11 Şubat 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

11 Şubat 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ei aç“ UM NX, ii A A üç am 11 ŞUBAT — 1: İN a ASAN Diş Fırç HABER — aları Dünyanın En iyisid postası r Çocuklara ve büyüklere dişlerini temizlemek için sıhhi ve fenni şeraiti haizdir, Dünyada bundan daha mükemmel diş fırçası olamaz. Üstünde Hasan markasını taşıyan diş İrçalarını isteyiniz. Başka marka da muhtelif beygir kuvvetinde DÜDUKLE alçalır ve düdüğün cesametine göre hemen tafsilât isteyiniz. ZÜMRE ZAD pa a ölüleri diriltmek müm- kün değildir. Fakat yaşayamıyan ticaret evlerini diriltmek mümkündür! CANAVAR veyahut ta ayarlı saatla işler, sedaları yükselir, seferlerden işitilir şekilde 3 boy yerli mamu. Vâti olan ve Avrupa düdüklerine her. cihetçe faik bulunan düdükler hakkında fabrikamızdan Ri otomatik uzak me. KIR Türk Sanayli Harbiye ve Madeniye Fabrikas: İstanbul, Haliç . Karaağaç, Telefon: 4,3214 KEDER EA. ŞA GEL, Bize sor! AKIT PROPAGANDA SERVİSİ EE a Ya NASIL? Asipin Kenan wn, Sizi soğuk algınlığından, nezleden Gripten baş, ve diş ağrılarından koruyacak en iyi ilâç budur. Ucuz satış Sade ww eşyası ve yeni döşeme | muşambalar azimet dolayısiyle | ucuzca satılıktır. Taksim, Abdülhak Hâmit cad. desi 58 numaralı “İris,, apartıma nr. 5. ——Satıhk iki ev Nişantaşı Meşrutiyet mahallesi i Kodaman sokak 37 ve 39 numara- lı ve sekiz odalı bahçe kârgir iki ev acele satılıktır. Taksim Gazhane caddesi 1 nu- mara'ı sütçüler kahvesinde Şev. kete müracaat. Acele satılık hane Lâlelide Aydınlık apartımanı kar» şasında 20 numaralı ev acele l satılık. ismine dikkat buyurulması Hira tır. Görmek igin mahalle bekçisi Ha- san ağaya pazarlık için sahibi Bay m | Abdullaha müracaat, Zi verirlerse almayınız. 17,1/2 kuruştan 100 kuruşa kadaf muhtelif nevileri vardır. Hasan saç ve elbise fırçalarile Hasan tırnak fırçaları ve Ha- san tarakları ayni mükemmeliyettedir. Hasan deposu: Arkara, İstanbul, Beyoğlu... Belediyelerin ve hava hücumlarından korunma Komisyonlarının nazarı dikkatine: Zevali ve tehlikeyi bildirmek için fabrıkamız. bir şey söylemeden uzaklaş tı. Rüjjiyeri kiliseye ( girerek kapıyı kapadı ve hemen çan kulesine çıkma. ğa başladı. Bu suretle etrafı açık bu- Yunan bir odaya vardı. Bu halatlar, tavanın üstündeki çanları sallamağa ve bu oda çancıya mahsustu, * Bu ha- latlardan biri çok kalındı ve pek sey. rek olarak çalınan büyük çanı hareket ettiriyordu. Kuvvetli olan çancı bu çanı çal. mak için her zaman bir yardımcı kul- lanmağa mecbur kalırdı. Rüjjiyeri, ha Jatı yakalıyarak başını kaldırıp sars. ti. Korkan beş altı baykuş öteye beriye uçuştular. ; Biraz harap bir halde bulunan oda döşemesi üzerinde helecanla hızlı hız. UN gezinmeğe başlıyan müneccim: — Siz kimsiniz? Heykellerini gür- düğüm Şilperik ile Oltragın ruhları.| Mistnız? Bin sene evvel kiliseyi yap.) ran Frank kralı sen misin? Yıkılan! mâbedi yeniden tamir oeden Rober! yoksa sen misin? Bize o meçhül olan! diyarlardan niçin böyle koşup geliyor) ikiz Bana yardım etmek için mi? Sü Bu gece havanın ruhlarla dol- ya N Tâzımdır. Binlerce ruh oğlumun vi nnan kaçmasına engel olmalıdır! Ye bağırdı. pe Alçak taş duvardan eğilerek kili. Gi etrafındaki eski kulelere bak- e Tşısında karanlık ve sessizlik me © duran Luvr sarayını gördü. Her 865siz, her yeri karanlıktı, N Bu sirada müncecim bazı esraren- iz Seyler görüp duyduğunu sanıyor. » Yüzünden buz gibi soğuk bir ter mdr. Ağzı büzüldü. Iki misli aç Rözlerinden ateş fışkırdı. Titrer r sesle; PARDAYANIN OLUMU — İşte vakit geldi! Dağılmış ruh- ları davet etmek için çan çalacağım.. Kont dö Mariyyakın cenaze çanını ça. lacağım! diye murıldandı, Ağır ağır doğrularak ve kahkaha. larla gülerek kalın halata doğru yü- rüdü. — Ey oğlumun cenaze çanı! Allah, Meryem, İsa namına baba oğul ve mu. kaddes ruh namına çal! Kraliçenin oğ- lunun tekrar dirilmesi için, hayat için çal! Bu sözleri söyliyerek felâket çanr- nın kalın halatına sarılıp bütün ağır. İriğiyle asıldı. Bir kaç saniye içinde bü. yük çan kımıldadı. Sallandı, titredi, gıcırdadı.. Sonra demir tokmak tunç kenarlara çarptı. İlk darbe, acı sessiz. lik içinde uzun bir inilti halinde yük. seldi. ... Luvr sarayının Sen Jermen Lok. serruvaya bakan cephesinde, karanlık bir salonun balkonu açılmıştı. Balko. nun yanımda kendisini göstermeğe ce. saret edemiyerek ileriye doğru eğilen iki insan gölgesi derin bir sabırsızlık. la bekliyorlardı. . Bunlardan biri, baştan ayağa ka- dar siyahlar giyinmiş olan Katerin dö Mediçi, öbürü ise sevgili oğlu Dük Hanri Danjuydu. İkisi de biribirlerinin elinden tut. muşlar ve sapsarı kesilmişlerdi. Dük Danju titriyordu. Bunlar Rüjjiyerinin vereceği işareti bekliyorlar, etrafa ba. Kayorlardı. Gözleri kiliseye dikilmişti. Katerinin yüzü, uğursuz bir ihtirasla buruşmuştu, Burun delikleri, kopacak derecede incelmişlerdi. Balkona çık- mak istedi. Fakat cesaret edemedi. PARDAYANIN ÖLÜMÜ Tam bu anda donuk bir ışık oda- yı, demir kafesi kapladı, Sonra bu ay. dınlık ikinci bir lâmba (yanmış gibi kuvvetlendi. Sonra iki misli daha ço.| aldı. Artık bu korkunç O locanın her tarafı aydınlanmıştı. Evvelâ iki Pardayan biribirlerini gördüler. İkisi de şaşkın ve perişan bir Babası: — Bize hücum edecekler! dedi. — Evet... Kendimizi iyi müdafaa edelim, — Bizi açlıktan öldürmek istemi- yorlar. — Eğer böyle olsaydı yanmazdı. — Vay canına! demek ki gene dö- vüğ... N — Dövüş!.. Hayat!, Geniş bir nefes aldılar. Bununla beraber hücum eden olmadı. O vakit bu demir kafesi çabucak gözden geçir. diler. Yukarıda anlattığımız en müt. hiş bir korkunun başlangıcı olan hay- ret, gene şiddetle duygularını kapla- dı, İşte gördükleri şey buydu: İçgüdü ile kapıyı, buraya girdikle ri deliği aradılar. Fakat biriz bula. madılar. Bü kapı hususi tertibatla s1. kı sıkıya kapanmış o olacaktı, Çünkü duvarların üzerinde ona (benzer hiç bir şey görünmüyordu. Her yerde bi- ribirile birleşen demirden bir duvar vardı, , Sonra karanlıkta mail olduğunu hissettikleri zemini yokladılar. Aldan mamışlardı. Bu demir kafesin etrafın- da duvar boyunca iki kadem genişli. ğinde düz bir yol vardı. Bu yolun kö. şesinden itibaren oldükça dik bir iniş başlıyordu, Bu suretle zemin tersine bu ışıklar 25 çevrilmiş bir ehram gibiydi. (o Yalnız dört meyilli satıh, bir noktada birle- şecekleri yerde bir müstatil teşkil ede- cek şekilde kesilmişlerdi. Bu müstatil ise ne bir demir levha ne bir mermer taş, ne de bir şeydi. Bir boşluktan iba. retti! © Evet, hiç bir şey yoktu. Müstatil, bir delikti. Bir bacanın (o Üzerindeki menfeze benzer bir delik. Eğer karanlıkta bu iğri satıhlar. dan birinin üzerinde (yürümüş olsa- lardı şühesiz bu deliğe vararak düşe- ceklerdi, Düşmek! Nereye? Bir kuyuya mı? Bir uçurumamı? Bunu da herhalde öğrenmek istiyorlardı. Birleşen mail satıhların üzerinde kaymamak için bi. ribirlerini tutarak aşağıya inip deliğin yanma geldiler. O vakit (titrediler, Mosmor kesildiklerini. hissettiler, Ba- bası: — Ben korkuyorum, Sen nasılsın? dedi. — Buradan uzaklaşalım... Tekrar yola kadar gerilediler. Aca ba bu kadar korkacak ne görmüşler. di. Sonsuz, nihayetsiz bir uçurum mu başlarını döndürmüştü. Hayır, gördükleri çok osade bir şeydi ve uğradıkları korku da bu s1 delikten İleri geliyordu. Bu bir kapı olmadığı gibi bir uçurum da değildi. Ya neydi? Bu delik bir hendek, dem'r bir hendekti, Beş kadem (kadar de- rinlikte olan bu hendeğin dibi demir bir levhaydı. Bir ucundan öbür ucuna kadar bir oluk açılmıştı. Bu olukda nereye gittiği belli olmıyan bir boru. nun ağzına nihayetleniyordu. Bu hendek neden yapılmıştı? Bu oluk ne oluyordu? Zemin neden böyle

Bu sayıdan diğer sayfalar: