1 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

1 Mart 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SIZE KAYB OLAN .iNCİYI BULAN ZATIı 'TAKDIM EDERİM YÖZBAŞI MEYTLEN JeaipaR meğer etse ene ALARDAN BİRİD N* ÖLDÜRMEĞE T . TANKI m EE CE. HAYDUT var DEK ONUN YÖZ BAŞI ii BUNUN ŞEREFİNE MEYTLAND HAYDUT. Sizi BUAKŞAM BE. RABER YEMEĞE OLMADIĞI AN e SAN Pi meni ÇETES Dı Dp ÖELEN HAYDUT ROLÜNÜ Bu; NE DIYOR - 'NAYACAY SIN « SUN ... DEME! GERDANLIĞI Kİ HAKİKAT BULDUĞUNU. ZANEÇOK SEVİNDİM, BİRDEN BİRE BİR OTOMO- BİL BİLİN ÜSTÜNE NÜCUM ETT. LAKİN ŞışMAN CoRel VAKTİNDE BiL (GERİYE BAYRAMDA YALNIZ İstanbul Posta T. T. Başmüdürlüğünden : li z KIZILAY GAZETESİ Terzi mi ÇIKACAKTIR arıyorsunuz 4 Münderecatı çok zengin olan bu gazeteyi okumakla ve ilân- işte size bir adresi: larınızı vermekle hem kendinize ve hem de KIZILAY'a yardım etmiş olacaksınız, Fiyatı son sayfada santimi 30 kuruştur. Müracaat yerleri: İstanbulda: Postane karşısında KIZILAY Satış Bürosu. * Telefon: 22653. Istanbulda: Postane arkasında İlâncılık Şirketi. Telefon: 20094 - 95. İstanbul Paket Postahanesinin üst katında yaptırılacak tadilât a- Çık eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 9/3/936 Pazartesi günü saat 15 de Galatasarayda İstanbul Posta T. T. Başmüdürlüğü Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır. Keşif bedeli 739 iira 48 kuruş muvakkat teminat 56 liradır. İsteklilerin şartname ve keşifnamesini görmek ve muvakat temi - © zınatlarını yatırmak üzere eksiltme gününden evvel Başmüdürlük Ya. 2: İşleri Kalemine müracaatları ve eksiltmeye iştirak edeceklerin ek. © siltme gününden en az sekizgün evvel İstanbul Nafia Müdürlüğüne müracaatla ehliyet vesikası almaları lâzımdır. (886) iHSAN YAVUZ Kadın ve Erkek Terzisi stanbul Yenipostnne karşısında PARDAYANIN OLUMU 322 322 PARDAYANIN ÖLÜMÜ Antreg de atına binince uzaktan dört mak ne büyük bir saadettir. nin dairesi tarafından bir sevinç du | Kolinyi? Sen, Klermon, ne İstiyorsun? nala gelen bir takım süvariler görün dü. Mari Tuşenin arabası hareket etti. Anireg tozu dumana katarak gelen bu süvarilerin kim olduklarını görmek için birin kadar orada kaldı. Bu süvarilerin elli adım kadar ile risinde bir adam vardı ki jantiyom o Bu görünce sapsarı kesildi. Yeisle kısılan o dudaklarının ara sından: — Polonya kralı burada ha (1). Ah, şimdi Şarlin öleceğini anlıyorum. Çünkü leş kargaları üşüşüyorlar! söz leri döküldü, Sonra atını hızla sürerek Mari Tu | genin arabasına yetişti ve onunla bir | likte Parise girdi. ... Mari Tüşe ile Antregin gidişinden! sonra kral çinar ağaçlarile süslü bah | çeye bakan pencereye giderek bu ye şilliklere, hafif beyaz bulutlarla örtü Tü güzel göğe bakarak düşünmeğe baş Jadı. — Yaşamak ne kadar iyi bir şer! Oh. tarlaların sessizliği arasında ya gamak.. Benim gibi kral ve bedbaht ol mamak.. Karanlıkta hançer parıltıla rı görmemek, Yediğim ekmekte, içti gim suda, teneffüs ettiğim havada 7e hir bulunması korkusuna uğrama (0 Kralın kardeşi Hanri Danju Sen Bartelmi kalliâmindan sonra Le- histan kralı olmuştu. Dokuzuncu Şar - ölmekte olduğu haberini Katerin €5 Mediçiden alınca gizlice Lehistan- n çıkarak ağabeyisinin o öldüğünü »k ve üçüncü Hanri ismile Fran >. olmak için Vensan şalosuna van . Bir köylü olsaydım bir bahçenin için de küçük bir evim bulunsaydı, oğlum la beni seven kadının arasında yaşa saydık ne olurdu? Evimi beyaza be yatacak, bahçeme güller dikecektim. Oh, bu da bir hülyâ! Yaşamak, oh ya: rabbi,. Merhamet et, bana biraz rahat ver! Vicdan acım biraz olsun dinsin! diye mırıldandı. Zayıf etsiz yanaklarına iki damla yaş yuvarlandı. Perdeyi indirerek kol tuğuna oturdu. Kendi kendine: — Kraliçe acaba gelmiyecek mi? diye sordu. Hayır! Kalerin bu sahah gelmiye" cekti, Çünkü Antreğin gördüğü ada min şatoya gelmesinden sonra Şarli unutmuştu. Kral biraz sonra: — Sütnine, beni yatır! dedi. Ihtiyar sütnine Şarli büyük kar yolasına yatırdı. Kral gözlerini kapa" yarak hemen uykuya daldı. Sütnine ayaklarınm ucuna basarak: — Uyudu, Zavallı küçük kral! di- ye odadan çıktı. Şarl, yalnız kaldığını gözlerini açtı, — Yalnız, yapayalaıım. Etrafım da sessizlikten başka bir şey yok! Ne askerlerim, ne jantiyomlarım. Herkes benim öleceğimi biliyor. Sokak köşe sinde terkedilen bir köpek yavrusu gi" bi beni ölmeğe biraktılar, diye mırık dandı. Hakikaten kralın etrafında derin bir sessizlik hüküm sürüyordu. Yalnız ara sira süinine geliyordu. Bununla beraber Şarl kulak vere rek satoda bir gürültü, acele acele do laşmaktan doğan bir hareket, annesi anlayınca yar gibi oldu, Acaba kendisi ölümle yalnız başı na uğraşırken böyle alkışlanan kim , di? Şarl, evvelâ bunu kendi kendisine gorarak düşünmeğe başladı. Saatler geçiyordu.. Hattâ artık osütnine bile gelmiyordu, Acaba kralı ölüm halinde yalnız bırakmak için bu kadını da mı uzaklaştırmışlardı. Akşama doğru Şar), zile vurarak birisini çağırdıysa da kimse gelmedi. O vakit kendi kendisine kalkmak istedi. Fakat tekrar yatağa düşerek sabahtanberi kuvvetinin azalmış oldu ğunu anladı. Soğuk bir ter içinde olduğu halde müthiş bir korku bütün © vücudunu büzdü. Bağırmak istedi. Fakat sesi çıkmıyordu. — Yarabbi, yarabbi! Yoksa ölecek miyim? Yarabbi, dökülen kanlardan dolayı günahımı bağışla!.. o Yarabbi, ruhumu sana teslim ederek günahla rım İçin af İstiyorum! diye söylendi. Bu kan, bu af sözleri üzerine bir denbire doğruldu. Gözleri korkunç bir şekilde açıldı. Çeneleri biribirine çarp mağa başladı. Gene müthiş bir buhran, siddetli bir nöbet başlamıştı. Batmak üzere bulunan güneşin sönük ışıkları odayı hafif hafif aydınlatıyordu. Ge ce yaklaşıyordu. Şarl, ayaklarını sarkıtarak yata #ında oturup sağ eliyle yavaş yavaş odayı dolduran hayalleri kovmağa sol elile de saklanmak için yorganı başı na çekmeğe çalışıyordu. — Kan! Bu kadar kanı kim dök tü? Merhamet!.. Af, merhamet! diye| kim bağırıyor? Siz kimsiniz.Sen misin! Paş, Roşfokold, Lâfors, Ramos, Brik- mo, Tremuval, Laplas, Rohan,.. Siz ne istiyorsunuz? Benden ne ( İstiyorsu" nuz? Siz buraya niçin geldiniz? Oh, oda doluyor.. Her yerde, sofada, ko ridorda, şatoda, avlıda, her yerde on lar, Her tarafia onlar beliriyor. Hepsi buraya geliyor. Siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz? İmdat, imdat! Oh, bu pek korkunç! Ne? Beni öldürmek mi istiyorsunuz? Hayır. Oh, iştebana gözlerini dikiyorlar.. Kollarmı uzatr yorlar, Merhamet! Merhameti, Ha- yır, beni öldürmiyecekler.. Benden yal nız merhamet istiyorlar. Ah, susunuz. Sesleriniz kalbimi parçalıyor. Duru nuz! Böyle. bağıtmayınız. Şimdi de sıra kadınlara geldi, Bunlar ne isti yorlar? af, merhamet. Etrafımı sar“ maymız. Ağlamayınız, böyle ağlama“ yınız! Beni öldürünüz daha iyi, Ne, şimdi de çocuklar mı? Zavallı çocuk" lar. Hepsi de kesilmiş! Oh, küçük soğuk ellerile bana dokunuyorlar.. Ba“ Zırıyorlar, ağlıyorlar. Ne Kadar da bağırıyorlar. Hepsi, çocuk, erkek, ka* dm? Ne müthiş inili! Ne acı çığlık” lar, Havadaki bu gürültü nedir? E* vet, çan sesleri,. Sanki kafamda vınir yorlar.. Yeter, Artık çalmayınız. Susu nuz artık! Merhamet! Merhameti, diye mırıldanarak o birdenbire sustu, Yavaş yavaş kısılan sesi müthiş bir nilti haline döndü. O vakit başını ellerinin içine ala rak ağlıyordu. Sıcak, yakret gözyaşla” rt renksiz yanaklarından aşağıya dö külüyordu. Ağzından: — Yarabbi, yarabbi! Beni affet!. söxlerindeji başka bir şey çıkmıyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: