16 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

16 Ağustos 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Manevra sahasında Ordumuzun en kuvvetli vasıflarından biri... Yazan: Çörlü 16 Ağustoa | Yolları baştanbaşa asfaltlanan, be- | ton yağıları her gün bir parça daha | artan Trakyada, Türk ordusunun en yeni vasıtalarla teçhiz edilmiş br ko- lu bugün bir manevraya başlıyor. Bu ordunun birçok yüksek vasıfla. rı, meziyetleri vardır. Fakat, en ehem- miyetli vasfı başka orduların boy öl. çüşemedikleri tarafı, hiç süphesiz, eş. | siz bir kumanda heyetine sahip bulun- | masıdır, Harblerin dehâ'sını “Para! Para! Para!, diye bağırarak vecizelendiren Napolyonu bizzat kendi talii tekzib etmiştir. Zira biliriz ki, bu harb ada. minin askerlik ve sıyasa yıldızmı sön. düren Vaterlo hiç de parasızlık yüzün. den kaybolmamıştır. Hem elimizde daha yeni deliller var. İşte Mustafa Kemal, Onun son yirmi yıl içinde ka. zandığı zaferlerin hangi biri bol para- ya mal olmuştur? Mustafa Kemalin her zaferi, Napolyonu Vaterlodaki muazzam mağlübiyeti kadar sarahat- le tekzib eden birer askeri tarih vesi. kası değil midir? Vaterloda İmparatorluk Fransasmı mahveden, ortadan kaldıran mağlübi. yet sadece “kumandansızlığın”, kötü bir kumandana tevdi edilmiş olan bir vazifeyi bu kumandanın başaramamış olmasınm eseridir. Mustafa Keamlin her zaman, ber cephede muvaffak olu. şunun sırrı ise, her gittiği yerde şah- siyle tam bir'kumandan bulundürmuş ve bulundurmakta devâm etmiş ölma- sıdır. Kumandan eye derler? Bu süsle kestirme cevah vermek mümkin değildir. Ancak söyle denile, ilir: “— Kumandan odur Kİ, emri altma giren kendini derhal ona bağlar. O, bir hakikati zamanında sezer, bir ted. biri zamanımda alır ve zamanımda ver, diği kararı zamanında tatbik eder. Bir kumandanm bütün bu meziyet, lere sahip bulunduğunu ispat etmesi. le bir harbin ve çok defa bir milletin akıbeti taayyün eder, Türk ordusunun bugünkü kumanda Beyeti muastr orduların kumanda he. yetlerile mükâyese edilince ,hiç şiphe edilmesin, çok ağır basar, Zira bü ku- manda heyeti masa başmda değil, harb sahalarında yetismistir. Bir baş. Ka ordunun bizim kumanda heyetimiz. de gördüğümüz. meziyetleri iddia ede- bilmesi için, daima fena sartlara gö- Züs germiş olması ve hemen her za. man acı İmkinsızlıklar içinde sayısız Yarbler kabul etmiş olması, en eski. sinden en yenisine, en tesirlisinden, en tesirsiz'ne kadar silâhin her nev'ini Kullanmış olması ve bu maceraların- dan şerefle çıktığını teyid eden bir ta- rih göstermesi lAzımdır. 'Tarih dedim de hatırıma geldi. Bu. gün burada cumhuriyetin Türk silâh. larına verdiği kudreti seyrederken es. ki devirlerden kalma acilar içimde deprendi, İmparatorluğa bir daha l4- net okudum. Tam 25 yıl önce yine bu- rada Osmanlı Imparatorluğunun cehli, teseyyübü ve taafflini yüzünden silâ. | hr paslı ve hantal bir mağlüp çehresi göstermiş olan betbaht Türk neslini düştindüm. O maceranın büyük azabını çekmiş olan Abdullah pasanm - sark ordusu, bu Çorluda, bu Sarayda ve daha öte. deki Lüleburgazda ne berbat bir aczin çamuruna batmıştı? Rahmetli Abdullak naganm kendisi. ni mldafan için - belki de haklı ola- rak . yazdığı kitapta okumuştum: “Şark ordusu Trakyada cephe tut. duğu gön kuvvetlerinin bir kısmı Ana. doluda, bir kısmı Havranda, bir kıs. MT Yanyada ve bir kısmı Yemendey- miş. Mamhıları ve nişancıları Yemene gönderilmiş olan ağır topların cephe. neleri Çanakkalede ve atları Balıke. Nizamettin Nazif sirde bulunuyormuş... Ordu yoksuz. luktan dehşetli azab çekmiş, yağan yağmur tarlaları ve patikaları birer bataklığa döndürmlüş, hayvanlar aç- liktan o kadar sıskalaşmıslar ki, ricat eden bataryalar hep bu bataklıklara saplanıp kalmiş.,, Şimdi bu satırları yazarken Çorlu istasyonunun yanıbaşında duran on batarya motörlü topa gözlerimi daldır mış bulunuyorum, Daha ötede on ba tarya daha var, Az daha ötede bir o kadar daha... Hepsinin oephaneleri, malzemesi ve muharrik kuvvetleri ta. mam. Havranda mavranda, Yemende memende unutulmuş bir şey yok. Bun. lar kırmızı grupun topları. Yeşil gru- pün elinde de en az bu kadar motörlü batarya bulunsa gerek. Sağlam bir katranlı yol kıvrılarak, bükülerek ilerde iki tepe arasmda kayboluyor, Ne tarafa baksanız temiz kıyafetli teçhizatı mükemmel kıt'alar, tayyareler, motörler, bataryalar ve asfalt yollar... Trakyanın bu paftasında imparator- luk şark ordusunun 25 yıl evvelki ac, zi ile cümhüriyet silâhlarının göster. diği dinç endam arasındaki tezad ne büyük. Halbuki imparatorluk o zaafı ve muymıntılıği ile birlikte harpçi ve İs. tilâcı olmak iddiasında bulunan wr rejimdi ve o çürük çarık haliyle bura- da bir harb kabul etmiş olmak iddis- sıhdaydı, cumhuriyetse, bu kuvvetli, gok kuvvetli silâhlarmı ve bu “güzel, çok güzel şoselerini, asfaltlarmnı, ken. di malı lan demiryollarını hep sulhe bekçilik etmek için kurmuş bulunu. yor. Fakat onun harbederek kaybetti. ğini, bu suihederek barple “alihamez bir hale soktu. Trakyada manevra İ- çin toplanan kuvvetlere - bakanlar, Trakyanın ve bütün Türkiyenin ne mükemmel bir şekilde zırhlanmış bu- lunduğunu kolaylıkla anlıyorlar: Bu Trakya nakabili istilâdır. Bir daha bir harbe sahne olmiyacaktır; İşte "Trakyada manevra “yapan or. dunun kumanda heyeti ile kadrosu. nun yüksek meziyetlerinden göze vü. Pan birinci viâna budur, İkinci mana ise aym 22 inci günü İrak, İran, Yunan, Rumen, Yugoslar, Efgan fevkalâde askeri beyetleği İle dünyanın büyüklü küçüklü muhtelif ordularma mensup 18 askeri ataşenin | Cer önlünde şerefle tebellür edecek- Yani bir daha görülecektir ki, Türk kumanda'heyetleri motörsüz kuvvetle. Tin basmda kazandıkları * tecrübeleri motörlü küvvetlere de aynen tatbik ettirmişlerdir. “Türk ordusu en mo. derh, en ince beszblı harb vasıtalarını yadırgamadan ve bilyük bir el alışkan lığı ile kullanmaktadır. Evet... Bu Trakya istilâ edilemez. Sulh haritanın bu tarafında bozula. maz. Nizamttin NAZİF Karikatürle mektupla, Kırklareli birçok noktalardan İstan- bula bensiyen medeni bir şehirdir... HABER — Aksam postası Devlet Yoliları Tahrandan Trabzona yeni yoldan geçerek... Y. - Trabsön Tebriz - Trabzon. yolunun (oya. pılmasındaki ehemmiyeti dün bir bi. taraf yabancıdan diriledik, Bu ysban- cı uzun zaman İranda, bilhassa Ma. Macar mühendistir ki, memleketine zan: Şekip Gündüz a yolundan bir görünüş dönmek üzere dost ve kardeş İrandan * ayrılınca Tebriz . Trabzon yolunu tercih etmiştir, Francois de Romeiser adıyla kendi- sini bana tanıtan mühendis dedi ki: “— Bu yolun ekonomik kıymetleri. ni anlamak için haritaya bakmak kâ- fidir. Fakat ne mühim bir taahhüt ol. duğuna akıl erdirmek için mutlaka bu yoldan bir defa geçmek lâzımdır. Bilhassa Erzurum . Trabzon kısmın- da, deniz sathından 2800 metro yük. sekliklere ik! defa döne döne çıkan bu yol hakiksten büy cidden büyük bir'azmin eseridir. Bey- nelmilel büyük yollar tarihinde bu. nün bir yeri olacağını iddin etmek da- hi mübalâğalı sayılamaz. İ sahai sathiyesi 1,600.000 kilom murabbaldır, Türkiyenin mesahası 740 bin kilometre murabbaıdır. Bu yo İun yalnız böyle iki geniş ve zengin ülkeyi “bağlıyacığını söYlemek “ dahi kiymetini açikça göze vürmüz mi? Tebrizden kalkan ve Trabzona ulağân bir.yoleu-İran toprağındaki Dema. Vend dağı ile Türk toprağındâki Ara. Tatı mühteşem ve vakur gövdelerini bu iki komşu milletin istikbeldeki bü. yük ekonomik inkişafına birer sembol gibi hatırlar ve'unutamaz. Mühendise sordum: — Yolun genişliğini KAF buluyor musunuz? — 'Tabit... . dedi - Sekiz Metro ge. Mişliğinde bir yol ve yol yapmasını bi, lerler tarafmdan yapıldığı her tara. fından anlaşılan bir yol. Civarda çok hümmalı bis çalışma var, Adım basın. da silindir gruplarma, işçi ve mühen- dis kafilelerine raslanıyor. Bir Yl #örira bu yol mükellef bir transit vo. lu olacaktır.: Tebripden kalkan bir| yölcu Türk hududuna kadar he ka. dar rahatlıkla gelirse, Türk hudu. dundan Trahgona da öyle Tahat ve e min olarak ulaşıyor, Gerek İranın, gerek Türkiyenin - devlet yollarında tam bir emniyet içinde seyahat edil- mesi bu iki devletin asayiş bakımın. | dan'ne büyük“bir muvaffakiyet dere. cesine ulustığını göre vuruyor, ki t- caret yollarında bu cihetin ne derece mühim olduğunu söylemiye hncet yok. Şunu da ilâve edeyim ki, bir ya- bancı İran ve Türkiyede yola verilen ehemmiyeti, bu iki memlekette dik- yapmadan anlrve, ınZ, İranın de, " mirvolları, sizin soseleriniz, İranın 40. geleri Orta Asvayı Avrupa piyasala. rının burnu dibine yaklaştırıveriyor. Türk ve İran yol prosramlarının ta mamivle tatbik edild'öi lin ticari mü nasevet'erde büytük bir inkizal olacak. Ben Tebrizle Trabzon arasmda hep güzel otellerde konakladım. Bayburt, Gilmlişkane ve Payazıt'ten n vol kenarında öyle zarif oteller gör. | düm ki, doğrusu bu hal benim için çok mes'ut bir sürpriz oldu, Sizi te, min ederim ki, bunu takib edecek on | yıl içinde bu otellerden herbirinin bu. tunduğu yerde mutlaka kilcük bir ka- saba doğuverecektir. Tebriz - Trabzon yolu gerek İran ve gerek Türkiyedeki katli bir seya ii Transit yolu üzerindeki kasabalardan birli Baymırt güzergâhı çtrafında bulunan, , yerleri ihya edecek, bilhassa Erzurum ve Trabzon bundan çok fayda görecektir, .. . Birkaç gün evvel Nafta Bakanımızın İsveç ve Almanya seyahatinden avde. ti münasebetile bu sütunlarda bu yol. dan bir kere daha bahsetmişlik. Bu İ gün, Tebriz - Trabzon yolu etrafında | bir bitaraf yabancınm takdirle ve hayranlıkla dolu olan Sözler'ni bürâ- ya evvelce yaptığımız tahminleri kuv. vetlendiren bir müzahede dediyoruz. Mamafih ilk fikrimizde ısrardan da kendimizi aJamıyoruz? “Şoselerimizi Otosirad'laştırmal; - yız., Şekip GÜNDÜZ Zonguldakta bir kaza Rir kamyon 15 metreden düştü Zonguldak, 15 Hususi) — Burada feci bir kamyon Oo kazası olmuştur. Şerife ait taş kamyonu taş ocağına gi- derken Kokarsu civarında bir vi- rajt döndüğü sırada on beş metre yük- seklikten aşağı düşmüştür. Direksiyonu kullanan anbar memu- ru Foçalı Ahmet kapaklanan kamyo- nun altında kalarak derhal ölmüş, için- de bulunan Rıza tehlikeli surette yara- lanmıştır. Yaralı Amele birliğinin oto. mobiliyle hastahaneye kaldırılmıştır. . ŞEFİK EY hah saçtı Üç murabba X<XxX> Dünkü Arap aâçmın haridir Döet bütün ve dört yarım kibritle, Uğ müsavi mursbbain ne basit bir şekilde ya, pıldiğıdı bu rösini pekâlâ göstermektedir. TE AĞUSTOS Se Hayata dai Bir cevdP , IZILLI Adam'ın My Jayısile yazdığım MİRİ i bây Nağulti Baydar'ın Gaal 13.8.37 tarihli Ulus'ta “HAB çeş bir yazı ile cevab e ai lardanberi, taMr Wadi” ramuzda, bana bu kadif : geri tabla müsaade edecek kadi” yi yet yoktur. Bunu hoş gör. gi tâ bay Nasuhi Baydar'ın © haksız sözler söylemesin€ p karmamam lâzımdı. günkü F kapı? de kendisine » yinizler* “Get bulun be haksız tarizlerde .— o hemen tatziye verdiğim için yerdi olmamış farzedeceğini ; fakat isan oğlunun kiri ,” dar she şağilnaz. B. N çi si diseyi o kadar unutmamıj © ona da telmih ediyor: gi Kendisi için: “En gili li Md cimlerimizdendir,, derisi ge pek hafif bulmuş veya ” de kandetmediğim « bir İst” yi olacak ki işe, ona asl yg Bay Nâsuhi Baydar'ın #*' id bazt yanlışlar. bulunduğu gayi Fakat onün tercümede pek a lışlara düşeceğini gannetriY ii edi fak tefek” yanlışlar da he 4 bulunabilir. Ben ona “çalt gr kıymetine inandığımı saye miştim. Kıymetine inandığı” ki muayyen bir zevke, / ettim. Ulus'un tefrikaları Pİ L w) danberi, öyle lâalettayin vs $ kaları değildir; karle ho, of çirtmekteri başka, ondan e yet gayeleri vardır. Büyük tanrtmak istiyor. yi Bunu düşündüğüm, DAY ? Baydar'ı herhangi bir sar ny timi saymadığım için bazı Hos iç hassa Pierre Louysin yi : pöürpre'in: intikabına itira$ te 6 kadar. Büy Nasuhi Baydar karşılamamız, hakaret VE 55 mübabele “ddiyör. Zekisn4?” nillmiyddek bir payehalaği yl x. düşüp “gentleman,, Tiğine vip cak bir isnadda bulunuyof, yi ise abe “., Fakat Madame cak bir tâbi bulamadı nim mi?.,, Bundaki ineliği kavrıyorsunuz! Ben, Nural İ tercüme ettiğim bir roman gbi” madığım için, tercümelerin$ ge lan bay Nasuhi Baydar"! rum; onu kıtkandığım içi9 tariz8, hücuma ka zay gr gg yeti o kadar severim ki di” varan derecesinden dahi Pk a mem. Bay Nasühi Baydar” ği pe” liyebilirdin; faktr j kladıktan sonra #ÖY” geği Onu çekemiyor, kuskanı)O” “ Yalaız bay Nasuhi Baydar” Pa bir şey öğretti: Ken gri rini bastırabildiği için pef ye yor ve kendini herkesin > / cağı bir adam diye görü al N Madame Bovary tercüm vaki bitirmedim, onu istiyen Stendhal'den tercüme © Çi ve Siyah için tâbi bula gi” den olmasına rağmen - manı kadar tanımış değildir w mek #arfettiğim © v ve o roman, dünyanın en St tercümesini kitab halinde için müteessirim. Fakat şi besledili kimseye garaz, haset tur; zaten Bay Nasuhi Bay bilir ki ben onu teklif > İ den hiçbir ücret istemedi” ş sılmasından, beklediğim YES” gö. at bir zevkin tatmini idi Br dişelerime bay Nasuhi B3* için dahi karıştıramam. o dELİ Hayır, eski dostum vE YİL: bilmek istediğim Nesuhi Bi gi Pierre Louys, Paul Mora di 3i6 gibi "parlak, uhareirlsi ef rini teroime etmenizi ho$ size muayyen bir zevk€ bir kanaâte bağlı olmağı ** kıskançlıktan © değildir. , raux'nun France'ın Balear Tmi da tercüme ettini#, © gi A alkışladım. Paul Morand'& z Ni h (Devam yine ve “ği si gir

Bu sayıdan diğer sayfalar: