13 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

13 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

son Dömi finala kalan - Romen güreşlerin günü Çoban hakemlerin aksız kararlarile nasıl tasfiyeye uğradı. Yaşarın şampiyonluk maçının tafsilâtı Berlin, 9 (Olimpiyatlara sureti mah dan da gönderdiğimiz arkadaşımız. Bi — Greko - Romen şüreşlerin dö- mal ve finali bugün yapıldı. Sa leyin saat 10 da dömifinal müsa- alarından seçile seçile bizden an- Zoban ve Yaşar olmak üzere iki Büreşçi kalmıştı. et aşağıda tafsilâtını okuyaca- lar ilk müsabakadan sonra, hakem- ik tam bir haksızlıkla Çobanı da mağ- V Sayarak tasfiyeye uğrattılar. ne hakkile uğradığımız mağlübi- ere hiç kızmıyoruz ve bunu sport l mes karşfıyorduk. Fakat bazı mil-j ç daha evvel aralarında yaptık- Vine ınlaşmalar neticesi, hakemlerinin a Ve bizim gibi daha başkâ bazı ta- tik ye gösterdikleri haksızlıklar ar- erkesi sinirlendirmeğe başlamış- i Alkın ıslrkları ve yuhalariyle kar- aa kararlar birbirini takip eği- Alg” İşte Çobanın güreşi de, hiç ç Madan verilen böyle bir karardı. *ban - Polu Salu (Estonya) tay erin bizim ilk güreşimizde Ço- Mehmet, serbest güreşte dünya yp yonu olan ve Greko - Romende yi Yonlağu alacağma muhakkak na Yle bakılan Estonyalı Polu Salu Ml sabaka müsavi bir itişme İle Masladı. Birinet devre iki Sar da bir yapamadılar. Miyiyiet devre kur'a ile Çoban'ulta ayaz Bu devre de neticesiz geçti, Es- esra inn da üstte güreştiği tçüncü Tie kayda şayan bir şey olmadı. Yorul t on devre, meşhur Estonyalı Kya MUŞ görünüyordu. Çoban ise M takdir bir azimle boyuna hü- Mg iyor, rakibini hirpalıyordu. Mü- Mü 71ece bitti. Herkes Çobanın Hakem Yi kazandığına oemindi. ty siri kararı, bunun aksine çık- hara Ikın islıklarla yaptığı protes- d, * Tağmen Çoban mağlüp sayıl- Yayan. Kuntsinç (Letonya) vin Yeğüne ümidimizi bağindiğ. Meşe yi Yaşar, Letonyalı meşhur Düny isine ile karşılaştı. S5 Şampiyonluğu yolunda bu ti, Mi aşmak azmiyle Yaşar, çe Yön lerle güreşmeye başladı. ve hiç fena puvanı Mi ei fena puvanı vardı. ” haling emen ayakta sert bir ya, > Fb rim Ne Yaşar Leton- emiyog tonyalı Yaşara oyun Ta) h daş yerle biten ilk devre sonun- ii > kur'ada Yaşar alta düştü. Taka pl bir gayret sarfediyor, e ermiyay güzel kapanarak o- Merecan) u. Saniyeleri teker te- ex a saydığımız bu devre de Y, “di erin > ümidimizi bağladığımız V e Eüreşeceği devre başla- İaton nkü rakibine yaptığı gi- iza, Yalıya da derhaj 1 ers künde yoktu? a kya Şok çabuk bir tuş oldu n © m ti kopardığı halde hakem ray ERİ, Bana da görmemez. N ty Bekaç in Sonra Yaşar aynı Takibi ii — yapmak istedi, fa- TE ayakta e * başlamıştı. B a dila, KD de birbirine bir e ya, ik, bu ye; SİNİZ itiştiler, Ve müsa : Yaşar ette Mei vi ide Oyun, aeatiği zaman, ters v az ri Taa B ler, mağ tuşla kazana. Şar (1) Cena puvan al muşlı. Fakatartık dünya 3 üncülüğünü muhakkak olarak sigortalamış, birin. cilik için de yapacağı tek bir güreşi kalmıştı, Akşamki güreş'er Azşam yapılacak müsabakaların 61 kilosunda (1) fena puvanla Yaşar. (2) fena puvanla İsveçli, (4) fena pu- vanla da Finlandiyalı tasfiyeden kur- tulmuş ve finale kalmcışlardı. Birincilik, ikincilik ve üçüncülük bu güreşler arasında taksim edilecek- ti. Yaşarm müsabakası nasıl bir he- yecanla beklediğimizi her halde tasav- vur edersiniz. Yaşar - Relss| (Finlandiya'ı) Nihayet Yaşar Finlandiyalı rakıbi- le beraber ringe çıktı. Bizim çocuk oldukça heyecanlı görünüyordu. Bu güreşi kazanır kazanmaz Yaşar ikinci mevkiine çıkacak, birineilik için de tek bir müsabakası kalacaktı, Yaşar hasmını mutlaka yenmek İs- tiyordu. Bunun için Finlandiyalıya bir oyun yapmak istedi. Fakat kendisini belden kaptırdı. Ve az daha tuş olu- yordu. Bu büyük tehlikeyi köprü ile atlattı. Fakat Finlandiyalı üsite fev- kalâde güreşiyor, âdeta şaşırmış bir vaziyet alan Yaşarı mütemadiyen ters çeviriyor, ve köprüye getiriyordu. Ya- şar arka arkaya 5 « 6 tehlikeyi köprü ile atlattı. Fakat 4 dakika 57 nci sa-| niyede nihayet sırtı yer geldi ve tuşla yenildi, Bu mağlübiyet tamamen değilse bi- Je bizi şampiyonluktan yüzde doksan nisbetinde uzaklaştırmıştı. Şimdi bü- tin ümidimiz, Finlandiyalının ve Ya- şarım İsveçliyi yenebilmesinde kalmış- tr. Şimdi güreşlerin vaziyeti şuydu: (4) fena puvan alan Finlandiyalı, (2) fena puvan alan İsveçli ile karşı laşacak ve bu maç eğer Finlandiyalı nın sayı hesabiyle galebesiyle biterse, hem Finlandiyalının, hem de İsveçli- nin (5) fena puvanı olacaktı, bizim Ya- şar Jdeğrudan doğruya şampiyon ola- caktı, Eğer İsveçli maçı kazanırsa - Fin- landiyalının fena puvan! artacak ve caktı. Btün bu vaziyet Fir'andiyalı ile, İsveçlinin güreşini de bize büyük bir alâka ile takip ettirdi., Fevkalâde heyecanlı bir güreşten sonra nihayet Finlandiyalı İsveçliyi sayı hesabiyle yendi. Yaşar dünya şampiyonu Bu vaziyet hepimizi çılgın gibi se- vindirmişti. Çünkü Yaşar, rakipleri- nin fena puvanlarının artması saye- sinde doğrudan doğruya dünya şam- piyonu olmuştu. Salondaki Türklerden bir çoğu, bilhassa bu gece de burada bulunan Galatasaray izcileri dünya sporculuğu şeref direğine ilk birincilik bayrağını çektirecek olan Türk çocuğunu elleri üzerine alarak salondan çıkardılar. Itiraf etmek lâzımdır ki, Yaşara ta- Ji baştan sona kadar büyük bir yardım. eseri gstermiştir. Ve doğrusunu söyle- mek lâzım gelirse Yaşar, ne esasen mağlöp olduğu Finlandiyalıyı, ne del hiç karşılaşmadığı, fakat başkalarınm yenilerek ortadan çekilmeğe sebep) oldukları İsveçli rakiplerini kolay ko- lay yenecek vaziyette değildi. Fakat bu genç güreşçimiz, bütün arkadaşla- rının aksine olarak müsabakalarında hiç gözü yılmadan, aslan gibi erkekçe, mertçe güreşler yapmış, hattâ kendin- Dün başlıyan kılıç müsabakalarında Eskrimcilerimiz muvaffak olabilirler mi? Olimpiystta Türkiyeyi temsil edecek eskrimcilerimiz hakkında biraz malü- mat verebilmek için bir muharririmiz İstanbulda bulunan eskrimcilerimizle temas ederek aşağıdaki yazıyı yazdı: Berlin olimpiyatlarmda Türkiyeyi temsil edecek olan eskrimcilerimiz dün karşılaşmalarını yapacaklardı. Bizim çocuklar yalnız kılıçmüsabakasıma İş- tirak edeceklerdir. Olimpiyada iştirak etmeden evvel çocuklara gösterilen kolaylık ve zorluk £ Eskrimcilerimizle karşılaşmağa bşalayar rakiplerimizden Kanada ve İngiliz Eskr'mc: er'mizin çalışma | tarz gri i Eskrimciler'çalışmalarına geçen $e- nedenberi son derece sıkı bir surette devam ediyorlardı. Bu çalışma 1945 se- nesi temmuzunun 20 sinden itibaren (ki bu tarih Ruslara hazırlanma için idi) başladılar. Antrenmanlar her gün olmak üzere yapılıyordu. (Rus temazm- dan sonra haftada $ güne indi, bunun da sebebi mekteplerin açılması, ve an- trenmanların Galatasaray klübünden kılıçcıları epe takım müsabakalarında Yaşır doğrudan doğruya İkinci ola- tan da biraz burada bahsetmeyi lüzum-| Beşiktaş klübüne nakledilmesi idi) lu görüyoruz, çünkü olimpiyatta bizi Bundan sonra müsabakalara; haftada temsil edecek olan gençler arasında; 3 kere devam edildi, €pecilerimizin biraz da hakları yenmiş gibi görünüyor. den hiç de aşağı olmıyan birçok rakip- lerini böylece yenmiştir. Bilhassa bu noktadan Yaşarın şam- piyonluğu yalnız bizim değil, başta Ma carlar olmak üzere birçok milletlerin de hoşuna gitmiştir. Yaşar, elde ettiği şeref kadar da, bütün seyircilerin sempatisini kazan- dığı için ne kadar tebrik edilse azdır. Yaşarın kazandığı zafer sayesinde 11 inci olimpiyatta ilk defa, Türk hağ- rağı bütün dünya sporculuğu önünde şeref direğine çekilecek ve Türk milli marşı çalacaktır, Büyük olimpiyat stadını dolduran yüz bin kişiden fazla bir seyirci kitle- si de ayakta Türk zaferini, Türk bay- rağıaı, Türk marşmı selâmlıyacaktır. Böyle bir şeref, yabancı memleket- te insana nasıl bir tesir yapıyor, sayin okuyucularım, bilmem tasavvur ede- bilir misiniz. Bütün duyduklarımı, siz- lere yazmak, yazmak, sütunlar doldur. mak isterdim, fakat mektubu postaya, yani sizlere zamanında yetiştirmek mecburiyetinde olmam buna mani olu- yor. Bu mutlu zafer, hepimize kutlu o)- sun, İzzet Muhiddin APAK Haziranın birinden itibaren de çalış- malara yalnız sabahları devam edildi. Kampa esas olarak iştirak edenler flöre, epe, ve kılıç olmak üzere 15 kişi idi. Bunun 2 si bayandır. Bu kampa Kadıköyünde diğer spor- cularla beraber kurulan yerde devam edildi, Buradan, sonra görülen lüzum Üzerine Peşteye gittiler. Peğteye kızlarla beraber 13 kişi işti- rak etti, Bunlara Varşovada bulunan Rıdvan da ithal edildi. Peşte kampma iştirak edemiyenler: Servet, Osman,ve Beğii idiler, bunlar askeri kampları olduğu için gidemedi- ler. Peşteye hareket meselesi de ufak te- fek dedikodulara sebebiyet vermiştir: 'Tren biletleri aynen olimpiyada giden ilk kafilemizin biletleri gibi sonrandan gelmiş, ve trenin hareketi istasyonda bulunan polislerin düdükleri ile durdu- rulmuş eskrimeilerimize biletleri veril- miş. Peşteye varan eskri telif muallimler get'riliyor, Kılıç takımına ilk günden itibaren iki muallim geldiği halde, epecilere an- cak 3 gün sonra bir tek muallim geli- yor, ve çocuklar dünyada tanr bu İtalyan eskrimcin'n nezareti a ancak bir iki gün çalıştırıbyor ve an- laşılmıyan bir sebepten dolayı bu mu- alime de yol veriliyor, ilerimize muh- Peşteye gitmeden evvel orada yap lacak muhtelif temas ve müsubâkülar- dan fena derece alacak olanların olim- piyada iştirak edemiyecekleri kendile- rine söylendi. Bunu göz önünde tu- tan bütün eskrimciler kendilerinden beklenen gayretten fazla çalışmaya başladıkları vakit epecilerin musllim ile çalışmalarının ertesi günü kendileri- nin stili değiştirildi ve orada temas yaptırılmağa başlandı. Ne yazık ki epecilerimizin karşısında ancak Macarların 934 ve 935 şampiyo- nu olan 2 genç görüyoruz ve bunlarla yaptıkları müsabakaya bizim 5 kişimiz Jâkayıt 3 hakem nezareti altımda (niza- mi hakem adedi 5 kişidir.) Müsabakalar yaptılar ve takım 4 galibiyet, 4 mağ- lübiyet ve 2 beraberlik aldı. Bu takım- da en fena vaziyette olan Rıdvanin olimpiyat kafilesinde de gittiğini gö- rTüyoruz (Rıdvan başka bir vazife ile götürülmüş diye öğreniyoruz.) Epecilerin maçından evvel ayn: Sa- hada kılıçlarımız da çarpışıyorlar. Bu çarpışmada her nedense 5 nizami ha- kem bulunduruyorlar. Neticede 14-6 mağlüp oluyoruz. Bu mağlübiyet naza- rütibara almmıyarak kılıçcılar diğer yaptıkları müsabakalarda hem galibi- yet hem de mağlübiyet kazanıyorlar, bu vüziyet karşısmda epecilere başka hiçbir müsabaka yaptırılmıyor ve erte- 8İ günü muallimlerinden de mâhrum Yırakmıyorlar ve gün geçtikçe Serbest bırakılıp yavaş yavaş epecilere olim- piyada iştirak edemiyeceklerini belli etmek istiyorlardı. Belki vaktin olmadığını iddia ede- rek epecileri tam çalıştıramadık olim- pPiyada iştirak ettiremedik diyecekler, fakt bu doğru değil kanaatindeyiz. Çünkü kılıçcılar çalışırlarken epeciler tam 4 gün kollarımı sallıyarak Peşte sokaklarında ig8iz olarak gezmişlerdir. Ve bu 4 gün zarfında da zünnedersek €pecilere bir iki maç daha yaptırarak vaziyeelerini anlayabilirlerdi. Öyle ise epecileri niçin Peşteye gö- türdüler, yalnız kılıçcılarımız gibi çalış- mıyorlar mı idi?,. İşte bu da gösteriyor ki epecilerin daha Peşteye gitmeden evvel olimpiyada iştirak ettirilmiyeceği kararlaştırılmış ve Peşte seyahati ile avutulmuş oluyorlar. Bunun ne derece doğru olduğunu ve- recekleri cevapla anlayabileceğiz. Şimdi ölimpiyada giden kılıçcıları- mizi tanıyalım: Takım: Enver, Cihat, Orhan, İihami, Halim, Rıdvan, Ekip halinde çıkacak gençler: Enver, Cihat, Orhan, (İlkami ve Halim) bu iki genç münavebe ile muhtelif milletlere karşı (kısmet olursa) yer değiştirecek- ler. Recep Ai OC'N Ilk günde tasfiyeye uğradık Berlin, 12 (Hususi) — Dün eskrim kılıç müsabakalarına 90 — 40 Kişilik bir seyirci önünde başlanmıştır. Türk takımı kur'a neticesinde ilk olarak Amerika, İsviçre ve Yuguslav- ya takımlariyle karşılaştı, Amerikalılara 14 — 2, Yugoslavlara da 9 — 7 mağlüp olduk. İsviçrelilere galip addedildik. İkirci devreye geçildi, bu kısımda da Polonya, Amerika ve İsveçle müsa- baka yapmamız lâzım geliyordu. İlk yapılan müsabakada Polonya- ya 9 — 2 mağlüp olduk, İkinci maç A- merika ile yapılacaktı. Takımımız bir günde dört maç yapamıyacak kadar yorgun olduğundan Amerikaya karşı çıkmadı. Neticede tasfiyeye uğradık.

Bu sayıdan diğer sayfalar: