30 Kasım 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

30 Kasım 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 İinelteşrin — 1636 $tanbuldan ayr irken İdan dün ayrıldım. Evvelce| İki yazımda bâhsetiğim gibi, dim, evvelâ Karadeniz sahille- i Ünye kasabasında yerleşmek, geçirdikten sonra, bu müd- edineceğim intibalarla arasma karışmaktır. Bir ta- bu şerait altmda kendime bir uğraşmakla beraber, İaraftan d& Anadolunun muh. Yerlerinde seyahatler yapacağım. olulu olarak, ana yurdu ân- rânlatacağım ve bir İstanbullu- teraite ne şekilde intibak ettiği- Wİ niçin edemediğini) yazaca- İten söyliyeyim ki, İstanbula İİR filân değilim, Bilâkis, her yıl Uzun yahut kısa zamanlar uğ- m. Belki memleket dışına da i seyahatler yapacağım. Meselâ kyo olimpiyatlarına şimdiden ! Ancak, asıl yerim Ünye- Ya P köylü olacak; Ve bilhassa güze $İ bırakmıyacağım. Bilâkis, daha 9 dir muhitte, daha yeni mevzu daha İyi calismavı umuyorum. alım, “âyinel- devran ne suret ek? .. hbuldan ayrılırken, pek sevdi- #hir hakkında birçok hislerim, Wilerim vardır. Bilhassa, bu son We, hassasiyetimi dört göz ola- » ona baktım. vü k. İN üzel Türk şehrinde, ötedenberi gm üzen bir damga vurulu ol ,, 4 görürdüm. Bazı müfrit inki- Münevverlerimiz, burasını bir hi Vetameli belde telâkki ederler. , güya İstanbul su karısmış bir tandır. “Hele bakalım diğer * ihtiyaçları görülsün, ondan ear düştinületektir; o vak- tashih, seciyesini ahlâkı &de dursun!,, gib! bir kanaat lâper münevverlerin üzerindeki y. İstanbulun eski saltanat >i olmasından ve sabik devirler. oluyu müstemlekö gibi kullan: “ân ileri gelmiştir. Fakat'simdi; nı söylemeli ki, bu şehrin eski ziremdan osar kalmamıstır. Bi- Müstahsil olmuştur.' Her yeri , la ve kendi teşebbüsü ile, », “üeğiyle ekmeğini kazanan in. -doludur. - Bunlar Türklerdir büyük bir kısmı öderler. Ve göstermek icap ettikçe, bura- "bir zaman sonuncu kalmamıştır. *£&ne de bahsettiğim o damga... » hiçindir? Acaba, İstanbul, B. | 4 Edi bir kozmopolit muhiti hâlâ | aldığı için mi böyle telâkki | 2 Fakat, Türkiyenin de bey- *İ âlemle teması olmak icap et- #renklerle fazla meskün bir , VE 6 limanda böyle bir semti iza eder. Bütün silueti ile, Türk olan İstanbula, bir koz Semt krvmet dilişüklüsü değil, kiymet verir: Amerikalı ve Vit ti Vi #vyahlarin Parise verdikleri Üy Krymet kabilinden? © hüsüsiyetleri olan bir şehir, ln belediyesinin gelirlerile dıy ayla Kavrulmağa terkedil- Ankara, nasıl devlet bütçe- ama görüyorsa, Türkiyenin i, Mari iktısadi ve bey- Şi vasrtalarını, hususiyet İng erini ihtiva eden İstanbul » hem de aradan pek uzun me bir müzaheret ize halil olmalıdır. &vindeki kapmın büyük, gü- Yür edi a, bütün mimarisin- Şi ihmiştir. Vatanm kapısı da Ve devirlerin eserleriyle, Ki edilirse, verilecek hü- Ça iletin pek aleyhinde olma- BESİ harap caddelerin isimle devrin eş ara göre de- karişik doğurmaktan baş- a ME İce vermez! | © sancak kendi hakiki eser- Di ekle şeref duymalıdır. yağ, giye kadar bir irfan OÖnün. irfan müesseseleri vi Baska yerlerde m yenileri açılmalı, münevver muhiti bo » An'aneleri de öldürül . ». Eskişehire ii suyu Süratle getirilmesi için çalışılıyor Büyük Önder Atatürk. geçen yaz Eskişehirden geçerken Eskişehir - bele- ve reisine Eskişehirin en büyük derdi olan içme suyu işinin bir sene ( içinde hallini ve halkın temiz suya kavuştu. rulmasını emir buyurmuşlardı. O vakit derhal faaliyete geçen Eskişehir beledi yesi iyi suyun biran evvel şehre varabil mesi için çalışmaktadır. Suyun — şehre getirilebilmesi için Jâzım olan borular sipariş edilmektedir, Diğer taraftan hükümet bütün mem- iekette iyi su işini bir kül olarak telâkki etmiş ve buna büyük bir ehemmiyet ver miştir. Şimdi bütün memlekette henüz İvi suyu olmayan her kasabada civarda- ki kaynaklardan $u getirmek için faa- tiyet sarfolunmaktadır. Temin olundu- Zuna nazaran 937 senesi sonunda mem leketimizin içme suyu olmayan kasaba larının ekserisi temiz suya kavuşmuş olacaktır. memelidir... Bilâkis ölmüşleri ihya © lunmalıdır. » » Doğduğum, büyüdüğüm - gehrin her parçasma bir veda gözüyle bakarken, meselâ, bütün çeşmelerin kurumuş ve musluksuz olduğunu bir kere dahan acı acı gördüm, Bir parçası kopuk taşları Üzerinde, “Ve min el.mai külli şey'in hay - Sudan her şeye. hayat gelir!,, diye yazılıdır. Bü bağrı yanık çeşme. ler, lisanı halleriyle feryat edip suları çekildiği için hayatlarının kalmadığını bağır bağır bağırıyorlar. Salâtin camileri tamir edildiği gibi, bu sebillerin de yeniden hayat bulma- #ını, İstanbulun imar programı arası. na koymalıyız Tekrar ediyorum! 'Eekinin tamiri ve-yenitin ihdası gibi muazzam işler için, bu müstahsil ve vergi verir İs tanbulun fakir belediyesi asla kâfi değildir. Devletin eli lâzımdır. Ayni zamanda, hemşeriler arasında yeni bir ruhun uyandırılması, her sokak halkr- um kendi geçtiği yerleri öz bahçesi gi- bi benimsemesi iktıza eder. Aksi tak- dirde, bugünkü Cihangirin sakaleti ile karşılaşırız: Dağ gibi apartımanlarım| arasında camur içinde patikalar! Görüyorsunuz: İstanbul . hakkında yazılan bir veda yazısmda bile beledi- yeden şikâyet etmekten vazgeçilemi» yor. Fakat, bugünkil belediyenin ciha-| zı İçinde bir şey yapılamıyacağna, 1s-! tanbulu bambaşka bir tarikle ihya et- mek zaruretine akıl erdirmemiz zaru- ridir. Dilerim ki, sık sık ziyaretine gele- ceğim bu şehrin kisa bir zamanda gü. rül gürül akan çeşmelerinden, sokak: larıma, meydanlarına kadar bütün man zarası değişsin. Yoksa, bugünkü ha- linde, İstanbulda oturanlara “mes'ut şehirliler!,, diye gıpta etmeme imkân kalmıyor. Burası köyleşen bir halde - dir. İnsana “bari adamakıllı köylü o- lurum!,, hissini veriyor. İstanbul... Onun muhayyel. mamur şekli ile hatıraları ise, kalbimizde, bey! nimizdedir... Onu, götürüyorum... Ve zaten onları bura- da bulamamaktayım. ; “va No) Samsundan (Ev hanımı) imzası ile ta deniyor ki: “Bir senedenberi evliyim ve kocama perestiş ederim. Bir haftadanleri beni aldatmakta olduğunu öğrendim. Hiç bir şey söylemedim Kendisi de vakayı büdiğimden bihaber & meseleyi açmalı mıyım yoksa kendi kendihe dir, Kendi; tekrar bana avdetini mi beklemeliyim?,, Balıkçılık Döviz açığımız kongresi (bu yıl kapanıyor Yarın sabah Ankara'da açılıyor Birinci balıkçılık kongresi yarm sabah saat on buçukta Ankarada İk- tısat Vekili Celâl Bayar tarafından 2- çılacaktır. Reis vek'ileri ve kâtipler- İe encümenler seçildikten sonra toplantı nihayet bulucaktır. Kongreye'su mahsulleri hakkım da hazırlanan kanun projesi verilmiş tir. . Kongreye İstanbul balıkçıların * dan cemiyet reisi Ahmet Mümtazla idare heyetinden (o Yusuf Sabih ve Mehmet iştirak edeceklerdir. İstanbul balıkçılar cemiyetinden dört, İzmirden iki, Trabzon, Çanak-| kale ve Bandırma balıkcılar cemiyet lerinden de birer murahhas cağırıldı. Kongreye Kütahya mebusu Mehmet Somer, İstanbul mebusu Hamdi De- nizmen, İzmir mebusu Osmanzade Hamdi, Cevlet Kerim İncedayı ( nop) ve Konya mebusu ressam Şe ket Dağ, Trabzon mebusu Daniş E- yüp de murahhas olarak iştirak ede- ceklerdir. Davet edilen murahhaslar arasm- da berk konserve fabrikası sakinlerin Aletin. Hamdi, balık mütehassrslarından eski balık hane müdürü Karakin, balıkçı ve dak *enet aynı zamanda fahri o müşavir “Ali Nansever de vardır. Meclisin ikti. sat encümeni azasivle, diser birçok savlavlar ye balıkrrhırla alikarlar re. vat da kongreye istirak edeceklerdir. Halit Ziya hasta Halkevi namına hatırı soruldu Edip Halit Ziya (şaklıgilin çok- tanberi rahatsız olarak Yeşilköydeki köşkünde yattığmı haber alan İstan- bul Halkevi merkezi üstadım hatırmı sormağa karar vermişti. Dün Halk- evi idare üyelerinden beş kişilik bir heyet Yeşilköye giderek hatırını sor- muş ve kendisine Halkevi bir büket vermiştir. iya Uşaklığil Halkevinin gösterdiği bu kadirşinaslık karşısın. da çok mütehassis olmuştur. Üstada biz de geçmi ş olsun der, ilk l Roma âcil şifalar dileriz. PAZARTESİ İKİNCİTEŞRİN — 1696 Meri: 1395. Ramazan: 15 Canta TENİ | ee hindi | aşa |üts! İtem e free 5S? 1208 14,28 1642 1819 5,8 1 İ2SE 722 9461200 İST ZAR seyahate birlikte GEÇEN SENE BUGUN NE OLDU? Çin Elkümeti Japoayayı proteto etmiştir. Bulgaristanda Nöyyi munhedesi eleyhinde nümayizler yapdimıştar. Geçen seneki açık beş milyon lira idi Öğrendiğimize göre bu sene döviz vaziyetimizin mütevazin olacağı ümitle ri tahakkuk etmektedir. Geçen sene memleketimize 88,823,000 liralık 527,567 ton eşya ithal edilmiş ve ihracatımız 95.861.009 liralık 1.479.949 tonu bulmuştu. Bu suretle ihracatımız bir yıl ewveline nazaran 3,5 milyon lira ıktan üstün bir fazlalık göstermesine rağmen döviz muvazenesini temine kâ- fi gelmemiştir. Maliye vekâletince verilen hesaplara göre 1935 döviz vaziyetimiz $ milyon lira kadar bir açık vermiştir. Şimdi sene sonu gelmektedir. Bu ba kımdan 1936 ticaret muvazenemiz için en şayanı dikkat günler geçirilmekte- dir. Aldığımız maliümata göre bugüne kadar olan ticari (o vaziyetimiz döviz açığının bu sene ka panacağı ümidini vermiştir. Bunda, Fransa ile yapılan düyunuumumiye an- laşmasının büyük bir tesiri olmuştur. Bu anlaşma mucibince Türkiyede Türk parasile ödenecek kısmından başka dö- vizle teğiyesi meşrut olan (o senevi BS milyon frank raddesindeki o miktarın yarısı Fransaya gönderilecek (mal ile ödenecektir. Döviz açığının 3,5 milyon liralık bir kısmının bu süretle ödenmiş olacağı kanaati vardır. Yeni genel ithalât rejimimizin o esas fikri buradan alınan kuvvetle, fakat ge- ne bu gayeye varmak için doğmuştur. Yapılan klering anlaşmalarında satılan malın yüzde muayyen bir (Omiktarınmn tekrar memlekete girmesi harice olan döviz ihtiyaccımızı ortadan kaldırdığı gibi mühtaç olduğumuz dövizi de temin etmektedir, Fındık mintakasında tetkikler Şehrimizde staj gören İktisat vekâle- ti memurları çarşamba günü Trabzona gideceklerdir. Orada fındık mıntakasın da tetkikat yapılacaktır. İktisat vekâ- Jeti meyvecilik mütehassısı doktor Baa- de de kontrol memurlarile beraber gi“ decektir . ——— Yoldan çıkan tramvay Bu sabah saat 8,25 de 18 numaralı Topkapı - Sirkeci arabası Liman hanı önündeki makasta yoldan çıkmış ve! sast 0.5 e kadar bu yüzden milnakelât inkıtan uğramıştır. b erammiminme Suvari polis merkezi Emniyet müdürlüğü Şişlide süva. ri polis bölüğüne tahsis edilecek ahır- lari tamir ve islah ettirecek ve geniş. letecektir. Süvari polis merkezleri nin bundan sonra merkezi Şişlide ola. caktır. ——— Tekaütlerden Uubran vergisi nasıl alınacak Tekaüt olduktan sonra (ücretle bir devlet vazifesinde çalışan memur“ lardan tekaüt maaşı ve aylık ücretin den sonra kalacak paradan buhran vergisi kesilmesi alâkadarlara bildiri! miştir. yale ik a ARI 7 Tİ 2 >“ Şüphelendiğinizi söyleyiniz aldığımız mektup CEVABIMIZ: Mademki kendinize bu kadar hâkim- siniz, bir mahavere esnasında kendisinden şüphelendiğini- viyor derhal meseleyi anlıyacak ve hersey ri imvı eğebölesniz, görünüşlere rağmen kendisinden şüp- he etmek istemediğiniz; »söyliyebilirsini. Mademki sizi se- düzelecektir. Kotanım sizi aldattığına kat'iyetle emin misiniz.? . 2 Fransa “Cumhuriyet, te Abidin Dav'er ya- ayor: Sancaktan ve Suriyeden gelen he- berler, buraları idare edenlerin, çok köhneleşmiş bir politika oyunu oyns- dıklarmı gösteriyor: Ermenileri silâh- landırmak, Kürdleri tahrik etmek, A- rabları aldatmak, Türkleri ezdirmek: kısaca meşhur Makyavelin gene meş- bur bir prensipini takiben “hüküm- ran olmak için tefrika salmak”.. Reşid olmıyan, yüksek vatanperver- lik duygularma sahip bulunmıyan, 4- ralarında kanlı hâdiseler geçen ve ni- hayet ayrı ayrı irklara, dinlere ve mezheblere mensüp bulunan az çok ip- tidai insanları biribirine düşürüp bun- lara hâkim olmak, eskiden çok muvaf- fakıyet veren bir usuldü; fakat ze- man geçtikçe bu idare tarz bayatla mış, bayağılaşmıştır. Şimdi bu, ancak biribirlerine karşı sönmez bir kin ve sdavet besliyen, biribirinin kanına su- samış kavimlere ve kütlelere karşı tatbik ediliyor. Fransızlar, Makyave lin bu meşhur prensipinin, Suriyede da hi iflâs etmek üzere olduğunu görmü- yorlar m:? Antakya ve İskenderunda- ki son hâdiseler, onlarm gözlerini ağ- madı mı? Rumların, Ermenilerin, Çer. keslerin, Alevilerin Türklerle el 'ele vermeğe başlamaları, onlara artık bu usulün sökmediğini anlatmıyor mu? İki Fransadan, büyüğü küçüğüne, “yeter artık bü Makyavelizm!?,, diye neden bağırmıyar? Evet, Fransızlar bilmiyorlarsa, farkmda : değillerse biz onlara hatırlatalım ki, yeryisüinde, Fransa vardır: . Birincisi, insanlık haklarının şampi» yonu, medeni ve büyük Fransa, İkincisi, insanlık haklarmı ezen müstemlekeci ve küçülmüş Fransa... Suriyede ve Sancakta “bükümran olmak için tefrika salmak,, prensipini güden işte o denizaşırı, o müstemleke- ci, o kllçülmüş Frahsadır. Bu küçük müş Fransa, vaktile büyük Fransanm Alsas - Lorende Almanlar tarafından latbikmdan şikâyet eltiği tazyiklerin hepsini, İskenderun ve Antakyada de- ha büyük bir şiddetle tatbik edir; üze rinde fetih hakkı bile Wülunmadığı ve Büyük harb içinde yapılan emperyalist paylaşmalar arasında kendi hissesine ayırtmağa muvaffak olduğu Suriyeyi, keyfinin istediği gibi parçalar ve bü memleketin vahdetini bozar; asırlarca beraber yaşamış olan Türklerle Arab. larm arasına vaklile para ile satına)- dığı vatan hainleri ve akıllarını kay- betmiş idealistler vasıtasile soktuğu tefrikayı, şimdi ezeldenberi Türk olan İskenderun ve Antakyayı Suriyeye ver mek suretiyle idame etmeğe çalışır.. Müstemlekeci, o küçülmüş Fransa, bütün bunları yaparken insan hakla- rının şampiyonu olan büyük Fransa da, adalet, müsavat, kardeşlik, hürri. yet diye boğazı yırtıla yırtıla bağırır, | Sesini bütün dünyaya işittirmek için bağıran medeniyet ve hak sampiyotn Fransa, bu büyük mefhumları, evvelâ Pariste yan yana oturduğu o müstem- lekeci ve küçülmüş Fransanın kulağı. na soksa daha İyi etmez mi? X Türk muharrir- leri arasında muhlt mübadelesi “Kurun” da Hikmet Münir (Vâ- Nü) nun Anadoluda çalışmıya gitmesi dolayısiyle diğer o muharrirlerin de memleket içersinde tetkikler yapıp wa- zlar yazmasını temin eden esaslı Dir programın hazırlanmasından, daha w- mumi bir tabirle “Türk muharrirleri arasında bir muhit mübadelesi,, nden bahsediyor. Ve bu işte, Ankaradaki Matbuat Umüm Müdürlüğünün önayak olmasını temenni ederek diyor ki: “Memleket içine bir (Vâ - Nü) nun gitmesi kâfi gelmez. (Vâ - Nü) ne ka- dar fazla mahsul veren bir muharrir olursa olsun, memleketin, hâlâ bekâ- retini muhafaza etmekte olan maddi ve manevi manzarası renk renktir. Ve bunlar bugün erişememiş bir kalemin ucuna bakıyor.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: