2 Kasım 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

2 Kasım 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lie li ağa Madrit düşse bile Ispanyada harp gene durmıyacaktır Jer alabildiğine kazanmaktadır. Madri- tin şimal kısmında hükümet kuvvetle - rinden bir kısmı esilere iltihak etmiştir. Cenup tarafında asiler bir takım köyle- Ti almak suretile Madrite 1l mil daha yaklaşmış oldular, Hükümet kuvvetlerinin bütün muka- bil hücurlarmın akim bırakıldığı ba - ber veriliyor. Madritin cenup mahallelerinin boşal- tilmâsı asi kuvvetlerinin bu kısmı işgal etmek üzere bulunmasındandır. Evvelce asiler taralından esir edilen fakat kaçmağa muvaffak olan hükümet merkez cephesi kumandanı albay Puig- dendölas düşman tayayrelerinin bom - bardımanında ölmüştür. Madtit üzörine asilerin tayyare hü - cumları devam etmektedir. Tayyareler şehri bombardıman etmemekte yalnız nasyonalist gazetleri atmaktadır . Evvelki gün Madrite karşı yapılan taarruzda 150 kişi ölmüş ve 300 kişi de yaralanmıştır. Halyanların yardımı Moskovadan Tas ajansının © verdiği malüimata göre İtsiyanlar asilere gön - derdikleri harp malzemesi dolu gemileri Trallusa sevkeder gibi Oo görünmekte sonradan yolda geminin rotası değiştiri lerek İspanyada asilerin elindeki Timan- lardan birine gidilmektedir. Başvaki'in beyanati İspanya harp başladığındanberi Baş vekil, Harbiye nazırı ve hükümet kuv vetlerinin başkumandanı olan (o Largc Kaballero bir İngiliz | gâzetecisine ilk defa olarak beyanat vermiştir. Deyli Ekspres gazetesi muharririne vaki olan bu beyanatta, İspanyanın Le- Berlin 2 (Radyo) — İspanyada asi ! nini mesabesinde olan Kaballere demiş tir ki: “Madrit sukut (etmiyecek, Madrit halkı ve o halkla birlikte hükümet şe- hirlerinin sukut etmesine meydan ver- miyeceklerdir Fakat eğer asiler şehre girecek olur- #a harp devam edecektir. (Biz harbi sonuna kadar devam ettireceğiz, ve kâ- tanacağız.., Largo Kaballero, “İspanyanın Leni - ni,, diye anılmaktadır. Leninle onu mukayese etmek için en müsalt zaman bugündür. Çünkü İspan- ya Başvekilinin yukarıya yazılı sözleri ile, Leninin söylemiş olduğu sözler 2- rasında sıkı bir benzerlik vardır. Bundan on sekiz sene evvel teşrini- evvel ayında “Lenin, muhasara (oâltma alınmış Petrograd pa şöyle hitap ediyordu: “Biz düşmandan çok ii Ar kadaşlar. topraklar son noktasına ka dar çarpışınız. Zafer bizim olacaktır... Madritin Petrogradın aldığı neticeyi alıp alamıyacağı çok sürmeden belli 0 lacaktır. Kaballero İngiliz gazetecisine (olan sözlerini şöyle bitirmiştir: “Halka itimat ediyorum. Halk bizim le beraberdir. Asilerin yaklaştığı şe - hirlerden kaçan halka bakınız. Halkın kimden yana olduğunu bu hâdise size göstermiyor mü? Asiler bir yere girince orada ne yapacaklarını herkes biliyor. Elinde bir amele birliği vesikası bulu- nan herkesin cezası ölüm olacaktır. E- ğer Madrit alınırsa, kim bilir ne kadar insan koyun gibi boğazlanacaktır!., Kaballero karısını kaybetmiş, oğlu asiler elinde ölmüş, altı defa mahpusı girmiş 67 yaşmda ve hâlâ hükümet kuv vetlerinin başında bulunan biridir. Eskişehirde yaralı- lar saatlerce imdat beklemişler On dukuz kişinin ölümüyle neticele- nen Eskişehir civarındaki otobüs facia- sı halk: elân büyük bir alâka ile meşgul eden bir mesele halindedir. Orada hiç yoktan ölenlerin matemi memleketi bü- yük bir teesslire boğmuştur, Bu büyük faciayı, o trende bulunan yolculardan biri şöyle anlatmaktadır: “— Eskişehire 14 kilometre kala tre- nimiz saatte tahminen 60 kilometrelik bir süratle hafif meyilli araziden geçi * yordu. Bu sırada tren düdük çalmağa başla- dı. Ne olduğunu anlamağa vakit bula- madan trenin ani fren yapmasile biri - birimizin üstüne yığıldık. Doktor arkadaşlarımla trenden indik. Trenin sağ tarafında bir tahta yığınının durmakta olduğunu görünce (enkaza doğru koşmağa başladık. Bu bir otobüs enkazı idi, Sağda, solda kafa tasları, 2- yaklar, bacaklar, kanlı et parçaları ya- tayordu. Aradan iki dakika geçmeden trenden imdadı sıhhi sandığını — getirdiler. Ar- kadaşım doktor binbaşı Arifle birlikte sandıkta bulabildiğimiz pamuklar, bez- ier ve ilâçlarla yaralılara tren memur- larının da yardımile ilk tedavileri yap- mağa başladık. Yaralılara yardım ederken kulağımı- za gelen feryatlar ve inlemeler karşı - sında gözlerimiz'yaşarıyor. kendimiz. den geçecek gibi oluyorduk. Bir yandan yaralılara tedavide bu - lunurken, bir yandan da (o kazezedeleri tesbite başladık. Ölülerle birlikte hepsi 34 kişi idi. Bunlardan dört tanesi tama- men parçalandığı için meydanda otuz yaralı ve ölü vardı. Yaralıları bir ke- nara toprak üstüne yatırdık. Faciadan yarım saat sonra karanlık bastı. Ortalık, karanlıkta daha feci bir manzara aldı, Civar köylerden koku &- zerine gelen köpekler cesetlerin parça- larını yemek için hırkıya hırkya © facia yerine toplandılar. Trende ancak dört tane az ışık veren e ld e Bütün ümitler gelecek imdat treninde idi. Fakat trende bulunan portatif telefen makinesile her nedense muhabere te - min edilemedi. Kaza, Eskişehire 13 ki- lometre mesafede Satılmış geçidi deni- len yerde olmuştu. Ne yapacağımızı düşünürken Eskişe- hir istikametine giden bir otobüs gö - ründü. Trende bulunan polisin yardı - mile otobüsten bir yolcu (indirildi ve yerine şeltiren bindirilerek otobüs Es kişehire doğru hareket etti. Bu müddet içinde hafif yaralılardan beş tanesini trene naklettik. (o Doktor Arifle mebus Resainin kızı ve iki Türk kadmı daha yaralılara bir (kardeş muamelesile bakıyorlardı. İmdat treni beklenirken dört yara - Ir gözlerimiz önünde inliye inliye feci bir surette öldü. Bu sırada müthiş bir soğuk başladı. Karanlıkta toprak üstünde yatan yara. lar, bu soğuk karşısında (yaralarının sızlamasından dolayı ( feryatlarını bir kat daha arttırdılar, Haberci otobüş git tikten iki buçuk saat sonra yani 7 yi 20 geçe imdat treninin ışıkları (o göründü. Ve 10 dakika sonra kara mahallinden üç yüz metre kadar mesafede (durdu. Trenden Müddejumumi (muavini, bir doktor, dört polis ve beş tane kadar da itfaiye neferi indi. Ellerinde meşaleler, sedyeler olduğu halde kaza yerine gel diler. Ölüler ve yaralılar Eskişehire nakle» dildikten sonra Müddelumumi mühen- dislerle birlikte keşif yaptı. Trenin alt kısmı tamamen muayene edildi ve ka- zadan altı saat sonra trenin hareketine izin verildi. Otobüs şoförünün resmi otobüste var dr. Ölüleri tetkikle şoför arandı. Resme benziyen bir kimseye tesadüf edileme- di. Çünkü böyle bir faclada şoförün kur tulup ta kaçabilecek bir halde kalması Resmen ölü olan kadın (Baş taralı 1 incide) yânında ihtiyar annesi ve 10 yaşmâdeki oğlu Koço ile beraber küçüğü yetimha- neye yerleştirmek için Langa despotu- nun yanına çıkıyordu. Despot gelenle- rin fakirliklerine acıyarak Koçonun &- na ve babasını ölü göstermek (o suretile kendisini yetimhaneye yerleştirdi. Aradan seneler geçti. Küçük Koço mektebi bitirdi, muhtelif mesleklerde bulunduktan sonra nihayet 1930 sene- sinde papaz olmak için yaptığı müra - caat kabul eğilerek Samatyadski Aya Mina kilisesine tayin edildi. (o Kendisi bu müddet zarfında evlenmiş ve 5 ço cuk sahibi olmuştu . ».. Papaz Koçonun annesi olduğunu id- yı dört ay aldıktan sonra papazın ken- disine bakmaması üzerine mahkemeye müracaat ederek ayda dokuz Jira nafa- ka kesilmesine karar almış ve bu para- yı döra ay aldıktan sonra papazın ken- disi için: — Bu benim anım değildir! diye id- dia etmesi ve nüfus kayıtlarının da pa- pazın annesini ölü göstermesi Üzerine Kalyopiye verilmekte olan para kesil - miştir. Mesele balıhazırda mahkeme safha - #ındadır, Papaz Koçonun nüfus kayıt - larında ana, baba, büyük baba ve büyük anne isimlerile Kalyopinin, (kocasının annesinin, Kaynatasının isimleri aynı - dır, Birisinin “Annem değil!,, diğeri - nin de “oğlumdur!,, diye iddia ettikleri bu iki şahıs arasında bir müaşbehet mev cuttur. Papaz Koço kendisile (görüşen bir muharririmize evvelâ, bu kadm: şim - diye kadar annesi olarak bildiğini fakat nüfus kayıtlarına bakmca annesinin öl- müş olduğunu anladığımı fakat biraz sonra da bu kadının kendisini (o yetim mektebinden evlâtlık olarak © aldığım ve bunun için ona anne sürmüştür. Kalyopi ite boyuna ağlamakta ve: — Bugünleri göreceğime keşki sa * -hideri ölseydim! diye söylenmektedir. Bugün, ana oğul olup (olmadıkları henüz mahkemece tebeyyün etmemiş olan bu iki şahsm birinci asliye ceza - da tahkirden dolayı muhakemeleri var» dr. Suçlu yerinde Kalyopi, davacı da papaz Koçonun karısı.. Reis davayı: salâhiyeti haricinde gör- düğünden üç kişilik asliye mahkemele- rinden birine devretmiş ve davacılarla maznun dışarı ççıkınca (arada rümca geçen birkaç sözden sonra papazın ka- rım ile Kalyopi arasında münakaşa bü- yümüş. İhtiyar kadınım hemen bayılma si Üzerine koridordaki halk heyecanlar- mış ve hâlâ avazı çıktığı kadar bağı- ran papazm karısile bazı kimseler ara- smda kopan münakaşalar etraftan ya - tıştırılarak mücssif bir bâdisenin önü alınmıştır, Bu meraklı vakanın ne netice alacağı henüz kestirilememekle (beraber pa - pazla, Kalyopiyi bir arada görenler bun ların ana oğul olduklarından şüphe et- miyeceklerini söylemektedizler, Sahlekârlık yok Bu hâdisenin ilk sahalarından bâhis bir yazımız 28 ilkteşrin tarihli sayı- mızda çıkmıştı. Bu yazıda ismi geçen papaz bugün matbaamıza gelerek anne- sini ölü göstermiş olmadığını, sahte - kârlik da ye Die bu nok- tanın yazılmasını isteği. Silâhlı sulh! (Baş tarafı 1 incide) Rejimin on beşinci yılı için direk- tifleri şunlardır Uzak, yakın bütün memleketlerle sulh, silâhlı — bir sulh. Havada, denizde, karada silâhlanma programı muntazaman devam edecek. tir, yaralı ve ölülerle uğraşırken hafif su xi rette yaralı bulunan ş0för bir Meeks hava karazmağa | içinde gizlenmiş ve başlayınca kaçmış. Kazanın sebebi, şoförün trenle el şa kalkışması ve fazla yüklü izel dan dolayı geçidde ray üzerinde kalma- sıdır, dediğini ileri) | edeceği Fransuva Jüzefin metresi Gimeden aşkını anlatıyor Bir vakitler Avusturya İmparstor- İuğunu buyruğu altımda tutan İmpa- rabor Fransova Jozefin metresi metma zel Katerin Sehratt ölmek üzeredir. Şimdi seksen üç yaşındadır ve Viya- manm eteklerinde küçücük bir köşkte hasta yatmaktadır. Kendisini ziyaret eden bir muharri- re, imparator Fransova Jözefin aşkına dair ilk defaya mahsus olmak Üzere dudaklarını açmış ve demiştir ki: — Fransuva Jozef yaşıyan insanla- rın en kudretlisiydi. Onu sevdim. Bu- nu itiraf etmekten katiyyen utan mam. İmparatoriçesi Elizabet de bu- nu biliyordu. Hattâ kocasını mes'ut 6- demediğinin de farkmdaydı. İmparatoriçe benim kocasiyle olan dostluğuma büyük bir metanetle ta - hammül ettikten başka, sonraları ara- muzda derin bir arkadaşlık bağları te- essüs etti. Bir giin imparatorun bir resmimi is- temiş olduğunu hatırlarım. Buna da- ir benim hiç bir şey bilmemekliğim lâzımgeliyordu. Ve İmparatoriçe mü- zede karısma çok benzemekte olduğum mümtaz bir İngilizin kolleksiyonu için resmimin yapılmasmı temin etti. Ben hiçbir şeyden şüphelenmemiş- tim, resim nihayet bitti ve imparato- ra takdim edildi. Aradan aylar geçtik ten sonra resmimin kimin için yaptı- rılmış olduğunu anladım. İmparatoriçe ile birlikte Jozefin yegâne oğlu ve varisi öldürüldü. İmpa ratorun hayatı baştan başa facialarla doludur ve hanedan efradının yaptık- ları rezaletler hiç tükenmiyordu. Dur- madan kan akıyor ve atlenin ona ver- diği ıstırap zavallı adama iyi bir gün göstermiyordu. Ben kendisine biraz sükün ve hu- zur verebilmiş olduğum için daima gürur ve iftihar duyacağım. Şimdi yezfine isteğim ona yakm bir yere gömülmektir. Pomakları Bulgarlaştırmak istiyorlar (Baş tarafı 1 incide) sormuşlardır. Zavallı pomaklar da: — Biz Türküz, Bulgar değiliz ki, Bulgar adımız olsun. Cevabmı verirler. Jandarma çavuşu bu cevap üzerine yerinden hiddetle kalkarak: — Siz Bulgarsmız! Türk değilsin!z! diye bağırıp her iki pomağı nahiye mü- dürünün yannda öldüresiye döğmeye başlar. Zavallıları bayıltmcaya kadar döğer. Bu sırada dışarda kapınm önünde diğer sekiz pömak sira beklemektey- miş, Jandarma çavuşu bu iki zavallıdan hmemi aldıktan sonra dışarıya çıkıp diğer pomaklara hitaben: — Siz de Bulgar adlarmızı hemen bana söyliyeceksiniz. Yoksa sizi de bur lar gibi yapacağım! Diye tehdit eder, Bu feci mesele şundan neşet etmek- tedir: Bundan birkaç ay evvel Kre- bul pomakları Bulgar dahiliye vekâ- letine bir istida verip bütün mal ve mülklerini olduğu gibi Bulgar hükü » metin& bırakacaklarmı, ve bina mu - kabil Bulgar hükümetinden Türkive- ye hicret edebilmek için yalnız bir pa- saport istediklerini bildirmizlerdi. Bu! gar dahiliye vekâleti bu istidayı Nev. rekop kaymakamlığına gönderir, kay- makamlık da bunu Satkofça jandarma karakoluna havale eder ve ilâveten po makların Bulgar olduklarını ve Türk lerin onları zorla müslüman yaptıkla- rin, jandarmanm bütün kuvvetiyle bu hicrete mâni olmasını yazar. İşte bunu üzerine de Sakofça jan- darma çavuşu Krabul Köyüne gelip köylülere: — Siz Bulgarsınız! Türk değilsiniz! Bana hemen Bulgar adlarınızı söyle- yiniz! Deyip bu zavalltları dayâktan geçi- Tir. Jandarma çavuşu köyü Lerkeder. ken: — İkinel gelişimde Kepiniz de birer Bulgar adı almazsanız hepinizi de yok portmanto alınız, ve onu Kendi ken tanımak i sekiz tecr Kolünuzu uzatarak, c€ sılmış bir ağırlığı düz tut Gözlerinizi kapayıp 15 w Üstünde sallanabilir misir yetle . fiziki ve ruhi k tanıyor musunuz? Aşağıda sekiz tecrübey dinizi bir doktoru muaye emin bir şekilde tanıyabi 1 — Birinci tecrübe m tir, Bir ayağınız üstünde pak durunuz. Dizlerinizi rımız. Kollarımız: sallayını beyi ayağınızı değiştirere Tabii muvazene bozuls müvazene bozulması 15 ra olursa, dimağınızda « nı idare eden uzuvların v iyi yaptıklarına hükmede 2 — İkinci tecrllbe ko: meydana çıkarır. Yere tel Bİ çiziniz. Bu çizgi üzerir niz. Sonra, gözlernizi ka; çizgi Üzerinden tekrar yi 3 — Üçüncü tecrübe vaziyetini gösterir. Hava diniz, sonra havayı tama Burnunuzu tıkadıktan s0 man nefes almamağa çalış 4 — Dördüncü tecrübe ale cevap veriri Uzviyeti tamam istirahati temin & sunuz? Eğer, bunu yapat zun zaman yaşayacak, ve Irklardan kurtulabileceksi Tecrübe: Birisi dirseğ tutacak. Birân size adale menizi söyliyerek tutmağ cek; sonra, birden, bırak: sızmış gibi düşmelidir. E; olarak kalırsa, sinirlerini; değil demektir. — 5 «- Beşinci tecrlibe üzerine — ucundan biri mesafeye — koyunuz. C cundan tutunuz. Portma; zenesini temin edecek ta gergin bir vaziyette olsu diğer kolunuzla da tekra 6 — Altıncı tecrübede dir. Kollarınızı uzatın, ayırın, gevşek bırakın, el titremediğine bakın. Haf yidir. Fakat çok kuvvetiz nirleriniz zayıf demektir. 7 — Yedinci tecrübe te liyetinizi ölçer. Sağ eliniz ğile burnunuza dokunun keti 801 elinizin baş parm ediniz. Sonra sol diziniz. le dokununuz, ayni haral nizle sağ diziniz için tekr velâ yavaş, fakat sonra si Göz'srinizi kapayıp ayni süratle devam ediniz. 8 — Kalbinizin kuvveti evvelâ nabzınızı tutunuz. yak üstünde 50 defs sıç nabzınızı tutunuz. İki da' râr tutmağa devâm edini; Tabii nabız malar sonra 124, ili dakika dur da 84 olmalıdır. Bu sekiz tecrübenin nef dinize ait bilmediğiniz e tecektr. Doktora gitmeğe yok.

Bu sayıdan diğer sayfalar: