| kide ticari ziyanlarını omalolacaktır. Elektrik sosyetesi burada bir yol gös termişoluyer. Buhdan istifade ede - miyenlerin bilmem halleri nice olur? Paviyonu gezerken gözlerimde dai - ma bir ferahlık, bir tatlılık hissedi « HABER — Aksam Postası yorum, Bu kadur çok ampulün yandı” ğı bu paviyonda gözlerim hiç bir ra hatsızlık duymuyor. Bunun sebebini İ karşı tarafla geçince anladım. Ve... Buradaki manzarayı o hayıflanarak seyreden kalabalığa ben de katıldım. Benim de onlâr gibi hayıflandığım miz gözlerimiz ve sağlığımızdı. Bu hayıflanmamız ne kadar büyük o - Jursa olsun azdı doğrusu.. Şurada önümüzde serilen misafir yatak oda - larile, mutfağile, banyo dairesile ve bahçesile görülen ev şiphesiz güzeldi. Fakat acaba bu evin ziya tertibatı, böyle ona bütün güzelliğini veren bir gizlilik içinde yapılmayıp birçok ev - lerde olduğu gibi açık (o abajarlarda ampuller tavanlardan sarkıtılıverse i- di ne olurdu? Ne olacak, bu güzelim ev mahvo -' lurdu! Ya içindeki insanların sağlığı ve saadeti? Şüphesiz onlar da bulun - mazdı. Şu taştan bebeklerin bile bu ziya düzgünlüğü içinde rahat ettik - lerini hisseder gibi oluyorum ve ken- di hesabımıza teessirüm artıyor, Fakat birden bütün bunlara malik olmanın ne kadar kolay oldüğu hatr. rıma geldi ve teessürüm © geğiverdi. Öyle ya bütün bunları bizlerin önüne koyan SATTE bu üsri vesaitten vere- siye olarak istifade etmemize de im - küm vermiyor muydu? O halde tees - sür neden? Dikkat eitim. Bu nümune evciğin en çök göz çeken ve hasretle seyredi - len tarafı banyo dairesi, SATİE sos yetesi bunu bilmiş gibi biraz ileride bu küçücük banyo dairesinde aynen rörülen banyo tertibatının ha. kikisini yerleştirmiş. Paviyon memuru bayan, tatlı bir dille izahat veriyor: “.— Tabii sergideki her şey gibi bü banyoda ve şu Su Isıtma cihazı yerli- dir. Ba cihaz S0 litre suyu bir defudü ısttır ve bu suyla iki banya yapıda - bilir, Bir banyo 33 kuruşa yapılmış o- Jur kuruşa bir banyo: “Sondan ucuz, | TATAR TN Yerli mallar sergisinde SATIE pavyonundan üç görünüş sözü bile bu sıcak su banyosu yanında | pek zayıf kalıyor. Başımı öbür yana çevirirken bir vit rinde doldurulmuş su içinde oradan i oraya kayan bir şeyler gözüme ilişti, i Baktım balıklar, ama benim hiç gör - mediğim ve eminim ki sizin de gör * mediğiniz (balıklar. O halde geliniz hep beraber bu balıkları (görelim ve verilen izahatı dinliyelim: , “— Bu balıklar mutedil hararette tath suda yaşıyan ve Brezilya sula - rmda bulunan balıklardır. Suyun içi- ne elektrik Yasıtasile verilen kâfi ha- i raret bunları, görüyorsunuz, alıştık- ları şerait içinde yaşatıyor.,, Bunu da gördükten sonra elektrik kudretinin | yapamıyacağı hiçbir şey bulunmadı - ma kanaatim bir kat daha kuvvetlen- | di. Sergi çok sıcaktı ama SATİE pavi> yonunun bir köşesinde iki sepet içinde en iyi cins okokkömürlerini görünce doğrusu o tarafa gitmekten kendimi alamadım. “— Bunun da burada ne işi var, di - “ yecek oldum. Fakat elime verilen ga yel zarif bir bröşürden öğrendim ki bunlar SATGAZEL'in Yedikule gaz - hanesinde elde edilen okömürleridir, Cumhuriyet hükümetinin bütün dev * let dairelerinde ve mahrekat vakan endüstri müesseselerinde odun yakıl « masını yasak ettiği şu sırada elektrik paviyonunda kömürün de bulunması” nı tabii görmek lâzım. Ve onun yanında ham katran, diyor. lar ki: “ — Büyükdere yölu da bununla ya pılmıştır. Sağlamlığını hepimizin bildiğimiz Büyükdere yolunun bu katranla yapı” lışı Satieanın katranları için mükem - mel bir garanti... Iş bu kadarla da kalmıyor. Yük - sek bir etajerin üzerindeki şişelerde kimya endüstrisinin kömürden çıkar - dığı bir çok maddeleri görüyoruz: Zift başta geliyor. Bundan sonra ham benzol, tasfiye edilmiş benzolü Sal - vant Nofto, Asitfinik, Antrasan yağı ve Kreazot diye her zaman aranilan Satgazol ziraat müesseselerinde dai - ma kullanılan Karbonileum, pasa kar- $ı kullanılan fenollü — siyah boya, ve aliminyüm boyası, derilerin muhafa - zasında kullanılan ham naftalin, ve en iyi cins zift, Bu görüşlerimi böyle Kapkara ve kaskatı bir madde ile bitirmemek için gözlerimi gene kar gibi beyaz banyoya çevirdim ve bu kadar ufak bir yerde bu kadar şey görüp öğrenmenin vet - diği hayranlık içinde paviyondan çık - i tım. Sergi kapısından çıkarken sergi radyosunun kapı üzerindeki büyük ho- parlöründen şu sözler etrafa yayı « lyordu: “ En kiymetli uzvunuz hangisidir? soruyorum: Hayatta en çok ehemmi yet verdiğiniz öza neremizdir, bilir misiniz? Hiç şüphe yok ki gözlerimiz dir.,, Ve radyo spikeri ilâve ediyor; “Gözleri bozmamak, bu en fazin muhtaç olduğumuz uzviyelimizi yor mamak için ancak STİE'nin tesisatına başvurmak icap ediyor... Spiker ne kadar (doğru söylüyor, Hakikaten durmadan yenilikler mey * dana getiren bu yeniliklerden herkese en müsait taksit şeraiti içinde istila * de etmek imkânını veren SATİE sos « yelesi ne kadar, takdir edilse yeridir, ..

Bu sayıdan diğer sayfalar: