25 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

25 Eylül 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Miki Afrikada Zİ ŞAYANI TEB RİKSİN MİK SENİNLE İFT HABAR EDERİM dye N ÇOK CESARETLİ OL MÜ GÖZE “DUĞU MUHAKKAK, Au z ii / SLM 2 İnat YOR 7 j N 1). z | (MAlLMAl MAL YARE PLAN LA Rının OlpDuâu YERİ söy. LE MiYOR ...., .— ws. Kuş Tüyünün Kilosu 75 Kuruş Kuş Tüyü Yastık 100 Kuruştur Yastık, yorgan ve yataklarınızı kuş tüyünden kullanınız. Çünkü ps- muktan ucuz, ömrü uzun ber zaman yumuşaklığı devamlıdır. Kuş tüyü ya. tak ve yastıklarda yatanlar hiç bir za. man hastalık görmezler. Fabrikası ve satış deposu: İstan. bulân Çakmakçılarda Ömer Bali oğlu kuştüyü fabrikası. Tel, 23027 » Umum Mektep kitaplarınızı Yorulmadan tekmil olarak İstanbul Ankara caddesi İnkılıp kitaphanesin den alırsınız. Kitap satın alıyoruz Eski ve yeni barflerle ber nevi kitap! lar ve okunmuş yeni harflerle lise kitap ları iyi fiyatla satm alınır. İstanbul An- kara caddesi 155 No. Inkılâp Kitaphanesi Hukuk Fakültesi Dekanlığından : Fakültemiz İktısat ve İçtimaiyat Enstitüsüne 50 lira ücretle bir daktilo alınacaktır. Yabancı dil bilmek şarttır. İsteklilerin bir hafta zarfında fakülte dekanlığına müracaat etmeleri. “1584” 278 MAĞLUP FAUSTA Gecenin derin sessizliği içinde bir ses gürledi: — Açığa! Şatonun kapısındaki nöbetçi Morö- veri görmüştü. Moröver, mantosu ile! yü iyice örttükten sonra gayet sakin bir sesle: — Mösyö Larşana haber veriniz! Kral için bir postacı gelmiştir, dedi. Larşan kralın muhafız kumandanı idi, Kriyonun kumandası altında sa- rayın iç ve dış emniyetini muhafaza- ya memurdu. Moröverin, “kral için bir postacı, Jâfının bütün şatoyu ayağa kaldırma- ğa kâfi geldiğini biliyordu. Bu sözü işiten nöbetçi bağırdı, hir takım fener ziyaları oradan oraya ko- şuştu, Yarım saat sonra Larşan gö- züktü. Morövere yaklaşarak tanıma- ğa çalıştı. ı Moröver ise yüzünü daha iyi örtüp; sesini de değiştirerek: — Mösyö, kraliçeye lütfen haber ve- riniz ki, sekiz gün evel kendilerine verilmiş olan mektubun bir eşi daha gelmiştir. — Müsyö, deli misiniz, yoksa bizim- le alay mı ediyorsunuz? — Mösyö, kraliçeye şimdi haber veriniz; sekiz gün evvel kendisinden beş yüz bin liraya bir kâğıt satın al- mış olduğunuz adam; sizi görmek is- tiyor, deyiniz! — Mösyö, siz her halde kaçırmış smız., Dua edin ki sizi tevkif etmiyo- rum,. Allah ısmarladık. — Astl kaçıran sizsiniz. Eğer yazım şatoda bir felâket olur da sebebini serarlarsa, ben sizi göstereceğim, 6 vakit sizi bir şeriki cürüm olarak ya- kâlryacaklar... Allah ısmarladık. — Mösyö, bana bakın! Bir dakika bekleyin! Gidip haber vereceğim, Fa- kat evvelâ şunu söyliyeyim ki, eğer kraliçe sizi kabul etmez ve sabahın ikisinde uyandırdığım için bana kıza- tak olursa kulaklarınızı keseceğim. Karakolun içerisine girin? Morüver omuzlarını silkerek: — Şu meydanda beklerim. Karako- lunuzda çok ışık var, gözlerime doku- nur, dedi, Size bir sözüm daha var kumandan, eğer beni tanımak isterse- niz sizi öldürürüm! Larşan kaşlarını çattr, kan beynine Sıçramıştı. Hemen şu adam boğazı- na atılmağı düşündü. Fakat eğer onu öldürürse demin bahsetmiş olduğu felâkete mani olamıyacaktı. Moröveri içeriki avluya alarak ya- nına dört nöbetçi bıraktıktan sonra süratle uzaklaştı. Bir çeyrek sonra geri döndüğü za- man hayretle: — Geliniz imösyö! Hem beni affedi- niz! Kraliçe sizi bekliyor. Moröver kraliçenin yanma girince cebindeki mektubu çıkararak: — Jakobenlerin reisinden madam Ja Düşes dö Monpansiyeye! dedi. Kraliçe gözlerile mektubu yemek istiyor, fakat hiç renk vermiyordu. Morövere: — Bu mektubu getiren adâmı mu- hafaza altına alsaydınız? dedi, — Alınmıştır madam! — Nerededir? — Şatonun hendeği içinde. Bizim odada şarabı biraz fazla kaçırdığı için, içi yanmış; bende çırtlağını açı- verdim, Şimdi bol bol su içmekle meş- guldür. Kraliçe titriyerek Moröveri tepeden tırnağa kadar süzdükten sonra, kendi kendine: MAĞLÜP FAUSTA 279 — Bu adam bizim mektepten! diye söylendi, ihtiyar kraliçe, on dakika Sonra kralın odasına giderek kendisini uyan dırmış ve Burguvanın mektubunü ve- rerek şunları söylemişti: — Ben, sizden yeni bir isbat bulmak için üç gün müsaade istemiştim. Fa- kat üç saat kâfi geldi. Şimdi baybe- decek bir dakika bile yoktur! XXIX ŞATONUN ANAHTARLARI Ertesi gün, kralın daveti üzerine Etajenero toplanmıştı. Ihtiyar kardi- nal dö Burbon tarafından yapılan di- ni öyinden sonra üçüncü Hanri içtima salonuna girdi. Kral, Gizin şatoya geldiği zaman yanında bulundurduğu kalabalık asi! zadelere mukabil, büyük salonda me- resim icabatından başka asker bulun- durmaması emrini vermişti. Kendi. lerine gösterilen bu derece itimat asilzadelerle papasları hayrette bi- rakmıştı, Yalnız halk mebuslar' bu hareketi takdir ettiler. Giz ise kralı pek az bir maiyvetle görünce sarardı, Moröveri hemen dört köşe avluya göndererek maiyetinin her şeye bazir olmasını emretti. Kral tahta oturmuştu. Giz de saray müşiri sıfatile kralm karşısına ve tahtın hasamaklarının alt tarafına o- turdu. Üçüncü Hanri uzun bir nutka baş layarak, bitip tükenmek bilmiyen da- hili harplerin herkese bezginlik ver-! diği ve bunun için bir anlaşma yapıl-/ masını tavsiye etti, asilzadeleri, el pasları ve halkı iş birliği yapmağa da- vet ederek kendisinin de protestanlığı ortadan kaldırmağa karar verdiğini bildirdi. Eğer bu söylediklerini yap- mak istemezlerse Allahım ve insanla» rın huzurunda mebusları mesul ede- ceğini söyledi. Kral nutkunu bitirdikten gonra doğ ruca kendi dairesine gitti ve misafir- leri kabul ettiği salona girdi. Bu es- nada Giz taraftarlar, Dükün kerdile- rine bazı şeyler söylemiş olmasından olacak, güle göle krala bakıyorlar- dı. Üçüncü Hanri ise her an bir br çak yemek ihtimalini düşünerek üzü- lüyor, fakat hiçbir şey belli etmiyor. du. Giz hakkında düşündüğü yeni plân pek güzeldi, Evvelâ Gize tam bir em- niyet vermek istiyordu. İşe Dük dö Mayeni müşterek hare- ketten ayırmakla başladı, Ona Liyon valiliğini verdi. Mayen ciddi bir su- rette teşekkür ettikten sonra kendi- kendine: ' — Eğer kral sözünde duracak olur. sa, kardeşimin kral olduğu zaman ba na vereceği menfaatten daha büyük şey vermiş oluyor, diye söylendi. Kral bundan sonra kardinal dö Gi- ze Avinyon sefaretini vaadetti ve M. Despinaya yüksek sesle şunları söy- ledi: — Sizin gibi adamlar dünyada az bulunur. Bugünden sonra benim hu- susi müşavirimsiniz! Sonra Menevile dönerek: ” v — Mösyö lö Dükün size we Sadar teveccühü olduğunu bilirim, bunun için sizi de devlet şüras: azalığına ta- yin ettiğimi başvekile bildirdim. Üçüncü Hanri bir saat içinde, gece

Bu sayıdan diğer sayfalar: