4 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

4 Eylül 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İri cü |» BA a AA mi e Makteki deridendir? ERA 4 EYLUL — 1086 Bulunmuş eşya ia m Kiymtet, hizmetçisile bera- | İri Yol hazırlıklarile meşguldü. Valiz-| ai e leştirmeğe çalışıyordu. Başı şiş| $ Paiğin çorapları, Pazılın donla- Allahım yarabbi! bütün bu işler Yarını bir etse! | Elektrik çıngırağı çalıyor. — Zehra, git bak bakalım kim? de a ln müdüriyetinden bir mektup: | kisa zaman zarfinda dairemize | Miamanız, ilk... İmza altında bir not | Yan Kıymet kalbinde bir sevinç | Sir duydu: İnsan, ker zaman, Yali yerlerde şeyler unuta r enmiş bir halde, sokağa fırla-| | hemmiyetli ehemmiyetsiz pullar, ve 23 | kuruş kadar da para, giden otomobilde hafızasını! İsyordu. Nihayet hatırladı. Bir gün i, #köyüne giderken — nasıl oldu bi- 4 Bayan Kıymet muktesit bir kadm- 4 ,Bir daire memurunun karısı idi. Bu | İAP para onun için mühim bir şeydi. tan paranm bir de havadan kaza Rp, tesirini veren hususiyeti vardı. pü bu para ile yaptırmağı düşündü- Manto masrafının yeri temin edil. Manen ta, Önü, kır saçlı bir zet karşıladı, o- Macağı yeri gösterdi: © Ne kaybettiniz? ayan Kıymet, şaşkın bir halde, ök- Nar ymet, şaş — İçinde on iki lira bulunan bir Hizmetçimle beraber, Kadıkö- bir ahbabı ziyarete gidiyordum. * Çantamı vapurda... vapurda... © Memur sözünü ieserek: *— Hayır, bayan! Bir çanta kaybet- iniz, Bayan Kıymet, içinde bir burkulma tiz ” Bir para çantası kaybettiniz. İn, Bayan içinde beliren sevinci gözle de saklıyamadı: — Evet, doğru, bir para çantası. — Para çantası amma, hangi ve ne — Kar rengi morukender... 1 > Hayır, bayan! Nar rengi maru- ie. değil, sadece maron bir deri | > Belki bu para çantası kocama ait * Karlmandan dönerken gantasını kay ini söylüyordu. — Büyük mü? — Evet, büyücek. ve dolu... > Hayır, bayan! büyücek de değil, aa la... « Büyan Kıymet gittikçe tmitsizleni- > yordu: — Kocanızm adı ne, — Tahir! — Çocuklarımdan biridir. — Para çantasının içinde ne kadar para. Bayan Kıymet ferahlamış gibi, dur- gun bir sesle: —ı çok para olmıyacak her haldı — Evet, içi: Çocuğunu Memür: — Zat işleri kalemine buyurun! De- Bir kâğıt doldurttular, adı, yer ve yıl, yaşı, ikametgâki, koc »n memuriyeti. Nihayet, o bü Ğ ini de istediler. İçinde bulunan eş- ie şunlar Fnik Tahir tarafından yapılmış re- simler, yeğeni Nezihenin bir fotoğrafı, bir posta pulu kolleksiyonuna ait e Sinirlenen Bayan Kıymet tekrar bir otomobile bindi. Kendi ken bir hesap yapıyordu: Otomol gelme 150 kuruş, giderken kuruş... Kapıyı Faik açtı. Co ğına bir şamar attı ve — Aptal! Çantanı kaybet, sonra| senin yerine ben uğraşayım! | Fransızcadan nakleden: Nuh CEM Saç tuvaleti samolvonu k A Amerikalıların meşhur polo şampi: | yonu olan Mister H. P. Whitneyin| amca kızı matmazel Elanor Whitney geçen hafta Los Ancelos da yapılan film yıldızları arasında 8aç tuvaleti müsabaaksında birinci gelmiştir, İ Sarışınları yağ- HABER AKSAM POSTASI TDARE e” Istanbul * Ankara Caddesi yPostn kutusu » İstanbul 214 graf adresi; Istanbul HABER Yazı işleri telotonü : 20472 idöre veliân © «24370 « ABONE ŞARTLARI Türlüye © Ecnebi 1400 Kr 12700 Ke. Senem Basis ve Neşriget Büdürü: Hasan Rasim Us Besıldığı yer (VAKİT) matboos murlu günlere | saklayınız | “Bu güneşli günleri esmer ve kum- rallarla geçiriniz; sarışm ve kırmızı Saçlıları aramak için de yağmurlu gün leri bekleyiniz. , Broklin doktorluk akademisi azasın- dan ve Amerikanm tanınmış saç mü- tehassıslarından doktor Çars F. Pabşt dün radyo ile verdiği bir konferansta bu sözleri söyledi. “Serışmlarla kızıl saçlılar heliofop derler yan! vücu''err güneşten koşlanmaz; parlak güneşli günlerde çileden crkarlar. Halbuki €s- merler heliofil derler ve güneşli günler de fevkalâde neşe ve sevinç duvarlar.,, Dün gece radyoda dinlediğimiz mü- tehassısm sözlerini size aynen nak'et- tik, İster inanm İsterseniz inanmayın. HABER — Akşam Postası Yazan Niyazi Ahmet Ceser» / yünunelARt 466 sene evvel bugün Fatihe meydan okuyan bir mektup geldi ini Paşıile ödiyern Kumandan — Nehri yüzerek geçen bir ordu — pusuya düşen düşman — Ağ- ribozun zaptı — Siyaset tarihinde eşsiz bir vaka — Açlıktan at, köpek ve kedi eti yedikten sonra teslim Venedik senatosunun kumandan tayin ettiği Françesko Kontarini, dört bin beş yüz kişilik bir kuvevtle Kroya- yı muhasara eden Türk ordusu Üze- rine yürüyordu. Yürüyüş, akşama kadar sürdü ve hava kararmağa başladığı vakit or. dugük zaptedildi, yağmaya başladı. Kontarini: İşte, diyordu, casaret budur!| Korkmadan yürümek, parçalamak,! rmak lâzım. Haydi, şimdi iste-| ai? gibi hareket edin.. yıl Ton tonamcda olan bir şehir. Fakat tepelere dağılan Türk as- kerleri, yağmacıların dağınık halleri. ni gözden kaçırmadılar. Dört tara- fından yıldırım süratiyle atılarak dört bin beş yüz kişilik kuvveti sar- dılar. Birçok asker esir edildi. Ku - mandan, neye uğradığını anlıyama - | mıştı. Kuvvetini bir araya toplamak için boşuboşuna vakit geçirdi, Bir şey yapamıyacamı anlıyarak kaçma yol- larını aramağa başladığı vakit, etra- fının srılmış olduğunu gördü. Biraz önce cesaret ve yiğitliğinden bahseden Kontarini, başını kurtara- madı, Kellesi uçurulmak suretiyle ce- zalandırıldı. Bu çarışmada İtalyan. lar bin kişiden fazla zaylat ver- diler. ... Bu bozgunluktan bir ay geçmiş- ti. Venedik cumhuriyeti Türklerin lerlemesinden korkuyor, tedbir arr yordu. Bosna sancak beyi Ömer ber Gerç köprüsünden bin süvari geçir - meğe muvaffak oldu. İkinci bir fır. ka da nehri yüzerek geçti. Bu kadar cesaret gösteren bir ordunun her teh likeyi göze alarak ilerliyebileceğine şüphe yoktu. Ömer bey Venedik Generali Jero- nimoya meydan okumağa başladı. Ge- neral: — Nasıl olsa karşılaşmak mukad- derdir, Korkak görünmektense ka- bul etmek en doğru harekettir, diye. rek muharebeyi kabul etti, | İlk çarpışmada Türkler kaçar gi- bi göründüler. Ve Generalin oğlu bunu fırsat sayarak takibe başladı ve bir gün önce hazırlanmış olan pusu- ya düştü, Tek insan kurtulmamak suretiy, le mahvoldular, Bu vaka, bütün Vene- dik ordusunun mağlüp olmasına se- bep oldu. Askerin bir kısmı kaçtı, bir kısmı dağıldı. Ömer bey süvarilerini İzonze ile| Tagliyamento arasındaki ovaya Yay. dı. Ordu bir ay memleketi yağma et- ti, Bu ilerlemelerden bahseden bir tarih diyor ki: ari askeri sarp ve uçurumlar) la çevrili kayalıkların tepelerine ka-! dar gitmişlerdi. Bunlar orduya ka. vuşmak istedikleri zaman, atlarını çıktıkları yüksek yerlerden indirmek İçin pek çok müşkülât çektiler. Niha- yet bir çare buldular: Esirlerin ruba-| larını uzun uzun keserek kolan yap. tılar ve atlarını karınlarından bunla- ra bağlıyarak, kayadan kayaya gi rerek ovaya kadar indirdiler,,, Li Kroya muhasarası devam ederken Fatih, sulh yapmağı düşündü. Fakat müzakereye memur edilen sefir Ka. psdistirya tepesinde kalp durmasın- dan öldü. Senato, Mehmedin sulh arzusunu haber alınen, Türk sefirinin ölümü ile bu isteği yarıda bırakmak istemedi ve Tomas Malipiyeri'yi büyük bir sa- lâhiyetle İstanbula gönderdi. Bu elçi Kroya nehrini, Limni adasını, More. nin bir K'smmmi padişaha sim | mezundu, Bundan maada Osmanlı. lardan alman bütün arazi iade edile- cekti. Mehmet her sene kendisine on bin düka verileceğinin de teahhüt e. dilmesini istedi, Malipiyeri bu şar- tm kabulünü teahhüt edemiyeceğini bildirdi. Fakat Senato ile anlaşmak ü- zere iki ay mütareke istedi. Bu esnada hadiselerin mahiyeti birdenbire Seğişti, Macar kralının kayınpederi Arazun kralr Ferdinand,| Fatihin teklif ettiği muahedenameyi| imza ettiği halde sonradan Ağribozun zaptı üzerine arası açıldı ve 1470 yılı 4 eylül tarihini taşıyan bir mektup yazdı. 466 sene evvel bugün yaz'lan bu mektup şudur: “ Osmanlıların opadişahı hüdaven diemced ve Ekrem Mehmede Biinaye- tullah Sicilya, Kudüs, Macaristan Kralı Ferdinad'dan selâk olsun; Ağ- rıbozun zaptını ilâm ile muzafferiye. tin kendilerine ilka eylediği meser- retten hissedar olmaklığımız için se- firleri vasıtasiyle göndermiş oldukla. rı nameleri aldık, Geçen senelerde himayeye mazhar oldukları ve iyi mu- ameleden başka bir şey görmedikleri- ni bildiğimizden bir sefir göndermek. te ve haysiyet ve dinimizle miitenasip olabilecek ve dostluk vabıtalarını de- vam ettirmekte müşkülât gösterme miştik, Gelen zat saadelmaaplarının hıristiyanlara ve bilhassa dostlarımız ve müttefiklerimiz olan Venediklile. re karşı icra ettikleri zalimane harbi habe; alınca zatı şevketleri le are muzda caykırolan hilsnü muaşereti muhafaza etmek bizim (için imkân sız olmuştur, Binaenaleyh tam bir hıristiyanın vazifesi olmak üzere, bü. tün kuvvetimizle zatı saadetmeapları- na karşı harp etmeğe karar verdik. Venediğin luristiyanlığı ve mukad- des dinimizi müdafaa etmesine yar. dım etmek üzere donanmsalarımızı o- nun donanmalarına ilhak edeceğiz. Zatı şevketleri — kemali samimiyetle salik olduğumuz — İsa dininin bize emreylediği vazifeleri unutarak — bü- tün muhabbetimize lâyık olan — Ve. nediklilere karşı hiyanet edeceğimizi zannediyorlarsa hata etmiş oluyorlar, Bunun içindir ki Ağrıbozun saptından dolayı bizim ile birlikte neşredor ol- mak istemelerine mütehayir kaldık Bu bizim için ancak bir ıstıraptır., xx Tarihin çok dikkate değer bir va- | kası olan bu mektuptan sonra vaziye. tin ne şekilde inkişaf ettiğini merak ediyorsunuz? Onu da tarihe anlat- tıralım: “Ferdinandın siyaseti haşka isti- kamete döndü. Mehmedin teklifatını müsaadekârâne kabul ederek Türk gemicilerin Napoli limanlarına ser - bestçe girmesine izin verdi ve padişah tarafından teklif olunan ahtnameyi kabul etti. Bu müzekârat için Napo- liye gönderilmiş olan sefir, efendisi- nin yanına dönerken muahedenin tas. diknamesinden başka çok kıymetli he. diyelerle döndü. Bu ahtname, bir hıristiyan devletiyle, İsa adına bür- met eden her şeyin açıktan açığa düş. manı olanlar arasında iltifak edilme- sinin siyaset tarihinde ilk misalidir. Ferdinand ahtnameyi imza ederken Venediklilere karsı gizlice beslediği garezden maada bir şey düşünmemiş. ti, O vakit Venedik dahi padişahın şeraiti — ne kadar ağır olursa Ool- sun — kabule mecbur bir haldeydi.,, ».. Fatih, Kroya muhasarasını bırak- madı. Şehirde erzak bittikten, halk | açlıktan at, köpek, kedi eti yemeğe | başladıktan sonra birası da teslim oldu. Kemanı Için öldü Avusturya « Macar hududu yakm | Verpelet kasahssmda bir otelci bando | şefle. ından altmış üç yaşındaki çinge- ne Kari Meganın baha biçilmiyecek kadar kıymetli kemanını kırmış, buna dayanamıyan zavallı kemancı kalbine büzül isabet ederek fücceten ölmüştür. Bu kemanı, bundan kırk sene evvel, meşhur bir musiki üstadı olan Karl Mega bir Alman kontesi hediye etmişti

Bu sayıdan diğer sayfalar: