23 Aralık 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

23 Aralık 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gazetelerin ağzını tıkamayalım ! — | Dünkü yazımda: “Tiyatrolar, sinemalar, yahut tomanlar cinayet mevzularını u" |Zun uzadıya teşrih ederken gaze- telerin olmuş vakaları yazmaması doğru değildir. Yazalım, fakat teş- vik edici değil, terbiye edici ma- hiyette!,, demiştim. Nadir Nadi cevap veriyor: “Sinemalar, tiyatrolar sansüre| tâbidir. On yedi, on sekiz yaşına kadar gençlerin bu gibi yerlere gitmeleri yasaktır. Her romanı o. kumaları doğru değildir. Bundan başka gazetenin yaplığı tesir — hakiki vakalarla uğraşması dola siyle — daha büyüktür.,, Kendisinden sorarım: Hakikat böyle midir? Roman- larda sansür, nerededir? Sinema- ların sansürü ne dereceye kadar! dır? On sekiz yaşmdan aşağı ço- €ukların sinemaya gitmeleri yasak! mıdır? Gitmiyorlar mı? Gazete- lerde elleri kelepçeli perişan bir! #damın resminin çıkması teşvik e| dici mi, yoksa tethiş edici mahiyet. te midir? Falanca polisye roman. daki Rokambol, Arsen Lüpen Fantoma tipi hakkındaki Nadir! Nadinin mütaleası?... Nadir Nadinin bir diğer de şu: “Cinayet havadislerinde terbi- ye edici bir gaye kullanmak tekli. | fini yanlış buluyorum. Bu gazete! lerin vazifesi değil ki.,, Niçin bir gazetenin vazifesi, iç- Uma bir meseleyi müsbet, hayırlı bir sekilde ortaye atarak kendi te- fikir! mas? Rejim propagardalarını Üzerlerine alan gazeteler, hâdise- leri de mahalle dedikcdularından Yükseğe çıkararak gereği gibi halka anlatılması vazifesini gör | Mme'idirler. Herif, kan davası için kalkı-! Yor bilmem nereden İstanbula ge yor, adam vuruyor. Bunu iki sa- Lırla geçiştirmek yerine, kan da. Yâsı aleyhine hattâ bir mücadele! açmak, Şark ve Karadeniz vilâ Yetlerimiz için pek istifadeli olur. Bu, bizim henüz iyi yapamadığı. mız vazifelerimiz arasındadır. Kız kaçırma hâdiseleri hakkında keza, en ufak bir zabıta vakasını *le alarak bir münevverin telâk- kilerini yazabiliriz.. Kabadayılık! hakkında keza... İntihara dair dei “yle... Biz susarsak şifahi muharrirle- "in yapacağı menfi propaganda havadis naklinde hassas, tannan köy, kasaba ve şehirlerimizde hâ- kim olacaktır. Buğünkü yazış şekli iyi de- #ildir. Fakat susmağa doğru de- ül, söylemeğe doğru inkişaf etme- idir. (W3-N0) | SA Rl m —— Ünivereltede | Değişiklikler mi | yapılacak | İstanbul üniversitesi rektörlü ği.| “İçiliklerimiz vasıtasiyle diğer hü-! köret üniversiteleri hakkında ba- » malümat almak üzere müraca- “larda bulunmuştur. İstenilen malâmatta her üni! | Versitede ne kadar ordinaryüs | öfesör, doçent, asistan ve me- Mur bulunduğu, maaş dereceleri| talebelerden ulınan aidat var- © Bu sorgular üniversitede bir| işiklik yapılması muhtemel ol-| kala kapanan köprüden Halice vapurlar girer ve çı. 4 karlarken bu yüzden her zaman bir taktın tehlikeler u göstermektedir. | maktadırlar. Eczahaneler ölçülü “Şişe “| kullanacaklar Fakat eczacılar buna itiraz eder | görünüyorlar | Yeni ölçü ve ayar kanunu muci | bince eczahanelerin de gram tak” simatı olan ve kaç gram olduğunu gösteren şişeler kullanmalrı lâ- zımdır, Fakat yeni ölçüler kanuntu mun tatbikindenberi aradan iki yıl geçtiği ve yeni ölçü ve tartı aletlerine ait kanunun bütün mad deleri tatbik edildiği halde kanu. nun bu kısmı geri kalmıştır. Buna sebep bu şekilde şişelerin bulunma ması ve kısa bir zamanda tedari- | kine imkân görülmemesi idi. | Öğrendiğimize göre yeni şişe fabrikası bu şekilde gramajı ya prlmış şişeleri kâfi derecede satışa çıkaracak ve kanunun noksan ka- | lan bu kismınm tatbikine başlana | caktır. Fakat diğer taraftan ecza"! haneler bundan bir fayda umma- Eczacılara göre yapılan ilâçlar esasen kâmilen gram esasma da yanmaktadır, Binaenaleyh bir şişe de ne kadar ilâç olduğu daima ma lâm ve muayyendir. Şimdi eczaci lar bir şişeyi vasati bir kuruşa al- maktadırlar, Bunun için ilâç fiyat larma bir şişe parası yükletilmek tedir. Halbuki bu gramlı tişelerin! fiyatı beş kuruştan başlamaktadır. O takdirde ilâç fiyatlarma da şişe parasma göre bir zam yapmak icap edecektir ki buda halkm menfaatine olmayacaktır. Galip Arcan el > HADER Aktas posası Bonolar gene oyuncağı mi olacak ? Gayri mübadiller cemiyetinin Finans bakanlığı nezdinde yaptı” ğı teşebbüsler henüz bir netice! vermediğinden gayri mübadiller | çok müteessir olmuşlardır. Çünkü gayri mübadillerin bu teşebbüslerinden kati bir netice alamadıklarmı gören bir takım spekülâtörler meydanı boş bulmuş lar ve bono fiyatlarmı yeniden kır mağa başlamışlardır. İstanbuldan maada bir yandan da İzmirde başlayan emlâk satış ları bono kıymetleri üzerine bir tesir yapmaktan uzak bulunmuş- tur. . Öğrendiğimize göre gayri mü- badil mebuslar Ankarada Finans Gayrimübadiller dertlerinden bir türlü kurtulamıyor muhtekirlerin bakanlığı ile temasta bulunarak gayri mübadillere istihkakları nis betinde bir tevziat yapılmasını te- mine çalışmaktadırlar. Bakanlık böyle bir tevziatı esas itibarile ka” bul etmiştir. Fakat gayri mübadil- ler tevziatm derhal yapılmasını istedikleri balde bakanlık bu şekil de bir taahhüde girişmemektedir. Maamafih alâkadarlar hüküme tin gayri mübadiller işini esasın- den halletmek taraftarı olduğu için bu yakmlarda meselenin müs bet bir karara bağlanacağı kana- atini mubafaza etmektedirler. Her halde gayri mübadiller işinin kati surette halli zamanı çok yakmlaş mış bulunmakta olduğu muhakkak görülmektedir. Kuruçeşed eki kömür depolarının nakli işi Kuruçeşmedeki kömür depo * larının sahipleri evvelki gün Ti caret odasmda bir toplantı yap - maşlar ve ye kömür depolarınm nakli hakkındaki (o düşnücelerini bir rapor halinde Ticaret odasma vermişlerdi. Bu rapor oda tara fmdan Liman Genel direktörlü * ğüne verilecek ve orada tetkik e ve ticaret odaları eksperlerinden mürekkep bir heyet Boğazda de- polar için münasip bir yer arıya * caktır, Liman idaresi depoların Kuru çeşmede kalıp kalamıyacağını bay ram ertesine kadar bildirecektir. Depocular bu karara da itiraz ederlerse kat'i kararı Ekonomi Sahnede yirmi beşinci dildikten sonra, belediye, liman! Bakanlığı verecektir. Saç kıvırma suyu | san'at yılı İstarbul Şehi” tiyatrosunun de -| Zerli sanatkâr 1, Calip Ardanın sah-| ne hayatımın yirmi beşinci yıldönümü önümüzceki İkincikâhunun on birinci günü kutlulanacaktır. O gün (cımar. tesi) gündüz Eminonü halkevinde top | lanılarak. sanatkâ: için merasim yapı- lacaktır, İ Gece Tepebaşı tiyatrosunda kasa | bir konferans verilecek, konsersatu . | j var muatlimlerinden Nimet Vahit ile| | Narulla Şevket çan kon<eri verecek. ler, Ferd' Ştatser »iyona il Muhid - din Sadık viyolonsel ile konsere işti -| rak edecektir, | | | Seniha Bede'sin o Meterlirgden| tercüme ettiği Evin içi isimli bir per - delik dram. Galin Arcanın o Melyer . den dilimize çevird'gi Gülünç kibarlar isimli bir perdelik komedi ve Yarasa | operetinrt bir perilesi oynanacaktır. | Çocuklar! HABER'de her cumartesi gi. nü çıkan bol hediyeli ilâveyi takip | ediyor musunuz? | 5 Bu karışık işe ticaret odası da karıştı Alt aylrk ondüle için kullanılan saç suyu işine nihayet Ticaret oda. sı karışmış ve esasen karışık olan bu iş bir kat daha karışık bir hale | gelmiştir. Bundan bir müddet evvel sağlık bakanlığı berberlere bir tamim göndererek altı aylık ondüle için kullanılan birçok saç sularmın bazı kazalara sebebiyet verdiği anla” şıldığından yalnız bakanlıkça ve- rilen formülde bir suyun kullanıla, bileceği bildirilmekte idi, Fakat buna rağmen bakanlığın evvelce verdiği ruhsatnamelere is! tinaden bazı kimselerin hâlâ saç suyu sattıkları nazarı dikkati celp ettiğinden eczahaneler müfettiş. EHRİN DERDL liği tetkikat yapmış ve bunlardan | Pervasili ruhsatsız ilâç satmak | cürmile mahkemeye vermiştir. Bu ilâçların son günlere kadar elân satıldığını ve kullanıldığını gören berberler cemiyeti de aynı adamı bir daha müddeiumumiliğe şikâ- yet etmiştir. Bu sırada sağlık direktörlüğü de meseleyi ele almış ve hakikaten ilâçlar satıldığı anlaşıldığından müddeiumumiliğe şikâyette bulun muştur. Berberler cemiyeti bunu da kâ- fi görmemiş ve ticaret odasma mü racat ederek berberlik mesleğinin haysiyetinin ve mesleğe karşı hal- İ üç din va Akdeniz medeniyeti mm m Sadri Ertem, bana cevap vererek, gene Sami zihniyetinin (yani Yahu dilerle Arapların dünyayı telâkkileri. nin) beşeriyete yaptığı “fenalrkları, tenkide g'rişiyor: “Akdeniz medeniyetlerinden son- ra orlaya Kurunuvusla irtica girme. seydi sanıyorum ki, insanlar, hele biz. ler en aşağı bin beş yüz yıl daha iler. | de olacaktık, Onun dilile konuşayım: “İleri, nedir? “Geri, nedir? “Fe na, ve “iyi, nedir? Bunların kıyme » tini tayin edecek terazi ve kararı ve. recek hâkim kimdir? Sadri Ertem Museviliğin, Hiris - tiyanlığın ve İslâmlığın zuhur ve in » kişafını kal'iyetle “bin beş yüz yıl ge. ri götürmüş olan bir hareket,, olarak gösteriyor, Biz, sirf münakaşaya girmek gay- retile, Akdeniz medeniyetinin büyük kıymetini inkâr edecek değiliz. Fakat üç büyük din cereyanını yalnız son asırların tereddi etmiş soflaları va. hut Kurunuvustaya kâbus gibi çök. müş Engizisyon papazları zaviyesin- den görmeğe meyyal Sadri Ertem ar- kadaşımızın tarafgir (o telâkkileri de elbet doğru değildir. Herkese hakkını verelim! * Malya ilânihaye harp edemez Yunus Nadi Italyaya karsı bütün Akdeniz devletlerinin takındıkları tavır karşısında şöyle yazıyor: “Hiç bir devlet ilânihaye bölün dünya ile savaşmak kararını ülamaz. Bu yol zahirde daha büyük bir harp yolu gibi görünürse de hakikat. te barışın kısa yoludur. Milletler Ce miyetinin haksız saynuş (olacağı bir harp salrlırışının böylelikle önüne ge- çilir ve öyle bir harp ateşinin daha büyük bir yangın haline geçmemesi. nin en milessir tedbiri budur. Millet. ler Cemiyetini teşkil eden . devletler paktın kendilerine yüklettiği vezifele. ri hakkiyle ifaya hakikaten ezmettik. leri gün ortadaki ihtilâfın bertaraf olması artık bir zaruret olur, ve böy lelikle harbe gidilmiş olmaz, belki ve ancak sülhe hizmet edilmiş bulunur, Bizce yeni durumu daha genişlemiş bir harp ihtimali halinde değil, cabuk kurulacak bir barışın en tesirli biri- cik çaresi şeklinde gözönüne almak en doğrudur. Temenni etmelidir ki bu alanda ciddiyeti her tarafça lâyikile takdir edilmek sonucu olarak barışın bir ân önce geri getirilmesi temin edilmiş ol. sun. İtalyanın da nihai büyük menfa. atleri bunda olduğunda süphe yok - tur. Yünus Nadinin bu yazısindan ha. sıl olan intıba şudur: İtalya, tek başı. nadır. Acaba, Musolini o mecnunane bir harekete mi girişmiştir? Hiç güvendi. ği bir şey yok mudur? Almanya? Ma. caristan? Bulgaristan? Japonya? Te. histan? Bunların cevabını birinci sayfa « . mızda veriyoruz. (Hat — Sür) Erkek kıyafetine girip kadınları kın emniyetinin bu ilâçlar yüzür| dolandıran kadın den bozulduğunu bildirmiştir. Es- naf işleri şubesi bu işi tetkike baş- lamıştır. ERİ Görünür tehlike Matbaamıza gelen bir kaptan bize aşağıdaki dikka. te değer sözleri söyledi : — İstanbul limanında dört türlü hassa kışın, yağmur mevsimlerinde Kkıntılar, köprünün biraz ilerisinde biribirlerile çarpı. şir, Burada bulunan vapur da hasıl ölen anafor yü. zünden dümene tâbi olmadan efinlıya göre istikamet alır. Geceleri elliya çeyrek kala açılıp ukınte var. BİL idetlenen bu a- neticesinde tamir yediye çeyrek Bu fikrin ne | | başgöstermektedir. Çünkü gecenin bu saatinde fena havalarda manevra yapmak çok güç, olmakirdır. Günün birinde bu yüzden herhengi bir vaptir köp- rünün Üstüne düşerek köprüyü böyle zedeleyebilir,. Bunun için günlerce köprü kapanamaz. Böyle bir hödisenin vukuu takdirinde o düşülecek müşkülâle sapmağa Wizum görmüyorum. Bence bu gö. rünür bir tehlikedir. Bunun için közrü daha geç, etraf aydınlarktan sonra azılmalıdır.,, dereceye kadar doğru olduğunun ta.! yinini mütehassıslara terkediyoruz. Yakalanması güç oldu amma... İngilizce Niyuz Kronikl gazete- sinde okunduğuna göre Rusyanm Kadievka şehrinde bir kadın “Landro,, yakalanmıştır. Bu kadın erkek kıyafetine gire rek kadınlara “korte,, yapmakta idi. Şimdiye kadar 9 kadını kan- dırmıştı. Yakaladığı kadmları sarhej ediyor ve parasını alıp sıvışıyordu. Landrodan farkı kadınları ök dürmeyişidir. Sonra da tekrar kadın kılığına girdiği için takibi güç oluyordu. Fakat nihayet yakayı ele ver- miştir, Dotor'ar, kendisinin bede nen normal olduğunu söylemekte dir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: