18 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

18 Eylül 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iki aşık Bekr olan Sadık, 'Taksimdeki kı- Metanelerden birinde kahvesini içi- Yordu, Senenin bu ilk güzel günleri- Din »eklığı içinde neşe uyandırıyordu. Kendini güler yüzlü, kadınları güzel Yordu. Cağdeden geçenlere dik- katle ve alâka ile bakıyordu. Yanında masaya gelip oturan esmer yüzlü kadın de gözünden kaçmamıştı. Biraz sonra, genç, sarışm ve sol- Bun benizli bir adam kadının yanma Beldi, bir şeyler sordu, küfretti, ta- Icasını çıkardı, ateş etti: Pan, pan! atru ve yırtıcı ses. Korkudan mü- *eveliit bir çığlık. Kadına bir şey ok Mamıştı, Fakat kurşunlardan biri Sa- diğın kalçasına isabet etmişti. Bu sahneyi müthiş bir gürültü takip “ti. Herkes kendini kaybeden yaralı- nm etrafına toplanmıştı ve bir imdadı #hht otomobili ile hastaneye götürül- dü. Mütecavize gelince; kıraethancde © bulunanlar elinden silâhmı almışlar, ye- tişen polisler önu esmer kadınla bera- ç Per alp en yakm polis komiserliğine miner. hal hadisenin alalöde kin ini Wk yüzünden olduğu anlaşldı. Öanka memuru olan Sadi, metresinin *âdakatsizliklerine nihayet vermek için “au öldürmek istemişti. Silâh kullan” Mağa alışmamış olduğundan eli titre- miş, kurşun kadma isabet edecekken kabahati olmıyan Sadığı yaralamıştı. Tehevvir halinde işlenen bir cürüm. Sadık, kendine geldiği zaman, ilk düşündüğü şey, kendisini bu umulma- dık kazaya kurban eden kadın oldu. Tuhaf şey, ondan hiç bir şey bek- > İemiyordu. Yalnız, kadının trajik ve #atarlı yüzünün bir kaç ehemmiyetsiz Sizgisini hatırlıyordu. Kendini kuvvet- Mİ hissettiği zaman, gazetelerde müthiş bir tehallikle Taksimdeki vakanın taf Milâtını okudu. Gazetelerin neşretmiş Oldukları fotoğraflar kadını daha iyi ta» masına yardım etti, Onu güzel bu- edu, Kâmilenin — kadının adı — sıhhati hâkkında haber almak için iki defa Bastaneye geldiğini öğrenince derin bir duydu. On beş günlük bir ihtimamdan son- İM, nekahat devrini evinde geçirmek Üzere hastaneden çıktı. Bir divan ü- Zerine uzanmış olar Sadık, günleri 80- MU gelmez gibi buluyordu. Bir çün, öğleden sonra, ihtiyar hiz- Metçisi bir kadının kendisini görmek ğini haber verdi. Bu Kâmile idi. Konuşma heyecanlı oldu. Birbirle inden dostça, sık sik konuşma vaadi ayrıldılar. Kâmile her gün geliyor-| du, Aralarında bir yakınlık başlamıştı. | in, tabanca ile yaralama hadisesi- ; pl din davasını beraber takip ettiler, Hâkim karşısına beraber çıkmışlar») Nihat celseden sonra otomobille Sa- ğın evine giderken dudakları ilk de- birbirlerinin ıztiraplarını eritmek ü- #ere birleşti. Bu tatlı hulya, ilk zamanlar baş dürücü denecek kadar zevkle yaşa- a. İktiraslr Kâmile, muvaffakiyetin- gurur duyan bu sadedil âşıkının is* klerini vermekten bir nevi haz dus) Yüyordu. Sadığın evinde yerleşti, ve| bal ayları, Sadinin mahkümiyetine ka» dar devam etti. Şimdiye kadar kimseyi öldürmemiş an Sadi, beraet etmemekle beraber, HABER — Alişim post. Ton ton amca Ü (kampa çıkmıştı , bir senelik ceza ile kurtulmuştu. Bu Ceza, hâdiseleri değiştirdi. Kararsız bir ruhu olan Kâmile, mahküma acı- muştı, Sadığa karşı duyduğu hisleri de değişmişti. İyileşmiş ve rahat halde olan Sadık, cazib bir adam olmaktan çıkmıştı. Bu emniyet bahşeden çocuktan der- hal ayrıldr. Çünkü bu adam Kâmileyi anlıyamazdı. o Şimdi, mahküm olan genç için derin bir merhamet, bir şef- kat duymakta idi. Artık hapishaneye onu görmek için gitmeğe başlamıştı. Halbuki, Sadığın yanına geldiği za man, en candan lâkırdılarından bile sinirlenmeğe başlamıştı. İnsan, kendisile uyuşamıyacak bi- risile ahbaplığını zorlaması için budala olmalıdır. Maamafih gülünç olmak üze- re yaratılmış bazı insanlar da vardır. Sadık da elinden gelen her şeyi yapıyor, sevgilisine yaranmak için hatıra hayale gelmiyen çocukluklar yaptığı oluyordu. Bunün en kötüsü, Sadi hapishane- den çıktıktan sonra oldu. Evvelâ iki âşığın evi etrafında dolaşmağa başla- dı. Sadığın bulunmadığı bir zamanda Kâmilenin yanma girmeğe bile cesaret etti. Söylemeğe lüzum yoktur ki, âteş- li esmer kadın tekrar onun metresi ol- makta tereddüt etmedi. Şimdi Sadi, onun gözünde yegâne kahramandı. Çünkü, yaptıkları aşkına karşı gösterdiği fedakârlıktan doğuyor- du. Betbaht Sadıkda talihsizliğinden emindi. Bunu hâber alınca hayrete de düşmedi. Her şeyi olduğu gibi ka- bul eden bir adam olmasına rağmen,| Kâmilenin hareketlerinde son günlerde gördüğü değişikliği bir türlü hazmede- miyordu, Ehemmiyetini kaybetmiş, hulyala- rından #iyrılmış olan Sadık çok azap günler yaşadı. Nihayet çir elâh satırı gu rm Ke e döndü. vinden çıktı. Bir saat sonra Sevdiği Kâmile ile Sadiyi biçimsiz gördü. İki çığlık ve bir tabanca sesi. Sadi- yi öldürmüştü. — Ah yaralandım, diye bağırdı. Bu rada Kâmile alelâcele giyinmiş, imdat istemek üzere merdivenlere koşmuştu. Tevkif edilen Sadık yaptğı rolden bir gürür duyarak, intikam almuş bir adam rahatlığile hapishaneye doğru ilerliyor-! du. Nuh Cem Ispanyada yegâne harp muhabiri AKŞAM POSTASI (DARE EV Istanbul Ankara Caddesi ” Posta kutusu: İstanbul 214 Telgraf adresi: istanbul HABER Yazı işleri telofonu ; 2A479 idörevellân “ : 74370 ABONE ŞARTLARI Türkiçe —— Ecnehi Senelik 1â00Mr 27004», vak 1480 3 ın 409 800 di * Byk i 300, Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası İşte size o bir milyonda O ancak bir kişiye dilşecek (bir vazifenin sahi- bi olan kâdm; O İspanya muharebele- rinin en civ civli yerlerinde dolaş - makta fakat (silâh kullanmamakta - Şimdi o general Franko'nun ordusiyle dır. Bu kadın İspanyada biricik harp dolaşmakta ve Alman © gazetelerine muhabiri omadmaezl İr“ ek'tur.! harp haberleri yetiştirmektedir. Gürünelükili Yapışık kardeşlerin evlenme Yazan : Niyazi Ahmet 308 sene evvel bugün Husrev Paşanın önüne kefen- lere sarılmış bir heyet geldi Osmanlı tarihinin en çok kan akılean Paşası, Sultan zadenin başını geç kestiği için cellâda beşyüz sopa vurdurmuşlu Hüsrev paşa, Osmanlı tarihinde) diğini yapardı. Süvari, topçu en çok kan akıtan bir sadrâzam ve| kuvvetler iki kumandandı. Aklına gelen adamı der.) alıyorlardı. hal, kendisi çadırında sandalya üze. rine oturur, karşısında başını kesti. rirdi, Bir gün Manisa beyi Sultanzade Hacı paşanın öldürülmesini emret. mişti, Kendisi gene çadırının önünde oturuyor, seyrediyordu. Her emrini saniyesinde yapan cellât, o gün yavaştı. Çok ağır hare. ket ediyor, isteksizliği yüzünden bel. li oluyordu. Arkadaşlarından biri yanına yaklaştı: — Koca cellât, dedi, ne yapıyor. sun, elini çabuk tut, Hüsrev paşa kı. zarsa senin başımı vurdurur. — Boyun kesmek, benim için iş. ten bile değil. İşi geç yaptığımın se. bebi, boynumdan korktuğumdandır. Öldüreceğim adam Sultanzadedir.. Hüsrev paşa belki vazgeçer diye ya. vaş yapıyorum. Sonra: — Niçin öldürdün?. diye benim başımı vurmasın?, Hüsrev paşa, verdiği emri geri aincak adamlardan değildi. Cellâdın işi yavaş yaptığımı görüyor. Dişlerini gıcırdatarak sonu bekliyordu. Cellât, beklemenin faydasız ol - duğunu anlayınca işini bitirdi. Ve) Sultanzadenin başımı gövdesinden a. yırdı. Cellât kanlı satırını temizleme - —iyal, Kimmer ganyan ki Adetin Snalen diz darikte bulunmamıştı. etmişti. Abazanın müşaviri rev paşanın ordusunu seyretti ve: Gayri çare yoktur.. dedi. reye girişti. bir heyet geldi. rülmemişti, birer kefen asılı idi. fenlere sarabilirsin,, demekti, ğer altı Şeyhlerdi. Abazanm teklifi şuydu: gm. rev paşanın yanına geldi. — Tiz şu cellâdı yıkın, ayağına beş yüz deynek vurun. Benim emri . mİ geç yapmanın ne demek olduğunu görsün.. Ve eellât, beş yüz deyneği afiyet. le yedi. dan gurur duyuyordu. yar Mehmet paşaya verildi. .. . İste bu Hüsrev paşa, Hasankale. de asi Abaza paşa tarafından sıkış. tırılmış olan Yusuf paşadan bir mek. tup aldı. Kendisinden imdat isteni. yordu. Yusuf paşa: — Asiler, asker yirmi gün sonra! gelecek diye umuyorlar. Daha önce gelinirse muvaffakiyet selâmetle ha. sıl olur. diyordu. Bu haberi alan Hüsrev paşa der. hal hareket etti ve topçu kumandazı.! na şu haberi gönderdi: — Erzuruma vusulümden üç gün sonra toplar yetişmezse kumandanın başını cellâda vereceğim.. Emir emirdi. Hüsrev paşa söyle. | sm | Londra dalgalarından müteessir olan fi! kend kendine duş yapıyor tecrübesi muvaffak netice vermedi Amerikalı yapt gık kız karleğlem © den Viyolet, gö & çenlerde © Ceyma 4 Mur isimli bir vusikişinasla © lenmiş, kendis'ne yapışık kız kardeşi Deyzi bekir Kale geçince iki 4 bu gayri tabii va- ziyetin devam eğe miyeceğini, yapı şik oldukları halde birinin evli, diğe- rinin bekâr eN N > mışlardır. Ni - EŞ Bının Üzerine Viyolet kocasından âyrılmağa karar vermiştir. Resmimiz iki kardeş ile mu- sikişinas bir avukata danıştıkları sırada alınmıştır, A 4 > ik z vütün ünlük yolu bir günde Hüsrev paşa ordusu Erzurum ö. nüne; gelince Abaza paşa hiç bir te. Ne kalelere girmiş, ne de şehir için yiyecek temin Kayse. rili Şeyh, kalenin üstüne çıkarak Hüs. — Bu gelen asker bu kaleyi alır. Abaza, karşı durmanın yersiz ve manasız olduğunu anlayınca müzake, 1628 yılı 18 Eylül günü, 305 sene evvel bugün Hüsrev paşanın önüne | Böyle heyet, tarihin hiç bir zamanında, hiç bir yerde gö. Hepsinin boyunlarında Bu: “Boynumuz elindedir. İstediğini yaparsın. Hepi. mizi öldürebilir, şu boynumuzdaki ke. Gelenler, Kayserili Şeyh ile di. — Sadrâzamın çok iyi ahbapla. rından Muslâhattin ağa emanet ola. rak kaleye gönderilirse teslim olaca. Hüsrev paşa teklifi kabul etti, Abaza paşa da kaleden çıkarak Hüs. © Hüsrev paşa, gelöh heyetin ke. | fönlere sarmIp FETMETERSEN S0K de“ Tece memnun olmuştu. Bu, kendi vah. şet ve korkusunu ifad ediyordu. Bun. Abaza paşadan alınan şehir Tay. hayvana? batresinde moajf” * kala. | mıyscağını anla. $ 4 | | i ! j

Bu sayıdan diğer sayfalar: