30 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

30 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 İLKTEŞRİN —1935 HABER — Akşam Postası tı SAK ŞEY DEĞİL... YİLMERMABA ! AV SOYLE BAKALIM... | ARkAMIZDAN Kim gıMAYA GELİYOR ?.. Acaga © HALDE SÖZLE, ŞAŞIRMAYIZ.. RIMI EYİCE Dim : YOLLARI ŞAŞIRMA BAŞKA HİŞ Saki İŞLER çox ORON GivE <EK., ELBETTE İSTERİM * Cerrahpaşa hastamdsi sabık j diye ve zühreviye mütehassıs, > Tar. HAZIM pi KAŞE “““NEOKALMNİiA Katran Hakkı kullanmalıdırlar. Zira Katran id . vr yoları se ve ar EE Galatasarayla (İngiliz (o sefareti nda tra: cad. No, 26 Grip - Nevralji - Baş ve diş ağrıları . Artritizm . Romatizme iyileştirir. OEM ADAR ; Elbiselerinizi, Pardesülerinizi, ! Paltolarınızı vee Muşambalarınızı | /Ş$ BIR HASTA Ismarlamak veya hazır almak için daha ne bekliyorsunuz İNLE j Kumaşlarının mükemmeliyeti, kusursuz biçimi ve fiyatlarının ucuzluğu | ile en güç beğenenleri bile memnun eden: | Eczanelerden 10 tanelik tüp isteyiniz. Çok kârlıdır. üyük | EŞ şap YE EM, IN Galata'da UROLOG - OPERATOR ei İN ade Elb se; “Dr. REŞİT SAMI jj“ EKSELSİ0Rersise İdrar yolları hastalıkları mütehassısı, Beyoğlu İstiklil caddesi (Eski Mulen Ruj karşısı) Vebab B. Ap. No. 61 ziyaret ediniz. Her keseye elverişli fiyatlarla bulacaksınız. , UMAŞ 7 — İşte, işler gene değişti. Mademki oğlumu yarın buraya getireceğime € - min, o halde bu gece hiç bir şeye kal - kışmıyacaktır. Bu gece, geceyarısın - dan sonra serbest kaldığım zaman De. viniyer tarafımda bir iki (dolaşırım. Bakalım ne olacak, O vakite kadar bir münacebetsizlik çıkarmağa (lüzum yek. Haydi biraz uyuyayım! diye mı- rıldandı, Bunun üzerine Pardayan yatağa u- zandı ve akşam yemeği vaktine kadar rahatça uyudu. Saat on da Hanri dö Monmoransi son tedrâleri de aldı. Yalnız seyisi, vekilharcı, ruhu olan Jil Jan dö Piyenle kızının götürülecek leri yeri biliyordu. Onun için daha ön. ceden gönderilerek LAhaş sokağındaki yeşil kapılı evin yanında bir yere et - rafı gözetlemek için kondu. Yikont Daspermon, Lâhaş sokağı - nın ağzıma kadar arabayı götürecek, ve orada inerek yerini Marşala bira - kacaktı. Pardayan gelince, o da arabanın gerisinden gelerek Daspermonun dur duğu yerde duracaktı, Bu suretle arabanın son duracağı yeri Marşal ile Jilden başkası bilmiyecekti. Pardayan esasen bu a - rabanın (İçinde me bulunduğunu bilmiyordu. Saat on birde Ortes Pardayanm o- dasma giderek: — Hazır mısmız Mösyö! dedi. — Hazırım... İki adam birlikte aşağıya indiler. Bu esnada Ortes Marşalın kararını Pardayana söyledi. — Aziz düşmanım, bir şey sormak. lığıma müsaade eder misiniz? dedi. — Sorunuz. PARDAYANLAR — Arabada kimin biliyor musunuz? — Hayır, ya siz? —Böyle bir şey tahmin etmeğe kal kışırsam asılacağım. Konağın avlusunda araba harekete hazır bir halde bekliyordu. Şehre nak- lolunacak adam önceden bindirilmiş « ti. Çünkü körükler kapanıp kilitlen mişlerdi, Darpesmon da arabacı yerine çık » ti, Atının üzerinde bulunan Hanri Par dayana son emirleri verdi: — Araba yavaş gidecektir. Siz de on adım geriden geleceksiniz. Kim © - lursa olsun arabaya yaklaşmak istiye. ni öldüreceksiniz., Anladmız mı? Pardayan cevap olarak mantosu » nun altında sakladığı yalın kılıcı gös- terdi. Bundan başka yanında bir han. çer le bir de dolu tabanca vardı. Marşalın bir işareti üzerine kona » ğın büyük kapısı açıldı. Hanri öne geç ti. Araba onu takip etti, Pardayan da karanlık içinde etrafına süratle bakı. narak ilerledi, kendi kendisine: — Eğer bir taarruza uğrarsak bu da muhakkak konağın uzağında ola . caktır. dedi, Bu sırada araba küçük bir sokağa sapıyordu. Birdenbire bir tabanca (opatlıya » rak karanlıkta bir namlu göründü. Marşal : — İleri! diye bağırdı. Daspermon, kulağın dibinden vız layıp geçen kurşundan korkunca at « ları kamçıladı. Araba dört nala git , meğe başladı. Kısık ve titrek bir ses: — Alçaklar! Kadın hırsızları, du? « runuz!. diye haykırdı. Araba ile Marşal kaçıyorlardı. bulunduğunu gaya a ya —— arsin; gi 2 yg 0 gg 8 Mg gp Bb hay ag Sü yg ni di PARDAYANLAK 269 Biraz sararan Damvil; — Korkarım işi gözünüzde büyütü. yorsunuz Kitalan, dedi. Bu adam hakikaten Bastil müdürü Kitalandı, Marşal söze başlıyarak: — Eh, ne oldu bakalım? diye sor - du, — Yalnız mıyız? Bizi kimsenin din. lemediğine emin misiniz? — Tamamen eminim. Fakat daha fazla emin olmak için geliniz! diye - rek Marşal Kitalanı bu odanın yanın. daki başka hir küçük odaya götürdü. — Burada konaktaki adamlarım - dan odam, silâh odası ve bir odaile daha ayrı bulunuyoruz. Bu kapıya ge, lince, burası da gizli bir o merdivene açılır ki buradan ben ile vekilharcım Jilden başka kimse geçemez. Bununla beraber Jilin bütün esrarımızı bildiği malümdur. Onun için şimdi her şeyi serbestçe söyliyebilirsiniz., Kitalan bir koltuğa oturarak: — Pekâlâ, zannedersem (hepimiz mahvolacağız. Pariste esrarımızı bilen bir adam var. Bu adam isterse hepimi. zi darağacına gönderir.. sözlerini söy Jedi, Marşal bembeyaz kesilerek: — Esrarımızı bilen bir adam mı sar? Sözlerinize dikkat (ediniz! diye bağırdı, — Heyhat! doğru söylüyorum. Bu adam, hizim Deviniyerdeki toplantı - mızda bulunmuş. Her şeyi biliyor. — Bu adnm kimdir? İsmi nedir? — Pardayan! — Pardayan mı? Altmış yaşmda olduğu halde ellisinde bile görünme - yen, uzun boylu, zayıf, kuru, Sert ve' kır bıyıklı bir adam mı? — Hayır, hayır!.. Size söylediğim Pardayan yirmi iki yirmi üç yaşla. rındadır. Gözleri donuk, ağzı tuhaf bir gülümseme ile büzülmüş, uzun boy lu, geniş omuzlu, tavırları alaylı, eli her zaman kılrcmın kabzasında bulu « nan bir adamdır. — Öyle ise, bu onun oğlu, bana bahsetiği oğludur. Kitalan bir şey anlamıyarak: — Oğlu mu? dedi. — Evet, anlıyorum. Devam ediniz. Bu Pardayanm Deviniyer otelinde bi. zim esrarımızı öğrendiğini söylüyor - sudunuz. Evvelâ bir sorayım. Dua. damdan başkasınm bunu öğrenmedi - ğine emin misiniz — Evet, emin değilsem bile çok kuvvetle zannediyorum. — O halde bundan emin olabiliriz. Bu Pardayanı ele geçirmek ve sustur- mak için bir çare biliyorum. Fakat bu nu siz nereden öğrendiniz. — Bastil Müdürü olduğum için o. nu muhafaza etmek fizere bana teslim ettiler. — O halde mesele pek basittir? — Sen hapishanenin müdürüsün,, — Evet! — E, bir mabpus serkeşlik ederse onu toprak altı localarından birisine kapamağa hakkın yok mu? — Fakat 6 kurtuldu. Şimdi dışarı. dadır, Kendisini serbest o bırakmağa mecbur oldum. Ne diyeyim, nasıl söy. liyeyim bilmem ki... Ondan af diliye. rek kendisine zindanm kapılarını e « Timle açtım. Marşal, bir saniye kadar Kitalanın aklını kaçırıp kaçırmadığına (dikkat etti, Bastil müdürü sözüne devam ede. rek:

Bu sayıdan diğer sayfalar: